“6 Şubat Depremleri”nin İkinci Yıldönümü: Fotoğraflarla Hatay

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş Elbistan ve Pazarcık merkezli gerçekleşen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremler, başta Hatay olmak üzere on bir ilde büyük yıkıma neden olmuştu.

Kurtuluş Aladağ / “Asrın Felaketi” olarak tanımlanan depremlerde, resmi makamlara göre, 50 binden fazla insan hayatını kaybetmiş, yüzbinlerce insan yaralanmış ve uzuv kaybı yaşamıştır.

Ayrıca depremlerde yıkılan konut ve iş yeri sayısının da çok yüksek rakamlara ulaştığı bilinmektedir. Depremlerin ekonomiye yükünün yaklaşık 2 trilyon TL (103,6 milyar dolar) olduğu tahmin edilmektedir.

6 Şubat depreminden en çok etkilenen illerin başında Hatay gelmektedir. Resmi verilere göre ağır yıkımın yaşandığı kentte can kaybı 24 bine yakındı.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası Hatay Şube Başkanı İnal Büyükaşık, kentte 250 bin konut ve 50 bin iş yerinin yıkıldığını söylemişti.

Hatay kent merkezinde, depremin yaraları sarılmaya devam ediyor. Kent merkezine ait son görüntülerde, yüzlerce binanın aynı anda yapıldığı ve onlarca vincin çalıştığı görülüyor.

Paylaşın

Dünya, İkinci Donald Trump Dönemine Hazır Mı?

Liderler, Beyaz Saray’a dönen, dünya düzenini bozma veya en azından sarsma potansiyeline sahip Donald Trump’ın bundan sonra ne yapacağını tahmin etmeye çalışıyorlar.

Kurtuluş Aladağ / ABD’nin 47. başkanı seçilen Donald Trump, Kongre’de düzenlenen yemin töreni ile resmen göreve başladı. Trump, kendisinin göreve gelmesiyle birlikte ABD’nin gerileme döneminin artık sona ereceğini, bugünden itibaren “Amerika’nın altın çağının” başladığını savundu.

Trump, Beyaz Saray’daki ilk gününde ABD’yi Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) çekme sürecini başlattı. Trump benzer bir adımı ilk döneminde de atmış ama son karar, halefi Joe Biden tarafından geri alınmıştı.

Bilim insanları, ABD’nin DSÖ’den çekilmesiyle beraber AIDS, sıtma ve tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıklarla mücadelede şimdiye dek elde edilen kazanımların kaybedileceği, yeni salgın hastalıkların dünyayı tehdit edeceği endişesi taşıyor.

DSÖ’nün en büyük bağışçılarından ABD’nin ayrılığı DSÖ’yü mali açıdan zor bir duruma düşürecektir. ABD, aynı zamanda halk sağlığı alanında uzmanlaşmış yüzlerce personel de yolluyordu.

Trump, ilk gününde Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme kararnamesini de imzaladı. Paris İklim Anlaşması, küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi dönemdekine kıyasla 2 derecenin altında tutulmasını, tercihen 1,5 derecenin hedeflenmesini öngörüyor.

Donald Trump’ın, seçim döneminde, göç, ticaret, iklim değişikliği ve vergilerle ilgili söyledikleri ABD’nin küresel sorunlardan geri çekileceği şeklinde yorumlanıyordu.

Trump, ABD’nin NATO, Birleşmiş Milletler, Dünya Ticaret Örgütü veya İklim Zirvesi gibi uluslararası hukuk, düzenleme veya örgütlerde hiçbir avantajının olmadığını sık sık belirtiyordu.

ABD’nin Yeni Başkanı, yıllardır ABD’deki her türlü sorunun kaynağının Çin olduğunu ifade ediyor ve Çin’i yalnızca kendisinin yenebileceği bir düşman olarak tarif ediyor.

Çin, birinci Donald Trump yönetiminin son döneminde varılan ticaret anlaşmasının şartlarına uymadığı için ikinci Trump döneminde yeni tarifelerle karşı karşıya kalacak gibi görünüyor.

Çin ile ABD arasındaki bir diğer önemli konu da Tayvan. Trump, Tayvan’ı Çin’e karşı yapacağı hamleler için bir piyon olarak görebilir, Trump’ın alacağı kararlar hem Tayvan hem de Uzak Doğu için tehlikeli olabilir.

Çin, ABD için güçlü bir rakipse Rusya, tarihsel bir sorun. Trump, başkanlık kampanyası sırasında ve hatta seçimi kazandıktan sonra bile, Ukrayna’daki çatışmaya derhal son verme sözü vermişti. Donald Trump, sık sık Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile olan samimi ilişkisine atıfta bulunmuştu.

ABD Yeni Başkanı’nın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’ye ilk mesajı, Moskova ile müzakere etmesi olacaktır. Rusya şu anda Ukrayna topraklarının neredeyse yüzde yirmisini kontrol ediyor.

Donald Trump’ın ABD’nin Ukrayna’ya desteğini çekmesinin beklenmedik sonuçları olabilir. Vladimir Putin, Ukrayna’da istediğini elde etmesi durumunda, Trump, istemeden de olsa daha çok kutuplu bir dünyanın oluşmasına zemin hazırlayabilir.

ABD Başkanı Trump, siyasi hedefleriyle uyumlu olup olmadıklarını belirlemek için tüm dış kalkınma yardımı programlarını 90 gün boyunca askıya aldı. Dikkatler, bu kararın Ukrayna için ne gibi sonuçları olabileceğine çevrildi.

Hem Çin hem de Rusya kilit güç merkezleri olarak görülebilir ve gelişmekte olan ülkeler BRICS ((Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti) ve ŞİÖ (Şanghay İşbirliği Örgütü) gibi çok örgütlenmeler aracılığıyla teknolojik ve ekonomik tavizler elde edebilirler.

Rusya Devlet Başkanı Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Trump’ın resmen görevden gelmesinden sonra bir görüşme gerçekleştirdi. İki lider, görüşmede Rusya ile Çin’in ilişkilerini gelişmeye devam etmesi gerektiğini vurguladı.

Trump ayrıca geçen hafta eski Başkan Joe Biden tarafından imzalanan ve Küba’yı terörü destekleyen devletler listesinden çıkaran kararnameyi de geri çevirdi.

Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, Trump’ın bu hamlesini “kibirlilik ve gerçeği hiçe sayma” olarak nitelendirdi.

Ticaret konusunda Trump, aralarında Çin ve ABD – Meksika – Kanada Anlaşması’nın da bulunduğu bir dizi ticaret anlaşmasının gözden geçirilmesini isteyen bir kararname yayınladı.

Trump’ın Beyaz Saray’daki ilk gününde verdiği kararlar, seçim kampanyası sırasında verdiği vaatlerle örtüşüyor, ama bundan sonra hangi kararları alacağı ise bilinmiyor.

Dünyanın, ilk döneminde olduğundan daha öngörülemez ve yasaları çiğnemeye daha yatkın bir liderle, nasıl başa çıkacağı da belirsizliğini koruyor.

Paylaşın

Dansı Keşfetmek: Tarihi Ve Unsurları

Kişinin kendisini, müzik veya ritimle fiziksel olarak ifade etme yeteneği olarak tanımlayabileceğimiz dans, birçok açıdan mutluluğun kişileştirilmiş halidir, solo veya bir grubun parçası olarak icra edilen bir beceridir (veya en azından yaratıcılıktır).

Kurtuluş Aladağ / Antik ritüellerden modern koreografiye kadar dans, değişen zamanları ve icra edildiği toplumları yansıtacak şekilde değişime uğramıştır ve uğramaya da devam ediyor.

Arkeolojik kazılar ile ortaya çıkarılan kanıtlar, dansın antik toplumlarda, tanrıları onurlandırmak, zaferleri kutlamak ve önemli olayları işaretlemek için kullanıldığını göstermektedir.

Hindistan, Çin, Mısır, Yunanistan ve Roma gibi antik uygarlıklarda dans, dini törenlerin, sosyal toplantıların ve eğlencenin önemli bir parçasıydı.

Örneğin; Rönesans dönemi Avrupa’sında dans, büyük bir dönüşüm geçirdi ve pavane, galliard gibi saray dansları popüler hale geldi. 17. yüzyılda kendine özgü teknik ve gelenekleri belirgin olan bale, 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında, balenin biçimselliğini ve katılığını reddeden modern dans ortaya çıktı. 20. yüzyılda caz, hip-hop ve breakdance gibi dans stillerinin yükselişiyle dans, popüler kültürün ayrılmaz bir parçası haline geldi.

Dansın, herhangi bir dilin veya dinin kadar köklü bir geçmişi vardır. Ancak, arkasında tanımlanabilir fiziksel eserler bırakmadığı için, dansın ne zaman başladığına dair net bir tarih belirlemek neredeyse imkansız. Buna rağmen, dansın en eski uygarlıklardan beri törenlerin, ritüellerin ve kutlamaların önemli bir parçası olduğu bilinmektedir.

Arkeolojik keşifler dansın kökenlerini tarih öncesi Hindistan’a kadar götürüyor, Orta Hindistan’daki 10 bin yıllık Bhimbetka kaya sığınaklarında bulunan tasvirler dansa ilişkin ilk kanıtlar olarak ifade ediliyor.

Hindistan’ın yanı sıra, tarih öncesi dönemde dansa dair en ikna edici kanıtlardan bazıları da İran’da bulunmuştur. Siyalk Tepesi, Hissar Tepesi ve Chogha Mish gibi tarihi yerlerdeki kazılarda, dans sahnelerini tasvir eden ve tarihi MÖ altıncı binyıla kadar uzanan çok sayıda eser ortaya çıkarılmıştır. Bunlar arasında, çanak çömlek parçaları, mühürler ve figürinler yer almaktadır.

Çin’de Neolitik dönemden kalma çanak çömleklerde, el ele tutuşarak sıra halinde dans eden insan grupları tasvir edilmiştir. Çok eski olmasa da, MÖ 3 bine dayanan antik Mısır’da dansın yapıldığına dair sağlam kanıtlar vardır.

Dansın, müzik, sanat ve moda ile bağlantısı: Dansın tarihi, müzik, sanat ve moda ile tarihiyle derinden bağlantılıdır, ki bu bağlantılın etkileri, dans kostümlerinde ve üniformalarında görülebilir.

Klasik Roma kıyafetleri, on altıncı yüzyılda dans kostümlerini derinden etkilemiştir. On yedinci yüzyılda, karakter veya mesleği belirtmek için kostümlere saten, ipek ve değerli taşlar eklenmiştir, bu yüzden dans kostümleri çok süslüdür. Yunan geleneksel dansları da, yirminci yüzyılın başlarında danslara kadınsılığı katmıştır.

Dansın bir meydan okuma geçmişi vardır: Dansın toplumsal normlara, hatta otoriteye meydan okumak gibi bir geçmişi vardır. Bu meydan okumaları ve etkilerini anlamak, dansla daha derin bağlantı kurulmasını sağlar.

Danslar toplumlara kimlik verir: Dansların toplumlara ve toplumu oluşturan bireylere, kimlik sağlamak gibi bir özelliği de vardır. Bir toplumda öne çıkan dansın geçmişine giderek, o toplumun karşılaştığı sorunları ve bunlara nasıl tepki verdiği öğrenilebilir.

Dansların 5 küresel unsuru:

Vücut: Vücut dansın birincil enstrümanıdır. Dansçılar tüm vücutlarını kullanabilir veya hareketi belirli vücut parçalarıyla sınırlayabilirler.
Hareket: Hareket, dansçının dans ederken yaptığı şeyleri ifade eder; tek bir noktada sabit kalması ya da yerde ve havada hareket etmesi gibi.
Hava: Dansçılar, dansın biçimi ne olursa olsun, hareket ederken seviyelerini, yönlerini ve yollarını değiştirerek havada mümkün olan her şekilde hareket ederler.
Zaman: Zaman, hareketlerin ritmiyle ilgili olduğu için dansın temel unsurlarından biridir.
Enerji: Dansın son unsuru olan enerji, dansçıların hava ve zamanda nasıl hareket ettiğini anlatır.

Dans, zamana uyum sağlamaya ve gelişmeye devam ediyor. İster sanatsal bir ifadenin biçimi, ister bir hikayeyi anlatma aracı, isterse sadece hareket etmenin neşeli bir yolu olsun, dans kültürel mirasın ayrılmaz bir parçası olmaya devam ediyor.

Paylaşın

Kitleleri Oyalama Silahları: Sosyal Medya

Yaklaşık bir hafta önce “katalog suçlara uymadığı” gerekçesiyle ücretsiz fotoğraf ve video paylaşım platformu Instagram’a erişim engeli getirildi. Ardından, çocuklar arasında popüler olan Roblox çevrimiçi oyun platformuna erişim yasağı getirildi.

Kurtuluş Aladağ / Son olarak, video oluşturma ve paylaşmanın yanı sıra canlı yayın imkanı sağlayan bir platform olan Tik Tok’un kapatılabileceği ima edildi.

Son bir haftadır yediden yetmişe herkes bu platformlara getirilen engellemeleri tartışıyor. Peki, bir çok çevrim içi platformun ortak adı olan “Sosyal Medya” ne anlama geliyor?

Gün içerisinde belirli saatlerinde, belirli ortamlarda dikkat eksikliği veya odaklanma sorunu yaşadığınızı fark edebilirsiniz, ki dikkat eksikliği veya odaklanma sorunu yaşamaya başladığınız andan itibaren çevrenizde yaşananlara ilişkin net düşünemez duruma gelirsiniz.

Bu durumun nedenini yaşamınızı işgal eden “Sosyal Medya” olarak düşünebilirmiyiz…

Hepimiz çevremizdekilerin, her 5 – 10 dakikada bir akıllı telefonlarından sosyal medya hesaplarını ve anlık mesajlaşma uygulamalarındaki hareketleri tespit etmek için uğraştıklarını görebiliriz.

Çevremiz, sürekli olarak telefonlarını taramakla meşgul oldukları için anlamlı bir sohbeti dahi yapamayan akıllı telefon zombileri ile doludur.

“Bir çok araştırma, hepimizin bir dereceye kadar teknoloji bağımlısı olduğumuzu ortaya koyuyor. Günde birkaç saatimizi akıllı telefonlara, tabletlere ve bilgisayara harcıyoruz.

Dikkat dağınıklığı veya odak eksikliğinin birden fazla nedeni olsa da, birincil sorumlu olarak “akıllı telefon, internet ve sosyal medyanın kullanılması”nı düşünebiliriz.

İnsanın dikkat süresi üzerine yapılan araştırmalar, 2000 yılında 12 saniyelik ortalama dikkat süresinin 2013 yılında 8 saniyeye düştüğünü söylüyor, ki bu Japon Balığının dikkat süresinden bile daha az.”

Dikkat dağınıklığı yeni bir olgu değil, insanoğlu var olduğu günden beri bu sorunla uğraşıyor, ancak sosyal medyanın neden olduğu bağımlılık ve dikkat dağınıklığının örneği yok.

İnsan beyni daha karmaşık bilgileri algılamak, kaydetmek ve bunlarla başa çıkmak için bir ölçüde evrimleşmiş olsa da, maruz kalınan bilgi hacmi hala hayal gücünün ötesinde.

Bir çokları, bu sorunu olumsuz olarak görmüyor bile, bu dikkat dağıtıcıları ile yüzleşmek yerine, bunları sorunlardan kaçmak için kullanıyorlar.

Burada sorulması gereken temel soru şu: Bu dikkat dağıtıcı şeyler neye mal oluyor?

Akıllı telefonunuzun kısa bir taramasını yapmanız, zamanınızın ve enerjinizin çoğunu hangi uygulamaların tükettiğine dair bir fikir verecektir.

Sosyal medya “insanların fikirleri, içerikleri, düşünceleri ve ilişkileri çevrimiçi olarak paylaşma biçimi” olarak tanımlanabilir. Burada “sosyal medya” terimi fenomeni tanımlamak için kullanılırken, “sosyal medya araçları” teknolojileri ifade eder.

Paylaşın

Kiev, Barış İçin Bir Şansı Daha Heba Mı Edecek?

Ukrayna – Rusya cephesinde yeni ve önemli askeri gelişmeler yaşanıyor. Rusya, haftalarca süren şiddetli çatışmaların ardından Ukrayna’nın doğusundaki küçük Soledar kasabasını ele geçirdiğini duyurdu, Ukrayna ise, Rusya’nın bu açıklamasını yalanladı.

Kurtuluş Aladağ / Soledar’ın ele geçirilmesi, Putin için stratejik olmasa da sembolik bir zaferi temsil ediyor. Ancak Soledar’ın Rusya tarafından ele geçirilmesi, Ukrayna’nın teslimiyetini veya savaşın genel görünümünde önemli bir değişikliği işaret etmiyor.

Açıklamalara bakılırsa, Rusya’nın önümüzdeki bahara kadar bir saldırı başlatması bekleniyor. Saldırı başarılı olursa, ki büyük olasılıkla başarılı olacak, bu durum cephe hattında Rusya’nın lehine kesin bir dönüş olacaktır.

Rusya’nın Soledar zaferi ve bahar aylarında başlatması beklenen saldırısı, Ukrayna’yı destekleyen ülkelerde endişeye neden olurken, başta ABD olmak üzere Ukrayna’yı destekleyen ülkeler, daha fazla silah göndermeye başladı.

ABD, Ukrayna’ya zırhlı araçlar ve hava savunma sistemlerini de içeren toplam 2,5 milyar dolarlık yeni paket açıkladı. ABD, Rusya’nın Ukrayna’yı geçen yıl Şubat ayında işgal etmesinden bu yana bu ülkeye toplamda 27 milyar 400 milyon dolar güvenlik desteği yaptı.

Estonya’daki bir askeri üste bir araya gelen İngiltere, Polonya, Letonya, Litvanya, Danimarka, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Hollanda ve Slovakya, yeni yardım paketi sözü verdi.

Ortak açıklamayla duyurulan yardım paketleri şunları içeriyor:

  • İngiltere: 600 Brimstone füzesi
  • Danimarka: 19 Fransız yapımı Caesar tipi obüs
  • Estonya: Havan topları, cephane, destek araçları ve tanksavar bomba atarlar
  • Letonya: Stinger hava savunma sistemleri, iki helikopter, İHA’lar
  • Litvanya: Uçaksavar ve iki helikopter
  • Polonya: : S-60 uçaksavar ve 70 bin mermi
  • Çek Cumhuriyeti: Cephanelik, havan topları ve zırhlı personel taşıyıcılar.
  • Hollanda: Yardım paketini Cuma günü duyuracak.

Silah gönderen ülkeler, gönderilen silahların verimli bir şekilde kullanılması için Ukrayna askeri personelini eğitmek için de yarışıyorlar. Öte yandan Ukrayna askeri komutanlığı, cephe hattında yaşanan can kayıplarının yerini doldurmak için ciddi sorunlar yaşıyor.

Moskova’nın Ukrayna’daki durumu askeri bir operasyon değil de gerçek bir savaş olarak değerlendirme kararının sonuçları ve yansımaları birçok düzeyde ortaya çıkmadı.

Rusya’nın bahar aylarında başlatması beklenen saldırıda daha gelişmiş taktik silahları kullanmayı planladığı haberleri doğrulanırsa, bu Kiev için yeni bir ikilem oluşturacak.

Kiev yönetimi, Rusya’nın 24 Şubat’ta başlattığı geniş çaplı saldırıların başlarında müzakere masasına oturma şansı bulmuştu. Ancak başta Washington ve Londra olmak üzere batılı güçlerin, Kiev yönetimine yaptığı baskılar sonuç vermiş ve müzakereler çıkmaza girmişti.

Kiev, Moskova ile o dönemde bir anlaşmaya varmış olsaydı, ülkeyi büyük bir yıkımdan kurtarmış olacaktı. Kiev, şu an için daha zayıf bir pozisyonda olsa da müzakerelere gitmek için hala bir şansı var.

Ukrayna liderliği, müzakere yoluyla mı sorunu çözecek, yoksa Batılı müttefikleriyle farklı bir bir yol mu izleyecek? Bu, yakın geleceğin göstereceği bir şey.

Bekle ve gör!

Paylaşın