İstanbul’da Yaşayanların Yüzde 46’sı Geçinmekte Zorlanıyor

İstanbul’da yaşayanların yüzde 23,2’sinin bazı ek harcamalardan kısarak ay sonunu zor getirdiği, yüzde 22,8’inin ise geçinemediği ve bazı ödeme ve temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı rapor edildi.

Haber Merkezi / İstanbul Planlama Ajansı (İPA), İstanbullunun gündemini içeren “İstanbul Barometresi Şubat 2025” araştırmasını yayınladı.

Buna göre; Katılımcıların yüzde 44,4’ü ekonomik sorunların, yüzde 10,1’i Ekrem İmamoğlu’na açılan soruşturmalar ve diploma tartışmasının konuşulduğunu belirtti. Üçüncü sırada yüzde 6,7 ile İstanbul’da görülen kar yağışı yer aldı.

Katılımcıların yüzde 39,8’i Öcalan’ın silah bırakma çağrısının konuşulduğunu belirtti. İkinci sırada yüzde 13,7 ile Ege Denizi’nde meydana gelen depremler, üçüncü sırada ise yüzde 10,9 ile CHP’nin ön seçim kararı yer aldı.

Katılımcıların yüzde 38,5’i Ekrem İmamoğlu’na açılan soruşturmalar ve diploma tartışmasını Şubat ayında İstanbul’un gündemi olarak gördüğünü belirtti. İkinci sırada ise yüzde 38,4 ile İstanbul’daki ilçe belediyelerinde görevden almalar ve kayyum atamaları, üçüncü sırada ise yüzde 16 ile İstanbul’u etkisi altına alan kar yağışı yer aldı.

Katılımcıların yüzde 63,1’i İstanbul ilçe belediye başkanlarının görevden alınmasını siyasi gündem oluşturmak amaçlı kasıtlı bir süreç olarak gördüğünü belirtirken yüzde 36,9’u ise hukuki bir olay olup yargının kararına göre değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Katılımcıların yüzde 68’i Ekrem İmamoğlu’nun diploması hakkında çıkan tartışmaları siyasi gündem oluşturmak amaçlı kasıtlı bir süreç olarak gördüğünü belirtirken yüzde 32’si hukuki bir olay olup yargının kararına göre değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Katılımcıların yüzde 60’ı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla alakalı yaptığı açıklamaları yeterli bulduğunu belirtirken yüzde 21,2’si daha fazla belge veya kanıt sunması gerektiğini, yüzde 18,8’i açıklamaları yeterli bulmadığını belirtti.

Katılımcıların yüzde 27,3’ü Ramazan ayını dini bir sorumluluk olarak görürken, yüzde 26,9’u toplumsal dayanışma ve paylaşma ayı, yüzde 23’ü ise manevi bir arınma dönemi olarak gördüğünü belirtti. Katılımcıların yüzde 73,8’i Ramazan ayında hanesinde iftar sofrası kurulduğunu belirtirken yüzde 26,2’si iftar sofrası kurulmadığını belirtti.

Katılımcıların yüzde 53,5’i Ramazan ayında gıda harcamalarının arttığını belirtirken yüzde 38,3’ü aynı kaldığını, yüzde 8,1’i ise gıda harcamalarının azaldığını belirtti. Katılımcıların yüzde 73,8’i Ramazan ayında gıda fiyatlarının olması gerekenin üstünde arttığını belirtirken, yüzde 11,6’sı makul düzeyde de olsa arttığını, yüzde 11,3’ü artmadığını, yüzde 3,3’ü ise konu hakkında bilgisi olmadığını belirtti

Katılımcıların yüzde 14’ü rahatlıkla geçinip birikim yapabildiğini, yüzde 40,1’i geçinebildiğini fakat kenara para ayırmadığını, yüzde 23,2’si bazı ek harcamalardan kısarak ay sonunu zor getirdiğini, yüzde 22,8’i ise geçinemediğini ve bazı ödeme ve temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını belirtti. Ocak ayı ile karşılaştırıldığında geçinmekte zorlanan katılımcıların oranında artış görüldü. Hanesinde düzenli gelir getiren biri olmayan katılımcıların yüzde 76,7’si geçinemediğini belirtti.

Yüzde 8,7 kredi kartını hiç ödeyemiyor

Kredi kartı kullananların yüzde 52,7’si aylık kredi kartı borcunun tamamını, yüzde 27,5’i ise borcun asgari tutarını ödeyebildiğini belirtti. Yüzde 6,9’u asgari tutar ile borcun tamamı arasında bir miktarda, yüzde 4,2’si asgariden az miktarda ödeme yapabildiğini belirtirken, yüzde 8,7’si ise kredi kartı borcunu hiç ödeyemediğini ifade etti. Alt sosyoekonomik seviyede bulunan katılımcıların yüzde 18,6’sı, kredi kartı borcunu hiç ödeyemediğini belirtti.

Katılımcıların yüzde 79,5’i fatura ve aidatlarını zamanında ödeyebildiğini belirtirken yüzde 3,9’u kararsız olduğunu, yüzde 16,6’sı ödeyemediğini belirtti. Fatura ve aidatlarını zamanında ödeyemediğini belirten katılımcıların yüzde 61’i doğal gaz, yüzde 46,8’i elektrik, yüzde 40,9’u su faturasını zamanında ödeyemediğini belirtti. Kiracı olduğunu belirten katılımcıların yüzde 88,5’i geçen ay kirasının tamamını ödeyebildiğini belirtirken yüzde 11,5’i ödeyemediğini belirtti.

Katılımcıların yüzde 76’sı çalıştığı işten memnun olduğunu, yüzde 13,9’u kısmen memnun olduğunu, yüzde 10,2’si memnun olmadığını belirtti. Maaşlı çalışan katılımcıların yüzde 17’si işten çıkarılma korkusunu duyduğunu, yüzde 9’u kısmen korku duyduğunu, yüzde 74,1’i ise işten çıkarılma korkusu duymadığını belirtti. Kendi işinde çalışan katılımcıların yüzde 27,5’i işini kaybetme korkusu duyduğunu, yüzde 10,1’i kısmen korku duyduğunu, yüzde 62,4’ü ise işini kaybetme korkusu duymadığını belirtti.

Öğrenci veya iş arayan ama bulamadığını belirten katılımcıların %28,9’u yakın zamanda iş bulacağına inanırken, yüzde 46,1’i inanmadığını, yüzde 25’i ise kararsız olduğunu belirtti. İş arayıp bulamadığını belirten katılımcıların yüzde 56,4’ü yakın zamanda iş bulabileceğine inanmadığını belirtti.

Katılımcılara şubat ayındaki duygu halleri soruldu ve 10 üzerinden değerlendirmeleri istendi. İstanbulluların ortalama stres seviyesi 6,7 olarak ölçülürken kaygı seviyesi 6,1 olarak ölçüldü. Şubat ayındaki yaşam memnuniyeti 4,7 ve mutluluk seviyesi 5,1 olarak ölçüldü.

Katılımcıların yüzde 26,1’i düzenli spor aktivitesi yaptığını, yüzde 73,9’u yapmadığını belirtti. Üst sosyoekonomik seviyeye ait katılımcıların yüzde 38,3’ü düzenli spor yaptığını belirtti. Sosyoekonomik seviye arttıkça spor yapan katılımcıların oranında artış görüldü.

Katılımcıların yüzde 51,8’i fiziksel sağlığını iyi, yüzde 37,8’i orta, yüzde 10,4’ü ise kötü olarak nitelendirdi. Katılımcıların yüzde 47,9’u psikolojik sağlığını iyi, yüzde 37’si orta, yüzde 15’i ise kötü olarak nitelendirdi. Tartıştığını belirten katılımcıların yüzde 39,9’u aile ortamında, yüzde 35,9’u iş ortamında, yüzde 24,2’si ise trafikte tartıştığını belirtti.

Katılımcıların yüzde 61,1’i tüketim tercihlerinde orta fiyatlı ama kaliteli ürünleri tercih ettiğini belirtirken yüzde 18,5’i fiyatın her şeyden önce geldiğini, yüzde 12’si fiyatı yüksek olsa da dayanıklılığına ve markasına önem verdiğini, yüzde 8,4’ü fiyatı önemli bulmadığını, keyif alacağı ürünü almaya odaklandığını belirtti.