Doğru Göz Kremi Nasıl Seçilir?

Yaşlandıkça göz çevremizde kaz ayağı adı verilen kırışıklıklar oluşmaya başlar, yaşlanma ayrıca şişkinlik, koyu halkalar neden olabilir (aman tanrım!). Cilt bakım rutininizin bir parçası olarak göz kremi kullanmaya başlamanın zamanı gelmiş demektir. 

Haber Merkezi / İster 20’li yaşlarınızda ister 60’lı yaşlarınızda olun bir göz kremi faydalı olabilir. Peki, bir göz kreminde nelere dikkat etmelisiniz?

Antioksidanlar

Antioksidanlar hücre hasarına karşı koruma sağlar. Kremin içeriğinde, çevresel hasarı önlemeye yardımcı olan C vitamini, E vitamini ve ferulik asit gibi bileşenleri arayın. Antioksidanlar şişliği azaltmaya yardımcı olabilir.

Retinol

Retinol, dermatologların ve güzellik meraklılarının sevgilisidir ve bunun iyi bir nedeni var: A vitamininin bir formu olan retinol, çizgileri ve kırışıklıkları azaltmak ve önlemek için kolajeni uyarır. Yaşlanma karşıtı göz kremlerinde aranacak en önemli bileşendir.

Peptitler

Göz çevresindeki cildi sıkılaştırmak için kolajen ve elastini artıran peptitlere bakın.

Hyaluronik asit ve seramidler

Hyaluronik asit ve seramidler gibi nemlendirici bileşenlerle kuru cildi yatıştırır. Nemlendirilmiş cilt daha dolgun durur, bu nedenle kırışıklıklar daha az görünür.

Niasinamid ve kojik asit

En iyi göz kremleri bile kötü bir gece uykusunu bıraktığı hasarı düzeltemez. Niasinamid ve kojik asidi deneyin. Hücrelerdeki pigment üreten aktiviteyi azaltarak cildi aydınlatırlar.

Güneş kremi

Güneş kremi bir zorunluluktur. Yüzünüzün geri kalanına sürdüğünüz aynı SPF’yi kullanabilir veya göz bölgesi için tasarlanmış bir ürün alabilirsiniz.

Göz kremi nasıl kullanılır?

Cildinizi temizledikten ve güneş kremi sürdükten sonra göz kreminizi sürün. Ardından nemlendiricinizi kullanın. Buradaki ana fikir, göz kreminizi nemlendiricinizden önce uygulayarak bileşenlerin cildinize kolayca nüfuz etmesini sağlamak.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Paylaşın

Misel Suyu Nedir, Neden Ve Nasıl Kullanılır?

Misel suyu, hem güzellik uzmanları hem de dermatologlar arasında favori haline gelen çok amaçlı bir cilt bakım ürünüdür. Birçok insan misel suyunu tonik ile karıştırır, ancak tamamen farklı bileşimlere, özelliklere ve işlevlere sahiptirler.

Haber Merkezi / 1913 yılında Bristol Üniversitesi’ndeki bilim insanları tarafından keşfedilen misellere dayalı ilk ürünler, çocuklar için cilt bakımı, egzama veya akne ile mücadeleye yönelikti. 1995 yılında eczacı Jean-Noel Torel formülü tamamladı ve çok amaçlı bir cilt bakım ürünü haline getirdi.

Misel suyunun 5 faydası ve kullanımı

  • Cilt nemini destekler

Çoğu misel su türü, cildin daha nemi kalmasını sağlayan gliserin gibi nemlendirici bileşikler içerir. Dahası, misel suyundaki yüzey aktif maddeler çok hafiftir ve daha az tahriş edicidir, bu da onu kuru cilde sahip olanlar için mükemmel bir seçim haline getirir.

  • Kiri ve yağı temizler

Misel suyu genellikle ciltteki makyajı, kiri ve yağı temizlemek için kullanılır. İçeriğindeki birkaç bileşen, cildin geçirgenliğini artırarak daha derin bir temizlik sağlar.

  • Tüm cilt tipleri için uygun

Misel suyu her cilt tipinde kullanılabilir. Cilt iltihabını ve tahrişini azaltmaya yardımcı olabileceğinden, hassas cilde sahip olanlar için özellikle faydalı olabilir.

  • Cildi temiz tutar

Misel suyu, kir ve yağın giderilmesine yardımcı olabildiği gibi, tıkanmış gözenekleri açar ve sivilcelerin oluşmasını önlemeye yardımcı olabilir.

  • Taşınabilir ve kullanışlı

Misel suyu, cilt bakım rutininizdeki diğer birçok ürünün yerini taşınabilir, kullanımı kolay olduğu için alabilir.

Olası yan etkileri

  • Akneye yol açabilir
  • Alerjiye neden olabilir
  • Kuruluk ve tahrişe neden olabilir

Misel suyu nasıl kullanılır?

  • Bir pamuğu az miktarda ürünle nemlendirin,
  • Yüzünüzü nazikçe silin.
  • Göz makyajını çıkarmak için, bir pamuğu göz kapağınıza hafifçe bastırın ve gözün iç köşesinden dışa doğru kaydırın.
  • Ilık suyla yıkayın.
Paylaşın

Anestezi Nedir, Nerelerde Kullanılır?

Ameliyat öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere hastanın işlem esnasında ağrı duymaması ve cerrahın da rahat çalışabilmesi için yapılan bir dizi tıbbi uygulamanın adıdır.

Ameliyatlar yaklaşık 150 yıldır anestezi ile yapılmaktadır ve ameliyat tekniklerinin gelişmesi anesteziyolojideki gelişmeler ile birlikte olmuştur.

Anestezinin üç türü var; genel, bölgesel ve lokal anestezi. Genel anestezide tüm vücut uyuşturulur ve hastanın bilinci kapanır. Vücudun belden aşağısını, kol ya da bacak gibi belli bir bölgesini uyuşturma işlemine ise bölgesel anestezi denilir.

Bu yöntemde ise hastanın bilinci açık iken girişim yapılır. Uygulama, genellikle ilacın sinir bölgesine yakın bir yere enjekte edilmesi ile gerçekleştirilir. Lokal anestezi de daha küçük bir bölgenin uyuşturulmasıyla yapılır.

Paylaşın

Analjezik (Ağrı Kesici) Nedir?

Analjezikler ağrıyı tolere etmek için kullanılan ilaçlardır. Ağrıyı bütünüyle ortadan kaldırmanın ana yolu ağrıyı meydana getiren ana etkeni ortadan kaldırmaktır. Analjezik ilaçlar, periferik ve merkezi sinir sistemine etkisini göstererek görevlerini yapmaktadırlar.

Akut ve kronik ağrı sendromlarında ağrının semptomatik tedavisini sağlayan Analjezik İlaçlar merkezi sinir sistemine etki ederek ağrıyı önler.

Analjezik ilaçları seçerken ağrının şiddetine dayanarak basamak ilkesine göre karar verilmelidir. Dünya Sağlık Örgütü’nün üç basamak prensibine göre hafif ağrılarda nonsteriodal antiinflamatuar ilaçlar, orta şiddetteki ağrılarda NSAİİ’lere ek olarak zayıf opioidler, şiddetli ağrılarda ise ek olarak güçlü opioidler verilir.

Analjezik ilaçlar kullanılırken öncelikle tercih edilen kullanım şekli ağız yoludur. Her hastaya göre doz farklılıklar gösterebileceği için analjezik ilacın dozu kişiye göre belirlenmelidir. Analjezik ilaçlar için en uygun doz , en az yan tesir ile en iyi etkiyi sağlayan en düşük dozdur.

Hastaya uygulanacak ağrı kesici yöntemlerin amaçları nelerdir?

Hastaların ağrısız uyku süresinin uzatılması, istirahat ve hareket halinde iken ağrının önlenmesidir.

Ağrı kesici kullanımında hangi ilkeler göz önünde bulundurulmalıdır?

Veriliş yolu, doz ve düzeni her hasta için ayrı değerlendirilmeli,
Ağrı başladığında değil, düzenli aralıklarla verilmeli,
Kuvvetli opioidlerin etkileri ve yan etkileri bilinmeli,
Bebek ve çocuklara uygun doz ayarlanmalı,
İlaca başlarken ve değiştirirken dikkatli izlemeli,
İlaç ya da veriliş yolu değiştirilirken eşit doz tablosu kullanılmalı,

Ağrıyı değerlendirirken tesirsiz veya sahte ilaç uygulamasından kaçınılmalı,
Direnç gelişimi gözlenmeli,
Fiziksel bağımlılık ve yoksunluk gibi klinik durumlar izlenmeli,
Fiziksel ve ruhsal bağımlılık ayırt edilmeli,
Hastanın ruhsal durumu izlenmeli,
Yardımcı ağrı kesicilerden yararlanılmalı.

Paylaşın