Cumhur İttifakı’nda “Ortak Liste” Yeniden Gündemde

AK Parti, MHP, BBP ve YRP’den oluşan Cumhur İttifakı’nda da bir süredir “ortak liste” çalışmaları sürüyor. Ancak MHP 7 Nisan’da 81 ilde listelerini YSK’ya sunacağını açıkladı. Bu noktada süreçte bir sürpriz olabileceği de konuşuluyor.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yapacağı görüşme sonrası Bahçeli’nin bazı illerde ortak listeyi kabul edebileceği iddia ediliyor.

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. Milletvekili aday listelerinin YSK’ya teslim edilmesi için son gün 9 Nisan pazar Saat 17:00. Bu sürenin bitmesine saatler kala ince hesaplar yapan partilerde dikkat çeken bir trafik yaşanıyor.

Millet İttifakı’nda 6 partinin kurmayları tarafından bir süredir devam eden çalışmalarda DEVA-Gelecek-Saadet partilerinin ittifak içinde ittifak yapmaları formülü gündeme gelmişti. Ancak bu formülün yeterli vekil katkısını sağlamayacağı tespit edildi.

Millet İttifakı’nda 5 parti tek listede uzlaşmak üzere

Bu gelişme üzerine “ortak liste” formülü devreye girerken hem yapılan anketler hem de illerden gelen verilere göre en doğru seçeneğin “tek liste” olacağı değerlendirildi. DEVA-Gelecek-Saadet partilerinin en az 41 ilde aday gösterip bazı illerde ise CHP listelerinden aday gösterilmesi formülü ile seçimlerde hiç girmeyip adayların tamamının CHP listelerinden gösterilmesi olmak üzere iki alternatif üzerinde çalışmalar yoğunlaştı.

DW Türkçe’den Kıvanç El’e bilgi veren DEVA ve Saadet Partili kaynaklar, “Seçimlere girmeyerek CHP listelerinden aday olunması formülüne dair eğilim oluştu. Henüz karar verilmiş değil ancak şu aşamada en yüksek vekile ulaşmak için doğru olanın CHP listelerinden seçime girmek olduğu değerlendiriliyor. Pazar günü son hali görülecek” değerlendirmesi yaptı. Uzlaşma sağlanması halinde Millet İttifakı adına seçimlerde sadece CHP ve İYİ Parti’nin logosu olacak.

Edinilen bilgiye göre 4 partinin CHP listesinden girmesi yönünde “ön uzlaşma” sağlansa da CHP’nin bu partilere hangi ilde kaç kontenjan vereceği konusunda henüz bir netlik yok. Kulislerdeki iddiaya göre CHP, DEVA ve Gelecek’e 10’u garanti seçilecek yerden olmak üzere 20’şer kontenjan verecek. Saadet ve DP’ye ise 5’i garanti seçilecek yerden olmak üzere 10 kontenjan ayrılacak. Ancak bu sayıları CHP kurmayları doğrulamazken görüşmelerin ve il il analizlerin sürdüğünü söyledi.

Üzerinde çalışılan eğilimin hayata geçirilmesi kararının CHP’nin cumartesi günü gerçekleştireceği Parti Meclisi toplantısında da ele alınacağı kaydediliyor. CHP’nin aday listelerini de etkileyecek formüle dair PM’de nasıl bir tepki verileceği de merak konusu.

Kılıçdaroğlu’nun 5 partinin tek liste ile girmesi formülü öncesi Demokrat, Gelecek ve Saadet partisi liderleriyle görüşmeler yaptığı belirtiliyor. DEVA Partisi’nin seçme kendi logosu ile girmeyi istediği ancak mevcut durumda milletvekili listelerinin etkilenmemesi için formüle sıcak baktığı kaydediliyor.

DEVA ve Gelecek Partisi’ndeki bazı kurmaylarda ise “muhafazakar seçmen CHP’ye oy vermez” endişesi bulunuyor. Ancak bu konuda seçim çalışmalarında “CHP listesi değil, bizim vekil adaylarımız” denilerek anlaşmazlığın aşılabileceği de değerlendiriliyor.

Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti lideri Meral Akşener ile de görüştüğü ve 5 partinin seçime tek listeden girme konusunu değerlendirdiği ifade ediliyor. Daha önce 4 partinin de logosu ile seçime girmesi durumunda CHP ve İYİ Parti 10 ilde “ortak liste” yapma konusunda uzlaşmıştı. Ancak son gelişme üzerine CHP ile İYİ Parti’nin 20’yi aşkın ilde ortak liste yapması formülü değerlendirmeye alındı.

DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi’nin oy potansiyeli yüksek olan illerde CHP tek liste ile seçimlere girecek. CHP listelerinde DEVA, Gelecek, Saadet partisinden isimler olacak. İYİ Parti’nin güçlü olduğu bazı illerde ise CHP aday çıkarmayacak ve Millet İttifakı adına sadece İYİ Parti o ilde seçime girmiş olacak. Bu illerin belirlenmesine dair çalışmaların hala sürdüğü vurgulanırken, belirlenmesinde önümüzdeki 48 saatlik sürecin önemli olduğu vurgulanıyor.

Cumhur İttifakı ne yapacak?

AK Parti, MHP, BBP ve YRP’den oluşan Cumhur İttifakı’nda da bir süredir “ortak liste” çalışmaları sürüyor. Ancak MHP 7 Nisan’da 81 ilde listelerini YSK’ya sunacağını açıkladı. Bu noktada süreçte bir sürpriz olabileceği de konuşuluyor. Erdoğan ve Bahçeli’nin yapacağı görüşme sonrası Bahçeli’nin bazı illerde ortak listeyi kabul edebileceği iddia ediliyor. Kulislere göre AKP’de buna karşılık jest olarak Osmaniye, Kars ve Iğdır illerini MHP’ye bırakabilir.

BBP lideri Mustafa Destici, “ortak liste”nin doğru olduğunu bu konuda atılacak adımla 360’a kadar milletvekiline ulaşılabileceğini savunuyor. YRP ise seçimlere ayrı girmekten yana. Ancak 9 Nisan’a kadar bu konuda temasların süreceği vurgulanıyor.

Paylaşın

“Millet İttifakı, Seçime İYİ Parti Hariç Tek Listeyle Girebilir” İddiası

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. Seçimlerden en iyi sonucu almak isteyen ittifakların ve partilerin hazırlıklarına dair kulis haberlerde gelmeye devam ediyor.

Son olarak, Millet İttifakı’nın İYİ Parti hariç seçime tek listeyle girebileceği öne sürüldü. CHP’nin bileşenlerine 30 milletvekili için kontenjan ayırdığı iddia edildi.

Halk TV yazarı İsmail Saymaz, köşe yazısında Millet İttifakı, İYİ Parti hariç tek listeyle girebileceğini yazdı.

Saymaz, “Millet İttifakı’nı oluşturan altı partiden CHP, Saadet, Gelecek, DEVA ve Demokrat partileri ortak liste noktasında uzlaşma aşamasına vardı” dedi.

Beş parti Millet İttifakı’nın çatısı altında amblemleriyle değil, CHP’nin milletvekili listelerinden seçime gireceğini belirtten Saymaz, Kılıçdaroğlu’nun ısrarına rağmen İYİ Parti, 15 şehirde ortaklaşmayı kabul ettiğini aktardı.

Saymaz, bu şehirlerde oy oranına bağlı olarak CHP ya da İyi Parti listeleri tercih edeceğini söyledi.

CHP’nin bileşenlerine 30 milletvekili için kontenjanı ayırdığı söyleyen Saymaz, şunları belirtti:

“Altı parti tek listeden girerse 360, beşi girerse 280 milletvekili çıkarılacağı hesap ediliyor. Nihai kararın ise cuma günü verileceği belirtiliyor.

Diğer yandan DEVA, Gelecek ve Saadet’i içeren ittifak içinde ittifak formülünden vazgeçildi. DEVA Partisi’nın kendi çatısında seçime girilmesi önerisi reddedildi.”

Cumhur İttifakı’nda “ortak liste” çatlağı

Öte yandan AK Parti’de Osmaniye, Iğdır, Çanakkale gibi illerde MHP ile “birliktelik sağlanabilir mi?” değerlendirmesi yapılıyordu.

AK Partili kurmayların çalıştığı formüle hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den “ret geldiği” belirtildi.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun kulis haberine göre, aralarında Osmaniye, Iğdır, Çanakkale gibi illerin de yer aldığı 19 ilde “MHP’nin aday çıkarmayarak, AK Partili isimleri, bazı illerde ise AK Parti’nin aday çıkarmayarak MHP’li isimleri destekleyebileceği” ileri sürülmüştü.

Ancak AK Parti’nin, MHP ile yürüttüğü çalışma ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Bahçeli’den “ret kararının” geldiği belirtiliyor.

Erdoğan’ın, “AK Parti’nin iktidar partisi olduğu, bazı illerde aday göstermemesi gibi bir durumun söz konusu olamayacağı” gerekçesiyle, Bahçeli’nin ise, “MHP’nin siyasi geçmişi ve birikimi ile partinin üç hilale oy veren seçmen yapısı” gerekçesiyle “bu çalışmaya ret kararı verdiği” ileri sürülüyor.

Paylaşın

Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu: Tayyip Bey Panik İçinde

Cumhur İttifakı’nın beşli yapı haline dönüşmesiyle ilgili değerlendirmede bulunan Saadet Partisi Lideri Karamalloğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’a kazandıracağı oylar olduğu gibi kaybettireceği oylar da olduğunu söyledi.

Erdoğan’ın TBMM’de sandalye çoğunluğunu dikkate aldığını ancak esasen Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmayı hedeflediğini kaydeden Karamollaoğlu, “Eğer Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu partilerden azar azar da olsa oy devşirebilirse bu avantajına. İşte HÜDA PAR için ortadaki rakamlar belli. Buna demek ki ihtiyaç duyuyor.

Onun için Tayyip Bey’in yaklaşımında nerede küçük de olsa bir oy potansiyeli görüyorsa onu alabilmek için bir hamle yapmayı gerekli gördüğünü düşünüyorum. Ben şu anda Tayyip Bey’i biraz panik içinde görüyorum. İnsan endişeli ve tedirgin olunca, bir yerden bir şeyler kazanıyorum derken öbür taraftan da kaybeder” dedi.

Karamollaoğlu, ayrıca, Millet İttifakı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi ilk turda kazanacağına inandığını ancak dört adayla girmenin olumsuz etki yapma ihtimali bulunduğunu söyledi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, gazetecinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in aktardığına göre, Saadet Partisi lideri seçime dört adayla gidilse de “birinci turda dahi tahminlerin ötesinde bir netice alınacağı” kanaatinde olduğunu söyleyerek bunun nedenini şöyle açıkladı:

“Çünkü vatandaşların büyük bir kısmı kamuoyu yoklamaları dahil kendi fikirlerini beyan etmekten endişe duyuyor. ‘Başıma bir sıkıntı gelir mi? Yakınlarım zarar görür mü?’ gibi… Bundan dolayı ben bu seçimlerde Kılıçdaroğlu’nun tahminlerden daha fazla oy alacağını ve fark ortaya koyacağını tahmin ediyorum.”

“Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turuna şu an dört adayla gidiliyor gibi göründüğüne işaret edilerek bunun seçimin sonucunu nasıl etkileyeceğinin” sorulması üzerine ise Karamollaoğlu “Dört adayın girmiş olması ister istemez neticeyi birinci turda etkileyecek gibi gözüküyor” yanıtını verdi.

Karamollaoğlu, bu durumun “Millet İttifakı’nı olumsuz yönde mi etkileyebileceği” sorusuna karşılık ise şunları kaydetti:

“Büyük ihtimalle öyle bir durum var. Ben geçen seçim normalde aday olmazdım. Herkes olunca ben de olayım dedim. Ama seçimi kazanmayacağını bile bile bir seçime girmek bir niyet gerektirir. O da cumhurbaşkanlığı seçimini etkilemektir, başka bir şey olmaz. O zaman niye giriyorsunuz? ‘Ben 1 milyon, 2-3 milyon oy alacağım’… Bu niyetle girdiğiniz zaman kimden oy alacağınıza bağlı olarak denklem değişir. Bundan dolayı içinde bulunduğumuz şartlardan ve seçim sürecinden dolayı bu hesaplanarak yapılan bir iştir.”

“Tayyip Bey panik içinde”

Karamollaoğlu, Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) Cumhur İttifakı’na katılım kararının Saadet’i nasıl etkilediğinin sorulmasına karşılık da şunları kaydetti:

“Elbette bize etkisi olur, yani faydası olur. Onun için bunu ortadan kaldırmak için şimdi kazansak da kazanmasak da ‘biz de seçime girelim, oylarımız başka bir tarafa gitmesin’ diyorlar. Yani hem nalına hem mıhına gibi.”

Saadet lideri, Cumhur İttifakı’nın YRP’nin katılımının yanı sıra HÜDA PAR’ın da desteğiyle genişlemesini ise şu sözlerle değerlendirdi:

“Tayyip Bey elbette meclisteki çoğunluğu da dikkate alacak ama esas itibariyle cumhurbaşkanlığı (önemli). Eğer Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu partilerden azar azar da olsa oy devşirebilirse bu avantajına. İşte HÜDA PAR için ortaya konan rakamlar belli. Buna demek ki ihtiyaç duyuyor. Onun için ben Tayyip Bey’in yaklaşımında nerede küçük de olsa bir oy potansiyeli görüyorsa onu alabilmek için bir hamle yapmayı gerekli görüyor.”

Karamollaoğlu, HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakı’nda başta kadınlar olma üzere bazı kesimleri de tedirgin ettiğinin anımsatılmasına karşılık ise “Ben şu anda Tayyip Bey’i biraz panik içinde görüyorum” diyerek şunları kaydetti:

“İnsan endişeli ve tedirgin olunca, bir yerden bir şeyler kazanıyorum derken öbür taraftan da kaybeder. Bu tabii bir şey. Yani Tayyip Bey orada somut bir tabanın oyunu almak istiyor. Yani HÜDA PAR’a bugüne kadar oy vermiş olanlar bu seçimde Tayyip Bey’e oy verebilirler. Ama belli miktarda insanı buradan kazanacağız derken daha fazlasını kaybetme ihtimali de olabilir.”

Erdoğan’ın kaybetme ihtimalinin arttığını gördüğünü ve bunun için de her yola başvurmaya ihtiyaç duyduğunu belirten Karamollaoğlu, “Bu durumda insan çok rahatlıkla hata yapar. Yani ‘Ben şu oyu alırken neyi kaybederim’ düşüncesi orada yürümüyor anladığım kadarıyla” diye konuştu.

Karamollaoğlu, Erdoğan’ın şu anda yaptığı hamleler ve son açıkladığı zamlarla grup grup insanları etkilemeye çalıştığını kaydetti.

Kadına şiddetin önlenmesi ve 6284 sayılı kanun

Cumhur İttifakı’nın YRP ve HÜDA PAR gibi partilerle genişlemesinin kadına şiddeti önlemeye yönelik 6284 sayılı kanuna ilişkin tartışmaları da yeniden gündeme getirdiğinin hatırlatılması ve bu konuya bakışının sorulması üzerine Karamollaoğlu şöyle konuştu:

“Biz aslında İstanbul Sözleşmesi meselesi ile ilgili olarak da bunu her fırsatta dile getiriyorum. Kadına şiddetin önlenmesi devlet için bir vecibe. Bunu mutlaka sağlamak icap eder. Ama bugüne kadar alınan tedbirler bunu sağlamadı. Çok açık ve net olarak görülüyor. Gerekirse yaptırım gücü daha fazla olacak tedbirlerin alınmasına ihtiyaç var.”

Karamollaoğlu, caydırıcılığın artırılması gerektiğini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Misal; bir insan çıkacak, kendi küçük çocuklarını, eşini hiç acımadan hunharca katledecek. Mahkemeye gidecek, onlar da belki diyecek ki ‘sen büyük bir cinayet işlemişsin, gene yaşamına devam et ama hapishanede’. Ama ben de diyorum ki niye? Gerekirse böyle durumlarda, yani kesin olan durumlarda idam cezası bile getirilebilmeli. Caydırıcı olunmak mecburiyetinde. Ama ben idamı herhangi bir konu için söylemiyorum.”

Karamollaoğlu, “Ben hunharca kendi çocuklarını ve karısını katleden bir insanın idam edilmesinin gerekli olduğu kanaatindeyim” diyerek kesin olması ve şahitler huzurunda bir katliam gerçekleştirilmesi durumunda bu cezayı savunduğunu da kaydetti.

Kadın cinayetlerinin önlenmesinin yıllardır konuşulduğunu ama bir azalma değil aksine artış olduğunu belirten Karamollaoğlu, 6284 sayılı kanunda bir revizyona ihtiyaç görüp görmediklerinin sorulmasına karşılık şu yanıtı verdi:

“Bazı noktalar mutlaka olur, değiştirilmesi gereken. Yani biz kanunları illa ki olduğu gibi alıp Batı’dan, kendi parlamentomuzdan geçirmemeliyiz. Her madde ayrıca görüşülmeli, tartışılmalı ve onun üzerine inşa edilmeli. Ama bu noktada şahsen benim de zannediyorum büyük bir kesimin de ihtiyaç duyduğu husus ailenin korunmasıdır. Aile toplumun temelidir. Aile bir erkek bir kadından ve çocuklardan meydana gelir. İki kadın, iki erkek aile mefhumunun karşılığı değildir. Çünkü toplum giderek zaafa uğramaya başladı.”

İttifak içinde ittifak görüşmeleri

Millet İttifakı içinde Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi arasında “ittifak içinde ittifak” kurulmasına yönelik çabaların sonuca ulaşıp ulaşmadığı sorusuna Karamollaoğlu şu yanıtı verdi:

“Henüz bir neticeye varılmadı. Birkaç gün daha sabredeceğiz. Bu ittifakın olması hakikaten her üç parti için de önemli. Parlamentoda Millet İttifakı olarak bizim çoğunluğu teşkil edebilmemiz için de önemli. Çünkü ayrı ayrı seçime girdiğimizde aynı neticeyi elde edemiyoruz. Bundan dolayı da ittifak elzem gözüküyor.”

Karamollaoğlu, bu küçük ittifakın kurulamaması durumunda ise seçime tek başlarına 81 ilde girmelerinin yüksek ihtimal olduğunu söyleyerek “Tabii bu şekilde girmekle alacağımız neticenin ne olacağını net olarak göremeyiz. Ama birlikte girdiğimiz zaman çok daha büyük bir başarı elde ederiz” diye konuştu.

SP’nin CHP ya da İYİ Parti listelerinden girmesinin söz konusu olup olamayacağının sorulmasına karşılık ise “Belki birkaç kişi olabilir ama şimdiden bir şey söylemek doğru değil” diyen Karamollaoğlu, ancak bu kişilerin sayısının da sınırlı olacağını ve ortada dolaşan grup kuracak kadar vekil iddialarının doğruyu yansıtmadığını belirtti.

Karamollaoğlu, bu sistemle ortak liste tartışmalarının Cumhur İttifakı için de geçerli olduğuna işaret ederek MHP’nin grup kurmaya yetecek kadar vekil çıkarma ihtimalini zayıf gördüğünü ve bu nedenle MHP’nin AKP listelerinden gireceği kanaati taşıdığını da belirtti.

SP lideri ittifak içinde ittifak görüşme sonuçlarının bu hafta ya da en geç Pazartesi gününe kadar netleşebileceğini, çünkü artık ardından 9 Nisan’a kadar ortak listelerin yapılması gerektiğini belirtti.

Millet İttifakı içinde bakanlık paylaşımları yapıldığı iddialarını ise yalanlayan Karamollaoğlu, bakanlıklara seçimde alınacak sonuca göre karar verileceğini belirtti.

Paylaşın

MHP Ve AK Parti Seçimde Ortak Liste Çıkarabilir Mi?

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri yaklaştıkça ittifaklarda seçimlerde en iyi sonucu almak için çalışmalarını devam ediyor. İttifaklar, cumhurbaşkanlığının yanı sıra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) de çoğunluğu sağlayabilmeyi hedefliyor.

Hem CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Millet İttifakı hem de AK Parti, MHP, BBP ve YRP’den oluşan Cumhur İttifakı, Meclis’te çoğunluğa yani en az 301 milletvekiline ulaşma hedefiyle seçimlere hazırlanırken bu noktada yapılan ince hesaplar arasında seçimlere ortak liste ile gitmek de yer alıyor.

Cumhur İttifakı’nın iki ana partisi AK Parti ve MHP arasında da ortak liste konusu çeşitli toplantılarda ele alınırken ve AK Partili yöneticilerden çeşitli dönemlerde “ortak liste konusunda çalışmaların sürdüğü” yönünde açıklamalar gelirken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “ortak liste olmayacak” çıkışı yaptı.

Bahçeli Salı akşamı Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Yeniden Refah ve BBP’ye işaret ederek “Cumhur İttifakı’nı teşkil eden 2 partinin kendi adıyla, amblemiyle ve adaylarıyla seçime katılmaları söz konusu iken, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ortak liste hazırlığına teşne olması ve buna tevessül etmesi doğru, mantıklı ve makul bir seçenek olamayacaktır” ifadelerini kullandı.

AK Parti’nin Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, Meclis’te gazetecilerin soruları üzerine, “Diğer 3 parti de kendi listesinden seçime girme hazırlığı yapıyor. Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu tavır da bizim aktardığımız durumun aynısı. Yeni seçim yasasına göre; zorlayan birtakım şeyler var; hem Millet İttifakı’nı hem bizi. Çünkü ‘en demokratik bir tablo gerçekleşsin’ dediğimizde, en kolayı olmuş olmuyor. Bazı zorluklar da yaşanıyor. Kim, hangi partiyi kastetmiş, oyunu vermişse; o partiden milletvekili çıkacak. Çıkartamıyorsa da o oylar yok sayılacak. Bunu hem Cumhur İttifakı’nın bileşenleri olarak hepimiz biliyoruz hem de Millet İttifakı’nın bileşenleri bence biliyordur” değerlendirmesi yaptı.

AK Parti “umutlu”

Seçimlerde partilerin kendi logosu ile yer alması için en az 41 ilde aday çıkarması şart. AK Parti’de MHP ile en az 10-15 ilde “ortak liste” yapılması gerektiği savunuluyor. Ancak iktidar partisi olması nedeniyle 81 ilde milletvekili çıkarmak isteyen AK Parti’de, MHP’nin 10-15 ilde çıkarmayarak AK Parti listelerine destek vermesi gerektiği görüşü hakim.

Edinilen bilgiye göre, MHP ise bu çerçevede bir “ortak liste” yapılmasına mesafeli. Bu arada hiçbir formülde MHP’li isimlerin AK Parti listelerinden yazılması gibi bir seçenek olmadığı da vurgulanıyor. Eğer ortak liste yapılırsa, hangi illerde ortak liste olması gerektiğine ilişkin olarak da iki parti arasında görüş ayrılığı bulunuyor.

MHP kurmayları, “Cumhur İttifakı’nın 4 partisinin de birlikte karar almasına dikkat çekerken bir partinin ortak listeye ‘hayır’ bir partinin ‘evet’ demesinin doğru olmayacağını” savunuyor. Kurmaylar, MHP’nin 50 yılı aşkın bir tarihi olduğuna ve “küçük bir parti” gibi değerlendirilemeyeceğini de ifade ediyor.

Milletvekili aday listelerinin Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) teslimi için son gün 9 Nisan Pazar. AK Parti yetkilileri 9 Nisan’a kadar yapılacak görüşmelere göre MHP, BBP ve Yeniden Refah ile ortak liste konusunda uzlaşmaya varılabileceği değerlendiriliyor. Bir kurmay, “9 Nisan’a kadar çok uzun süre var. O günü beklemek lazım” değerlendirmesi yaptı.

Liste tartışmaları yaşanırken, Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan partilere ziyaretlerini sürdürüyor. Salı günü Yeniden Refah’ı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çarşamba günü de BBP’ye bir ziyaret gerçekleştirerek BBP lideri Mustafa Destici ile görüştü. BBP de, seçimlere kendi parti logosu ile 81 ilde girileceğini açıklamıştı. Ancak BBP’de bazı kritik yerlerde ortak liste ile seçime girilebileceği görüşü de hakim.

Sencar: Ortak girmeleri mantıklı

Peki, AK Parti ve MHP’nin ortak liste ile seçime girmemesinin sonuçlara nasıl bir etkisi olur?

DW Türkçe’den Kıvanç El‘e konuşan Metropoll Araştırma’nın Kurucusu Özer Sencar “AK Parti ve MHP ortak liste ile girerlerse açık ve net daha fazla milletvekili çıkarırlar. MHP’nin şu anda yüzde 7-8 civarında oyu var ve İttifak olarak girdiği için baraj tehlikesi yok. Bazı illerde ortak girmeleri mantıklı olacaktır” tahmini dile getirdi. Sencar, MHP’nin seçime kendi logosuyla girmek istemesini de “MHP, 50 yıllık bir parti. ‘Küçük bir parti’ gibi başka listeden girmek itibar kaybettirici. Bahçeli’nin endişe ettiği de budur diye düşünüyorum” sözleriyle değerlendirdi.

“AK Parti tavizi göze almalı”

Sencar, AKP’nin 81 ilde girip MHP’nin bazı illerde aday çıkarmama fikrine ilişkin de, “Eski AK Parti yok, yüzde 50 alan bir AK Parti bugün yok, oyları yüzde 35’lerde. AK Parti bence bu tavizi göze almalı. Örneğin Osmaniye’den ve bazı illerden aday çıkarmamalı. Taviz vermek AK Parti için çok incitici olmaz. Ben AK Parti olsam bunu yaparım” görüşünü kaydetti.

MHP’nin bazı illerde vekil adayı çıkarmayarak AKP’ye destek verebileceğini kaydeden Sencar, “Burada sadece şöyle bir riskleri var. A ilinde MHP girmedi AK Parti girdi diyelim. MHP seçmeni kendini serbest hisseder. Başka partiye oy verebilir. MHP’li seçmen milliyetçi bir partiye oy verebilir. Parti tüm seçmenini bu şekilde kontrol edemez, bu nedenle kendi listesinden aday çıkarmak isteyebilir. İYİ Parti veya Memleket Partisi’ne kaymaları durdurmuş olurlar” değerlendirmesini yaptı.

Paylaşın

Saadet, DEVA Ve Gelecek Partisi, İttifakı İçinde İttifak Kuracak Mı?

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine sayılı günler kala ittifaklarda seçimlerde en iyi sonucu almak için stratejilerini netleştiriyor. 

Millet İttifakı’nı oluşturan partilerden olan Saadet Partisi, Deva ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nin ittifak içinde ittifak için kendi aralarındaki görüşme trafiği sürüyor.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, geçtiğimiz günlerde Karar TV’de “ittifak içinde ittifak” formülüyle ilgili konuşmuş ve çalışmaların yüzde 99 oranında tamamlandığını söylemişti. Karamollaoğlu, “Üç parti olarak seçime müşterek girmemiz oyumuzu yükseltecek” demişti.

Bu çerçevede ittifak protokollerini iki gün önce Yüksek Seçim Kurulu’na sunan Millet İttifakı içinde yer alan Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Parti’nin daha çok milletvekili çıkarabilmek için kendi aralarında başlattıkları üçlü görüşme trafiği sürüyor.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in ilgili partilerin üst düzey yetkililerinden edindiği bilgilere göre, üç partinin “ittifak içinde ittifak” kurma formülünde henüz nihai sonuca ulaşılabilmiş değil ancak temaslar yoğun şekilde sürüyor ve bir süre daha trafiğin devam etmesi bekleniyor.

Üçlü “ittifak içinde ittifak” formülünde ilerleme sağlanıp sağlanmaması ve üç partinin bir sonuca ulaşıp ulaşmaması Millet İttifakı’ndaki altı partinin aday listelerinde olası ortaklaşma formüllerini de etkileyeceği için önemli görülüyor.

Gerek altı partinin ortak aday listeleri gerekse üçlü ittifak formülü ile ilgili kritik bir görüşme ise bugün Malatya’daki liderlerin katılacağı iftar olarak öne çıkıyor. İftarda diğer meselelerin yanı sıra bu konunun da gündeme gelebileceği, cumhurbaşkanı adayı kararını netleştiren ve önemli bir krizi aşan altı liderin şimdi bu konuya yoğunlaşmaya başlayabileceği belirtiliyor.

Bu arada altı partinin aday listeleri için oluşturduğu komisyonun da beklenen toplantısını gelecek hafta yapması bekleniyor.

Üç partinin tutumları nasıl?

Peki ittifak içinde ittifak kurarak daha çok milletvekili kazanmak isteyen üç partinin tutumları nasıl şekilleniyor?

“İttifak içinde ittifak” formülüne ilişkin üç partinin tutumlarında henüz tam bir ortaklaşma sağlanamadı.

Saadet Partisi seçime kendi logosu ile girilmesini isterken, diğer iki parti de kendi logolarını tercih ediyor. Her partinin kendi logolarıyla girme konusunda daha önce alınan kendi kurul kararları ve parti ilkelerine göre hareket etmek isteklerinin gündemde olduğu belirtilirken, bununla birlikte belli ortaklaşmaların yapılmasına ilişkin de güçlü işaretler var.

Partilerin yetkilileri liste oluşturulması ile ilgili süreçlerin işin doğası gereği biraz dinamik olduğunu ve görüşmelerin son birkaç güne kadar devam edebileceğini söyleyerek, “Bugün aldığımız karar yarın başka bir şekle evrilebilir” diyor.

DEVA Partisi daha önce aldığı parti kararı çerçevesinde seçime kendi amblemi ile girmek konusunda kararlığını sürdürürken, belli iller bazında diğer partilerle ortak çalışmalar yapılmasına ise soğuk bakmıyor.

Gelecek Partisi ise ittifak içinde ittifak önerisine çok sıcak olmadığını, daha çok CHP ve İYİ Parti ile ittifak kurmayı düşündüklerini belirtmişti.

Bu arada her partinin en az 41 ilde kendi logolarıyla seçime girmeleri de gerekiyor.

Milletvekili aday listelerinin YSK’ya teslimi için son gün olan 9 Nisan’a kadar her iki ittifakın aday listelerinin de netleşmesi için zaman bulunuyor.

Ortak listelerin önemi ne?

Peki yeni seçim yasasında ortak listeler hazırlamak ittifaklara ve partilere ne kazandırıyor?

AK Parti ile MHP’nin geçen yıl getirdiği yeni seçim sistemi ittifak içindeki partileri yüzde 7 baraja karşı korusa da her parti kendi alacağı oy oranına göre milletvekili çıkaracağı için ittifakın önemini azaltmış durumda. Bu nedenle her iki büyük ittifak da bazı illerde ortak liste yapma arayışında.

Araştırmacı Nezih Onur Kuru, ittifaklar için parlamento seçimlerinde ortak liste yapmalarının önemine dikkat çekerek, yeni seçim yasasının ittifakların artık oylarıyla ekstra milletvekili çıkarabilmesi avantajını ortadan kaldırdığını, bunun da daha az sayıda partiden oluşan ve parti arasındaki oy makası geniş olan Cumhur İttifakı’na yaradığını belirtiyor.

Kuru, Cumhur İttifakı’nın kritik illerde tek liste yapması ve Millet İttifakı’nın ise yapmaması durumunda Cumhur İttifakı’nın yüzde 41 oy ile Meclis’in salt çoğunluğu olan 301 sandalyeyi kazanabileceğine dikkat çekiyor.

Paylaşın

İYİ Parti Ve CHP Hangi İllerde Ortak Liste Çıkaracak?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Demokrat Parti’den oluşan Millet İttifakı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı ilan etmesiyle birlikte vekil listeleri merak konusu oldu.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) açıkladığı seçim takvimi uyarınca en geç 24 Mart günü siyasi partilerce ittifak modeli ve anlaşması imzalanmış olması gerekiyor. Ancak Millet İttifakı içerisinde vekil listesinde il il ve isim isim zor bir müzakere süreci yaşanıyor.

Altı siyasi parti arasında 4 Ocak’ta liderlerce kararlaştırıldığı üzere Genel Seçimler ittifakı modelini belirlemekle görevli Seçim İttifakı Komisyonu, henüz beşinci toplantısını yapmadı. Bu toplantı için gelecek hafta başında 20 Mart tarihi işaret edildi ancak bunun henüz kesinleşmediği vurgulandı.

VOA Türkçe’den Yıldız Yazıcıoğlu’nun edindiği bilgilere göre, Komisyon’un ilk toplantısını 26 Ocak’ta düzenlemesinin ardından son günlerde partiler arasında ikili düzeyde görüşmeler yapıldı. CHP ile İYİ Parti, ittifak dışında yüzde 7 ülke barajını aşabilmeleri konusundaki soru işaretleri nedeniyle diğer dört parti açısından Meclis’te nasıl temsiliyet sağlanacağını görüşüyor. Diğer dört parti, öncelikle CHP ve İYİ Parti’nin hangi illerde ortak liste çıkarmaya sıcak bakılacağını ikili görüşmede açığa kavuşturması gerektiği görüşünde.

38 ilden çok azında mı ortak liste olacak?

Önceki Genel Seçimler’de yani 24 Haziran 2018’de CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi (SP) ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı, milletvekili seçiminde illerde ortak liste oluşturmamıştı.

Demokrat Parti, Gültekin Uysal’ın Afyonkarahisar adayı olarak İYİ Parti’nin listesinde yer alması üzerine YSK’ya ayrıca liste sunmadı. CHP, İYİ Parti ve SP ise, ayrı ayrı 600 milletvekili aday listeleriyle Genel Seçimler’de yarıştı ancak ittifak protokolü YSK’ya sunulduğu için ülke barajı riski ortadan kaldırıldı. SP, sadece yüzde 1,34 oy almasıyla illerde vekil çıkaramamasına rağmen, CHP listesinde aday gösterilmiş iki isim ile TBMM’de sandalye etti. İYİ Parti ise, Millet İttifakı olmasa yüzde 9,96 oy oranıyla baraj altında kalacakken 43 milletvekili çıkarabildi.

Şimdi Millet İttifakı, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutakabatı” uyarınca Meclis’te anayasa değişikliği yapılabilmesini hedefliyor. Dolayısıyla Millet İttifakı’nın TBMM’de en az 301 sandalyesi olması amaçlanıyor. Ama bunun için 24 Haziran’da olduğu gibi 81 ilde ayrı listelerle yarışa girilmemesi gerektiği görüşü masada. 38 ilde ortak listeyle seçime girilmesi durumunda bunun TBMM’deki aritmetiğe olumlu yansıyacağına işaret eden çalışmaya rağmen İYİ Parti, pek çok ilde ortaklaşma yaklaşımına sıcak bakmıyor.

CHP ile İYİ Parti arasında ortak listeyle seçime girilecek iller açısından bazılarında sadece CHP ve bazılarında sadece İYİ Parti logosuyla yarışılması konusunda henüz uzlaşma sağlanamadı.

İYİ Parti’nin “seçmen profili” dikkate alınarak bazı illerde CHP logosuyla oy çokluğu elde edilemeyeceği görüşünü aktardığı söyleniyor.

CHP içerisinde geçmişte yeterince başarı sağlanamamış illerde o ildeki seçmen profiliyle örtüşecek “sürpriz aday ya da adaylar” üzerinde çalışıldığı vurgulanıyor.

Tek veya iki vekil için yarışılacak illerde mi ortak liste olacak?

Millet İttifakı’nda sonuçta 43 ilden çok daha fazlasında CHP ve İYİ Parti’nin kendi aday listeleriyle seçime girmek istediği öğrenildi. Bu nedenle 38 il değil ancak en az 10 ilde Millet İttifakı’nın ortak/tek listeyle aday gösterebileceği ihtimali gündemde.

Ortak listeyle parlamento seçimine girilmesi bakımından “hangi iller olabilir?” sorusuna yanıt olarak sadece tek ve iki milletvekili çıkarma hakkı olan iller işaret ediliyor. Bu kapsamda, YSK’nın güncel vekil dağılımına göre birer milletvekili çıkaracak Tunceli ve Bayburt’un yanısıra Meclis’te iki vekil ile temsil edilecek Artvin, Bilecik, Çankırı, Erzincan, Gümüşhane, Kırşehir, Sinop, Bartın, Ardahan, Iğdır ve Kilis illeri masada. Ancak bu 13 il konusunda uzlaşma henüz sözkonusu değil. Bu illerden en azından 10’unda ortak liste uzlaşması olabileceği konuşuluyor.

CHP ve İYİ Parti’nin görüşmelerinde ilerleme sağlanmasıyla birlikte ancak gelecek hafta başı yapılacak toplantıda Seçim İttifakı Komisyonu’nun artık karar alma aşamasına geleceği dile getiriliyor.

Karar İzmir’de altılı masa sonrasında mı şekillenecek?

Bu arada Millet İttifakı’nın liderlerince 19 Mart Pazar günü saat 17.00’de İzmir’de buluşulması öngörüldü. Eğer İzmir İktisat Kongresi kapsamında altılı masa toplantısı yapılabilirse “seçim ittifakı” üzerine de görüşme yapılabileceği ve dolayısıyla liderler tarafından Komisyon’a talimat verilebileceği aktarıldı.

Ardından Komisyon’un da YSK’ya sunulacak ittifak protokolü üzerinde çalışmasını hızlıca şekillendireceği kaydedildi.

Seçim İttifakı Komisyonu’nda, CHP Parti Örgütü ve Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, İyi Parti Yerel Yönetimler Başkanı Metin Ergun, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, Demokrat Parti Genel Sekreteri Serhan Yücel, DEVA Partisi Teşkilat İşleri Başkanı Sadullah Ergin ile Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün yer alıyor.

Paylaşın

Karamollaoğlu: Cumhur İttifakı İçilemeyecek Bir Çorbaya Döndü

Cumhur İtitfakı’nda genişleme çabalarını değerlendiren SP Lideri Karamollaoğlu, “Benim gördüğüm, çaresizliğin ifadesi. Tayyip Bey, bunların hepsine karşı bir tavır sergilemişken, şimdi kırık dökük ne varsa toplama gayretine girdi. Bu netice verir mi, verir… Birkaç 100 bin oy artar ama kurtuluşa vesile olmaz” dedi ve ekledi:

“Herkese bir menfaat vererek, o çevrenin oyunu almak istiyor ama o çevre de bunu görüyor. (HÜDA PAR ile görüşmeler) Cumhur İttifakı içilemeyecek bir çorbaya döndü. Geçmişte birbirlerine karşı en ağır hakaretleri yapanlar şimdi kucaklaştı. Bunu Türkiye’yi düşünürek yaptıkları kanaatinde değilim, tamamen şahsi menfaatlerini düşünerek yapıyorlar.”

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Milliyet gazetesinden Hande Atılgan’ın sorularını yanıtladı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

(Kılıçdaroğlu’nun adaylığının SP’de açıklanmasına yönelik eleştiriler) Bu yorumları yapan arkadaşları hayretle izliyorum. Erbakan Hoca da siyasete atıldığında ilk koalisyonu CHP ile kurdu. O gün söylenilenler bugün tekrar ediliyor. O ittifakı maalesef kendini diğerlerinden daha dindar, takva sahibi sananlar bozdu. Zaman geçti, çoğu Erbakan Hoca’dan özür diledi ama iş işten geçti.

“Güçlü Türkiye’yi önemsiyoruz”

CHP eski söylemlerini bütünüyle reddetti. Bundan dolayı da itibar kaybına uğramadı. Bu açılmadan dolayı biz de diyalog kurmayı önemsedik. Sayın Kılıçdaroğlu, Kudüs Mitingi’nde önemli bir konuşma yaptı. Erbakan Hoca’dan bize miras kalan bir sıralama var. Önce adalet, sonra güzel ahlak gelir. Güçlü Türkiye’yi önemsiyoruz. Bir, her sahada kendimize yeterli hale gelmeliyiz ki yarın dış politikadaki bir tutumumuzdan ötürü boğazımıza çökmesinler. İki kalkınmayı Türkiye’nin tamamında yapmalıyız, İstanbul’da ne varsa niye Diyarbakır’da olmasın… Üç, milli gelirin adil dağılımını istiyoruz.

(Liderlerin ortak dili tabana yansıyor mu?) Tabanda bazı reaksiyonlar var, maalesef eski alışkanlıklardan, geçmişte uygulanan ters politikalardan dolayı. Biri ‘yanlış yaptım’ deyip bir adım atarsa, biz de ona atarız. Tayyip Bey buna yanaşmıyor. Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi ilk defa böyle bir noktaya getirebilmek için ciddi bir adım attı. Onlar bu çabaları yapacaklar, biz olduğumuz yerde oturup topyekün ‘gelip Saadet’li olun’ diyemeyiz.

İttifak içi ittifak formülü.

(CHP’ye oy vermeye eli gitmeyenler gelsin diye mi?) Bu da var ama esasında toplumda AK Parti’den kopmuş yüzde 15’lik bir kesim var, güven arıyorlar. ‘Bunlar da iktidara gelebilir’ denilmeli. Bu 3’lü ittifak bunu sağlar diye umut ediyorum. Güçlü bir muhalefet olursa, eli CHP’ye oy vermeye gitmiyorsa, buraya gelir. Bunu ilk arkadaşlarımız (Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu) AK Parti’den ayrıldıktan ve siyasi pozisyonlarını belli bir şekilde devam ettirmek istemelerinin anlaşılması üzerine dillendirdim. En az 1,5 yıllık geçmişi var. Gerçekleştirebilirsek ciddi sıçrama yapabiliriz, hem siyasi partiler hem ittifak olarak.

Burada bir yığılma, bir kümelenme meydana gelir. Teklifi kendilerine götürdüm, 5-10 gün içinde karar verilmesi lazım. Millet İttifakı çatısı altında olacağız. Benim dediğim, onu biraz ileri taşımak. Gerçekleşirse, devrim mahiyetinde siyasi hamle olur. Tabandan çok daha farklı kesimlerden destek alacağımızı umut ediyorum.

‘Her lider kendi karar verecek’

(Akşener’in ‘liderler aday olmayacak’ açıklaması) Böyle bir karar alınmadı. Bu değişebilir. (Her lider kendi mi karar verecek?) Evet.

(Anketlere ilişkin) Son gelişmeler üzerine tereddütlü insan çok. Deprem faciası, gecikmeler ve Tayyip Bey’in tavrı… Sadece Adıyaman değil, deprem bölgesinin tamamından helallik dilemeli. Ne askerler ne AFAD girebildi; oradaki perişanlığın farkında değil Tayyip Bey. Millet karar verirken, iktidarın icraatta yaptığı hataları görmezden gelirse, vay halimize. Ama ben gördüğünü zannediyorum.

“Cumhur İttifakı içilemeyecek bir çorbaya döndü”

(Cumhur İtitfakı’nda genişleme çabaları) Benim gördüğüm, çaresizliğin ifadesi. Tayyip Bey, bunların hepsine karşı bir tavır sergilemişken, şimdi kırık dökük ne varsa toplama gayretine girdi. Bu netice verir mi, verir… Birkaç 100 bin oy artar ama kurtuluşa vesile olmaz. Herkese bir menfaat vererek, o çevrenin oyunu almak istiyor ama o çevre de bunu görüyor. (HÜDA PAR ile görüşmeler) Cumhur İttifakı içilemeyecek bir çorbaya döndü. Geçmişte birbirlerine karşı en ağır hakaretleri yapanlar şimdi kucaklaştı. Bunu Türkiye’yi düşünürek yaptıkları kanaatinde değilim, tamamen şahsi menfaatlerini düşünerek yapıyorlar.

Paylaşın

Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu’ndan ‘İttifak İçi İttifak’ Açıklaması

Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu, “İttifakın içinde bulunan partilerden özellikle yeni kurulan Gelecek ve DEVA Partisi’yle Saadet Partisi arasında bir seçim ittifakının yapılmasını önemsiyorum. Bunu parti liderlerine de aktardım” dedi ve ekledi:

“Üç parti ayrı ayrı seçime girdiğimiz zaman alacağımız oy mertebeleri anketlerde şöyle veya böyle görünüyor. En fazla 3/4 milletvekili çıkartılabiliyor. Ancak biz bir araya geldiğimiz zaman mecliste 30-40 milletvekili ile temsil edilme imkânımız var.”

“AK Parti bir sene öncesinden beridir yüzde 15’ten fazla seçmeni kaybetti. Onlar gidecek yer aradılar, kısmen belli bir yerlere niyetlendiler ama hâlâ bu seçmenin yüzde 5 ile 7’si adres arıyor” diyen Karamollaoğlu, Az önce ifade ettim bir ittifak içerisinde bir araya gelirsek 30-40 milletvekili çıkarabiliriz ama doğuracağı sinerjiyle birlikte 130-140’lara çıkarabiliriz.” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, TV5’te yayınlanan “Gündem Türkiye” programında gazeteci Mustafa Yılmaz’ın sorularını cevaplandırdı.

Millet İttifakı’nın son toplantısında ortak cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinin ardından Meclis seçimleri için de çeşitli ittifak formülleri üzerinde çalışılıyor. Bunlardan biri “ittifak içi ittifak” olarak nitelendirilen formül. Karamollaoğlu bu formüle dair programda şunları söyledi:

“İttifakın içinde bulunan partilerden özellikle yeni kurulan Gelecek ve DEVA Partisi’yle Saadet Partisi arasında bir seçim ittifakının yapılmasını önemsiyorum. Bunu parti liderlerine de aktardım. Üç parti ayrı ayrı seçime girdiğimiz zaman alacağımız oy mertebeleri anketlerde şöyle veya böyle görünüyor.

En fazla 3-4 milletvekili çıkartılabiliyor. Ancak biz bir araya geldiğimiz zaman mecliste 30-40 milletvekili ile temsil edilme imkânımız var. AK Parti bir sene öncesinden beridir yüzde 15’ten fazla seçmeni kaybetti.

Onlar gidecek yer aradılar, kısmen belli bir yerlere niyetlendiler ama hâlâ bu seçmenin yüzde 5 ile 7’si adres arıyor. Az önce ifade ettim bir ittifak içerisinde bir araya gelirsek 30-40 milletvekili çıkarabiliriz ama doğuracağı sinerjiyle birlikte 130-140’lara çıkarabiliriz.”

Paylaşın

Dünya Basını: Türkiye’de 2. Kemal Dönemi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu olduğu duyurulması, dünya basınında geniş yer buldu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ev sahipliğinde bir araya geldi.

Toplantı sonrası Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın adayı olduğu açıklandı.

Dünya basını, Türkiye’de yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerini ve süreci uzun süredir yakından takip ediyor. ABD’de Donald Trump, Brezilya’da Jair Bolsonaro ve İsrail’de daha sonra geri dönse de Binyamin Netanyahu’nun seçim kaybetmesiyle, batı basını Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da yenilmesiyle “güçlü adam” ekolünün zemin kaybetmeye devam edip etmeyeceği sorusunun cevabını arıyor.

Öte yandan Türkiye’nin batı ittifakından uzaklaşması ve hak ihlalleri birçok ülkede gündem olurken, altı farklı görüşten partinin tek adaya karşı birleşmesi dünyanın ilgisini çekmişti.

Britanya’nın kamu yayıncısı BBC, “Türkiye’nin sıklıkla bölük olan muhalefet partileri, Erdoğan’ın karşısına çıkması için tek bir aday seçti” ifadelerini kullanırken, “Erdoğan’ın 20 yıllık otoriter yönetiminden sonra anketler yarışın yakın geçeceğine işaret ediyor” yazdı.

BBC haberinde, “Hindistanlı sivil haklar lideri Mahatma Gandhi’ye benzerliği nedeniyle ‘Gandhi Kemal’ ve ‘Türkiye’nin Gandhisi’ olarak tanınan sakin 74 yaşındaki lider; hem içerik hem de stil olarak ateşli ve karizmatik Erdoğan’dan radikal olarak farklı bir vizyon sunuyor” ifadeleri kullanıldı.

İngiliz The Guardian gazetesi, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu belirlemesini haberleştirirken başlıkta, “Muhalefet kamuoyu tartışmasının ardından ‘kitabına uyan’ cumhurbaşkanı adayında karar kıldı” ifadelerini kullandı. Gazete, bazılarının “74 yaşındaki Kılıçdaroğlu’nun 20 yıl sonunda Erdoğan’ı koltuğundan indirecek karizmadan yoksun olduğu görüşüne” yer verdi.

ABD’nin saygın yayınlarından New York Times, “Kılıçdaroğlu ve onun muhalefeti, Erdoğan’ı yenmek için büyük sınavları aşmak durumunda. Erdoğan, geniş ve iyi organize bir parti altyapısına sahip, mesajını yaymak için devletin çeşitli organlarını kullanabilen yetenekli bir siyasetçi” dedi.

New York Times ayrıca, muhalefetin zaman zaman bir arada durmakta zorlandığını belirtirken, bunun seçmenler arasında, “birlikte ne kadar iyi çalışabilecekleri konusunda soru işaretleri yarattığını” belirtti. Gazete, buna örnek olarak İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkarak masadan kalkmasını gösterdi.

Katar merkezli Al Jazeera da bazı insanların Kılıçdaroğlu’nun, “Kampanya karizması kendisine 12’den fazla seçim kazandıran” Erdoğan’ı yenebileceği konusunda şüpheleri olduğunu ifade etti.

Fransız Le Monde gazetesi, muhalefet partilerinin cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan karşısında Kemal Kılıçdaroğlu ile çıkma kararını haberleştirirken, 6 Şubat’ta Türkiye’de meydana gelen depremlerin 20 yıllık iktidarı zayıflattığı değerlendirmesinde bulundu.

Fransız Le Figaro gazetesi de, “Muhalefet, sonunda seçim için Erdoğan karşısındaki adayını belirledi” başlığına yer verdi.

Rusya devletine ait haber ajansı RIA Novosti de, “Kılıçdaroğlu’nun isminin açıklanmasının ardından Millet İttifakı içinde bir çekişme yaşanması dikkat çekiyor” diyerek, Akşener’in cuma günü yaptığı çıkışı hatırlattı.

RIA, Akşener’in cumhurbaşkanı adayı olmasını istediği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın seçimin kazanılması durumunda cumhurbaşkanı yardımcısı olmaları konusunda muhalefet içinde anlaşmaya varıldığını belirtti.

KKTC merkezli Bugün Kıbrıs gazetesi de bugünkü sayısına, “Türkiye’de 2. Kemal dönemi” başlığını attı ve CHP liderinin adaylığı açıklandıktan sonra Saadet Partisi Genel Merkezi önünde yaptığı konuşmanın bir bölümünü alıntıladı.

Paylaşın

İYİ Parti Lideri Akşener’den Dikkat Çeken Mesaj

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesinin ardından ilk mesajını paylaştı: Milletimizin iradesiyle tarih yazacağız…

Haber Merkezi / İYİ Parti Lideri Akşener dikkat çeken bir mesaj paylaştı. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’la yaptığı görüşme, altı liderin ortak açıklaması ve Kılıçdaroğlu’nun CHP önündeki açıklamasından fotoğraflar ile Millet İttifakı’nın 12 maddelik Geçiş Süreci Yol Haritası metnini paylaşan İYİ Parti Lideri Akşener, mesajında, “Milletimizin iradesiyle tarih yazacağız…” notunu düştü.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ev sahipliğinde bir araya geldi.

Saat 16.00’da başlayan liderler toplantısı yaklaşık 4,5 saat sürdü. Liderler Saadet Partisi Genel Merkezi’nden kalabalığın önüne çıktı.

SP Lideri Karamollaaoğlu, “Elbette içinde bulunduğumuz günler acılı günler. Vefat eden bütün kardeşlerimize cenab-ı haktan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Birçok şehirde neredeyse bina ayakta kalmadı. Allah vefat edenlere rahmet eylesin. Bugün burada bir araya gelmemizin sebebini biliyorsunuz. Hava biraz soğuk. Ben bu toplantılarımız neticesinde aldığımız kararı duyurmayı bir görev addediyorum. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bizim cumhurbaşkanımızdır. Bu görevin hayırlı olmasını diliyorum. Bu görevin hayırlı olmasını diliyorum” diyerek Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıkladı.

Paylaşın