Yoksulluğu Sona Erdirmek, Onu Yönetmekten Daha Ucuz; Öyleyse Neden Yapılmıyor?
Eksik olan para değil, öncelik, insanlık yoksulluğu bitirecek kadar zengin. Eksik olan şey, zenginlik değil; niyetin, cesaretin ve dayanışmanın eşit dağılmaması.
Kurtuluş Aladağ / Dünyanın bir köşesinde yıldızlar altında parlayan gökdelenler yükselirken, diğer köşesinde insanlar karanlıkta ısınacak bir ateş arıyor.
Bu iki uç arasındaki mesafenin adı yoksulluk ve bu uçurumun derinliğine rağmen, onu doldurmak için gereken kaynak aslında düşünüldüğü kadar büyük değil.
Hatta şaşırtıcı ama gerçek: Yoksulluğu sona erdirmek, onu sürdürmekten daha az maliyetli.
Bu gerçek bilindiği halde neden hala milyarlarca insanın açlık, barınaksızlık ve çaresizlik içinde yaşamasına seyirci kalınıyor?
Görünmeyen fatura
Yoksulluğun maliyeti, resmi bütçelerde yer alan kalemlerden çok daha fazlasıdır.
Bir çocuğun okula gidememesinin gelecekte ekonomiye kaybettirdiği üretkenlik; bir ailenin yeterince beslenememesinin yol açtığı sağlık sorunları; mahallelerde artan güvenlik masrafları…
Tüm bunlar, toplumların sırtında giderek ağırlaşan bir yük.
Oysa bu yüklerin çoğu, yoksulluğu doğrudan azaltacak akılcı yatırımlarla ortadan kaldırılabilir.
Çözüm sanılandan daha basit
Araştırmalar gösteriyor ki:
Erken çocukluk eğitimi için yapılan her birim yatırım devasa sosyal fayda üretiyor.
Temel hizmetlerin (sağlık, eğitim, barınma) evrenselleştirilmesi, uzun vadede devlet bütçesini rahatlatıyor.
Ve ekonomi şöyle fısıldıyor:
“Yoksulluğu bitir, yükün hafiflesin.”
Neden yapılmıyor?
Siyasetçiler, sonucu yıllar sonra alınacak politikalara yatırım yapmakta isteksizdir. Oysa yoksulluğun çözümü sabır ister.
Bazı toplumlarda hala “yoksullar kendi hatası yüzünden yoksuldur” inancı baskındır. Bu yanlış algı, etkili politikalar için gerekli toplumsal desteği zayıflatır.
Ucuz iş gücüne dayanan sektörler, ekonomik düzenin değişmesinden endişe duyar. Yoksulluğun ortadan kalkması, bazıları için karın azalması anlamına gelebilir.
Yoksulluğun kendisi bütüncül bir sorunken, mücadele çoğu zaman parçalara ayrılmış kurumlara bırakılır. Bu da etkinliği azaltır.
Kısacası, yoksulluğu bitirmeyi engelleyen şey bilgisizlik değil, düzensiz öncelikler ve kollektif isteksizlik.
Çare ne?
Çare aslında karmaşık değil:
Her çocuğa eşit eğitim fırsatı,
Sağlık ve barınmada evrensel erişim,
Adil vergi politikaları,
Yenilikçi sosyal yardımlar,
Ve en önemlisi: İnsan onurunu merkeze alan bir bakış açısı…
Bunlar gerçekleştiğinde yoksulluk, tarihin karanlık bir sayfasına dönüşebilir.
Eksik olan para değil, öncelik
Gerçek şu ki, insanlık yoksulluğu bitirecek kadar zengin. Eksik olan şey, zenginlik değil; niyetin, cesaretin ve dayanışmanın eşit dağılmaması.
Yoksulluğu sona erdirmek daha ucuz, daha mantıklı ve daha insani. Ama bunu yapabilmek için önce şu soruya dürüstçe cevap verebilmeliyiz:
Gerçekten istiyor muyuz?





























