İktidarın ‘Erken Seçim’ Planı

Türkiye 2023’te yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine hazırlanırken, Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, iktidarın erken seçim planını yazdı. Zeyrek, yazısında, “İktidar kulislerinde seçimlerin 16 Nisan’da yapılacağı konuşulmaya başlandı” ifadelerini kullandı.

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, bugünkü yazısında Devlet Bahçeli’nin “Seçim günü sabırla beklesinler. Yeri geldiğinde de hedeflerine varmak için gayret göstersinler” sözlerine rağmen AK Parti kulislerinde erken seçimin konuşulduğunu öne sürdü.

“İktidar kulislerinde seçimlerin 16 Nisan’da yapılacağı konuşulmaya başlandı.” yazan Zeyrek bunu iki nedeni olduğunu söyleyerek şunları sıraladı:

“1- Hükümet ocak ayında alım gücünü artıracak adımlar atacak. Asgari ücrete, memur maaşlarına ve emeklilere yüksek zamlar yapılacak. Yılın ilk üç ayı baz etkisiyle enflasyon da kağıt üstünde düşecek. Ayrıca Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya, Suudi Arabistan ve Azerbaycan’dan gelecek para, piyasaları rahatlatacak.

Emeklilikte yaşa takılanlar sorununun çözülmesi de iktidarın desteğini artıracak. Ancak, zamlar gerçek enflasyondan dolayı eriyeceğinden bu olumlu atmosfer nisandan itibaren bozulabilir. Astronomik fiyat artışları olabilir. Kamu maliyesinde bozulma, bütçe ve dış ticaret açığı artabilir. Bu da haziran ortasına kadar, iktidarı çok zor durumda bırakabilir.

2- Seçimler erken yapılırsa muhalefet aday bulma işini aceleye getirmek zorunda kalıp yanlış kararlar alabilir. Bu da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın daha zayıf bir rakiple yarışmasının önünü açabilir. ”

“Erdoğan’ın TBMM’yi feshetmesi”

Öte yandan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın erken seçim için meclisi feshedebileceğini yazan Deniz Zeyrek, “AK Parti, MHP ve BBP’nin TBMM’de 335 sandalyesi var. Bu da iktidar partilerinin TBMM’de seçimlerin yenilenmesi kararı alamayacağı anlamına geliyor. İkinci bir seçenek de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın TBMM’yi feshetmesi. ” yazdı.

Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN

Paylaşın

“AK Parti’de ‘Parlamenter Sistem’ Konuşuluyor” İddiası

Sözcü yazarı gazeteci Deniz Zeyrek, “Çok sansasyonel gelebilir ama bence Sayın Cumhurbaşkanı bile artık parlamenter sisteme geçişin yollarına bakıyordur. Bakanlardan da var. Açık açık şunu söylüyorlar. Diyorlar ki, şu anda parlamenter sistem olsaydı biz iktidarda kalır mıyız derdinde olmazdık” dedi ve ekledi:

“Birinci partiyiz ve hala iktidar biz olurduk diye konuşuyorlar ve zaten başlarına ne geldiyse de Başkanlık sistemine geçildikten sonra geldi.”

FOX TV’de yayınlanan Orta Sayfa programında gündeme ilişkin yorumlar yapan Sözcü yazarı gazeteci Deniz Zeyrek, kulis haberini paylaştı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ‘Başbakan’ olacağını söyleyen ‘güçlü bir Bakan’ın olduğunu ileri süren Zeyrek, şöyle konuştu:

“Çok sansasyonel gelebilir ama bence Sayın Cumhurbaşkanı bile artık parlamenter sisteme geçişin yollarına bakıyordur. Bakanlardan da var. Açık açık şunu söylüyorlar. Diyorlar ki, şu anda parlamenter sistem olsaydı biz iktidarda kalır mıyız derdinde olmazdık. Birinci partiyiz ve hala iktidar biz olurduk diye konuşuyorlar ve zaten başlarına ne geldiyse de Başkanlık sistemine geçildikten sonra geldi.”

