DEM Partili Tülay Hatimoğulları: AKP Çalmadan Duramıyor

Tatvan’da düzenlenen Newroz kutlamasında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanımız Tülay Hatimoğulları, “Seçimlere sayılı günler kaldı… O gün sandıkları sıkı sıkı koruyacağız. Çünkü biliyorsunuz AKP çalmadan çırpmadan duramıyor. Bunlar eğitimlerini Saray’dan aldı ya, öyle rahat duramıyorlar çalmadan ” dedi.

Haber Merkezi / Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Tatvan’da düzenlenen Newroz kutlamasında konuştu. Tülay Hatimoğulları, konuşmasında şunları söyledi:

“Silav Tetwan, gelê me, silav dayikên birûmet, ciwanên egîd, hûn bi xêr hatin li ser seran li ser çavan hatin. Merhaba Newroz ateşi için bedenini feda edenlere, bedeniyle Newroz ateşini harlayanlara; merhaba Mazlumların, Rahşanların, Demirci Kawaların yoldaşlarına. Kürt halkına, Tatvan halkına, bütün halklara binlerce kez selam olsun. Baskılara rağmen baş eğmeyen, 8 Mart’ın ruhunu Newroz’la buluşturan kadınlara binlerce kez selam olsun.

Umudu ve geleceği yeşerten, halkların meşalesi olan gençlere selam olsun. Ömrünü halkının mücadelesi için veren ve aynı zamanda Bitlis halkının avukatlığını da yapmış olan, mücadelemizin önemli neferlerinden Şevket Epözdemir’i de saygıyla anıyorum. Ve Kürtçenin rusipîsi Feqî Huseyîn Sağnıç’ı huzurlarınızda saygıyla anıyorum. Selam olsun onlara, selam olsun bıraktıkları eserlere, selam olsun verdikleri mücadeleye.

Bizler Ortadoğu, Kürdistan ve Türkiye’nin dört bir yanında Newroz ateşini yaka yaka 21 Mart günü yapılacak Büyük Amed Newrozu’na hazırlanıyoruz. Burada, Bitlis’te meydanları dolduran sizler bu mücadelenin asıl neferlerisiniz. Sizler bu mücadelenin asıl omuzlayıcısı, asıl emektarlarısınız. Eli öpülesi Barış Anneleri, beyaz tülbentleriyle barış demekten asla vazgeçmeyen annelerimiz burada. Bitlis’teki, Garzan Mezarlığındaki cenazeleri plastik kutularla İstanbul Kilyos’a kaldırımın altına taşıyanların, ölümüze saygı duymayanların, mezarlarımızı tahrip edenlerin, bu vicdanını kaybetmiş iktidarın Kürdistan’daki küçük ortakları utanmadan gelmiş bir de oy istiyor. Onları 31 Mart’ta hep beraber sandığa gömecek miyiz?

“Erdoğan aynaya bak, asıl ayrımcı sensin!”

Erdoğan dün Ankara Mamak’ta yaptığı mitingde, “Hangi kökene, meşrebe, fikre, siyasi görüşe mensup olursa olsun her vatandaşımız başımızın tacıdır. Her kim bölgecilik yapıyorsa, insanları etnik kökenine göre ayırıyorsa bu milletin huzurunu istemiyor demektir” demiş. Erdoğan aynaya bakıp kendini anlatmış, kendi ayrımcılığını anlatmış. Bu toplumu Kürt, Türk, Arap, Alevi, Sünni diye ayıran bu iktidarın ta kendisidir. Ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, ötekileştirici siyaset yapan bizzat Saray’ın kendisidir, iktidarın ta kendisidir.

Buradan diyoruz ki aynaya bak, kendini konuşuyorsun ve o aynada gördüğün sensin, ayrımcı sensin. Onlarınki Kürt’ün iradesini yerel yönetimlerde tanımayan siyasettir, Kürt’ün iradesini kayyımlarla gasp eden siyasettir. “Ya benimsin ya kayyımın” dercesine Kürt’ün iradesini yok sayan, gasp eden, seçme ve seçilme hakkımızı elimizden alan bu iktidar ayrıştırıcı, ötekileştirici değil de nedir?

Kürdistan’da kayyım atanmış belediyelerde zaten hiçbir hizmet yapmamışlar. Kaldırım yok, içme suyu yok, asfalt yok. Her yer çamur deryası. Kürdistan’ın tamamına baktığımızda ise seçimle kazanmış oldukları belediyelerde de bu hizmetsizlik var, bu ayrımcılık var. Bugün Kürt gençleri geçimlerini sağlamak için İstanbul’a, batıya ya da yurt dışına gitmek zorunda. Ayrımcılık yok diyorlar ama bir tane bile fabrika kurmadılar, bir tane bile istihdam alanı yaratmadılar. Ve bunlar ayrımcı değilmiş. Hadi oradan ayrımcılar, hadi oradan toplum düşmanları!

Bunlar, toplumu cebren ve hile ile yönetmeye kalkışanlardır. Bunlara asla ve asla geçit vermeyeceğiz. Bunlar, toplumun huzurunu bozanlardır. DEM Parti olarak bunlara asla geçit vermedik, vermeyeceğiz. DEM Parti Kürt’tür, Türk’tür, Arap’tır, Laz’dır, Çerkes’tir, Alevi’dir, Ermeni’dir, Süryani’dir, Sünni’dir. Ezcümle bu toplumda ve bu coğrafyada yaşayan 72 milletten insana aynı nazarda bakan bir siyasi partiyiz biz.

DEM’in ağacının kökleri binlerce yıllık mücadele tarihine dayanıyor. Anadolu ve Mezopotamya topraklarından beslenen ağacımızın dallarını budamaya çalışıyorlar. Gözaltı ve tutuklamalarla bunu başaracaklarını zannediyorlar. Fakat köklerimiz o kadar derin ki, DEM Parti ağacının kökleri o kadar derinlerde ki onlar DEM’in kökünü söküp alamazlar. DEM halktır, halk buradadır.

Kürt sorununu seçimden seçime hatırlayanlar, Ankara’da tek kelime Kürtçeye tahammül etmeyip Kürdistan’da seçim müziklerini Kürtçe yapanlar, başta AKP iktidar partisi olmak üzere ve onun Hizbulkontra ortakları Kürt halkının oylarına talip oluyor. Kürt halkı tabii ki şunun farkındadır; Kürt sorunu seçimden seçime hatırlanacak bir sorun değildir. Kırk yıldır bu halk bedel ödüyor.

Bugün bu alanda bulunan insanlarımızın neredeyse hepsinin ailesinde en az bir şehit, en az bir gözaltı, en az bir tutuklu, en az bir yargısız bir infaz var. Herkesin, her evin, her hanenin acısı büyük. Kırk yıldır devam eden bu savaş ve çatışma sürecini seçimden seçime hatırlayanlara bizler buradan bir kez daha diyoruz ki; Kürt sorunu demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmelidir, Kürt sorunu müzakereyle çözülmelidir. Bunu seçimde hatırlayıp bir seçim malzemesi haline getirmek değildir.

Sayın Öcalan’ın 2013’teki Newroz mesajındaki bir cümleyi hatırlatmak isterim. “Bölge halkları yeni şafakların doğuşuna şahitlik ediyor. Savaşlardan, çatışmalardan, bölünmelerden yorgun düşen Ortadoğu halkları artık kökleri üzerinde yeniden doğmak, omuz omuza ayağa kalkmak istiyor.” Evet Sayın Öcalan’ın 2013’te yayınladığı Newroz mesajı hala geçerlidir. Mesajın gerekliliklerinin yerine gelmesi gerekiyor.

Bu ülkede yaşayan farklı halkların ve inançların bir arada eşit yurttaşlık hakkı temelinde yaşaması şarttır. Anadilinde eğitim bir toplumu bölmez, aksine güçlendirir. O yüzden Kürt halkı başta olmak üzere bütün halkların anadilinde eğitim hakkının sağlanması şarttır. Demokratik bir anayasa yapım sürecinin oluşmasının koşulları şarttır. Buradan bir kez daha diyoruz ki Sayın Öcalan üzerindeki tecrit derhal kaldırılsın, Sayın Öcalan için başlatılmış olan eylem zincirlerindeki halkın sesi duyulsun.

“AKP çalmadan duramıyor”

Seçimlere sayılı günler kaldı. Büyük bir zafere hazırlanıyoruz Tatvan ve Bitlis’te. Gece gündüz demeden hep beraber çalışarak, gitmediğimiz evlerin kapılarını çalarak, sıkmadığımız eli sıkarak, bugüne kadar bize hiç oy vermemiş olan ailelerimizi ziyaret ederek neden DEM Parti’ye oy vermeleri gerektiğini anlatmak üzere bu sayılı günleri ve saatleri hep beraber değerlendireceğimize inanıyorum. Ayrıca o gün sandıkları sıkı sıkı koruyacağız. Çünkü biliyorsunuz AKP çalmadan çırpmadan duramıyor. Bunlar eğitimlerini Saray’dan aldı ya, öyle rahat duramıyorlar çalmadan. O yüzden bizler sandıklarımızı gözümüz gibi koruyacağız. Bunun için gençler ve kadınlar hep beraber var mıyız?

Oyu burada olduğu halde kendisi burada olmayan akrabalarınızı, arkadaşlarınızı, kardeşlerinizi lütfen arayın ve deyin ki en yakın DEM Parti ilçe binasına gidip isimlerini yazdırsınlar. Onların Tatvan ve Bitlis’e gelmelerini biz sağlayacağız. Gelip burada oylarını kullansınlar. Bizi katledenlere, Rojava’daki kardeşlerimize İHA-SİHA’larla saldıranlara, burada Kürtçe konuşup Ankara’da sus pus olanlara, AKP’nin Kürt düşmanlığını bilerek gidip Ankara’da onunla ittifak eden Hizbulkontra güçlerine 31 Mart’ta en güçlü yanıtı vermek üzere hazır mıyız Tatvan?

Değerli arkadaşlar, lütfen pusulamızı bütün evlere tek tek giderek tanıtın. DEM ağacının önemini anlatın. Bütün kentlere DEM ağacını dikeceğimizi ve dil, din ayrımı olmadan herkesin o ağacın gölgesinde barış, huzur ve kardeşlik içinde yaşayabileceğini anlatalım. Bizler dallarımızı budamaya çalışanlara karşı DEM ağacının halk olduğunu, DEM Parti’nin halk, halkın DEM Parti olduğunu tek tek anlatalım. Sevgili gençler, lütfen her yerde, sosyal medyanızda paylaşın. “DEM ağacı çok güzel, çayımız da çok güzel. Haydi sen de gelsene” diyecek miyiz arkadaşlarımıza?

Değerli kadınlar, sevgili kadınlar; DEM Parti olarak eş başkanlık ve eşit temsiliyet çizgimize gerçekleştirilen saldırılara karşı asla boyun eğmedik, kadınlar bu partinin asli unsurudur dedik. Kadın temsiliyetini en öne alan bir siyasi partiyiz. Çünkü bizler Sêvêlerin ve Sakinelerin yoldaşları olarak, onların yol arkadaşları ve mücadele arkadaşları olarak “Jin Jiyan, Azadî” şiarıyla mücadele edenleriz.

Ve bizler Kobanî Kumpas Davasının tarafı olan, bölgede harıl harıl çalışan Hizbulkontra güçlerine bir kez daha diyoruz ki; cezaevindeki arkadaşlarımız Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Ayla Akat, Selahattin Demirtaş onurumuzdur. Bizlere acıyı, kanı ve şiddeti reva görenlere, şimdi de Irak’ta ABD ve Irak arasında mekik dokuyarak savaş senaryosu yazanlara; AKP iktidarına ve onun Hizbulkontracı, Ergenekoncu ortaklarına buradan bir kez daha diyoruz ki halkımız, kadınlar ve gençler el ele vererek sizleri 31 Mart seçimlerinde sandıklara gömeceğiz. 31 Mart’ta bizler 8 Mart ve Newroz ruhuyla seçim zaferini hep beraber kutlayacağız. Yolumuz açık olsun. Serkeftin.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir