Betül Tarıman Kimdir? Hayatı, Eserleri

7 Eylül 1962 Edirne’nin Keşan İlçesinde dünyaya gelen Betül Tarıman, Bingöl Yenişehir İlkokulunu (1974), Konya Atatürk Lisesini (1980) bitirdi. İlk ve orta öğrenimini farklı şehirlerde tamamladı. Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi olan Betül Tarıman, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu (1986).

Haber Merkezi / İlk şiiri Ağustos 1992 tarihli Kıyı dergisinde çıktı. Şiirlerini Varlık, Şiir Odası, Yeni Biçem, Edebiyat ve Eleştiri, İnsan, Bahçe, Şiiri Özlüyorum başta olmak üzere çeşitli dergilerde yayımladı. Şiirlerle fotoğraf sergisi açtı. Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi (WALD) tarafından “Mahalleleri ve Muhtarlıkları Güçlendirme Projesi” kapsamında kurulan Kastamonu Mahalle Evinde gönüllü olarak sanat danışmanlığı yaptı.

Şair ve yazar Rıfat Ilgaz anısına 2001 yılından bu yana şiir dalında verilen Rıfat Ilgaz Şiir Ödülü ile Oğuz Atay Öykü Ödülü ve Roman Ödülünün kurucusu olan Betül Tarıman, Cumhuriyet Kitap ekinde aralıklarla kitap tanıtımları yapmaktadır. Şair, 2004 yılında Necatigil Ödülünü kazandı. Betül Tarıman, Antalya’da yaşamaktadır.

Betül Tarıman, ağırlıklı olarak şiir türünde ürünler vermiştir. Şiir kitapları çocuklar ve yetişkinler için olmak üzere ikiye ayrılır. İlk şiir kitabı 1997 yılında Volkan Matbaacılık tarafından basıldı. Bunu Kardan Harfler, Güle Gece Yorumları, Yol İnsanları, Kar Merdiveni, Ağır Tören gibi şiir kitapları takip etti.

Betül Tarıman şiir dilinin günlük dilden farklı olduğuna inanır. Şair, Ağır Tören (2009) ve kendisine 2005 Behçet Necatigil Şiir Ödülünü kazandıran Kar Merdiveni (2007) adlı kitaplarında kadın sorununu da şiirlerinde işlemiştir. Tarıman’ın çocuklar için yazdığı hikâyelerinde ise yaratıcılık ve hayal gücünün ön planda olduğu, yalın bir dilin kullanıldığı görülmektedir.

“Dantel çorapları behiye teyzenin”

varsa yoksa düşleriniz
ve bir masumiyet rengi gözlerinizden akan
eteklerinizden çözülen ipi tutturun
o r d a kalın
sizde aitlik duygusu var
taşınmaz malları gibi evlerin
ağır bir esans kokusu
gelişigüzel sürülmüş
geceyle sütliman

sizde tıklım tıklım çarşılar
kandil simitleri kumaşlar
açsanız sandığı sandıkta
nüfus cüzdanı yeni yetmenin
doğum hanesinde nisan üşümüş
vişneyle yaz karıştırılmış sabahla

ihanet duygusu var sizde
üşüyen sorularla daha zor
evetlerle daha kolay
“bilinmedi bilinmesin” istediğiniz
söz ayrımı saçlarından akan
hiç çıkarmadığınız o çorap
dantel, gül işlemeli
eski bir rüzgâr belki esen
böyle durup dururken

“Duvar yazısı”

gitmekten başka
yalanı yoktur gidenin

sonsuz ve siyahtır
veda mektubu yazmak
durup durup çöl halini şeylerin
bunu hep yapıyoruz
aynı şeyi
adını güz koyuyoruz nesnelerin

buğuya sır diyoruz
cümle sır oluyor ağzımıza
aksın da erisin
batsın diye içimize
o diken tan

kötü kış olduk
yazılmaya çıktık duvara
yontulduk tenha parklar
karıştık şikayet
‘şiir yazıyorum”
zaman gül satıyor
şimdi zamana eklendik

sonrası korkaklığı şehrin
uzun bir itiraz sevişmelerde
dokunsam kiri çıkar göğün
açtığım pencerelerde
çatallanır çocuk kadar gece
gitmek geçer içimden
artık gitmek de kalmadı

yasaktır ömrün taşrasında rüyaya inmek

“Tehlikeye işarettir sınırda kalmak”

ağ örülüdür göğüm bakılınca
parantezim ol kalbime ak

gövdesinde üşüyen adam
kardeşliğin uzun yakınıma dur
bahçen geniş girebilirim
doruklarım derindir yolcuyken
zamanım bol ufkuma kan

zarafetin sızdırıp serinliği içime
ne bir sonum ne de başlangıç
kükreyiş ol tenimi şaşırtan

şaşırt korkunç sularımı
taylar içimi deli koşuyor
yarasalar koşuyor, kurbağalar
aşka karşı duruyor
evlilik resmi duvarda
gerginlik hissi ya da
gitme hakkımı kullanıyorum
itiraz çocukluğumdur
varlığını çelişkime sunan adam

içimden dışıma bir dağ boşalıyor!

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir