2022’de Ziyaret Edilebilecek En Romantik Yerler

Muhteşem gün batımları sunan kumsallardan, güzel vadilere ve inanılmaz dağlara; dünyamız, gerçekten kaçırılmaması gereken muhteşem romantik deneyimlerin bir karışımıdır. Bu yerler kesinlikle aşk hayatınızı daha önce hiç olmadığı kadar canlandıracaktır.

Haber Merkezi / İşte bu yıl sevgilinizle unutulmaz zamanlar geçirmeyi garanti eden, dünyanın en romantik yerlerinden bazılarını keşfetme rehberiniz;

Prag, Çek Cumhuriyeti

Prag’ın eski dünya cazibesi, dünyanın her yerinden aşıkları ve romantikleri kendine çekiyor. Çek Cumhuriyeti’nin başkentinde ziyareti hak eden çok sayıda turistik yer var. Buradaki Charles Köprüsü, şehrin en çok ziyaret edilen ve fotoğraflanan manzaralarından biridir, Eski Şehir Meydanı ise Prag’ın özünü temsil eder!

Amalfi Sahili, İtalya

Uçsuz bucaksız mavi denizin güzel manzarasına sahip bir uçurumun kenarındaki bir villada uyandığınızı hayal edin! Bu kulağa mükemmel geliyorsa, o zaman Amalfi Sahili bir sonraki romantik kaçamağınızdır. Bu yer, büyüleyici doğal güzelliği, yemekleri ve resmedilmeye değer güzellikteki destinasyonları ile dünyanın dört bir yanından romantikleri kendine çekiyor.

Paris, Fransa

Paris, her çiftin hayalindeki yer! Mekanın ayrı bir çekiciliği var. Işıklar Şehri ve Fransa’nın başkenti Paris, her yerden çiftleri kendine çekiyor. Avrupa’nın en romantik şehirlerinden biri olan pastoral kafeler, mükemmel Arnavut kaldırımlı sokaklar ve taze pişmiş her şeyin aromasıyla büyüleneceksiniz!

Maui, Hawaii, ABD

Tüm ada güzel olsa da, Hawaii’deki Maui kelimelerin ötesinde büyülü. Lüks tatil köyleri arayan çiftler için mükemmel bir yer. Hawaii manzarası olağanüstü ve dünyadaki diğer adalardan farklı! Bir ömür boyu deneyim için, çiftler muhteşem Hana Otoyolu boyunca gidebilir ve güzel Haleakala Ulusal Parkı’nı keşfedebilir.

Maldivler

Maldivler romantizmle eş anlamlıdır! Kusursuz sahil destinasyonu olan Maldivler, tropikal romantik bir destinasyon denilince akla gelen ilk destinasyondur. Hint Okyanusu’nun en iyi manzarasını sunan Maldivler’in dünyadaki en güzel adalardan biri olarak derecelendirilmesine şaşmamalı!

Napa Vadisi, Kaliforniya, ABD

Napa Vadisi her gezginin hayalidir! Yeryüzündeki bu romantik cennet, bir çok doğal cazibeyle doludur. Yer, dünyanın önde gelen şarap imalathanelerinden biridir. Üzüm bağlarının muhteşem manzarasını sunan bu yer, romantik olmayan bir kalbi bile bir sevgiliye dönüştürebilir!

Krabi, Tayland

Kilometrelerce uzanan nefes kesici sahil şeridi, el değmemiş kumsalları ve yüzden fazla adaya sahip olan Krabi, Tayland ve dünyanın en popüler romantik destinasyonlarından biridir. Yer, bazı şaşırtıcı doğa harikalarıyla kutsanmıştır. İster parti yapmak ister sadece romantik bir plaj tatiline çıkmak isteyin, Krabi herkes için bir şeyler sunar.

Serengeti, Tanzanya

Sevgilinizle ormanda bir gece geçirmekten daha romantik ve maceralı bir şey olabilir mi? Tanzanya’daki Serengeti Ulusal Parkı tam size ve sevgilinize göre. Serengeti, Afrika’daki en eski ve en bilinen vahşi yaşam koruma alanlarından biridir! Heyecan verici, değil mi?

Paylaşın

ABD’deki Halkbank Davasının Askıya Alınmasına Karar Verildi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Manhattan 2. Temyiz Mahkemesi, Halkbank’ın ABD Yüksek Mahkemesi’ne yaptığı itiraz başvurusu neticelenene kadar federal hükümetin bankaya karşı açtığı davayı askıya almaya karar verdi. Karar, aynı zamanda Halkbank’a ceza davasına karşı savunma yapmak zorunda kalmadan temyize gitme imkanı da sağlıyor.

Halkbank’a karşı ABD’de yürüyen yargı sürecinde bir gelişme daha yaşandı. İran’a yönelik Amerikan yaptırımlarını delmekle suçlanan Halkbank ile ilgili dava süreci, Yüksek Mahkeme’ye itiraz başvurusu nedeniyle donduruldu.

Bankacılıkta dolandırıcılık, kara para aklama ve İran’a yönelik ABD yaptırımlarını delme suçlamalarıyla yargılanan Halkbank son olarak “Yabancı Egemen Devlet Dokunulmazlık Yasası” kapsamında bulunduğu ve bu nedenle yargılanamayacağı teziyle temyize gitmiş, ancak temyiz mahkemesi Ekim ayındaki kararında bankaya yöneltilen suçlamaların “ticari faaliyet istisnaları” kapsamına girdiğine hükmederek bu bağlamda bankanın üstüne atılı suçlardan dolayı yargılanabileceğine karar vermişti. Halkbank bunun üzerine ABD’nin anayasa mahkemesi konumundaki Yüksek Mahkeme’ye başvuruda bulunmuştu.

Cuma günü Manhattan 2’nci Bölge İstinaf Mahkemesinde görülen duruşmada mahkeme, Yüksek Mahkeme’ye yapılan başvuru nedeniyle yargılama sürecinin dondurulmasına hükmetti. Mahkeme, Halkbank’ın dava dosyasının Yüksek Mahkeme’ye gönderilmesini kabul ederek savcılığın, başvuru sürecinde eş zamanlı olarak yargılamanın devam etmesi talebini reddetti.

Davayı açan ABD Adalet Bakanlığı, davanın geciktirilmesine karşı çıkarak Halkbank’ın dokunulmazlık iddialarının davayla ilgili önemli soru işaretleri oluşturmadığını ve hızlı yargılama yönündeki kamusal yararı arka plana itecek bir nitelik taşımadığını savunmuştu.

Halkbank, İran’a yönelik ABD yaptırımlarını İran, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) paravan şirketler ve para transfer şirketleri aracılığıyla delmekten yargılanıyor. Savcılık, Halkbank’ı petrol gelirlerini altına ve ardından nakde çevirerek İran’ın çıkarlarına hizmet etmek, ayrıca petrol gelirlerinin transferini temize çıkarmak için sahte gıda sevkiyatı belgeleri oluşturmakla suçluyor.

Halkbank’a aynı zamanda, erişimi sınırlandırılmış fonlardan 20 milyar doları gizlice transfer etmesi için İran’a yardım ettiği, bu miktarın en az 1 milyar dolarlık bölümünün Amerikan mali sistemi içinde aklandığı suçlaması yöneltiliyor.

Suçlamaları reddeden Halkbank ise söz konusu davada yargılanmasının Yüksek Mahkeme’nin benzer davalardaki içtihadıyla tezat oluşturduğunu savunarak ABD tarihinde ilk kez ‘Yabancı Egemen Devlet Dokunulmazlığı Yasası’ kapsamındaki bir kurumun yargılanmasına yeşil ışık yakıldığını” savunuyor. Halkbank avukatları, bankanın “dokunulmazlığa sahip olduğu bir davada savunma yapmaya zorlanmasının bankaya onarılamaz ölçüde hasar vereceğini vurguluyor.

Paylaşın

ABD’den Hipersonik Füze Denemesi Yapan Kuzey Kore’ye Yaptırım

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Kuzey Kore’nin hipersonik füze denemesi yapmasının ardından bu ülkeye yönelik yeni yaptırımlar açıkladı. ABD, Kuzey Kore’nin silah ve füze programına ekipman sağlayan 6 Kuzey Koreli ve 1 Rus ile Rusya merkezli 1 firmayı yaptırım listesine aldı.

ABD Hazine Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Rusya ve Çin’den malzeme alarak Kuzey Kore’nin silah programlarına destek vermekle suçlanan 6 Kuzey Kore ve 1 Rusya vatandaşı ile Rusya merkezli 1 firmanın yaptırım listesine alındığı belirtildi.

