CHP Lideri Özel “Türkiye İttifakı”na Açıklık Getirdi

Partisinin Yerel Yönetim Çalıştayı’nda konuşan CHP Lideri Özgür Özel, “Türkiye İttifakı kimlerden oluşuyor, sorusuna veya Bursa ittifakı kimlerden oluşuyor sorusuna verilecek cevap siyasi partilerden oluşmuyor” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Şehrini seven insanlardan oluşuyor. Dürüst insanlardan, iyi insanlardan cesur insanlardan oluşuyor. Şehrini seven ve şehrinin değerlerini korumak isteyen insanlardan oluşuyor. Başarıyı takdir edenlerden oluşuyor. Liyakate ödül verenlerden oluşuyor. Sonuçta şehrini kendini sevenlerden oluşuyor. Belki gelecek sefer bir başka siyasi partiye oy verebilir ama bu seçimde kararı işte israftan yana değil, yolsuzluktan yana değil, aksine bunu ortadan kaldıranlardan hizmeti bize sunanlardan yana oluyor demek lazım. Her bildiğimizi herkes biliyor diyor. Bir şey yok. Tekrarın gücünden yararlanmak gerekiyor. Usanmadan yılmadan tekrar etmek gerekiyor.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin genel merkezinde düzenlenen Yerel Yönetim Çalıştayı’na katıldı. CHP’nin, “Türkiye ittifakı” ile 31 Mart’taki yerel seçimi kazanacağını dile getiren Özel, konuşmasında şunları söyledi:

“Tabii bu toplantının çok tarihi bir önemi var. Sizler ki yerel yönetimler alanında emek sarf eden, partimize emek veren, bulunduğunuz bölgelerde kamu görevini de yerine getiren kişiler olarak şüphesiz Türkiye’de başarılı bir yerel yönetim pratiği dediğimizde akla gelecek ilk isim sayın Yılmaz Büyükerşen. Hocamız 1999 yılında daha bugün Türkiye’de yeni yeni konuşulan kavramları siyasi partilerin işte ittifak, işbirliği ya da son zamanlarda kent uzlaşısı diye farklı farklı siyasi partilerin tarif ettiği bir şeyin kendisini doğrudan Eskişehir’de gerçekleştirebilmiş bir isim.

Partinin gücünün çok az olduğu ve sosyal demokrasinin gücünün çok az olduğu bir kentte ilk önce kent uzlaşısının kendi üzerinde sağlandığı yerel işbirliğinin kendi üzerinde sağlandığı ve tüm siyasi görüşlerden insanların bir araya gelip görevlendirdiği bir isim olarak hem de belediye meclis çoğunluğu uzun süredir hep başına dert olmuş bir süreçte hocamız Eskişehir’de göreve geliyor. Hoca, Eskişehir’de sade siyaset yapmıyor, hatta hiç siyaset yapmıyor.

Etrafındaki ekiple birlikte son derece bilime saygılı, ölçme değerlendirmeye dayanan beklentileri önce öğrenen, sonra önceliklendiren sonra sırasıyla karşılayan ve sonuçta yapılan bu iş ve işlemlere bir toplumsal rıza üreten, ardından da bunun karşılığını gören bir yol haritası çiziyor kendine. Ben hocamın kitaplarından, hayat hikayesinden edindiğim bütün meselenin kendisi bizim ilk istediğimizin aslında iyi belediyecilik uygulamalarıyla en sonda kendi kendine gerçekleştiği mesele.

Yani takdir görmek, yeniden görevlendirilmek ve bu konuda kentin bu meseleyi sahiplenmesi. Bu kadar pratiğin sonunda hocam Eskişehir’de bir şeyi başardı. Eskişehir’i emin ellere bırakacak kadar içi rahat şekilde Eskişehir’deki jübilesini yaptı. Orada bu görevi teslim edebileceği, güvenerek bırakabileceği bir kadın siyasetçi vardı. Bu çok önemli bizim için çünkü birçok yerde istiyoruz kadınlar siyasete dahil olsunlar, yerel yönetimlerde olsunlar zaten olduklarında oransal olarak da daha başarılı oluyorlar, ölçülüyorlar.

Ama böyle bir ismin hazırlanabilmiş olması son derece önemliydi. Bunun da kentte genel kabul görüyor olması önemli. Biz tabii Yılmaz hocanın bundan sonraki süreçte ne yapacağını düşündüğümüzde bir kenarda oturması, anılarını yazması yerine bir elinin Eskişehir’de olması bir elinin de Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin, sosyal demokrat belediyelerin üzerinde olmasını düşünmüştük. Hocamız da bizi kırmadı.

Şimdi siz bir ilke tanıklık ediyorsunuz ve bu tanıklığınız bundan sonra yapacağımız birçok toplantının ilki. Bugün yaptığımız bir çalıştay belki bir arama toplantısı gibi. 5 ana başlıkta 10 masada tartışılmış. Ben gelirken şöyle 4-5 tanesinin notlarına baktım, sadece orada böyle gözüme çarpan bir engelsiz kreş kelimesi bile bugün ne kadar doğru bir iş için bir araya geldiğimizi gösterdi.

