Kağızman Uzun Elması

Uzun Elma; Türkiye’de sadece Kars’ın Kağızman ilçesinde yetiştirilen, şekli dolayısıyla ‘uzun elma’ olarak nitelendirilen endemik bir meyve türüdür.

Kağızman’da bin 300 rakımlı arazilerde yetiştirilen uzun elma, endemik olmasının yanı sıra yavaş yavaş olgunlaşmasıyla lezzetli bir meyve olarak biliniyor.

Aromasının yanı sıra şekliyle ön plana çıkan uzun elma, çekirdek bölümündeki yıldız şekliyle de dikkati çekiyor.

Kars İl Özel İdaresinin 12 Temmuz 2012’de Türk Patent ve Marka Kurumuna “Kağızman uzun elması”nın tescili için yaptığı başvuru, “307 nolu menşe” olarak kabul edildi.

Şekli dolayısıyla ‘uzun elma’ olarak nitelendirilen elmaya coğrafi işaret tescil belgesi alındı.

Paylaşın

Kağızman Uzun Kayısısı

Kağızman, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Erzurum-Kars Bölümü’nde Kars ilinin idari alanı içinde yer almaktadır. İlçenin yönetim merkezi durumundaki Kağızman’ın Kars’a olan uzaklığı yaklaşık 76 km kadardır.

Kağızman ilçesi Kuzeyden Aladağ (3138 m) ve Yağlıca Dağı (2961 m) güneyden ise Kapu Dağı (3077 m) ve Karakol Dağı (2753 m) tarafından çevrelenmiş olup, kabaca batı-doğu doğrultusunda uzanış gösteren ve tabanı doğuya doğru genişleyen Aras ırmağı vadisinde yer almıştır.

Kağızman da Aras vadisinde yer aldığından, özellikle kışın bölgede sert ve uzun geçen şçiddetli soğuklardan nispeten korunduğu için Kars, Ağrı, Erzurum illerinin bir bakıma meyve bahçesi durumundadır.

Yörede meyvecilik yüzyıllardan beri geleneksel olarak yapılmaktadır. Kağızman ilçesi meyve bahçeleriyle ün salmıştır. Meyveciliğin Kağızman’ın kültüründe ayrı bir yeri ve önemi vardır. Uzun Kayısı da sadece bu yörede yetişen bir kaysı türüdür.

Kayısı (Prunus Armeniaca); kiraz, şeftali, badem, erik gibi diğer sert çekirdekli meyvelerle birlikte gülgiller ailesinden olup, kayısının ana vatanının Orta Asya’yı da içerecek şekilde kuzey/kuzeydoğu Çin olduğu düşünülmektedir.

Çin’den sonra Orta Asya, İran ve Akdeniz üzerinden dünyaya yayıldığı bilinmektedir. Bugün, dünyanın en fazla kayısı üreticisi ülkelerinin bu rota üzerinde yer alması, söz konusu durumun tesadüf olmadığını da göstermektedir.

Tarihi süreç içerisinde kayısının Avrupa ve İslam dünyası ile tanışması sırasıyla Büyük İskender, Roma ve İslam ordularının fetihleri döneminde Doğu Anadolu ve İran toprakları üzerinde gerçekleşmiştir. Avrupalıların, kayısıyı o dönemde Doğu Anadolu Bölgesinde yoğun olarak bulunan Ermeni tüccarları vasıtasıyla öğrendikleri ve bu nedenle kayısıyı Latince Armeniaca kelimesiyle irtibatlandırdıkları rivayet edilmektedir.

Bazı Batılı kaynaklarda kayısı için Ermeni Eriği anlamına gelen Armenian Plum ifadesinin de kullanıldığı görülmektedir. Bugün Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan başta Malatya olmak üzere Elazığ, Erzincan, Iğdır, Kağızman ve Ahlat’ın eski dönemlerden beri önemli kayısı üretim merkezleri olduğu anlaşılmaktadır.

Dünya genelinde 1750’den fazla çeşidinin veya melezinin olduğu belirtilen kayısının yetiştiği coğrafyalara bakıldığında üretimin karasal iklim özelliği gösteren yarı kurak ve nem oranı düşük bölgelerde yoğunlaştığı, aşırı soğukları sevmediği, ilkbaharı nemli ve sisli geçen yerlerde çil hastalığı oluşturduğu, verimli topraklarda genellikle 6-8 arası pH derecesini tercih ettiği, tınlı veya tınlı-kireçli toprakları sevdiği, taban suyu çok yüksek seviyede olan toprakları tercih etmediği, soğuk havanın oturduğu çukur bölgelerden ziyade güneye bakan eğimli yamaçları sevdiği ve ilkbaharın geç donlarından büyük ölçüde etkilendiği görülmektedir.

Paylaşın

Kars: Keçivan Kalesi

Keçivan Kalesi; Kars’ın Kağızman İlçesinin kuzeybatısında yer alan Aladağ’ın hemen eteğindedir.

Eski sancak merkezi bir kaledir. Kaynaklar ve halk arasında Keçivan, Geçivan, Geçvan adları ile anılmakta olup, kalenin bulunduğu yerleşim yeri 1960 sonrası Tunçkaya köyü olarak isim almıştır.

Pijen, Seffak, Efrasyab cenkleri hikayesinde adı geçerek anlatılan bu kalenin halk arasında ‘Efrasyab’ın yaylaklarından olduğu’ rivayet olunmuştur. M.Ö. 650-120, M.S. 16 yıllarında Aras boylarına yerleşen Saka Türklerinin padişahının adı İran destanlarında ‘Turan Padişahı Efrasyab ‘olarak gösterilirken Türklerce ‘Alp-Er Tonga’ olarak tanınmaktadır.

618 milat yıllarında Kars bölgesinde adı bilinen tek şehir 311’de Oğuzlardan Kamsarakam beylerinin malikanesi olacak olan bu Artageyra’dır (Keçivan). Bununla beraber adı geçen Arta-Kers Kalesi de (Kers Köyü) Kağızman’dadır. Her iki yer adının başındaki Artak, Artag, Arda sözlerinin Asyanik’lerden kalma veya Sakalara ait adların kökleriyle ilişkili olduğu sanılmaktadır.

Paylaşın

Kars: Yazılıkaya Resimleri

Yazılıkaya Resimleri; Kars’ın Kağızman İlçesi, Çamuşlu Köyü civarlarında Aladağ’ın doğu yamaçlarında bulunmaktadır.

Üst Paleotik çağlardan kalmıştır. Bu civarda tombul tepe ve Kurbanağa mağaralarında bulunan taş araçlar, ocak yerleri ve şölen tipi el baltaları ise M.Ö. 10.000 yılında tekabül eden alt paleolitik dönemden kalmıştır.

Kurbanağa mağarasında ayrıca, tunç çağına ait çanak-çömlek ve kement file gibi avlanma araçlarını gösteren duvar resimleri bulunmaktadır. Yazılıkaya, Bazalt yapılı bir kayanın dik ve düzgün yüzünde, biri büyük, diğeri küçük iki panodan oluşmaktadır.

Büyük pano yerden 4 m. yüksekten olup, 14 m. uzunlukta ve yaklaşık 4 m. genişliktedir. Küçük pano ise aynı duvarın doğu uzantısı üzerinde yer almaktadır. Yazılıkaya panolarında insan ve hayvan figürleri bulunmaktadır.

Bu hayvanlar geçi, geyik ve eşeklerden oluşmaktadır. İkinci panonun üzerinde kale benzeri araçlarla oynandığı saptanmıştır. Daha genç dönemlerde yaptığı sanılan bu çizgi üzerinde küçük opsitdiyen kalemler kullanıldığı sanılmaktadır.

Paylaşın