Kahve Severler Yüksek Tansiyona Dikkat!

Yeni bir araştırma, günde iki veya daha fazla fincan kahve içmenin, çok yüksek tansiyona sahip kişilerde kalp hastalıklarından ölüm riskini iki kat artırabileceğini ortaya koydu.

Haber Merkezi / Bu risk, özellikle tansiyonu 160/100 mm Hg veya üzerinde olan bireylerde görülüyor.

Araştırmaya göre, günde sadece bir fincan kahve içmek veya düzenli olarak yeşil çay tüketmek kalp hastalıklarından ölüm riskini artırmıyor. Her iki içecek de kafein içeriyor, ancak risk yalnızca yüksek miktarda kahvede ortaya çıkıyor.

Bilim insanları, bu çalışmanın kahvenin kalp sağlığı üzerindeki etkilerini özellikle ciddi yüksek tansiyonu olan kişiler için daha iyi anlamamıza yardımcı olduğunu belirtiyor.

Önceki araştırmalar, kahvenin kalp üzerindeki etkileri konusunda karışık sonuçlar göstermişti. Bazı çalışmalar, orta miktarda kahve tüketmenin kalp krizi veya felç riskini azaltabileceğini öne sürüyordu. Kahve ayrıca ruh hâlini iyileştirme, uyanıklığı artırma, iştahı kontrol etme ve bazı kronik hastalıkların riskini azaltma gibi faydalarla da ilişkilendirilmişti.

Ancak fazla kahve, bazı sorunlara yol açabiliyor. Kan basıncını yükseltebilir, kaygıyı artırabilir, kalp çarpıntısı ve uyku sorunlarına neden olabilir.

Araştırmada katılımcılar, tansiyon seviyelerine göre beş gruba ayrıldı: normal (<130/85), yüksek-normal, hafif yüksek tansiyon (140–159/90–99) ve daha ciddi seviyeler (160/100 veya üstü). Ciddi yüksek tansiyon, ikinci ve üçüncü derece hipertansiyon olarak kabul edildi.

Çalışmada, 40–79 yaş arasındaki 18.000’den fazla kişi yaklaşık 19 yıl boyunca takip edildi ve bu süre zarfında 842 kişi kalp hastalıklarından dolayı hayatını kaybetti.

Sonuçlar, ciddi yüksek tansiyona sahip ve günde iki veya daha fazla fincan kahve içen kişilerin, kahve içmeyenlere göre kalp hastalıklarından ölme riskinin yaklaşık iki kat daha fazla olduğunu gösterdi. Öte yandan, günde bir fincan kahve içenlerde veya yeşil çay tüketenlerde böyle bir risk gözlenmedi.

Uzmanlar, ciddi yüksek tansiyonu olan kişilerin fazla kahve tüketiminden kaçınması gerektiğini, çünkü vücutlarının kafeine daha hassas tepki verebileceğini belirtiyor.

Yeşil çay ise daha güvenli bir seçenek olarak öne çıkıyor; bu durum, yeşil çayın içeriğindeki polifenoller sayesinde iltihaplanmayı azaltması ve vücuda zarar veren etkilere karşı koruma sağlamasıyla ilişkilendiriliyor.

Özetle, kahve birçok kişi için sağlıklı faydalar sunabilse de, ciddi tansiyon sorunları olanlarda risk oluşturabilir. Doktor tavsiyesi almak ve tansiyonu düzenli olarak takip etmek, kafein tüketiminde daha güvenli kararlar vermeye yardımcı olabilir.

Paylaşın

Kahve, Kalp Sağlığını Desteklemek İçin Nasıl İçilir?

Semmelweis Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırma, günde üç fincana kadar kahve içmenin kalbi koruyabileceği,  felç ve ölümcül kalp hastalığı riskini azaltabileceğini ortaya koydu.

Haber Merkezi / Araştırma, dünyanın en popüler içeceklerinden biri olan kahvenin uzun vadeli faydalarına dair yeni bakış açıları sunuyor.

Araştırmada, İngiltere Biyobankası’ndan yaklaşık yarım milyon katılımcının verileri 10 ila 15 yıl boyunca takip edildi. Araştırmanın başlangıcında, yarısından fazlası kadın ve ortalama yaşları 56 olan katılımcıların hiçbirinin kalp hastalığı yoktu.

Araştırmacılar, katılımcıları günlük kahve tüketimlerine göre üç gruba ayırdılar: Hiç kahve içmeyenler (Yüzde 22), az – orta düzeyde kahve içenler (Yüzde 58), ve çok tüketenler (Yüzde 20), günde 3 fincandan fazla kahve içenler.

Araştırmanın sonuçları, özellikle az ve orta düzeyde kahve içenler için umut vericiydi. Kahve içmeyenlere kıyasla, bu gruptaki kişilerin herhangi bir nedenden ölme riski yüzde 12, kalp hastalığından ölme riski yüzde 17 ve felç geçirme riski yüzde 21 daha düşüktü.

Günde üç fincandan fazla kahve tüketenlerde bile kalp sorunları veya ölüm riskinde artış görülmedi.

Araştırmada ayrıca kahvenin kalbi nasıl etkileyebileceği daha derinlemesine incelendi. Araştırmacılar, kalp sağlığını değerlendirmek için oldukça hassas bir araç olan kardiyak manyetik rezonans görüntüleme (MRG) kullanarak 30 binden fazla katılımcıdan oluşan bir alt grubu incelediler.

Araştırma, düzenli olarak kahve içenlerin, içmeyenlere kıyasla daha sağlıklı kalplere sahip olduğunu ortaya koydu. Bu, kahvenin yaşlanmanın kalp üzerindeki etkilerini dengelemeye yardımcı olabileceğini gösteriyor.

Kahvenin içeriğindeki antioksidan ve anti – inflamatuar maddeler gibi bileşiklerin kalp damar sağlığının korunmasında rol oynayabileceği düşünülüyor.

Paylaşın

Dünyanın En İyi 5 Kahvesi

Kahve tutkunları için mükemmel kahve çekirdeklerini keşfetmek bir hobiden daha fazlasıdır. Kahve kalitesi, çekirdeklerin yetiştiği rakım, toprak, işleme yöntemi ve kavurma tekniğine bağlıdır.

Haber Merkezi / İşte dünyanın en iyi beş kahve çekirdeği ve onların gelişmesini sağlayan benzersiz koşullar:

Hindistan “Muson Malabar”: Hindistan’ın Malabar kıyılarında yetişen bu kahve, espresso severlerin kalbinde özel bir yere sahiptir. Muson Malabar kahvesi, çekirdeklerin haftalarca muson yağmurlarına ve rüzgarlarına maruz bırakıldığı kendine özgü işleme yöntemiyle benzersizdir. Bu işlem kahve çekirdeklerine hafif, topraksı bir tat verir.

Etiyopya Irgacheff: Kahvenin doğum yeri olarak kabul edilen Etiyopya’nın Irgacheff bölgesinde, çiçeksi aromalı, meyveli ve turunçgil notalarına sahip kahve çekirdekleri yetişiyor. En iyi Arabica kahve çekirdeklerinden biri olan bu kahve, dünya çapında kahve severlerin gözdesi.

Jamaica Blue Mountain: Jamaika’nın Mavi Dağları’nda yetişen bu kahve, yumuşak aroması, hafif tatlılığı ve fındıksı tadıyla popülerdir. Yüksek rakımda bulunan serin iklim ve zengin volkanik topraklar, asidite ve lezzet arasında mükemmel bir denge sağlıyor. Kahve, 600 ila 1500 metre arasında yetiştiriliyor ve bu sayede çekirdeklerin yavaş yavaş gelişmesi ve rafine bir tat elde edilmesi sağlanıyor.

Hawaii Kona Kahvesi: Kona kahvesi, Hawaii’deki aktif yanardağ Mauna Loa’nın yamaçlarında yetiştirilir. Buradaki topraklar mineraller açısından zengindir ve bölgenin öğleden sonraları yağan sağanak yağışlarla birlikte sürekli sıcak olan iklimi, kahve yetiştirmek için eşsiz bir ortam yaratır. Zengin, fındıksı ve çikolata esintileriyle bilinen Kona kahvesi, dünyanın en yumuşak kahvelerinden biri olarak kabul edilir.

St. Helena Kahvesi: Güney Atlas Okyanusu’ndaki ücra St. Helena adasında yetiştirilen bu kahve, benzersiz, rafine aroması ve olağanüstü saflığı nedeniyle değerlidir. Doğu Hindistan Şirketi tarafından 18. yüzyılda ithal edilen orijinal yeşil uçlu Arabica çekirdeklerinden yetiştirilen bu kahve, çiçeksi aromalar, parlak asidite ve narenciye ile karamelin hafif notalarıyla narin bir lezzet profiline sahiptir.

Paylaşın

Türk Kahvesinin Fiyatı 8 Yılda 16,5 Kat Arttı

2018’de ortalama 2,73 lira olan 100 gram Türk kahvesinin fiyatı 2025 yılında ortalama 45 liraya yükseldi. Başka bir ifadeyle 8 yılda Türk kahvesinin fiyatı ortalama 16,5 kat arttı.

Bayramda tatlının yanında kahve olmazsa olmaz ikramlardandır. Son yıllarda gerek küresel iklim değişiklikleri gerek de yurt içinde enflasyonla kahve fiyatlarında artış görülüyor. Ramazan Bayramı dönemlerinde 2018’den bu yana Türk kahvesinin fiyatlarındaki değişim de dikkat çeken bir yükseliş gösteriyor.

Bayramlarda tatlı ve kahve tüketimi artıyor. En önemli ikramlardan olan kahve tatlıyı reddeden olsa da misafirlere mutlaka sunuluyor.

Özellikle pandemi döneminde hem tedarik hem de iklim değişiminin etkileriyle önemli yükselişlerin görüldüğü küresel kahve fiyatlarının 2018’den bu yana seyrine bakıldığında yılbaşında 110 dolar seviyesinde olan vadeli Arabica kahvenin güncel fiyatı 379,60 dolar olarak görülüyor.

Dünyada pandeminin başladığı Şubat 2020’nin başından bu yana yükseliş yaklaşık yüzde 209 oranında oluyor. 2025 yılı yılbaşından bu yana kahve fiyatları son haftalarda gerilese de yüzde 19 oranında yükseldi.

Türkiye’de 2018’den bu yana yükselen enflasyon, 2021 sonrası hızlanırken, küresel kahve fiyatlarının yükselişi de eklenince dikkat çeken bir artış yaşandı.

2018 yılı Ramazan Bayramı için kahve alan bir tüketici; zincir marketlerde çok satılan markalardan birinin 100 gramlık bir paketini yaklaşık 2,73 TL’ye alırken, 2025 yılında ikram etmek için aynı kahveyi yüzde 1551 oranında artışla 45 TL’ye alıyor.

8 yılda asgari ücret yüzde 1279 oranında artarken, bayramda sadece kahve ikram etmek isteyen bir asgari ücretli 8 yıl önce 588 paket kahve alabilirken, 2025’te 491 paket kahve alabiliyor.

40 yıl hatırı olan kahve, Türk mutfağı için vazgeçilmez bir lezzet ve bayramların önemli ikramı olarak yerini koruyor.

(Kaynak: Karar)

Paylaşın

Cilt Bakımı Rutinine Kahveyi Dahil Etmek İçin 5 Neden

Kim dumanı tüten sıcak bir fincan kahve ile güne başlamak istemez ki? Peki ya sağlıklı bir cilde sahip olmak sabahları bir fincan kahve içmek kadar basit olsaydı?

Haber Merkezi / Kahvenin cilt için faydalarını öğrenmek için okumaya devam edin.

Doğal eksfoliyant: Kahve telvesi, tanecikli doğasından dolayı mükemmel bir doğal eksfoliyanttır. Granüller ölü cilt hücrelerinin uzaklaştırılmasına, gözeneklerin açılmasına ve hücre yenilenmesinin uyarılmasına yardımcı olur. 

Düzenli peeling otomatik olarak daha yumuşak, daha parlak bir cilde yol açar ve kahve telvesi kullanmak size doğaya dost, daha yumuşak bir seçenek daha sunabilir.

Kahvenin ikili etkileri: Kahve, serbest radikalleri nötralize eden ve böylece yaşlanma sürecini yavaşlatan klorojenik asit gibi antioksidanlarla yüklüdür. Kafein içeren kahve, kan dolaşımını uyararak gerekli besin maddelerinin ciltteki hücrelere iletilmesini sağlayarak cildin canlanmasına katkıda bulunur.

Göz altı görünümünü canlandırın: Kafeinin damar daraltıcı etkileri koyu halkalarla mücadele edenler için kurtarıcı olabilir. Kafein içeriğine sahip cilt bakım ürünlerinin kullanılması, koyu halkaların görünümünün geçici olarak azaltabilir.

Sivilce için harika bir çare: Kahvenin doğal antiinflamatuar etkileri, kahveyi sivilceyle mücadelede iyi bir müttefik haline getirebilir. Kahve bazlı cilt bakım ürünlerinin veya ev yapımı maskelerin kullanılması, ciltteki tahrişin yatışmasına ve sivilce oluşumundan kaynaklanan kızarıklığın azalmasına yardımcı olabilir.

Şişliği azaltır: Kahve topikal olarak kullanıldığında kafeinin varlığı şişkinliğin giderilmesine yardımcı olabilir. Kan damarlarını daraltarak çalışan kafein, şişkinliğin ve koyu halkaların azaltılmasına yardımcı olabilir.

Paylaşın

Sabahları Çay Ve Kahvenin Yerini Alabilecek 4 İçecek

Birçok kişi uyandıktan sonra aç karnına ilk iş olarak kahve veya çay içme alışkanlığına sahiptir. Ancak vücudunuzun o bir fincan kahveye veya çaya ihtiyacı olduğunu düşünürseniz düşünün, çay veya kahveyi aç karnına içmek sağlıklı değildir.

Haber Merkezi / Sabah ilk iş olarak çay veya kahve içmek, mide asidi üretiminin artmasına, potansiyel sindirim rahatsızlığına, besin emiliminin bozulmasına ve kan şekeri dalgalanmalarına neden olabilir. Bunun yerine seçebileceğiniz daha iyi ve sağlıklı alternatifler vardır.

Zerdeçal – karabiber suyu: Güne başlamak için, ılık suya 2-3 tutam zerdeçal ve karabiber ekleyerek, süper sağlıklı bir sabah içeceği yapabilirsiniz. Bu güçlü içecek metabolizmanızı hızlandırmanıza ve aşırı yağlardan kurtulmanıza yardımcı olabilir.

Kimyon – rezene suyu: 2 bardak suya bir tutam kimyon tohumu, rezene tohumu atın ve kaynatın. Suyu yarıya inince süzün ve yavaş yavaş yudumlayın. Bu zayıflama dostu içecek, özellikle regl döneminde sindirimi iyileştirmeye ve şişkinlikle baş etmeye yardımcı olabilir.

Limonlu su: Yarım limonu ılık suya sıkın. Çok keskin bulursanız az miktarda bal ekleyebilirsiniz. Ayrıca bir tutam tarçın da ekleyebilirsiniz. Bu süper içecek vücudunuzdaki toksinlerin atılmasına da yardımcı olabilir. Aynı zamanda cildiniz için de sağlıklı bir içecek alternatifi.

Sade veya ılık su: Sabahları herhangi bir zorlukla karşılaşmak istemiyorsanız aç karnına bir bardak sade veya ılık su içmeniz yeterli olacaktır. Bu vücudunuzun su ihtiyacını karşılayacak ve metabolizmanızı hızlandıracaktır. Ayrıca vücudunuzdaki toksinlerin atılmasına da yardımcı olabilir.

Bu içeceklerden herhangi birini tükettikten sonra, tatlı bir şeyler tüketmek istiyorsanız kuru üzüm, hurma veya taze meyveleri tercih edebilirsiniz. Bunlardan herhangi birini yedikten kısa bir süre sonra sabah çayınızı veya kahvenizi içebilirsiniz.

Sabah ilk iş olarak çay veya kahve tüketme alışkanlığınızdan çıkıp bunların yerine yukarıda belirtilen içeceklerden herhangi birini koymanın biraz zaman alacağını unutmamak önemlidir. Ancak bu içeceklerden herhangi biri size uymuyorsa bir beslenme uzmanına danışmanızı öneririz.

Paylaşın

Sade Kahve; Faydaları, Besin Değerleri Ve Yan Etkileri

Sade kahve, şeker, süt, krema veya ilave tatlar gibi katkı maddeleri eklenmeden hazırlanan kahvedir. Katkı maddeleri ile hazırlanan kahveye göre biraz buruk bir tada sahip olsa da, birçok kişi sert sade kahveyi sever. Aslında, sade kahve bazıları için günlük rutinin bir parçasıdır.

Haber Merkezi / Peki sade kahve hakkında ne biliyorsunuz? Sade kahvenin vücudu ve zihni  nasıl etkilediği hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz? Sade kahvenin faydalarını veya olası yan etkilerini biliyor musunuz?

Sade kahvenin besin değeri

Kalorisi, yağı ve karbonhidratı düşük bir içecek arıyorsanız sade kahve tam size göre. Standart bir fincan sade kahve şunları içerir:

  • Yağ  %0
  • Kolesterol  %0
  • Sodyum  %0
  • Karbonhidratlar  %0
  • Şeker  %0
  • Potasyum  %4

Kilo vermek için sade kahve

Bir çok kişi sade kahvenin kilo vermek için harika bir katalizör olduğunun farkında değil.

Estetik ya da sağlık nedenleriyle kilo vermek istiyorsanız, hedefinize ulaşmanıza yardımcı olacak yiyecek ve içecekleri mutlaka tüketmelisiniz, sade kahve de bunlardan biri.

Kilo vermek için sade kahvenin faydalarını

  • Sade kahve, vücudunuzdaki glikoz üretimini yavaşlatmaya yardımcı olan klorojenik asit içerir. Bu, yemekten sonra sade kahve içerseniz vücudunuzun daha az glikoz ve yağ hücresi üreteceği anlamına gelir.
  • Sade kahve ayrıca kilo verme sürecine yardımcı olan antioksidanlar içerir.
  • Sade kahve kafein açısından zengin olduğu için metabolik aktivitenin uyarılmasına yardımcı olur ve enerji seviyenizi yükselterek açlığı bastırır.
  • Sade kahve düşük kalorili bir içecektir ve ayrıca yağ veya kolesterol içermez.
  • Birçok insan spor salonuna gitmeden birkaç dakika önce sade kahve içmeyi sever. Bunun nedeni, metabolizmayı hızlandırması ve egzersizden daha fazla fayda sağlamasına yardımcı olması.
  • Kilo vermek için sade kahve içiliyorsa, hiçbir katkı maddesi içermediğine dikkat etmek önemlidir: Şeker, krema, süt veya başka herhangi bir ilave aroma

Sade kahvenin kanıtlanmış 10 faydası

1. Sinir sistemine ve üretkenliği yükseltmeye yardımcı olur

Sade kahve sinir sistemini uyarır, dopamin ve norepinefrin gibi “mutlu kimyasallar” olarak adlandırılan ve neşeli ve pozitif hissetmeyi sağlayan nörotransmiterlerin salınımını artırır.

Sade kahvede bulunan kafein, beyindeki uyarılabilirliği artırır, ruh halini iyileştirir ve bilişsel becerileri geliştirerek daha üretken olmaya yardımcı olur.

2. Antidepresan etkisi

Kahvenin antidepresan etkisi, beyindeki serotonin ve dopamin miktarını artırarak üzüntü, keder ve yalnızlık gibi depresyon belirtilerini önlemesinden kaynaklanır. Ek olarak, kahve klorojenik asit, ferulik asit ve kafeik asit içerir.

Bu asitler, depresyonlu kişilerin beyinlerinde meydana gelen sinir hücrelerinin iltihaplanmasını azaltmaya yardımcı olur ve buna bağlı rahatsızlık ve sıkıntıyı yatıştırır.

3. Kardiyovasküler sağlığı iyileştirir

Düzenli olarak sade kahve tüketimi başlangıçta tansiyonun yükselmesine neden olabilir, ancak bu etki zamanla azalır.

Çalışmalar , her gün bir ila iki fincan sade kahve içmenin felç dahil kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskini azaltabileceğini göstermiştir.

4. Hafızayı geliştirir

Sade kahvenin hafıza için harika bir içecek olduğu bilinmektedir. Yaşlandıkça bilişsel beceriler etkilenir ve Alzheimer, Demans ve Parkinson hastalıkları gibi hafızayla ilgili hastalıklara yakalanma olasılığı artar.

Düzenli olarak sade kahve içmek, sinirleri aktif tutarak bunlarla savaşmaya yardımcı olabilir ve böylece beyin fonksiyonlarını geliştirebilir.

5. Karaciğer için iyidir

Araştırmalar, düzenli sade kahve içmenin kanda bulunan zararlı karaciğer enzimleri seviyesini düşürdüğünü göstermiştir.

6. Mideyi temizlemeye yardımcı olur

Kahve idrar söktürücü bir içecektir, yani ne kadar çok tüketirse o kadar sık ​​idrara çıkılır. Sık idrara çıkma, toksinleri ve bakterileri vücuttan atmaya ve mideyi temizlemeye yardımcı olur.

7. Kansere yakalanma riskini önlemeye yardımcı olabilir

Kahve, vücuttaki iltihaplanmayı azaltmak için mükemmel bir içecektir, bu da tümör gelişimini önlemeye yardımcı olur. Araştırmalar, düzenli olarak sade kahve tüketiminin karaciğer kanseri, meme kanseri, kolon kanseri ve rektal kanser gibi belirli kanser türlerinin gelişme riskini azaltabileceğini göstermiştir.

8. Antioksidan açısından zengindir

Sade kahvenin birçok sağlık yararı, yüksek antioksidan içeriğinden kaynaklanmaktadır. Potasyum, magnezyum, Vitamin B2, B3 ve B5 gibi güçlü antioksidanlar ve ayrıca manganez sade kahvede bulunur.

9. Selülitleri azaltır

Kahvedeki kafeinin cildi daha sıkı yaptığı söylenir.

10. Gut riski azaltır

Araştırmalar, her gün sade kahve içen kişilerin gut hastalığına yakalanma riskinin yüzde 57 oranında daha düşük olduğunu bulmuştur.

Sade kahvenin yan etkileri

  • Çok fazla sade kahve, endişe ve strese yol açan yüksek düzeyde stres hormonu salgılar.
  • Aşırı kahve alımı, uyku rutinini ciddi şekilde bozabilir.
  • Sade kahve kafein ve asit açısından zengindir, bu nedenle aşırı tüketim midede asitliğe neden olabilir.
  • Çok fazla kahve tüketimi, günlük beslenmedeki demir, kalsiyum ve çinko gibi minerallerin emilmesini zorlaştırır.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Kahve Bağışıklık Sistemini Nasıl Etkiler?

Dünya genelinde en çok tüketilen içeceklerden biri olan kahve, içerdiği kafein yoğunluğu, başka bir deyişle uyarıcı etkileri nedeniyle tüketilmektedir. Daha önceden yapılan araştırmalar kahveyi potansiyel bir sağlık sorunu kaynağı olarak lanse etse de, son araştırmalar kahvenin insan sağlığına, özellikle bağışıklık sistemi üzerinde çok çeşitli faydaları olduğunu ortaya koymuştur.

Haber Merkezi / Kahve, içecek olarak hazırlandığında, karbonhidratlar, azotlu bileşikler, lipitler, vitaminler, mineraller, fenolik bileşikler ve alkaloidler dahil olmak üzere uçucu ve uçucu olmayan bileşiklerden oluşur.

Özellikle kahve içindeki belirli bileşiklerin konsantrasyonu, içeceği hazırlamak için kullanılan öğütülmüş kahve miktarına, kavurma ve demleme yöntemlerine, kullanılan suyun kalitesine ve diğer bileşenlerin nihai ürüne katılmasına bağlıdır.

Kafein

Kahvedeki en dikkat çekici kimyasallardan biri, kimyasal olarak 1,3,7-trimetilksantin olarak bilinen kafeindir. Kahve çekirdeklerinde doğal olarak bulunan bu alkaloid, merkezi sinir sistemini uyarır, ayrıca hafıza üzerinde uzun süreli olumlu etkilere sahiptir. Kafein, bağışıklık sistemi üzerinde çeşitli faydalı etkilerle de ilişkilidir.

Tek bir fincan kahvede, kafein içeriği 30 miligramdan (mg) 350 mg’a kadar değişebilir. Kahvenin diğer herhangi bir bileşeni gibi, tek bir fincan kahve içindeki kafein konsantrasyonu, içeceği hazırlamak için kullanılan kahve çekirdeklerinin türüne ve hem demleme hem de kavurma yöntemlerine bağlıdır.

Klorojenik asit

Sade kahve ve yeşil kahve, kahvenin antioksidan aktivitesinde birincil rol oynayan bir polifenol olan klorojenik asit (CGA) bakımından zengindir. Daha spesifik olarak, CGA ve izomerleri, hidroksil radikallerinin süperoksit anyonlarını yakalar, böylece zararlı oksidatif süreçlerin kapsamını ve müteakip etkisini azaltır. 

CGA, oksidasyonu önleyerek ve vücuttaki herhangi bir antioksidan eksikliğini destekleyerek, ROS ve diğer reaktif kimyasalların tehlikeli etkilerine karşı bağışıklık sistemini de destekler.  

