Economist’ten ‘İstanbul Seçimleri’ Yorumu: İmamoğlu, Küçük Farkla Önde

31 Mart Pazar günü yapılacak yerel seçimlere sayılı saatler kalırken, seçimlere ilişkin değerlendirmeler dış basında da kendine yer bulmaya devam ediyor. Birleşik Krallık’ın önde gelen dergilerinden The Economist, 27 Mart tarihli bir makalede, 31 Mart seçimleriyle ilgili muhalefetin durumunu analiz etti.

Makalede, İYİ Parti’nin yüzde 20’ye yakın oy aldığı 2023 Genel Seçimleri’nden bu yana ‘dağıldığı’ iddia edildi. Yerel seçimlerde ‘kaçınılmaz olarak’ AK Parti’nin ‘ülkenin çoğunluğunda galip geleceğini’ öngören makale, İstanbul’daki yarışın son ana kadar belirsizliğini koruyacağı tahmin etti ve şöyle devam etti:

“Ne İYİ ne de ülkenin ana Kürt bloğu Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM) şehirde kazanma şansı yok. Ancak adaylarının alacağı birkaç puan, görevdeki belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kaybetmesine neden olabilir. CHP’li İmamoğlu anketlerin çoğunda önde ama küçük bir farkla.”

“Seçimlerde önde gidecek olan AKP’nin kağıt üzerinde İstanbul’daki adayı eski Şehircilik Bakanı Murat Kurum olsa da kampanyasına güç veren kişi Erdoğan” diyen The Economist, Erdoğan’ın önündeki en büyük zorluğun ekonomi olduğu tespitine yer de yer verdi.

“Seçim sezonu geleneği olarak, Türkiye’deki kıraathaneler, oylama sona erdiğinde TL’nin ne kadar düşük seviyelere gerileceğine dair sohbetlerle dolup taşıyor. Türkiye’deki yerel seçimler, yağmur kanalları, otobüs seferleri ve iltimas ağlarıyla olduğu kadar ulusal siyasetle de ilgili” diyen The Economist, analizini şöyle sürdürdü:

“İmamoğlu için ikinci bir belediye başkanlığı dönemi, yeni lideri Özgür Özel ile eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na sadık partililer arasındaki iç çatışmalarla boğuşan CHP’nin yönetimi devralma yolunda bir basamak olacak. İmamoğlu 2028’de cumhurbaşkanı adayı olabilir.”

Oylamanın Erdoğan’ın ’emeklilik planlarını’ değiştirebileceğini söyleyen makale, İstanbul’da kazanması durumunda ‘kendisi için yeni bir dönemi garantileyecek’ yeni anayasa planlarını cesaretle ilerletebileceğini belirtti.

31 Mart seçimlerinde kötü bir performans göstermesinin İYİ Parti’de ‘liderlik mücadelesine ya da bölünmeye’ zemin hazırlayabileceğini söyleyen The Economist, partiden ayrılanların MHP ya da AK Parti’ye katılabileceğini söyledi. Makale partinin içinden bir kaynağın şu sözlerine de yer verdi:

“Bu insanlar Erdoğan’la rahatlıkla el sıkışabilirler. Halkın desteğine sahip olmayı değil, güce sahip olmayı arzuluyorlar.” Makale, İYİ Parti’nin kıdemli üyelerinden Bilge Yılmaz’dan bir alıntıyla sonra erdi: “‘Muhalefetin yeniden yapılandırılması gerekiyor’ diyor. Kendisi, Erdoğan’ın muhaliflerinin birçoğunun ulusal seçimleri kazanmaktan ziyade yerel düzeyde rant peşinde koştuğundan şikayetçi: ‘Herkesin gitmesi gerekiyor.'”

Haaretz’ten ‘demokrasi’ vurgusu

Öte yandan İsrail merkezli İngilizce yayın yapan Haaretz gazetesinde yerel seçimleri analiz eden The New Turkey and Its Discontents (Yeni Türkiye ve Hoşnutsuzlukları) kitabının yazarı Simon Waldman, “Türkiye’de her seçim yapıldığında ülke anlamlı bir demokrasi olmaktan bir adım daha uzaklaşıyor. Bu hafta sonu yapılacak yerel seçimler kasvetli gidişatı sürdürecek gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’de bir seçim daha Erdoğan’ın iktidarı ele geçirmesi anlamına geliyor” başlıklı, 28 Mart Perşembe tarihli makalede, Hamas’ın 7 Ekim saldırıları sonrasında Gazze’ye savaş açan İsrail’in Türkiye’de bütün siyasi kesimler tarafından sert bir dille eleştirildiği belirtildi.

Waldman’a göre yerel seçimlerin ana konusu İsrail olmaktan uzak ve ‘asıl soru’ ise şu: “Muhalefet, Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) dalkavuklarının 23 yıllık iktidarının ardından elde edebildiği azıcık siyasi gücü bile elinde tutabilecek mi?” CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun geçen haftaki mitingini izlediğini anlatan Waldman, İmamoğlu’nun ‘sözlerini bir enerji ve soğukkanlılık dengesiyle kullanarak kalabalığı heyecanlandırma becerisini’ fark ettiğini söyledi.

Buna karşın İmamoğlu’nu izlemeye gelenlerin sayısının 500 ile sınırlı olduğunu kaydeden Waldman, ‘bu seferki heyecan eksikliğinin’ bir nedeninin ‘İmamoğlu’nun Erdoğan’ın sönük seçimi eski Çevre Bakanı Murat Kurum’a karşı yarışıyor olması nedeniyle aşırı güven’ duyulması olabileceğini belirtti.

Waldman, AKP’nin aday stratejisi, Erdoğan’ın ‘merkezi yönetimle yerel yönetim el ele’ vermesi gerektiği mesajları ve muhalefetteki bölünmüşlük gibi faktörlerin İmamoğlu’nun İstanbul’da kaybetmesiyle sonuçlanabileceğini öngördü. Son dönemde Türkiye’deki yüksek yargı krizini hatırlatan Haaretz makalesinde, Erdoğan’ın ‘son seçimim’ sözlerinin anayasa reformunu gündeme getirmesine de yer verildi.

Waldman, analizini, “Erdoğan daha önce de birçok kez (2007, 2010 ve 2017) anayasayı değiştirmiş ve bağımsız yargının olduğu gerçek bir demokrasinin aksine Türkiye’de anayasanın kendisine tabi olduğunu vurgulamıştı. “Türkiye’de her seçim olduğunda ülke anlamlı bir demokrasi olmaktan bir adım daha uzaklaşıyor. Bu sefer de durum farklı değil” diye bitirdi.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir