Mahkemeden Dikkat Çeken Karar: Kanal İstanbul’un İmar Planı İptal Edildi

Mahkeme, İBB’nin tarım topraklarına, orman alanlarına ve su havzalarına geri dönülemez zararlar vereceği gerekçesiyle Kanal İstanbul’a yönelik açtığı davada, bakanlığın imar planı değişikliğinin hukuka uygun olmadığına hükmetti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Kanal İstanbul Projesi’ne yönelik diğer davaları ise yargıda devam ediyor. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuna ilişkin dava, Danıştay’da görülüyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 15 Temmuz 2021 tarihinde İstanbul İli, Yenişehir Rezerv Yapı Alanı (Kanal İstanbul Projesi) 1. Etabına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği’ni onayladı. Plan, 16 Temmuz 2021’den itibaren bir ay süreyle askıya çıkarıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), bu plan değişikliğine itiraz ederek konuyu yargıya taşıdı.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; İBB, başvurusunda plan değişikliklerinin kamu yararına aykırı olduğunu ve İstanbul’un geleceği için hayati önem taşıyan tarım topraklarına, orman alanlarına ve su havzalarına geri dönülemez zararlar vereceğini savundu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise İBB’nin itirazını zımnen reddetti.

İstanbul 11. İdare Mahkemesi, İBB’nin itirazını haklı bularak imar planını iptal etti. 2023/3120 numaralı kararda, “15/07/2021 onay tarihli, İstanbul İli, Yenişehir Rezerv Yapı Alanı (Kanal İstanbul Projesi) 1. Etabına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği ile bu plan değişikliklerine yapılan 16/08/2021 tarih ve BK No:4274, İBB No:138918 sayılı itirazın zımnen reddine ilişkin işlemde şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve hukuka uyarlık bulunmadığı” belirtildi.

Mahkeme kararında, dava konusu revizyon imar planı değişikliklerinde nüfusun nasıl tespit edildiğinin bilinmediği ve bu durumun belirsizlik yarattığı vurgulandı. Bilirkişi raporuna göre, nüfus hesaplarının eksik olduğu ve yatırımcı kurum ve kuruluşlarının görüşlerine dair bilginin bulunmadığı belirtildi. Ayrıca, mezarlık alanlarının ağaçlandırılacak alan olarak gösterilmesinin mevzuata uygun olmadığı kaydedildi.

İBB’nin Kanal İstanbul Projesi’ne yönelik diğer davaları ise yargıda devam ediyor. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuna ilişkin dava, Danıştay’da görülüyor.

Paylaşın

İstanbul’da Evlenmenin Ortalama Maliyeti 600 Bin Lira

İstanbul’da yeni bir ev kurmanın ve salonda düğün yapmanın toplam maliyeti 589 bin 405 lira, salon düğünü yerine kır düğünü tercih edilmesi durumunda 754 bin 405 lira olarak hesaplandı.

Haber Merkezi / Maliyet hesaplamasında beyaz eşya, mobilya, düğün mekanı kiralama, yeni bir ev kurma masrafları ve diğer tüm giderler bu kategori içerisine dahil edilirken; kına, nişan, takılar ve balayı masrafları hariç tutuldu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı 2024 yılında İstanbul’da evlilik maliyetleriyle ilgili yapılan çalışmayı açıkladı.

Buna göre, evlilikle ilgili tüm harcamalar 5 kategori altında toplamda 79 kalem baz alınarak hesaplandı.

Yeni bir ev kurmanın ve salonda düğün yapmanın toplam maliyeti 2023 yılına göre yüzde 69,4 artarak 589 bin 405 lira, kır düğünü yapmanın toplam maliyeti ise, geçen seneye göre yüzde 62,6 artış göstererek tüm masraflar dahil 754 bin 405 lira olarak hesaplandı.

Maliyet hesaplamasında beyaz eşya, mobilya, düğün mekanı kiralama, yeni bir ev kurma masrafları ve diğer tüm giderler bu kategori içerisine dahil edilirken; kına, nişan, takılar ve balayı masrafları dahil edilmedi.

2023 yılında düğün için salon kiralama fiyatı ortalama 33 bin 843 lira olarak hesaplanırken; 2024 yılında bu fiyat yüzde 106,8 artarak ortalama 70 bin 000 lira oldu. Kır düğünü alanı kiralamanın maliyeti ise geçen seneye göre yüzde 56,7 artış göstererek 235 bin lira olarak hesaplandı.

Beyaz eşya masrafları 2023 yılına göre yüzde 67 artarak 105 bin 7 lira, mobilya masrafları ise yüzde 69,9 artarak 147 bin 875 lira oldu.

Evlenirken İstanbul’da kiralık ev tutma maliyeti kira, depozito ve emlak komisyon ücreti dahil olmak üzere 2023 yılında 63 bin 388 lira iken, 2024 yılında yüzde 52,1 artış göstererek 96 bin 424 lira olarak hesaplandı.

Çeyiz alışverişi harcamaları olarak ev gereçleri, elektronik ev aletleri, dekorasyon, ev tekstili ve mutfak gereçlerinden oluşan diğer düğün masrafları, 2023 yılında 100 bin 801 lirayken 2024 yılında yüzde 68,7 artarak 170 bin 99 lira oldu.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan ‘Siyasette Normalleşme’ Yorumu: Seçmen Zorladı

Erdoğan’ın “siyasette yumuşama veya normalleşme” mesajına ilişkin konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Seçmenler son seçimlerde, merkezi ve yerel yönetimler arasında yeni bir denge oluşturdu” dedi ve ekledi:

“Seçmen siyaseti normalleştirmeyi, siyaseti kutuplaştırma değil, bir araya gelme unsuru olarak, sistemi olarak tanımlamayı hepimize göstermiştir. Net olarak hissettirmiştir. Ve hatta zorlamıştır.”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, Marmara Belediyeler Birliği (MBB) toplantısında açıklamalarda bulundu.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in görüşmesi sonrası başlayan “Siyasette yumuşama veya normalleşme” tartışmalarına ilişkin Ekrem İmamoğlu, “Bu dönemin bence iki temel özelliği vardır: Birincisi; özellikle seçmenler son seçimlerde, merkezi ve yerel yönetimler arasında yeni bir denge oluşturmuştur. Bu dengenin, vatandaşın hayrına bir iş birliğine dönüşmesini yürekten umuyorum ve diliyorum” dedi.

İmamoğlu, konuya ilişkin açıklamasına şöyle devam etti: “İkincisi; aynı zamanda seçmen siyaseti normalleştirmeyi, siyaseti kutuplaştırma değil, bir araya gelme unsuru olarak, sistemi olarak tanımlamayı hepimize göstermiştir. Net olarak hissettirmiştir. Ve hatta zorlamıştır. Bu konunun, samimiyetin, iş birliği alanlarının genişletilmesinin bize çok büyük fırsatlar sunacağını biliyor ve inanıyorum. Tabii vatandaşlarımızın da bu sürede bizi sınayacağını, bizi takip edeceğini düşünüyorum.”

“Siyasette yumuşama veya normalleşme” tartışması

“Siyasette yumuşama veya normalleşme” tartışmaları Erdoğan ve Özel görüşmesi sonrası başlamıştı. Erdoğan, Özel ile görüşmesine ilişkin, “Özgür Bey şu an CHP’de genel başkan oldu. Genel Başkan olduktan sonra böyle bir ziyareti kendisinin gerçekleştirmiş olması iktidar ve ana muhalefet arasında olumlu bir gelişme” demiş ve eklemişti:

“Bundan önceki süreçlerde bu tür adımlar atılmıyordu. Bu adımın atılmasıyla siyasetin ülkemizde çok daha yumuşama dönemine girdiğini görüyoruz. Ben de Özgür Bey’e ilk fırsatta böyle bir ziyaretin karşılığını yapacağımı söyledim. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. İlk fırsatta da bu ziyareti gerçekleştirerek Türkiye’de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum.”

Erdoğan’ın “siyasette yumuşama” mesajına yanıt veren Özel, ise şu ifadeleri kullanmıştı: “Şimdi birileri Türkiye’de bir başka tartışma başlatmak istiyor ve yumuşama söylemlerinden bahsediyor. Bu işin sonu anayasaya varsın istiyor. Buradan sesleniyoruz. ODTÜ öğrencileri, 25 yaşındaki günahsız çocukların yazdıkları yazının olduğu stadyumda geleneksel tören yapmak isteyince onun karşısına polis, jandarma çıkaranlar neyin yumuşamasından bahsediyorlar? Hadi görelim. Yarın yumuşayalım. Deniz’in, Yusuf’un, Hüseyin’in hatırasına saygı, ODTÜ’deki kardeşlerimize saygı gösterin. İzni verin. Bir görelim nasıl oluyor bu yumuşama.

Taksim yasak, yumuşayalım. Devrim Stadı yasak, normalleşelim. En çok ben istiyorum normalleşelim. En çok ben istiyorum yumuşayalım. Benim görevim anayasal kayıpları teker teker geri almak. Taksim Anayasa Mahkemesi kararına karşı yasaksa, Anayasa Mahkemesi herkes çıkabilir demişken yasaksa, ODTÜ Stadyumu yasaksa bundan sonra kimse normalleşip de sonu Anayasa’ya varır mı diye düşünmesin.

Anayasa Mahkemesi kararına rağmen arkadaşlarımız Gezi’den içeride yatıyorlarsa ve kimse normalleşmeden bahsetmesin. Ama şunu söyleyelim. Denizleri asanlar, mahkeme kararına anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalışmak yazdılar. Kardeşlerimizi, evlatlarımızı bu bahaneyle astılar. Oysa Deniz anayasal düzeni, anayasayı savunuyordu. Anayasanın özgürlüklerini savunuyordu. Anayasaya sahip çıkmayı savunuyordu. Karşısındakiler yasakladılar. Karşısındakiler onları illegal bir çizgiye itmek için her şeyi denediler.

Bugün anayasa çağrısı yapan ve yeni bir anayasa isteyen herkese diyoruz ki mevcut anayasaya harfiyen uymayan, Türkiye’de anayasaya aykırı yapılan işleri yapmaya devam ederek, kayyum da atasan anayasaya aykırıdır. Öbür taraftan gidip serbestçe anayasal gösteri hakkını kullanmak isteyen işçiye, ODTÜ’lü öğrenciye izin vermeyince de anayasayı siz çiğniyorsunuz. Harfiyen anayasaya uyulmadan, anayasa da olmaz. Yumuşama tartışmaları sonuç da vermez.”

Paylaşın

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan Batı’ya “Filistin” Eleştirisi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “HAMAS tabii ki bizim çok üzüldüğüm bir saldırıyı İsrail’de yaptı. Biz, terör uygulamalarını yapan ve insanları topluca katleden her yapıyı terör politikası olarak görüyoruz. Maalesef bugün aynısı masum Filistinlilere oluyor” dedi ve ekledi:

“Her iki konunun da bu ölçüde değerlendirilmesini, bir an önce Filistinlilerin böylesi kötü bir zulme mâruz kalmaları parçalanmalarını sona erdirmeyi talep ediyorum. Bu konuda Batı ülkeleri iyi sınav vermiyor. Tek taraflı bakıyorlar. Biz, daha gerçekçiyiz.”

CNN International, yerel seçimlerde ikinci kez İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu ile röportaj gerçekleştirdi. Röportajda İmamoğlu, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarını bitirmek için muhalefetin en iyi umudu” olarak tanıtılması dikkatlerden kaçmadı.

7 Ekim 2023’te ‘Aksa Tufanı’ operasyonu sonrası Filistin’de yaşanan savaşı değerlendiren İmamoğlu, HAMAS’ın saldırılarını terör eylemi olarak yorumlarken İsrail’in de Filistin halkına zulmettiğini söyledi. İmamoğlu, Orta Doğu’ya “demokrasi gelmesinin” tüm dünyanın yararına olacağını vurguladı.

Erdoğan’ın İsrail’e en sert çıkış yapan liderden biri olduğu ve Hamas lideri İsmail Heniyye’yi kısa süre önce konuk etmesinin hatırlatılması üzerine. İmamoğlu yanıt olarak şunları söyledi:

“HAMAS tabii ki bizim çok üzüldüğüm bir saldırıyı İsrail’de yaptı. Biz, terör uygulamalarını yapan ve insanları topluca katleden her yapıyı terör politikası olarak görüyoruz. Maalesef bugün aynısı masum Filistinlilere oluyor. Her iki konunun da bu ölçüde değerlendirilmesini, bir an önce Filistinlilerin böylesi kötü bir zulme mâruz kalmaları parçalanmalarını sona erdirmeyi talep ediyorum. Bu konuda Batı ülkeleri iyi sınav vermiyor. Tek taraflı bakıyorlar. Biz, daha gerçekçiyiz.

Filistin – İsrail savaşının 205. günü geride kalırken, Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 66 artarak 34 bin 454’e çıktı. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 138 artarak 77 bin 575’e yükseldi.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu’nun ‘Siyasi Yasak’ Davası 31 Mayıs’a Ertelendi

Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde ‘ihaleye fesat karıştırdığı’ iddiasıyla yargılandığı ve yargılama kapsamında siyasi yasak ve hapis cezası talep edilen dava 31 Mayıs 2024 tarihine ertelendi.

Davaya ilişkin hazırlanan iddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 7 kişinin ‘ihaleye fesat karıştırma’ iddiasıyla 3’er yıldan 7’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Ayrıca 7 kişi hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi gereğince siyasi yasak uygulanması da istenmişti.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde ‘ihaleye fesat karıştırdığı’ iddiasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Önceki duruşmada İçişleri Bakanlığı avukatları İmamoğlu’nun duruşmaya katılarak ifade vermesi gerektiğini belirtmişti. Duruşma arasında adliyeye giderek ifadesini veren Ekrem İmamoğlu suçlamaları redetti.

Bugünkü duruşmada ise Sayıştay denetçilerinden istenilen bilirkişi raporu dosyaya girdi. Raporda hukuka aykırı bir durumun olmadığı tespitlerinin yer aldığı belirtildi. İmamoğlu’nun avukatı da Sayıştay raporunun herşeyi açıkladığını ve rapora katıldığını söyledi.

İçişleri Bakanlığı avukatları ise söz konusu raporun kendilerine ulaşmadığını beyan etti. Savcılık, akademisyenlerden oluşan bir heyetle yeni bir bilirkişi raporunun oluşturulmasını istedi. Karar çıkmayan davanın duruşması 31 Mayıs 2024 tarihine ertelendi.

Birgün’ün aktardığına göre; İBB Başkanı İmamoğlu’nun ara celsede verdiği ifade de ise, “Görev yapan arkadaşlarımın hassas çalıştığına şahidim. Bahsi geçen olaylara hakim olmam mümkün değildir. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum. Herhangi bir talimatım olmamıştır. Beraatimi talep ediyorum” dediği öğrenildi.

Duruşma sonrası açıklama yapan İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, konunun İmamoğlu açısından suç teşkil etmediğini ifade ederek, “Soruşturma izninin iptal edildiği bir danıştay kararı var. Bu danıştay kararına rağmen savcılık bir muhasebeciye bilirkişi incelemesi yaptırmıştır. Bu muhasebeci bilirkişi eylemlerini gözetim ve denetim görevini yerine getirmediği bahisle ihaleye fesat karıştırma kapsamında bir rapor sunmuştur.

Bu rapor içerisinde gerçeklikle alakalı olmayan özellikle bir örnek verecek olursak Beylikdüzü Belediyesi’nde o dönemde iç denetçi olmamasına rağmen iç denetçinin yazılı raporu ve bildirimine rağmen bu ihaleyi iptal etmediğini ileri sürebilmiştir. Bu denli bir cürretkar bilir kişi raporu vardır. Danıştayın kaldırma kararına ve bilirkişi raporunda dahil bir sorumluluk ileri sürülememesine rağmen devam eden bir yargılamada bugüne kadar geldik” dedi.

“Süreçlerin takipçisiyiz”

Davaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İmamoğlu hakkında açılan diğer davaları da hatırlatarak, davaların hukuki değil siyasi olduğunun altını çizdi. Davaların İmamoğlu’nun itibarını yıpratmaya yönelik olduğuna vurgu yapan Çelik, süreci takip ettiklerini belirtti.

Çelik’in açıklamaları şöyle: “Bu dava Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu ile ilgili açılan tek bir dava değil. Daha önce yine bir ‘ahmak’ davası, yine bir ‘terör’ soruşturması… Bunlar tamamen, hukuki değil siyasi davalardır.Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun itibarını yıpratmaya yönelik bir takım girişimlerdir.

Süreçlerin takipçisiyiz, avukatlarımız süreci takip ediyor. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu 5 yıldır İstanbul’da çok önemli hizmetler İstanbul halkı için vermeye devam ediyor. Dolayısıyla hizmetlerimizi vermeye de devam edeceğiz. Bu tür siyasi davaları da takip ediyoruz tabii ki. Kamuoyunun vicdanına havale ediyoruz.”

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu: Yeni Bir Dönem Başlıyor

Trabzon’da halka seslenen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Demokrasi hepimizi eşitler. Sandığa gittiğimiz gün hepimiz eşitleniriz. Eksik bir tarafı var bazen demokrasi ve cumhuriyet istenilen seviyeye gelmez” dedi ve ekledi:

“Bu hatalar yanlış uygulamalar yüzünden olur. Sistemi uygar rejiminden, rayından çıkarırsanız önce kadınlara, gençlere, çocuklara, emeklilere zulüm çektirir. Ama hepimiz yeni bir arayışa yeni bir umuda mühür bastınız ya yeni bir dönem, yeni bir yöneticilik anlayışı başladı; tam yol ileri.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, bayram ziyareti için geldiği memleketi Trabzon’da kürsüye çıktı açıklamalarda bulundu. İmamoğlu’nun açıklamalarından başlıklar şöyle:

“Demokrasi hepimizi eşitler. Sandığa gittiğimiz gün hepimiz eşitleniriz. Eksik bir tarafı var bazen demokrasi ve cumhuriyet istenilen seviyeye gelmez. Bu hatalar yanlış uygulamalar yüzünden olur. Sistemi uygar rejiminden, rayından çıkarırsanız önce kadınlara, gençlere, çocuklara, emeklilere zulüm çektirir. Ama hepimiz yeni bir arayışa yeni bir umuda mühür bastınız ya yeni bir dönem, yeni bir yöneticilik anlayışı başladı; tam yol ileri.

Sevgili dostum Ahmet Kaya’nın odasına astığı bir fotoğraf yüzünden bir tartışma işliyor. O fotoğraf benim 10 yıldır masamın arkasında duruyor. O fotoğraf Tokat’ta bir çiftçinin deprem sonrası yaşadığı sıkıntıları bir devletin başındaki insana anlatırken çekildiği fotoğraf.

O fotoğraftaki kişi o anlatımı yapıyor hararetle ama onu dinleyen bir çift mavi göz var. O mavi göz vatandaşına öyle itinayla bakıyor ki ben diyorum ki Allah’ın beni o gözlerin baktığı gibi baktır. Ben çocukla konuşurken dizimi yere eğip onun düşündüğünü hissetmeye çalışıyorum. İşte bu yeni dönem o bir çift mavi gözün insanına baktığı gibi bir dönem olacak. Kibir, kendini beğenmişlik bunlar bitti.

Biz bu göreve talip olduk siz de bizi seçtiniz şimdi bize düşen görev sizi dinlemek anlamak, derdinize çare olmak için çalışmak. Bizim sorumluluğumuz bu. Devletimizin herhangi bir kurumu size destek veriyor ya kimse size cebinden bir şey vermiyor, vermek zorunda olduğunu veriyor hatta belki az veriyor. onun hesabını sorun. Bize minnet duymayın, bu ülkenin sahibi millettir.

Talimatımla, buyruğumla şunu yaptın deme dönemi bitmiştir. Millet devletin sahibidir. Bugün ülkemiz derin bir yoksulluk yaşıyorsa onun hesabını sormalısınız. Biz şimdi İstanbul’da ne iyi uygulama yapıyorsak sevgili Ahmet Kaya ile paylaşacağız. Benim kapım Türkiye’nin neresinden olursa olsun herkese açık.

“Bir kişiye değil millete hizmet edin”

Partiler araç, seçim geldi geçti. Şimdi hep birlikte ayağa kalkacağız. Hangi partide siyaset yapıyorsanız yapın şu kollarınızdaki, ayaklarınızdaki prangayı söküp atın. Bir kişiye değil millete hizmet edin.

Biz milletçe özgürlüğüne düşkün insanlarız. Şimdi daha çok sizi dinleyeceğiz. Başkanımız çok güzel projeler üretecek. Bu milletin ayağa kalkmasıdır. Makamın büyüdükçe başın öne eğilsin, bu bana büyüklerimden vasiyettir. Bu terbiyenin neferleri olacağız, çok çalışacağız. Beni aileme, doğduğum topraklara Trabzon’a, Karadenizlilere, şehrim İstanbul’a, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına mahcup etme.

Yolumuz açık olsun hep birlikte koşalım, hep birlikte coşalım. Biz partiyi burada bıraktık; Trabzon’da Trabzon ittifakı kazandı, İstanbul’da İstanbul ittifakı, Türkiye’de Türkiye ittifakı kazandı. Trabzon’da da Türkiye’nin her yerinde de her şey çok güzel olacak.”

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu: Bir Kişinin Vesayet Dönemi Bitmiştir

Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Milletimiz bize dedi ki ‘hızını arttır’. Halk bizi seçerek bize ne mesaj verdiyse hükümete de verdi. İstanbul’a hizmette seçilen seçene saygı gösterecek. Vesayet kuramaz. Kanal yok, İstanbul var. Bir kişi emir vermez. Bir kişinin vesayet dönemi bugün itibariyle bitmiştir” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarına ilişkin Saraçhane’de konuşma yaptı. İmamoğlu’nun Saraçhane’de yaptığı konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

16 milyon İstanbullu kazandı. Kutlu olsun. Bu seçimin kaybedeni yok. Bizim olduğumuz yerde öteki yok. Milletin her ferdine, her inancına, bütün mezheplerine, bu şehrin Kürtlerine, her etnik kökenden insanına hayırlı olsun. Bu şehir bize Fatih Sultan Mehmet’in emaneti. Bir çağ kapattı bir çağ açtı. Biz de bu seçim ile birlikte bu kenti baskısı altına alan birçok kötülüğü kenara ittik.

Bu şehrin parasının çarçur edilmesini kenara ittik. Bu şehirde yeni bir kültür başladı. Milletin parası artık milletin oldu. Bundan yüz yıl önce bu şehir beş yıl işgal altında kaldıktan sonra tekrar bu şehrin kurtuluşuyla bu şehir aynı zamanda bize Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetidir.

Buradan bazı teşekkürleri etmek istiyorum. Bu yolculuğun en güçlü şekliyle birlikte tasarlayarak güçlü bir başarı elde etmemizi sağlayan Özgür Özel’e teşekkür etmek istiyorum. Partinin milletvekillerine, parti meclis üyelerimize teşekkür etmek istiyorum. İstanbul’da tek bir oyumuza bile zeval gelmemesini sağlayan il başkanımız Özgür Çelik’e teşekkür etmek istiyorum. Partimizin yöneticilerine teşekkür etmek istiyorum. İstanbul Gönüllüleri’ne teşekkür etmek istiyorum.

İstanbul ittifakı toplumun içselleştirdiği, 16 milyon İstanbulluya yürekten teşekkür ediyorum. Bizler bu seçimi bitirdikten sonra halk bize ne mesaj verdi diye düşünüyorum. Halk rakiplerimize, sayın Cumhurbaşkanına ne mesaj verdi?

“Milletimiz bize dedi ki hızını arttır”

Sizler bize dediniz ki İstanbul’da israf dönemi bitti. Partizanlık bitti bitti. Partizanlık yok, liyakat var. Halkçı belediyecilik var. Bu anlayış kazanmaya devam edecek. Her İstanbulluya eşit ve adil hizmetin ulaştığı dönem devam edecek. Milletimiz bize dedi ki hızını arttır. Halk bizi seçerek bize ne mesaj verdiyse hükümete de verdi.

İstanbul’a hizmette seçilen seçilene saygı gösterecek. Vesayet kuramaz. Kanal yok, kanal yok. İstanbul var.  Bir kişi emir vermez. Millet emir verir. Millet talimat vermez. Millet emir verir.  Bir kişinin vesayet dönemi bugün itibariyle bitmiştir. Millet her zaman kazanır demiştik, millet kazandı. Millet kazanmaya devam edecek. Çok daha güzel yelken atacak.

Artık Beyoğlu bizimle. Bayrampaşa, Beykoz, Çatalca, Silivri, Çekmeköy, Eyüpsultan, Sancaktepe, Tuzla, Şile, Üsküdar. Şu anda rekabetin devam ettiği ilçelerimiz var. Fatih, Gaziosmanpaşa, Pendik… Biz onların yaptığı saygısızlığı yapmadık yapmayız. Sandıktan çıkanı emir kabul ederiz.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan YSK Ve TRT’ye Sert Tepki

Ekrem İmamoğlu, bütün bakanların İstanbul’a gelerek AKP’nin adayı Murat Kurum’a destek vermesini eleştirerek, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) süreci yönetilemediğini söyledi.

TRT’nin objektif bir yayıncılık yapmadığını da vurgulayan Ekrem İmamoğlu, “TRT’de 5 yılda Ekrem İmamoğlu için arşiv araştırması yapın. Kötüleyici, karalayıcı olmayan haber bulamazlar. Bu nasıl yayıncılık” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, yerel seçimlere 2 gün kala NOW TV canlı yayınına konuk oldu.

Ekrem İmamoğlu, bütün bakanların İstanbul’a gelerek AKP’nin adayı Murat Kurum’a destek vermesini eleştirdi. İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) sürecin yönetilemediğini söyledi. İmamoğlu, “YSK izliyor, bunların YSK’yi ilgilendiren yönleri var” dedi.

TRT’nin objektif bir yayıncılık yapmadığını da vurgulayan Ekrem İmamoğlu, “TRT’de 5 yılda Ekrem İmamoğlu için arşiv araştırması yapın. Kötüleyici, karalayıcı olmayan haber bulamazlar. Bu nasıl yayıncılık” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, iktidar için “Bu seçim farklı seçim çünkü İstanbul’u malları olarak görüyorlar. Bakanlık her metroyu sahipleniyor. Herhalde Sayın Kurum’u oraya güvenlik şefi olarak atayacaklar” dedi.

Murat Kurum’a köfteci yanıtı

Murat Kurum’un ‘Ancak köfteci olur’ sözlerini tekrar gündeme taşıyan İmamoğlu, şöyle konuştu:

“Hamallık da yaptım, köfte de sattım, kasada da durdum. Trabzon’a gidip Akçaabat köftesi yapmayı öğrendim. ‘Azıcık esnaf ol’ derler. Keşke İstanbul’da esnaflığın ne kadar önemli olduğunu öğrense. 21 yaşında İstanbul’un ilk Akçaabat köftecisini açtım. Esnaflık bazen öğretmenlik, bilim insanı kadar önemlidir. Abidir, abladır.”

İlçe adaylarının tamamının özgeçmişine hakim olduğunu da belirten İmamoğlu, “39 ilçe adayımıza gönül rahatlığıyla vatandaşlarımız oy verebilir. 39 ilçede meclis üyelerimize ve tabii ki Ekrem İmamoğlu’na da oy istiyoruz” dedi.

İmamoğlu, AK Parti seçmenlerinin de kendi partilerine bu seçimde ‘ders vermesi gerektiğini’ belirtti:

“Milletin AK Parti’ye ve Erdoğan’a oy vermesine rağmen onlara sorumluluklarını hatırlatacağını düşünüyorum. AK Parti kendisine oy verenlerin beklentilerini karşılayamıyor. Bu yüzden AK Partili dostlarımızın da İstanbul’da AK Parti’ye oy vermemesi lazım.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan ’17 Bakan’ Eleştirisi: Toplanmışlar, İstanbul’a Gelmişler

Silivri’de halka seslenen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 17 bakanın İstanbul’a seçim çalışması yapmasını eleştirerek, “Toplanmışlar, Ankara’dan İstanbul’a gelmişler. Bütün bakanlar burada. Sanki Türkiye’nin dış ilişkilerle ilgili hiçbir sorunu yok. Dışişleri Bakanı burada. İçişleri Bakanı burada. Yetmez; Sağlık Bakanı burada. Daha da yetmez; Adalet Bakanı burada” dedi ve ekledi:

“Yahu hepiniz toplandınız, geldiniz. Hepiniz gelin, önemli değil. Ama adayınıza yazık, adayınıza. Bu kadar küçük düşürmeyin. Bakın küçük düşürmeyin. Bu neye benziyor biliyor musunuz? ‘Toplanalım Silivri’ye gidelim.’ Kardeşim, bizim burada aslan gibi başkanımız var, ekip arkadaşları var, ilçe başkanı var, meclis üyeleri var; çalışıyor. Biz seçim boyunca iki defa geliriz, yeter. Ama onlar, Ankara’dan toplanmış gelmişler. E iyi yapmışlar, hoş gelmişler.”

İmamoğlu konuşmasının devamında, “Dertleri ne biliyor musunuz? Bunların derdi, milletin seçim kazanması değil. Bunların derdi, bir avuç insanın seçim kazanması. Korkuyorlar. En çok da neden korkuyorlar biliyor musunuz? Bir kişiye hesap verememekten, bir kişiye. Bizim bir tek Allah korkumuz var. Bir de milletimize mahcup olma korkumuz var. Onun dışında Allah kulundan korkmayız biz. Biz, 100 yıl önce, bu topraklara Cumhuriyeti emanet eden, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığından giden, Cumhuriyetin, milletin evlatlarıyız. Bundan hiç vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, yerel seçimler kapsamında partisinin Silivri halk buluşmasında konuştu. İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

“Yaklaşık 1 hafta sonra sandığa gidileceğiz. Sandıktan çıkacak sonuç, hepimizin tabii ki başının üstüne. Biz, milletçe seçim sonuçlarını saygıyla karşılamayı biliriz. Öyle değil mi? sonuç ne olursa olsun, vatandaşlar olarak, birbirimize saygı gösteririz; öyle değil mi? Ama bu ülkede sonuçları beğenmediği zaman, seçimleri yok sayan bir anlayış var.

Aynı zarftan dört pusula çıkarıp, sadece birini geçersiz sayan ve geçersiz gösteren o anlayışı hatırlıyoruz değil mi? Seçimi iptal ettirdi. Bununla yetinmedi ne yaptı? Bizi çalmakla suçladı. Sandık görevlilerini terörist ilan etti. ‘Hırsız’ dedi mi? İftira attı mı? Ama ne yaparlarsa yapsınlar, mahkemeden döndü, milletten döndü. Millet, onlara yalanlarının bedellerini ödetti mi? İşte hep söyledik; o iftiraları, yalanları söylemeyin. Onlar ne yaptılar? Yalanları söylediler, iftiraları attılar. Seçim bitti, 806 bin oy farkı yediler. Millet gereken cevabı verdi. Hiçbir şey yokmuş gibi seçimden sonra ne dedi; hatırlayın? ‘Siyaseten söyledik’ dediler. Birine siyaseten yalan söylenir mi? Birine siyaseten iftira atılır mı? Böyle bir şey olabilir mi?

2019’da neyseler, bugün de aynısını yapıyorlar. Dürüst ve adil değildiler; bugün de değiller. O zaman da demokrat değildiler, bugün de değiller. O zaman da kumpas yaptılar, öyle değil mi? Bugün de yapıyorlar. Kurgular, kışkırtmalar… Seçimi bütün bu ayak oyunlarıyla kazanmaya çalışıyorlar. Ama 31 Mart; yalanla, iftirayla milleti bölmeyle, ayrıştırmayla siyasetin hangi günü biliyor musunuz? Onların hepsini tarihe gömme günü. Tarihe gömeceğiz. Siz, ayrımcılık yapanı değil, birleştireni seçeceksiniz. Onlar particilik yapıyorlar, partizanlık yapıyorlar. Ama siz, partizanları değil, belediyecilik yapanı seçeceksiniz. Çünkü siz, farkı gördünüz. İcraat nasıl yapılır, gördünüz.

Burayı, başka partili değil görmezden gelmedik. Burada bazı konularda bizi yok saysalar da arkamızdan kötü konuşsalar da ekranda siyaset yapsalar da biz, Silivri halkına hizmet etmekte en önde koştuk. 39 ilçede aynısını koştuk. İstanbul’da çok çalıştık. İcraatçı, halkçı belediyeciliği size yaşatmak istedik. Şimdi o icraatçı, halkçı, cumhuriyetçi, vatandaşını seven, insanını seven, siyasi talimat geldiğinde ‘pıt’ deyip susan değil, vatandaşının hakkını arayan, hukukunu koruyan bir Belediye Başkanı İstanbul’da.

Ekrem İmamoğlu İstanbul’da, Bora Balcıoğlu Silivri’de belediye başkanı olacak. Biz, kim hangi partiden, hangi görüşten, hangi inançtan; dönüp bakmadık, bakmayız. Böyle bir şeyi aklımızın ucuna getirmeyiz. Canla, başla çalışırız. O sayede biz, Silivri’ye 5 yılda, yıllardır görmediği hizmeti sunduk. Bunlar, her yolu kendine mubah görsünler; biz çalışmaya devam edeceğiz.

Toplanmışlar, Ankara’dan İstanbul’a gelmişler. Bütün bakanlar burada. Sanki Türkiye’nin dış ilişkilerle ilgili hiçbir sorunu yok. Dışişleri Bakanı burada. İçişleri Bakanı burada. Yetmez; Sağlık Bakanı burada. Daha da yetmez; Adalet Bakanı burada. Yahu hepiniz toplandınız, geldiniz. Hepiniz gelin, önemli değil. Ama adayınıza yazık, adayınıza. Bu kadar küçük düşürmeyin. Bakın küçük düşürmeyin. Bu neye benziyor biliyor musunuz? ‘Toplanalım Silivri’ye gidelim.’ Kardeşim, bizim burada aslan gibi başkanımız var, ekip arkadaşları var, ilçe başkanı var, meclis üyeleri var; çalışıyor.

“Korkuyorlar”

Biz seçim boyunca iki defa geliriz, yeter. Ama onlar, Ankara’dan toplanmış gelmişler. E iyi yapmışlar, hoş gelmişler. Dertleri ne biliyor musunuz? Bunların derdi, milletin seçim kazanması değil. Bunların derdi, bir avuç insanın seçim kazanması. Korkuyorlar. En çok da neden korkuyorlar biliyor musunuz? Bir kişiye hesap verememekten, bir kişiye. Bizim bir tek Allah korkumuz var. Bir de milletimize mahcup olma korkumuz var. Onun dışında Allah kulundan korkmayız biz. Biz, 100 yıl önce, bu topraklara Cumhuriyeti emanet eden, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığından giden, Cumhuriyetin, milletin evlatlarıyız. Bundan hiç vazgeçmeyeceğiz.

Silivri’de; Selimpaşa’dan Ortaköy’e, Kadıköy’den Çanta’ya, Seymen’den Silivri’nin merkezine kadar hemen her noktayı sayabilirim. O bir tane sayamaz, onu söyleyeyim. Listeyi verseniz okuyamaz. Vallahi ‘Ortaköy’ deseniz, zanneder ki bu Beşiktaş’taki Ortaköy, üstünü çizer. ‘Kadıköy’ deseniz; zanneder öbür Kadıköy, üstünü çizer. ‘Arkadaşlar yanlış yazmış’ der, söyleyeyim. Neyse, daha fazla bahsetmeyelim. Şimdi onun da canını sıkmayalım, inşallah 31 Mart’ı çıkarsın, bir hayat dersi alsın.

Zaten Sayın Cumhurbaşkanı ona ne dedi televizyonda? Hatırlayın. Bakın bunu anlatacağım. Ne dedi? ‘Metrolara sahip çık ha’ dedi. Yahu, sanki kendi babasının malına sahip çıkacak. Yahu, onu yapan bakanlık kimin? Milletin. Benim, senin; öyle değil mi? Bizim yaptığımız metrolar kimin? Senin, benim, milletin; öyle değil mi? O diyor, ‘Sahip çık’ ona. Ben de dedim ki, ‘Yeni görevi belli oldu. İstanbul merkezden Gayrettepe’den, Halkalı’dan İstanbul Havalimanı’na gidecek metroların herhalde güvenlik şefi yapacak onu’ dedim. Bu kadar anlayışları bozulmuş bir düzene, artık kendi görevlerini hatırlama zamanı. Geçmişten bugüne notlarını verdiğiniz bu insanlara, 31 Mart’ta, hak ettikleri notu verecek misiniz? Tabii ki sıfır değil mi?

“Onlar ‘kanal’ diyor, biz ‘İstanbul’ diyoruz”

Onlar ‘kanal’ diyor, biz ‘İstanbul’ diyoruz. Yatıyorlar, kalkıyorlar ‘kanal.’ Gündemlerinde yokmuş gibi davranıyorlar ama inanmayın. İnanmıyorsunuz değil mi? Allah korusun; sakın ha. Çünkü onlar, Kanal İstanbul’u yapmaya mecburdurlar. Şimdi bakın; ne Büyükşehir adayları ‘Kanala karşıyım’ diyebilir ne buradaki ne Silivri’deki ne başka bir yerdeki diyemez. Korkarlar, fırça yerler diye. Öyle değil mi? Onun için, bir yandan ihalelere devam ediyorlar. Verilmiş sözleri var, taahhütleri var. Hem de çoğu yurt dışından, buradan da değil.

Onlar İstanbul’un kaynaklarını yerli, yabancı, bir avuç insana aktarmaya çalışıyorlar. Vatandaşa kaşıkla verdiklerini, kepçeyle geri alıyorlar. Size söz; şart olsun, görevimin son anına kadar, milletimin en zor anında yanında olacağım. Milletin parasını, millet vereceğiz. Ben, halka ait alanları halka açacağım. Ben İstanbul’un muhafızı olmayı, bu şehrin doğal ve tarihi zenginliklerine gözüm gibi bakmayı bilirim. Siz beni bu şehri israftan, ranttan, ihanetten koruyun diye işbaşına getirdiniz; öyle değil mi? Ben sizin yüzünüzü kara çıkarmayacağım. Yeter ki siz bizim arkamızda durun, bizi desteklemeye devam edin. Ben size layık olmaya devam edeceğim.

