Kişi Başı Kredi Kartı Borcu 81 Bin Liraya Yükseldi

Bireysel kredi kullanan kişi sayısı (takipteki krediler hariç) son bir yılda yaklaşık 2,1 milyon kişi artarak 40,7 milyon kişi olurken, kişi başı ortalama kredi bakiyesi (borcu) ise 57 bin liradan 81 bin liraya yükseldi.

Konya, Bayburt, Şırnak ve Siirt son 12 ayda bireysel kredi bakiyesi en çok artan il oldu. Kişi başına ortalama bireysel kredi (kredi kartı dahil) toplam borcu en yüksek iller ise sırasıyla, İstanbul, Ankara ve İzmir olarak sıralandı.

Nakdi krediler ise 1 Haziran 2024 itibarıyla, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 38 artarak 14.473 milyar TL oldu.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi tarafından yayınlanan bültene göre, bireysel kredi kullanan kişi sayısı (takipteki krediler hariç) son bir yılda yaklaşık 2,1 milyon kişi artarak 40,7 milyon kişi oldu. Ortalama kredi bakiyesi (borcu) ise 57 bin liradan 81 bin TL’ye çıktı.

Haziran ayında 161 bin kişi ilk defa kredi kartı, 122 bin kişi ilk defa kredili mevduat hesabı kullandı. 97 bin kişi ilk defa tüketici kredisi çekerken, konut kredisi kullanan kişi sayısı 5 bin oldu. 22 bin kişi ilk defa ise taşıt kredisi kullandı.

Haziran 2024 ayı itibarıyla İstanbul yüzde 28, Ankara yüzde 10 ve İzmir yüzde 7’lik bireysel kredi payına sahiptir. Konya, Bayburt, Şırnak ve Siirt son 12 ayda bireysel kredi bakiyesi en çok artan il oldu. Kişi başına ortalama bireysel kredi (kredi kartı dahil) toplam borcu en yüksek iller ise sırasıyla, İstanbul, Ankara ve İzmir olarak sıralandı.

Nakdi krediler1 Haziran 2024 itibarıyla, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 38 artarak 14.473 milyar TL oldu.

Tasfiye olunacak alacaklar 2024 yılı haziran ayı itibarıyla 281 milyar TL’ye ulaştı. Tasfiye olunacak alacakların 263 milyar TL’si bankalara; 12,2 milyar TL’si finansal kiralama şirketlerine, 3,5 milyar TL’si faktoring şirketlerine ve 2,5 milyar TL’si de finansman şirketlerine ait.

Haziran itibarıyla tasfiye olunacak alacak oranı en yüksek olan sektör, yüzde 5 ile inşaat sektörü oldu. Bu sektörü yüzde 4,3 ile enerji sektörü takip etti.

(Kaynak: Artı Gerçek)

Paylaşın

Hazine’nin Faiz Ödemeleri Yüzde 131,4 Arttı

2023 yılının ilk yedi aylık döneminde 267,3 milyar lira olan Hazine’nin faiz ödemeleri, bu yılın aynı dönemde yüzde 131,4 oranında artışla 618,5 milyar lira oldu.

2023 yılının ilk yedi aylık döneminde yüzde 11 olan faiz ödemelerinin Hazine gelirlerine oranı, bu sene aynı dönemde yüzde 13,2’ye yükseldi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, önceki gün temmuz ayı ‘nakit gerçekleşmeleri’ verilerini yayımladı.

Sözcü’den Emre Deveci’nin haberine göre; 2023 yılı Temmuz ayında 19,2 milyar TL fazla veren Hazine nakit dengesi, 2024 yılı Temmuz ayında 136,5 milyar TL açık verdi.

Geçen senenin ocak-temmuz döneminde 434,4 milyar TL olan nakit açığı, bu sene aynı dönemde yüzde 162,4 oranında artışla 1 trilyon 140 milyar TL’ye yükseldi.

Vergi artışlarına rağmen Hazine’nin nakit açığının artmasında, faiz ödemelerindeki artış da etkili oldu.

Geçen sene temmuzda 34,3 milyar TL olan faiz ödemeleri, bu sene temmuzda yüzde 159,2 oranında artışla 88,9 milyar TL’ye yükseldi.

Geçen sene ocak-temmuz döneminde 267,3 milyar TL olan Hazine’nin faiz ödemeleri, bu sene aynı dönemde yüzde 131,4 oranında artışla 618,5 milyar TL oldu.

Geçen sene temmuzda 53,2 milyar TL fazla veren faiz dışı denge, bu sene temmuzda 47,6 milyar TL açık verdi.

Geçen sene ocak-temmuz döneminde 171,2 milyar TL olan faiz dışı açık, bu sene aynı dönemde yüzde 205,4 oranında artışla 522,9 milyar TL oldu.

Geçen sene ocak-temmuz döneminde 2 trilyon 429 milyar TL olan Hazine’nin gelirleri, bu sene aynı dönemde yüzde 93,4 oranında artışla 4 trilyon 697 milyar TL’ye yükseldi.

Geçen sene ocak-temmuz döneminde 395,9 milyar TL olan Hazine’nin net borçlanması, bu sene aynı dönemde yüzde 100 oranında artışla 791,7 milyar TL’ye yükseldi.

Geçen sene ocak-temmuz döneminde yüzde 11 olan faiz ödemelerinin Hazine gelirlerine oranı, bu sene aynı dönemde yüzde 13,2’ye yükseldi.

Paylaşın

Kredi Kartı Borcunu Ödeyemeyenlerin Oranı Yüzde 70 Arttı

2023 yılının ilk altı aylık döneminde 379 bin 591 olan bireysel kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı, bu yılın aynı döneminde yüzde 70 artarak 645 bin 474’e çıktı.

Aynı dönemde bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal edenlerin sayısı da yüzde 34 artarak 399 bin 377’den 536 bin 20 kişiye ulaştı. Bireysel kredi ve bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe uğrayanlar ise yüzde 43 artarak toplam 891 bin kişiyi buldu.

Birgün’den Havva Gümüşkaya’nın haberine göre; Yüksek enflasyon karşısında satın alma gücünü kaybeden ve bireysel kredi ve kredi kartlarına yüklenen yurttaşlar borçlarını ödemekte güçlük yaşıyor. Başta kredi kartı borçları olmak üzere tüketici borçlarında patlama yaşandı. Yüksek faizler kaynaklı borç çevirme zorlaşınca yasal takibe düşenlerin sayısı da dikkati çekici bir biçimde arttı.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin verilerine göre 2023 Ocak-Haziran döneminde 379 bin 591 olan bireysel kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı yüzde 70 artarak 645 bin 474’e çıktı.

Aynı dönemde bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal edenlerin sayısı da yüzde 34 artarak 399 bin 377’den 536 bin 20 kişiye ulaştı. Bireysel kredi ve bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe uğrayanlar ise yüzde 43 artarak toplam 891 bin kişiyi buldu.

Geçen yılın Haziran ayında 118 bin 362 olan yasal takibe intikal edenlerin sayısı bu yıl aynı ayda 213 bin 989 oldu. Bu kişilerin 118 bin 855’i bireysel kredi borcunu ödemeyen, 142 bin 28’i bireysel kredi kartı borcunu ödemeyenlerden oluştu.

Genel seçim sonrası değişen ekonomi yönetimi artan kredi kartı harcamalarını mercek altına almıştı. Geçen yıl Haziran öncesinde kredi kartı azami faiz ile nakit çekim, kredili mevduat hesabı faizleri enflasyonun çok altında kaldığı için avantajlı hale geldi. Kredi kartı harcamaları ve nakit çekim hızlı büyüdü. Politika faizinde artışın başlamasıyla birlikte bu faiz oranları da yükseldi.

Kasım ayında politika faizi artışları kredi kartına yansıtılmamaya başladı ancak 6 Nisan’dan itibaren faiz oranları yükseltildi. Kredi kartından nakit çekim ve kredili mevduat hesaplarında uygulanacak aylık azami akdi faiz oranının hesaplama yönteminde ise Merkez Bankası 16 Mart’ta değişiklik yaptı. Yeni yönteme göre hesaplanan aylık azami akdi faiz oranı yüzde 4,42’den yüzde 5’e çıkarıldı. Faiz oranlarında artışın ardından nakit çekim yavaşladı.

Ancak faiz oranlarındaki artışa rağmen kredi kartı kullanımı yüksek seviyede kalmaya devam ediyor. Bireysel kredi ve kredi kartı borçları 19-26 Temmuz haftasında 52,7 milyar lira daha artarak 3,34 trilyon liraya yükseldi. Bir haftada bireysel kredilerinin bakiyesi 16,6 milyar lira artarak 1 trilyon 803 milyar liraya, kredi kartı borç bakiyesi ise 36,1 milyar lira artarak 1 trilyon 532 milyar liraya çıktı.

Paylaşın

Fitch Ratings’ten “Türk Bankaları” Uyarısı

ABD merkezli kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türk bankalarını değerlendirdiği raporunda, “Varlık kalitesinde ılımlı bozulma var” ifadelerine yer verdi.

Kuruluş raporunda ayrıca, “Yüksek faiz ortamında artan swap maliyetlerini ve yasal kredi büyüme sınırlamaları nedeniyle, varlıkların daha yavaş yeniden fiyatlandırılmasıyla marj baskısını yansıtmakta” ifadelerini kullandı.

Fitch Ratings’in son üç aylık Türk Bankaları Veri İzleme Raporu’na göre, Türk bankalarının faaliyet ortamı, azalan makroekonomik ve finansal istikrar riskleri ve artan yatırımcı güvenini yansıtarak 2024 ilk çeyrekte iyileşmeye devam etti.

Bununla birlikte, parasal sıkılaştırma, kredi büyüme sınırlamaları ve yüksek TL fonlama maliyetleri ve bireysel borçluların daha zayıf geri ödeme performansı nedeniyle kârlılık baskılarına neden olduğunu belirten Fitch, bankaların karşılık ayırma ve kârlılık tamponlarının parasal sıkılaştırmanın etkisini atlatmak için yeterli kalmasını bekliyor.

Ekonomim’de yer alan habere göre, rapor kapsamındaki Türk bankaları için, faaliyet karı/ortalama risk ağırlıklı varlıklar (RVA) oranı 2024 ilk çeyrekte ortalama yüzde 3,4 (2023 dördünçü çeyrek: yüzde 4,6) olarak gerçekleştiğini belirten Fitch, “Yüksek faiz ortamında artan swap maliyetlerini ve yasal kredi büyüme sınırlamaları nedeniyle, varlıkların daha yavaş yeniden fiyatlandırılmasıyla marj baskısını yansıtmakta” ifadelerini kullandı.

Fitch, kredi değer düşüklüğü giderleri, esas olarak teminatsız perakende segmentindeki varlık kalitesindeki bozulmayı yansıtarak, 2023 dördüncü çeyrekteki yüzde 31’den, değer düşüklüğü öncesi kârın ortalama yüzde 41’ine yükseldiğini vurguladı.

Fitch, kapsam dahilindeki bankaların çekirdek sermaye rasyosunun 2024 birinci çeyrekte yüzde 12,8’e gerilediğini belirtirken (2023 dördünçü çeyrek: yüzde 14,7), bu gerilemede, sıkılaştırılan tolerans, artan faaliyet RWA’ları ve bazı bankaların temettü ödemeleri etkili olduğunu ifade etti.

Paylaşın

Vatandaşın Bankalara Borcu 1 Trilyon 798 Milyar Liraya Çıktı

2024 yılının ilk yarısında toplam kredili mevduat hesapları borcu yüzde 70 oranında artarak 290 milyar 555 milyon liraya yükseldi. Ek hesap borçları ise aynı dönemde 119.5 milyar lira arttı.

Böylece vatandaşın toplam borcu 6 ayda 433 milyar lira artışla 1 trilyon 798.2 milyar liraya çıktı.

Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) Mayıs ayı raporuna göre, bankalara borçlu vatandaşların sayısı 40 milyon 67 bine ulaştı. Ülke genelinde, 2024’ün ilk altı ayında kart borçları ortalama yüzde 23, kredili mevduat hesapları ise yüzde 71 oranında arttı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) ikinci çeyrek Fintürk verileri, 81 ilde banka borçlarının hızla arttığını gösterdi.

Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre, Ocak-Haziran döneminde bireysel kredi kartı borçlarında en büyük artış yüzde 49.2 ile Konya’da gerçekleşti. Muğla yüzde 33.2 ve Antalya yüzde 31.2 ile onu izledi. Tunceli, yüzde 10.4 ile kart borçlarının en az arttığı il oldu.

Kredili mevduat hesaplarındaki artış oranında ise yüzde 85.2 ile Giresun ilk sırada yer aldı. Şırnak, yüzde 46 ile bu alanda en düşük artışı gösterdi.

2023 Aralık ayına göre 2024 Haziran sonunda bireysel kredi kartı borçları yaklaşık yüzde 26.4 artarak 1 trilyon 498.6 milyar liraya ulaştı. Bu dönemde vatandaşların bireysel kredi kartlarına olan borcu 313.5 milyar lira arttı.

Yılın ilk yarısında toplam kredili mevduat hesapları borcu yüzde 70 oranında artarak 290 milyar 555 milyon liraya yükseldi. Ek hesap borçları 6 ayda 119.5 milyar lira arttı. Böylece vatandaşın toplam borcu 6 ayda 433 milyar lira artışla 1 trilyon 798.2 milyar liraya çıktı.

BDDK’nın 6 aylık raporunda, bireysel kredi kartlarında en borçlu il 396.6 milyar lira ile İstanbul oldu. Ankara 136.9 milyar lira, İzmir ise 97.5 milyar lira kredi kartı borcu ile onu izledi. En az kredi kartı borcu olan il 796 bin lira ile Ardahan oldu.

Kredili mevduat hesaplarında da durum değişmedi; İstanbul 65.3 milyar liralık borçla ilk sırada yer aldı. Onu 26.6 milyar lira ile Ankara ve 20 milyar lira ile İzmir izledi. Bayburt ise 207 bin liralık KMH borcu ile son sırada yer aldı.

Paylaşın

Vatandaşın Borcu Katlanarak Arttı

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ocakta 114 milyar 642 milyon TL olan borç faizi, mayısta 307 milyar 540 milyon TL’ye yükseldi” diyerek yüksek faiz ve alım gücünün düşmesi nedeniyle borçların katlanarak arttığına dikkat çekti.

CHP’li Gürer, kredi kartı harcamalarının yüzde 29,3’ünün market, yemek ve çeşitli gıda alışverişlerinde kullanıldığının altını çizerek, “Ekonomik kriz, en temel ihtiyaçlar için bile kredi kartlarına yüklenilmesini zorunlu kılıyor” şeklinde konuştu.

Ömer Fethi Gürer, kredili mevduat hesabı borçlarındaki artışa değinerek, “Ocakta kredili mevduat hesabı borcu olan kişi sayısı 27 milyon 747 bin iken, mayısta bu sayı 29 milyon 230 bine yükseldi. Bu, borçları kapatmak için halk arasında bilinen ifadesiyle ‘eksi hesap’tan para çekmek zorunda kaldığını gösteriyor” dedi.

AK Parti iktidarının yarattığı ekonomik krizin faturasını, ücretli kesim ödemek zorunda bırakıldı. Açlık ve yoksulluk sınırı altındaki ücretler yurttaşı borçlanmaya itti.

Birgün’den yer alan habere göre; Kredi kartı kullanımında yıl başından beri yaşanan belirgin artışı CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer anlattı. Gürer, “Ocak-Haziran arası dönemde yani sadece 6 ayda 5 milyon yeni kredi kartı kullanıma girdi” dedi, “Daha da çarpıcı olan, ocakta kredi kartları üzerinden yapılan toplam harcama tutarı 901 milyar 63 milyon TL iken haziran ayında 1 trilyon 74 milyar 424 milyon TL’ye çıkması. Bu hızlı artış, vatandaşlarımızın giderek daha fazla borçlanarak yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Borçların artması ile borç faizlerinin de yurttaşın üzerinde bir yük yarattığını söyleyen Gürer, “Ocakta 114 milyar 642 milyon TL olan borç faizi, mayısta 307 milyar 540 milyon TL’ye yükseldi” diyerek yüksek faiz ve alım gücünün düşmesi nedeniyle borçların katlanarak arttığına dikkat çekti.

Kredi kartı harcamalarının yüzde 29,3’ünün market, yemek ve çeşitli gıda alışverişlerinde kullanıldığının altını çizen CHP’li Gürer, “Ekonomik kriz, en temel ihtiyaçlar için bile kredi kartlarına yüklenilmesini zorunlu kılıyor” şeklinde konuştu.

Kredili mevduat hesabı borçlarındaki artışa değinen Gürer, “Ocakta kredili mevduat hesabı borcu olan kişi sayısı 27 milyon 747 bin iken, mayısta bu sayı 29 milyon 230 bine yükseldi. Bu, borçları kapatmak için halk arasında bilinen ifadesiyle ‘eksi hesap’tan para çekmek zorunda kaldığını gösteriyor” dedi. Bankalara borçlanmaya sebep olan en önemli etken ise yurttaşın alım gücündeki erozyon.

Gürer de “Asgari ücrete zam yapılmaması ve emekliye verilen sembolik artış, bu durumun başlıca sebeplerindendir. Özellikle emeklilere verilen 2 bin 500 TL’lik artış, artan hayat pahalılığı karşısında yetersiz kalırken, vatandaşlar geçimlerini sağlamak için kredi kartlarına yönelmek zorunda kalıyor” diyerek ücretlerin yetersizliğine dikkat çekti. Gürer ayrıca, çözüm olarak en kısa sürede asgari ücretin 25 bin TL’ye yükseltilmesi ve en düşük emekli maaşının da asgari ücret seviyesine çıkarılması gerektiğini ifade etti.

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimine Enflasyon Şarttı

Enflasyon düşüş eğilimi göstermedikçe faiz indiriminin gündemde olmadığını belirten Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, enflasyon beklentilerinin henüz sabitlenmediğini ve beklentilerin hala karamsar bir seyir izlediğini vurguladı.

Ekonomistler enflasyonun 12 ay sonra yüzde 30’a gerileyeceğini öngörürken Merkez Bankası’nın (TCMB) güncel anketinde Temmuz için hanehalkının beklentisi yüzde 72 , firmaların ise yüzde 55 ile piyasanın çok üzerinde yer alıyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, Reuters haber ajansına ekonomideki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cevdet Akçay,  faiz indirimi döngüsünü şu anda düşünmediklerini, çünkü çok erken gevşemenin enflasyonu yeniden alevlendirebileceğini ve dezenflasyonun eşiğindeki bir ekonominin sıkıntılarını uzatabileceğini söyledi.

Akçay, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisini bir yıl önce göreve getirmesinden bu yana verdiği ilk medya röportajında, “Şu aşamada bir faiz indirimi döngüsü düşünülmüyor bile” dedi. Akçay, bunun nedeninin, enflasyonun ekonominin temel sorun olduğu Türkiye’de, erken politika gevşemesi ve “yeniden canlanan enflasyon dinamikleri” riskinin, çok uzun süre bekleme riskinden daha yüksek olduğunu söyledi.

Akçay, “Dolayısıyla şu anda faiz indirimi gündemde değil ve aylık enflasyonun temel eğiliminde uzun vadeli bir düşüş gözlenmeden ve yakından takip ettiğimiz diğer göstergeler de buna eşlik etmeden de söz konusu olmayacak” dedi.

