İngiltere, Kanada ve Avustralya Filistin’i Tanıdı
Filistin’in uluslararası diplomasi sahnesindeki konumunu güçlendirecek kritik adımlar atılmaya devam ediyor. İngiltere, Kanada ve Avustralya Filistin’i resmen tanıdı.
Haber Merkezi / Bu hamle, Gazze’de yaşanan insani kriz sürerken İsrail hükümeti üzerinde baskı oluşturma çabası olarak değerlendiriliyor.
Filistin devletinin varlığı, çoğunluğu on yıllar önce olmak üzere, 193 BM üyesinin yaklaşık 150’si tarafından kabul edilmiş durumda. ABD ve diğer Batılı ülkeler, uzun süredir devam eden Orta Doğu ihtilafını çözüme kavuşturacak nihai bir anlaşmanın Filistin devletini de içermesi gerektiğini savunarak bundan kaçındı.
İngiltere Başbakanı Kier Starmer, sosyal medya hesabından yayımladığı video mesajında “Ortadoğu’da büyüyen dehşet karşısında, barış ve iki devletli çözüm ihtimalini hayatta tutmak için harekete geçiyoruz. Bu yaşayabilir bir Filistin devletinin yanında güvenli ve İsrail demek ve şu an ikisine de sahip değiliz” dedi.
Daha sonra Filistin devletinin “tanınma zamanının geldiğini” vurgulayan Starmer, “Dolayısıyla bugün barış ve iki devletli çözüm umudunu canlandırmak için bu büyük ülkenin başbakanı olarak Birleşik Krallık’ın resmen Filistin devletini tanıdığını net bir şekilde duyuruyorum” dedi.
Starmer ayrıca bunun “Hamas için bir ödül olmadığını” çünkü ilanın aynı zamanda “Hamas’ın geleceği, hükümette ve güvenlik bir rolu olmayacağı anlamına geldiğini” vurguladı.
Kanada da Filistin devletini tanıyan ilk G-7 üyesi ülke oldu. Kanada Başbakanı Mark Carney “Kanada Filistin devletini tanıyor” dedi. Carney sosyal medya paylaşımında “Kanada Filistin devletini tanıyor ve hem Filistin devleti hem de İsrail devleti için barış dolu bir gelecek vaadini gerçekleştirmek için ortaklımızı sunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Avustralya’nın, bugünden itibaren bağımsız ve egemen Filistin Devleti’ni tanıdığını bildiren Başbakan Anthony Norman Albanese, “Avustralya böylece Filistin halkının hakkı olan ve uzun zamandır hedeflediği amaçlarını tanımaktadır.” ifadesini kullandı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kanada ve Avustralya’nın kararını “terörü ödüllendirmek” şeklinde niteledi. Netanyahu, bu tür adımların Gazze’de ateşkesi ve rehinelerin serbest bırakılmasını zorlaştıracağını savunarak, “İsrail’in varlığını tehlikeye atan bir cihatçı devletin önünü açıyorlar” dedi.
Tanımanın Filistin açısından sonuçları ne ?
Filistin Devleti’nin İngiltere, Kanada ve Avustralya tarafından tanınması, otomatik olarak büyükelçiliklerin açılması ve büyükelçilerin değişimi anlamına gelmiyor. Gerçekte, diplomatik temsilin düzeyi daha çok devletler arasında aşama aşama müzakere edilecek.
Dolayısıyla üç ülkenin daha Filistin devletini tanımasının, Birleşmiş Milletler’deki statüsü üzerinde de hiçbir etkisi olmayacak. Filistin, 2012 yılından bu yana BM üyesi olmayan “gözlemci devlet” statüsüyle toplantılara katılıyor.
Filistin’in “üye devlet” statüsünün kabul edilmesine yalnızca Güvenlik Konseyi karar verebiliyor. Bu yöndeki bir öneri de masaya yatırılmış ve birkaç hafta önce Amerika’nın vetosu ile engellenmişti.
Bu nedenle Madrid, Dublin ve Oslo’nun, üçlü ve eşzamanlı tanınması, her şeyden önce siyasi bir jest. İsrailli liderlere, İsrail ile Filistin arasında iki devletli çözüm fikrini yeniden teyit etmeleri yönünde bir mesaj.
Ayrıca bu güne kadar güney ülkeleri tarafından tanınan Filistin devletinin Oslo ve Dublin gibi kuzey başkentleri tarafından da tanıması önemli bir aşama olarak tanımlanıyor.





























