Türkiye, Asgari Ücrette Avrupa Ülkeleri Arasında Sondan 5. Sırada

Verilere göre, Türkiye, asgari ücrette 26 Avrupa ülkesi arasında sondan beşinci sırada yer alıyor. En yüksek asgari ücret ise 2 bin 570 euro ile Lüksemburg’da veriliyor.

Ayrıca Avrupa’da temmuzda asgari ücretler yeniden artırılacak ancak Türkiye’de iktidar bu yıl ikinci artış olmayacağını açıkladı.

2024 yılında yüzde 49 artışla 17 bin 2 TL’ye çıkarılan asgari Türkiye’yi Avrupa’da en düşük ücret alan ülkeler arasından çıkaramadı. Eurostat verilerine göre Türkiye, Avrupa’da en düşük 5’inci ücret alan ülke oldu.

Bu yıl Türkiye’de asgari ücret yüzde 49 artışla 17 bin 2 TL’ye çıkarılsa da Avrupa ülkeleri arasında da en kötü ücretlerden olmaktan kurtulamıyor. Türkiye’de asgari ücret ilk kez 500 doları aşsa da 26 Avrupa ülkesi içinde 22’nci sırada yer alarak son sıralardaki yerini koruyor.

10haber’in haberine göre, Türkiye’de 20 bin 2 lira olan brüt asgari ücret, 32 lira 93 kuruş olan kura göre 607 euro oldu. Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat), Avrupa ülkelerinde 2024 yılının ilk yarısında geçerli asgari ücretleri açıkladı.

Buna göre Avrupa’da aylık brüt asgari ücretin en yüksek olduğu ülke 2 bin 570 euro ile Lüksemburg olurken, bu ülkeyi, 2 bin 146 euro ile İrlanda, 2 bin 70 euro ile Hollanda, 2 bin 54 euro Almanya takip etti. 385 euro ile Arnavutluk, 477 euro ile Bulgaristan, 532 euro ile Karadağ, 543 euro Sırbistan ve 607 euro ile Türkiye en düşük asgari ücrete sahip 5 ülke olarak sıralandı.

Ayrıca Avrupa’da temmuzda asgari ücretler yeniden artırılacak ancak Türkiye’de iktidar bu yıl ikinci artış olmayacağını açıkladı. Eurostat’ın 1999 yılından bu yana verilerini inceleyen Euronews’te yer alan haberde, Türkiye’nin asgari ücrette euro bazında en yüksek seviyeye eriştiği yıl 2024 oldu.

Ancak enflasyonun etkisinden bağımsız olarak değerlendirilmesi gereken bu en yüksek rakam Türkiye’de milyonlarca çalışanın aldığı ortalama ücret haline dönüştü.

İşgücünde bulunan yaklaşık 32 milyon kişinin yarısı asgari ücret alırken, milyonlarca çalışan da asgari ücretin biraz üstüne ücretlerle geçinmeye çalışmak durumunda kalıyor.

Paylaşın

Açlık Sınırı 15 Bin 48, Yoksulluk Sınırı 49 Bin 19 Liraya Yükseldi

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 15 bin 048 liraya yükseldi.

Haber Merkezi / Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı 49 bin 019 liraya yükseldi.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Ocak 2024 Açlık Ve Yoksulluk Sınırı verilerini açıkladı. Buna göre; Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 15 bin 048 TL’ye yükseldi.

Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 49 bin 019 TL’ye yükseldi. Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 19 bin 630 TL’ye yükseldi.

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 4,27, son on iki ay itibariyle değişim oranı yüzde 69,76, on iki aylık ortalamalara göre değişim oranı ise yüzde 79,44 olarak hesaplandı.

TÜRK-İŞ hesaplamasında temel alınan ve doğrudan piyasadan düzenli olarak derlenen fiyatlara göre, gıda ürünlerinde Ocak 2024 itibariyle gözlemlenen değişim harcama gruplarına göre şu şekilde oldu:

Süt, yoğurt, peynir grubunda; Bu grupta yeni açıklanan çiğ süt fiyatları henüz raflara yansıtılmadığı için, geçen ay tespit edilen fiyat seviyeleri yerini korudu. Fakat bazı marketlerde fiyat ayarlaması yapıldığı da gözlemlendi.

Et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller, ürünlerinin bulunduğu grupta; Et fiyatlarında -geçen ay olduğu gibi- bu ay da artış görüldü. Bu grupta en yüksek artış balık fiyatlarında gözlemlendi. Ortalama balık fiyatlarında 32 TL’lik bir artış görüldü. En fazla tüketilen hamsinin kilogram fiyatı 120 TL’ye kadar yükseldi. Hesaplamada her zaman olduğu gibi yaygın satılan balıklar esas alınmıştır.

Yumurta fiyatları yılsonu fiyat ayarlamaları nedeniyle 0,20 kuruşluk bir artış gözlemlendi. Tavuk fiyatları ise geçen aya göre 5 TL artış göstererek ortalama kg fiyatı 77 TL’den marketlerde yer aldı. Kuru baklagiller grubunda bir miktar fiyat artışı görüldü. Bu grupta en yüksek artış yeşil mercimekte gerçekleşti. Yeşil mercimeğin kilogram fiyatı ortalama 86 TL’den, marketlerdeki raflarda yer aldı.

Taze sebze-meyve grubunda; Bu ay mevsim şartlarının nispeten olumlu ilerlemesi nedeniyle ortalama sebze fiyatlarında kısmi bir artış gözlemlendi. Lahana, ıspanak, pırasa, brokoli ve kereviz gibi kış mevsiminde ağırlıklı tercih edilen sebzelerin kilogram fiyatlarında 5 ila 10TL arasında bir artış olduğu tespit edildi. Taze meyve sebze grubunda fiyatı aynı kalan tek ürün patates olarak tespit edildi.

Meyve tezgahlarında sadece elmanın fiyatında bir miktar düşüş gözlemlendi. Bu ay kalan diğer meyve fiyatlarında ortalamada 3 TL’lik bir artış hesaplandı.

Ortalama sebze (ana yemekleri tamamlayan maydanoz, kıvırcık vb. salata yeşillikleri dâhil değil) kg fiyatı 34,34 TL, ortalama meyve kg fiyatı 34,25 TL oldu. Hesaplamada -bu ay- 25’i sebze ve 10’u meyve olmak üzere toplam 35 üründeki fiyat değişimi dikkate alındı. Ortalama meyve-sebze kg fiyatı 32,53 TL olarak tespit edildi (ana yemekleri tamamlayan maydanoz, kıvırcık gibi salata yeşillikleri bu hesaplamada “Ortalama Meyve-Sebze Fiyatı”na dâhil edilmektedir).

Ekmek, pirinç, un, makarna, bulgur, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta; Bu ay ekmek fiyatı arttı ve Ankara’da 200 gramlık ekmek fiyatı 8 TL olarak belirlendi. Böylece 4 kişilik ailenin aylık sadece ekmek fiyatında 105 TL’lik artış meydana geldi. Tahıllar grubunda bu ayda sınırlı seviyede artış yaşandı. Marketlerde ürün çeşitliliğinde azalma tespit edildi.

Temel yağ ürünlerinin bulunduğu grupta; Geçen ay fiyatı bir önceki aya göre sabit kalan zeytinyağı bu ay litre fiyatında ortalama 30 TL’lik artışla bu grubun en yüksek artışa sahip ürünü olarak belirlendi. Zeytinyağı fiyatları marketlerde ortalama litresi 330 TL’den satılmaktadır.

Aynı şekilde zeytin fiyatlarında görülen 17 TL’lik artış ile siyah zeytin ortalama 225 TL, yeşil zeytin ortalama 190 TL’den market raflarında yer almaktadır. Yağlı tohumlar ise (ceviz, fındık, yer fıstığı ve ay çekirdeği) kilogram fiyatında %8 oranında artışla ortalama 339 TL’den satılmaktadır.

Son grup içinde yer alan diğer gıda maddelerinden; Bu grupta en yüksek artış ortalamada 56 TL ile baharatlarda (kimyon, nane, karabiber vb.)gerçekleşmiştir. Ihlamur fiyatında geçen aya göre kısmi bir artış belirlenmiş, pekmezin fiyatında ise 14,50 TL’lik bir artış tespit edilmiştir.

Salça, reçel, bal ve şeker fiyatlarında bazı marketler sabit kalmış bazı market fiyatlarında indirim tespit edilmiştir. Fakat hesaplama da ortalama fiyatlar aynı kalmıştır.

Paylaşın

Yükseköğretim Mezunlarının Yüzde 3,2’si Yoksul

Okur – yazar olmayan fertlerin yüzde 27,8’i, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24,7’si, lise altı eğitimlilerin yüzde 14,0’ı, lise ve dengi okul mezunlarının yüzde 7,7’si, yükseköğretim mezunları ise yüzde 3,2’si yoksul olarak hesaplandı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistiklerinin hesaplandığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2023 yılı sonuçlarına ilişkin gelir bilgileri, bir önceki takvim yılı olan 2022 yılını referans almaktadır. Gelir ve yoksulluk hesaplamalarında; hanehalkı gelirleri, büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine dönüştürülmektedir.

Toplumun genel düzeyine göre belirli bir sınırın altında gelire sahip olan bireyler göreli anlamda yoksul sayılmaktadır. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı 2023 yılında 0,5 puan azalarak yüzde 13,9 oldu.

Medyan gelirin yüzde 60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre hesaplanan yoksulluk oranı ise son yılda 0,1 puan artarak yüzde 21,7 olarak gerçekleşti.

Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 40’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,2 puanlık azalış ile yüzde 7,4 olarak gerçekleşti. Medyan gelirin yüzde 70’i dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre hesaplanan yoksulluk oranı ise bir önceki yıla göre 0,4 puanlık artış ile yüzde 29,7 oldu.

Hanehalkı tipine göre eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranlarına bakıldığında; çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarında yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 3,7 puan azalarak yüzde 8,0, tek kişilik hanehalklarında ise 2,0 puan artarak yüzde 9,5 olmuştur.

En az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hanehalklarının yoksulluk oranı 2,1 puan azalarak yüzde 17,5, tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının yoksulluk oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 13,6 oldu.

Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranına göre; okur-yazar olmayan fertlerin yüzde 27,8’i, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24,7’si, lise altı eğitimlilerin yüzde 14,0’ı, lise ve dengi okul mezunlarının ise yüzde 7,7’si yoksul olarak hesaplandı. Yükseköğretim mezunları ise yüzde 3,2 ile en düşük yoksulluk oranına sahip grup oldu.

Maddi ve sosyal yoksunluk oranı hesabında hane düzeyinde sorgulanan değişkenler; otomobil sahipliği, ekonomik olarak beklenmedik harcamaları yapabilme, evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme, kira, konut kredisi ve faizli borçları ödeyebilme, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme, evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme ve mobilyaları eskidiğinde değiştirebilme durumudur.

Bu oran için fert düzeyinde toplanan değişkenler ise; eskimiş giysileri yerine yenisini alabilme, düzgün iki çift ayakkabıya sahip olabilme, ayda en az bir kez tanıdıkları ile toplanabilme, ücretli boş zaman faaliyetlerine katılabilme, kendini iyi hissetmek için bir miktar para harcayabilme ve kişisel amaçlı kullanım için internet sahipliği olarak belirlenmiştir.

Yukarıda belirtilen on üç maddenin en az yedisini karşılayamayanların oranı olarak tanımlanan maddi ve sosyal yoksunluk oranı; 2022 yılında yüzde 16,6 iken 2023 yılı anket sonuçlarında 2,2 puan azalarak yüzde 14,4 olarak tahmin edildi.

Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ına göre son yılda ve aynı zamanda önceki üç yıldan en az ikisinde de yoksul olan fertleri kapsamaktadır. Buna göre, 2023 yılı anket sonuçlarına göre sürekli yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 1,7 puan azalarak yüzde 12,3 oldu.

Ülkemizde yaşanan deprem nedeni ile 2023 yılında TR63 (Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye) bölgesinde alan çalışması yapılamadığı için İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS) ayrımında verilen bölgesel sonuçlar 25 bölgeyi kapsamaktadır.

İBBS 2. Düzey bölgelerinin her biri için eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’sine göre hesaplanan yoksulluk sınırına göre, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler; yüzde 16,1 ile TRA2 (Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan), %14,0 ile TR41 (Bursa, Eskişehir, Bilecik) ve yüzde 13,9 ile TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) oldu.

Göreli yoksulluk oranı en düşük olan İBBS 2. Düzey bölgeleri ise %4,8 ile TRC1 (Gaziantep, Adıyaman, Kilis), yüzde 7,1 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) ve yüzde 8,0 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) oldu.

Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanlar; göreli yoksulluk, maddi ve sosyal yoksunluk ve düşük iş yoğunluğu göstergelerinin en az birinden yoksun olanları ifade etmektedir.

Son yıl sonuçlarına göre fertlerin yüzde 31,0’ı yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında kaldı. Bu oran yaş gruplarına göre incelendiğinde; 0-17 yaş grubunda yüzde 39,7, 18-64 yaş grubunda yüzde 28,0, 65 ve üstü yaş grubunda ise yüzde 26,6 olarak tahmin edildi.

Oturulan konuta sahip olanların oranı geçen yıla göre 0,5 puan azalarak 2023 yılında yüzde 56,2 olarak hesaplanırken, kirada oturanların oranı yüzde 27,8, lojmanda oturanların oranı yüzde 0,9, kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 15,1 oldu.

Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 32,6’sı konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu yaşarken yüzde 32,0’ı ise sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemlerle, yüzde 19,8’i trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlarla karşılaştı.

Geçen yıla göre konut alımı ve konut masrafları dışında borç veya taksit ödemesi olanların oranı 1,4 puan azalarak yüzde 58,0 oldu. Nüfusun yüzde 5,7’sine bu ödemeler yük getirmezken yüzde 14,9’una çok yük getirdi.

Konut masraflarının çok yük getirdiği hanelerin oranı 0,3 puan artarak yüzde 17,5 olurken, bu masrafların biraz yük getirdiği hanelerin oranı 8,8 puan artarak yüzde 66,5 oldu. Konut masrafların yük getirmediğini belirten hanelerin oranı geçen yıla göre 9,2 puan azalış ile yüzde 15,9 hesaplandı.

Hanelerin yüzde 58,8’i evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını, yüzde 39,2’si iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını, yüzde 31,8’i beklenmedik harcamaları, yüzde 19,5’i evin ısınma ihtiyacını, yüzde 64,2’si eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamadığını beyan etti.

Paylaşın

Türkiye, En Yüksek İşsizlik Oranının Görüldüğü Dördüncü Ülke

OECD ülkeleri  arasında en yüksek işsizlik oranı yüzde 11.9 ile İspanya’da gerçekleşti. İspanya’yı yüzde 10.3 ile Kolombiya ve yüzde 9.4 ile Yunanistan takip etti. Türkiye ve Şili ise, yüzde 9’luk işsizlik oranlarıyla dördüncü sırayı paylaştı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 22.7 seviyesinde.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) üye 38 ülke arasında Türkiye, en yüksek dördüncü işsizlik oranının görüldüğü ülke oldu. OECD ülkelerinde işsizlik oranı, Kasım 2023 itibarıyla yüzde 4.8 ile tarihi düşük seviyelerde seyretmeyi sürdürdü.

Sözcü’den Tolga Uğur’un haberine göre OECD ülkeleri  arasında en yüksek işsizlik oranı yüzde 11.9 ile İspanya’da gerçekleşti. İberya ülkesini, işsizlik oranının yüzde 10.3 olduğu Güney Amerika ülkesi Kolombiya ve yüzde 9.4 ile komşu Yunanistan takip etti. Türkiye ve Şili ise, yüzde 9’luk işsizlik oranlarıyla dördüncü sırayı paylaşıyor.

Kasım itibarıyla Türkiye’de 3 milyon 116 bin kişi işsizken, OECD ülkelerindeki işsiz sayısı 33.3 milyon oldu. 38 üyeli örgütteki neredeyse her 10 işsizden 1’i (yüzde 9.3) Türkiye’de bulunuyor. Aynı dönemde Türkiye’de erkeklerde işsizlik oranı yüzde 7.5, kadınlarda ise yüzde 11.8 olarak tahmin ediliyor.

Türkiye, OECD ülkeleri arasında erkeklerdeki işsizlik oranında altıncı sırada, kadın işsizliğinde ise üçüncü sıradayız. Kadınlardaki işsizlik oranında yalnızca İspanya ve Kolombiya, Türkiye’nin üzerinde bulunuyor. Geniş tanımlı işsizlik verilerine göre Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 22.7 seviyesinde bulunuyor.

İstihdam oranında ise Türkiye sonuncu sırada yer aldı. 2023’ün üçüncü çeyreğinde Türkiye’de 15-64 yaş aralığına çalışabilir nüfusun istihdam oranı yüzde 53.9, işgücüne katılım oranı da yüzde 59.5 olarak hesaplandı. Türkiye, mevsimsel etkilerden arındırılmış iki veride de OECD ülkeleri arasında sonuncu oldu.

OECD’de istihdam oranı yüzde 70.1 ile rekor seviyede bulunuyor. İşgücüne katılım oranında ise 38 ülkenin ortalaması yüzde 73.8 oldu. Türkiye’de 31.6 milyon kişi istihdam ediliyor.

En yüksek işsizlik oranına sahip 10 ülke şöyle:

İspanya: 11.9
Kolombiya: 10.3
Yunanistan: 9.4
Türkiye: 9.0
Şili: 9.0

İsveç: 7.9
Finlandiya: 7.6
İtalya: 7.5
Fransa: 7.3
Kosta Rika: 7.2

En düşük işsizlik oranına sahip 10 ülke ise şöyle:

Çekya: 2.4
Japonya: 2.5
Polonya: 2.8
Güney Kore: 2.8
Meksika: 2.8

İsrail: 2.8
İzlanda: 3.1
Almanya: 3.1
Hollanda: 3.5
ABD: 3.7

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Gelir Dağılımında Bozulma Tarihi Zirvede

Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı, 2023 yılında bir önceki yıla göre 0,018 puan artış ile 0,433 olarak tahmin edildi. Tüm sosyal transferler hariç tutulduğunda Gini katsayısı 0,520, emekli ve dul yetim maaşı dahil diğer tüm sosyal transfer gelirleri hariç tutulduğunda ise 0,445 olarak tahmin edildi.

Haber Merkezi / Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade etmektedir. Gini katsayısı hesabında hanenin ve fertlerin elde ettiği yıllık gelirlerin toplamından, gelir referans döneminde ödenen vergiler ve diğer hane veya kişilere yapılan düzenli transferler düşüldükten sonra bulunan hanehalkı kullanılabilir geliri kullanılmaktadır.

Daha önceki yıllarda eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri üzerinden hesaplanan Gini katsayısı; yapılan sosyal transferlerin gelir dağılımı üzerindeki etkisini görmek amacıyla tüm sosyal yardımlar hariç ve emekli ve dul-yetim maaşı dahil diğer tüm sosyal transferler hariç tutularak iki farklı yöntemle de ayrıca hesaplandı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Gelir Dağılımı İstatistikleri 2023 verilerini açıkladı. Buna göre; Son yapılan araştırma sonuçlarına göre; en yüksek eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 1,8 puan artarak yüzde 49,8’e çıkarken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay 0,1 puan azalarak yüzde 5,9 oldu.

Gini katsayısı bir önceki yıla göre 0,018 puan artış ile 0,433 olarak tahmin edildi. Tüm sosyal transferler hariç tutulduğunda Gini katsayısı 0,520, emekli ve dul yetim maaşı dahil diğer tüm sosyal transfer gelirleri hariç tutulduğunda ise 0,445 olarak tahmin edildi.

Toplumun en yüksek gelir elde eden %20’sinin elde ettiği payın en düşük gelir elde eden yüzde 20’sinin elde ettiği paya oranı şeklinde hesaplanan P80/P20 oranı 7,9’dan 8,4’e, gelirden en fazla pay alan yüzde 10’unun elde ettiği gelirin en az pay alan %10’unun elde ettiği gelire oranı şeklinde hesaplanan P90/P10 oranı ise 14,2’den 15,0’a yükseldi.

Türkiye’de yıllık ortalama hanehalkı kullanılabilir geliri 2023 yılı anket sonuçlarına göre yüzde 70,7 artarak 167 bin 983 TL oldu. Türkiye’de yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri bir önceki yıla göre yüzde 72,3 artarak 48 bin 642 TL’den 83 bin 808 TL’ye yükseldi.

Yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirlerinde en yüksek gelir, geçen yıla göre 37 bin 522 TL artarak 100 bin 076 TL ile tek kişilik hanehalklarının oldu. Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 99 bin 916 TL iken tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarında bu değer 85 bin 758 TL oldu. En düşük yıllık ortalama eşdeğer kullanılabilir hanehalkı fert gelirine sahip hanehalkı tipi ise 66 bin 001 TL ile en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hanehalkları oldu.

Toplam gelir içerisinde en yüksek payı, yüzde 48,5 ile bir önceki yıla göre 2,3 puan artan maaş ve ücret geliri aldı. İkinci sırayı yüzde 22,1 ile önceki yıla göre 1,1 puan artan müteşebbis geliri alırken üçüncü sırayı yüzde 17,6 ile önceki yıla göre 2,6 puanlık azalış gösteren sosyal transfer geliri oluşturdu.

Tarım gelirinin müteşebbis geliri içindeki payı yüzde 20,5 olurken, emekli ve dul-yetim aylıklarının sosyal transferler içindeki payı ise yüzde 88,4 olarak gerçekleşti.

Yıllık ortalama esas iş gelirleri sırasıyla yükseköğretim mezunlarında 157 bin 851 TL, lise ve dengi okul mezunlarında 114 bin 374 TL, lise altı eğitimlilerde 89 bin 012 TL, bir okul bitirmeyenlerde 63 bin 425 TL ve okur-yazar olmayan fertlerde 45 bin 637 TL olarak hesaplandı. Geçen yıla göre yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış yüzde 89,7 ile lise altı eğitimli, en düşük artış ise yüzde 79,6 ile okur-yazar olmayan fertlerde oldu.

Esas iş gelirleri sektörel ayrımda incelendiğinde; en yüksek yıllık ortalama gelirin 121 bin 013 TL ile hizmet sektöründe, en düşük yıllık ortalama gelirin ise 92 bin 632 TL ile tarım sektöründe olduğu görüldü. Bir önceki yıla göre; yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış yüzde 100,9 ile tarım sektöründe gözlenirken, bunu yüzde 86,7 ile sanayi sektörü izledi. Diğer taraftan hizmet sektöründe yüzde 83,2, inşaat sektöründe ise yüzde 74,3 artış gözlendi.

Yıllık ortalama esas iş gelirleri sırasıyla işverenlerde 408 bin 174 TL, kendi hesabına çalışanlarda 115 bin 622 TL, ücretli maaşlılarda 102 bin 821 TL ve yevmiyelilerde 53 bin 334 TL olarak hesaplandı. Geçen yıla göre en yüksek artış %108,1 ile yevmiyelilerde, en düşük artış ise yüzde 80,7 ile ücretli maaşlılarda oldu.

Ülkemizde yaşanan deprem nedeni ile 2023 yılında TR63 (Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye) bölgesinde alan çalışması yapılamadığı için İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS) ayrımında verilen bölgesel sonuçlar 25 bölgeyi kapsamaktadır.

En düşük gelir Van, Muş, Bitlis, Hakkari bölgesinde

Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 2023 yılında 83 bin 808 TL iken, İBBS 2. Düzey bölgeleri itibarıyla en yüksek olduğu bölge 114 bin 634 TL ile TR10 (İstanbul) bölgesi oldu. Bu bölgeyi, 108 bin 036 TL ile TR51 (Ankara) bölgesi ve 101 bin 372 TL ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesi izledi. En düşük yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri ise 39 bin 173 TL ile TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkari) bölgesinde gerçekleşti.

Son yapılan araştırma sonuçlarına göre P80/P20 oranı Türkiye’de 8,4 iken, bu değerin en düşük olduğu İBBS 2. Düzey bölgesi 5,3 ile TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın) olurken bu bölgeyi 5,4 ile TR42 (Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova) ve 5,5 ile TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkari) bölgeleri izledi.

P80/P20 oranının en yüksek olduğu İBBS 2. Düzey bölgeleri ise 9,4 ile TRA2 (Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan), 8,4 ile TR10 (İstanbul) ve TR51 (Ankara) oldu.

Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine göre sıralı yüzde 10’luk gelir grupları itibarıyla fertlerin bir önceki yıla göre yüzdelik geçişleri incelendiğinde; bir önceki yılda birinci yüzde 10’luk grupta olan fertlerin 2023 yılında yüzde 49,2’sinin, son yüzde 10’luk grupta olan fertlerin ise yüzde 66,5’inin gelir grubu değişmedi. Ayrıca 2022 yılında birinci yüzde 10’luk grupta olan fertlerin yüzde 29,9’unun 2023 yılında gelir grubu birden fazla yükseldi. Son yüzde 10’luk grupta olan fertlerin ise yüzde 13,1’inin gelir grubu birden fazla düştü.

Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması panel veriden elde edilen sonuçlara göre 2022 yılında işsiz olan fertlerin yüzde 42,4’ü 2023 yılında çalışmaya başladı. Faaliyet durumu 2022 yılında çalışan olarak belirlenen fertlerin 2023 yılında yüzde 90,5’i çalışma hayatına devam etti. Bir önceki yıl işgücüne dahil olmayan fertlerin ise yüzde 10,1’i işgücüne katıldı.

Gelir Dağılımı İstatistiklerinin hesaplandığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2023 yılı sonuçlarına ilişkin gelir bilgileri, bir önceki takvim yılı olan 2022 yılını referans almaktadır. Gelir hesaplamalarında; hanehalkı gelirleri, büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine dönüştürülmektedir.

Paylaşın

22 Yılda En Az 907 Çocuk İşçi ‘İş Kazalarında’ Hayatını Kaybetti

AK Parti’nin hayata geçirdiği tarım, sanayi, eğitim ve sosyal politikalar her geçen gün daha fazla çocuğun işçileşmesini beraberinde getirirken, partinin iktidar olduğu yıllarda, en az 907 çocuk işçi ‘iş kazalarında’ hayatını kaybetti.

Haber Merkezi / 2002 yılında en az 1 çocuk işçi ‘iş kazalarında’ hayatını kaybederken, 2023 yılında en az 17 çocuk işçi “on sekiz yaşındaki işçi” hayatını kaybetti.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi), Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) iktidarı döneminde hayatını kaybeden çocuk işçilere dair yeni bir rapor yayınladı. Ocak ayında MESEM kapsamında staj gördüğü işyerlerinde hayatını kaybeden bütün çocuk işçilere adanan raporda, AK Partili yıllarda yaşamını yitiren çocuk işçilerin sayısı paylaşıldı.

Buna göre, Yüzde 92’sini ulusal basından; yüzde 8’ini ise çocuk işçilerin aileleri, mesai arkadaşları ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit edildiği kadarıyla 2013-2023 yılları döneminde en az 671 çocuk işçi hayatını kaybetti.

Yıllara göre dağılıma bakıldığında, 2013 yılında en az 59 çocuk işçi, 2014 yılında en az 54 çocuk işçi, 2015 yılında en az 63 çocuk işçi, 2016 yılında en az 56 çocuk işçi, 2017 yılında en az 60 çocuk işçi, 2018 yılında en az 67 çocuk işçi, 2019 yılında en az 67 çocuk işçi, 2020 yılında en az 67 çocuk işçi, 2021 yılında en az 62 çocuk işçi, 2022 yılında en az 62 çocuk işçi, 2023 yılında en az 54 çocuk işçi yaşamını yitirdi.