“Meral Akşener’in Başbakan olacağını söyleyen Bakan var mı?” sorusuna Deniz Zeyrek şu cevabı verdi: Duydum ben. Bakan’ın ismini vermem. Bütün Bakanlar etkilidir ama güçlü bir Bakan olduğunu söyleyebilirim. Bunlar konuşuluyor.

  • Doğan Şentürk: Bizzat kendisinden mi duydun?
  • Deniz Zeyrek: Evet
  • Doğan Şentürk: Kulağın ile duydun?
  • Deniz Zeyrek: Evet
  • Doğan Şentürk: İlginç
Paylaşın

Dikkat Çeken Yazı: İktidarın Avantajları Ve Handikapları

Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, bugünkü köşe yazısında, iktidarın en büyük avantajının “devletin bütün gücünü kullanıyor olmasının” olduğunu ifade ederken ikinci avantajının da muhalefetteki dağınıklık olduğuna dikkati çekti.

Zeyrek, yazısında, ayrıca, “Hem Erdoğan hem iktidar partisi muhalefetteki dağınıklığa ve devletin gücüne güvenip seçimi bir kez daha kazanma hayali kursa da avantajlarından daha etkili görünen handikapları var” ifadelerine yer verdi.

Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, Türkiye’de 2023’te yapılması planlanan seçim için AK Parti’nin avantajlarını ve dezavantajlarını kaleme aldı. Sözcü yazarı, şunları yazdı:

Gelin iktidarın propagandasının zeminine bakalım ve arkasında neler var madde madde irdeleyelim.

1 – İktidarın en büyük avantajı devletin bütün gücünü kullanıyor olması.

– Örneğin Tayyip Erdoğan’ın yoğunlaşan dış temasları var. Rusya-Ukrayna krizinin çözümünde Erdoğan’ı BM Genel Sekreteri ile eşdeğer gösteren haber ve yorumlar var. Erdoğan’la Rusya lideri Vladimir Putin’in dostluk seviyesini gösteren fotoğraflar, “Avrupa enerji krizi yaşayacak ama kriz bize yansımayacak” ve “Avrupa Birliği ve NATO bizi dışlarsa bizi baş tacı yapan Şangay Beşlisi var” söylemi sizin de dikkatinizden kaçmamıştır. Erdoğan’ın Taşkent’te çekilmiş bir fotoğrafının ya da New York’taki Central Park’taki insanlarla karşılaşmalarını dahi Erdoğan’ın “dünya lideri” olduğuna yoranlar oldu. Bunlar büyük bir “gurur tablosu” gözümüze sokulmaya çalışıldı.

– İktidarın değerlendirmelerine göre, devlet kaynaklarıyla yapılan büyük projeler, vatandaşın iktidara olan güvenini yüksek tutuyor. Bu nedenle sosyal konut projesine büyük bel bağlanmış. Seçim öncesinde birçok ilde “Sosyal konut temel atma töreni” yapılması planlanmış. Diğer taraftan vitrininde insansız hava araçları olan milli savunma sanayi, seçim öncesinde fiilen dolaşıma sokulacak “yerli ve milli doğalgazımız” ve yola çıkacak “yerli ve milli otomobil TOGG”la ilgili haberleri daha sık okuyacağız.

– Üçüncü ayak, uygulanan seçim ekonomisi hamleleri olacak: Asgari ücrete ve kamu çalışanlarının ücretlerine yapılan zam, 3600 ek gösterge düzenlemesi, KYK kredi faizlerinin silinmesi, 30 milyar lira ile 6 milyona yakın kullanıcının icralık elektrik doğalgaz borçlarının silinmesi şu ana kadar gördüklerimizdi. Aralıkta asgari ücrete ve memur/emekli maaşlarına görülmemiş bir zam yapılacak. Emeklilikte Yaşa Takılanlar sorunu çözülecek. (Seçimden sonra karşımıza büyük bir fatura çıkaracağı bilindiği halde) Hedefte, ocak ayından itibaren vatandaşların gelirlerini olağanüstü artırmak ve en azından dört beş ay hayat pahalılığına karşı alım gücünü en üst düzeyde tutmak var.

2 – İktidarın en büyük ikinci avantajı muhalefetin dağınıklığı.

– Altılı masadaki kavga hali, iktidarın ekmeğine yağ sürüyor, “düzeltirse yine mevcut iktidar düzeltir” propagandasına malzeme yaratıyor. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı belirlerken yaşadığı sorunlar, içerideki HDP kavgası iktidar tarafından sürekli kaşınıyor. Muhalefet, bunlarla uğraşırken kriz ortamına yeterince dikkat çekemediği gibi, sorunların çözümüne dair projelerini de yeterince duyuramıyor.

“İktidar bu değerlendirmeleri yapıyor ama avantajları kadar handikapları da var” diyen Zeyrek, şunları kaydetti:

– Örneğin, muhtemel seçim kampanyası Erdoğan’ın adaylığı üzerinden yürüyecek ve bu durum AK Parti’yi çok geri planda bırakacak Parlamento’daki sandalye dağılımı açısından AK Parti için ciddi bir olumsuz sonuç doğuracak.

– Bu arada kriz ortamının can alıcı bir şekilde yaşandığı ekonominin toparlanması konusunda “evdeki hesap çarşıya uymayabilir, ekonomi daha da kötüye gidebilir” endişesi çok yüksek. Resmi enflasyon ocakta düşse de fiili enflasyon ve hayat pahalılığı daha fazla artabilir. Bu da seçmenin krizi daha çok hissetmesiyle sonuçlanabilir.

– Dış politikada ise iktidarının yeni siyasi tercihlerinin doğuracağı olumsuzluklar Türkiye’ye iktidarın “başarısızlık” algısını besleyecek bir fatura çıkarabilir.

– Erdoğan’ın karşısındaki en ciddi sorunlardan biri de şu: Bugüne dek kutuplaştırıcı bir siyaset izledi, ağır bir dil kullandı ve toplumun önemli bir kesimini karşısına aldı. O kesimin oyunu almadan seçim kazanması zor görünüyor. Bu yüzden Kampanya sırasında bu kesimlerle “helalleşme” ihtiyacı duyacak. Bu konuda atacağı adımlar hem ikna edici bulunmayabilir hem kullanacağı yeni söylemler ittifak ortağının tepkisini çekebilir.

Zeyrek bu görüşlerinin ardından şu yorumu yaptı:

Neticede hem Erdoğan hem iktidar partisi muhalefetteki dağınıklığa ve devletin gücüne güvenip seçimi bir kez daha kazanma hayali kursa da avantajlarından daha etkili görünen handikapları var. Bu yüzden de seçimler konusunda da evdeki hesap çarşıya uymayabilir.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Muhalefet, HDP Koridoruna Sıkıştırıldı

Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, muhalefetin HDP üzerinden köşeye sıkıştırıldığını söyledi. Zeyrek, 2023’te yapılması planlanan seçimin ikinci tura kalması durumunda sonucu HDP seçmeninin belirleyeceğini hatırlattı.

Zeyrek, bugünkü köşe yazısında iktidarın muhalefete karşı kullandığı en önemli kozun hep HDP olduğunu söyledi:

Farkında mısınız? İktidarın muhalefete karşı kullandığı en önemli koz HDP oluyor. HDP, televizyon ekranlarında en çok konuşulan ama hiç konuşturulmayan bir parti haline geldi. Herkes HDP’yle ilgili ağır hüküm cümleleri kuruyor, suçlamalar yöneltiyor ama kimse bir HDP’liye dönüp “bu konuda sizin görüşünüz ne” diye sormuyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ekibi ülkede öyle bir popülist milliyetçi hava oluşturdu ki o havanın dışına çıkıldığında kıyamet kopacağı algısı yaratıldı. Nedir o hava? “HDP demek PKK demektir. HDP’yle bir şekilde ilişkilendiğinizde, iş birliği yaptığınızda PKK’yla iş birliği yapmış olursunuz.”

“Bu hava milliyetçi oylarını MHP’ye geri kaptırmak istemeyen İYİ Parti’yi esir almış vaziyette” diye devam eden Sözcü yazarı, şunları yazdı:

CHP, bu cümleye inanmasa da İYİ Parti’nin ve sağcı seçmenin desteğini kaybetme endişesiyle de iktidarın kendisini sıkıştırdığı HDP koridorundan çıkamıyor. Bu politika o kadar işe yarıyor ki “altılı masa”nın en yumuşak karnı HDP haline gelmiş vaziyette. Son olarak CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in ve eski İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş’ın konuşmaları üzerinden bir HDP eksenli CHP-İYİ Parti kavgası yaratılmaya çalışılıyor.

“Kendi görüşleridir, partiyi bağlamaz” denilerek kolayca içinden çıkılabilecek bir polemik, iktidarca kaşınıyor ve büyütülüyor, CHP ve İYİ Parti bu tuzağa düşmeye devam ediyor. Muhalefet de iktidar da ister kabul etsin ister kabul etmesin: Ülkede Cumhur ve Millet İttifakı’nın dışında 6-7 milyon seçmeni olan üçüncü bir ittifak var ve o ittifakın dinamosu HDP’dir.

Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa sonucu HDP seçmeni belirleyecek. HDP seçmeninin oyuna Millet İttifakı adayı kadar Cumhur İttifakı adayı olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da ihtiyaç duyacak ve Erdoğan bunun farkında. İYİ Parti ve CHP’liler HDP’yi öcüleştirip dışlaya dursun, Lice’de Bırkleyn Mağaralarında Feqiye Teyran’ın “Gülistan” türküsünü söyleyip halay çeken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, muhalefeti HDP koridorunda sıkıştırmanın keyfini sürüyordu.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Meral Akşener: Madem Dodurga Büyük Zafer O Zaman Sandığı Getir

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çankırı’nın Dodurga beldesi seçimleriyle ilgili yorumlarını, “Madem doktor, avukat, kadın cinayetlerini, çocukların gençlerin umutsuzluğunu, ev kadınlarının çaresizliğini, çiftçinin çilesini örtebilecek kadar büyük bir seçim kazandınız, o zaman sandığı getir” sözleriyle değerlendirdi.

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, Dodurga’da yapılan seçimi  köşesine taşıyarak, “Sanırsınız, Dodurga Türkiye’nin özeti gibi bir yer ve AK Parti’nin “Dodurga Zaferi”, 2023 yılında yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimlerin işaret fişeği” yorumunu yaptı.

“AK Parti’deki bu Dodurga Zaferi sevincini dün telefonla görüştüğüm İYİ Parti lideri Meral Akşener’e sordum” diyen Zeyrek, şunları aktardı:

“Kendisi, Konya’da katledilen hekimi, İstanbul’da katledilen avukatı anımsattı ve şöyle dedi:

“Bütün meslek grupları bu kadar acı içindeyken Erdoğan Dodurga zaferi kutluyor. Cumhurbaşkanı Sarayı’na kapatıldığından bu yana bu arkadaş bir paralel evrende yaşıyor. Saray yaşamında ülke gerçeklerini göremiyor. ‘Açım’ diyene ‘ne açı’ diyor. Madem doktor, avukat, kadın cinayetlerini, çocukların gençlerin umutsuzluğunu, ev kadınlarının çaresizliğini, çiftçinin çilesini örtebilecek kadar büyük bir seçim kazandınız, o zaman sandığı getir.”

Oyların yüzde 87,02’sini aldı

Çankırı’nın Orta ilçesine bağlı Dodurga beldesi yapılan belediye başkanlığı seçimini AK Parti ve MHP’nin ortak adayı Hasan Hüseyin Kaşıkçı, oyların yüzde 87,02’sini alarak kazanmıştı. Seçim sonrası Erdoğan: “Geçtiğimiz hafta yapılan Çankırı Dodurga seçimleri, Anadolu irfanının bir göstergesi olarak siyasi tarihimizdeki yerini almıştır” dedi.

Paylaşın