Erbakan, Ekonomik Kriz Üzerinden İktidara Yüklendi

Şanlıurfa’da halka seslenen Yeniden Refah Partisi Fatih Erbakan, “Asgari ücretliyi ve emekliyi açlık grevine mahkum ettiniz. Açlık grevinde bile şeker ve su takviyesi oluyor. Bu ücretler ancak açlık grevine yeter” dedi.

Fatih Erbakan, Sağlık Bakanlığının açıkladığı diyet listesinin maliyetinin 32 bin lira olduğunu anımsatarak, “Yani Sağlık Bakanlığı kendi ağzıyla iktidarın milyonlarca insanı açlığa mahkum ettiğini ilan etmiş oluyor” diye konuştu.

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, yerel seçimler kapsamında partisinin Şanlıurfa mitinginde konuştu.

Independent Türkçe’nin aktardığına göre; Mehmet Kasım Gürpınar ile Şanlıurfa’nın yeniden milli görüş belediyeciliği ile buluşacağını söyleyen Erbakan, “Bütün engellemelere, ambargolara, çarpıtmalara, çamur atmalarına ve algı operasyonlarına rağmen, Cenabı Allah doğru ve haklı olanların kazanmasını istiyor. İşte haklının zaferini 3 Mart’ta yaşayacağız” dedi.

“Partimiz büyük bir rüzgarla büyüyor. Bugün itibarıyla üye sayımız 500 bine dayandı” diyen Erbakan, partisinin 31 Mart seçimlerinin parlayan yıldızı olacağını ifade ederek “Genel seçimlerde de iktidara taşıyacağız” dedi. Erbakan şunları söyledi:

Milletimiz neden Yeniden Refah’a koşuyor? Çünkü bu millet rantçı belediyeden bıktı artık. Değişim istiyor, samimi, dürüst, tevazu sahibi belediye başkanları istiyor. Milletin derdi ile dertleneceğine kendi makam aracı ile dertlenen, millet ile arasına mesafe koymuş belediyeleri istemiyor.

“Asgari ücretliyi ve emekliyi açlık grevine mahkum ettiniz”

Emeklilerin sorunlarına dikkat çeken Erbakan, “10 bin lira emekli maaşını elinizi vicdanınıza koyun düşünün. 10 tane hurma 150 lira emekliye 10 bin lira… 6 kilo pastırma parasını reva göreceksin. Emekliler bayram gelecek diye korkuyor. ‘Torunum gelirse nasıl harçlık vereceğim diye. Bu hale gelmiş bu insanlar” ifadelerini kullandı.

Çay ve simi hesabı ile iktidar olanlara hurma hesabı yaptığını anımsatan Erbakan, “5 kişilik bir aile 3 tek hurma, çeyrek pide, sahurda yine aynısını yapacak. 5 kişilik ailenin aylık masrafı 11 bin liraya geliyor. Gerçekten de söylerken utanıyorum” dedi.

“Asgari ücretliyi ve emekliyi açlık grevine mahkum ettiniz. Açlık grevinde bile şeker ve su takviyesi oluyor. Bu ücretler ancak açlık grevine yeter” diyen Erbakan Sağlık Bakanlığının açıkladığı diyet listesinin maliyetinin 32 bin lira olduğunu anımsatarak “Yani Sağlık Bakanlığı kendi ağzıyla iktidarın milyonlarca insanı açlığa mahkum ettiğini ilan etmiş oluyor” diye konuştu.

Paylaşın

Bakırhan: Kürtler, Coğrafyasından Asla Vazgeçmeyecek

Şanlıurfa Newroz kutlamalarında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Türkiye’nin geleceği operasyonlarda değil, savaşta değil, Kürdistan’ın dört bir yanında sivil Kürt insanlarını öldürmekte değil; Türkiye’nin geleceği 31 milyon Kürt’ün iradesiyle, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümündedir. Bunun için sizleri tekrar diyaloğa ve müzakereye çağırıyoruz” dedi ve ekledi:

“Ama ne yapıyorlar değerli halkımız? Kürtlerin yaşadığı her yere ‘teröristan’ diyorlar. Milletvekilleriniz Meclis’te iki kelime Kürtçe konuştuğunda seslerini kısıyorlar, ‘bilinmeyen dil’ diyorlar. Teröristan dedikleri yer Kürdistan’dır, bilinmeyen dil dedikleri Kürtçedir. Kürtler var olduğu sürece coğrafyasından, dilinden, toprağından ve özgürlüğünden asla vazgeçmeyecektir. Bir an önce teröristan kavramından, bilinmeyen dil tarifinden vazgeçin.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Şanlıurfa Newroz kutlamalarında konuştu. Tuncer Bakırhan, konuşmasında şunları söyledi:

“Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin, Êzidîlerin, farklı etnik ve inanç grubunda bulunan bütün Urfa halkımızın Newroz’u kutlu olsun. Newroza we pîroz be. Urfa deyip geçmemek lazım. Güneşin doğduğu kadim bir kenttir. Urfa Kürtlere, Türkiye’ye ve Ortadoğu’ya siyaseti ve devrimciliği öğreten; duruşu, dili, kimliği ve onurlu bir mücadeleyi öğreten bir kenttir. Bugün Urfa’da sizlerle birlikte olmaktan onur duydum, gurur duydum. Her Bijî Urfa.

Urfa bize öğretti, Urfa üretti; Urfa, Kürt halkının bugünkü onurlu direnişini ve duruşunu meydana çıkarttı. Onun için ne kadar kendinizle övünseniz yeridir. Urfa’dan Hewlêr’e, Urmiye’ye, Mehabad’a, Qamişlo’ya selam gönderiyoruz. Kürt halkının, Kürdistan halkının Newroz Bayramını kutluyorum. Şu an Ankara’da adalet nöbeti tutan Emine Şenyaşar’a selamlarımızı gönderiyoruz. Bir gün muhakkak Kürtlerin kanına giren bu eli kanlı insanlardan demokratik bir yargı önünde hesap soracağız.

Şenyaşar Davası sadece Şenyaşar ailesinin değil Kürtlerin davasıdır; Urfalıların, devrimcilerin, demokratların, onurlu bütün insanların davasıdır. Bu davayı takip etmeye devam edeceğiz. Viranşehir Belediye Başkanlığımızı ve milletvekilliğimizi yapmış olan, şu an cezaevinde bulunan Leyla Güven şahsında Selahattin Demirtaşların, Gültan Kışanakların, Sabahat Tuncellerin, Ayşe Gökkanların ve binlerce yoldaşımızın Newroz Bayramını kutluyorum.

Feridun Yazar, Muhsin Melik ve İbrahim Ayhan şahsında HEP’ten bugüne kadar partimize emek vermiş, bedel ödemiş bütün arkadaşlarımızı da rahmetle ve minnetle anıyorum. Bir kez daha Urfa’dan, bu meydandan şunu söylemek istiyorum. Zalimlere, Dehaqlara karşı nasıl Kawalar direndiyse; Urfalılar da darbelere, faşizme ve zulme karşı direndi, direnmeye devam edecek. Urfa demek, mazlumların direnişi demektir; Rahşanların, Zekiyelerin direnişi demektir. Siz var olun, hûn her hebin hûn her bijîn.

Televizyonları açıyorsunuz iktidar partisi ve onun küçücük ortakları sabah akşam DEM Parti diyorlar, Kürtler diyorlar. Sabahtan akşama bizlere iftira atıyorlar. “Hani gençler nerede?” diyorlardı. Gençler Urfa’da Newroz alanında. İktidar partisinin başkanı, “Bunların kuvveti, kudreti kalmadı” diyordu. Al sana kuvvet, al sana kudret, al sana birlik, direniş, mücadele! Eğer genç görmek istiyorsan, direniş görmek istiyorsan, kuvvet görmek istiyorsan, kudret görmek istiyorsan al sana Urfa, al Newroz alanı.

Newroz’dan sonra delirmeye başladılar. Şirazeleri bozuldu. İstanbul’da bir milyonun üzerinde kitleyi topladığımızda şaşkına döndüler. Amed’de bir milyon insanımız bir araya geldi. Van’da yüz binler. Batman’da, Siirt’te, Türkiye ve Kürdistan’ın birçok yerinde on binler, yüz binler, milyonlar hep bir ağızdan “Newroz pîroz be!” dedi. Halkımız hep bir ağızdan, bize sabah akşam terör diyenlere Newroz alanlarında, “biz varız, vardık, var olmaya devam edeceğiz” dedi. Onlar sabah akşam kin kusuyor, sabah akşam savaş diyorlar, operasyon diyorlar.

Biz onlara diyoruz ki aklınızı başınıza toplayın. Milyonlarca Kürt barış diyor, özgürlük diyor, demokrasi diyor. Milyonlarca Kürt savaş politikalarınıza karşı meydanda ve ayaktadır. Değerli Urfa halkı, bu savaş politikalarına geçit verecek miyiz? 31 Mart’ta dilimizi yok sayan, bizi yoksullaştıran, belediyelerimize kayyım atayan bu haramzadelere, bu kayyımcı anlayışa sandıkta ders verecek mi Urfa? Urfa, siz Nemrut’a karşı İbrahimi bir duruş ortaya koyuyorsunuz. Her bijî Urfa!

Dünya’nın dört bir yanında Kürt karşıtı diplomasi yapmanıza, yurt dışına gitmenize gerek yok. Kürt sorununun çözümü bir ada mesafesindedir. Buyurun İmralı’ya. Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kaldırın, Kürt meselesini diyalogla ve müzakereyle çözelim. Bu vesileyle bilge insanın, hemşeriniz ve yoldaşınız Sayın Öcalan’ın Newroz’unu hep birlikte kutluyoruz. Newroza te pîroz be!

Değerli halkımız, Araplar, Türkmenler, Kürtler; Türkiye 2 yıl çok iyi bir süreç geçirdi Çözüm Sürecinde. Her yerde esnaf rahattı, ticaret yapabiliyordu. Enflasyon bu kadar yüksek değildi. İnsanlar geleceğe umutla bakıyordu. Hepimiz rahattık, huzurluyduk. Kürt ve Türk gençlerinin cenazeleri gelmiyordu. Türkiye 100 yıllık tarihinde en rahat ve huzurlu iki yılı geçirdi. Ne yaptılar? Çözüm Sürecini buzdolabına kaldırdılar ve sürecin mimarı olan, Türkiye halklarının insanca yaşaması için bir çözüm deklarasyonu ortaya koyan Sayın Öcalan üzerinde görülmemiş bir tecrit uyguladılar.

O iki yıl mı daha iyiydi; yoksa şimdi emekçinin ve emeklinin perişan olduğu, esnafın siftah yapamadığı, her gün gençlerin cenazesinin geldiği, insanların terk ettiği uçurumun kenarındaki bu Türkiye mi daha iyi? Bizler devleti, devlet aklını, AKP iktidarını bir kez daha uyarmak istiyoruz. Türkiye’nin geleceği operasyonlarda değil, savaşta değil, Kürdistan’ın dört bir yanında sivil Kürt insanlarını öldürmekte değil; Türkiye’nin geleceği 31 milyon Kürt’ün iradesiyle, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümündedir. Bunun için sizleri tekrar diyaloğa ve müzakereye çağırıyoruz.

Ama ne yapıyorlar değerli halkımız? Kürtlerin yaşadığı her yere “teröristan” diyorlar. Milletvekilleriniz Meclis’te iki kelime Kürtçe konuştuğunda seslerini kısıyorlar, “bilinmeyen dil” diyorlar. Teröristan dedikleri yer Kürdistan’dır, bilinmeyen dil dedikleri Kürtçedir. Kürtler var olduğu sürece coğrafyasından, dilinden, toprağından ve özgürlüğünden asla vazgeçmeyecektir. Bir an önce teröristan kavramından, bilinmeyen dil tarifinden vazgeçin.

Türkiye’yi batırdınız, bitirdiniz, emeklileri 10 bin lirayla geçinmek zorunda bıraktınız. Ramazan ayındayız. İnsanlar aç, hurmayı taneyle alıyor. İnsanlar evinde iftar sofrası kuramıyor. Hayvancılıkla ve tarımla uğraşan insanlar, çocuklarına ayda bir defa et yedirmek için bir gün ucuz et kuyruğunda bekliyor. Sorsanız Türkiye mutlu mesut, çünkü onlar başını Saray’dan çıkarmıyor. Onlar Urfa’daki bu meydanı görmüyorlar, İstanbul’daki milyonları görmüyorlar. Daha güçlü, daha diri, daha büyük bir şekilde bu haramzadelere, bu Türkiye’yi batırıp bitirenlere 31 Mart’ta gerekli cevabı verecek mi Urfa?

“Faiz 22 yıl önce geldiklerinden daha yüksek”

Bu iki yüzlüler Filistin halkı diyor, Gazze diyor ama İsrail’le en büyük ticareti yapan ülke Türkiye. Gazze’nin, Ramallah’ın etrafını çeviren o betonların çimento ve demirleri nereden gidiyor? Türkiye. Bunlar sadece Kürt düşmanı değil; ezilen, sömürülen halkların, emekçilerin, emeklilerin, kadınların da düşmanıdırlar.

31 Mart, Türkiye halklarının onlardan sandıkta hesap soracağı büyük bir gündür. Sizin sayenizde, bizi yok sayan bu savaş çığırtkanlarına en büyük cevabı sandıkta vereceğiz. Erdoğan faizin haram olduğunu söylüyordu. Faiz yüzde 50’lere çıktı. Erdoğan Nas’ı örnek gösteriyordu. Nas’ı faize yedirdiler, faize! Şu anda Türkiye’deki faiz 22 yıl önce geldiklerinden daha yüksektir. Bunlara inanmayın. Bunlar gerçekten ülkeyi batırıp bitirdiler. Sen 22 yıldır batırdın, bitirdin, hizmet etmedin. Şimdi son bir haftada mı hizmet edeceksin? Urfa halkı bu yalana kanar mı? Kanmaz.

Erdoğan dün diyor ki DEM Parti seçmenin iradesi yok. Hele bize bunu diyene bakar mısınız Allah aşkına? Newroz’daki milyonları görsün baksın, DEM Parti seçmeninin iradesi var mı yok mu? Newroz bunların şirazesini bozdu, bunların aklını başından aldı. Bizim seçmenimiz onurludur. Bizim seçmenimiz yiğittir, fedakardır. Bizim seçmenimizi en iyi Erdoğan tanır. 22 yıldır seçmenimiz üzerinde estirdiği zulüm, faşizm, baskı, ölüm ve yıkımın sonuç vermediğini en iyi kendisi biliyor. Türkiye’nin, dünyanın en iradeli seçmeni DEM Parti’nin seçmenidir. Bizim seçmenimiz öyle bir seçmendir ki yeri geldiğinde iple partisinin yerini pusulada bulur, mührünü altına basar. İple partisinin yerini bulan bu seçmene iradesiz demek kimsenin haddi de değil hakkı da değil!

“İradesini Bahçeli’ye veren biri seçmenimize laf söyleyemez”

Değerli halkımız, huzurunuzda Erdoğan’a bir çağrı yapmak istiyorum. O ampul rozetli vali ve kaymakamların zorla, tehditle miting alanlarına topladığı kitleyi bir günlüğüne Erdoğan bıraksın da bakalım kimin seçmeni var, kimin seçmeni iradeli, kimin seçmeni kudretli? Erdoğan gittiği gün yüz tane insanı etrafında bulamaz. Kırk yıldır baş eğmeyen bu onurlu halkın iradesi de kudreti de partisine bağlılığı da partisindeki sözü de kıymetlidir. Erdoğan adayları nerede belirledi?

Ankara’daki sarayından. Bizim adaylarımızı kim belirledi? Ön seçimle halkımız. Kimin seçmeninin iradesi varmış, kimin yokmuş ön seçime bakarak Türkiye halkı karar versin. Bizim seçmenimiz çeliktendir, leblebi değil! Yılmayan, yorulmayan, karanlığı aydınlatan, onurlu bir seçmenimiz var. Bunun için bile sizlere binlerce kez teşekkürler. Partinize sahip çıktığınız, yalnız bırakmadığınız, sizi yok sayan bu sisteme en iyi cevabı verdiğiniz için binlerce kez teşekkürler, önünüzde saygıyla eğiliyoruz.

Beyefendi seçmenin iradesini soracağına kendisine baksın. Erdoğan’ın iradesi nerede sizce? İradesini Bahçeli’ye vermiş biri bizim seçmenimize laf söyleyemez. İradesini JİTEM’cilere, Çillerlere, Ergenekonculara veren biri irademize laf edemez. İrade burada, Urfa’da. İrade ayaktadır, güçlüdür, vardır, var olmaya devam edecektir.

22 yıldır kim iktidar? AKP. Riha Belediyesi kimde? AKP’nin ve diğer partilerin. Sizlere soruyorum. Gerçekten temiz, eşit, hakkaniyetli bir hizmet aldınız mı? Bu utanmazlar altyapı yapmadığı için, sel ve toprak kaymasının olduğu yerlere imar izinleri verdiği için selde 17 vatandaşımız bir yıl önce yaşamını yitirdi. 17 vatandaşımızı rahmetle anıyorum. Altyapı, temizlik, iş, Kürt’e hizmet yok ama ayrımcılık var. Kürt genci işe girmiyor, Kürt gencini eşit saymıyorlar. Çalıyorlar, çırpıyorlar, rantçılık yapıyorlar.

Onlara bir de bizim 25 yıllık belediyecilik pratiğimize baksın. Bizim belediyelerimiz halkın yanındadır. Bizim belediyelerimiz çok dilli belediyecilik hizmeti veriyor. Bizim belediyelerimizde kadın müdürlükleri var, kadın kooperatifleri var. Bizim belediyelerimiz gençlerin iş ve aş bulmalarını sağlıyor. Bizim belediyelerimiz çalmaz çırpmaz. Bu 25 yılda tek bir DEM Parti geleneğinden belediye başkanı yolsuzluktan ceza aldı mı? Ancak AKP belediyelerinin, kayyımlarının yolsuzluğunu anlatsak buradan İstanbul’a yol olur.

Bu tarihi kenti, bu Kürtlerin yüreğindeki büyük kenti, peygamberler diyarını DEM Parti belediyecilik anlayışı ile buluşturacak mıyız? Bizim belediyemiz burada yaşayan her halktan insanın evi olacaktır. Belediyemiz ayrımcılık ve hırsızlık yapmayacak, kaynaklarını Urfa halkı için harcayacaktır. Urfa, bizim olanı, sizin olanı almaya var mısın? Hiç şüphemiz yok, size güveniyoruz. Osman Baydemir’in kapısını araladığı belediyeyi Celalettin ve Gülşen Başkanla yeniden alacağımıza eminim.

Seçime 9-10 gün kaldı. Urfalı emekçiler, mevsimlik işçi olarak diğer kentlere çalışmaya gidiyorlar. Oyu burada olup çeşitli sebeplerden dolayı Urfa dışında olan kardeşlerimizi oy vermeleri için Urfa’ya davet edeceğiz. Farz edelim ki bir arkadaşımız Tekirdağ’da, Mersin’de ulaşım imkanı yok. Ne yapacak? Bulunduğu yerdeki il ve ilçe örgütümüze gidecek, iftar sofrasında kaçak demli bir çayını içecek ve otobüs biletini alıp oy kullanmaya gelecek.”

Paylaşın

Erdoğan, Yine Yeniden Refah’ı Hedef Aldı: Gölgemizde Yürüyüp…

Şanlıurfa’da halka seslenen Erdoğan, yerel seçimlere kendi adaylarıyla giren Yeniden Refah Partisi’ni hedef alarak, “Bizim gölgemizde yürüyüp bize çelme takmaya çalışanlar istismarda da sınır tanımıyorlar” dedi ve ekledi:

“En insani, en hayati meseleleri bile şahsi hesaplarının aracı yapmaktan çekinmiyorlar. Rabbim hepsini de ıslah etsin. Şanlıurfa’nın enaniyet gösterisine değil, esere ve hizmete ihtiyacı var. Daha iyisi için söz veren varsa eyvallah, çıksın ortaya. Yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı yarıştıralım.”

Erdoğan, konuşmasının devamında, “Devir kavga veya çekişme değil, birlik olup zulme set çekme devridir. Tıpkı bir duvarın tuğlaları gibi kenetlenerek mücadelemizi sürdüreceğiz. Ayrışmayacağız, birbirimize asla düşmeyeceğiz. Kusurları büyütenlerden, farklılıkları derinleştirenlerden değil, kardeşliği yüceltenlerden olacağız. Böyle dertleri olmayana ne kulak verin, ne vaktinizi harcayın ne de oyunuzu heba edin” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Şanlıurfa mitinginde açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

“Alimleriyle, şairleriyle adeta kutup yıldızları yetiştiren, anını da sanını da canını da yüreğini ortaya koyarak kazanan Şanlıurfamız bugün yine bir başka güzel. Urfalılar, bir asır önce işgalci Fransızları bu mübarek topraklardan kovarak ‘Şanlı’ unvanını aldı.

Hep söylüyoruz. Bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Vizyonda, programda, projede, yatırımda bizimle yarışacak siyasi rakip tanımıyoruz. Bu özgüvenimizin gerisinde belediyelerde 30 yılı, iktidarda 21 yılı aşan müktesebatımız bulunuyor.

Bu kardeşiniz Türkiye’nin Cumhurbaşkanı. Yerel yönetimlerde 31 Mart’ta, yerel yönetimleri de verdiğiniz zaman biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, Şanlıurfa’yı şanına yakışır şekilde yatırımlarla daha da farklı hale getireceğiz. Diğerlerinin böyle bir imkanı var mı?

Bir dönem ülkemiz siyasetine damgasını vuran, onlar ne veriyorsa 5 fazlası benden zihniyetinin, hesapsız, kitapsız tarzı Türkiye bunun bedelini siyaset, sosyal gerilimler, ekonomik kriz ve kaos olarak ödedi. Milletimiz uzun yıllar kendini toparlayamadı. Tekrar ayağa kalkamadı. Şimdi aynı zihniyeti yeniden hortlatmaya çalışanlar olduğunu görüyoruz.

Sahneye çıkarken dedim ki emniyetten bir rakamı alın bakalım. Alanda ne kadar kişi var? Rakamı aldım. Alanda şu anda verilen rakam 70 bin. İyi mi? Zaten Şanlıurfa’ya da bu yakışır. Meydanlarda ve medyada esip gürleyenlerin milletimize vadettikleri hiçbir şeyi yapmayacakları zaten belli. Asıl önemli olan bunların milletin elinden hangilerini de alıp götürmeye niyetli olduklarıdır. Çünkü geçmişte hep öyle oldu.

En son 2019 seçimlerinde bunu acı şekilde yaşadık. Bir sürü vaatte bulundular ama sonuçta hiçbirini yapmadılar. Hatta pek çok alanda şehirlerimizi çok daha gerilere götürdüler. Çünkü mesele verdiği sözü yerine getirmektir. Siyasette aslolan sözünün eri olabilmektir.

Ülkemizin milli gelirini 21 yılda 3 kat artırmış yönetim olarak vatandaşımızın her derdi bizim derdimizdir. Çalışanı ile emeklisi ile esnafı ile çiftçisi ile sanayicisi ile her kesimden insanımızın sıkıntılarını çözecek programa ve kararlılığa biz sahibiz.

7 Nisan’a hazır mıyız? 7 Nisan’da Fenerbahçe – Galatasaray maçını Şanlıurfamıza aldık, burada o maçı yapacağız. Çünkü Şanlıurfa’ya bu yakışır.

“Yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı yarıştıralım”

Bizim gölgemizde yürüyüp bize çelme takmaya çalışanlar istismarda da sınır tanımıyorlar. En insani, en hayati meseleleri bile şahsi hesaplarının aracı yapmaktan çekinmiyorlar. Rabbim hepsini de ıslah etsin. Şanlıurfa’nın enaniyet gösterisine değil, esere ve hizmete ihtiyacı var. Daha iyisi için söz veren varsa eyvallah, çıksın ortaya. Yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı yarıştıralım.

Devir kavga veya çekişme değil, birlik olup zulme set çekme devridir. Tıpkı bir duvarın tuğlaları gibi kenetlenerek mücadelemizi sürdüreceğiz. Ayrışmayacağız, birbirimize asla düşmeyeceğiz. Kusurları büyütenlerden, farklılıkları derinleştirenlerden değil, kardeşliği yüceltenlerden olacağız.

Böyle dertleri olmayana ne kulak verin, ne vaktinizi harcayın ne de oyunuzu heba edin. Biz eser ve hizmet siyaseti yapıyoruz derken birileri gibi yalan yanlış ifadelerle siyaset cambazlığı peşinde koşmuyoruz. Şanlıurfa’ya son 21 yılda 330 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık.”

Paylaşın

Süper Kupa’nın Oynanacağı Şehir Belli Oldu: Resmi Açıklama Bekleniyor

Şanlıurfaspor Başkan Yardımcısı ve Basın Sözcüsü Mustafa Çadırcı, Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanacak Süper Kupa maçının Şanlıurfa’da oynanacağını duyurdu.

Haber Merkezi / Konuyla ilgili sosyal medya hesabından paylaşım yapan Mustafa Çadırcı, “Süper Kupa maçı Şanlıurfa’ya hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı.

29 Aralık’ta Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’daki Al-Awwal Park Stadyumu’nda oynanması planlanan Süper Kupa maçı, maç öncesi Atatürk pankartı ve tişörtleri ile İstiklal Marşı’nın okunmasına izin verilmemesi üzerine yaşanan kriz sonrası ileri bir tarihe ertelenmişti.

Nerede oynanacağı merak edilen Süper Kupa maçının nerede oynanacağı belli oldu. Şanlıurfaspor Başkan Yardımcısı ve Basın Sözcüsü Mustafa Çadırcı, Süper Kupa maçının Şanlıurfa’da oynanacağını duyurdu.

Konuyla ilgili sosyal medya hesabından paylaşım yapan Çadırcı, “Süper Kupa maçı Şanlıurfa’ya hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı.

Maçın 3 Nisan’da oynanması beklenirken, resmi duyuruyu Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) yapması bekleniyor.

Süper Kupa final tarihi belirlenmesi için hem lig maçları hem de Avrupa karşılaşmalarının programları dikkate alınıyor.

Fenerbahçe’nin UEFA Konferans Ligi’ndeki rakibi 23 Şubat’ta yapılacak kura çekimi ile belli olacak. Galatasaray ise Avrupa Ligi play off turunda 22 Şubat Perşembe günü Sparta Prag ile rövanş maçında karşı karşıya gelecek.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Cezaevinde Uyuşturucu Baronu Göremezsiniz

Şanlıurfa’da partisinin yerel yönetim çalıştayında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, uyuşturucu sorununa değinerek, “Uyuşturucu nedeniyle gençliğimizi kaybedebiliriz. Bu artık bir milli güvenlik sorunudur. Cezaevinde bir tane bile uyuşturucu baronu göremezsiniz” dedi.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu ayrıca, siyasi iktidar için en önemli konunun ‘ahlaki ve siyasi meşruiyeti’ olduğunu dile getirerek, “Eğer montaj videolar yapıyorsanız ahlaki ve siyasî meşruiyetiniz tartışılır hale gelir. Milletin seçtiği belediye başkanı yerine kayyum atarsanız, siyasî meşruiyete gölge düşürür. Bu millet niye oy kullanıyor? Bunun adı demokrasi olur mu? Bu tam bir felakettir” ifadelerini kullandı.

Eğitim sorununa değinen Kılıçdaroğlu, “Eğitim tam bir felaket. 60-70 kişilik sınıflarda bir öğretmen öğrenciyle nasıl ilişki kuracak? Derslik için de söz veriyoruz. Büyükşehir belediye başkanlığını bize vereceksiniz, 5 bin derslik kuracağız. Eğer Şanlıurfalı kardeşim çocuğunun iyi bir eğitim almasını istiyorsa, en az 100 kreşin Urfa’da olmasını istiyorsa CHP’nin adayına oy verecek, beraber takip edeceğiz” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Şanlıurfa’da düzenlediği yerel yönetim çalıştayında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Eğer montaj videolar yapıyorsanız ahlaki ve siyasî meşruiyetiniz tartışılır hale gelir. Milletin seçtiği belediye başkanı yerine kayyum atarsanız, siyasî meşruiyete gölge düşürür. Bu millet niye oy kullanıyor? Bunun adı demokrasi olur mu? Bu tam bir felakettir.

Eğitim tam bir felaket. 60-70 kişilik sınıflarda bir öğretmen öğrenciyle nasıl ilişki kuracak? Derslik için de söz veriyoruz. Büyükşehir belediye başkanlığını bize vereceksiniz, 5 bin derslik kuracağız. Eğer Şanlıurfalı kardeşim çocuğunun iyi bir eğitim almasını istiyorsa, en az 100 kreşin Urfa’da olmasını istiyorsa CHP’nin adayına oy verecek, beraber takip edeceğiz.

Eskişehir hafta sonu turist kaynıyor. Eskişehir bir çöl gibiydi, vahaya döndü. Kim yaptı? CHP. Şanlıurfa’da çok daha fazla şey var ama vizyon lazım. Zenginleşmek için siyaseti kullanırsanız toplum yoksul kalır. Şanlıurfa bir Kudüs, bir İstanbul olabilir.

Uyuşturucu nedeniyle gençliğimizi kaybedebiliriz. Bu artık bir milli güvenlik sorunudur. Cezaevinde bir tane bile uyuşturucu baronu göremezsiniz.”

“Emine Şenyaşar neredeyse suçlu ilan edildi”

Konuşmasının sonunda, 2 oğlu ve eşi 2018’de AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın yakınları tarafından katledilen Emine Şenyaşar’dan da bahseden Kılıçdaroğlu, hastanedeki saldırının görüntülerinin kaybedildiğini hatırlattı.

Emine Şenyaşar’ın neredeyse suçlu ilan edildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “8 savcı iddianame hazırlamaya korktu. Oraya arkadaşlarımız geldi. Kimse sahipsiz değildir bu memlekette. Dava açıldı, takip ediyoruz” diye konuştu.

Paylaşın

YSP Milletvekili Ömer Öcalan Hakkında Soruşturma

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, YSP Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan hakkında PKK lideri Abdullah Öcalan hakkındaki sözleri nedeniyle resen soruşturma başlatıldı.

Haber Merkezi / Yeşil Sol Parti (YSP) Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, katıldığı bir programda aynı zamanda amcası olan Abdullah Öcalan için “Serbest bırakılması için mücadele etmekteyiz, mücadelemiz sayın Öcalan ve Kürdistan özgür olana dek devam edecektir” dedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu ifadeleri nedeniyle YSP Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan hakkında resen soruşturma başlattı. Başsavcılık açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:

“28.Dönem Milletvekili Ömer ÖCALAN’ın 29.09.2023 tarihinde “Ailelerimizle örgütlü ve özgür yaşamı büyütüyoruz” temalı programa katılarak, “Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için mücadele etmekteyiz, mücadelemiz sayın Öcalan ve Kürdistan özgür olana dek devam edecektir” şeklinde sözler söylediği ve bu sözlerin muhtelif haber sitelerinde yayınladığı tespit edilmiş olup, bahse konu açıklamaların 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında suç unsuru içerdiği değerlendirildiğinden, adı geçen milletvekili hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızca re’sen soruşturma başlatılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Ömer Öcalan kimdir?

Ömer Öcalan, 1987 yılında Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinin Ömerli köyünde dünyaya geldi. Baba adı Mehmet, anne adı Fehime’dir. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezun olan Ömer Öcalan, 2014-2016 yılları arasında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Mardin İl Eş başkanlığını görevini yürüttü.

Ömer Öcalan, 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) Şanlıurfa Milletvekili seçilerek TBMM’de yasama çalışmalarına katıldı. Ömer Öcalan, evli ve 2 çocuk babasıdır.

Paylaşın

AK Parti’de Kadro Değişimi: 6 İl Başkanlığına Atama

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla Adana, Bingöl, Bitlis, Çankırı, Hakkari ve Şanlıurfa il başkanlıklarına yeni atamalar yapıldı. Seçimler sonrası AK Parti’de farklı tarihlerde 15 yeni il başkanı atanmıştı.

Haber Merkezi / AK Parti Teşkilat Başkanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla Adana İl Başkanlığına Ozan Gülaçtı, Bingöl İl Başkanlığına Yılmaz Seven,

Bitlis İl Başkanlığına Kadir Köstekçi, Çankırı İl Başkanlığına Koray Erdoğan, Hakkari İl Başkanlığına vekaleten görev alan Zeydin Kaya, Şanlıurfa İl Başkanlığı’na vekaleten görev alan Ali İhsan Delioğlu’nun atandığı belirtildi.

Seçimlerden sonra, farklı tarihlerde olmak üzere, Tokat, Osmaniye, Gaziantep, Kilis, Ardahan, Kayseri, Samsun, Malatya, Adıyaman, Erzincan, Kars, Kırıkkale, Muğla, Niğde ve Uşak il başkanlıklarına yeni atamalar yapılmıştı:

Tokat İl Başkanlığına Ali Özer, Osmaniye İl Başkanlığına Servet Alibekiroğlu, Kayseri İl Başkanlığına Fatih Üzüm, Samsun İl Başkanlığına Mehmet Köse, Gaziantep İl Başkanlığına Murat Çetin, Kilis İl Başkanlığına Zihni Serhan Diyarbakırlı, Ardahan İl Başkanlığına Ersin Yılmaz,

Malatya İl Başkanlığına Namık Gören, Adıyaman İl Başkanlığına Emrah Erkan Bulucu, Erzincan İl Başkanlığına Mehmet Cavit Şireci, Kars İl Başkanlığına Muammer Sancar, Kırıkkale İl Başkanlığına Engin Pehlivanlı, Muğla İl Başkanlığına Gültekin Akça, Niğde İl Başkanlığına Mustafa Özdemir, Uşak İl Başkanlığına Himmet Yaşar.

14 ve  28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde başarılı olamayan il ve ilçe başkanlarının değişeceği kulislere yansımıştı.

Paylaşın

Doğu Ve Güneydoğu’daki 15 Barodan Provokasyonlara Karşı Tedbir Alınması Çağrısı

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine günler kala, aralarında Diyarbakır, Mardin ve Van barosunun da olduğu 15 baro provokasyonlara karşı tedbir alınması çağrısı yaptı.

15 baro tarafından yapılan açıklamada, “Seçim sürecinin güvenilirliğini ve kamuoyunun sürece duyduğu güveni artırmak için tüm yetkilileri, Anayasa ve yasalarla tanımlanan sınırlar çerçevesinde görevlerinin gereklerini yerine getirmeye davet ediyor; tüm siyasetçileri, toplumsal gerginliğe sebep olacak propaganda dilinden uzak durmaya davet ediyoruz.

Seçimin bir demokrasi şöleni olduğunu hatırlatıyor; tüm yurttaşların, hiçbir ayrımcılığa uğramadan, seçme ve seçilme hakkını daha etkin ve daha eşit kullanabilmesi için ilgili kamu görevlilerinden gerekli önlemleri almasını talep ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’da yaptığı konuşma sırasında taşlı saldırıya uğramasının ardından Doğu ve Güneydoğu’daki 15 baro provokasyonlara karşı tedbir alınması çağrısı yaptı.

Ağrı, Adıyaman, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tunceli ve Van Baroları adına yapılan ortak yazılı açıklamada, seçim propagandalarının yoğunlaştığı bir dönemde; dün Erzurum’da yaşananların seçim süreci ve güvenliği açısından endişelere yol açtığı belirtildi.

VOA Türkçe’den Mahmut Bozarslan’ın aktardığına göre, provokasyonlara karşı gerekli önlemlerin alınması çağrısı yapılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

“Seçim sürecinin güvenilirliğini ve kamuoyunun sürece duyduğu güveni artırmak için tüm yetkilileri, Anayasa ve yasalarla tanımlanan sınırlar çerçevesinde görevlerinin gereklerini yerine getirmeye davet ediyor; tüm siyasetçileri, toplumsal gerginliğe sebep olacak propaganda dilinden uzak durmaya davet ediyoruz.

Seçimin bir demokrasi şöleni olduğunu hatırlatıyor; tüm yurttaşların, hiçbir ayrımcılığa uğramadan, seçme ve seçilme hakkını daha etkin ve daha eşit kullanabilmesi için ilgili kamu görevlilerinden gerekli önlemleri almasını talep ediyoruz.”

Paylaşın

Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa ve Batman’da Operasyonlar

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında Diyarbakır, Batman, Mardin ve Şanlıurfa’da operasyonlar düzenlendi. Operasyonlarda aralarında gazeteci, siyasetçi ve avukatın da bulunduğu çok sayıda kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Haber Merkezi / Dosyaya gizlilik kararı getirilirken, gözaltına alınanlar hakkında 24 saat avukatlarıyla görüşme yasağı getirildi.

Gözaltına alınanlar arasında, 2017 yılı Nevruz kutlamaları esnasında polis tarafından öldürülen Kemal Kurkut’un vurulma anını fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök, Mezopotamya Haber Ajansı çalışanları, Yeni Yaşam Gazatesi Yazı İşleri Müdürü Osman Akın, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şube Eş Başkanı Avukat Halise Dakalı, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in basın danışmanı Sezen Mercan, Amed Şehir Tiyatrosu sanatçıları ve bazı HDP’li siyasetçiler olduğu öğrenildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Tayyip Temel sosyal medya hesabı üzerinden bir ”seçim arifesinde” yapılan operasyonla ilgili yaptığı paylaşımda ”Kaybetmekten kurtulamayacaksınız” ifadesini kullandı ve gözaltına alınanlar arasında HDP’nin MYK üyeleri ile başkan yardımcılarının da yer aldığını belirtti.

Diyarbakır Barosu, operasyonu kınayan bir açıklama yaptı. Temel hak ve özgürlüklere s keyfî bir biçimde müdahale edildiğini savunan baro, avukatlar, hak savunucuları ve bağlı olunan meslek örgütleri ile sivil toplum örgütlerinin yargı eliyle hedef alındığını ceza tehditlerine maruz bırakılan bir süreç yaşandığını vurguladı.

Baro açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

”Yakalama, gözaltı, tutuklama gibi koruma tedbirleri, hak savunucuları üzerinde yersiz, gereksiz ve ölçüsüz şekilde kötüye kullanıldığı gözlenmekte, avukat görüş yasağı ile soruşturma dosyasında gizlilik kararı alınmıştır.

“Yargılananların haklarındaki suçlamaların niteliği ve sebeplerinden en kısa sürede haberdar edilmesi adil bir yargılamanın gereğidir. Meslektaşımıza ilişkin soruşturma dosyası hakkında kısıtlama kararı ve avukat görüş yasağı bulunmakta olup, avukatlarının soruşturma dosyasına erişimi ve bilgi sahibi olması engellenmektedir. Meslektaşlarımıza, gazetecilere ve hak savunucularına yönelik hukuka aykırı, özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal edici uygulamaya son verilmeli, derhal serbest bırakılmalıdır.”

Paylaşın

HDP’li Sancar’dan “Stratejik Oy Kullanma” Çağrısı

Son zamanlarda üzerinde çokça konuşulan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçimlerdeki tutumu konusunda değerlendirmede bulunan HDP’li Sancar, “Halkımıza, bütün demokrasi güçlerine stratejik oy kullanma çağrısı yapıyoruz.” dedi.

Sancar TİP’in seçimlere kendi listesiyle gireceği yerlerde “vekil sayısını arttırmak mümkünken arttırmama ve belli kazanımları kaybetme riski[nin] de [bulunduğunu]” hatırlattı ve “Bu riski gözetmenin önemli olduğuna inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

HDP Eş Genel Başkanı Sancar, “TİP’in aday çıkardığı yerlerde bizler yarışacağız ama dostça yarışacağız. Bu işin doğasında var” dedi.

Şanlıurfa Yeşil Sol Parti listesi birinci sıra milletvekili adayı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Çarşamba gecesi Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mezunlar Derneği’nin (MD) Vişnelik tesislerindeki “Seçim Söyleşileri” programının konuğuydu.

Sancar, mezunların yanısıra salonu dolduran ODTÜ öğrencilerine seslendi: “Bu seçimde ya sistematik otoriterleşme ve talanın pervasızca yaygınlaşması süreci yerleşecek ya da AKP-MHP ortaklığı gidecek” dedi. “Eğer bu süreç ilerlerse daha da kötüye gidecek. Artık sadece AKP-MHP blokunun değil Cumhur İttifakının karanlık blokuyla mücadele söz konusu olacak.” Sancar, “demokrasi, özgürlük, barış mücadelesi [nin] her şartta devam edece [ğini] vurguladı, “ama Cumhur ittifakı kaybetmediği takdirde ülke halklarının faturasını daha ağır ödeyeceği bir dönem olur” dedi.

Programı Yeşil Sol Parti Ankara milletvekili Adayı Emirali Türkmen, ODTÜ MD üyeleri, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) , HDP Ankara İl örgütü, Seçim Güvenliği Platformu (SGP) üyeleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube ve ODTÜ’lü öğrenciler izledi.

Sancar 14 Mayıs seçimlerinde Emek ve Özgürlük ittifakına yol gösteren HDP’nin  Eylül 2021 tutum belgesini hatırlattı.

“İktidar bloku ve AKP medyası HDP’nin sürekli Millet İttifakı ile birlikte olduğuna dair propaganda yapıyordu. Tutum belgemizde bunun böyle olmadığını gösterdik,” dedi. “Tutum belgesinde Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini birbirinden ayırarak çalışmalar planladık [larını]” hatırlattı.

“İkisinin farklı dinamikleri var. O nedenle iki seçimi birbirinden ayırarak […] Parlamento seçimlerine en geniş demokrasi ittifakıyla katılma talebimizi de yeniledik ve buna yönelik çalışmaları sürdürdük. Bunun somut ürünü olarak da Emek ve Özgürlük ittifakı oluştu,” dedi.

“Biz bu ittifakı mücadele ortaklığı temelinde kurduk. Diğer ittifak çalışmalarımız ise Kürt illerinde sürüyordu. Kürt Özgürlük ve Demokrasi ittifakı ile bu süreç de somutlaştı ve bunları birleştiren bir mücadele cephesi oluşturmayı planlıyoruz,” diyerek stratejik yönelimlerini açıkladı.

“Bu kadar hayati önem taşıyan bir seçimde parlamentoya en yüksek üye ile girmeyi önemsedik ve yaptığımız çalışmalarda da bu amaca en uygun yöntemi seçtik.”

“İttifakımızı önemsiyoruz”

Sancar “İttifakı gelecekte kurucu bir merkez olma iddiasıyla kurduk” dedi. “Bu yüzden tek liste kararımızda ısrarı esnettik. İttifakın bozulmasına yol açacak esnekliği de gösterdik. Tek parti altında seçime girmek ideallerimize en uygun yöntemdir ama ittifakı korumak da çok önemlidir. Biz bunu koruyacak formülü de bulduğumuzu düşünüyoruz. Formülleri hala arıyoruz” diye konuştu.

Sancar, son zamanlarda üzerinde çokça konuşulan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçimlerdeki tutumu konusunda da gençleri aydınlattı: “Halkımıza, bütün demokrasi güçlerine stratejik oy kullanma çağrısı yapıyoruz.” dedi.

Sancar TİP’in seçimlere kendi listesiyle gireceği yerlerde “vekil sayısını arttırmak mümkünken arttırmama ve belli kazanımları kaybetme riski [nin] de [bulunduğunu]” hatırlattı ve “Bu riski gözetmenin önemli olduğuna inanıyoruz.” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı “TİP’in aday çıkardığı yerlerde bizler yarışacağız ama dostça yarışacağız. Bu işin doğasında var.” dedi.

“Bu bir seçim. Yarış olacaktır ama başka partilerle yürüttüğümüz rekabet zeminine oturmayacaktır. Bu yarıştan en yüksek verimi ve olumlu seçimi çıkarmak için de kararımız var.” diye vurguladı: “[…] Vekil kaybı Türkiye için de ciddi bir sorun oluşturur. O nedenle ortak liste ile giremeyeceğimiz yerde bütün insanlarımızı stratejik oy kullanmaya çağırıyoruz.

Sancar, Parlamento seçimlerinde hedeflerinin yüzde 15 olduğunu açıkladı. Ancak yüzde 15 ile yetinmeyeceklerini vurguladı: “En yüksek oy oranına ulaşmak için her türlü çabayı harcayacağız. Yüzde 15’in altı bir başarı sayılmaz. O nedenle bütün enerjimizle yüzde 15’in üstünü bulacak bir çalışma yapmalıyız” dedi.

HDP Genel Başkanı karşılarına “Parlamentoda anahtar güç olma” hedefini koyduklarını ve yeni dönemde parlamentonun önüne “yeni anayasa yapma meselesi”nin de geleceğini öngördüklerini söyledi: “Burada da kurucu özne sorumluluğu ve gücü ile hareket etmeli en az 100 vekille meclise girmeliyiz. Güçlerimizi birleştirdikçe bu hedeflere ulaşmamız daha kolay olacaktır.”

İki stratejik hedef

Sancar HDP’nin 14 Mayıs seçimlerinde “iki stratejik hedefi [olduğunu]” anlattı: “Biri bu iktidarı göndermektir. Bu konuda politikalarımız son derece şeffaf. Bu hedefle bağlantılı diğer stratejik hedefimiz düzeni değiştirmektir.”

Mithat Sancar, muhalefet büyük bir hata yapmadıkça iktidarın devralınmasının kaçınılmaz olduğunu gördüklerini ancak herhangi bir Bakanlık pazarlığına girmeyeceklerini yeniden vurguladı: “Gücümüzü Türkiye’nin bütün ezilenleri için bir demokratik dönüşüm manevrası olarak görüyoruz.” dedi.

Cumhurbaşkanı seçimindeki tutumlarını henüz resmen deklare etmediklerini hatırlatan Sancar, “Açıklayacağımız resmi görüş Emek ve Özgürlük İttifakının tutumu olacak ve bir çağrıyı da içerecektir. Demokratik dönüşümü yaratacak desteği de halkımızdan bekliyoruz” dedi.

Muhalefet tabanında kimi kesimlerde gözlenen korku ve kaygılara işaret eden Sancar “Bu duyguların yayılmasını isteyen[in] AKP-MHP iktidarı ve Cumhur İttifakı [olduğunun]” altını çizdi.

“Bu kaygılarla çok sık karşılaşıyorum. İktidar bu korkuyu yaymak istiyor ve bu korku herkesin ruhunda zedelenme oluşturur. Gücümüze güvenelim ve yükseltelim” diyen HDP Eş Genel Başkanı “Muhalefetin tamamı bu noktada bir irade ortaklığı ortaya çıkarabilirse her türlü oyun[u] boşa çıkaraca[ğını]” dile getirdi.

“2019 yerel seçimlerinde de aynı oyunlar oynandı. Mücadelede kararlılı[ğın] bütün oyunları bozduğunu gördük” dedi.

Sancar diğer muhalefet partilerine  “[…] 2 yıl önce rapor halinde seçim güvenliği ortak çalışma raporunu sunduk[larını, ‘şimdiden ortak çalışmalara başlayalım’ dedik [lerini]” aktardı.”Ama maalesef orada da iktidarın kurduğu oyun sahasının dışına çıkmayı bir türlü başaramayan bir muhalefet blokuyla karşı karşıya kaldık [larını]” söyledi. Muhalefetin “Şimdi o sınırların dışına çıkmaya başladı [ğına]” işaret eden Sancar “Güçlerimizi birleştirirsek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde açık fark yaratma şansı çok güçlüdür. Hiçbir hile o farkı kapatamaz.” dedi.

Sancar’ın konuşmasının sonlandırması sonrasında verilen arada HDP Eş Genel Başkanı öğrencilerin getirdikleri kitaplarını imzaladı. Toplantının ikinci bölümünde öğrencilerin sorularını yanıtladı.

(Kaynaak: Bianet)

Paylaşın