Tek bir fincan kahvede CGA konsantrasyonu 70 ila 350 mg arasında değişebilir. Bir fincan kahve içindeki CGA konsantrasyonu, öncelikle kahve çekirdeklerini kavurmak için kullanılan yönteme ve tüketilen kahve miktarına bağlıdır.

Probiyotik dağıtımı

Tanım olarak probiyotikler, yeterli miktarda tüketildiğinde konakçıya sağlık yararları sağlayan canlı mikroorganizmalardır. Probiyotik türlerin tüketimiyle ilişkili temel sağlık yararlarından bazıları, gelişmiş bağışıklık ve bağırsak fonksiyonlarını içerir.

Probiyotiklerin en yaygın kaynaklarından biri süt ürünleridir; bununla birlikte, süt ürünü olmayan probiyotik gıda kaynakları geliştirmek için çok sayıda çaba sarf edilmiştir. Son zamanlarda, araştırmacılar, probiyotiklerin bir dağıtım kaynağı olarak kahve demlerine baktılar.

Özellikle, fermente edilmemiş probiyotik kahve formülasyonları, kahve demleme işlemi sırasında normal olarak karşılaşılan yüksek sıcaklıklara karşı probiyotiklerin canlılığını korurken, başarılı bir şekilde küratörlüğünü yapmıştır.

Aslında araştırmacılar, başarıyla fermente edilmiş bir probiyotik kahvenin, melanoidinler ve fenolik bileşikler dahil olmak üzere çeşitli endojen kahve bileşenlerinin biyoyararlanımını artırabileceğini varsaydılar.

Otoimmün hastalıklara karşı koruma

Kafein ve CGA’ya ek olarak, kahvenin bağışıklık sistemine çeşitli faydalar sağlayan diğer önemli bileşenleri arasında kahweol, kafetol ve arabinogalaktanlar bulunur.

Kahve, doğal öldürücü hücrelerin aktivitesini artırarak dejenerasyonlarını önleyebilir ve böylece kahve tüketicilerini çeşitli otoimmün hastalıklara karşı koruyabilir.

Nispeten, kazanılmış bağışıklık sistemi içinde, kahve içindeki kafein içeriği potansiyel olarak Th1 ve Th2 hücrelerinin çoğalmasını baskılar. Sonuç olarak kahve, aşırı aktif T ve B hücreleri nedeniyle sitokinlerin salınımının neden olduğu hasarı azaltabilir.

Son yıllarda yapılan çeşitli araştırmalar, kahve tüketiminin bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte günlük kafein alımı yetişkinlerde 400 mg/gün, hamile ve emziren kadınlarda 200 mg/gün’ü geçmemelidir.

Paylaşın

Sıcak Çay Ve Kahve İçmek, Yemek Borusu Kanseri Riskini Yaklaşık Üç Kat Arttırıyor

Çay, kahve tiryakilerine kötü haber… İngiltere’de yapılan bir araştırma, kahve ve çayı sıcak içen kişilerde yemek borusu kanserine yakalanma riskinin 2.8 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları, İngiltere’deki Biobank verileri üzerinde yaptıkları incelemelerde kanser riskini mercek altına aldı.

Araştırma makalesinin yazarı Dr Stephen Burgess, Telegraph gazetesine verdiği demeçte “İncelediğimiz genetik verilerde yalnızca kahve içmenin değil, zamanda daha fazla çay içmenin de eğilimi artırdığını gördük” dedi.

Clinical Nutrition dergisinde yayınlanan bulgular, kahve tüketiminin yemek borusu dışında herhangi bir kanser riskini artırmadığını gösteriyor. Kahve ve çay içme eğilimi en yüksek olan kişilerde yemek borusu kanseri riskinin içmeyenlere göre 2.8 kat daha fazla olduğu tespit edildi. Ancak araştırmayı yapan uzmanlar, katılımcılara aynı zamanda kahvelerini ‘ılık’, ‘sıcak’, ya da ‘çok sıcak’ içtikleri soruldu.

İçeceklerini ılık tercih edenler, ılık içmeyenlere göre 2,7 kat daha fazla risk altında bulunurken, ‘sıcak’ içenlerin riskinin 5.5 kata, ‘çok sıcak’ içenlerin ise 4.1 kata yükseldiği belirtildi.

İncelemelerde katılımcıların ne kadar kahve ya da çay içtikleri sorusu sorulmadığı için miktar faktörü değerlendirmeye alınmadı.

Bilim insanlarına göre kanser riskinin artmasına neden olan faktör kahvenin kendisi değil. Gerçek risk faktörünün sıcak içeceklerin boğaza zarar vererek tehlikeli hücrelerin oluşumuna sebep olması olduğu tahmin ediliyor.

Dr. Burgess, “Görünüşe göre termal yaralanma en makul hipotez. Bu durum, kahve içmeyen ancak çay içen kişilerde de etki kanıtı görmüş olmamızı açıklıyor. İnsanlara ‘kahve yerine çay içmek çok daha iyi’ demenin mantıksız olduğu anlaşılıyor” dedi. Çünkü bence bu aslında söylediğimizin tam tersi. Kahve veya kafeinle ilgili herhangi bir riskten ziyade termal yaralanma riski görüyoruz” dedi.

Çok yüksek sıcaklıkta kahve içmekten kaçınmak gerektiğini vurgulayan Dr. Burgess, “Boğazınızda bir hasar varmış gibi hissediyorsanız, o zaman bu, durumun farkında olmaya ve incelemeye değer bir şeydir” dedi.

Dr. Burgess, araştırmanın kahve içenler için iyi bir haber olduğunu kaydederek, “Aslında kahve çoğu kanser türüyle ve en yaygın kanser türleriyle ilişkili değil” diye ekledi.

Araştırmaya katılan Karolinska Enstitüsü’nden epidemiyolog Dr Susanna Larsson, “Bulgularımız, kahve tüketiminin yaygın kanser riski üzerinde nötr bir etkisi olduğuna dair kanıtları güçlendiriyor” dedi.

(Kaynak: Sputnik)

Paylaşın

Kahveyi Zayıflama İçeceğine Nasıl Dönüştürebilirsiniz?

Güne başlamak için bir fincan kahveye ihtiyaç duyanlardan biri misiniz, ancak kilo verme hedefiniz sizi bu sevdiğiniz içeceğin tadını çıkarmaktan alımı koyuyor. O zaman vereceğimiz tüyoları dikkatlice okuyun.

Haber Merkezi / Bu harika tüyolar, kahvenizi sadece güçlü bir zayıflama içeceğine dönüştürmekle kalmayacak, aynı zamanda kahvenizin tadını çıkarmanızı da sağlayacak.

Hindistan cevizli kahve

Kahvenin tadına ve sağlığına katkıda bulunabilecek hafif ama güçlü bir baharat Hindistan cevizidir. Bu kombinasyon çok yaygın olmasa da, Hindistan cevizinin yağ moleküllerini parçalamaya yardımcı olan manganez ve hızlı kilo kaybına yardımcı olan iyi diyet liflerine sahip olması nedeniyle harikadır. Bu baharatı kahvenize ekleyebilirsiniz.

Limonlu kahve

Bu kombinasyon, espresso ve ½ limon ile sadece birkaç dakikada hazırlanabilir. Sıcak bir fincan espresso hazırlayın ve ½ limon suyunu ekleyin. Limon, yağ yakmaya yardımcı olan, metabolizmayı hızlandıran ve sistemdeki toksinleri temizleyen C vitamini ve sitrik asit açısından zengindir.

Tereyağı veya Hindistan cevizi yağı

Keto diyeti yapıyorsanız, tuzsuz tereyağı veya saf hindistancevizi yağı gibi orta zincirli trigliseritin (MCT) kahveye eklendiği Bullet kahveyi duymuş olmalısınız. Kahveyi kalori açısından zengin yapan bu kombinasyon tokluk sağlar, bu da daha hızlı kilo vermeye yardımcı olur.

Bitter çikolatalı kahve

Bitter çikolata veya şekersiz kakao, harika bir antioksidan kaynağıdır. Kafein ve bitter çikolata kombinasyonu kilo vermeye yardımcı olur. Şekersiz bitter çikolataları tercih ettiğinizden emin olun.

Tarçınlı kahve

Bir fincan sıcak kahveye bir tutam tarçın ekleyin, bu hafif-tatlı baharat sadece kahvenin tadını vurgulamakla kalmaz, aynı zamanda yavaş yavaş kilo vermeye yardımcı olan kan şekeri seviyelerinin yönetilmesine de yardımcı olur. Kahvenize ¼ çay kaşığı tarçın ekleyin veya tarçın çubuğunu suda kaynatın ve ardından kahve telvesi ekleyin.

Paylaşın