5 yılda 25 yıla bedel iş yaptık, 10 yılda 50 yıla bedel iş yapacağız. Bizi engellemeye çalıştılar. Başaramayacaklar. Yeter ki siz onlara izin vermeyin. Yeter ki siz, 31 Mart’ta israfçıları tarihe gömün. Yeter ki siz, rantçıları tarihe gömün. Bir daha ‘israf, rant’ diyen insanlar, İstanbul’da bir göreve gelemeyecekler. İstanbul’da, bir daha ihaneti gözünden okuduğunuz hiç kimseyi, bu şehirde yönetime getirmeyeceksiniz. Bu şehir artık bağışıklık kazandı, bağışıklık; bu virüslere karşı bağışıklık kazandı. 5 yıl boyunca bunu öğrendi. Dolayısıyla, bir avuç insana çalışana, asla oy vermeyin. Onlara oy vermemek yetmez. Oylarınızı, güçlerinizi birleştirin.

Birleşe birleşe kazanacağız. Silivri, birleşe birleşe kazanacağız. Particilik zamanı değil. Zaman, birlikte olma zamanı. Zaman, hep birlikte mücadele etme zamanı. Zaman, İstanbul ittifakı zamanı. Zaman, halkçı büyük bir ittifak kurmanın zamanı. Zaman, vicdan ittifakı kurma zamanı. Süreç, partiler ötesi bir süreçtir. Onların gözü, ranttan başka bir şey görmüyor. Biz ise, 16 milyon vicdanlı mert, çalışkan, İstanbul’un muhafızı, milletin ittifakının neferleriyiz. Biz kazanacağız. 31 Mart’ta millet kazanacak. 16 milyon kazanacak. İnşallah mertlik kazanacak, mertlik. Belediyecilik kazanacak. Hep birlikte kazanacağız.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan İktidara Rest: Topunuz Gelin

Bakanların AK Parti’nin seçim çalışmalarına katılması değerlendiren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Eskiden Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Ulaştırma Bakanı seçim dönemlerinde bağımsız olsun diye istifa ettirilir, bürokrasiden insanlar atanırdı ki hak, hukuk çiğnenmesin. Nereden nereye…” dedi ve ekledi:

“Demokrasiye bak, gitti! 17-20 tane bakan, topunuz gelin ne olacak! Dükkan gezerek oy istiyorsun. Yazık, üzülüyorum. Zor durumda, Allah yardımcısı olsun. Talimat gelmiş ne yapsın, yoksa koltuğundan olacak. Af isteyecek. Üzülüyorum.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Cendere Yaşam Vadisi 1. ve 2. Etap Gezisi’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Gazete Pencere’nin aktardığına göre; İmamoğlu, açıklamasında, “Temel amacımız Türkiye’de siyasetçi olmanın, kamu yöneticisi olmanın, seçilmiş ya da atanmış kim olursa olsun, millete ait olmanın, milletin parasıyla iş yapıyor olmanın hassasiyetiyle yürünmesi. Yoksa biz ne bir parti devletiyiz ne de bir parti belediyesiyiz…” ifadelerini kullandı.

“Seçimi kazanmanız durumunda bu Türkiye’ye nasıl bir mesaj olacak?” şeklindeki bir soruya İmamoğlu, “Gayet güzel bir mesaj olacak. İçi demokrasi dolu, milletin dediği olur. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” cevabını verdi.

AK Parti’nin İstanbul başkan adayı Murat Kurum’un “İstanbul depreme hazır değil?” yorumlarına ilişkin İmamoğlu, “Sanki Ekrem’in elinde sihirli değnek var. Siz 99 depreminden bu yana 20 senedir bu şehri yönetiyorsunuz, bunun 17 senesinde iktidarsınız, Türkiye’yi yönetiyorsunuz, hiçbir şey yapmadınız. Beni kötüleyerek kendini kötülüyor acemi aday. Onun için birlikte düzeltelim diyoruz” ifadelerini kullandı.

31 Mart seçimlerine ilişkin mesaj veren Ekrem İmamoğlu, “Mesele bir belediye başkanlığı seçimini aştı. Bir anlayış meselesinin tarihe gömülmesi meselesi… Tarihe gömülürse demokrasi canlanacak, tarihe gömülürse bu ülkede özgürlük yeniden vücut bulacak. Tarihe gömülürse hukuk ve adalet kendine gelecek” diye konuştu.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın AK Parti’nin seçim çalışmalarına katılması da sorulan İmamoğlu, şunları kaydetti: “Eskiden Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Ulaştırma Bakanı seçim dönemlerinde bağımsız olsun diye istifa ettirilir, bürokrasiden insanlar atanırdı ki hak, hukuk çiğnenmesin. Nereden nereye… Demokrasiye bak, gitti! 17-20 tane bakan, topunuz gelin ne olacak! Dükkan gezerek oy istiyorsun. Yazık, üzülüyorum. Zor durumda, Allah yardımcısı olsun. Talimat gelmiş ne yapsın, yoksa koltuğundan olacak. Af isteyecek. Üzülüyorum.”

Murat Kurum’a yanıt: Herkes bir gün doğru yolu buluyor

Bir gazetecinin “Murat Kurum 5 yılda 65 kilometre metro yapıldığını itiraf etti” şeklindeki sorusuna İmamoğlu, “Herkes bir gün doğru yolu buluyor, bulacak. Yüzde 87’yi tutturdu, 65 kilometreyi hesaplayabildi” cevabını verdi. Murat Kurum’a desteğini açıklayan eski Başbakan Tansu Çiller’e de tepkisini gösteren İmamoğlu, Tansu Çiller’in Sarıyer’de imara açılan arazisine karşı İBB tarafından yapılan itirazın olumlu sonuçlandığını ve imar izninin iptal edildiğini de duyurdu.

Paylaşın