Türkiye, En Çok TikTok Kullanıcısı Olan Dokuzuncu Ülke

‘We Are Social’ platformunun verileri, 26.5 milyon kullanıcıyla Türkiye’nin, en çok TikTok kullanıcısı olan ülkeler listesinde dokuzuncu sırada olduğunu ortaya koydu.

İnternet hizmetleri konusunda araştırmalar yapan ‘We Are Social’ adlı platformun verilerine göre dünya genelinde bir milyardan fazla kullanıcısı olan TikTok’ta Türkiye’den 26.5 milyon kullanıcı bulunuyor.

Türkiye, dünyada en çok TikTok kullanıcısı olan dokuzuncu ülke.

Cumhuriyet’ten Kader Çukay’ın haberine göre uzmanlar TikTok’un uzun süre kullamınında gençlerin üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğunu belirtti.

Çocuk ve ergen psikiyatristi Prof. Dr. Nursu Çakın Memik, sosyal medya platformlarının çocuklar üzerinde zararlı etkilere sahip olduğunu kaydetti:

“Sosyal medyada belirli yaş sınırlamalarının olması gerek. Çünkü risklerle dolu bir mecra. Çocuklar burada olanları gerçekmiş gibi algılıyor. Ünlü olma çabasına girip beğeni ve izlenme sayılarının fazla olmasını istiyor. Bu dönemde mutlaka bir erişkinin kılavuzluğuna ihtiyaç duyarlar.

Sosyal ortamlarda şiddet uygulanınca birey şiddeti normal olarak görmeye başlar. Sonrasında kişi büyüdüğünde şiddet alışkanlık haline gelebilir. Bu nedenle gelecekte şiddet anlamında risk artar. Hem zorbalık hem de mağdur olma durumu sosyal medyayla birlikte artar.”

Paylaşın

Yeni Tehlike: Sosyal Medya Yorgunluğu

Sürekli aktif, enerjik ve neşeli olmak, daima mükemmel görünmek… Sosyal ağlar hayli yorucu olabiliyor. Bu yüzden pek çok ünlü “dijital perhize” giriyor. Sıradan insanlar bile sosyal medya molasına ihtiyaç duyabiliyor.

Yaklaşık altı hafta boyunca aktör Tom Holland’ın sosyal medya hesapları sessizliğe büründü. Gişe rekortmeni “Örümcek Adam” filminin ünlü oyuncusu, geçtiğimiz günlerde nihayet Instagram’da yeni bir video yayınlandı. Ancak bu, hayranlarına ve takipçilerine veda etmek içindi.

26 yaşındaki oyuncu, “Akıl sağlığımı korumak için sosyal medyaya ara verdim. Çünkü Instagram ve Twitter’ı çok kışkırtıcı ve bunaltıcı buluyorum” diye konuştu. İnternette kendisiyle ilgili şeyler okuduğunda çılgına döndüğünü anlatan Holland, “Neticede bu benim ruhsal durumuma çok zarar veriyor” itirafında bulundu.

Sosyal medya perhizi yapan ünlüler

Son yıllarda sosyal medya aktivitelerine bilinçli olarak uzun bir ara veren ünlülerin listesi oldukça uzun: Ed Sheeran, Britney Spears, Miley Cyrus, Selena Gomez ve Justin Bieber bunlardan sadece bazıları. Kimisi bu adımı “sosyal medya perhizi” olarak adlandırıyor, kimisi buna “dijital detoks” kimisi de “sosyal mola” diyor. Gerekçeler ise birbirinden farklı: Çok sayıda nefret yorumu, çok fazla aktif ekran süresi, sürekli göz önünde bulunmak, istem dışı viral olmak, alaya alınmak… Liste bu de şekilde uzayıp gidiyor.

Sadece sanatçılar değil, bazen politikacılar da sosyal medyayla köprüleri atabiliyor. Örneğin Federal Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck, 2019’da Twitter hesabını askıya aldı ve bugüne kadar da yeniden aktifleştirmedi.

Depresyon – şöhret ikilemi

Dijital mola verme arzusu, sıradan kullanıcılar arasında da giderek yayılıyor. Alman Enformasyon Teknolojileri Birliği (Bitkom) tarafından yapılan bir ankete göre, Almanya’daki insanların onda biri 2022 yılında daha fazla “internetsiz zaman” geçirmek istiyor. Yaklaşık yüzde 43’lük bir kesim ise kendini daha iyi hissetmek için geçmişte dijital mola verdi.

Peki sosyal medya gerçekten zararlı mı? Instagram, Twitter ve benzer platformların etkilerini inceleyen çok sayıda çalışma mevcut. Örneğin Bath Üniversitesi, 2022 baharında yaptığı bir araştırmada, sadece bir haftalık bir dijital molanın bile genel refahı artırdığını, kaygı ve depresyonu azalttığını ortaya koydu.

Diğer çalışmalar da kullanım süresi ile depresyon arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Ancak, hangisinin neden, hangisinin ise sonuç olduğunu kanıtlamak zor. Zira depresyon eğilimi olan kişilerin, sosyal medya ile daha sık meşgul olması kuvvetle muhtemel.

Abu Dabi Üniversitesi tarafından 2019 yılında yürütülen çalışma gibi diğer pek çok araştırma, dijital detoksun olumsuz sonuçlarını da ortaya koyuyor: Katılımcılar, sosyal medyadan uzak durdukları süre boyunca daha fazla stres ve yalnızlık yaşıyor.

DW’nin “Schau hin” adlı girişiminden medya koçu Kristin Langer, “Sosyal medyada ne zaman, nasıl ve ne kadar süreyle vakit geçireceğimiz konusunda irade ortaya koymamız önemli. Dijital dünyanın anlık bildirimleri ve hatırlatıcıları gibi mekanizmalar tarafından abluka altına alınmamalıyız. Yine de aşırı sosyal ağ dozajına izin veriliyorsa kullanıcı bunun bilincinde olmalıdır” diyor.

Langer, sosyal medyanın hayatımız üzerindeki etkisinin, her bir kullanıcının kişiliği ile de doğrudan ilgili olduğunu vurguluyor. Bazı insanlar sosyal ağlardan pozitif etkilenirken, kimileri ise fenomenlerin paylaşımlarında sergilenen lüks ve ışıltılı yaşam tarzı karşısında mutsuzluk ve kıskançlık hissine kapılabiliyor.

Tartışmalı bir uygulama: Be real!

Bazen gerçekler, fenomenlerin paylaşımlarındaki gibi kusursuz ve parlak olmayabiliyor. Yani paylaşılan video veya görseller ya belirli bir senaryoya göre kurgulanabiliyor ya da görüntü düzenleme yazılımlarıyla her şey olduğundan daha farklı sunulabiliyor.

Fransa’da geliştirilen yeni bir uygulama, sosyal medya dünyasındaki göz boyamaya son vermeyi amaçlıyor. “Be real” (Gerçek ol) adlı uygulama, hiçbir görüntünün sonradan düzenlenmesine izin vermiyor. Yani görsellere filtre konulamıyor ya da görüntüler kurgulanamıyor. Ayrıca arka arkaya birkaç kez gönderi yapılması da engelleniyor. “Be real” uygulamasının hedefi, kullanıcıların yaşamlarına ilişkin sadece gerçek kesitleri takipçileriyle paylaşmalarını sağlamak.

Uygulama, kullanıcılardan bir mesaj aracılığıyla iki dakika içinde bir fotoğraf çekmelerini istiyor. Mesajın ne zaman geleceği ise önceden bilinmiyor. Sabah erken veya akşam geç saatler de dahil, aniden gelen bu mesaja hemen reaksiyon gösterilmesi gerekiyor. Böylece ilgili sosyal ağdaki arkadaşlar veya takipçiler, kişinin o anki gerçek halini görebiliyor. Kişi o sırada evini temizliyor ya da tırnaklarını kesiyor olabilir. Uygulamadan mesaj gelir gelmez, iki dakika içinde anlık durumun fotoğrafı çekilmek zorunda. Hemen tepki verilmeyip daha sonra paylaşım yapıldığında ise söz konusu görsel, “Be real” uygulaması tarafından “gecikmiş” ibaresiyle damgalanıyor.

Ancak “Schau hin” girişimi, bu uygulamanın tartışmalı, hatta sakıncalı yönleri olduğu konusunda uyarıda bulunuyor. Özellikle gençlerin, sırf “gecikmiş” damgası yememek için uygunsuz bir durumdayken aceleyle paylaşım yapıp daha sonra bundan pişman olabileceklerine ya da görüntülenmek istemeyen başka kişilerin de resimde yer almasının doğurabileceği çeşitli sorunlara dikkat çekiliyor. Ayrıca uygulamanın her an günlük fotoğraf bildirimi gönderebileceği beklentisi, kullanıcıların sürekli olarak diken üstünde olmasına ve strese kapılmasına da neden olabilir.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

İşverenle İlgili Sosyal Medya Paylaşımı İfade Özgürlüğü

Anayasa Mahkemesi (AYM), sosyal medya paylaşımları sebebiyle işten çıkarılan işçinin, Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.

AYM’nin Kadri Eroğul’un başvurusuyla ilgili gerekeli kararı, bugünkü Resmi Gazete’de yayınlandı. Karar, yeniden yargılama yapılmak üzere, iş akdinin feshini onaylamış olan Kütahya 1. İş Mahkemesine gönderilecek.

“Dernek başkanlığı görevinin de bir gereği”

Gerekçeli kararda, Eroğul’un, alt işverene bağlı olarak kurumda çalışmasının yanı sıra kamu kurumunda çalışan taşeron işçilere yönelik faaliyet gösteren bir derneğin (Kamu Taşeron Çalışanları Derneği/KATAŞ-DER) genel başkanlığı görevini de sürdürdüğü bilgisi yer aldı:

“Bu bağlamda başvurucunun taşeron işçilere ilişkin meselelerde bildireceği görüşlerin taşeron işçi kimliğinin ötesinde yürütmekte olduğu dernek başkanlığı görevinin de bir gereği olarak -temsil ettiği sivil toplum kuruluşunun ilgi alanındaki- toplumsal meseleleri de kapsadığı kabul edilmelidir.”

“Mahkeme, sözlerine farklı anlamlar yükledi”

AYM, paylaşımlarda kimsenin kişisel olarak hedef alınmadığının da altını çizdi:

“Başvurucu [Eroğul], paylaşımında genel nitelikli ‘yönetici’ kavramını kullanmış ancak sözlerinin belirli bir kimseyi hedef aldığına yönelik herhangi bir ifade kullanmamıştır. Mahkemeler ise başvurucunun taşeron işçi olmasını ve ceza davasına katılanların da başvurucu ile aynı kurumda yönetici olmasını gerekçe göstererek sözlerin muhataplarından bir kısmının kurum yöneticileri olduğunu kabul etmiştir.

Derece mahkemelerinin başvurucunun asıl amacının kurum yöneticilerini küçük düşürmek olduğunu kabul etmesi ancak başvurucunun kullandığı kelimelere onun verdiği anlamın ötesinde anlamlar yüklemesi ile mümkün olmuştur.”

“Eleştirilerini abartılı şekilde ortaya koymuş”

Kararda, ifade özgürlüğünün bir dereceye kadar abartıya hatta kışkırtmaya izin verecek şekilde geniş yorumlanması gerektiği belirtildi:

“Kaldı ki başvurucu, kullandığı ifadelerde taşeron işçilere yönelen baskının ancak ‘yöneticilik ve insanlık vasıfları taşımayan kişiler’ tarafından yapılabileceğini iddia etmiş; eleştirilerini abartılı bir şekilde ortaya koymuştur.

Anayasa Mahkemesi pek çok kararında ifade özgürlüğünün bir dereceye kadar abartıya hatta kışkırtmaya izin verecek şekilde geniş yorumlanması gerektiğini kabul etmiştir. Bu nedenle somut olaya konu ifadeler açısından da Anayasa Mahkemesinin önceki değerlendirmelerinden ayrılmayı gerektiren bir durum olduğu söylenemez.

Nihayetinde derece mahkemeleri, somut olaya konu ifadelerin iş akdinin feshedilmesi gibi son derece ağır ve en son çare olarak düşünülebilecek bir müdahaleye başvurmayı gerektirir nitelikte olduğunu objektif ve ikna edici bir biçimde ortaya koyamamıştır.”

Ne olmuştu?

Kadri Eroğul, özel bir şirkete (taşeron) bağlı olarak Halk Sağlığı Müdürlüğünde belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışıyordu.

Facebook hesabından taşeron işçilerin gördüğü baskıları ve yöneticileri konu eden “Ey insan müsveddeleri, yönetici bozuntuları…” ifadelerini de içeren kişisel bir paylaşımda bulundu.

Bu paylaşımdan dolayı bazı Kurum yöneticileri başvurucudan şikâyetçi oldu ve açılan davada Asliye Ceza Mahkemesi başvurucunun mahkûmiyetine karar verdi. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi üzerine alt işveren, iş akdini sona erdirdi.

Kadri Eroğul’un alt işveren ve kurum aleyhine açtığı işe iade talepli tespit davası İş Mahkemesi’nde reddedildi. İstinaf başvurusu da reddedilince AYM’ye başvurdu.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Sosyal Medya Fenomeni İmamın Sınır Dışı Kararı Askıya Alındı

Paris İdari Mahkemesi, sosyal medyada paylaştığı vaizleri milyonlarca kez izlenen Faslı imam Hassan İquioussen’in ülkeden sınır dışı edilmesi için verilen kararı iptal etti. İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ise bu karara itiraz edip Danıştay’a başvurduğunu açıkladı.

İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, “İdari Mahkeme’nin bu kararı karşısında, Yahudi aleyhtarı ve kadın erkek eşitliğine aykırı yorumlar yapan ve yayanlara karşı mücadele etmeye kararlı olan İçişleri Bakanı Darmain, Danıştay’a başvurdu. ” denildi.

Aynı açıklamada, Faslı imamın “yıllardır Fransa’nın değerlerine karşı, laiklik ve kadın erkek eşitliği ilkelerine aykırı bir nefret söylemi sergilediği” kaydedildi.

“İhvancı” olduğu belirtilen Faslı imamın avukatı Lucie Simon, mahkemenin müvekkilinin Fas’a sınır dışı edilmesini, “özel ve aile hayatına orantısız bir saldırıya nedeni olacağı gerekçesiyle askıya aldığını” duyurdu.

İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, 28 Temmuz’da sınır dışı kararını Twitter hesabından “Bu vaiz, yıllardır Fransa’nın değerlerine karşı, laiklik ve kadın erkek eşitliği ilkelerimize aykırı nefret söylemi sergiledi. Fransız topraklarından gönderilecek.” ifadesiyle paylaşmıştı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ise Fransa’dan sınır dışı edilmesi kararlaştırılan Hassan İquioussen’in yürütmeyi durdurma kararı için talep ettiği ihtiyati tedbir başvurusunu dün reddetmişti.

Fransa’nın sosyal medya fenomeni imam

Müslüman Kardeşler sempatizanı olduğu belirtilen imamın sosyal medyada çok sayıda takipçisi bulunuyor. Faslı imamın YouTube kanalında 170 bin, Facebook üzerinde ise 43 bin takipçisi var.

Verdiği vaizlerini 2000 yılından bu yana sosyal medyada paylaşan Faslı imamın görüntülerinin yaklaşık 30 milyon kez izlendiği bildirildi.

Bakanlık sınır dışı genelgesinde, “kamu düzeni için tehdit” olarak görülen imamın, “paylaştığı görüntülerin bazılarında Cumhuriyet yasalarına uymamayı savunduğu, İŞİD’in gerçekleştirdiği saldırıların gerçekliğini sorguladığı” belirtilerek, “El-Kaide’nini kurucularından ve Usame bin Ladin’e sempati duyduğu laikliğe karşı çıktığı” bildirilmişti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Sosyal Medya Bağımlılığının Cinsel İşlevi Azalttığı Keşfedildi

Yapılan yeni bir araştırmaya göre Facebook, Twitter, Instagram ve benzerleri gibi sosyal medya platformlarının bağımlılık düzeyinde kullanımı bireylerin cinsel hayatını olumsuz etkiliyor.

Hakemli bilimsel dergi The Journal of Sexual Medicine’de yayımlanan araştırmada sosyal medya bağımlılığının hem kadınlar hem de erkekler arasında bir dizi cinsel sorunla bağlantılı olduğuna dair kanıtlar elde edildi.

Portekiz’deki Ispa-Instituto Universitário’daki William James Araştırma Merkezi’nde görev alan Rui Miguel Costa, “Sosyal medya kullanımı bağımlılık özelliklerini kazandığında ruh halini kötüleştirebilir” dedi:

Kötü ruh halinin cinsel zorluklarla ilişkili olduğu göz önüne alındığında, sosyal medya bağımlılığının cinsel zorluklarla bağlantısını inceleyen yeterince araştırma olmaması beni şaşırttı.

Araştırmada 946 kadın ve 235 erkek, cinsel işlev ve bağımlılık derecesinde akıllı telefon kullanımına dair soruların yer aldığı anketleri doldurdu.

Daha sonra 536 kadın ve 194 erkekten de sosyal medya ve cinsel hayatlarıyla ilgili anketleri doldurması istendi. Katılımcılar, son bir ay içinde karşı cinsten partnerlerle cinsel ilişkiye girmiş, yani aktif cinsel hayata sahip kişiler arasından seçildi.

Anketlerde, “Sosyal paylaşım sitelerinde daha fazla vakit geçirmek için ev işlerini ihmal ediyor musunuz?”, “Hayatınızdaki kişiler onlara ayrılan zamandan şikayetçi mi?”, “Sosyal ağ siteleri nedeniyle iş performansınız veya üretkenliğiniz düşüyor mu?” gibi sorular yer alıyordu.

Anket sonuçlarını değerlendiren araştırmacılar, sonunda sosyal ağ sitelerini sorunlu biçimde kullananların cinsel işlevinin azaldığını ve cinsel hayatlarında sıkıntı yaşadığını tespit etti.

Kadınlar arasında bu, daha az cinsel uyarılma, orgazm güçlüğü, cinsel tatminsizlik, cinsel ilişki sırasında ağrı gibi sorunlarla ilişkilendirildi.

Erkeklerde ise daha zayıf erektil fonksiyon, daha az istek, tatminsizlik ve orgazm olmada zorluk gibi durumlar saptandı.

Akıllı telefon kullanımının bağımlılık derecesine varması da cinsel sorunlarla ilişkilendirildi. Ancak bu durum, çoğunlukla sosyal ağ sitelerinin kullanımı kontrol altına alındığında ortadan kalkıyordu.

Araştırmacılar, makalede şu ifadelere yer verdi: Dolayısıyla, çoğunlukla cinsel işlevin azalmasıyla ilişkili olan durum, akıllı telefonların bağımlılık derecesinde kullanımı değil, sosyal ağ sitelerinin bağımlılık derecesinde kullanımı gibi görünüyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Elon Musk, Twitter’ı Satın Alma Anlaşmasını Feshetti

Tesla ve SpaceX’in Üst Yöneticisi Elon Musk, sosyal medya şirketi Twitter’ı yaklaşık 44 milyar dolara satın alma anlaşmasını feshetti. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) yapılan bildirimlerde, Musk’ın anlaşmayı birden çok hükmünün ihlalini gerekçe göstererek resmi olarak bir mektupla feshettiği aktarıldı.

Daha önce Twitter’da yüzde 9,2’lik hisse satın alan Elon Musk, 14 Nisan’da SEC’e yaptığı bildirimde, Twitter’ın tamamı için hisse başına 54,2 dolarlık teklifte bulunmuştu.

Twitter’dan 25 Nisan’da yapılan açıklamada, şirketin Musk’a satılmasına yönelik anlaşmanın sağlandığı bildirilmişti.

Musk, 13 Mayıs’ta sosyal medya şirketi Twitter’ı yaklaşık 44 milyar dolara satın alma anlaşmasının geçici olarak askıya alındığını duyurmuştu.

Elon Musk, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Twitter anlaşmasının, “spam ve sahte hesapların toplam kullanıcıların yüzde 5’inden azını oluşturduğu hesaplamasına dair beklenen detaylar nedeniyle” geçici olarak askıya alındığını açıklamıştı.

Öte yandan fesih kararıyla, işlemin tamamlanmaması durumda Musk’ın 1 milyar dolar ödemesini gerektiren anlaşma şartı gündeme geldi.

Twitter, Musk’ın feshettiği anlaşma için yargıya gidiyor

Elon Musk’ın satın alma anlaşmasını feshetmesinin ardından Twitter tarafından ilk tepki geldi.

Twitter Yönetim Kurulu Başkanı Bret Taylor, Elon Musk’ın feshettiği satın alma anlaşmasının uygulanması için yasal işlem başlatılmasının planlandığını duyurdu.

Taylor yaptığı açıklamada, “Twitter Yönetim Kurulu, Musk ile üzerinde anlaşılan fiyat ve şartlarda işlemi tamamlamayı taahhüt ediyor ve birleşme anlaşmasını uygulamak için yasal yollara başvurmayı planlıyor.” ifadesini kullandı.

Taylor, açılacak davada galip geleceklerinden emin olduklarını söyledi.

Paylaşın

Uzun Kulaklı Keçi Sosyal Medya Yıldızı Oldu

Pakistan’ın Karaçi kentinde yaşayan keçi Simba, her biri 54 santimetreyi bulan kulaklarının uzunluğuyla meşhur oldu. Simba şöhreti sayesinde, güzellik yarışmalarını kazandı ve rahat bir yaşam sürüyor.

Ünlü keçiyi yetiştiren Muhammed Hasan Narejo, keçisinin kulaklarını kayda geçirmek içir Guinness Rekorlar Kitabı’yla temas kurduğunu belirtti.

Şu anda “dünyanın en uzun kulaklı keçisi” diye bir rekor kategorisi yok, dolayısıyla Simba’nın kulaklarının gerçekten rekoru kırıp kırmadığını bilmek imkansız. Ancak rekor kırmış olsa da olmasa da, Simba şu anda Pakistan’da bir sosyal medya ünlüsü.

Ancak Simba’ya şöhret getiren uzun kulaklar aynı zamanda çeşitli sorunlar da yaratıyor. Örneğin, kulaklar yürümesini zorlaştırıyor. Narajo, kazaları önlemek için kulakları başın arkasında topluyor. Ayrıca bu işi yapan bir dizgin de tasarlamış.

Bir başka korku ise rakip yetiştiriciler. Narejo keçilerine nazar değmemesi için dualar okuduklarını söylüyror. Narejo’nun planları daha büyük. Simba’yı büyütüp, Pakistan’ın keçi yetiştiriciliğinde dünya lideri imajını geliştirmek istiyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

‘Dezenformasyon Yasası’ Hazır

AK Parti, internet ve sosyal medyada dezenformasyonu önlemeye yönelik bir yasa taslağı hazırladı. İttifak ortağı MHP’ye sunulan yasa taslağına göre, internet ve sosyal medyada neyin “yalan” olduğuna, kurulacak dijital suçlara bakacak ihtisas mahkemeleri karar verecek.

Milliyet’in haberine göre, AK Parti, internet ve sosyal medyada dezenformasyon yasası hazırlıklarında parti içinde de sıkça tartışılan “dezenformasyon tanımı” ve “dezenformasyona kimin karar vereceğine” ilişkin ihtilafı çözüme kavuşturdu. MHP’ye sunulan 60 maddelik yasa taslağına göre, internette neyin dezenformasyon olduğuna dair belirlemeyi yapmak üzere RTÜK benzeri bir kurul oluşturulmasından vazgeçildi. Bunun yerine internet ve sosyal medyada neyin “yalan” olduğuna kurulacak ihtisas mahkemeleri karar verecek.

Teklifle internet haberciliği yasal altyapıya kavuşacak; internet medyasında çalışan gazeteciler 212 sayılı yasaya tabi olacak; internet haber siteleri Basın İlan Kurumu’ndan ilan alabilecek.

Bu arada MHP’nin “kamuoyu araştırmalarında yapılan dezenformasyon faaliyetlerinin önüne geçmek” amacıyla teklife eklenmesini istediği düzenleme de gündemde. AK Parti ve MHP’li kurmaylar bayram sonrasında bir araya gelerek teklif üzerinde ortak çalışmayı tamamlayacak. Teklifin haziran ayında Meclis gündemine getirilebileceği ifade ediliyor.

AK Partili Ünal: Dönüm noktası

Öte yandan AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, dezenformasyon teklifine ilişkin DHA’ya konuştu. AB’nin 23 Nisan 2022’de kabul ettiği, “Dijital Hizmetler Yasası”nı teklife aynen ekleyeceklerini belirten Ünal, şunları söyledi:

“Bu yasa internette bir dönüm noktası. Gerçek hayatta yasa dışı olanın, internet ortamında da yasa dışı olması gerektiği ilkesi esas alınıyor. Platformlar, bildirilen yasa dışı ürün veya hizmet içeriğini hızla kaldırmak zorunda kalacak. Dijital platformlarda dezenformasyon önlenecek ve platformların algoritmalarının şeffaflığı artırılacak. Yasayla büyük dijital platformlar ve arama motorları daha sıkı kurallara uymak durumunda kalacak. Dijital platformlar, AB Komisyonu tarafından denetlenecek. Benzer bir denetlemeyi biz de düşünüyoruz. Kural ihlâlinde bulunan dijital platformlara küresel cirolarının yüzde 6’sına ulaşan para cezaları uygulanacak. Çevrim içi platformların yasa dışı ve zararlı içerikle ilgili sorumlulukları artırılacak. Platformlar, sahip olduğu içerikleri sıkı biçimde denetlemek durumunda kalacak.”

Ünal, dezenformasyon ile ilgili yasal düzenleme üzerinde Cumhur İttifakı olarak mutabakat sağlandığını belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanımız taslağı Sayın Devlet Bahçeli’ye verdi. Sayın Bahçeli de Sayın Erkan Akçay ve Feti Yıldız’ı görevlendirdiler. Salı günü bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda taslak üzerinde genel bir mutabakat sağlandı. Önümüzdeki günlerde bir toplantı daha gerçekleştireceğiz. Ondan sonra biz de hızla bu düzenlemeyi TBMM’ye sunacağız” diye konuştu.

Paylaşın

CHP’den Troller Raporu: 12 Bin Hesap, Ayda 300 Bin Tweet

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ve CHP’ye yönelik hakaretler içeren sosyal medya içeriklerini üreten trol hesaplara ilişkin hazırlanan araştırma raporunda çarpıcı tespitler yer aldı.

Organize trol faaliyetlerini mercek altına alan çalışmada, trol hesaplardan CHP ve Kılıçdaroğlu hakkında aylık 400 gönderiye ulaşan sıklıkta içerik üretildiği ve altı ayda 300 binin üzerinde gönderinin yaygınlaştırıldığı belirlendi.

Birgün’den Nurcan Gökdemir’in haberine göre; Bir araştırma grubu tarafından hazırlanan ve trol faaliyetlerinin incelendiği rapora temel oluşturan veri seti, yüksek oranda Kılıçdaroğlu’nu ve düşük oranda CHP’yi etiketleyen 754 bin 975 gönderiden oluştu. Nisan 2021-Eylül 2021 tarihleri arasındaki altı aylık dönemi kapsayan incelemede özetle şu bulgulara ulaşıldı:

Küfür, hakaret: CHP ve Kılıçdaroğlu aleyhinde aylık bazda düzenli faaliyet gösteren ortalama 10-12 bin hesabın olduğu ve bu hesapların aylık bazda ortalama 250-300 arasında hashtag ürettikleri belirlendi. Bu hesapların ürettikleri paylaşımlar ağırlıklı olarak küfür, hakaret, küçük düşürücü ve aşağılayıcı-alaycı içeriklerden oluşmaktadır.

Ayda 400 içerik: Bu hesaplar aylık 400 gönderiye ulaşan sıklıkta içerik üretebilmektedir. Rapora konu olan zaman diliminde içerik sayısı 300 bini geçmiş durumdadır.

Piramit yapılanma: Lider trol ekibinde @sencer_2023_, @avicenna_Razi, @themarginale ve @TheLaikYobaz gibi yüklenici trol hesaplar yer almaktadır. Bunların altında ise @KANLINEVZAT35, @_trakyali, @SERVETK73804671, @Sabrikontek, @3461_kmn , @Abdulla72476125 ve @JAWARECEP8 gibi taşeron trol hesaplar yer almaktadır.

Balkon isimli destek grubu: Piramidin en altında ise destek grubu olarak nitelendirilebilecek daha az sıklıkta içerik üreten, @2023TRKY, @Reis_Rte_Reis, @Vatann_Millett, @ak_balkon, @esma43188066, @KARA_DAVUT_OF61 ve @emirbrkt gibi kullanıcılar bulunmaktadır. Bu hesaplar, üretilen içerikleri dolaşıma sokmaktadır.

Sahte kimlikler: Organize trol hesaplar çoğunlukla gerçek bir kimliğe sahip bulunmamaktadırlar. Bazı trol hesapların adlarında dört ve daha fazla rakam bulunması rastgele oluşturulduklarına işaret etmektedir.

Siyasi parti çağrışımlı: Kullanıcı adları belirli bir siyasal partiye, ideolojiye ya da kişiye atıfta bulunmakta ya da bunlarla özdeşleşmektedir. Bu hesapların profilleri ya bir siyasal partinin genel başkanının fotoğrafı ya dini veya milli bir sembol ya da güzel veya yakışıklı olarak tanımlanacak kadın-erkek görsellerini içermektedir.

Organize retweet: Bu hesaplar, etkileşimi artırmak için çoğunlukla organize retweet trafiğine başvurmaktadırlar.

Tek kaynak: Trol hesaplar tek bir kaynaktan çıkmışçasına büyük oranda benzer içerikleri paylaşmaktadır.

Hepsi kayıt altında: Trol hesapların kullanıcı hesapları sıklıkla kapanabilmekte, kapanan hesap adları değiştirilerek farklı adlar adı altında yeniden aktive edilebilmektedir. Bu durumda olan hesaplardaki tüm bilgiler kayıt altına alınmıştır. Ayrıca isim değişikliği ya da farklı nedenlerle aktivitelerine devam edilen kullanıcılar da bilinmektedir.

Fake takipçiler: Trol hesaplar kısa zaman önce açılmış olsa bile binlerce takipçiye sahip olabilmektedir. Bu durum, hesapların fake olarak adlandırılan sahte takipçilere sahip olmalarından kaynaklanmaktadır.

Karşı propaganda yöntemleri yapılıyor

Trol hesapların hashtag ve içerik üretirken kullandıkları üç temel yöntem de raporda yer aldı. Bunlardan ilkinin belirli bir trol kullanıcı grubunun CHP ya da Kılıçdaroğlu hakkında gösterdikleri refleksle ortaya çıktığı belirtildi. Buna göre, CHP ya da Kılıçdaroğlu, “128 milyar dolar nerede?” gibi bir açıklama ile gündem olduğunda, trol hesaplar hemen, “128 milyar dolar yalanı” gibi hashtagler ile gündemi sabote edici tweetler üretiyor.

Belirli bir hedefe odaklanan troller, yine “Hemen seçim” gibi belirli bir hashtag altında devam eden tartışmaya dahil olup manipülasyon amaçlı içerikleri dolaşıma sokuyor. Bu faaliyet sırasında ayrıca alay, aşağılama, küfür ya da hakaret içeren içerikler üreterek tartışmalar bozguna uğratılmaya çalışılıyor.

Bir diğer yöntemde de trol kullanıcı grubu, CHP’yi ya da Kılıçdaroğlu’nu doğrudan hedef alarak itibarsızlaştırmaya çalışıyor. CHP’nin ya da Kılıçdaroğlu’nun hesaplarından yapılan paylaşımların altına küçük düşürücü hashtagler üretilerek bu paylaşımların yurttaş nezdinde kabul görmediği algısı yaratılıyor.

Rekor kanlınevzat adlı hesaba ait

754 bin 975 gönderinin incelendiği çalışmada, trollerin içerik üretim sıklığı da incelendi. İncelenen dönemde en fazla paylaşım yapılan hesabın Kılıçdaroğlu’nun, “Sapığım” dediği Nevzat Kanlı’ya ait olduğu ileri sürülen @KANLINEVZAT35 isimli hesaptan yapıldığı tespit edildi. Buna göre, bu hesap adı altında 4 bin 752, @_trakyali hesabından 4 bin 635, @SERVETK73804671 isimli hesaptan 3 bin 672, @Murat19781848 hesabından 3 bin 315 adet paylaşım yapıldı.

Aylık ortalama 250-300 arasında değişen sayıda üretildiği belirlenen hashtaglerde de ilk sırayı “#yalancıkemal” hashtagi aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yaygın kullanılan, “Yalancı” nitelemesini içeren bu hashtagler 26 bin 450 kez dolaşıma sokuldu. “#OZURDİLEKILIÇDAROĞLU” hashtagi 10 bin 460 “#YalancıBayKemal” hashtagi 8 bin 30, “#YALANCICHP” hashtagi ise 5 bin 380 kere kullanıldı.

Paylaşın

Türkiye, İçerik Kaldırtma Taleplerinde Üçüncü Sırada

Dünya genelinde en çok kullanılan sosyal medya platformlarından biri olan Twitter, kullanıcıların paylaştığı içeriklerin kaldırılması için hükümetlerden gelen talep sayılarını açıkladı. Türkiye, en fazla talepte bulunan hükümetler sıralamasında üçüncü oldu.

2021 yılının Ocak-Haziran dönemine ilişkin verileri kamuoyuyla paylaşan Twitter, bu süre zarfında hükümetlerin 196 bin 878 hesaptan içerik kaldırılması için 43 bin 387 talepte bulunduğunu duyurdu.

Söz konusu hesap sayısının, Twitter’ın şeffaflık raporlarını yayımlaya başladığı 2012 yılından beri ulaşılan en yüksek sayı olduğu açıklandı. Şirket, içerik kaldırılması talebi sayısı bakımından da rekor kırıldığını belirtti.

Taleplerin yüzde 95’inin beş ülkeden geldiğini duyuran Twitter, ilk sırada Japonya’nın bulunduğunu bildirdi. Japonya’yı Rusya, Türkiye, Hindistan ve Güney Kore izledi. Twitter’a Çin ve Kuzey Kore dâhil bazı ülkelerde erişim bulunmuyor.

Twitter 2021’in ilk altı aylık dönemindeki taleplerden yüzde 54’ünde, bildirilen içeriğe belli ülkelerde erişimi durdurduğunu ya da kullanıcılardan bu içeriği kısmen veya tamamen kaldırmalarını istediğini belirtti.

“Son derece endişe verici”

Twitter’ın küresel kamu politikasından sorumlu başkan yardımcısı Sinead McSweeney, “Dünya genelinde hükümetlerin içeriklere müdahale etme ve kaldırma girişimlerinin giderek arttığı şu dönemde, daha önce görmediğimiz sayıda taleple karşılıyoruz” dedi.

McSweeney, “mahremiyet ve ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdit” olarak gördüğü bu durumu, “tüm dikkatlerini vermeleri gereken, son derece endişe verici bir eğilim” diye tanımladı.

Twitter’ın bir önceki altı aylık verileri, 131 bin 933 hesaptan içerik kaldırılması için hükümetlerce talepte bulunulduğunu gösteriyordu. Açıklanan son sayı, geçen yılın ilk yarısında yaklaşık yüzde 50’lik bir artış olduğunu ortaya koydu.

Hükümetlerin talep sayısıysa 38 bin 524’ten 43 bin 387’e yükselirken yüzde 14’lük artış gösterdi. Talep sayısı yıllık bazda yüzde 2,8 arttı.

Twitter, kullanıcı hesabı bilgisi talep etme bakımındansa ilk sırada ABD’nin bulunduğunu belirtti. ABD’den Twitter’a ulaşan 3 bin 26 talep, toplam taleplerin yüzde 26’sını oluşturdu.

Twitter, hükümetlerin bilgi taleplerinin yüzde 64’ünde ya kısmen bilgi paylaştı ya da hiçbir bilgi paylaşımında bulunmadı. Şirket, bu oranda bir önceki döneme kıyasla yüzde 9’luk bir düşüş olduğunu ifade etti.

Paylaşın