Ferhat Gülsün Kimdir? Hayatı, Eserleri

10 Şubat 1980 yılında Bursa’da dünyaya gelen Ferhat Gülsün, kendi deyimiyle konuşmadan önce yazmayı öğrendi. Bütün okullarından geçti hayatın sessiz ve kimsesiz. Bir şiiri ellerinden öperken yakalandı. O günden bu yana birçok dizenin köşe bucak faili. Bir ateşin içinden denize doğru yalın ayak yürüyor ötekinin gölgesiyle.

Haber Merkezi / Şiir ve yazıları; yasakmeyve, berfin bahar, şehir, temrin, ada, deliler teknesi, kıyı, akköy, onaltıkırkbeş, ortanca, ayna insan, hayal, olimpos bursa, denizsuyukasesi, akademi gökyüzü, mavi liman, göğe bakma durağı, karakalem, andız, yalınayak edebiyat, gibi çeşitli dergilerde yer aldı.

“Birdir iki” isimli dosyasıyla Küçükkuyu 1.Ulusal Zeus Şiir Ödülü (2008) – Birincilik ve Homeros Ödülleri Attila İlhan Şiir Ödülü (2007) – Mansiyon, “Adı yaşamaksa” şiiriyle Kocaeli Üniversitesi Şiir Etkinlikleri Birimi Şiir Ödülü (2007) –İkincilik, “Thyrsos” isimli şiiriyle Bekilli “21.yy.Hayyamları Aranıyor” şiir yarışması (2008) – Onur Ödülü’nü aldı. 2008 yılında Arkadaş Zekai Özger Şiir yarışmasında ismi anılmaya değer görüldü.

Eserleri;

Şiir;

Birdir İki (2008)
Üç Yanlış Bir Doğru (2020)

“Bulutları beklerken”

ahşap yalnızlığın gül yetimi Eleni
kemençeye yaslamış başını gönlü taka

ey gidi Nikos

karda izi kaldı ölümün
gurbetin dili lâl
toprağa can ekti Marika

sürgünün sırtında dağ yeşili Sofia
ben aslıyım bu suyun sense öteki

ey gidi karadeniz

elleri horon memleketim
gözleri sirtaki

“Ferhad”

güneşin güvercin kanadına dokunmasıyla uyanır gökyüzü
toprağın sırtında gelincik sabahın zarif elleri
göçebe bir buluta yüklenir bereketi gözlerin
öncesi yaşamaktır sınırın sonrası mülteci
var mıdır çocuk olup da gökkuşağına kanmayan
ya da hangi yalnızlıktır pabucunu babasının mezarında unutan
yoksul duvarlarını sevdim bacasız evimin
annemin kerpiç dilini

susmanın da dili var mıdır Şivan

aşk çıkmıyor gönlümü hangi kuyuya atsam
ipsiz bir balonun dipsiz nefesinde umudum
kaç ömür daha eskir aynada unutulmuş bu yüz
Fırat’ın ıslak teninden yakamozları yoldum
salıncağımdan düşür beni anne çocukluğum zehir
yak düşlerimi tandırın kızıl ellerinde
saksıda mayın tarlası gül açmıyor yurdum
var mıdır insan olup da insana yanmayan
ya da kimdir kendini bir yabancının suyunda unutan
kurşun izlerini sevdim hükümlü kaderimin
babamın ıssız dilini

ölümün de dili var mıdır Şivan

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir