Kemal Kılıçdaroğlu Hakkında “Siyasi Yasak” Talep Edildi

14 ve 28 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olduğu için milletvekilliği dokunulmazlığı bulunmayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, 2 yıl 4 aya kadar hapis talebiyle yargılanacak. Kılıçdaroğlu, hakkında siyasi yasak da isteniyor.

Yargılama nedeni, 9 yıl önce, 26 Kasım 2014’te, Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde, CHP İstanbul bölge toplantısında yaptığı şu konuşma:

“17 ve 25 Aralık’ta Cumhuriyet tarihimizin en büyük yolsuzluğu oldu, gerçekleşti. Bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Sonunda bir soruşturma komisyonu kuruldu. TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek mahkemeye başvuruyor. Diyor ki, komisyonla ilgili olarak yayın yasağı getirin. TBMM’de kurulan komisyonla ilgili yayın yasağı getirin, diyor. Ve mahkemeden karar çıkarıyor. Ne zamandan beri TBMM hırsızların hamisi konumuna geldi Sayın Cemil Çiçek, bunu bir açıklar mısın? Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevi bu mudur? Senin görevin başka bir şey. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin itibarını korumaktır. Yayın yasağı getirerek kimlere arka çıkıyorsun sen?”

Konuşmada geçen “hırsız” ifadesi nedeniyle eski Bakan Erdoğan Bayraktar dilekçe vererek şikâyetçi oldu, Kılıçdaroğlu hakkında 31 Ekim 2016 tarihinde iddianame hazırlandı. Dokunulmazlığı kalkınca da kamu davası açıldı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na 1 yıl 2 ay ile 2 yıl 4 ay arası hapis istemiyle “kamu görevlisine alenen hakaret” suçlamasıyla dava açıldı. Davanın ilk duruşması 7 Mart 2024’te İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu’nun yazısına göre, Kılıçdaroğlu’na 11 Eylül’de tebligat gönderildi. Kılıçdaroğlu son seçimde Cumhurbaşkanı adayıydı, milletvekili olmadığı için dokunulmazlığı bulunmuyor.

Tarihte ilk kez bir CHP Genel Başkanının sanık olarak tebligatla mahkemeye çağrıldığını yazan Terkoğlu, iddianame kapsamında Kılıçdaroğlu için siyasi yasak* da istendiğini aktardı.

Yargılama nedeni, 9 yıl önce, 26 Kasım 2014’te, Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde, CHP İstanbul bölge toplantısında yaptığı şu konuşma: 17 ve 25 Aralık’ta Cumhuriyet tarihimizin en büyük yolsuzluğu oldu, gerçekleşti. Bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Sonunda bir soruşturma komisyonu kuruldu. TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek mahkemeye başvuruyor. Diyor ki, komisyonla ilgili olarak yayın yasağı getirin.

TBMM’de kurulan komisyonla ilgili yayın yasağı getirin, diyor. Ve mahkemeden karar çıkarıyor. Ne zamandan beri TBMM hırsızların hamisi konumuna geldi Sayın Cemil Çiçek, bunu bir açıklar mısın? Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevi bu mudur? Senin görevin başka bir şey. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin itibarını korumaktır. Yayın yasağı getirerek kimlere arka çıkıyorsun sen?”

Konuşmada geçen “hırsız” ifadesi nedeniyle eski Bakan Erdoğan Bayraktar dilekçe vererek şikâyetçi oldu, Kılıçdaroğlu hakkında 31 Ekim 2016 tarihinde iddianame hazırlandı. Dokunulmazlığı kalkınca da kamu davası açıldı.

Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, Terkoğlu’na yaptığı açıklamada davayı şöyle değerlendirdi: “Dava açıldığı bilgisini genel başkana arz ettiğim sırada mutlu olduğuna tanık oldum. Davaya konu olan olguların tamamının ispatlanması talimatını verdi. İspat hakkı, Türk Ceza Kanunu’nun ve anayasanın verdiği bir hak. Yolsuzluk eleştirilerinin haklı dayanaklarını delil olarak mahkemeye sunacağız, 17-25 Aralık sürecindeki tapelerle ilgili bilirkişi incelemesi talebimiz var.

Zaten eski Bakan Erdoğan Bayraktar’ın da ispat hususuna karşı çıkmayacağı dava dosyasında beyan olarak var. Dolayısıyla mahkemenin delilleri toplayacak olması, ses kayıtları hakkında bilirkişi incelemesi yapmak zorunda olması bizi mutlu etti. Bu dava yoluyla, 17-25 Aralık dönemindeki tüm yolsuzlukları ispat etme şansına sahip olacağız.”

Siyasi yasak hakkında

Türk Ceza Kanunu’nun “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlıklı 53. Maddesi:

(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;

a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden,
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, yoksun bırakılır.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir