Merkez Bankası Açıkladı: Konut Fiyatları Yüzde 90,3 Arttı

Konut fiyatları ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 5,5, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 90,3 arttı. Üç büyük il incelendiğinde, konut fiyatları, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 78,4, 100,4 ve 90,3 arttı.

Haber Merkezi / Konut fiyatlarının en çok arttığı iller ise Çankırı, Kastamonu ve Sinop oldu. Bu illerde konut fiyatları yıllık yüzde 125,8 artış gösterdi. Zonguldak, Karabük ve Bartın’da konut fiyatlar yüzde 118,5 artarken Ağrı, Iğdır, Kars, Ardahan’da fiyatlar yüzde 122,2 arttı.

Türkiye genelinde ortalama bir konutun metrekare fiyatı 27 bin 840 lira olurken, ülke çapında 100 metrekarelik bir konutun fiyatı 2 milyon 784 bin lira oldu. 100 metrekarelik bir konutun ortalama fiyatı Ankara’da 2 milyon 093 bin TL, İstanbul’da 4 milyon 176 bin TL, İzmir’de ise 3 milyon 185 bin lira olarak kayıtlara geçti.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) 2023 Ağustos ayına ilişkin Konut Fiyat Endeksini (KFE) açıkladı.

Buna göre; Türkiye’deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan KFE, ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 5,5 oranında artarak 1043,0 seviyesinde gerçekleşti.

Bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 90,3 oranında artan KFE, aynı dönemde reel olarak yüzde 21,9 oranında artış gösterdi.

İstanbul, Ankara ve İzmir’in konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, ağustos ayında bir önceki aya göre, sırasıyla yüzde 5,4, 5,2 ve 5,5 oranlarında artış gözlendi. Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 78,4, 100,4 ve 90,3 oranlarında artış gösterdi.

Türkiye genelinde ortalama bir konutun metrekare fiyatı 27 bin 840 lira olurken, ülke çapında 100 metrekarelik bir konutun fiyatı 2 milyon 784 bin lira oldu. 100 metrekarelik bir konutun ortalama fiyatı Ankara’da 2 milyon 093 bin TL, İstanbul’da 4 milyon 176 bin TL, İzmir’de ise 3 milyon 185 bin lira olarak kayıtlara geçti.

Konut fiyatlarının en çok arttığı iller ise Çankırı, Kastamonu ve Sinop oldu. Bu illerde konut fiyatları yıllık yüzde 125,8 artış gösterdi. Zonguldak, Karabük ve Bartın’da konut fiyatlar yüzde 118,5 artarken Ağrı, Iğdır, Kars, Ardahan’da fiyatlar yüzde 122,2 arttı.

Paylaşın

“128 Milyar Dolar Nerede?” Merkez Bankası Başkanı Yanıtladı

‘128 milyar dolar nerede’ sorusuna yanıt veren Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, döviz rezervlerinin 60 milyar dolarının şirketlere, 50 milyar dolarının da bireylere gittiğini bildirdi.

Merkez Bankası Başkanı Erkan, hangi şirket ve kişilerin hangi kurlardan dövizlerin sahibi olduğuna ilişkin detaylı bilgi vermezken geri kalan 18 milyar dolara ne olduğuna henüz açıklık getirmedi.

Merkez Bankası Başkanı, yapılan işlemin mevzuat dayanağı olduğunu, o dönemde Hazine ile Merkez Bankası arasında imzalanan protokol çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtirken, “Piyasaya döviz likiditesi sağlanarak Türkiye’ye yönelik negatife dönen sermaye akımlarının etkisiyle oluşabilecek sağlıksız fiyatlandırmaların ve kur oynaklığının enflasyona etkisinin önüne geçilmeye çalışılmıştır” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin, ‘128 milyar dolar nerede’ sorularına yanıt verdi.

Gazete Pencere’de yer alan habere göre; Soruya, “Benden önceki dönem” vurgusunu yapan Erkan, döviz rezervlerinin 60 milyar dolarının şirketlere, 50 milyar dolarının da bireylere gittiğini bildirdi. Erkan hangi şirket ve kişilerin hangi kurlardan dövizlerin sahibi olduğuna ilişkin detaylı bilgi vermezken geri kalan 18 milyar dolara ne olduğuna henüz açıklık getirmedi. Sözlerine ise şu şekilde devam etti:

“Teknik olarak cevaplamak isterim. Çünkü teknokrat olarak yapabileceğim budur. 2020 yılında 2017 yılına kıyasla reel sektörün yabancı para pozisyonu yaklaşık 60 milyar dolar iyileşirken hane halkı döviz mevduatı yaklaşık 50 milyar dolar artmıştır. Aynı dönemde yurt dışı yerleşiklerin portföyü azalmış ve 2019 haricinde cari açık verilmiştir. Bu gelişmelerin TCMB pozisyonuna (rezervler) yansımaları görülmüştür. Bunun matematiği net şekilde açıktır.”

Başkan Gaye Erkan, göreve geldikten sonra geçmişe bakıp 128 milyar dolar konusunu incelediğini belirterek, “Beni üzen noktayı paylaşmak isterim” ifadelerini kullanarak, “TCMB’deki döviz rezervleri gizli saklı bir şekilde belirli kurumlara ve kişilere aktarılmış gibi bir anlayış var. Türkiye’nin bir evladı olarak, iletişim ve bilgi teknolojilerinin bu kadar geliştiği bir çağda Merkez Bankası gibi dünyaya açık bir kurumda ‘Rezervlere ne oldu?’ şeklinde bir tartışmayı kurumumuza da Türkiye’ye de yakıştıramam” dedi.

Piyasaya döviz likiditesi neden sağlanmıştı?

Başkan Erkan, yapılan işlemin mevzuat dayanağı olduğunu, o dönemde Hazine ile Merkez Bankası arasında imzalanan protokol çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtirken, “Piyasaya döviz likiditesi sağlanarak Türkiye’ye yönelik negatife dönen sermaye akımlarının etkisiyle oluşabilecek sağlıksız fiyatlandırmaların ve kur oynaklığının enflasyona etkisinin önüne geçilmeye çalışılmıştır” dedi.

Paylaşın

Merkez Bankası Başkanı, Tek Haneli enflasyon İçin 2026’yı İşaret Etti

Plan ve Bütçe Komisyon’unda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, “Parasal sıkılaştırma adımlarımızın birikimli etkileri ile ana eğilimi düşürerek, dezenflasyonu 2024 yılında Enflasyon Raporu’ndaki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıyız” dedi ve ekledi:

“Petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır. Bu unsurlar enflasyonun yıl sonunda enflasyon raporundaki tahmin aralığının üst sınıra yakın seyredeceğine işaret etmektedir.”

Gaye Erkan, açıklamasının devamında, “Yıllık enflasyonda düşüşü baz etkisiyle Mayıs 2024’ten sonra görmeye başlayacağız. 2025’te istikrar dönemi olacak ve 2026’da enflasyonu tek haneye indireceğiz” ifadelerini kullandı.

TCMB Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyon’unda sunum yaptı. Erkan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Fiyat istikrarı temel amacımız doğrultusunda tüm araçlarımızı kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz.Parasal sıkılaştırmayı makro ihtiyati çerçevedeki sadeleştirme ile birlikte yürüterek, hem parasal aktarım mekanizmasının güçlenmesini, hem de attığımız adımların makro finansal istikrarı pekiştirmesini hedefliyoruz.

Beklentileri yeniden çıpalayacak, ekonomideki güven ve öngörülebilirliği artıracak para politikasını sabırla uygulamaya yönelik kararlılığımızı attığımız adımlarla gösteriyoruz.

Parasal sıkılaştırma sürecimizin ve güçlü bir eğilim gösteren rezerv birikiminin etkilerinin döviz kuru istikrarını desteklediğini görmekteyiz.

Akaryakıt fiyatları, fiyatlama davranışları üzerinde ilave bir risk oluşturuyor. Akaryakıt önümüzdeki dönemde de enflasyon üstünde risk. Sanayiye yönelik elektrik ve doğalgaz zamları yıllık enflasyonu artıracak.

Enflasyonun ana eğilimi eylül ayı itibarıyla yavaşlamaya başlamıştır, dezenflasyonu tesis etmekte kararlıyız. Tüm araçlarımızı enflasyon tek haneye gerileyene kadar kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz. Petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süre gelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmakta.

Bu unsurlar enflasyonun yıl sonunda enflasyon raporundaki tahmin aralığının üst sınıra yakın seyredeceğine işaret etmekte. Merkez Bankası rezervleri 4 ayda 27 milyar dolar artarak 125,5 milyar dolar seviyesine yükseldi.

Parasal sıkılaştırma adımlarımızın birikimli etkileri ile ana eğilimi düşürerek, dezenflasyonu 2024 yılında Enflasyon Raporu’ndaki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıyız. Politika faizinde gerçekleştirdiğimiz kademeli ve kararlı artışların yanı sıra makro ihtiyati çerçevede attığımız sadeleşme adımlarının da katkısıyla piyasa mekanizmasının yeniden tesisi sağlanmıştır.

“Piyasadaki kur oynaklığı geriledi”

Kur korumalı mevduat bakiyesi gerilerken rezervlerde de artış sağlanması, KKM’den ve döviz mevduattan TL’ye geçiş stratejisinin başarıyla ilerlediğine ve TL’ye arzu edilen sağlıklı geçişin başladığına işaret etmektedir. Piyasadaki kur oynaklığı geriledi.

Enflasyon konusunda geçiş sürecindeyiz. Geçiş sürecinde enflasyonda geçici bir yükseliş gerçekleşmektedir. 2024 yılında dezenflasyon süreci başlayacaktır.

Faiz kararlarınızı, miktarsal sıkılaştırma ile daha etkili hale getiriyoruz. Fiyat istikrarını tesis etmekte kararlıyız. Haziran ayından bugüne süre gelen parasal sıkılaştırma sürecinin etkilerini belirgin şekilde 2024 yılında görmeye başlayacağız. Bu nedenle 2024 yılını dezenflasyon dönemi olarak tanımlıyoruz.

Yıllık enflasyonda düşüşü baz etkisiyle Mayıs 2024’ten sonra görmeye başlayacağız. 2025’te istikrar dönemi olacak ve 2026’da enflasyonu tek haneye indireceğiz.”

Paylaşın

“Merkez Bankası’nın Kura Müdahalesi 226 Milyar Dolara Ulaştı” İddiası

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) ağustos ayıyla birlikte kura müdahalesinin 226 milyar dolara çıktığı öne sürüldü. Banka’nın hali hazırda negatif olan net rezervlerinin (swap hariç) daha da negatife itebileceği de iddia edildi.

Serbest piyasada 27,4650 liradan alınan dolar 27,4670 liradan satılıyor. 29,0040 liradan alınan euronun satış fiyatı ise 29,0060 lira olarak belirlendi. Cuma günü doların satış fiyatı 27,4170 lira, euronun satış fiyatı ise 29,0060 lira olmuştu.

Bloomberg ekonomisti Selva Baziki, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) kura müdahalesine ilişkin hesaplarını şöyle aktardı:

“TCMB’nin arka kapı müdahalelerinin Ağustos ayı itibarıyla 226 milyar dolara çıktığını hesaplıyoruz. Bu ortalama aylık 11 milyar dolar müdahaleye tekabul ediyor.

KKM’den çıkışları teşvik eden regülasyon değişiklikleri ilerisi için bir zorluğa işaret ediyor. Büyük rezerv kaynaklarından birinin kurumasıyla, aynı hızda devam eden müdahaleler TCMB’nin hali hazırda negatif olan net rezervlerini (swap hariç) daha da negatife itebilir.

Veri yetersizliğinden hesaplarımız bazı varsayımlara dayanıyor. Ihracat geliri devirleri düşükse, bu daha düşük müdahale hacmi demektir. Diğer taraftan YP kaynaklı KKM oranı daha yüksekse, müdahale hacmi daha fazla olabilir.”

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduat’ta Asgari Faiz Zorunluluğu Kalktı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına yönelik dikkat çeken bir karara imza attı. Banka, kararla birlikte KKM hesaplarında asgari faiz zorunluluğunu kaldırdı.

BloomberHT’de yer alan habere göre, kararla birlikte bankaların Türk lirası dönüşümlü kur korumalı hesaplara politika faizinin altında faiz verebilmesinin önü açıldı.

Son dönemde ekonomi yönetimi KKM’nin misyonunu tamamladığı mesajı verirken, birçok düzenlemeyi de hayata geçirmişti.

Ağustos ayında menkul kıymet ve zorunlu karşılık uygulamalarında kur korumalı hesapların TL mevduata dahil olduğu TL payı rasyosunu yürürlükten kaldırılarak, yerine kur korumalı hesapları TL mevduat olarak dikkate almayan ve standart yerel para olan TL mevduatın toplam mevduat içindeki payını artırmayı hedefleyen yeni bir TL payı rasyosu getirilmişti.

Eylül ayında ise TL’ye geçişlerin hızlandığını gösteren veriler doğrultusunda gerçek kişiler için aylık yüzde 2 olarak belirlenen TL payı artış hedefi, yüzde 2,5’e yükseltilmişti. Ayrıca, TL’ye geçiş ve yenileme ile TL payı hesaplamalarında revizyona gidilmişti.

Eylül ayının ortasında Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, 6 aya kadar vadeli kur korumalı mevduat (KKM) hesapları için zorunlu karşılık oranı yüzde 15’ten yüzde 25’e yükseltilmişti.

Geçen gelen düzenlemeyle ise kur korumalı hesapların TL mevduat sayıldığı komisyon uygulaması sona erdi. Bu düzenlemelerin etkisiyle KKM’lerin gerilediği izlenmişti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, kur korumalı mevduat toplamı geçen hafta 26 milyar TL düşüşle 3,31 trilyon TL oldu. Dolar cinsi karşılığı ise 123 milyar doların altına geldi. KKM’de son bir ayda 101,4 milyar TL’lik düşüş gerçekleşti.

Öte yandan, bu adımın duyurulduğu anlarda İİT-İSEDAK Merkez Bankaları Forumu Toplantısı Açılış Konuşmasında konuşan TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, şunları söyledi:

“2024 yılında dezenflasyonu tesis etmeye yönelik yol haritamızı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz… Son dönemdeki düzenlemelerimiz Türk lirası mevduat payının artırılmasını hedeflemektedir…

Öncü göstergeler, yerli ve yabancı yatırımcıların portföylerindeki Türk lirası varlıkların payını artırmaya başladığına işaret etmektedir… Türk lirası varlıklara yönelik yerel ve uluslararası talebi artırmaya kararlıyız…”

Paylaşın

Bakan Şimşek’ten Faiz Kararı Sonrası Tek Cümlelik Yorum

Merkez Bankası’nın 500 baz puan artışla faizi yüzde 30’a çekmesi sonrası Türkçe ve İngilizce mesaj yayımlayan Bakan Şimşek “Attaining price stability is our priority (Fiyat istikrarı en büyük önceliğimiz)” dedi. 

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), üst üste dördüncü kez faiz yükseltti. Ağustos ayında faizi yüzde 17,5’ten yüzde 25’e çıkaran Merkez, eylülde faizi 500 baz puan artırdı.

Faiz kararına ilişkin değerlendirmede bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından Türkçe ve İngilizce yaptığı paylaşımda, “Attaining price stability is our priority (Fiyat istikrarı en büyük önceliğimiz)” dedi.

Merkez’den parasal sıkılaştırma sürecinin devamı vurgusu

Öte yandan Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, Kurul’un “dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına” verdiği vurgulandı.

Enflasyonun Temmuz ve Ağustos aylarında öngörülenin üzerinde gerçekleştiği belirtilen açıklamada, “Yurt içi talepteki güçlü seyir ve hizmet fiyatlarındaki katılık devam ederken, petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır” denildi. Bu unsurların enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki tahminlerin üzerinde olacağına işaret edildi. Merkez Bankası, Temmuz ayında 2023 yılı enflasyon tahminini yüzde 58’e yükseltmiş, 2024 yıl sonu tahminini ise yüzde 33 olarak güncellemişti.

“Son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin ise enflasyona önemli ölçüde yansıdığı ve aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüşün başlayacağı değerlendirilmiştir” denilen açıklamada, Para Politikası Kurulu “parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle, dezenflasyonu 2024 yılında Rapor’daki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıdır” ifadesine yer verildi.

Faiz indirme sürecine 27 ay sonra son verilmişti

Merkez Bankası, Hafize Gaye Erkan’ın göreve atanması sonrası faiz indirimi sürecine 27 ay sonra son vermiş, son 3 PPK toplantısında politika faizini yüzde 16,5 artırmıştı.

Politika faizi, Haziran ayında 650 baz puan artışla yüzde 15’e, Temmuz ayında ise 250 baz puan artışla yüzde 17,50’ye yükseltmişti. 24 Ağustos’ta yapılan toplantıda ise politika faizi, piyasa beklentilerinin üzerinde 750 baz puanlık artışla yüzde 17,5’ten yüzde 25’e çıkartılmıştı.

Anadolu Ajansı (AA) Finans’ın 19 ekonomistin katılımıyla yaptığı ankette 500 baz puan artış beklentisi öne çıkmıştı. Anket sonuçlarına göre, 250 ile 600 baz puanlık bir artırım öngören ekonomistlerin politika faizi beklentileri yüzde 27,50 ile yüzde 31, yıl sonu politika faizi beklentileri ise yüzde 35 ile 45 arasında yer alıyordu.

Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 36 olmuştu. Reuters anketine katılan 16 ekonomist de Merkez Bankası’ndan 500 baz puanlık artış bekliyordu. Tahminler yüzde 27,5 ile yüzde 31 bandında yer alıyordu.

Bloomberg HT’nin anketine katılan 19 kurumun medyan beklentisi de, politika faizinin bugün 500 baz puan artırılarak yüzde 30’a yükseltilmesi yönündeydi. Eylül ayı faiz anketinde; maksimum beklenti yüzde 30, minimum beklenti ise yüzde 27,5 olmuştu.

Ankette 2023 yıl sonu için medyan faiz beklentisi yüzde 35 seviyesinde gerçekleşmişti. 2023 yıl sonuna ilişkin maksimum beklenti yüzde 40, minimum beklenti ise yüzde 30 olmuştu.

Paylaşın

Ekonomistlerden Faiz Yorumu: Önden Yüklemeli 10 Puan Artışa Belli Ki İzin Çıkmadı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 25’ten yüzde 30 düzeyine yükseltti. Ekonomistler faiz kararı sonrası değerlendirmelerde bulundu.

Mustafa sönmez, “Önden yüklemeli 10 puan artışa belli ki izin çıkmadı, ne işe yarayacağı belirsiz 5 puanda kaldılar” ifadelerini kullanırken, Özgür Demirtaş ise, “Merkez Bankasını kararından ötürü tebrik ederim. Bu kararların devamını dilerim. Ayrıca ilk dakikalarda Dövize sert müdahale yapmadıkları için de tebrik ederim… Daha çok yolumuz var.” dedi.

Atilla Yeşilada da, “İnanmamıştım, yanılmışım. TCMB çaktı 500 puanı” ifadelerini kullandı. Diğer ekonomistlerin değerlendirmeleri ise şöyle:

Nesrin Nas: “MB, politika faizini piyasa beklentisine uygun 500 puan artırdı. Faiz yüzde 30. Bundan sonraki seviye muhtemelen 2024 enflasyon beklentisi ile uyumlu olacak gibi görünüyor. 2024 beklentisi yüzde 33 idi. Enflasyonun sebebi belli. Bir kişinin seçim kazanmak için ‘nas’ diyerek akla ziyan politikalarda ısrar etmesi. Şimdi sanki enflasyonun sebebi vatandaşmış, şahsım değilmiş gibi, enflasyonun bedeli vatandaşın sırtına yükleniyor. Enflasyon artarken de bedelini halk ödüyor, düşerken de…”

Mahfi Eğilmez: “Belirsizlik bir ekonomi için en büyük sıkıntı, karar alıcılar için en büyük sorundur. Belirsizlik büyüdükçe riskler artar, kurlar, maliyetler ve sonuçta da enflasyon yükselir.”

Alaattin Aktaş: Politika faizi artışı 5 puan. PPK açıklamasından: “Ücret ve kur artışı ile vergi kaynaklı maliyet artışı enflasyona önemli ölçüde yansıdı. Bu yüzden aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüş başlayacak.” Bugünkü yazımda aynı görüşü dile getirdim: “Eylül enflasyonu %5’i aşmayabilir.”

Tunç Şatıroğlu: “Politika faizi yüzde 30 oldu. 19’u beğenmeyenleri piste alalım. O kadar vergi artış olduğunu hepimiz gördük, yaşadık ve yaşıyoruz. Enflasyon deden öngörülenin üzerine çıkmış acaba?”

Arda Tunca: Sabahki yorumum geçerlidir. Böyle merkez bankacılığı olmaz. Artan faiz, piyasayı yönlendirmekten uzak, parasal istikrarı sağlamaya uzanamayacak kadar da ayrıca uzak. Toplum, faiz artıyor ama enflasyon da artıyor lafıyla kandırılmasın. Siyasi baskının amacı da bu imaj olsa gerek.

Bugünun faiz kararı piyasayı yakalayacak düzeyde olmazsa, yine bir fiyaskodur. Mevduat oranları %40 ve üzerindeyken, kredi firyatlamaları %40-45 aralığındayken, arkadan gelen @Merkez_Bankasi piyasayı yönlendiremez. Fiyatları piyasa kendisi belirliyor. Politika faizi etkisiz.”

İris Cibre: “PPK Tahmin aralıklarına bak hele pas ile 1000 bps arası Trajikomik… Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir. TCMB CDS 10 BPS birden düşerek 385 e tekrar geriledi. Kur salınıma bırakılmış görünüyor bu da çok doğru hareket. Bu karar ve kararlılık kur talebini baskılayacaktır, dolayısıyla müdahale ihtiyacı da düşecektir MB’nin 2 gün önce üzerinde durduğum konuda doğru hareket ediyor olması da mutluluk verici.”

Fatih Özatay: TCMB faizi %30’a yükseltti. 2024 sonu enflasyon tahminine uygun faiz düzeyinin oldukça uzağında bu düzey. Kademeli faiz artırımı ile önemli bir risk almış oluyor. Sonuç: Önümüzdeki maçlara bakacağız…

Uğur Gürses: Rahvan para politikası…’Enflasyon önden koşsun, ben yetişirim’ diyen merkez bankası… TL’yi başkaları mı cazip kılacak? Aralık sonuna kadar kendi tahmini % 14 ilave artış (yıllık % 41) faizini ise % 30’a çekebiliyor.

Hakan Kara: TCMB’den net bir iletişimle, doğru yönde atılmış bir adım. Emeği geçenleri tebrik ediyorum.

Merkez’den parasal sıkılaştırma sürecinin devamı vurgusu

Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, Kurul’un “dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına” verdiği vurgulandı.

Enflasyonun Temmuz ve Ağustos aylarında öngörülenin üzerinde gerçekleştiği belirtilen açıklamada, “Yurt içi talepteki güçlü seyir ve hizmet fiyatlarındaki katılık devam ederken, petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır” denildi. Bu unsurların enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki tahminlerin üzerinde olacağına işaret edildi. Merkez Bankası, Temmuz ayında 2023 yılı enflasyon tahminini yüzde 58’e yükseltmiş, 2024 yıl sonu tahminini ise yüzde 33 olarak güncellemişti.

“Son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin ise enflasyona önemli ölçüde yansıdığı ve aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüşün başlayacağı değerlendirilmiştir” denilen açıklamada, Para Politikası Kurulu “parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle, dezenflasyonu 2024 yılında Rapor’daki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıdır” ifadesine yer verildi.

Türkiye’de, Eylül 2021’de başlayan faiz indirim sürecinde, politika faizi yüzde 19’dan yüzde 8,5 kadar indirildi. Mayıs seçimleri sonrasında ekonomi yönetiminde yapılan değişikliğin ardından politika faizi Haziran sonunda yüzde 15’e çıkarıldı. Temmuz ayında yüzde 17,5’e çıkarılan faiz, son olarak 25 Ağustos’ta gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonrasında beklentileri aşarak yüzde 25’e yükseltildi.

Paylaşın

Merkez Bankası Politika Faizini Yüzde 30’a Yükseltti

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığında toplanan Para Politikası Kurulu (PPK), piyasaların beklentilerine paralel olarak yüzde 25 olan politika faizini yüzde 30’a yükseltti.

Haber Merkezi / Toplantı sonrası yapılan açıklamada, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devam edeceği vurgulandı.

Açıklamanın devamında, “Politika faizi, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlenecektir. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” denildi.

Açıklamanın tamamında şu ifadelere yer verildi: “Para Politikası Kurulu (Kurul) politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 25’ten yüzde 30 düzeyine yükseltilmesine karar vermiştir.

Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir.

Enflasyon temmuz ve ağustos aylarında öngörülenin üzerinde gerçekleşmiştir. Yurt içi talepteki güçlü seyir ve hizmet fiyatlarındaki katılık devam ederken, petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır. Bu unsurlar, enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki (Rapor) tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceğine işaret etmektedir. Son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin ise enflasyona önemli ölçüde yansıdığı ve aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüşün başlayacağı değerlendirilmiştir. Kurul, parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle, dezenflasyonu 2024 yılında Rapor’daki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıdır.

Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış, turizm gelirlerinin cari işlemler hesabına desteği ve Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artmaya başlaması fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacaktır.

Politika faizi, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlenecektir. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir.

Kurul, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirmektedir. Sadeleşme süreci, etki analizleri dikkate alınarak kademeli olarak devam edecektir. Bu kapsamda, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemeler parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmektedir. Kurul, faiz artırımının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almayı sürdürecektir.

Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam edecektir.”

Faiz indirme sürecine 27 ay sonra son verilmişti

Merkez Bankası, Hafize Gaye Erkan’ın göreve atanması sonrası faiz indirimi sürecine 27 ay sonra son vermiş, son 3 PPK toplantısında politika faizini yüzde 16,5 artırmıştı.

Politika faizi, Haziran ayında 650 baz puan artışla yüzde 15’e, Temmuz ayında ise 250 baz puan artışla yüzde 17,50’ye yükseltmişti. 24 Ağustos’ta yapılan toplantıda ise politika faizi, piyasa beklentilerinin üzerinde 750 baz puanlık artışla yüzde 17,5’ten yüzde 25’e çıkartılmıştı.

Anadolu Ajansı (AA) Finans’ın 19 ekonomistin katılımıyla yaptığı ankette 500 baz puan artış beklentisi öne çıkmıştı. Anket sonuçlarına göre, 250 ile 600 baz puanlık bir artırım öngören ekonomistlerin politika faizi beklentileri yüzde 27,50 ile yüzde 31, yıl sonu politika faizi beklentileri ise yüzde 35 ile 45 arasında yer alıyordu.

Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 36 olmuştu. Reuters anketine katılan 16 ekonomist de Merkez Bankası’ndan 500 baz puanlık artış bekliyordu. Tahminler yüzde 27,5 ile yüzde 31 bandında yer alıyordu.

Bloomberg HT’nin anketine katılan 19 kurumun medyan beklentisi de, politika faizinin bugün 500 baz puan artırılarak yüzde 30’a yükseltilmesi yönündeydi. Eylül ayı faiz anketinde; maksimum beklenti yüzde 30, minimum beklenti ise yüzde 27,5 olmuştu.

Ankette 2023 yıl sonu için medyan faiz beklentisi yüzde 35 seviyesinde gerçekleşmişti. 2023 yıl sonuna ilişkin maksimum beklenti yüzde 40, minimum beklenti ise yüzde 30 olmuştu.

Paylaşın

HSBC, Merkez Bankası İçin Yıl Sonu Faiz Beklentisini Yükseltti

Birleşik Krallık merkezli çok uluslu yatırım bankası HSBC, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) için yıl sonu politika faizi tahminini yüzde 30’dan yüzde 32,5 seviyesine yükseltti. Banka 2023 büyüme beklentisini ise yüzde 4,4 seviyesinde tuttu.

Ekonomi yönetiminden gelen son mesajlar yabancı yatırımcıların para politikası patikasına ilişkin beklentilerinde revizyonlara yol açtı. 14 ve 28 Mayıs seçimleri sonrası değişen ekonomi yönetimi, ekonomi de rasyonel politikalara dönüş sinyali vermişti.

Gazete Pencere’nin aktardığına göre; HSBC yıl sonu politika faizi beklentisinde ılımlı bir revizyon yaptı. HSBC CEEMEA Ekonomisti Melis Metiner’in hazırladığı raporda bankanın beklentisi yüzde 30’dan yüzde 32,5 seviyesine çıkarıldı.

Raporda Türkiye’nin yakın vadeli görünümünün son dört ayda önemli ölçüde iyileştiği, Merkez Bankası’ndaki yeni ekibin para ve makro ihtiyati politikaları sıkılaştırdığı ve daha önce uygulamaya konulan bazı düzenleyici tedbirleri gevşetmeye başladığı vurgulandı.

Temmuz ayında hükümetin büyük kısmı depremin yeniden inşasına yönelik olmak üzere artan harcamaları finanse etmek için katma değer, özel tüketim, gelir ve kurumlar vergisi oranlarında artış kararı aldığına dikkat çeken banka sonuç olarak bütçenin Temmuz ve Ağustos aylarında fazla verdiğini ve 12 aylık kümülatif açığın GSYH’nin yüzde 3’ünün altına indiğini hatırlattı.

Bankanın raporunda yeni ekonomi yönetiminin de, her fırsatta politika yapımının ileriye dönük olarak daha rasyonel, şeffaf ve kurallara dayalı hale geleceğini vurguladığının altı çizildi.

“Kaynakları tüketimden ihracata ve yatırıma yönlendireceğiz”

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomiye yönelik adımların ardından dış finansmana erişimdeki problemleri aştıklarını belirterek, hazirandan bu yana yurt dışından toplam 10,4 milyar dolar tutarında dış finansman sağlandığını açıkladı. Şimşek, “Bu, ülke ekonomisine duyulan güvenin en açık göstergesidir.” dedi.

NTV’de yer alan habere göre Bakan Şimşek, enflasyon ve fiyat istikrarına ilişkin olarak da “Kalıcı refah, yüksek büyüme, yüksek istihdam, ilave dış kaynak için olmazsa olmaz fiyat istikrarı. Fiyat istikrarını sağlamak için gerçekçi hedefler ortaya koyduk. Kaynakları tüketimden ihracata ve yatırıma yönlendireceğiz.

Rekabet gücünü kazanmak için finansmana erişim uygun koşullarda olmalı. Enflasyonu kalıcı şekilde tek haneye düşürebilirsek firmalarımız makul maliyetlerle dünyadan 5-10 yıl vadeli kaynaklara erişecek. O zaman dünyada Türkiye ile rekabet edecek fazla ülke olamayacak.” dedi.

Paylaşın

Kredi Ve Mevduat Faizlerinde Yeni Rekor

Seçimleri sonrası ekonomi yönetiminin değişmesiyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) aldığı kararlar hem kredi hem de mevduat faizlerine yeni rekorlar kırdırıyor.

Haziran başında yüzde 40’ı aşan ihtiyaç kredi faizleri PPK kararlarının da etkisiyle hızla yükseldi ve ilk olarak eylül başında yüzde 50’yi aştı. 8 Eylül itibariyle ise yüzde 59,71 ile hem 21 yılın rekorunu kırdı hem de yıllık tüketici enflasyonunu aştı.

8 Eylül itibariyle 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizi yüzde 40,87 ile 20 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Her ne kadar ortalama bir mevduat faizi verisi olsa da bankaların özellikle kur korumalı mevduattan standart TL mevduata dönüşte yüzde 45’in üzerinde faiz teklif ettiği bankacılık sektörü kaynaklarının verdiği bilgilerden biliniyor.

Ekonomim’den Şebnem Turhan’ın haberine göre Merkez Bankası’nın hem sadeleşme adımları hem de politika faizinde yaptığı artışlar kredi ve mevduat faizlerinde rekor seviyelerin görülmesine yol açtı. Merkez Bankası ortalama verilerine göre TL cinsi ticari kredi faizi yüzde 40,87 ile 29 Ağustos 2003’teki yüzde 40,96’dan sonraki en yüksek seviyesini gördü.

İhtiyaç kredisi faizi de 12 Nisan 2002’de gördüğü yüzde 60,82 seviyesinin ardından ilk kez 8 Eylül itibariyle yüzde 59,71’e kadar çıktı. Kredi faizlerindeki yükselişe yine Merkez Bankası’nın TL mevduatı özendirme hamlelerinin etkisiyle TL mevduat faizleri de eşlik etti.

3 aya kadar vadeli TL mevduat faizi 4 Temmuz 2003’te gördüğü yüzde 40,91 seviyesinin ardından ilk kez 8 Eylül’de yüzde 40,87’ye yükseldi. Böylece hem mevduat hem kredi faizleri 20 yılın zirvelerine çıkarken, ticari kredi faiziyle 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizi de eşitlenmiş oldu. İhtiyaç kredi faizi ise yıllık enflasyonu aştı.

TL mevduat faizinde hızlı yükseliş bekleniyor

Merkez Bankası verilerine göre 8 Eylül itibariyle 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizi yüzde 40,87 ile 20 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Her ne kadar ortalama bir mevduat faizi verisi olsa da bankaların özellikle kur korumalı mevduattan standart TL mevduata dönüşte yüzde 45’in üzerinde faiz teklif ettiği bankacılık sektörü kaynaklarının verdiği bilgilerden biliniyor.

Merkez Bankası dün aldığı yeni karar ile KKM’nin TL mevduat sayılmasına son verdi ve TL mevduat payı rasyosuna göre komisyon uygulamasından vazgeçti. Artık sadece KKM’ye dönüşüm hedefi ile KKM yenileme hedeflerine yönelik rasyolar takip edilecek. Bu durum bankacılık sektörü kaynaklarına göre TL mevduat faizinin yüzde 50’yi aşmasına neden olabilir.

Paylaşın