Merkez Bankası Politika Faizini Yüzde 38’e Çekti

Merkez Bankası (TCMB), politika faizini yüzde 39,5 seviyesinden yüzde 38’e seviyesine çekti. Banka, ekim ayındaki toplantıda politika faizini 39,5’e indirmişti.

Haber Merkezi / Bu, Merkez Bankası’nın (TCMB) Mart’tan bu yana dördüncü faiz indirimi oldu.

Politika faizi başta, mevduat faizleri ve kredi faizleri olmak üzere borçlanmanın maliyetine etki ederek günlük hayatı yönlendiriyor.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Fatih Karahan başkanlığında toplandı. Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini yüzde 39,5 seviyesinden yüzde 38’e seviyesine çekti. Kurul ayrıca, gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 42,5’ten yüzde 41’e, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 38’den yüzde 36,5’e indirdi.

Merkez Bankası (TCMB) tarafından karara ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kasım ayında tüketici enflasyonu gıda fiyatlarındaki gelişmelerle beklenenden düşük gerçekleşmiştir. Enflasyonun ana eğilimi eylül ayındaki artıştan sonra ekim ve kasım aylarında bir miktar gerilemiştir. Üçüncü çeyrekte dönemlik büyüme öngörülenden yüksek gerçekleşmiştir. Son çeyreğe ilişkin öncü göstergeler talep koşullarının dezenflasyon sürecine verdiği desteğin sürdüğüne işaret etmektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme işaretleri göstermekle birlikte dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.

Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşu talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları; enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir. Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilmektedir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.

Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir. Kurul, politika kararlarını enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.”

Paylaşın

Türkiye’nin Kredi Risk Primi 233 Puana Geriledi

Türkiye’nin 5 yıllık CDS (Credit Default Swap) puanı bugün itibariyle 233 seviyesine geriledi. Türkiye’nin 5 yıllık CDS 2020 yılında 643 baz puanla zirve yapmıştı.

Türkiye ekonomisi için önemli bir gösterge olan 5 yıllık kredi risk primi (CDS), son dönemde yaşanan gerilemeyle dikkat çekiyor. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), 233 baz puana gerileyerek Mayıs 2018’den bu yana en düşük seviyeye indi.

CDS primi nasıl hesaplanıyor?

Ülkelerin dış borçlanmalarına karşı CDS’leri genelde büyük uluslararası yatırım bankaları sağlıyor ve o ülkelerin borcunu çevirememesi halinde ödemeyi bu banka üstlenmiş oluyor. Bu bankalar da söz konusu ülkenin geri ödeme yeteneğini, makroekonomik koşullarını inceleyerek bir risk oranı belirliyor.

Bu oran belirlenirken uluslararası derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlar önemli bir rol oynasa da bunun dışında da bir çok faktör göz önünde bulunduruluyor.

Ekonomisi sağlam ve geri ödeme sorunu yaşamayacağı düşünülen ülkelerin risk primi düşük olurken geri ödemekte sorun yaşayacağı düşünülen ülkelerin risk primi yüksek bir orandan belirleniyor.

CDS priminin artmasının sonuçları ne olur?

Kamunun ve özel sektörün dış borçlanma maliyetleri CDS primine paralel olarak artar.

Burada kendini besleyen bir döngü oluşur. Borçlanma maliyetinin artması döviz girişini azalttığı için dış borcu ödemeyi zorlaştırır. Bu da riski daha da çok yükseltir.

Artan maliyetler, daha fazla kaynağın borç ödemesine ayrılması ve daha az harcanabilir gelir (yani refah kaybı) anlamına gelir.

Döviz girişinin azalması içerideki likidite krizini daha da derinleştirirken enflasyonist baskıları artırır.

Ulaşılabilecek en uç nokta, CDS ile sigortalanan temerrüt riskinin gerçekleşmesi durumudur. Dış borcun çevrilemez hale gelmesi ya da “iflas” durumu, başta enerji olmak üzere ithal ettiğimiz pek çok ürünü alamayacak hale gelmemiz, ithal ara malına dayalı üretim yapımızın durması anlamına gelir.

Paylaşın

Kısa Vadeli Dış Borçta Rekor Serisi Devam Ediyor

Türkiye’nin kısa vadeli dış borcu eylül sonu itibarıyla 224,8 milyar dolar oldu. Borç stokunun yüzde yüzde 35,5’ini Dolar, yüzde 26,7’sini Euro, yüzde 22,1’ini Türk Lirası ve yüzde 15,7’sini diğer döviz cinslerinden oluştuğu görüldü.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kısa Vadeli Dış Borç İstatistikleri Gelişmeleri Eylül 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; Türkiye’nin Kısa Vadeli Dış Borç (KVDB) stoku, eylül ayı itibarıyla 165,8 milyar dolar oldu. Orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış borçları gösteren kalan vadeye göre KVDB stoku, 224,8 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Bankalar kaynaklı KVDB stoku, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,2 oranında azalarak 72,8 milyar dolar olurken, Merkez Bankası yükümlülükleri yüzde 5,4 oranında azalarak 27,8 milyar dolar oldu.

Yurt içi bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, bir önceki çeyreğe göre yüzde 10,6 oranında azalarak 9,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Yurt dışı yerleşik bankaların yurt içindeki mevduatı yüzde 2,2 oranında azalarak 19,5 milyar dolar oldu. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 0,3 oranında artarak 21,0 milyar dolar olurken, TL cinsinden mevduatları yüzde 2,5 oranında artarak 23,0 milyar dolar oldu.

Diğer sektörler kaynaklı KVDB stoku, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,7 oranında azalarak 65,2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Dış ticaret işlemlerinden kaynaklanan ticari krediler yüzde 2,8 oranında azalarak 59,6 milyar dolar olurken, nakit krediler kaynaklı yükümlülükler yüzde 11,6 artarak 5,5 milyar doları oldu.

Döviz kompozisyonu incelendiğinde, KVDB stokunun yüzde 35,5’inin dolar, yüzde  26,7’sinin Euro, yüzde  22,1’inin Türk lirası ve yüzde  15,7’sinin diğer döviz cinslerinden oluştuğu görüldü.

Kalan vadeye göre KVDB stokunda, bankalar ve diğer sektörlerin kredi ve tahvil yükümlülükleri yaklaşık 66,2 milyar dolara yükselirken, yurt dışı yerleşiklerin Türkiye’de yerleşik bankalardaki mevduat stoku ise yaklaşık 63,5 milyar dolara yükseldi.

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervleri 13 Milyar Dolar Eridi

Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt rezervleri 198,4 milyar dolardan 185,5 milyar dolara geriledi. Aynı dönemde swap hariç net rezervler ise 52,1 milyar dolar oldu.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 23 Ekim ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini yayınladı.

Buna göre, Merkez Bankası’nın  (TCMB) resmi rezerv varlıkları, geçen haftaya göre yüzde 6,5 azalarak 185,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Merkez’in önceki hafta brüt rezervi 198,4 milyar dolar düzeyindeydi.

Merkez Bankası’nın (TCMB) swap hariç net rezervi 52,1 milyar dolar oldu.

Bu hafta döviz varlıkları, bir önceki haftaya göre yüzde 8,1 azalarak 73,1 milyar dolar, altın cinsinden rezerv varlıkları yüzde 5,8 azalarak 104,7 milyar dolar, IMF rezerv pozisyonu ve SDR toplamı ise yüzde 0,3 azalarak 7,7 milyar dolar oldu.

Paylaşın

Özel Sektörün Kredi Borcunda Dikkat Çeken Yükseliş

Ağustos sonu itibariyle, özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, bir önceki ay sonuna göre 3,7 milyar dolar artarak, 202,5 milyar dolara yükseldi.

Haber Merkezi / Vadeye göre incelendiğinde bir önceki ay sonuna göre, uzun vadeli kredi borcunun 4,3 milyar dolar artarak 192,4 milyar dolar, kısa vadeli kredi borcunun (ticari krediler hariç) ise 0,6 milyar dolar azalarak 10,1 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiği gözlendi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcu Gelişmeleri Ağustos 2025 Raporu’nu yayınladı. Buna göre; Ağustos sonu itibariyle, özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, bir önceki ay sonuna göre 3,7 milyar dolar artarak, 202,5 milyar dolara yükseldi.

Vadeye göre incelendiğinde bir önceki ay sonuna göre, uzun vadeli kredi borcunun 4,3 milyar dolar artarak 192,4 milyar dolar, kısa vadeli kredi borcunun (ticari krediler hariç) ise 0,6 milyar dolar azalarak 10,1 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiği gözlendi.

Bir önceki ay sonuna göre finansal kuruluşların toplam borcu 2,0 milyar dolar, finansal olmayan kuruluşların toplam borcu ise 1,7 milyar dolar artış gösterdi.

Aynı dönemde finansal kuruluşların uzun vadeli borçları 2,6 milyar dolar, finansal olmayan kuruluşların uzun vadeli borçları 1,7 milyar dolar artış gösterdi. Kısa vadede ise finansal kuruluşların borçları 0,6 milyar dolar, finansal olmayan kuruluşların borçları 0,1 milyar dolar azalış gösterdi.

Döviz kompozisyonu incelendiğinde, toplam yurt dışı borçlanmada doların en yüksek paya sahip olduğu görüldü.

192,4 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli kredi borcunun yüzde 57,8’inin Dolar, yüzde 32,5’inin Euro, yüzde 2,1’inin Türk lirası ve yüzde 7,7’sinin ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu; 10,1 milyar Dolar tutarındaki kısa vadeli kredi borcunun ise yüzde 28,3’ünün Dolar, yüzde 21,2’sinin Euro, yüzde 48,3’ünün Türk lirası ve yüzde 2,1’inin ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu görüldü.

Ağustos sonuna göre özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcunun 1 yıla kadar olan vade dağılımı incelendiğinde, toplam borç tutarının 62,7 milyar dolar olduğu görüldü. Bu tutarın 40,3 milyar dolar bankalara, 17,2 milyar dolar finansal olmayan kuruluşlara, 5,2 milyar dolar ise bankacılık dışı finansal kuruluşlara aittir.

Paylaşın

Bireysel Kredi Kartı Borçları 2,5 Trilyona Dayandı

Bireysel kredi kartı borçları rekor üstüne rekor kırıyor. Taksitli ve taksitsiz bireysel kredi kartı borçları, yüzde 30 artışla 2 trilyon 491 milyar liraya ulaştı.

Türkiye’de hane halkının ekonomik zorluklar nedeniyle borçlanma eğilimi hız kesmiyor. Nefes’in haberine göre, 2025 yılının Ocak ayında 3 trilyon 970.9 milyar lira olan toplam tüketici borçları, sekiz aylık süreçte yüzde 26 artışla 5 trilyon liraya ulaştı. Bu, vatandaşın borç yükünün sadece sekiz ayda 1 trilyon 35 milyar lira arttığı anlamına geliyor.

Toplam borç içindeki en hızlı yükseliş kredi kartlarında yaşandı. Taksitli ve taksitsiz bireysel kredi kartı borçları, yüzde 30 artışla 2 trilyon 491 milyar liraya ulaştı. Özellikle kısa vadeli ve yüksek faizli olan taksitsiz bireysel kredi kartı borcunun 1 trilyon 631 milyar liraya yükselmesi, vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu borçlanmaya yöneldiğini gösteriyor.

Vatandaşların borçlarını ödemekte zorlandığının en somut kanıtı, takipteki kredi miktarlarındaki fırlama oldu. Sekiz aylık süreçte takipteki krediler yüzde 54 gibi rekor bir artışla 199.5 milyar liraya çıktı. Takipteki krediler içinde en büyük artışın ise yüzde 60 ile yine bireysel kredi kartlarında görülmesi, ekonomik baskının hane halkı üzerindeki etkisini teyit ediyor. Tüketici kredileri de bu dönemde yüzde 22 artarak 2.5 trilyon liraya çıktı.

Tüketicinin yaşadığı bu zorluğun aksine, bankacılık sektörü kârlılıkta rekor kırdı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, bankacılık sektörünün net kârı, yılın ilk sekiz ayında 563.4 milyar liraya ulaştı.

Paylaşın

Türkiye’nin Uluslararası Yatırım Pozisyonu Açığı 344 Milyar Dolara Yükseldi

Temmuz sonu itibarıyla, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları yüzde 4,2 oranında artarak 378,4 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 3,4 oranında artarak 722,3 milyar dolar oldu.

Haber Merkezi / Başka bir ifadeyle Türkiye’nin uluslararası yatırım pozisyonu açığı -343,9 milyar dolara yükseldi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Uluslararası Yatırım Pozisyonu Gelişmeleri Temmuz 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Türkiye’nin net Uluslararası Yatırım Pozisyonu 2025 yılı Temmuz ayı itibarıyla -343,9 milyar dolar oldu. Temmuz itibarıyla Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, bir önceki ay sonuna göre yüzde 4,2 oranında artarak 378,4 milyar ABD doları, yükümlülükleri ise yüzde 3,4 oranında artarak 722,3 milyar ABD doları oldu.

Rezerv varlıklar 19,3 milyar dolar artarak 169.2 milyar dolar ile tarihsel olarak en yüksek değere ulaştı.

Varlık kalemleri bir önceki ay sonuna göre incelendiğinde, doğrudan yatırımlar kalemi yüzde 1,1 oranında artarak 70,6 milyar dolar ve diğer yatırımlar kalemi ise yüzde 3,6 oranında azalarak 134,3 milyar dolar oldu. Bankaların yabancı para efektif ve mevduat varlıkları yüzde 13,2 oranında azalarak 40,9 milyar dolar oldu.

Yükümlülükler altındaki portföy yatırımları alt kalemlerinden Genel Hükümet’in yurt dışı tahvil yükümlülükleri yüzde 6,3 oranında artarak 44,4 milyar dolara yükseldi.

Yükümlülüklerin alt kalemleri bir önceki aya göre incelendiğinde, doğrudan yatırımlar kalemi, BIST 100 endeksindeki artışın etkisiyle, yüzde 6 oranında artarak 220,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Portföy yatırımları kalemi yüzde 7,8 oranında artarak 125,8 milyar dolar ve diğer yatırımlar kalemi yüzde 0,7 oranında artarak 375,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Paylaşın

Türkiye’de Kişi Başına Düşen Borç 116 Bin Lirayı Aştı

Türkiye’de kişi başına düşen ortalama borç tutarı yüzde 41 artışla 116 bin 148 liraya yükseldi. Kişi başına düşen ortalama kredi kartı borcu ise yüzde 48 artarak 61 bin 791 liraya ulaştı.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin yayımladığı temmuz ayı raporu, yüksek enflasyon ve faiz ortamında vatandaşların yaşadığı ekonomik zorlukları ve artan borçluluk oranını gözler önüne serdi. Rapora göre, bireysel kredi borcu olan kişi sayısı son bir yılda 1,8 milyon artarak 42,7 milyona yükselirken, kişi başına düşen ortalama borç 116 bin 148 TL’ye ulaştı. Özellikle deprem bölgesi illerindeki borçluluk artışı ise dikkat çekici boyutlarda.

TBB Risk Merkezi’nin son verileri, geçim sıkıntısı yaşayan milyonlarca vatandaşın kredi ve kredi kartlarına artan bağımlılığını ve bunun sonucunda derinleşen borç yükünü ortaya koydu. Yüksek enflasyonist ortam ve artan faiz oranları karşısında alım gücü düşen vatandaşlar, çözümü borçlanmada ararken, toplam nakdi kredi hacmi 21 trilyon 19 milyar TL’ye ulaştı.

Rapora göre, bireysel kredi borç bakiyesi, geçen yılın temmuz ayına kıyasla yüzde 47’lik bir artışla 4 trilyon 959 milyar TL gibi devasa bir rakama yükseldi. Nefes’in haberine göre, bireysel kredi kullanan kişi sayısı son bir yılda 1,8 milyon artarak 42,7 milyona çıktı. Bu durum, kişi başına düşen ortalama borç miktarını da yüzde 41’lik bir artışla 116 bin 148 TL’ye taşıdı.

Bireysel borçların en büyük kalemini, 2 trilyon 452 milyar TL ile kredi kartları oluşturdu. Temmuz ayı itibarıyla Türkiye’de 39,7 milyon kişi kredi kartı borçlusu konumunda. Son bir yıllık süreçte kişi başına düşen ortalama kredi kartı borcu ise yüzde 48 artarak 61 bin 791 TL’ye yükseldi.

Kredi kartlarından sonra en yüksek borç kalemi 1 trilyon 214 milyar TL ile ihtiyaç kredileri oldu. Düşük maaşlar ve nakit sıkıntısı nedeniyle başvurulan Kredili Mevduat Hesabı (KMH) kullanımında ise adeta bir patlama yaşandı. KMH bakiyesi bir önceki yıla göre yüzde 98 gibi rekor bir oranda artarak 623 milyar TL’ye ulaştı. 30,8 milyon vatandaşın kullandığı KMH’larda kişi başına düşen ortalama borç, 20 bin 195 TL’ye çıkarak asgari ücrete yaklaştı.

Nefes’te yer alan habere göre; borçluluk oranındaki artışla birlikte, ödenemeyen ve takibe düşen kredilerdeki yükseliş de endişe verici bir tablo çiziyor. Rapor, tasfiye edilecek yani tahsili gecikmiş alacaklar kaleminin bir önceki yıla göre yüzde 82 artarak 566 milyar TL’ye yaklaştığını gösterdi.

Raporda yer alan il bazındaki veriler, özellikle depremden etkilenen bölgelerdeki ekonomik sıkıntıyı çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. Son bir yılda bireysel kredi bakiyesinin en çok arttığı il yüzde 64,9 ile Tunceli olurken, onu yüzde 56 ile Adıyaman ve yüzde 55 ile Kahramanmaraş izledi. Bireysel kredi bakiyesi en çok artan ilk 10 ilin beşini deprem bölgesi illeri (Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Malatya) oluşturdu.

Benzer şekilde, kredi kartı borçlarının en çok arttığı ilk 10 ilin altısı da yine deprem bölgesinden oldu. Adıyaman’da kredi kartı borçları son bir yılda yüzde 80 artarken, bu oran Kahramanmaraş’ta yüzde 76, Malatya’da yüzde 70, Hatay’da yüzde 68, Diyarbakır’da yüzde 64 ve Osmaniye’de yüzde 63 olarak kayıtlara geçti.

Paylaşın

Hazine, Rekor Borçlanmaya Hazırlanıyor!

Hazine, yılın son üç aylık döneminde, toplam 823,2 milyar lira tutarında rekor bir borçlanma hedefliyor. Borçlanma, Hazine’nin hem mevcut borçlarını çevirme hem de yeni finansman sağlama politikasını gözler önüne seriyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2025 yılının son çeyreğine girilirken eylül, ekim ve kasım aylarını kapsayan üç aylık iç borçlanma stratejisini kamuoyu ile paylaştı.

Açıklanan programa göre Hazine, bu üç aylık dönemde piyasalardan toplam 823,2 milyar lira tutarında rekor bir borçlanma hedefliyor. Program, Hazine’nin hem mevcut borçlarını çevirme hem de yeni finansman sağlama politikasını gözler önüne seriyor.

Bakanlık tarafından yayımlanan strateji, önümüzdeki üç ay boyunca Hazine’nin atacağı adımlara ilişkin piyasalara net bir yol haritası sunarken, borçlanma takviminin en yoğun olduğu ayın ekim olacağı dikkat çekiyor.

Açıklanan strateji, Hazine’nin bu dönemde yapacağı borç geri ödemeleri (iç borç servisi) ile bu ödemelere karşılık piyasadan ne kadar yeni borçlanma yapacağını detaylı bir şekilde ortaya koyuyor. Buna göre aylık planlama şu şekilde:

Eylül 2025: Hazine, ay içinde vadesi gelecek olan 255,7 milyar liralık anapara ve faiz ödemesini (iç borç servisi) karşılamak için piyasalardan 346 milyar liralık iç borçlanma gerçekleştirecek.

Ekim 2025: Üç aylık periyodun en yüksek borçlanmasının yapılacağı ekim ayında, 263,5 milyar liralık iç borç servisine karşılık 350,7 milyar liralık bir borçlanmaya gidilecek.

Kasım 2025: Yılın sonuna yaklaşırken borçlanma temposunun düşeceği kasım ayında ise 94,9 milyar liralık borç servisine karşılık 126,5 milyar liralık iç borçlanma yapılması öngörülüyor.

Paylaşın

Türkiye’de Her İki Kişiden Biri Borç Sarmalında

Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) tarafından yapılan son araştırma, kredi kartı kullanıcıların yüzde 43.5’inin kart borcunun tamamını kapatamadığını ortaya koydu. Bu kesimin önemli bir bölümü, yalnızca asgari ödeme yaparak borç yükünü sürekli artırıyor.

Araştırmada dikkat çeken bir diğer veri ise, kullanıcıların yüzde 20.7’sinin son üç aydır kredi kartı borcuna hiçbir ödeme yapamamış olması. Bir yıldan uzun süredir kısmi ödeme yapanların oranı yüzde 18.5’e, hiç ödeme yapamayanların oranı ise yüzde 2.2’ye ulaştı.

Türkiye’de milyonlarca vatandaş, artan kredi kartı borçları nedeniyle ekonomik bir çıkmazın içine sürüklendi. Resmi veriler ve son yapılan araştırmalar, her iki kişiden birinin borcunu ödemekte zorlandığını ve borç sarmalına girdiğini gösteriyor. Yüksek faiz oranları, durmak bilmeyen enflasyon ve alım gücündeki düşüş, vatandaşın kredi kartı borcunu 2.36 trilyon TL’ye kadar yükseltti. Ayrıca, 4.14 milyon kişi yasal takip ve icra tehdidi altında bulunuyor.

Tüketici Birliği Federasyonu tarafından yapılan son araştırmaya göre, Türkiye’deki kredi kartı kullanımının kontrolden çıktığı belirlendi. Araştırma sonuçları, kullanıcıların yüzde 43.5’inin kredi kartı borcunun tamamını kapatamadığını ortaya koydu. Bu kesimin önemli bir bölümü, uzun süredir yalnızca asgari ödeme yaparak borç yükünü sürekli artırıyor.

Özellikle dikkat çeken bir diğer veri ise, kullanıcıların yüzde 20.7’sinin son üç aydır kredi kartı borcuna hiçbir ödeme yapamamış olması. Bir yıldan uzun süredir kısmi ödeme yapanların oranı yüzde 18.5’e, hiç ödeme yapamayanların oranı ise yüzde 2.2’ye ulaştı.

Nefes Gazetesi’nin haberine göre; Araştırma, her üç kullanıcıdan birinin ciddi ödeme sorunları yaşadığını ve yüzde 9.2’sinin kronik bir borç sarmalında olduğunu vurguluyor. Ayrıca, kullanıcıların büyük çoğunluğunun kredi kartı sözleşmelerindeki hükümlerden ve özellikle gecikme faizlerinden haberdar olmadığı da tespit edildi. En yoğun kredi kartı kullanan yaş grubunun ise 45-55 yaş arası olduğu belirtildi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 8 Ağustos 2025 tarihli verileri, bireysel kredi kartı borçlarının 2.36 trilyon TL’ye yükseldiğini doğruluyor. Bu borcun 829 milyar TL’si taksitli, 1.53 trilyon TL’si ise taksitsiz borçlardan oluşuyor. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin haziran verileri de, 4.14 milyon kişinin borçları nedeniyle yasal takibe intikal ettiğini gösteriyor.

Paylaşın