Hazine, Her 100 Lira Ödeme İçin 400 Lira Borçlandı

Hazine’nin ödediği her 100 liralık anapara borcuna karşılık tam 407 lira yeni borç aldığı ortaya çıktı. 2025 yılının ilk yedi ayında, Hazine 519,5 milyar lira anapara ödemesi yaparken, 2,1 trilyon lira borçlandı.

Ekonomist Alaattin Aktaş, Türkiye’nin borçlanma dinamiğine ilişkin yaptığı son analizle ekonominin röntgenini çekti ve “Böyle bir dengesizlik daha önce hiç görülmemişti” diyerek uyarıda bulundu. Hazine’nin iç borçlanma verilerini yeniden hesaplayan Aktaş’a göre, Hazine’nin ödediği her 100 liralık anapara borcuna karşılık tam 407 lira yeni borç aldığı ortaya çıktı.

İç borç çevirme oranı genellikle “anapara + faiz ödemesi / toplam borçlanma” formülüyle hesaplanıyor. Ancak Aktaş, faizin bütçeden ödendiğini hatırlatarak, Hazine’nin yeni borcu aslında sadece anaparayı ödemek için aldığını vurguladı. Bu nedenle, gerçeğe en yakın oranın yalnızca anapara ödemesi ile borçlanma miktarı karşılaştırılarak bulunabileceğini belirtti.

Klasik yönteme göre bu yılın ilk yedi ayında iç borç çevirme oranı yüzde 141 seviyesinde gerçekleşti. Ancak yalnızca anapara ödemesi dikkate alındığında oran yüzde 407’ye ulaştı. Aktaş, “100 birim borç ödemek için 407 birim borç alındı” ifadesini kullanarak durumun vahametini ortaya koydu.

Verilere göre, Hazine 519,5 milyar lira anapara ödemesi yaparken, 2,1 trilyon lira borçlandı. Bütçeden yapılan faiz ödemesi ise 985,6 milyar lira oldu. Böylece, Hazine sadece yedi ayda ödediği anaparadan 1,6 trilyon lira daha fazla borç aldı.

Aktaş’a göre bu tablo, bütçe açığının büyüklüğünden kaynaklanıyor. Açığın kapatılması için Hazine sürekli yeni borçlanmaya gidiyor. Ancak borçlanma miktarının ödemelerin çok üzerinde olması, borç yükünü her geçen yıl artırıyor ve faiz yükünün de bütçe üzerinde ağır bir baskı oluşturmasına yol açıyor.

Ekonomist Aktaş, durumu bir aile şirketi örneğiyle anlatarak, borç sarmalının nasıl kalıcı hale geldiğini vurguladı. Hazine’nin giderek büyüyen borç yükü, vade sonunda hem anapara hem de faiz olarak yeniden ödenecek ve bu da kısır döngünün devam etmesine neden olacak.

Paylaşın

Bireysel Kredi Kartı Borçları 2,4 Trilyon Liraya Yükseldi

1 Ağustos 2025 itibarıyla vatandaşların bireysel kredi kartı borçları 58 milyar 970 milyon dolara yükseldi. Borcun güncel kur ile karşılığı 2 trilyon 394 milyar Türk Lirası.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verileri üzerinden açıklama yapan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, “3 Ağustos 2018’de vatandaşların bireysel kredi kartı borcu 19 milyar 377 milyon dolardı. 1 Ağustos 2025 itibarıyla bu rakam 58 milyar 970 milyon dolara çıktı. 7 yılın bilançosu, iktidarın ‘istikrar’ iddiasının ekonomik bir illüzyondan ibaret olduğunu acı bir şekilde ortaya koyuyor” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin yurttaşa fatura olarak döndüğünü vurgulayan Genç, şu ifadeleri kullandı “Halkın alım gücü tarihin en sert şekilde düştüğü dönemi yaşarken, gelirler enflasyon karşısında eridi, geçim borçla sağlanır hale geldi. Kredi kartı artık bir ödeme kolaylığı değil, mutfağı döndüren, faturaları ödeyen, kirayı karşılayan zorunlu bir borçlanma aracına dönüştü.