AK Parti’nin hükümet olup ilerleyen yıllarda hızla devletin merkezinde yer alışının 22. yılında olunduğu hatırlatılan raporda, AK Parti’nin hayata geçirdiği tarım, sanayi, eğitim ve sosyal politikalar her geçen gün daha fazla çocuğun işçileşmesini beraberinde getirdiği vurgulandı.

Diğer yandan sanki “çocuk işçilik” yokmuş gibi bir hava verilerek bu sorunun görünmez kılınmaya çalışıldığı anımsatılan raporda, bu görünmez kılma politikasının çocuk işçilik ölümlerinde de devletin açıkladığı verilerde gözüktüğü ifade edildi.

2002-2012 yılları dönemi için, Çalışma Bakanlığı’nın milletvekillerinin verdiği farklı önergelerindeki cevaplarda en yüksek çocuk işçi ölüm bilgileri baz alındığında, 2002 yılında en az 1 çocuk işçi, 2003 yılında en az 18 çocuk işçi, 2004 yılında en az 29 çocuk işçi, 2005 yılında en az 27 çocuk işçi, 2006 yılında en az 29 çocuk işçi, 2007 yılında en az 28 çocuk işçi, 2008 yılında en az 29 çocuk işçi, 2009 yılında en az 12 çocuk işçi, 2010 yılında en az 24 çocuk işçi, 2011 yılında en az 24 çocuk işçi ve 2012 yılında en az 15 çocuk işçi hayatını kaybetti.

Çalışma Bakanlığı’nın bu açıklamalarına 2013 yılı ile birlikte tutulan İSİG Meclisi verileri de eklendiğinde, AK Partili yıllarda en az 907 çocuk işçi hayatını kaybetti.

Raporda, “en az” vurgusu yapılmasının bir nedeninin de kimlik bilgilerine ulaşılamadığı için basında yer alan “18 yaşında”ki işçi ölümlerini çocuk işçiler kapsamına alınmamış olduğu kaydedildi. Diğer yandan, ulusal ve yerel basına 18 yaşında olarak yansıyan ancak yaşını doldurmayan işçilerin de olduğu anımsatıldı.

Bu noktada çocuk işçi ölümü bilgileri eklenmese de, İSİG Meclisi’nin 18 yaşında çalışırken hayatını kaybeden işçi verileri de paylaşıldı.

Buna göre, 2013 yılında en az 18, 2014 yılında en az 20, 2015 yılında en az 20, 2016 yılında en az 19, 2017 yılında en az 18, 2018 yılında en az 27, 2019 yılında en az 14, 2020 yılında en az 13, 2021 yılında en az 11, 2022 yılında en az 13 ve 2023 yılında en az 17 “on sekiz yaşındaki işçi” hayatını kaybetti. Buna göre, tek tek yaş bilgilerinin teyit edilmesi gereken 18 yaşındaki 180 işçi son 11 yılda hayatını kaybetti.

Çocuk iş cinayetlerinin işkollarına ve nedenlerine göre dağılımı

2013-2023 yıllarında çocuk iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: Tarım, Orman işkolunda 380 çocuk (250 işçi ve 130 çiftçi); İnşaat, Yol işkolunda 71 çocuk; Metal işkolunda 46 çocuk; Konaklama, Eğlence işkolunda 45 çocuk; Gıda işkolunda 23 çocuk; Ticaret işkolunda 21 çocuk; Genel İşler işkolunda 20 çocuk; Tekstil,

Deri işkolunda 17 çocuk; Taşımacılık işkolunda 14 çocuk; Ağaç, Kâğıt işkolunda 11 çocuk; Kimya, Lastik işkolunda 7 çocuk; Enerji işkolunda 4 çocuk; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 3 çocuk; Madencilik işkolunda 1 çocuk; İletişim işkolunda 1 çocuk; Sağlık işkolunda 1 çocuk; Eldeki veriler ışığında çalıştığı işkolu belirlenemeyen 6 çocuk işçi.

2013-2023 yıllarında çocuk iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 186 çocuk; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 112 çocuk; Ezilme, Göçük nedeniyle 92 çocuk; Yüksekten Düşme nedeniyle 61 çocuk; Şiddet nedeniyle 56 çocuk; Elektrik Çarpması nedeniyle 44 çocuk;

Yıldırım Düşmesi nedeniyle 41 çocuk; Patlama, Yanma nedeniyle 25 çocuk; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 14 çocuk; Kesilme, Kopma nedeniyle 13 çocuk; İntihar nedeniyle 9 çocuk; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 8 çocuk; Diğer nedenlerden dolayı 10 çocuk işçi.

2013-2023 yıllarında çocuk iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle: 98 kız ve 573 oğlan çocuk işçi.

2013-2023 yıllarında çocuk iş cinayetlerinin yaşlara göre dağılımı şöyle: 4 yaşında 5 çocuk, 5 yaşında 5 çocuk, 6 yaşında 4 çocuk, 7 yaşında 7 çocuk, 8 yaşında 14 çocuk, 9 yaşında 13 çocuk, 10 yaşında 25 çocuk, 11 yaşında 16 çocuk, 12 yaşında 36 çocuk, 13 yaşında 44 çocuk, 14 yaşında 65 çocuk, 15 yaşında 99 çocuk, 16 yaşında 131 çocuk ve 17 yaşında 207 çocuk işçi.

Not: İSİG Meclisi iş kazalarını ‘iş cinayetleri’ olarak tanımlıyor.

Paylaşın

Açlık Sırını 17 Bin 442 Liraya Yükseldi; Asgari Ücret 17 Bin 2 Lira

Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı ocak ayında bir önceki aya göre 959 lira artarak 17 bin 442 liraya yükseldi. Asgari ücret ise 1 Ocak 2024’ten geçerli olmak üzere 17 bin 2 lira olarak belirlenmişti.

Haber Merkezi / Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ise ocak ayında bir önceki aya göre bin 658 lira artarak 48 bin 459 liraya yükseldi.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, Ankara’da dört kişilik bir ailenin, dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için tüketmesi gereken gıda ve gıda dışı harcamaları dikkate alarak hazırladığı ocak ayı Açlık-Yoksulluk Araştırması’nı açıkladı.

Rapora göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı ocak ayında 17 bin 442 liraya kadar yükseldi ve 1 Ocak 2024’ten geçerli olmak üzere 17 bin 2 lira olarak belirlenen yeni asgari ücreti daha yılın ilk ayında geride bıraktı. Aynı ailenin yoksulluk sınırı da 48 bin 459 liraya kadar çıktı.

Açlık sınırı ocakta bir önceki aya göre 959 lira artarken, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 699 liralık artışta 31 bin 53 liraya çıktı. Her ikisinin toplamından oluşan yoksulluk sınırı ise önceki aya göre bin 658 lira arttı.

Son bir yıllık dönemde ise sınırı 7 bin 646 lira olan, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 13 bin 855 lira ve yoksulluk sınırı ise 21 bin 501 liralık artış kaydetti.

Ankara’da en fazla alış-veriş yapılan marketlerden derlenen fiyatlara göre, dengeli beslenebilmek için et-balık-yumurtaya aylık olarak harcanması gereken tutar ocak ayında bir önceki aya göre 122 lira, yıllık olarak ise 2 bin 278 lira artarak 4 bin 659 lira oldu. Kuru bakliyat için yapılması gereken harcama önceki aya göre 12 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 134 liralık artışla 368 liraya yükseldi.

Bir önceki aya göre 59 lira azalarak 3 bin 666 liraya gerileyen süt, yoğurt ve peynir için yapılması gereken harcamada son bir yılda ise 994 liralık artış oldu.

Meyve için harcanması gereken para ocak ayında 519 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise bin 388 lira artarak 2 bin 108 lira oldu. Sebze harcaması ise önceki aya göre 208 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise bin 222 lira artarak 2 bin 489 liraya kadar yükseldi.

Paylaşın

SSK ve Bağ-Kur Emekli Zammı Yüzde 49,25’e Yükseltildi

Katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “SSK ve Bağ-Kur emeklilerimizin emekli aylıklarındaki artışı Ocak ayı itibarıyla yüzde 49,25’e yükseltiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 16 Ocak’ta kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada bu yıl en düşük emekli maaşının 7.500 TL’den 10.000 TL’ye yükseltileceğini duyurmuştu.

2024’ü “Emekliler Yılı” ilan ettiklerini belirten Erdoğan memur, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yapılan zamlar arasındaki farklılığın rahatsızlık yarattığını, bu yüzden SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 5 ek zam yapılacağını açıklamıştı.

Böylece bu iki grubun maaş zammı yüzde 42,6 olarak belirlenmişti.

En düşük emekli aylığının 10 bin liraya yükseltilmesi ile SSK ve Bağ-Kur emekli maaşlarında ek yüzde 5 artış içeren kanun teklifi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 18 Ocak’ta kabul edilmişti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan, TRT Haber’e açıklamalarda bulundu. Bakan Işıkhan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

“İşgücü piyasalarının iki boyutu var. Aktif ve pasif işgücü politikalarımız. İŞKUR aracılığı ile yürütmüş olduğumuz aktif iş gücü piyasası programlarını daha etkili ve kapsamlı hale getirmeyi düşünüyoruz.

Kurs ve programlarda program süresinin 3 katı olarak uygulanan istihdam yükümlülüğünü biz 2 katına indirdik. Kurs ve Program sonrası istihdam taahhüt oranı yüzde 60’a indirildi.

Daha güçlü iş gücü piyasası oluşturmayı hedefliyoruz.

Kısa çalışma ödeneği, özellikle bölgesel, sektörel ya da afetler sonrasında çalışanlarımıza verdiğimiz doğrudan bir nakti destekti. Bu rakam 8 bin ile 12 bin arasında çalışana doğrudan verdiğimiz bir destekti. Biz bunu işsizlik sigortası fonundan karşılıyoruz.

Asgari prim ödeme gün sayısını 600 günden 450 güne indiriyoruz.

SSK ve Bağ-Kur emeklilerimizin emekli aylıklarındaki artışı ocak ayı itibarıyla yüzde 49,25’e yükseltiyoruz.”

Paylaşın

Emeklilerin Milli Gelirden Aldıkları Pay Yüzde 4,46’ya Kadar Düştü

Emekli aylıklarının gayrisayfi milli hasılaya (GSYH) oranı 2022 yılında yüzde 4,46’ya kadar geriledi. Emekli aylıklarının GSYH’ye oranı 2003 yılında yüzde 5,33 idi.

Kademeli şekilde artan bu oran 2009’da yüzde 6,82’ye; 2016 yılında ise yüzde 7,05’e yükseldi. 2020 yılında bu oran yüzde 6,79 oldu.

Bu esnada emeklilerin nüfusa oranı ise düzenli şekilde arttı. 2003’te her 100 kişiden 10’u emekli iken bu sayı 2022’de 16’nın üstüne çıktı. Ekim itibarıyla emekli kişi sayısı 15 milyon 851 bin oldu. 2003 yılında emekli sayısı 6,8 milyon idi.

Öte yandan, en düşük emekli maaşının asgari ücrete oranında en kötü yıl 2023 olurken bu oran 2024 yılında daha da kötü hale geldi.

Milyonlarca emekli resmi enflasyondan düşük zam aldı. Son 6 aylık enflasyon yüzde 38 olmasına rağmen Hazine destekli en düşük emekli maaşı 7 bin 500 liradan 10 bin liraya çıktı. Bu da en düşük emekli maaşına yüzde 33 zam demek.

Nüfusa oranı artan emeklilerin milli gelirden aldığı pay da geriliyor. Özellikle 2021 ve 2022 yıllarında emeklilerin gayrisayfi milli hasıladan (GSYH) aldıkları pay oldukça azaldı.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve TÜİK verilerine göre 2009 yılında emekli aylıklarının gayrisafi milli hasılaya oranı yüzde 6,82 idi. Yani, milli gelirin yüzde 6,82’si emekli maaşlarına gidiyordu. 9,2 milyon emeklinin maaşı için 68,6 milyar lira ödenirken Türkiye’nin üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH’si 1 trilyon 6 milyar lira idi.

2022 yılında ise emekli sayısı 13.9 milyon olurken bu kişilerin yıllık maaş ödemesi 668,8 milyar lira oldu. 2022’de GSYH ise 15 trilyon 11 milyar lira gerçekleşti. Böylece emekli aylıklarının GSYH’ye oranı 4.46’ya kadar düştü. Üstelik bu zaman diliminde emekli sayısının nüfusa oranı yüzde 12,6’dan yüzde 16,3’e çıktı.

Euronews Türkçe’nin aktardığına göre; Emeklilikte Adalet Derneği 21 Ocak 2024’te İstanbul’da miting düzenleyerek emeklilerin yaşadıkları geçim sıkıntısına ve emekli maaşlarının diğer ücretler karşısında giderek gerilemesine isyan etti.

Birçok veri özellikle 2021 ve 2022’de emekli maaşlarının diğer aylıklara göre nasıl azaldığının ve emeklilerin milli gelirden aldıkları payın nasıl düştüğünü gösteriyor. Emekli aylıklarının GSYH’ye oranı 2003 yılında yüzde 5,33 idi. Kademeli şekilde artan bu oran 2009’da yüzde 6,82’ye; 2016 yılında ise yüzde 7,05’e yükseldi. 2020 yılında bu oran yüzde 6,79 oldu.

2021’de yüzde 5,21’e gerileyen emekli aylıklarının GSYH’ye oranı 2022’de yüzde 4,46’ya kadar geriledi. Bu AK Parti’nin iktidarda olduğu son 20 yılın en düşük değeri oldu. Bu esnada emeklilerin nüfusa oranı ise düzenli şekilde arttı. 2003’te her 100 kişiden 10’u emekli iken bu sayı 2022’de 16’nın üstüne çıktı.

Hazine’den SGK’ya yapılan kaynak aktarımında düşüş

SGK’nın gelirleri emekli aylıkları ve diğer masrafları karşılamaya yetmiyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı SGK’ya kaynak aktarıyor. Buna bütçe transferi deniliyor. Bütçe transferlerinin GSYH’ye oranı 2022 yılında büyük bir düşüş gösterdi.

2008 yılında bütçe transferlerinin GSYH’ye oranı yüzde 3.49 idi. Bu oran 2020 yılında yüzde 4.93’e kadar çıktı. Ancak önce 2021’de yüzde 3,47’ye; sonra da 2022 yılında yüzde 2,56’ye kadar geriledi. Bu da 2008’den bu yana en düşük değer oldu.

2023 yılı tamamlanmadan emekli sayısı 16 milyona dayandı. Ekim itibarıyla emekli kişi sayısı 15 milyon 851 bin oldu. 2003 yılında emekli sayısı 6,8 milyon idi. Öte yandan, en düşük emekli maaşının asgari ücrete oranında en kötü yıl 2023 olurken bu oran 2024 yılında daha da kötü hale geldi.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Yıl Sonu Enflasyon Beklentisi Yüzde 42,04

Merkez Bankası’nın (TCMB), 2024 yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 42,04 olurken, 12 ay sonrası enflasyon beklentisi yüzde 39,09 oldu. Bankanın 24 ay sonrası enflasyon beklentisi ise yüzde 23,69 oldu.

Haber Merkezi / Merkez Bankası’nın (TCMB), yıl sonu dolar beklentisi 40,00 lira olurken, 12 ay sonrası dolar beklentisi 40,64 lira olarak kayıtlara geçti. Bankanın, 2024 yılı büyüme beklentisi yüzde 3,4 olurken, 2025 yılı büyüme beklentisi ise yüzde 3,9 oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ocak ayı Piyasa Katılımcıları Anketi’ni yayınlandı. Buna göre; Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bu anket döneminde yüzde 42,04 oldu.

12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 41,23 iken, bu anket döneminde yüzde 39,09 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 24,82 ve yüzde 23,69 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 42,47 iken, bu anket döneminde yüzde 45,00 oldu.

TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 42,50 iken, bu anket döneminde yüzde 45,00 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bu anket döneminde 40,00 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 39,46 TL iken, bu anket döneminde 40,64 TL olarak gerçekleşti.

Katılımcıların GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 3,3 iken, bu anket döneminde yüzde 3,4 olarak gerçekleşti. GSYH 2025 yılı büyüme beklentisi ise bu anket döneminde yüzde 3,9 olarak gerçekleşti.

Paylaşın