Söz konusu adımların, Kuzey Kore’nin silah programını ilerletmesini önlemek amacıyla atıldığı bildirilen açıklamada, bu adımların Kuzey Kore’nin Eylül 2021’den bu yana Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ederek yaptığı 6 füze denemesi nedeniyle alındığı vurgulandı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Terör ve Finansal İstihbarattan Sorumlu ABD Hazine Bakanlığı Müsteşarı Brian Nelson ise bu yaptırımlar ile Kuzey Kore’nin denizaşırı ülkelerden silah alışverişinin hedef alındığını belirterek, “Kuzey Kore’nin son dönemde yaptığı denemeler, uluslararası toplumun diplomasi ve silahlardan arınma çağrılarına rağmen Kuzey Kore’nin yasaklı programlarına devam ettiğinin kanıtıdır.” görüşünü paylaştı.

Kuzey Kore’nin füze denemeleri

Kuzey Kore Merkezi Haber Ajansı (KCNA), ülkede hipersonik füze denemesinin başarıyla gerçekleştiğini duyurdu. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un izlediği denemede, 1000 kilometre mesafedeki sularda hedefi başarıyla vuran hipersonik füze test edildi.

Japonya ve Güney Kore, 11 Ocak’ta Kuzey Kore’nin “balistik olma ihtimali yüksek füze denemesi yaptığını” duyurmuştu. İki ülke, füzenin havada sesten 10 kat daha hızlı hareket ettiğini bildirmişti. Kuzey Kore, 5 Ocak’ta da “hipersonik füzeyi başarıyla denediğini” açıklamıştı. Kuzey Kore, Eylülden bu yana 6 füze denemesi yapmıştı.

Hipersonik füze denemeleri bölge için zorlu bir zamanda geldi. Pekin’deki Kış Olimpiyatları’nın başlamasına üç haftadan biraz daha uzun bir süre var. Ayrıca, Güney Kore’de yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri de yaklaşmakta. Pyongyang geçen hafta, koronavirüs pandemisi ve ABD’yi ifade eden “düşman güçler” nedeniyle Olimpiyatlara sporcu göndermeyeceğini açıklamıştı.

Kuzey Kore’nin en önemli taleplerinden biri, ABD’nin son yıllarda ülke ekonomisini sıkıştıran tüm yaptırımları kaldırması. Washington ise yaptırımların kalkması için Pyongyang’ın önce nükleer silah programından vazgeçmesi gerektiğini söylüyor.

Paylaşın

ABD’de Yıllık Enflasyon 40 Yılın Zirvesinde

ABD’de Aralık ayı enflasyon rakamları açıklandı. Enflasyon yıllık yüzde 7 ile Haziran 1982’den bu yana kayda geçen en yüksek seviyeye çıktı. ABD’de Kasım ayında yıllık enflasyon yüzde 6,8 olarak açıklanmıştı. Bu rakam da Haziran 1982’den bu yana kayda geçen en yüksek enflasyon oranıydı.

Aralık ayındaki artış, hükümetin yıllık yüzde 2 hedefinin oldukça üzerinde. Aralık, enflasyon oranının yüzde 6’nın üzerinde seyrettiği üst üste üçüncü, yüzde beşin üzerinde ise üst üste yedinci ay oldu oldu.

Otomobiller gibi temel kalemlere yönelik artan talebe karşılık tedarik zincirindeki sorunlar enflasyondaki artışı tetikliyor. Borçlanma maliyetlerindeki artış, otomobil gibi alımları daha pahalı hale getirerek talebi düşürmeyi amaçlıyor.

Ancak Çalışma Bakanlığı’nın Çarşamba günü yayımladığı rapora göre, enflasyonist baskıların bir kısmının hafiflediğine dair işaretler görülüyor.

Bunlar arasında ilk sırada enerji maliyetleri var. Enerji maliyetleri Nisan ayından beri ilk kez düşerek, Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 0,4 azaldı. ABD’de son 12 ayda enerji maliyetleri yaklaşık yüzde 30 arttı.

Fed faiz arttırımına gidebilir

Tüketici fiyatlarının neredeyse 40 yılın en yüksek artışını gösterdiğini belirten analistler, bu durumun ABD Merkez Bankasının (Fed) mart ayında faiz artırımına başlayacağı beklentilerini destekleyebileceği öngörüsünde bulunuyor. Birçok ekonomist Fed’in 2022’de dört kez faiz arttırımı yapabileceği tahminini yürütüyor.

FED’in enflasyonu durdurmak için faiz arttırımına gitmesi ev, araç, işyeri ve ihtiyaç kredisi alanlar için borcun yükselmesi anlamına gelecek.

Faiz arttırımı ayrıca Fed’de keskin bir politika değişimine de işaret edecek. Fed uzun süredir politika faizini sabit tutuyor, ayrıca aylık bono alışlarıyla uzun dönemli faiz oranlarını düşürerek borçlanma ve harcamayı teşvik ediyordu.

Paylaşın

ABD’de Siyahi Ahmaud Arbery’yi Öldüren 3 Kişiye Ömür Boyu Hapis

ABD’de 23 Şubat 2020’de ormanlık alanda koşu yapan siyahi Ahmaud Arbery’yi öldürmekten suçlu bulunan Travis McMichael, Gregory McMichael ve William Bryan ömür boyu hapse mahkum edildi. Hükümlüler tarafından çekilen cinayet anını gösteren video kaydı ülkede büyük tepki toplamıştı.

Baba-oğul McMichaellar hayatlarının geri kalanını demir parmaklıklar ardında geçirecek. Yargıç Timothy Walmsley, komşuları William Bryan’ın 30 yıl hapis cezasını tamamlamasının ardından temyize başvurabileceği hükmüne vardı. 30 yıl eyaletin cinayet davalarında verdiği en düşük ceza.

Yargıç Walmsley, Brunswick kentindeki Glynn İlçe Mahkemesi’nde görülen duruşmada, baba-oğula mümkün olan en ağır cezanın verilme nedeninin, mahkemede delil olan videoda sarf ettikleri “duygusuz” sözleri ve eylemleri olduğunu belirtti.

Yargıç, 25 yaşındaki Arbery’nin ölüm nedeninin sanıkların yasaları kendilerinin uygulamak istemesi olduğunu söyledi. Arbery’nin akrabaları daha önce mahkemeye yaptıkları başvuruda cinayete ırkçı önyargıların neden olduğunu söylemişti. Savunma avukatları ise sanıkların Arbery’yi öldürmeyi hedeflemediklerini öne sürmüştü.

Kasım ayında bir jüri, 66 yaşındaki Gregory McMichael, 35 yaşındaki oğlu Travis McMichael ve komşuları 52 yaşındaki Bryan’ı cinayet, ağırlaştırılmış saldırı, haksız alıkoyma ve suç işlemeye kast etmekten suçlu bulmuştu.

Üç sanıktan hiçbiri duruşmada mahkemeye hitap etme haklarını kullanmadı. Savunma avukatları ise mahkumiyet kararlarına itiraz edeceklerini söyledi. Üçü de beyaz olan sanıklar Şubat ayında ise nefret suçları ve Arbery’nin sivil haklarını ihlal etmekten federal davada yargılanacak.

Soldan sağa Travis McMichael, William ‘Roddie’ Bryan ve Gregory McMichael

Beş dakika kovaladılar

Savcılar, üç sanığın bir Pazar günü öğleden sonra koşuya çıkan bir siyah hakkında yanlışlıkla “en kötüsünü varsaydıklarını” söyledi. Sanıklar Arbery’yi ara sokaklarda yaklaşık beş dakika kovalamıştı.

Davanın sonucu Georgia yasasının o dönemde izin verdiği ancak bugün yürürlükte olmayan ‘‘vatandaş tutuklaması’’ uygulamasının, sanıkların işlediği bir suçtan kaçtığı sezgisiyle siyah Arbery’nin karşısına çıkma hakları olup olmadığına bağlıydı. Ancak jüri sanıkların ifadelerini bu şekilde yorumlamadı.

23 Şubat’ta Satilla Shores mahallesinde Gregory Michael ve oğlu Travis McMichael, silahlarını alıp kamyonete binerek, koşuya çıkan Ahmaud Arbery’yi kovalamaya başlamıştı.

‘‘Korkutamadıkları ve yıldıramadıkları için öldürdüler’’

Arbery’nin annesi Wanda Cooper-Jones, Cuma günü mahkemeye hitabında, “Oğlumu hedef seçtiler çünkü onu toplumlarında istemiyorlardı. Onu yeterince korkutamadıkları ve yıldıramadıklarında öldürdüler” demişti.

Yargıç, ceza kararında annenin sözlerini alıntılayarak, bu sözleri çok doğru bulduğunu söyledi.

McMichael’ların komşusu William Bryan da kendi kamyonetiyle kovalamacaya katılmış ve Travis McMichael’ın yakın mesafeden Arbery’ye bir pompalı tüfekle ateş ettiğini kaydetmek için cep telefonunu çıkarmıştı. Vurulduğu sırada Arbery’nin üzerinde koşu kıyafetleri ve spor ayakkabılarından başka bir şey yoktu.

Video aylar sonra ortaya çıktığında büyük tepkiye neden olmuş ve yerel bir savcının, cinayette suç unsuru görmemesi nedeniyle olaya karışanların hiçbirinin henüz tutuklanmadığı anlaşılmıştı.

(Kaynak: Amerika’nın Sesi)

Paylaşın

ABD, Uygurlar Nedeniyle Çin’e Yönelik Yaptırımlarını Genişletiyor

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Çin’in Uygurlara yönelik insan hakları ihlallerini gerekçe göstererek Pekin yönetimine yönelik yaptırımlarını genişletme kararı aldı.

DW Türkçe’de yer alan habere göre; Yaptırımlar, Sincan’dan ithal edilecek biyo ve yüksek teknoloji mallarını kapsıyor. Buna göre, Uygurlara yönelik Pekin’in baskıcı politikasını destekleyen Çinli biyoteknoloji ve yüksek teknoloji şirketlerinin malları ile Sincan’da çalışma kamplarında üretildiği şüphesi bulunan malların ithalatı mümkün olmayacak.

Uygurlara yönelik hak ihlalleriyle bağlantılı olarak Çin’e yeni yaptırımları öngören tasarıya ABD’li senatörlerin hepsinin onay verdiği bildirildi. Tasarının şimdi son onay için Başkan Joe Biden’ın imzasına sunulması bekleniyor.

Yaptırımlar neyi kapsıyor?

ABD Senatosu’nda kabul edilen tasarıya göre Çinli şirketler, gelecekte ABD’ye sattıkları ürünleri beyan ederken tamamen veya kısmen Uygur bölgesinde üretilip üretilmediğine dair belge sunmakla yükümlü olacak. Çin’in herhangi bir ürünün çalışma kamplarında üretilmediğini de kanıtlaması gerekecek. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Temsilciler Meclisi’nden geçen tasarının Başkan Joe Biden tarafından da desteklendiği belirtildi.

ABD’ye her yıl ithal edilen pamuklu tekstil ürünlerinin yüzde 20’si Sincan menşeili malzeme içeriyor. Bu nedenle tasarı ABD’li bazı şirketlerde tedirginliğe neden oldu.

Yaptırımlarla kara listeye alınan şirketler hangileri?

ABD Ticaret Bakanlığı da dün Çin Askeri Tıbbi Bilimler Akademisi ile ona bağlı 11 kuruluşu ABD’ye ithalat yapan kara şirketler listesine aldı. Söz konusu kuruluşlar, “askeri amaçlı beynin kontrolünü sağlayabilecek silahlar geliştirmeye yönelik biyoteknolojik araştırmalar yürütmekle” suçlanıyor. Söz konusu kuruluşların kan nakli ve zehirli maddeler konusunda da çalışmalar yürüttüğü ifade ediliyor.

ABD Maliye Bakanlığı da, sekiz yüksek teknoloji alanında faaliyet yürüten Çinli şirketi kara listesine dahil etti. Bunlar aralarında SZ DJI Technology gibi insansız hava aracalarının (IHA) önde gelenleri olduğu da belirtiliyor. Böylece ABD’li şirketlerin söz konusu firmalara iştirakinin de önüne geçilmiş olacak.

Kara listeye alınan şirketlerden bir diğeri de yüz ile tanınma alanında programlar geliştiren Cloudwal Technology ve cep telefonları bilgilerinin izlenmesine yönelik bilişim programı geliştiren Xiamen Meiya Pico Information şirketi.

Çarşamba günü ABD’de uyuşturucu maddeli ilaç krizine neden olan bir Çinli şirket kara listeye alınmıştı.

Uygurlar devamlı izleniyor

Uluslararası insan hakları kuruluşlarının raporlarına göre, Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıklar Pekin yönetimi tarafından yüksek teknolojilerle izleniyor ve kontrol ediliyor. Bunun için DNA örneklerinin alındığı ve yüzlerinden tanınmalarını sağlayacak programlarla ile çalışıldığı kaydediliyor. Yine insan hakları kuruluşlarının verilerine göre, kamplarda zorla tutulan 1 milyondan fazla Uygur dininden, kültürü ve dilinden vazgeçmeye zorlanıyor. Ayrıca bedensel açıdan kötü muamele gördüklerine ilişkin veriler bulunduğu da rapor ediliyor.

Paylaşın

G7’den Rusya Ve İran’a Uyarı

Dünyanın en zengin ülkelerinden olan ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Japonya, İtalya ve Kanada’nın dışişleri bakanlarının Liverpool’daki toplantısından Rusya ve İran’a uyarı çıktı.

İngiltere’nin Liverpool kentinde iki gün süren G7 toplantılarının ardından yayımlanan bildiride, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması hâlinde bunun “ciddi sonuçları” olacağı ifade edildi. G7 ülkeleri ayrıca “Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne bağlılığını” yinelediğini duyurdu.

Rusya’nın Ukrayna sınırında askeri yığınak yapmasını kınayan G7 ülkelerinin delegeleri, Moskova’ya tansiyonu düşürmesi için çağrıda bulundu. ABD istihbaratı, Rusya’nın önümüzdeki aylarda Ukrayna’ya 175 bin askerin katıldığı çok cepheli bir saldırı düzenleme hazırlığında olabileceği değerlendirmesinde bulunuyor. Kremlin ise Ukrayna’yı işgal etmeye yönelik planları olduğuna dair iddiaları yalanlıyor.

İran’a “son şans” uyarısı

G7 toplantılarına ev sahipliği yapan İngiltere, İran’ı ise Viyana’da yeniden başlayan nükleer görüşmelerle ilgili olarak uyardı. Avusturya’daki görüşmelerin Tahran’ın “ciddi bir çözümle müzakere masasına gelmek için son şansı” olduğunu belirten İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, “İran’ın gelip bu anlaşmayı kabul etmesi için hâlen zaman var” dedi. Truss, İran’ın nükleer bomba yapmasına izin verilmeyeceğini sözlerine ekledi.

Dünyanın önde gelen ülkeleriyle İran arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması için yürütülen Viyana görüşmeleri, geçen Perşembe günü tekrar başlamıştı.

Viyana’daki görüşmeler, ABD’nin yeniden anlaşmaya dâhil olmasını ve İran’ın da bu mutabakat doğrultusundaki taahhütlerine bağlılığını yinelemesini amaçlıyor. ABD, Tahran’ın nükleer programında kısıtlamaya gitmesine karşılık İran’a yönelik yaptırımların hafifletilmesini öngören anlaşmadan 2018’de Trump yönetiminin kararıyla tek taraflı olarak çekilmişti.

ABD Başkanı Joe Biden, anlaşmaya geri dönmeye hazır olduklarını duyurmuştu. İranlı yetkililer de bir çözüm sağlanabileceğine dair ciddi inançla görüşmelere yeniden başladıklarını belirtiyor. Ancak Batılı ülkeler, Tahran’ı görüşmelerde sağlanan ilerlemenin kaybedilmesine neden olmakla ve zamana oynamakla suçluyor.

Truss’ın açıklamaları, 2015’teki anlaşmaya taraf ülkelerden birinin nükleer görüşmelerle ilgili verdiği ilk ültimatom olması açısından önem taşıyor. Almanya’nın G7 toplantılarına katılan yeni dışişleri bakanı Annalena Baerbock da İran’ı müzakereleri geciktirmek ve sürece olan güveni kaybettirmekle suçladı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

ABD’de Tarihi Hortum Felaketi: En Az 70 Ölü

ABD’nin Kentucky, Tennessee, Illinois, Missouri ve Arkansas eyaletlerinin farklı noktalarda etkisini gösteren hortumlar nedeniyle en az 70 kişinin yaşamını yitirdiği belirtiliyor. Yetkililer, 36 farklı yerde hortum oluştuğunu açıkladı.

Hortumlar, yayıldıkları alan itibariyle ülke tarihinde şu ana kadar kaydedilen en büyük kasırga niteliğinde. 350 kilometreden fazla bir alana yayılan hortum ve fırtınalar nedeniyle birçok bina hasar gördü, binlerce kişi elektriksiz kaldı.

ABD Başkanı Joe Biden. en az 5 eyaleti vuran hortumların ABD tarihinin en büyük hortum felaketi olabileceğini söyledi. Federal hükümetin, hortum ve fırtınalardan etkilenen bölgelere yardım için elinden gelen ne varsa yapacağını vurgulayan Biden, Acil Durum Yönetim Dairesi’nin (FEMA) hortumlardan zarar görenler için acil barınma imkanları sağlayacağını bildirdi.

Kentucky’yi ziyaret etmeyi teklif ettiğini söyleyen Biden, Kongre’den de, felaketle başa çıkmak için gereken bütçe neyse onaylamasını isteyeceğini belirtti. Biden, Çevre Koruma Dairesi EPA’ye de, iklim değişikliğinin fırtınalarda ne kadar etkisi olduğunu incelemesi talimatını vereceğini kaydetti.

“Ölü sayısı 100’ü aşabilir”

Kentucky Valisi Andy Beshear, yerel televizyon kanalı WLKY’den yaptığı açıklamada, eyalet genelinde acil durum ilan edildiğini, arama kurtarma çalışmalarında Kentucky Ulusal Muhafızları ve eyalet polislerinin devreye sokulduğunu belirtti. Eyaleti son 24 saat içinde en az 4 hortum vururken, 10 ilçeden can kayıpları haberleri geldiği belirtiliyor.

Vali Beshear daha sonra düzenlediği basın toplantısında da, “Bunun, eyaletimizin tarihindeki en çok can kaybına yol açacak hortum olduğunu tahmin ediyorum” dedi. Ölü sayısının 100’ü geçebileceğini kaydeden Vali Beshear, hortumun Mayfield’da bir mum fabrikasını vurduğu sırada içeride 110 civarında kişinin bulunduğunu söyledi.

Illinois eyaletinde de kasırga nedeniyle bazı binalar hasar gördü. Amazon firmasının Edwardsville kentindeki deposu da ciddi oranda hasar gören binalar arasında. Edwardsville emniyet biriminden yapılan açıklamada, deponun bir kısmının çöktüğü, olay yerinde kurtarma çalışmalarının sürdüğü belirtildi. Arkansas eyaletinde de bir yaşlı bakım evi fırtınanın en fazla zarar verdiği binalar arasında. Bakım evinde yaralılara müdahaleler sürüyor.

Biden’den hortumların vurduğu eyaletlere yardım sözü

Başkan Joe Biden sabah saatlerinde Twitter üzerinden paylaştığı mesajda, gelişmelerle ilgili bilgilendirildiğini belirtti. Biden, arama-kurtarma ve zarar tespit çalışmaları devam ederken, hortumlardan etkilenen eyaletlere ihtiyaçları olan ne varsa sağlanacağının sözünü verdi.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada da, Biden’ın Acil Durum Yönetim Dairesi (FEMA) Başkanı Deanne Criswell, Beyaz Saray İç Güvenlik Danışmanı Liz Sherwood-Randall, Beyaz Saray Genel Sekreter Yardımcısı Jen O’Malley Dillon ve diğer ilgili yetkililerden, şiddetli hava koşulları ve hortumlar ile yürütülen çalışmalar hakkında brifing aldığı bildirildi.

Etkilenen eyaletlerin valileriyle görüşen Biden’ın, federal kaynakların hava koşulların en çok vurduğu bölgelere acilen aktarılması talimatı verdiği belirtildi.

(Kaynak: Amerika’nın Sesi)

 

Paylaşın

Joe Biden’dan Vladimir Putin’e Ukrayna Uyarısı

ABD Başkanı Joe Biden ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, video konferans yöntemiyle gerçekleşen ve iki saati aşkın süren bir görüşmede Ukrayna’nın doğusundaki yaşanan gerginliği ele aldılar. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Başkan Biden’in Ukrayna’daki gerginliğin askeri bir çatışmaya dönüşmesi halinde bunun sonuçları olacağı konusunda Rusya Devlet Başkanı Putin’i uyardığı belirtildi.

Biden’in görüşmede Ukrayna’da yaşanan gerginlikten “ABD ve Avrupalı müttefiklerinin derin kaygı” duyduğunu dile getirdiği kaydedildi. Biden’in bu gerginliğin “askeri bir çatışmaya dönüşmesi halinde ABD ve Avrupa müttefiklerinin güçlü ekonomik ve başka tedbirlerle karşılık vereceğini” açıkça ifade ettiği bildirildi.

Beyaz Saray’ın açıklamasına göre, Biden görüşmede Ukrayna’nın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne desteğe vurgu yaparken, gerginliğin azaltılması ve diplomasiye geri dönülmesi çağrısı yaptı.

Beyaz Saray video konferansa dair görüntü paylaşmazken, Rus devlet televizyonunda Putin’in Biden ile görüşmesinden bir kesit yayınladı. Söz konusu kesitte, iki liderin birbirini selamladığı, Biden’in Putin’e bir dahaki sefere yüz yüze görüşebilmeyi umduğunu söylediği görüntüler yer aldı.

Rusya’nın haftalardır Ukrayna sınırına on binlerce asker yığması, ABD ve Avrupa’da Rus ordusunun Ukrayna’yı işgal edebileceği endişesi yaratıyor. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırabileceğine dair iddialar nedeniyle NATO da alarma geçti. Bu iddiaları reddeden Moskova ise Ukrayna’yı doğudaki ayrılıkçı bölgeler Donetsk ve Luhansk sınırlarına 120 binden fazla asker göndererek, provokasyon yapmakla suçluyor.

Paylaşın

ABD’den Pekin Olimpiyatlarına Diplomatik Boykot Kararı!

ABD, Çin’deki insan hakları ihlallerini gerekçe göstererek, Pekin’de yapılacak Kış Olimpiyat Oyunları’nı diplomatik olarak boykot etme kararı aldı. ABD Başkanı Biden, Çin’deki insan hakları ihlalleri nedeniyle Pekin’de düzenlenecek Olimpiyatların diplomatik olarak boykot edilebileceğini söylemişti. 

Biden yönetimi, Sincan bölgesinde Uygur azınlığa yönelik insan hakları ihlallerini soykırım olarak nitelendiriyor. Pekin yönetiminin Uygurlara yönelik tutumuna tepki gösteren muhafazakâr siyasetçiler, 4-20 Şubat 2022 tarihleri arasında düzenlenecek Olimpiyatların tamamen boykot edilmesini talep ediyordu.

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sincan’da sürdürdüğü soykırım ve insanlığa karşı suçlar ile diğer insan hakları ihlalleri nedeniyle Biden yönetimi Pekin’de düzenlenecek 2022 Kış Olimpiyatlarına ve Paralimpik Oyunlarına, hiçbir diplomatik ve resmi temsilci göndermeyecek” ifadelerini kullandı.

Psaki, “Sincan’daki korkunç insan hakları ihlâlleri ve zulmüne rağmen” resmi temsilci göndermenin Olimpiyatları “olağan bir şey” haline dönüştüreceğini ifade ederek, “bunu yapamayacaklarını” söyledi. Psaki, Olimpiyatlara katılacak ABD’li atletlere ise “tam destek” vereceklerini, “evde tezahürat edeceklerini” sözlerine ekledi.

Başkan Joe Biden geçen ay yaptığı açıklamada, Çin’deki insan hakları ihlalleri nedeniyle Pekin’de düzenlenecek Olimpiyatların diplomatik olarak boykot edilebileceğini söylemişti.

Çin açıklama öncesinde uyarmıştı

ABD’nin Pekin Olimpiyatlarına diplomatik boykot uygulayacağı yönündeki açıklaması öncesinde konu medyaya yansımış ve Çin boykot iddialarına tepki göstermişti.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian Pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD’nin boykot kararı alınması halinde “kararlılıkla karşılık” verileceği tehdidinde bulunmuştu. Zhao Lijian, “Kış Olimpiyat Oyunlarının siyasi bir duruş ve manipülasyon için bir sahne olmadığını vurgulamak istiyorum” ifadesini kullanmıştı.

Paylaşın