Akçay, aylık enflasyonun ana eğiliminde, enflasyon beklentilerinde ve iç talep dengelenmesinde “kalıcı iyileşmeler” sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunu sürdüreceklerini söyledi: “Her ne kadar şu anda bir faiz indirim döngüsü değerlendirilmiyor olsa da, indirimler başladığı zaman para politikasındaki sıkı duruşun korunacağına dair kuşkuya yer bırakmayacak şekilde sinyal verilerek bu süreç yönetilecektir.”

Piyasa katılımcılarının, firmaların ve hanehalkının enflasyon beklentilerini yakından izlediklerini belirten Akçay, “Maalesef sadece piyasa katılımcılarının beklentileri bu yıl sonu öngörümüze yakınsamaya başladı. Hanehalkı, TCMB’nin ileriye dönük politika yönlendirmelerine karşı nispeten daha az duyarlı ve manşet enflasyonda belirgin düşüş eğilimi görene kadar karamsar tarafta kalmayı tercih etmekte” dedi.

Ekonomistler enflasyonun 12 ay sonra yüzde 30’a gerileyeceğini öngörürken TCMB’nin güncel anketinde Temmuz için hanehalkının beklentisi yüzde 72 , firmaların ise yüzde 55 ile piyasanın çok üzerinde yer alıyor.

“Fiyat belirleyici role sahip olmaları nedeniyle özellikle firmaların enflasyon beklentilerinin, Merkez Bankası tahmin aralığına yakınsaması enflasyonu düşürmek için gereken ekonomik yavaşlamanın dozu üzerinde belirgin bir etkiye sahip” diyen Akçay, “Firmaların fiyatlama ve bütçe süreçlerinde, TCMB’nin tahminleri ne kadar çok gösterge olarak kullanılırsa, enflasyon hedeflerimize ulaşmanın üretim ve istihdam üzerindeki maliyeti o kadar az olur” ifadelerini kullandı.

Akçay, “Beklentiler sıkı duruşumuza ne kadar duyarsız ve tepkisiz kalırsa, dezenflasyon politikasının üretim ve istihdam açısından maliyeti de o kadar yüksek olacaktır” dedi.

“Enflasyon, Temmuz’da beklentilerden yüksek gerçekleşebilir”

Haziran ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin yaklaşık yüzde 2’ye düştüğünü belirten Akçay, vergi ve yönetilen fiyatlardaki ayarlamaların Temmuz’da aylık enflasyona 1,5 puan ilave katkı yapacağını söyledi ve şöyle devam etti: “Bu da, Temmuz ayında piyasa katılımcıları tarafından beklenen enflasyondan daha yüksek bir gerçekleşme olması ihtimalini artırıyor.”

TCMB’nin piyasa katılımcıları anketindeki Temmuz ayı TÜFE beklentisi yüzde 2,77 seviyesinde ancak bazı ekonomistler bu ay TÜFE’nin yüzde 3,5-4 arasına yükselebileceğini öngörüyorlar.

Akçay önümüzdeki dönemde de, aylık enflasyonda her iki yönlü “sürpriz” yaşanabileceğini ancak bu ana eğilimde bir değişiklik yaratmadığı sürece bunun ani bir tepki verilmesini “gerektirmeyeceğini” söyledi.

Rezervlerdeki iyileşme ve TL mevduata artan talebin, kur korumalı mevduattan çıkışı hızlandırma konusunda “güven artırdığını” söyleyen Akçay, “Rezerv biriktirme sürecimiz, yabancı girişlerinin güçlü ve dalgalı olduğu bir ortamda düz bir çizgide ilerlemiyor” dedi. Akçay, TCMB’nin günlük olarak “teyakkuzda olduğu” bir koridor politikası uygulamadığını ifade etti.

Akçay bankalarla gerçekleştirilen swapları sonlandırarak aktarım mekanizmasının işlevselliğini artırdıklarına da dikkat çekti ve şöyle dedi: “Kredi büyümesi kısıtları, biz para politikasındaki sıkı duruş ile enflasyon beklentilerini çıpalarken, aşırı kredi büyümesi önünde sigorta işlevi görüyor.”

“Temel politika aracımız politika faizidir” diyen Akçay, yapısı gereği tamamlayıcı nitelikte olan makroihtiyati tedbirlerin avantajının ise “anlık etki” olduğunu belirtti. Akçay “para politikasının yerini almış bankacılık sistemi regülasyonları”nın azaltıldığı ve sadeleştirildiğini de belirtti.

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervlerinde Ilımlı Yükseliş

19 temmuz ile biten haftada Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt rezervleri 153,9 milyar dolar seviyesine yükseldi. Bankanın bir önceki hafta brüt rezervleri 153,8 milyar dolar düzeyindeydi.

Haber Merkezi / Aynı hafta Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları 60,9 milyar lira düştü. Böylelikle kur korumalı mevduatlar zirveyi gördükten sonra 1,88 trilyon liraya geriledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 19 temmuz ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini yayınladı. Açıklanan verilere göre, 153,8 milyar dolar olan brüt rezervler 153,9 milyar dolara çıktı.

Net rezervler ise 47,7 milyar dolardan 48,2 milyar dolar düzeyine yükseldi. Swap hariç net rezervler de 22,9 milyar dolara çıktı. Bir önceki hafta swap hariç net rezervler 22,2 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 19 temmuz haftası itibariyle kur korumalı mevduatlar 60,9 milyar TL düştü. Böylelikle kur korumalı mevduatlar zirveyi gördükten sonra 1,88 trilyon liraya geriledi.

Aynı hafta bankacılık sektörün kredi hacmi 13 trilyon 957 milyar 58 milyon liradan 13 trilyon 915 milyar 501 milyon liraya geriledi. Sektörde toplam mevduat ise bankalar arası dahil, geçen hafta 74 milyar 128 milyon lira artarak 16 trilyon 747 milyar 35 milyon liraya çıktı.

Tüketici kredilerinin tutarı, 19 Temmuz itibarıyla 11 milyar 431 milyon lira düşüşle 1 trilyon 729 milyar 272 milyon liraya geriledi. Söz konusu tutarın 448 milyar 389 milyon lirası konut, 87 milyar 406 milyon lirası taşıt ve 1 trilyon 193 milyar 477 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Bu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 13 milyar 736 milyon lira artarak 1 trilyon 734 milyar 887 milyon liraya çıktı.

Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 1,6 azalışla 1 trilyon 461 milyar 786 milyon liraya düştü. Bireysel kredi kartı alacaklarının 518 milyar 404 milyon lirasını taksitli, 943 milyar 381 milyon lirasını taksitsiz borçlar oluşturdu.

Paylaşın

Kredi Kartı Harcamaları Tavan Yaptı

Haziran ayı sonu itibarıyla kredi kartları ile gerçekleştirilen toplam ödeme tutarı yıllık yüzde 105 büyüme gösterdi, ancak işlem adedindeki büyüme hızı yüzde 21 ile borç yükündeki artışın oldukça gerisinde kaldı.

Kredi kartı borçları nedeniyle yasal işlem başlatılan kişi sayısında dikkat çeken bir artış gözlemlendi. 2024yılının ilk beş aylık döneminde 513 bin kredi kartı kullanıcısı borcundan dolayı yasal takibe alındı. Paralel olarak kredi kartı sayısı yüzde 66 büyüyerek 123.1 milyona ulaştı.

Kredi kartları ile geçinen vatandaş işlem adetlerini azaltsa da borç yükü katlanarak artıyor. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre, haziran ayı sonu itibarıyla kredi kartları ile gerçekleştirilen toplam ödeme tutarı yıllık yüzde 105 büyüme gösterdi, ancak işlem adedindeki büyüme hızı yüzde 21 ile borç yükündeki artışın oldukça gerisinde kaldı.

Kartlı ödemelerin 1 trilyon 56.8 milyar TL’si kredi kartları ile yapılırken, kredi kartı ile yapılan ödemelerde önceki yılın aynı dönemine göre büyüme oranı yüzde 105 oldu. Kartlı ödemelerin 887.8 milyon adedi kredi kartları ile yapılırken, kredi kartları ile yapılan ödeme adetlerinde büyüme oranı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 oldu.

Haziran sonu itibarıyla toplam kartlı harcama adedi ile tutarlar arasındaki artış farkı da dikkat çekici boyutlara ulaştı. BKM verilerine göre kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlarla haziran ayında yapılan toplam ödeme tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 98 artarak 1 trilyon 267.6 milyar TL oldu. Ancak kartlı ödeme işlemlerinin sayısı aynı şekilde artmadı.

Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile haziran ayında yapılan toplam ödeme adedi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artarak 1.5 milyar adet oldu. Vatandaşın büyük ödemelerini kredi kartıyla yaptığı görüldü. Harcamaların işlem ortalamalarına bakıldığında, kredi kartlarından işlem başına ortalama yapılan harcama tutarı 1.190 TL olurken, banka kartlarında 336 TL ve ön ödemeli kartlarda da 222 TL harcama yapıldığı hesaplandı.

531 bin kişi yasal takibe düştü

Türkiye’de bireysel borçlar hızla artıyor ve kredi kartı sahipleri için durum giderek endişe verici hale geliyor. Kredi kartı borçları nedeniyle yasal işlem başlatılan kişi sayısında dikkat çeken bir artış gözlemlendi.

Sözcü’nün haberine göre, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre ocak-mayıs döneminde 513 bin kredi kartı kullanıcısı borcundan dolayı yasal takibe alındı. Paralel olarak kredi kartı sayısı yüzde 66 büyüyerek 123.1 milyona ulaştı.

Paylaşın

Merkez Bankası Politika Faizine Dokunmadı

Merkez Bankası (TCMB), piyasaların beklediği gibi politika faizini bu ayda sabit tuttu. Banka, mart ayında politika faizini, 500 baz puan artışla yüzde 45’ten yüzde 50’ye yükseltmişti.

Haber Merkezi /Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, sıkı politika duruşuna devam edileceği vurgulanarak, “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır” denildi.

Temmuz ayı faiz kararı öncesinde, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, enflasyondaki düşüş beklentisinin hedeflerine “yakınsadığını” belirterek, dezenflasyon sürecinin önümüzdeki aylarda daha da belirginleşeceğini ifade etmişti.

Merkez Bankası (TCMB), Haziran’da 650, Temmuz’da 250, Ağustos’ta 750, Eylül’de 500, Ekim ve Kasım aylarında da 500’er, Aralık ve Ocak aylarında 250’şer olmak üzere son 8 toplantıda toplam 3 bin 650 baz puan faiz artırmıştı.

Şubat ayındaki yılın ikinci faiz kararında faizin sabit tutulması ile toplam 3 bin 650 baz puan faiz artış serisi devam etti. Mart ayında faiz 500 baz puan arttırılarak politika faizi yüzde 50’ye çıkarıldı. Nisan ve Mayıs ayında ise politika faizi sabit tutuldu. Merkez Bankası, son bir yılda 4 bin 150 baz puanlık faiz artışı yaptı.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Fatih Karahan başkanlığında toplandı. Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50 düzeyinde sabit tutma kararı aldı.

Merkez Bankası (TCMB) tarafından karara ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50’de sabit tutulmasına karar vermiştir.

Haziran ayında aylık enflasyonun ana eğilimi belirgin bir zayıflama kaydetmiştir. Öncü göstergeler temmuz ayında aylık enflasyonun, para politikasının görece etki alanı dışında kalan yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları ile işlenmemiş gıda fiyatlarındaki arz yönlü gelişmeler neticesinde geçici olarak artacağına işaret etmektedir. Buna karşın, ana eğilimdeki yükselişin nispeten sınırlı kalacağı öngörülmektedir.

Yakın döneme ilişkin göstergeler yurt içi talebin, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte, yavaşlamaya devam ettiğini teyit etmektedir. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etmektedir.

Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir.

Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçlendirecektir.

Kredi büyümesi ve kompozisyonu göz önünde bulundurularak makro finansal istikrarı ve parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek şekilde yabancı para kredilere yönelik ek önlemler alınmıştır. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenmeye devam edilecektir. Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları, gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacaktır.

Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır.”

Paylaşın