Dikkatimi çeken çok şey oldu. Sabırsızlıkla sonuç bildirgesini bekliyorum. Onu hep birlikte değerlendireceğiz. Ama esas bu ilk toplantının belki seçime doğru birkaç tane daha değerlendirme toplantısı sizlerle birlikte yapabiliriz.

Ama devam eden süreçte seçim sonrasındaki aklımızdaki büyük yol yürüyüşünün ilk toplantısı olduğunu, bu anlamda hocanın bu işe yapacağı genel koordinatörlüğün çok önemli olacağını, onun genel koordinatörlüğün altında koordinatörlerin doğru masalarla, buradaki masalarla geliştiriliyorsa geliştirerek bir yapı oluşturacağımızı, zaman zaman yüz yüze ama çoklukla uzaktan ve birbirimizle iletişim halinde sürekli birbirimizi gözetlediğimiz, gözettiğimiz, kolladığımız, takip ettiğimiz ve yönlendirdiğimiz çok etkileşimli bir sistemi mutlaka kurmak zorunda olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Bu seçimin stratejisi elbette şöyle olacak; Yaptığımızı doğru anlatacağız, övünmeyi bileceğiz. Umudu örgütleyeceğiz. Geçmişte örgütlediğimiz umudun nasıl başarıya dönüştüğünü anlatacağız, iyi örneklerde örneğin dayanışma belediyeciliğinde çok önemli başarılar elde ettik. Başarılar elde ettiniz. Dirençli kentler konusunda çok önemli hazırlıklarımız var. Başarılı uygulamalar var, eksikliklerimiz var. Bu konuları mutlaka çok doğru anlatacağız.

Türkiye İttifakı ya da şehirlerin kendi ittifakları sözü var, bir gerçek var, bu şehirleri bizlere kazandıranlar ve emanet edenler değişmedi. Yani ittifak yaptığımız partilerde bazılarında yönetimler değişti, yöneticiler değişti. Bazılarında yöneticiler duruyor ama anlayışları değişti. Ama bir gerçek var. Bizi buraya getiren seçmen değişmedi, yeni seçmen var. Onun üçte ikisi 14 Mayıs’ta, 28 Mayıs’ta üçte ikisinden fazlası bizimle birlikte oy kullandılar.

Aynı adayda birleştik, aynı adaylarda birleştik. Genç seçmenden yeni seçmenden yana bir sıkıntımız yok. O zaman ne yapmak gerekiyor? Geçen sefer oy veren seçmene ‘İyi ki oy vermişim. Bunlar devam etsin’ dedirtmek lazım ve bir bütün olarak bir Türkiye İttifakını örmek lazım bunun için. Türkiye İttifakı kimlerden oluşuyor, sorusuna veya Bursa ittifakı kimlerden oluşuyor sorusuna verilecek cevap siyasi partilerden oluşmuyor.

Şehrini seven insanlardan oluşuyor. Dürüst insanlardan, iyi insanlardan cesur insanlardan oluşuyor. Şehrini seven ve şehrinin değerlerini korumak isteyen insanlardan oluşuyor. Başarıyı takdir edenlerden oluşuyor. Liyakate ödül verenlerden oluşuyor. Sonuçta şehrini kendini sevenlerden oluşuyor. Belki gelecek sefer bir başka siyasi partiye oy verebilir ama bu seçimde kararı işte israftan yana değil, yolsuzluktan yana değil, aksine bunu ortadan kaldıranlardan hizmeti bize sunanlardan yana oluyor demek lazım.

Her bildiğimizi herkes biliyor diyor. Bir şey yok. Tekrarın gücünden yararlanmak gerekiyor. Usanmadan yılmadan tekrar etmek gerekiyor. Sayın hocama bir kez daha teşekkür ediyorum, iyi ki var iyi ki bizimle birlikte bundan sonraki 5 yıl esas Cumhuriyet Halk Partisi’nin Türkiye’ye yetki bize verilirse nasıl yapabiliyoruz, ne kadar organize ve ne kadar birlikteyiz? Bunu göstereceği 5 yıl olacak.”

“Türkiye sosyal belediyecilikle tanışma olanağını elde etti”

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’li Belediyelerin Genel Koordinatörü Yılmaz Büyükerşen de CHP’nin giderek daha fazla yerde belediye başkanlığı kazanmasıyla Türkiye’nin sosyal belediyecilikle tanışma olanağı elde ettiğini dile getirdi. Büyükerşen, şunları ifade etti:

“Bu benim yeni görevim. Tam artık rahata erdik, gönlümüz ferah bir şekilde. Eskişehir Büyükşehir Belediye başkanlığını yapabilecek arkadaşlar da yetişen arkadaşlar arasından seçtiğimiz adayı da sayın genel başkanımız ilan etmişti. Eskişehir’e geldiklerinde sayın genel başkan yardımcımızla beraber artık rahata ereceğim derken baktım ki yeni bir görev daha yüklediler” diyen Büyükerşen, “Benim şansım diye saydığım şu, hepinizin kullandığı sürdürülebilirlik var ya ben o bakımdan çok Allah’ın şanslı kullarından birisiyim.

Çünkü kamuda yaptığım bütün görevlerde sürdürülebilirlik şansını bana verdi. Uzun oldu. Yani dönemlerimin biri bitmeden biri başladı. Biri bitmeden biri başladı, yılları buldu. Dolayısıyla projelerde birbirini takip etti. Yapmak istediğim şeyleri daha doğrusu yapmak istediğim şeyler hayallerimle ortak akıl süreçlerinde tespit ettiğimiz hedeflere ulaşabilecek projelerdi

Cumhuriyet Halk Partisi’nin giderek daha fazla yerde belediye başkanlığı kazanmasıyla birlikte Türkiye sosyal belediyecilikle tanışma olanağını elde etti. Yakın zamana kadar belediyecilik deyince insanların aklına altyapı yatırımları, şehir içi ulaşım ile yeşil alanlar, çöplerin toplanması gibi pek fazla bir şey gelmezdi ya da özellikle iktidar belediyelerinin vatandaşa bir lütuf gibi sunulan çeşitli olanakları akla gelirdi.

Ancak CHP’li belediyelerin önderlik ettiği sosyal belediyecilik anlayışı ile dezavantajlı kesimlerin, kadınların, çocukların ve yaşlıların yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik işlerin ve uygulamaların yapılmaya başlanması çok önemliydi. Örneğin imar düzenlemeleriyle engellilerin rahatlıkla kullanabilecekleri binalar, taşıtlar, kaldırımlar inşa edildi bu dönem içerisinde. Farklı ulaşım biçimleri geliştirildi. Evde bakım uygulamasıyla özellikle bakacak kimsesi olmayan vatandaşlara ulaşıldı, ihtiyaçları giderildi. Gelir durumu düşük ailelere yemek yardımı yapıldı.

Biz Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olarak kırsalda tarım ve hayvancılıkla geçinen insanlarımıza sebze fideleri, ağaç fidanları, meyve fidanları ve hem küçükbaş hem de büyükbaş hayvan hibeleriyle destek olmaya çalıştık. Hala da devam ediyoruz bu projelere. Pandemi döneminde zor günler yaşayan esnafımıza destek verdik. Büyükşehir Belediyesi olarak bize ait iş yerlerinde kiraları uzunca bir süre almadık ya da taksite bağladık. Bir başka uygulamamız ise özellikle ev kadınlarına ve gençlere yönelik meslek edindirme kurslarımız. Üniversite çağına gelmiş gençlerimize üniversite kursları açarak destek oluyoruz.

Efendim biliyorsunuz ki şehirler yaşayan canlı organizma gibidirler, ihtiyaçları hiç bitmez. Gün gelir yapılanların değiştirilmesi, yenilenmesi gerekir. Yeni ihtiyaçlar ortaya çıkar. Bu gibi temel ihtiyaçların ve hizmetlerin yapılması ile birlikte sosyal belediyecilik hizmetlerimize çeşitlendirerek devam etmemiz gerektiğine yürekten inanıyorum. Bu açıdan belediyelerin arasındaki koordinasyonun daha güçlendirilerek sürmesi gerektiğini düşünüyorum. Diğer önemli konunun da afet riskli alanlar ve kentsel dönüşüm konularında yapmamız gerekenlerdir.

Bu hem insanların yaşam kalitelerinin arttırılmasına yönelik olmalı ayrıca ülke olarak deprem kuşağı içinde olmamız nedeniyle zaman zaman yaşadığımız deprem felaketlerini yaşamamak, sel felaketlerini yaşamamak en azından daha az kayıplarla atlatabilmek. Bu gibi felaketleri kayıpsız atlatabilmek için yapılması gereken çalışmalardır. Asıl hedef insanları yaşadıkları bölgelerden koparıp başka yerlerde yaşamak zorunda bırakmak olmamalıdır.

Yani yerinde dönüşüm metotları uygulanmalıdır. Böylelikle insanların sosyal açıdan zedelenmelerinin de önüne geçebiliriz. Diğer taraftan böyle dönüşümlerin vatandaşa mümkün olan en az külfetle yapılabilmesi için finansman ayağının çok dikkatli oluşturulması, projelerin çok gerçekçi olarak hazırlanması ve muhtemelen artacak yoğunluğun getireceği olumsuzlukların farklı yollardan giderilmesi gerekecektir.

Siz belediye hizmetlerini layıkıyla yaparsanız yerel kalkınma kendiliğinden harekete geçecek, kent refahı artacaktır. Biz bunu Eskişehir’de yaşadık. Şehirde yeni hizmetler, yeni olanaklar yarattıkça yatırımlar arttı. Uluslararası firmalar mağazalar açtılar, şehir dışından alışveriş yapmak için gelenler arttı. 10 yıl öncesine kadar şehirde tur otobüsü göremezdiniz. Şimdi özellikle hava koşullarına da bağlı olarak günde onlarca tur otobüsü ve kendi özel araçlarıyla Eskişehir’e geliyorlar. Bunun yarattığı ekonomik değer çok önemlidir.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir