Kılıçdaroğlu Kadınlara Seslendi: Türkiye Sizleri Çok Yordu, Biliyorum

Sosyal medya hesabından kadınlara seslenen Kılıçdaroğlu, “Kadınların sırtında zaten devasa bir yük var. Çocuğa, yaşlıya, hastaya, evin işine; her şeye yetmeye çalışıyorlar. Ve çoğu ev kadınının hiçbir güvencesi yok bu ülkede. Bu yük yeterince ağır değilmiş gibi bir de şimdi en temel haklarının alınması tehdidiyle karşı karşıyalar. Çok ama çok büyük talihsizlik. Onlar için değil, tüm Türkiye için bu çok büyük bir talihsizlik” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu gece kadınlara seslenmek istiyorum: Türkiye sizleri çok yordu, bunu biliyorum. Özellikle genç muhafazakar kadınlara, Bay Kemal gelirse, kazanımlarınızı kaybedeceksiniz, propagandasını yaptılar. Aylarca yaptılar, günlerce yaptılar. Sürekli yalan söylediler, iftira attılar, karalamalar yaptılar”

Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında, “Bunu yapanlar sonra pazarlık masalarına oturdular, sonra sizler bir çırpıda üç beş oy için yarı yolda bıraktılar. Mübalağa etmiyorum, üç beş oy için yarı yolda bıraktılar. Aslında bu yaptıklarının bir adı var ama söylemeye dilim varmıyor. Altını özellikle çizmek isterim: Bay Kemal asla ama asla kazanımlarınızı kaybetmenize izin vermez. Bay Kemal asla ama asla kadın ve çocuk hakları üzerinden pazarlık yapmaz” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından kadınlara seslendi. 6284 sayılı kadına şiddeti önleyen yasada değişiklik isteyen Cumhur İttifakı’nın birkaç oy için kadınların geleceklerini karartmayı göze aldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, açıklamalarında şunları söyledi:

“Bu aralar, gittiğimiz her yerde, kadınlar sessizce yanıma geliyor. Seçim ile ilgili sorular soruyorlar. Çok ama çok kaygılılar. Başörtülüsü, başı açığı, bekarı, evlisi, annesi… İnanın hiç fark etmiyor. Hepsinin kaygısı aynı. Temel kadın haklarının bir seçimde oylanmasını anlayamıyorlar. Haklarının bir seçim havucu olarak radikal unsurlara sunulması onları dehşete düşürmüş durumda. Kadınların sırtında zaten devasa bir yük var. Çocuğa, yaşlıya, hastaya, evin işine; her şeye yetmeye çalışıyorlar. Ve çoğu ev kadınının hiçbir güvencesi yok bu ülkede.

‘Türkiye sizleri çok yordu, bunu biliyorum’

Bu yük yeterince ağır değilmiş gibi bir de şimdi en temel haklarının alınması tehdidiyle karşı karşıyalar. Çok ama çok büyük talihsizlik. Onlar için değil, tüm Türkiye için bu çok büyük bir talihsizlik. Bu gece kadınlara seslenmek istiyorum: Türkiye sizleri çok yordu, bunu biliyorum. Özellikle genç muhafazakar kadınlara, Bay Kemal gelirse, kazanımlarınızı kaybedeceksiniz, propagandasını yaptılar. Aylarca yaptılar, günlerce yaptılar. Sürekli yalan söylediler, iftira attılar, karalamalar yaptılar.

Bunu yapanlar sonra pazarlık masalarına oturdular, sonra sizler bir çırpıda üç beş oy için yarı yolda bıraktılar. Mübalağa etmiyorum, üç beş oy için yarı yolda bıraktılar. Aslında bu yaptıklarının bir adı var ama söylemeye dilim varmıyor. Altını özellikle çizmek isterim: Bay Kemal asla ama asla kazanımlarınızı kaybetmenize izin vermez. Bay Kemal asla ama asla kadın ve çocuk hakları üzerinden pazarlık yapmaz.”

Kılıçdaroğlu İle İnce Görüştü: Erdoğan Gitmeli

Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce görüştü. Kılıçdaroğlu, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, “Halil İbrahim sofrasını büyütmeye çalışıyoruz. Sorunları masaya yatırmak, çözümler üretmek benim ve Sayın İnce’nin görevi” dedi.

Muharrem İnce ise, “İlkeler etrafında bu memleketi ayağa kaldırabiliriz. Bu Erdoğan gitmelidir. Bu Erdoğan yorgundur, kibirlidir. Akla, bilime, hukuka inanmamaktadır. 5 dakika dahi bu ülkeyi yönetmemelidir” diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Memleket Partisi Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yi ziyaret etti. Görüşme sonrası ortak basın açıklaması yapıldı.

Kılıçdaroğlu sözlerine “Sayın Genel Başkan’a bizi kabul ettikleri için teşekkür ediyorum” diyerek başladı.

“Başta deprem bölgesi olmak üzere Türkiye’nin pek çok sorununu görüştük. Hangi çözümleri ürettiğimizi ifade ettik karşılıklı. Deprem bölgesine yönelik kanun teklifi hazırlıyoruz. Sayın Genel Başkan’a ayrıntılı bilgi verdim. Önümüzdeki günlerde teklifi sunacağız. İşin özeti Halil İbrahim sofrasını büyütmeye çalışıyoruz” dedi.

“Yaşadığımız sorunlar Türkiye’nin sorunları, bireysel değil. Çözümler üretmek bizim görevimiz” sözlerini ekledi.

Muharrem İnce ise, “Bizler Memleket Partisi olarak diyoruz ki, ittifaklar olmalıdır fakat bu ittifaklar menfaat ittifakları olmamalı ilke ittifakları olmalıdır” dedi şunları ekledi:

“Bizim ilkelerimiz nettir. Atatürk’ü tartıştırmayız. Teröre karşı mesafeliyiz. Kadın hakları konusunda çok kararlıyız, geri adım atmayız. Mültecilerin gönderilmesi konusunda çok kararlıyız. Bizim ilkelerimiz bunlar. Bunlardan asla taviz vermeyiz.

İlkeler etrafında bu memleketi ayağa kaldırmalıyız. Bu Erdoğan gitmelidir, yorgundur, ortak aklı temsil etmez, kibirlidir; akla, hukuka, bilime inanmamaktadır. Bu konuda da her tür görüşümüzü açık ifade ediyoruz”.

Kılıçdaroğlu: Beşli Çetelere Değil, Size Hizmet Edeceğim

Konya’da Millet Buluşması Programı’nda konuşan Kılıçdaroğlu, “Türkiye artık dünya ile yarışmak zorundadır. Türkiye dünya ile yarıştığı zaman büyüyen bir ülke olacaktır, güçlü bir ülke olacaktır. Güneşli günleri birlikte göreceğiz, motorları maviliklere süreceğiz. Dünyanın neresine giderseniz gitsin gençlerimiz gülen yüzlerle geri döneceksiniz. Attığınız bir tweet nedeniyle güvenlik görevlisi kapınıza dayanamayacak bilecekler ki artık bu ülkede özgürlük var. Güneşli günleri hep birlikte göreceğiz, motorları maviliklere süreceğiz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Dünyanın neresine gitmişse gencimiz, güler yüzle ülkesine dönecek. Sizin özgürlük alanınızı genişleteceğim. Attığınız tweet dolayısıyla babanız ve anneniz kuşku duymayacak, bilecek ki artık bu ülkede demokrasi var!  Güvenlik görevlisi sabahın 5’inde kapınıza dayanmayacak, bilecek ki artık bu ülkede özgürlük var. Düzeni siz değiştireceksiniz, iktidara siz getireceksiniz. Bu ülkenin 5,5 milyon genci ilk kez sandığa gidecek ve oy kullanacak.”

Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında, “Kadının, gençlerin sosyal güvenliği olacak. Çiftçiler, üreticiler, sizin bankalara olan faizlerinizi tamamen sileceğiz, ana parayı taksitle alacağız. Siz üreteceksiniz, siz kazanacaksınız. Dışarıdan buğday, arpa, fasulye, canlı hayvan, et, mercimek almayacağız. Herkes üretecek, herkes kazanacak!  Çiftçilere kırmızı mazot vereceğiz; ÖTV’si KDV’si olmayacak. 15 Mayıs’ta iktidarız, 100 bin öğretmenin atamasını yapacağız. 5’li çetelere değil, size hizmet edeceğim. Esnaf bakanlığı kuracağız, esnaf sahipsiz olmayacak. Sicil affı çıkartacağız. Pandemi döneminde kredi verdiler faizini istiyorlar, onu sileceğiz. Stopajı da sıfırlayacağız” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Konya’da Millet Buluşması Programı’na katıldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da katıldığı programda konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Konya da tarihi bir kentimiz. Mevlana’nın bulunduğu. Mevlana’yı öğrenmek ve halka anlatmak. Mevlana’nın felsefesini bütün dünyaya anlatmak bizim meselemiz. Benim size sözüm var bu ülkeye adaleti getireceğiz. Adalet sadece mahkeme salonlarında tecelli etmez. Konya, Hollanda’dan büyük bir il. Konya bakıldığında tarımda bir numara ama buranın da sorunları var. Türkiye’nin de sorunları çok büyük. Tarımın da sorunları çok büyük. Türkiye artık dünya ile yarışmak zorundadır. Türkiye dünya ile yarıştığı zaman büyüyen bir ülke olacaktır, güçlü bir ülke olacaktır. Güneşli günleri birlikte göreceğiz, motorları maviliklere süreceğiz.

Dünyanın neresine giderseniz gitsin gençlerimiz gülen yüzlerle geri döneceksiniz. Attığınız bir tweet nedeniyle güvenlik görevlisi kapınıza dayanamayacak bilecekler ki artık bu ülkede özgürlük var. Güneşli günleri hep birlikte göreceğiz, motorları maviliklere süreceğiz. Dünyanın neresine gitmişse gencimiz, güler yüzle ülkesine dönecek. Sizin özgürlük alanınızı genişleteceğim. Attığınız tweet dolayısıyla babanız ve anneniz kuşku duymayacak, bilecek ki artık bu ülkede demokrasi var!  Güvenlik görevlisi sabahın 5’inde kapınıza dayanmayacak, bilecek ki artık bu ülkede özgürlük var. Düzeni siz değiştireceksiniz, iktidara siz getireceksiniz. Bu ülkenin 5,5 milyon genci ilk kez sandığa gidecek ve oy kullanacak.

“5’li çetelere değil, size hizmet edeceğim”

Kadının, gençlerin sosyal güvenliği olacak. Çiftçiler, üreticiler, sizin bankalara olan faizlerinizi tamamen sileceğiz, ana parayı taksitle alacağız. Siz üreteceksiniz, siz kazanacaksınız. Dışarıdan buğday, arpa, fasulye, canlı hayvan, et, mercimek almayacağız. Herkes üretecek, herkes kazanacak!  Çiftçilere kırmızı mazot vereceğiz; ÖTV’si KDV’si olmayacak. 15 Mayıs’ta iktidarız, 100 bin öğretmenin atamasını yapacağız. 5’li çetelere değil, size hizmet edeceğim. Esnaf bakanlığı kuracağız, esnaf sahipsiz olmayacak. Sicil affı çıkartacağız. Pandemi döneminde kredi verdiler faizini istiyorlar, onu sileceğiz. Stopajı da sıfırlayacağız.

En hızlı neleri yapacağız? 6 lider bir araya geldik. İsraf haramdır diye biliyoruz. İlk yapacağımız iş israfı önlemek. Bütün savurganları sıfırlayacak bir kararname çıkartacağız. İsraf olmayacak. Parlamentodan süratle yasa çıkartacağız. Aile toplumun temel taşıdır. Hiçbir aile kendini sahipsiz hissetmesin. Her aile sosyal devletin koruması altında olsun. Aile destekleri sigortası çıkartacağız. 1971’den beri çıkması gereken bu kanun çıkmadı. Size yardımlar yapılıyor oyunuzu bize verin, yoksa yok diyorlar. Biz hiçbir ayrım yapmayacağız. Hiçbir kadını bir erkeğe muhtaç ettirmeyeceğiz.

İsrafı engelleyince Türkiye güçlü, zengin bir ülkedir. Parayı beşli çeteye yedirirseniz size para kalmaz. O paraları son kuruşuna kadar alacağım! Hem diyorlar biz milletçiyiz, hem dolar bazlı garanti! İhale alıyorsun dolarla, kâr veriyorsun dolarla, garanti veriyorsun dolarla… Bütün bunların tamamını milliyetçi kardeşiniz TL’ye çevirecek. Endişe etmeyin, TL olacak. Her çocuk okulda sağlıklı bir şekilde beslenecek. Hiçbir aileye yük olmayacaklar, zengin fakir ayrımı olmayacak, herkes aynı çantadan beslenecek. İktidarımızda göreceksiniz 2 kilo et 1 gram altın etmeyecek!

Mülakat kalkacak, torpil bitecek. Kul hakkını yedirmeyeceğiz. Herkesin hakkını teslim edeceğiz. 2 bin 400 yıl önce söylenmiş, devleti yönetenler yönetirken zenginleşirlerse artık halkı değil kendi mal varlıklarını düşünürler. Mal varlığımı açıkladım, adaylığım kesinleştiğinde bütün Türkiye’ye göstereceğim, herkes görecek. Temiz bir siyaset getireceğiz. Vatandaş-siyasetçi arasında güven köprüsünü yeniden inşa edeceğiz. Halktan yana olan bir anlayışı getireceğiz. 5,5 milyon gençten söz istiyorum. Her arkadaşınızı ikna edeceksiniz, sandığa gidecek ve Millet İttifakı’na oy verecek. Benim de sözüm söz!”

Seçim Kampanyasını Başlatan Kılıçdaroğlu’ndan Yeni Video

Seçim kampanyasını sosyal medya hesabından paylaştığı bir video ile başlatan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yeni video geldi.

Haber Merkezi / “#SanaSöz” etiketi ve “Bay Kemal sözünden dönmeyecek…” notuyla paylaşılan videoda, Kılıçdaroğlu’nun şu sözleri yer aldı:

“Yıkıldın, usandın, bunaldın. Her defasında bu son olsun istiyorsun. Al benden de o kadar. O zaman sana şunu söyleyebilirim. Sana söz! Bu güzel ülkenin insanları hayal kurabilsin diye geliyoruz. Sadece bu boş çantayı doldurmak için değil, evladının gözlerine bakabilmen için geliyoruz.

Dünyanın bir ucundan “Anne ben dönmem diye evlat” sana söz içinde öyle bir umutla döneceksin ki, geliyoruz. Ben Kemal sana söz veriyorum. Kaybettiğin her yıl, her an, her kuruş her gülüş sana fazlasıyla dönsün istiyoruz. Sana söz yine baharlar gelecek. Bay Kemal sözünden dönmeyecek”

Kılıçdaroğlu, daha öncede resmi hesabından “Sana Söz yine baharlar gelecek…” notuyla bir video yayınlamıştı.

Videoda, Kılıçdaroğlu’nun şu sözleri yer almıştı:

“Sana söz…  Birbirini incitmeyen, farklı olanı olduğu gibi seven, sayan; uzaklaşan değil, kucaklaşan bir Türkiye. Karnı tok, gönlü bol; yaşamayı seven bir Türkiye. Bilime, sanata, geleceğe inanan; ayakları yere sağlam basan, uzmanlığa saygı duyan bir Türkiye. Seyirci kalmayan, korkusundan susmayan, sözü dinlenen, kıymeti bilinen, en güzel şarkılarını bağıra çağıra söyleyebilen, neşesi çocuklarının gözünden okunan bir Türkiye için geliyoruz. Sana söz yine baharlar gelecek. Bay Kemal sözünden dönmeyecek.”

Millet İttifakı Adayı Kılıçdaroğlu Seçim Kampanyasını Başlattı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu kampanyasını sosyal medya hesabından paylaştığı video ile başlattı.

Haber Merkezi / CHP’den yapılan bilgilendirmede “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Twitter hesabından saat 18.50’de paylaşacağı video, kendisinin Cumhurbaşkanı adaylığı kampanyasının resmi başlangıcıdır” denildi.

Kılıçdaroğlu saat 18.50’de resmi hesabından “Sana Söz yine baharlar gelecek…” hashtagiyle bir video yayınladı. Videoda, Kılıçdaroğlu’nun şu sözleri yer aldı:

“Sana söz…  Birbirini incitmeyen, farklı olanı olduğu gibi seven, sayan; uzaklaşan değil, kucaklaşan bir Türkiye. Karnı tok, gönlü bol; yaşamayı seven bir Türkiye. Bilime, sanata, geleceğe inanan; ayakları yere sağlam basan, uzmanlığa saygı duyan bir Türkiye. Seyirci kalmayan, korkusundan susmayan, sözü dinlenen, kıymeti bilinen, en güzel şarkılarını bağıra çağıra söyleyebilen, neşesi çocuklarının gözünden okunan bir Türkiye için geliyoruz. Sana söz yine baharlar gelecek. Bay Kemal sözünden dönmeyecek.”

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Kılıçdaroğlu’nun kampanyasının ilk filmini “14 Mayıs’ta İklim Değişecek! #SanaSöz” notuyla sosyal medya hesabından paylaştı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kampanyasının ilk filmini sosyal medya sayfasından paylaştı. Akşener, paylaşımına “#SanaSöz umut bitmeyecek…” notunu düştü.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Kılıçdaroğlu’nun kampanyasının ilk filmini “#SanaSöz demokrasi gelecek, adalet gelecek, hürriyet gelecek. #SanaSöz yine baharlar gelecek” notuyla sosyal medya hesabından paylaştı.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun kampanyasının ilk filmini sosyal medya sayfasından paylaştı. Davutoğlu, paylaşımına “#SanaSöz yine baharlar gelecek…” notunu düştü.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kılıçdaroğlu’nun kampanyasının ilk filmini, “7’den 70’e, doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm Türkiye kazanacak #SanaSöz” sosyal medya hesabından notuyla paylaştı.

Millet İttifakı Aday Kılıçdaroğlu’ndan “418 Milyar Dolar” Çıkışı

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, “Haksız olarak alınan, Hazine’den çalınan 418 milyar doları alacağım bu milletin cebine koyacağım. Bana karşı çıktıklarını biliyorum, Kılıçdaroğlu gelmesin diye çaba harcadıklarını biliyorum. Benim tek güvencem bu ülkenin insanları, sizlersiniz.” dedi.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ayrıca, “Türkiye’yi yönetirken hiçbir ayrım yapmayacağız, herkesi kucaklayacağız. Bizim kitabımızda ayrımcılık yoktur herkes bilsin” dedi ve ekledi:

“Harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Biz kul hakkını gözeteceğiz, atama bekleyen öğretmenleri öğrencileriyle buluşturacağız.Hiç kimse aç ve açıkta kalmayacak. Bütün mücadelemiz bunun için.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bağcılar Ebubekir Meydanı ve Kadın Merkezi Açılış Töreni’nde konuştu. Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

“Teşekkür ederim. Ekrem Başkan, oldukça güzel bir konuşma yaptı ve hepimizi heyecanlandırdı. Ne için iktidar? Kadın erkek eşitliği için iktidar. Her evde huzurun ve bereketin olması için iktidar. İktidar; adalet için iktidar, hukuk için iktidar, insanlar için iktidar, dezavantajlı gruplar için iktidar. Başı açık, başı kapalı ayrımını ortadan kaldırmak için iktidar. Kucaklaşmak için iktidar. Kavga etmemek için iktidar. Her evde huzurun, bereketin olması için iktidar. Evet iktidar; halk için iktidar, millet için iktidar.

Başkan dedi ki, ‘Kılıçdaroğlu Bağcılar’ı çok seviyor.’ İstanbul’u da seviyorum, Bağcıları da seviyorum. Bağcılar’da yaşayanları da seviyorum. Oyumuzun düşük olduğunu biliyorum. Ama hiç kimse endişe etmesin, oy versin vermesin, nasıl Ekrem Başkan hiçbir ayrım yapmıyorsa, Türkiye’yi yönetirken de hiçbir ayrım yapmayacağız. Herkesi kucaklayacağız. Bizim kitabımızda ayrımcılık yoktur herkes bilsin.

Biz harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Biz kul hakkını gözeteceğiz. Biz atama bekleyen öğretmenleri Ferhat ile Şirin’in buluştuğu gibi onları öğrencileriyle buluşturacağız. Ziraat mühendislerimiz var, onlara görev vereceğiz. Hiç kimse aç ve açıkta kalmayacak. Bütün mücadelemiz bunun için.

Ekrem Başkan, evet İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, evet İstanbul’a hizmet veriyor. Ama Ekrem Başkan’la beraber bütün Belediye Başkanlarımız soluğu depremde hemen deprem bölgesinde aldılar. Herkese hizmet veriyorlar. Herkese hiçbir ayrımcılık yapmıyorlar. İstanbul hepimizin gözbebeği ve kadim bir şehir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Allah nasip ederse Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak da aynı zamanda görevini yapacak. O zaman, İstanbul’a hizmet ederken bugün önüne konan bütün engelleri tek tek kaldıracak ve hedef İstanbul diyecek, hedef Türkiye diyecek, hedef kalkınma diyecek, hedef büyüme diyecek. Bunların hepsini gerçekleştirecek.

İkinci adayımız Cumhurbaşkanı Yardımcımız Mansur Yavaş. Elinden gelen bütün gücü gösterecek. Neden Ekrem İmamoğlu, neden Mansur Yavaş? Bizim tarihimizde iki önemli başkent var; Osmanlı’nın Başkenti İstanbul, Cumhuriyet’in Başkenti Ankara. Demek ki, iki başkenti yöneten güç, iki başkenti yöneten aktör aynı zamanda cumhuriyetimizin en önemli yılında yani yüzüncü yılında Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev yapacaklar. İki başkente de, iki kadim kente de hizmet verecekler.

Sevgili İstanbullular, sevgili kardeşlerim, zor durumda olduğunuzu biliyorum. Geçim sıkıntısını biliyorum, işsizliği biliyorum. Ama bunun karşılığında malı götürenleri de çok iyi biliyorum. Benim bu millete sözüm var. Haksız olarak alınan, hazineden çalınan o 418 milyar doları alacağım ve bu milletin cebine koyacağım. Bana karşı çıktıklarını biliyorum. Kılıçdaroğlu gelmesin diye çaba harcadıklarını biliyorum. Büyük mücadeleler verdiklerini de biliyorum. Ama benim tek güvencem bu ülkenin insanları, sizlersiniz. Beraber, birlikte; adalet için, hak için, hukuk için mücadele edeceğiz, emin olun bunu gerçekleştireceğiz.

Ekrem Başkan uzun yıllardır İstanbul’da yapılamayanı yaptı. Gerçekten hepinizin huzurunda kendisine yürekten teşekkür ediyorum. Hiçbir ayrım yapmadan herkesi kucaklayarak hizmetini yaptı. Göreceksiniz aynı hizmeti hem İstanbul, hem Türkiye için yapacak. Hepinizin huzurunda onu yürekten kutluyorum.

Beraber yapacağız bunu, birlikte yapacağız. Birlikte ve beraber yapacağız. Hepinize en içten sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Sağ olun, var olun diyorum.”

14 Mayıs Seçimleri: Doğru Parti, Kılıçdaroğlu’nu Destekleyecek

Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP Genel Merkezi’nde bir araya gelen Doğru Parti Lideri Serdaroğlu, görüşme sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, seçimlerde Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini söyledi.

Haber Merkezi / Ata İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının Sinan Oğan olduğunun açıklamasının ardından, Rifat Serdaroğlu ittifaktan ayrıldıklarını açıklamış ve “Doğru Parti olarak 3’üncü bir cumhurbaşkanı adayı çıkarmanın Cumhur İttifakı’na hizmet edeceği ve partimizi bir bölen durumuna düşüreceği inancındayız. Doğru Parti olarak bu ittifakın içinde olmadığımızı yüce Türk milletine duyururuz” demişti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Doğru Parti Genel Başkanı Rıfat Serdaroğlu ile bir araya geldi. İki lider, görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu, açıklamasında, “Yaşadığımız deprem felaketinin nasıl yaraların sarılması konusunda, neler yapılması gerektiği konusunda karşılıklı düşüncelerimizi aktardık. Kendisine bu ziyareti için son derece teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’ndan sonra konuşan Serdaroğlu ise Türkiye’nin tarihi bir seçime gittiğini ifade ederek şu açıklamalarda bulundu:

“Türkiye tarihi bir seçime gidiyor. Cumhuriyet tarihimizin en önemli seçimini yapacağız hep beraber. Maalesef seçimin şartları, demokrasiyi hazmedemeyen AKP iktidarı tarafından karmakarışık hale getirildi. Hepinizin bildiği gibi Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı üçüncü defa olması mümkün değil. YSK’ye bu konuda itirazımızı da yaptık biz, Doğru Parti olarak. İnşallah YSK, Anayasa’yı ihlal suçu işlemez. Eğer bunu yaparsa Türkiye’nin çok az nebze kalmış ‘hukuk devleti’ tanımını da bizzat YSK çok ağır tahrip etmiş olur ve önümüzdeki günlerde çok ciddi sıkıntılar çıkabilir.

Biz Doğru Parti olarak, Türkiye’nin; merkez sağdan kaynaklanan, merkezden kaynaklanan çok ciddi bir partisiyiz. Daha önce; rahmetli Demirel ile rahmetli Erdal İnönü’nün Türkiye’nin en güzel koalisyonunu yaptıkları dönemi yaşadık. Ülkeye de çok ciddi hizmetler verdik, hepimiz. Şimdi biz Sayın Erdal İnönü’nün, Sayın Karayalçın ile de beraber çalıştık. Sayın Hikmet Çetin ile de beraber çalıştık. Sayın Demirel’in Cumhurbaşkanı olmasında özellikle Sayın Erdal İnönü’nün çok büyük katkısı vardır.

Biz vefalı insanlarız, tarihimize sadığız. Aynı vefayı şimdi biz Cumhurbaşkanımız olarak Sayın Kılıçdaroğlu’nda göstereceğiz ve CHP’nin en çalışkan teşkilatlarından daha fazla çalışarak, büyük oy farkıyla birinci turda Çankaya’ya inşallah göndereceğiz, Sayın Cumhurbaşkanımızı…

Bizim geleneğimizde bir söz vardır; ehemin mühime tercih edilmesi, yani mühim önemli demek ama ehem daha önemli demek. Bir trafik kazası geçirdiniz, kolunuz kırıldı. Ama aynı anda da bir damarınız patladı. Doktor hangisini tedavi eder, önce? Elbette ki hayatta kalabilmeniz için damarı tamir eder.

Bizim altılı masanın paydaşlarıyla ilgili görüşlerimiz var, onların hepsini dondurduk şimdi… Şimdi, Türkiye’nin en önemli meselesi organize suç örgütü gibi çalışan AKP’nin adayı Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir daha seçilmemesi mücadelesidir. Bu, Türkiye’nin en önemli meselesidir. Doğru Parti’nin geleceğinden de önemlidir.

CHP’nin geleceğinden de önemlidir. Evvela bu işimizi yapacağız. Onu demokratik yolla indireceğiz. Yerine Anayasamızın değiştirilemez maddelerine sahip çıkacak, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkacak sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu büyük oy çoğunluğuyla oturtacağız inşallah, kendisini tebriğe ilk giden biz olacağız. Bizi ağırladığınız için çok teşekkür ediyorum.”

Kılıçdaroğlu’na Yakın Kurmaylar Aday Olmadı: Bakanlık İddiası

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine sayılı haftalar kala partilerin ve liderlerin stratejileri de netleşiyor. Bu çerçevede, Kılıçdaroğlu’na yakın kurmayların seçim sonrası kabinede yer almak için aday olmadığı öne sürüldü.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da “kabinede yer almak isteyenlerin milletvekili adayı olmamalarını” istediği öğrenildi.

CHP’de, Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un da aralarında bulunduğu bazı kurmaylar, seçimin kazanılması halinde, kabinede görev almayı tercih ettiği için milletvekilliğine aday olmadı.

2018 seçimlerinde 7 binin üzerinde ismin milletvekili adaylığı için başvuruda bulunduğu Adalet ve Kalkınma Partisi’nde (AK Parti) ise adaylık başvurusunda bulunanların sayısı 6 bin 25 oldu. Aday olanların arasında kabine üyeleri de yer alıyor.

Milletvekili aday adaylığı için bir önceki seçimlere kıyasla rekor başvurunun olduğu CHP’de kesin rakamın Cuma günü açıklanması bekleniyor.

CHP’de mevcut milletvekillerinin büyük bölümü yeniden adaylık için başvuruda bulunurken, bakanlık veya belediye başkanlığına aday olmayı planlayan bazı milletvekilleri ise adaylık başvurusunda bulunmadı.

Bu çerçevede, Kılıçdaroğlu’nun yakın kurmaylarından CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, son basın toplantısı öncesinde gazetecilere “grup başkanvekili olarak son toplantısını” yaptığını belirterek yeniden aday olmayacağını açıkladı.

Özkoç,  “İnşallah yürütmede buluşuruz” sözleriyle de seçim sonrasına ilişkin sinyal verdi.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’a konuşan  Özkoç, siyasette şimdiye kadar Kılıçdaroğlu ile birlikte yol yürüdüğünü belirterek, “ O yolda yürürken hiç ters düşmedik. Adalet Yürüyüşü’nde de yalnız bırakmadım. Şimdi başka bir yola çıkıyor. O çıktığı yolda da yalnız bırakmayacağım. Çünkü kendisine sözüm var,  hiçbir zaman yalnız bırakmayacağım diye” dedi.

Özkoç dışında Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Genel Başkan Yardımcıları Bülent Kuşoğlu, Onursal Adıgüzel, Ahmet Akın ve Seyit Torun da milletvekili adaylığı için başvuruda bulunmadı.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin kazanılması halinde Millet İttifakı içinde yer alan siyasi partilerin kabinede kaç bakanla temsil edileceği ve hangi bakanlıkların hangi partiye verileceği kesin çizgilerle belirlenmiş değil.

Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın’ın ise kabinede yer almaması halinde 2024 yerel seçimlerinde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilmesi bekleniyor.

2019 yerel seçimlerinde CHP’nin Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması planlanan Akın, ittifak anlaşması uyarınca, o zaman İYİ Parti’de olan İsmail Ok’u belediye başkanlığına aday göstermiş, ancak seçimi AK Parti adayı Yücel Yılmaz kazanmıştı.

CHP’de İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer de adaylık başvurusunda bulunmayan isimler arasında.

AKP’de 30 dolayında milletvekili aday olmadı

Aday adaylığı başvurularının sona erdiği AK Parti’ye 1176’si kadın olmak üzere toplam 6 bin 25 başvuru yapıldı.  2018 seçimlerinde  7  bin 329 kişi aday adaylığı başvurusunda bulunmuştu.

AK Parti’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da talebi üzerine kabinedeki 17 bakan milletvekili adaylığı başvurusunda bulundu.

Erdoğan’ın bu tercihinin altında, parlamentoyu güçlendirme hedefinin yattığı ifade ediliyor. Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın Ankara ikinci bölgeden aday olması beklenirken, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Kayseri, Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin Şanlıurfa, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un İstanbul’dan aday gösterileceği konuşuluyor.

Bakanların önemli bir bölümünün de depremin vurduğu illerden milletvekili gösterilmesi bekleniyor.

AK Parti’de  Merkez Yürütme Kurulu üyesi Mehmet Özhaseki, eski bakanlar Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker, Erzurum Milletvekili Recep Akdağ’ın da aralarında bulunduğu 30 dolayındaki milletvekili ise yeniden aday olmadı.

Bürokrasiden iktidar partisi AK Parti’ye başvuruların ise önceki adaylık süreçlerine göre sınırlı kaldığı belirtiliyor.

AK Parti kaynaklarına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, aday olmak isteyen bazı üst düzey bürokratların görevlerinde kalmalarını isteyerek, adaylık vizesi vermedi.

Kulislerde, cumhurbaşkanlığı bürokrasisinde de birçok ismin adaylık için istifayı planladığı, ancak Erdoğan’ın onay vermemesi nedeniyle, görevlerinde kaldığı kaldığı belirtiliyor.

Saadet, DEVA Ve Gelecek Partisi, İttifakı İçinde İttifak Kuracak Mı?

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine sayılı günler kala ittifaklarda seçimlerde en iyi sonucu almak için stratejilerini netleştiriyor. 

Millet İttifakı’nı oluşturan partilerden olan Saadet Partisi, Deva ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nin ittifak içinde ittifak için kendi aralarındaki görüşme trafiği sürüyor.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, geçtiğimiz günlerde Karar TV’de “ittifak içinde ittifak” formülüyle ilgili konuşmuş ve çalışmaların yüzde 99 oranında tamamlandığını söylemişti. Karamollaoğlu, “Üç parti olarak seçime müşterek girmemiz oyumuzu yükseltecek” demişti.

Bu çerçevede ittifak protokollerini iki gün önce Yüksek Seçim Kurulu’na sunan Millet İttifakı içinde yer alan Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Parti’nin daha çok milletvekili çıkarabilmek için kendi aralarında başlattıkları üçlü görüşme trafiği sürüyor.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in ilgili partilerin üst düzey yetkililerinden edindiği bilgilere göre, üç partinin “ittifak içinde ittifak” kurma formülünde henüz nihai sonuca ulaşılabilmiş değil ancak temaslar yoğun şekilde sürüyor ve bir süre daha trafiğin devam etmesi bekleniyor.

Üçlü “ittifak içinde ittifak” formülünde ilerleme sağlanıp sağlanmaması ve üç partinin bir sonuca ulaşıp ulaşmaması Millet İttifakı’ndaki altı partinin aday listelerinde olası ortaklaşma formüllerini de etkileyeceği için önemli görülüyor.

Gerek altı partinin ortak aday listeleri gerekse üçlü ittifak formülü ile ilgili kritik bir görüşme ise bugün Malatya’daki liderlerin katılacağı iftar olarak öne çıkıyor. İftarda diğer meselelerin yanı sıra bu konunun da gündeme gelebileceği, cumhurbaşkanı adayı kararını netleştiren ve önemli bir krizi aşan altı liderin şimdi bu konuya yoğunlaşmaya başlayabileceği belirtiliyor.

Bu arada altı partinin aday listeleri için oluşturduğu komisyonun da beklenen toplantısını gelecek hafta yapması bekleniyor.

Üç partinin tutumları nasıl?

Peki ittifak içinde ittifak kurarak daha çok milletvekili kazanmak isteyen üç partinin tutumları nasıl şekilleniyor?

“İttifak içinde ittifak” formülüne ilişkin üç partinin tutumlarında henüz tam bir ortaklaşma sağlanamadı.

Saadet Partisi seçime kendi logosu ile girilmesini isterken, diğer iki parti de kendi logolarını tercih ediyor. Her partinin kendi logolarıyla girme konusunda daha önce alınan kendi kurul kararları ve parti ilkelerine göre hareket etmek isteklerinin gündemde olduğu belirtilirken, bununla birlikte belli ortaklaşmaların yapılmasına ilişkin de güçlü işaretler var.

Partilerin yetkilileri liste oluşturulması ile ilgili süreçlerin işin doğası gereği biraz dinamik olduğunu ve görüşmelerin son birkaç güne kadar devam edebileceğini söyleyerek, “Bugün aldığımız karar yarın başka bir şekle evrilebilir” diyor.

DEVA Partisi daha önce aldığı parti kararı çerçevesinde seçime kendi amblemi ile girmek konusunda kararlığını sürdürürken, belli iller bazında diğer partilerle ortak çalışmalar yapılmasına ise soğuk bakmıyor.

Gelecek Partisi ise ittifak içinde ittifak önerisine çok sıcak olmadığını, daha çok CHP ve İYİ Parti ile ittifak kurmayı düşündüklerini belirtmişti.

Bu arada her partinin en az 41 ilde kendi logolarıyla seçime girmeleri de gerekiyor.

Milletvekili aday listelerinin YSK’ya teslimi için son gün olan 9 Nisan’a kadar her iki ittifakın aday listelerinin de netleşmesi için zaman bulunuyor.

Ortak listelerin önemi ne?

Peki yeni seçim yasasında ortak listeler hazırlamak ittifaklara ve partilere ne kazandırıyor?

AK Parti ile MHP’nin geçen yıl getirdiği yeni seçim sistemi ittifak içindeki partileri yüzde 7 baraja karşı korusa da her parti kendi alacağı oy oranına göre milletvekili çıkaracağı için ittifakın önemini azaltmış durumda. Bu nedenle her iki büyük ittifak da bazı illerde ortak liste yapma arayışında.

Araştırmacı Nezih Onur Kuru, ittifaklar için parlamento seçimlerinde ortak liste yapmalarının önemine dikkat çekerek, yeni seçim yasasının ittifakların artık oylarıyla ekstra milletvekili çıkarabilmesi avantajını ortadan kaldırdığını, bunun da daha az sayıda partiden oluşan ve parti arasındaki oy makası geniş olan Cumhur İttifakı’na yaradığını belirtiyor.

Kuru, Cumhur İttifakı’nın kritik illerde tek liste yapması ve Millet İttifakı’nın ise yapmaması durumunda Cumhur İttifakı’nın yüzde 41 oy ile Meclis’in salt çoğunluğu olan 301 sandalyeyi kazanabileceğine dikkat çekiyor.

Millet İttifakı Adayı Kılıçdaroğlu: Seçim Birinci Turdan Biter

Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimi için, “Seçim birinci turda biter. Vatandaş sandığa gidip kararını verir. Vatandaş değişimden yana. Bu kavganın son bulması gerekiyor. Siyaset kavga aracı değildir. Hiç kavganın olmadığını görecekler. AKP ve MHP muhalefeti dışlamış durumda. Bunun böyle olmayacağını görecekler” dedi.

Millet İttifakı’nın ortak Cumhurbaşkanı adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV’de ‘Liderler Masası’ programında gazeteciler Bengü Şap Babaeker ve İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu’nun söyleşisinden öne çıkanlar şöyle:

“Ben bu iktidara güvenmiyorum. Ankara’nın ortasında Sinan Ateş katledildi, Saray sessizliğini korumaya devam ediyor. Bu cinayetin aydınlatılması lazım. Polisin tutanakları savcıya göndermesi lazım. Toplum bunu izliyor biz de izliyoruz. Olayı örtmeye çalışacaklar. Aileye söz verdim, bu bizim için namus meselesidir dedim. Gerçek failleri tutuklanıncaya kadar bu işin takipçisi olacağız dedim, bu bir insanlık görevidir. Siz o sanığı hangi gerekçeyle evinizde tutuyorsunuz, bunlar sorulacak, az kaldı.

“Polislere ve savcı arkadaşlara söylüyorum, cesaretli olun”

Siz bir ülkeye adaleti getiremezseniz hiçbir şey getiremezsiniz. Siz devlet olarak bu tür bir olaya izin veremezsiniz. Arkasında hangi mesele var, tüm bunlar araştırılması gerekiyor, siz olayı kapatıyorsunuz. Neden, güç başka bir yerde, yargıya, savcıya, polislere baskı yapıyor. Polislere ve savcı arkadaşlara söylüyorum, cesaretli olun, hiç endişe etmeyin, bu olayı tüm ayrıntılarıyla yazın, davanızı açın, onların güvencesi olacağız.

Delil kararttığınız andan itibaren katilleri koruyorsunuz demektir. Bir kamu görevlisi yargının önüne çıkarır katilleri, devlette bir şey kaybolmaz, umarım böyle bir şey yoktur. Tutanağı tutanlar da imha edenler de hayatta, ortaya çıkar. Bu ülkede polis tutanak tutmuşsa, o polisin namusudur.

Ayşe Hanım adalet istiyor. Gözleri yaş dolu, ağladı. Kendisini teselli ettim. Ankara’nın ortasında eşim katledildi diyor. Çocuklarım babasız kaldı diyor. Hangi gerekçeyle katledildi? Ülkücünün çok sevdiği bir insan, akademisyen. Yetenekli bir kişi, siz yeteneği yok ediyorsunuz.

Beşli Çeteler dediğim, devleti soyanlar, haksız kazanç elde edenler, tüyü bitmemiş yetimin hakkını alanlar. Ben neden cumhurbaşkanı olmak istiyorum, sarayda oturmak için değil. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını ben sormayacaksam neden cumhurbaşkanlığı yapayım.

“Bir de devleti yöneten temiz bir adam gelsin”

Beşli Çete, elbette böyle bir adam istemiyorlar. Devletin bazı kurumlarını ele geçirdiklerini, bürokratlarını beslediklerini biliyorum. Elbette bunlar Kılıçdaroğlu gelmesin diye toplantı yaparlar. Ama ben bu milletin sağ duyusuna güveniyorum. Bir de devleti yöneten temiz bir adam gelsin. Vatandaşın cebini düşünen, sorunları çözecek, israftan kaçınacak sade bir insan istiyor. Buna tahammül edemiyorlar.

Bunların tamamını soracağım. O 418 milyar doları alacağım, bu ülkeye getireceğim. Hiçbir uluslararası mahkeme bir devletin soyulmasına evet dememiştir. Bütün kararlar o ülkenin lehine çıkmıştır. İntikamla olmayacak, olursa bunlara benzeriz. Hukuk neyi gerektiriyorsa o kurallar içerisinde yapacağız. Almanya dahil buradan kaçırılan paraların nerede olduğunun tamamını biliyoruz.

“Bunun için çeteler benimle uğraşmak isterler”

Devlette devamlılık esas. O proje verilmişse yapılacak zaten. Ama avantadan verilen paralara ben alacağım. Ben bunu 100 liraya yapıyorum kaça vermişim 500 liraya, 400 lira nerede? Biz hastaneye karşı değiliz, kaça yapıldı. Tüyü bitmemiş vatandaş vergi veriyor. Ben neden yol yaptın dedim mi? Yolu kaça yaptın diyorum. 100 liralık yolu 500 liraya yapıyorsun 400 lirayı kırışıyorsun. Ben o 400 liranın peşindeyim, çok büyük paralar bunlar, tamamını alacağız. Bunun için çeteler benimle uğraşmak isterler. 15 Mayıs’tan sonra her şey değişecek. Şeffaf, tüm kaynağın vatandaş için ayrıldığı bir dönem başlayacak. Teknoloji üreten bir ülke olacağız, dünyayla yarışacağız.

Deprem olduğunda Kahramanmaraş milletvekilimiz Ali Öztunç sabah 4:30-5:00 arasında aradı. Büyük bir yıkım olduğunu söyledi. Ben hemen televizyonu açtım. Valileri aradım bilgi aldım, belediye başkanlarını ayrım yapmadan aradım, baş sağlığı diledim. Ertesi gün deprem bölgesine gittim, felakete tanık olduk. Arama kurtarma ekiplerinin yeteri kadar olmadığını, askerin hiç olmadığını gördük. İlk gittiğimizde su ve ekmek yoktu. Enkazların başında devlet nerede diye bağıran anneler babalar çocuklar gördük, tam bir insanlık dramı. Arsuz’da kaldığımız yerde elbiseyle yattım, çok soğuktu. Üzerime iki battaniye aldım ama ısınma şansım yoktu.

Başlangıçta bizim belediyelere bazı zorluklar çıkardılar. CHP’li belediye diye niye engelliyorsunuz? Ekmek getirecek, su getirecek. Engel olmanın mantığını anlamak zor. Ankara Büyükşehir Belediyesi havalimanını düzenledi. Vay efendim orayı biz yapıyoruz, onlar yapmıyor diye. Çocukça işler, devleti yönetmesini bilmiyorlar. Ayrımcılık yapılır mı Allah aşkına. Acı olan nedir biliyor musun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kıbrıs’a başsağlığı dilemedi.

Fay hattının nereden geçtiğini hepimiz biliyoruz, artık biz de deprem uzmanı olduk. Devletin kadroları bunu biliyor zaten. Depremin olacağını, yıkılacak binaları rapora yazmışlar. Siyasi otorite raporları bir köşeye atmış. 199 depremin sonrasında TSK’da afet taburu oluşturuldu. Talimat vermiyorsunuz. İnsanlar donarak öldü. Tüm bunların sorumlusu devleti yönetenler değil mi? Yüzyılın felaketi diyorsun, yüz yılın katliamı çıktı ortaya. Devlet kurumunu çalıştırmadınız, AFAD’ı körelttiniz, Kızılay’ı tepeden tırnağa yok ettiniz, rant alanına dönüştürdünüz. Vali eli kolu bağlı ne yapacak? Devlet yönetmeyi bilmiyorlar.

Kızılay’ı eski ruhuna kavuşturacağız. Kuruluş amacına uygun yeniden yapılandıracağız. Söz verdim, eski sahiplerine, gönüllü yardım yapanlara, rant aracı olarak görmeyenlere teslim edeceğiz. Nasıl olur da Kızılay çadır yapamaz. Bir Allah’ın kulu sorumluluk almadı. 50 bin kişinin günahı kimin boynuna. Siz depremzedelere parayla ev satamazsınız. Bu kadar yüzsüzlük olmaz.

Sözüm söz, cumhurbaşkanı olduktan sonra evi yıkılan hiç kimseden bir kuruş para alınmayacak. Bu bölgeyle ilgili özel bir yasa çıkaracağız, devlet bunlarla helalleşecek. Biraz sabretsinler. Buraya gelenler 2 yıl süreyle gelir vergisi ödemeyecek diyeceğiz. Bu bölgeyle ilgili özel bir teşvik yasası çıkarmamız lazım.

1 milyonu aşkın konut, 1 milyon kapı demek, 50 milyon pencere demek. Bu bölgede üretilecek bunlar. Bu bölge için özel bir yasa çıkarılacak. Gelip bu bölgede üreteceksin kapıyı, pencereyi. İstihdam yaratacaksın. 1 milyon konutun tüm malzemeleri burada üretilecek. Bölgeyi ayağa kaldıracaksınız, bölge yeniden canlanacak, daha da güçlenecek. Türkiye’ye döviz akacak, tüm bunların hepsi güzel olacak.

Ramazan ayının ilk cuması Malatya’da olacağız. Altı lider bir arada olacak, mevlit okutacağız. Ekrem ve Mansur Bey de gelecekler. Özel otobüs sağlamak lazım bulundukları kentlere gelip oy kullanmaları için. Bunun için çalışacağız. Oy kullanmalarını isteriz. Depremzedelerin yaralarının sarılmasını istiyoruz.

“Bu kavganın son bulması gerekiyor”

Seçim birinci turda biter. Vatandaş sandığa gidip kararını verir. Vatandaş değişimden yana. Bu kavganın son bulması gerekiyor. Siyaset kavga aracı değildir. Hiç kavganın olmadığını görecekler. AKP ve MHP muhalefeti dışlamış durumda. Bunun böyle olmayacağını görecekler.

Her partinin genel başkanına saygı duyarım. Taktir kendisine aittir. Kaybedecek zamanımız yok, 1 saati bile kaybetmek istemiyoruz. Hakarete karşıyım. Kim olursa olsun. Eleştirebilirsiniz ama hakaret olmaz. Siyasi partileri ziyaret ediyorum. Memleket Partisi’ni de ziyaret edeceğim.

Birinci turda bu işi alıp Türkiye’yi artık ikinci kez yormamak gerekiyor. İkinci kez sandık, harcama, masraf, bunlara gerek yok, doğrusu budur. Siyaset eğer şikayet alanıysa, siyaset olmaktan çıkar. Şikayetin dışına çıkmak lazım. Kimin kusura kimin yanlışı var bunlar oturulur konuşulur. Bir şeyi geri getiremezsiniz. Herkes elinden geldiği kadar çaba harcadı. Ben gece 2’de metinler yazdım, çalıştım, çabaladım. Geçmişe dönük eleştiri üzerinden bugün bir şeyler ortaya koymayı makul bulmuyorum, olabilir. Sayın İnce’nin görüşü budur, haklı tarafları da olabilir. Söylediklerinin tamamı yanlış değildir, eksik, yanlış, kusurumuz olabilir.

Millet zaten sandığı bekliyor. Kavga etmek istemiyor millet. Sandık gelsin, oyumu kullanıp bu beladan kurtulacağım diyor. Demokratik yollardan bir zihniyet değişikliği olacak. Üniversite kapatmak, bilime sırtını dönmek demektir.

Sayın Türkan Elçi kabul ederse aday olur. Milletvekili olarak da görev yapar, benim en büyük arzularımdan birisidir. Biz de bölgede kendimizi görmek istiyoruz. Altı siyasi parti yeri geldiğinde rekabet ediyoruz. Ortak konular, demokrasi, insan hakları, yolsuzluklara karşı olma, vergilerin hesabını verme gibi…

“Kadınların parlamentoda fazla olması lazım”

Her yıl toplanan vergileri nerelere harcadığını Ulusal Vergi Konseyi bir rapora bağlayacak, herkes görecek. Vatandaş diyecek ki, ben vergi verdim devlete, bu vergilerin nereye harcandığını görüyorum diyecek. Vatandaş bilecek, bir güven bağı oluşacak.

Kadınların parlamentoda fazla olması lazım. Burada başarılı değiliz kabul ediyoruz. Ama fazla olması lazım. Kadın sayısının yönetimde de fazla olması lazım. Olabildiğince yapmaya çalışıyoruz.

Bakan olmak isteyenler milletvekili olmayacak, böyle bir görüş birliği var. Bakan olmak isteyen arkadaşlar milletvekili olmasın diye söyledim.

(17 bakanın milletvekili adayı olması) Dokunulmazlık kazandırmak için.

Allah nasip ederse Çankaya’da olacağım.

(Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş) İstanbul ve Ankara’nın devasa sorunları var. Bu sorunların bürokratik mekanizmalarda bekletilmeden çözülmesi lazım. Hiçbir ayrım yapmadan diğer belediyelerin sorunlarını da çözecekler. Belediye başkanlıklarına devam edecekler. Sorun görmüyoruz, hukukçu arkadaşlar sorun olmadığı yanıtı veriyor.

Zor koşullarda okudum, zor sınavlar kazandım. Devlette önemli görevlere geldim. Hiçbirisinde ben talep etmedim hep bana öneriler geldi.”