Faiz Düştü, Döviz Kurları Düşmedi; Türkiye’de Döviz Krizi Tehlikesi Var Mı?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 24 Kasım’da politika faizini 150 baz puan daha indirerek yüzde 9’a çekti. Böylece 2 yıl aradan sonra TCMB’nin politika faizi yeniden tek haneye inmiş oldu.

Geçen yıl Eylül-Aralık döneminde 500 baz puanlık faiz indirimi yapan Merkez Bankası, bu yıl ise Ağustos-Kasım döneminde yine 500 baz puanlık indirime imza attı ve “indirim döngüsünü sonlandırdığını” ilan etti.

Aradan geçen yaklaşık 14 aylık dönemde dolar kuru 8,30’dan 18,60’a çıkarken, resmi tüketici enflasyonu ise yüzde 19’dan yüzde 85’e kadar yükseldi. Üretici enflasyonu ise ekim ayında yüzde 157’yi görerek rekor kırdı. Ancak faizde tek haneye inilmesine rağmen dolar kurunda geriye dönüş sağlanamadı. Kur seviyesi 18.50-18.70 bandında kaldı.

Türkiye’de enflasyon açısından kritik bir parametre olan dolar kuru seviyesi, TCMB’nin döviz satışı, bazı ülkelerle yapılan swap işlemleri, ihracatçılara getirilen yükümlülükler ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) ile Ağustos ayından beri 18 Türk Lirası (TL) bandında stabil duruyor. Son bir ayda ise 18.60-18.70 seviyesine demir atmış durumda.

Hükümet dolar kurunu tutmaya çalışırken ihracatçılar ise dış ticarette avantaj kazanmak için dolar kurunun 20 TL üzerine çıkması gerektiği görüşünde. Seçimlerden sonra sert bir kur artışı bekleyişi hakim. Uzmanlara göre de kurun suni şekilde sabit tutulmaya devam edilmesi halinde Türkiye’de döviz krizi tehlikesi yaşanabilir.

Seçimler belirleyici olacak

Ekim ayı sonunda açıklanan Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer alan bilgilere göre dolar/TL’nin 2023’ü 21,51 lira seviyesinde tamamlaması hedefleniyor. Programa göre vatandaşın ve şirketlerin dövize yönelmesini engellemek için geliştirilen KKM 2023 yılında da devam edecek ve bu sistem için 25 milyar TL kaynak ayrılmış durumda. Ancak pek çok uluslararası kuruluş ve ekonomiste göre, dolar kuru 2023’te çok daha yüksek seviyeleri görebilir.

Örneğin uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’de dolar kurunun seviyesini 2023 yılı için 3 farklı senaryoya göre değerlendirirken Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi ancak AKP’nin Meclis çoğunluğunu kaybetmesi halinde, dolar kurunun 2023 yılında 23,2 TL, 2024 yılında 24,6 TL, 2025 yılında ise 24,5 TL seviyesini göreceği tahmininde bulundu.

Erdoğan’ın yeniden seçilmesi ve AKP’nin Meclis çoğunluğunu da kazanması halinde dolar kurunun 2023 yılında 28 TL, 2024 yılında 39,9 TL, 2025 yılında 39,7 TL’yi bulacağını öngören Fitch, muhalefetin hem cumhurbaşkanlığını hem parlamento çoğunluğunu kazanması halinde ise dolar kurunun 2023’te 24,2 lira, 2024’te 22,5 lira, 2025’te ise 18,2 TL seviyesinde olacağı öngörüsünde bulundu.

“Hâlâ hesapların yüzde 50’den fazlası dövizde”

DW Türkçe’den Aram Ekin Duran’a konuşan ekonomi yazarı Barış Soydan, hükümetin dövize karşı TL’yi özendirmek için attığı adımlar ile Aralık 2021’de 240 milyar dolar seviyesinde olan Türkiye’deki toplam döviz hesaplarının önceki hafta 200 milyar doların altını gördüğünü belirtiyor. Soydan buna karşın hâlâ vatandaşların banka mevduatlarının yüzde 50’den fazlasının döviz hesaplarından oluştuğunu dile getiriyor.

TCMB rezervlerinden satılan yaklaşık 100 milyar dolar sonrasında, ihracatçılara ve turizmcilere döviz gelirlerinin yüzde 40’ını TCMB’ye satma zorunluluğu getirildiğine işaret eden Barış Soydan, şöyle konuşuyor:

“Bu normal bir uygulama değil. Hatta ben buna finansal OHAL diyorum. Bu uygulamanın olağanüstü olduğunu nereden çıkarıyorum peki, çünkü başka ülkelerde yok. Bir tek savaş sonrası Rusya bu adımı attı. Yani ancak savaş koşullarında yapılan bir uygulama var bugün Türkiye’de.”

Bu olağanüstü uygulamalar sayesinde TCMB rezervlerinin eriyip bitmesinin önüne geçilebildiğini de sözlerine ekleyen Soydan, “Bununla birlikte Rusya, Katar ve Suudi Arabistan’dan gelen ve gelecek olan paralar ile birlikte rezervler yükselmeye bile başladı diyebiliriz” diyor.

“Önlemler uzarsa döviz krizi yaşanabilir”

Söz konusu para girişleri ile birlikte seçime kadar geçecek sürede dolar kurunun mevcut seviyelerde tutulabileceğini kaydeden Soydan’a göre, orta vadede ise bu önlemlerin devam etmesi Türkiye ekonomisinde çok ciddi sorunlar ortaya çıkarabilir.

Seçim sonrası dolar kurunda sert bir artış olma olasılığının yüksek olduğunu dile getiren Soydan, “Giderek artan cari açık varken bu sistem çok fazla sürdürülemez. Türkiye’nin ihracat artışı yüzde 1’e indi, ihracat artışı ise yüzde 30’lara çıktı. Böyle giderse Türkiye duvara çarpar. Bir döviz krizi yaşanır” şeklinde konuşuyor.

Soydan, yapılan son akademik araştırmalara göre dolar kurunda yaşanacak her yüzde 100 artışın enflasyona yüzde 50 gibi çok ciddi bir oranda etki edeceğinin ortaya konduğuna da işaret ediyor.

Faiz düştü, dolar düşmedi

TCMB 24 Kasım’da politika faizini 150 baz puan daha indirerek yüzde 9’a çekti. Böylece 2 yıl aradan sonra TCMB’nin politika faizi yeniden tek haneye inmiş oldu. Geçen yıl Eylül-Aralık döneminde 500 baz puanlık faiz indirimi yapan Merkez Bankası, bu yıl ise Ağustos-Kasım döneminde yine 500 baz puanlık indirime imza attı ve “indirim döngüsünü sonlandırdığını” ilan etti.

Aradan geçen yaklaşık 14 aylık dönemde dolar kuru 8,30’dan 18,60’a çıkarken, resmi tüketici enflasyonu ise yüzde 19’dan yüzde 85’e kadar yükseldi. Üretici enflasyonu ise ekim ayında yüzde 157’yi görerek rekor kırdı. Ancak faizde tek haneye inilmesine rağmen dolar kurunda geriye dönüş sağlanamadı. Kur seviyesi 18.50-18.70 bandında kaldı.

“Hükümetin kur artışına tahammülü yok”

Beykoz Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evren Bolgün, son bir yıldır ekonomi yönetiminin “yarı katı” sermaye kontrolleri ile dolar kurunun belli bir seviyenin üstüne çıkmasını engellediğine işaret ediyor.

Kurun tutulmasında öncellikle TCMB rezervlerinden “arka kapı” yöntemi ile satılan yaklaşık 100 milyar doların büyük etkisi olduğunu kaydeden Doç. Dr. Bolgün, “Seçime gidilirken hükümetin kur artışına hiçbir tahammülü yok. Çünkü kur artışı başta enflasyon olmak üzere bütün dinamiği bozuyor” diye konuşuyor.

“Dolar kuru 20-21 TL olmalı”

Alınana tüm önlemler nedeni ile seçime kadarki 5 aylık süreçte dolar kurunda çok büyük oynamalar beklemediğini ifade eden Bolgün’e göre, öte yandan cari açık sorununa karşı seçime kadarki süreçte 20-21 TL bandında bir dolar kuruna izin verilmesi gerekiyor.

Seçimden sonra iktidarın değişmesi halinde ise ekonomi politikalarında ciddi bir dönüşüm beklentisi olduğuna işaret eden Bolgün, “Ekonomi politikasında radikal bir değişim olması halinde, halihazırdaki yüzde 9’luk TCMB faizinin yüzde 30’un üzerine çıkarılması ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu da ister istemez dolar kuru dahil tüm parametreleri değiştirecektir” değerlendirmesinde bulunuyor.

Paylaşın

Reuters: Türkiye’de Tekrar Bir Kur Krizi Yaşanabilir

Türk Lirası bu yıl dolara karşı yüzde 20 değer kaybederken, Nisan ayında yıllık enflasyon yüzde 70 seviyesine dayandı. Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinin eksi 55 milyar dolar seviyesine düşmesi yüzünden ekonominin bir sonraki kur şokuna hazır olamayabileceği uyarısı yapılıyor.

Reuters haber ajansı bugün yayımladığı analizde Türkiye ekonomindeki son gelişmeleri değerlendirdi.

BBC Türkçe’nin Reuters’tan aktardığı habere göre, geçen yıl yaşanan kur krizinin ardından Türk Lirası’nın tekrar hızla değer kaybetmesi ihtimali, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar seçilip seçilmemesinde belirleyici olacak.

Türk Lirası bu yıl dolara karşı yüzde 20 değer kaybetti.

Dünya çapında yükselen enerji ve gıda fiyatları halihazırda bir enflasyon sorunu yaşayan Türkiye ekonomisini daha da zora soktu.

Nisan ayında yıllık enflasyon yüzde 70 seviyesine dayandı.

Reuters’a göre Türkiye’de yetkililer ekonomideki patlamayı, Aralık ayında rezerv satarak ve kur korumalı mevduat hesabı uygulamasını devreye sokarak önledi.

Ajansın analizinde buna rağmen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinin eksi 55 milyar dolar seviyesine düşmesi yüzünden ekonominin bir sonraki kur şokuna hazır olamayabileceği uyarısı yapılıyor.

Türkiye’deki kredi büyümesinin yüzde 50 oranına ulaştığı vurgulanırken bu yüzden enflasyonun üç haneli sayılara varabileceği aktarılıyor.

Ancak bu kadar ciddi bir şekilde yükselen enflasyona rağmen TCMB politika faizini yüzde 14 seviyesinde tutmaya devam ediyor.

‘Yatırım bankaları rezervler yüzünden endişeli’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılmasına karşı çıkması yüzünden Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinin daha da gerilmesinin gündemde olduğu aktarılan analizde, yatırım bankalarının ise rezervlerdeki düşüşten endişelendiği dile getiriliyor.

ABD merkezli Citi Bankası, enerji ve gıda ithalatının cari açığı milli gelirin yüzde 5’ine çıkarabileceğini aktardı.

Diğer yandan yatırımcılar kur korumalı TL vadeli mevduat hesaplarına bireylerin ve kurumların ilgisinin devam etmesinin önemli olduğunu düşünüyor.

Reuters için hesaplamayı yapan dört ekonomiste göre bu hesaplarda Temmuz’da geri ödemesi gelecek olan 10 milyar dolar, Ağustos’ta geri ödemesi gelecek 20 milyar dolar değerinde mevduatın bulunduğu tahmin ediliyor.

‘Türkiye’deki istikrarsızlık seçim sonuçlarını belirleyebilir’

Reuters’a konuşan JPMorgan analisti Zafar Nazım, negatif reel faiz yüzünden bireylerin bu hesaplara olan ilgisini canlı tutmanın mühim olduğunu belirtiyor.

İsviçre merkezli yatırım bankası Mirabaud’ın gelişmekte olan piyasalar şefi Daniel Moreno’ya göre bu sistemin sürdürülebilmesi mümkün değil.

Mirabaud, elinde kalan Türk tahvillerini geçen yıl yaşanan kur krizi sırasında satmıştı.

Moreno, “İşlerin her geçen gün kötüye gittiği görülüyor. Ancak yine de Türkiye’nin mücadele vermeden düşeceğini sanmıyorum” diyor.

Reuters’ın haberinde atıfta bulunduğu yabancı yatırımcılar, Erdoğan’ın seçimleri kaybetmesi takdirinde ortodoks ekonomi politikalarına dönüş ihtimalinin artması nedeniyle piyasaların yükselebileceğini dile getiriyor.

Gelişmekte olan piyasalar fonu Gramercy’den Petar Atanasov, “Türkiye’deki istikrarsızlık seçim sonuçlarını belirleyebilir” yorumunda bulunuyor.

Atanasov ise “Piyasalar son ana kadar şüpheli yaklaşacaktır. Sonuçları hiç belli olmayan bir seçim olacak, her şey gerçekleşebilir” diyor.

Paylaşın