Bu tablo, halkın cebine doğrudan dokunan bir yoksullaşma mekanizmasının göstergesidir. Borç rakamlarındaki artış, aynı zamanda Türkiye ekonomisinin kırılgan yapısını da gözler önüne seriyor. 2018’de 19 milyar dolar olan kart borcu, 7 yılda üç katına çıkarken, buna paralel bir gelir artışı yaşanmadı. Bu, vatandaşın borcunu borçla kapattığı, faiz yükünün kartopu gibi büyüdüğü anlamına geliyor.”

Paylaşın

KKM’nin Faturası Ağır Oldu: 60 Milyar Dolar

2021 sonunda döviz kuru dalgalanmalarına karşı Türk Lirası (TL) mevduatlarını korumak amacıyla hayata geçirilen Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi, yaklaşık dört yılın ardından sona yaklaşıyor.

Bir zamanlar 140 milyar dolarlık devasa büyüklüğe ulaşan KKM, son bir yılda uygulanan kademeli çıkış stratejisiyle 11,8 milyar dolara kadar geriledi. Toplam mevduatlar içindeki payı ise yüzde 26,2’den  yüzde 2’ye düştü.

Ekonomim’in haberine göre, KKM’nin uygulandığı dönemde TL, dolar karşısında ciddi değer kayıpları yaşadı. Bu kayıplar, Hazine’nin üstlendiği kur farkı ödemelerini astronomik seviyelere çıkardı.

Sistem, 2021’de yüzde 44, 2022’de yüzde 29, 2023’te yüzde 37 ve 2024’te yüzde 16 olmak üzere, TL’nin değer kaybına engel olamadı. Yapılan hesaplamalara göre, KKM’nin Türkiye’ye toplam faturası 60 milyar dolar olarak belirlendi.

Ekonomi çevreleri, KKM’nin maliyetli ve sürdürülebilir olmayan bir politika olduğu konusunda baştan beri uyarıyordu. Önde gelen ekonomistlerin görüşleri şu şekilde:

Dr. Mahfi Eğilmez: KKM’nin döviz talebini ötelediğini, kamu maliyesine büyük bir yük getirdiğini ve kalıcı güven inşasını engellediğini belirtti.

Prof. Dr. Emre Alkin: Sistemi “pansuman politikası” olarak nitelendirdi ve 60 milyar dolarlık maliyetin başka yatırımlara aktarılsaydı daha faydalı olacağını savundu.

Prof. Dr. Hakan Kara: KKM’nin para politikasının etkinliğini azalttığını ve risk primini yükselttiğini ifade etti.

Esen Çağlar: Sistemin en büyük sorunlarından birinin, kur farkı ödemelerinden orantısız bir şekilde büyük mevduat sahiplerinin yararlanmasıyla adil olmayan bir gelir dağılımı yaratması olduğunu vurguladı.

Uğur Gürses: KKM’nin TL’yi güçlendirmesi beklenirken, aslında TL’den çıkışı hızlandıracak beklentileri pekiştiren dövize endeksli bir ürün olduğunu belirtti.

Mayıs 2023 seçimlerinden sonra geleneksel para politikalarına dönülmesiyle birlikte KKM’den çıkış süreci hızlandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sıkı para politikası sayesinde KKM bakiyesinin istikrarlı bir şekilde azaldığını ifade etti. KKM’nin getirileri politika faizinin yüzde 40’ı ile sınırlandırıldığı için sistem, cazibesini yitirdi.

Bankacılar, KKM’nin resmi hedef tarihten daha önce tamamen bitebileceğini öngörüyor. Son olarak, KKM hesaplarındaki miktar 477 milyar liraya düşerek, toplam mevduatın yalnızca yüzde 2.04’ünü oluşturdu.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Rezerv Birikimi Hız Kesmiyor

25 Temmuz ile biten haftada, Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam döviz rezervleri bir önceki haftaya göre, 3,2 milyar dolar seviyesinde artarak 171,8 milyar dolar düzeyine yükseldi.

Haber Merkezi / Aynı hafta Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları 489,2 milyar lira seviyesine geriledi. Merkez Bankası (TCMB), yıl içinde KKM uygulamasının sonlandırılmasının planlandığını duyurmuştu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 25 Temmuz ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini yayınladı. Buna göre,  brüt rezervler 171,8 milyar dolara çıktı. Bir önceki hafta brüt rezervler 168,6 milyar dolar düzeyindeydi.

25 Temmuz haftasında net rezervler ise 62,8 milyar dolardan 64,5 milyar dolara yükseldi. Swap hariç net rezervlerde de toparlanma eğilimi sürdü. Bir önceki hafta 44,3 milyar dolar olan swap hariç net rezervler 46,7 milyar dolara çıktı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) haftalık bülteninde yer alan bilgilere göre, kur korumalı mevduatlar 25 Temmuz haftasında 506,5 milyar lira seviyesinden 489,2 milyar milyar lira seviyesine geriledi.

Merkez Bankası (TCMB) KKM ile ilgili son olarak 2 Ocak tarihinde yayımlanan düzenleme ile döviz yükümlülüğü bulunan şirketlere KKM desteğini sonlandırma kararı almıştı. TCMB 2025 para politikası çerçevesini sunduğu metinde de yıl içinde KKM uygulamasının sonlandırılmasının planlandığını duyurmuştu.

Paylaşın

Hazine’nin Borcu 11,5 Trilyona Yükseldi

Merkezi yönetim brüt borç stoku, haziran sonu itibarıyla 11,5 trilyon lira seviyesinde yükseldi. Borç stokunun 5,3 trilyon liralık kısmı TL, 6,1 trilyon lira tutarındaki bölümü ise döviz cinsiden oluştu.

Haber Merkezi / Ayrıca, hazine alacakları, şubat sonu itibarıyla 32,1 milyar lira oldu. Alacak stoku içindeki en yüksek payı 11,1 milyar lirayla mahalli idareler oluşturdu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 30 Haziran itibarıyla merkezi yönetim brüt borç stoku verilerini açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Merkezi yönetim borç stoku 30 Haziran 2025 tarihi itibarıyla 11.462,4 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Borç stokunun 5.309,7 milyar TL tutarındaki kısmı Türk Lirası cinsi, 6.152,7 milyar TL tutarındaki kısmı döviz cinsi borçlardan oluşmaktadır.”

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 30 Haziran itibarıyla Hazine alacaklarına ilişkin verileri de açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Hazine Alacak stoku, 30 Haziran 2025 tarihi itibarıyla 32,1 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Hazine alacak stoku içerisinde en yüksek pay 11,1 milyar TL ile mahalli idarelere aittir. 2025 Haziran ayı sonu itibarıyla Hazine alacaklarından toplam 7,8 milyar TL tahsilat gerçekleştirilmiştir.”

Paylaşın

Türkiye’nin Yurt Dışı Yükümlülükleri 671,6 Milyar Dolara Çıktı

Mayıs ayı itibarıyla Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, bir önceki ay sonuna göre yüzde 3,3 oranında artışla 362,5 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 0,4 oranında artışla 671,6 milyar dolar oldu.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Uluslararası Yatırım Pozisyonu Gelişmeleri Mayıs 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; Mayıs ayı itibarıyla Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, bir önceki ay sonuna göre yüzde 3,3 oranında artışla 362,5 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 0,4 oranında artışla 671,6 milyar dolar oldu. Böylelikle, aynı dönemde Türkiye’nin net Uluslararası Yatırım Pozisyonu yükümlülükleri 9,2 milyon dolar azalarak -309 milyar dolar oldu.

Varlık kalemleri bir önceki ay sonuna göre incelendiğinde, doğrudan yatırımlar kalemi yüzde 1,0 oranında artarak 68,9 milyar dolar ve diğer yatırımlar kalemi ise yüzde 3,0 oranında azalarak 136,2 milyar dolar oldu. Bankaların yabancı para efektif ve mevduat varlıkları yüzde 11,0 oranında azalarak 39,3 milyar dolar oldu.

Yükümlülükler alt kalemleri yıl sonuna göre incelendiğinde, doğrudan yatırımlar kalemi, BIST 100 endeksindeki azalış ile döviz kurlarındaki artışın etkisiyle, nisan ayına göre yüzde 2,4 oranında azalışla 190,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Portföy yatırımları kalemi yüzde 3,2 oranında artarak 112,4 milyar dolar ve diğer yatırımlar kalemi yüzde 1,0 oranında artarak 368,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Paylaşın

Türkiye’nin Kısa Vadeli Dış Borcu 222,3 Milyar Dolar

Türkiye’nin orijinal vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borçları 222,3 milyar dolar olarak kayıtlara geçti. Borçların yüzde 35’ini Dolar, yüzde 27’sini Euro, yüzde 23’ünü Türk Lirası ve yüzde 15’ini diğer döviz cinslerinden oluştuğu görüldü.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kısa Vadeli Dış Borç İstatistikleri Gelişmeleri Mayıs 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; Türkiye’nin Kısa Vadeli Dış Borç (KVDB) stoku, bir önceki aya göre yüzde 1,2 oranında artarak Mayıs ayı itibarıyla 170,3 milyar dolar oldu. Orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış borçları gösteren kalan vadeye göre KVDB stoku 222,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Yurt içi bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, bir önceki aya göre yüzde 7,8 oranında azalarak 12,0 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Yurt dışı yerleşik bankaların yurt içindeki mevduatı yüzde 1,2 oranında azalışla 18,8 milyar dolar olmuştur. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 0,1 oranında artışla 20,4 milyar dolar olurken, TL cinsinden mevduatları yüzde 9,9 oranında artarak 22,7 milyar dolar oldu.

Diğer sektörler kaynaklı KVDB stoku, bir önceki aya göre yüzde 2,0 oranında artarak 66,8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Dış ticaret işlemlerinden kaynaklanan ticari krediler yüzde 0,5 oranında artarak 62,1 milyar olurken, nakit krediler kaynaklı yükümlülükler yüzde 25,5 artarak 4,7 milyar dolar olarak kaydedildi.

Kalan vadeye göre KVDB stokunda, Mayıs ayı itibarıyla bankalar ve diğer sektörlerin kredi yükümlülükleri yaklaşık 62,0 milyar dolara gerilemişken, yurt dışı yerleşiklerin Türkiye’de yerleşik bankalardaki mevduat stoku ise yaklaşık 62,0 milyar dolara yükseldi.

Paylaşın

Bankalara Bireysel Borçlar 5 Trilyon Liraya Dayandı

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yurttaşlarımızın bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borçları, 27 Haziran- 4 Temmuz günleri arasındaki haftada 38,7 milyar lira daha artarak 4 trilyon 826 milyar liraya yükselmiş bulunmaktadır” dedi.

Ömer Fethi Gürer, icra dairelerine 1 Ocak-11 Temmuz günleri arasında UYAP üzerinden gelen yeni dosya sayısının, 2024 yılının aynı dönemine göre yüzde 11,7 oranında artarak 5 milyon 363 bine yükseldiğini de kaydetti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ekonomik gelişmelere ilişkin basın toplantısı yaptı. Gürer, “Yurttaşlarımızın bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borçları, 27 Haziran- 4 Temmuz günleri arasındaki haftada 38,7 milyar lira daha artarak 4 trilyon 826 milyar liraya yükselmiş bulunmaktadır” dedi ve ekledi:

“Varlık yönetim şirketlerine ve TOKİ’ye olan borçlarıyla birlikte vatandaşın toplam finansal borcu 4 trilyon 985 milyar liraya ermiştir. Haftada bireysel kredilerin bakiyesi 13,5 milyar lira artarak 2 trilyon 490 milyar liraya yükselirken, kredi kartı borç bakiyesi ise 25,2 milyar lira artarak 2 trilyon 336 milyar liraya tırmanmıştır. Bireylerin bankalara olan kredi kartı ve bireysel kredi borçlarında, 2024 yılı sonuna göre yüzde 22,6 oranında (888 milyar lira) artış yaşandığı görülmektedir.”

Borcunu ödeyemeyenlerin icra ile varlıklarını kaybettiği bir sürecin yaşandığını ifade eden Gürer, şunları söyledi: “Bankalar ve tüketici finansman kuruluşları, bu yılın ilk beş aylık döneminde 775 bin 160 kişiyi kredi kartı, 636 bin 860 kişiyi de bireysel kredi borcunu vadesinde ödeyemediği için icra takibine aldı.

Hem kredi kartı hem de bireysel kredi borcu nedeniyle takibe alınanlar tek kişi sayıldığında, beş ayda toplam 1 milyon 38 bin 700 kişi bankalar ve finansman şirketlerine borcunu ödeyemedi. Borcunu ödeyemeyenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 289 bin 178 kişi artış gösterdi. Kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 224 bin 129, bireysel kredi borcunu ödeyemeyenlerin sayısı ise 182 bin 570 kişi arttı.”

Geliri artmayıp sabit kalan dar gelirli, emekliler, çiftçiler ve esnaf için zor bir dönem yaşandığını belirten Gürer, şu ifadeleri kullandı: “Önceki yıllardan gelenlerle birlikte, halen bankaların takibinde 2 milyon 656 bin 164 kişi; varlık yönetim şirketlerinin takibinde ise 2 milyon 94 bin 827 kişi bulunuyor. Hem bu yıl hem de önceki yıllarda bankalar ve finans kuruluşları tarafından icra takibine alındıkları halde borcunu ödeyemeyenlerin sayısı hem bankalar ve finans kuruluşlarının hem de varlık yönetim şirketlerinin takibinde olanlar tek kişi sayıldığında, 4 milyon 96 bin 259 kişiye yükseldi.”

İcra dosyaları rekor kırdı

İcra dairelerine 1 Ocak-11 Temmuz günleri arasında UYAP üzerinden gelen yeni dosya sayısının, 2024 yılının aynı dönemine göre yüzde 11,7 oranında artarak 5 milyon 363 bine yükseldiğini kaydeden Gürer, “İcra dairelerine, 2024 yılında bu dönemde 4 milyon 800 bin yeni dosya gelmişti. Aynı günler arasında 3 milyon 564 bin dosya da ya sonuçlandırıldı ya da işlemden kaldırıldı” dedi.

“UYAP üzerinden açılan ve icra dairelerinde derdest bulunan toplam dosya sayısı, 11 Temmuz itibarıyla 24 milyon 54 bine çıktı. Derdest dosya sayısı, son bir yılda net olarak 1 milyon 684 bin adet arttı” diyen Gürer, ülkede derin yoksulluğun geniş kesimleri sardığını ve iktidarın sorunları görmezden gelip ötelemekten başka bir şey yapmadığını ifade etti.

Paylaşın

Bankaların Faiz Gelirlerinde Rekor: 3,1 Trilyon

Mayıs 2025 itibarıyla bankaların faiz gelirleri rekor düzeye ulaşarak 3 trilyon 134,5 milyar lirayı buldu. Bu rakam, bir önceki aya göre yüzde 27’lik bir artışa işaret ediyor.

Enflasyonun etkisi ve yüksek yaşam maliyetleri nedeniyle borçlanmanın yaygınlaştığına işaret eden uzmanlar, bu tablonun hanehalkı üzerindeki finansal baskıyı artırdığına dikkat çekiyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, Türkiye’de ekonomik daralma ve alım gücündeki gerileme yurttaşları borçlanmaya itti. Karar’da yer alan habere göre; Mayıs 2025 itibarıyla bankaların faiz gelirleri rekor düzeye ulaşarak 3 trilyon 134,5 milyar lirayı buldu. Bu rakam, bir önceki aya göre yüzde 27’lik bir artışa işaret ediyor.

Kredilerden elde edilen faiz gelirleri toplam gelirin yüzde 63’ünü oluştururken, bu kalem 1 trilyon 984,8 milyar liraya yükseldi. Tüketici kredilerinden sağlanan faiz geliri ise yıllık bazda yüzde 47’lik artış göstererek 271,5 milyar liraya çıktı.

Kredi kartı faiz gelirlerinde de kayda değer bir yükseliş gözlendi. Geçen yılın aynı ayında 122,8 milyar lira olan kredi kartı faiz geliri, bu yıl 188,5 milyar liraya ulaştı. Takibe alınan alacaklardan elde edilen faiz gelirleri ise yıllık bazda yüzde 142’lik artışla 14,9 milyar liradan 36,1 milyar liraya çıktı.

Enflasyonun etkisi ve yüksek yaşam maliyetleri nedeniyle borçlanmanın yaygınlaştığına işaret eden uzmanlar, bu tablonun hanehalkı üzerindeki finansal baskıyı artırdığına dikkat çekiyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre Haziran ayında yıllık enflasyon yüzde 35’e gerilese de, Merkez Bankası’nın yıl sonu hedefi olan yüzde 24’ün hâlâ üzerinde seyrediyor.

Öte yandan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve geldiği Haziran 2023’te başlatılan sıkı para politikası kapsamında politika faizi Mart 2024 itibarıyla yüzde 50’ye kadar çıkarılmıştı.

Aralık 2024’te başlatılan faiz indirim süreci Mart 2025’te duraklarken, son enflasyon verisinin ardından gözler 24 Temmuz’da toplanacak Para Politikası Kurulu’na çevrildi. Piyasalar, bu toplantıda faiz indiriminin yeniden gündeme alınabileceğini öngörüyor.

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervleri 154,4 Milyar Dolara Geriledi

27 Haziran ile biten haftada Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt rezervleri 154,4 milyar dolar seviyesine geriledi. Bankanın bir önceki hafta brüt rezervleri 155,7 milyar dolar düzeyindeydi.

Haber Merkezi / Aynı hafta Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları 15 milyar 497 milyon lira azalarak 543 milyar 827 milyon liraya geriledi.

Merkez Bankası (TCMB) KKM ile ilgili son olarak 2 Ocak tarihinde yayımlanan düzenleme ile döviz yükümlülüğü bulunan şirketlere KKM desteğini sonlandırma kararı almıştı. TCMB 2025 para politikası çerçevesini sunduğu metinde de yıl içinde KKM uygulamasının sonlandırılmasının planlandığını duyurmuştu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 27 Haziran ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini yayınladı. Açıklanan verilere göre, Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt döviz rezervi 154,4 milyar dolara düştü. Net rezervler ise 48,1 milyar dolardan 46,4 milyar dolara geriledi.

27 Haziran haftasında bir önceki haftaya göre swap hariç net rezervi 1,8 milyar dolar azalışla 28,4 milyar dolara indi. Bu dönemde altın rezervleri de 85 milyar 1 milyon dolardan, 83 milyar 316 milyon dolara düştü.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) haftalık bülteninde yer alan bilgilere göre, kur korumalı mevduatlar 27 Haziran haftasında 15 milyar 497 milyon lira azalarak 543 milyar 827 milyon liraya geriledi. Böylece KKM büyüklüğü, toplam mevduatın yüzde 2,35’i oldu.

Merkez Bankası (TCMB) KKM ile ilgili son olarak 2 Ocak tarihinde yayımlanan düzenleme ile döviz yükümlülüğü bulunan şirketlere KKM desteğini sonlandırma kararı almıştı. TCMB 2025 para politikası çerçevesini sunduğu metinde de yıl içinde KKM uygulamasının sonlandırılmasının planlandığını duyurmuştu.

Tüketici kredileri 32 milyar 119 milyon lira arttı

Tüketici kredilerinin tutarı, 27 Haziran itibarıyla 32 milyar 119 milyon lira artarak 2 trilyon 369 milyar 287 milyon liraya yükseldi. Söz konusu tutarın 583 milyar 196 milyon lirası konut, 59 milyar 408 milyon lirası taşıt ve 1 trilyon 726 milyar 683 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Bu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı, 31 milyar 427 milyon lira artarak 2 trilyon 828 milyar 57 milyon lira oldu. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları ise yüzde 2,9 artarak 2 trilyon 218 milyar 959 milyon lira düzeyinde gerçekleşti. Bireysel kredi kartı alacaklarının 743 milyar 183 milyon lirasını taksitli, 1 trilyon 475 milyar 776 milyon lirasını taksitsiz borçlar oluşturdu.

Paylaşın