İsrail’in Gazze’ye Yönelik Saldırılarında 226 Gazeteci Hayatını Kaybetti

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında hayatını kaybeden gazeteci sayısı 226’ye yükseldi. Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise 54 bin 677’ye çıktı.

Haber Merkezi / Haması’ın kurduğu Gazze’deki Hükûmetin Medya Ofisi tarafından yapılan açıklamaya göre, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında hayatını kaybeden gazeteci sayısı 226’ye yükseldi. Açıklamada, İsrail ordusunun özellikle medya çalışanlarını da hedef aldığı vurgulandı.

İsrail’in 18 Mart’ta ateşkesi bozmasının ardından yeniden yoğunlaşan saldırılarda şu ana kadar en az 4 bin 402’ye kişi hayatını kaybetti. Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana toplam can kaybı 54 bin 677’ye, yaralı sayısı ise 125 bin 530’a ulaştı.

İsrail, Hamas’la iki aylık ateşkesi bozmuş, Gazze’ye yönelik hava ve kara saldırılarını yeniden başlatmıştı.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), ateşkesin bozulduğu 18 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi’nde yaklaşık 450 bin kişinin yerinden edildiğini bildirdi.

UNRWA, sosyal medya hesabı üzerinden yayımladığı bir paylaşımda, ateşkesin derhal yenilenmesi ve insani yardım ile ticari malzemelerin kesintisiz akışının sağlanması çağrısında bulundu.

İnsanî yardım örgütleri, 365 kilometrekare gibi dar bir alana yayılan Gazze Şeridi’nde 2,5 milyona yakın nüfusun yüzde 80’inin tahliye emirleri ve girilmesi yasak ilan edilen bölgeler nedeniyle yer değiştirmek zorunda bırakıldığını kaydediyor.

İsrail’in saldırıları, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği saldırıyla başlamıştı. Saldırıda çoğunluğu sivil olmak üzere yaklaşık bin 200 kişi ölmüş, 251 kişi de rehin alınmıştı. 06Halihazırda Hamas’ın elinde olduğu bilinen 59 rehineden 24’ünün sağ olduğu değerlendiriliyor.

İsrail, Hamas’ı teslim olmaya zorlamak ve kalan rehinelerin geri dönüşünü kolaylaştırmak amacıyla Gazze’de şiddeti yoğunlaştırma sözü verdi. Daha fazla baskı uygulamak için tüm gıda, yakıt ve insani yardım tedariki de kesildi.

İsrail ayrıca, Hamas’tan silahsızlanmasını ve Gazze’yi terk etmesini talep etti. Hamas rehineleri ancak daha fazla Filistinli tutuklunun serbest bırakılması, kalıcı bir ateşkes ve İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesi karşılığında serbest bırakacağını belirtiyor. Ancak Hamas silah bırakma ya da bölgeyi terk etme önermelerini reddediyor.

Paylaşın

Türkiye, İsrail’e En Çok Mal Satan Beşinci Ülke

Çin, ABD, Almanya ve İtalya’nın ardından Türkiye, 2024 yılı itibarıyla İsrail’e en çok mal satan beşinci ülke konumunda yer aldı. Türkiye’nin İsrail’e yaptığı ihracat, 2.86 milyar dolar seviyesinde.

Türkiye’nin bu sıralamada Rusya, Fransa ve Hindistan gibi ülkeleri geride bırakması, kamuoyunda daha önce açıklanan “İsrail’le ticaret durduruldu” söylemleriyle ciddi bir çelişki oluşturuyor.

İktidar, Gazze’deki sivil ölümlerine yönelik artan kamuoyu tepkisi ve siyasi baskılar üzerine Nisan 2024’te İsrail’e 54 başlık altında ihracat yasağı getirdiğini açıklamıştı. Ancak ticaret verileri bu yasağın ya etkisiz kaldığını ya da büyük ölçüde göz boyamaya yönelik olduğunu gösteriyor.

Al Jazeera’nın haberine göre, Türkiye’den İsrail’e en çok satılan ürünler arasında demir-çelik ürünleri, plastik türevleri, tekstil mamulleri, gıda ürünleri ve çeşitli sanayi hammaddeleri yer aldı. Bu kalemlerin birçoğu, yasak kapsamındaki sektörlerle doğrudan ilişkili.

Birleşmiş Milletler’e bağlı küresel ticaret veri tabanı UN Comtrade verilerine göre, İsrail 2024 yılında Türkiye’den yaklaşık 2.87 milyar dolarlık ithalat yaptı. Bu rakam, önceki yıla göre yüzde 20’nin üzerinde bir artışa işaret ediyor. Bu artış, İsrail’in hem askeri hem de altyapı malzemelerine olan talebinin sürdüğü bir dönemde gerçekleşti.

İsrail’in Türkiye’den aldığı ürünlerin bir kısmının, altyapı inşaatı ve askeri lojistik destek alanlarında kullanıldığı iddiaları, sivil toplum kuruluşları tarafından sıklıkla gündeme getiriliyor.

Muhalefet partileri ve insan hakları savunucuları, bu ticaret hacminin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda diplomatik bir skandal niteliği taşıdığını belirtiyor. CHP’li bazı vekiller, İsrail’e yapılan ihracatın TBMM gündemine taşınması gerektiğini savunurken, Gelecek Partisi, Deva Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi temsilcileri ise “halkın iradesiyle alay edilircesine sürdürülen bu politikayı kabul etmiyoruz” açıklamalarında bulunmuştu.

Öte yandan Filistin destekçisi birçok sivil toplum kuruluşu ve aktivist grup, limanlar üzerinden yapılan ticaretin “şeffaflık ve denetimden uzak” bir biçimde sürdürüldüğünü savunuyor.

Al Jazeera’nın yayımladığı rapora göre, İsrail’in 2024 yılındaki en büyük ithalat partneri Çin olurken, onu sırasıyla ABD, Almanya, İtalya ve Türkiye izledi. Türkiye’nin İsrail’e ihracat hacmi, Fransa, Hindistan, Rusya ve Japonya gibi ülkelerin önünde yer aldı.

Paylaşın

Her 2 Kişiden 1’i Yeni Bir Dünya Savaşı’nın Yakın Olduğunu Düşünüyor

YouGov ‘un yaptığı yeni bir anket çalışmasına göre; Avrupa’da nüfusun yüzde 41 ile 55’i önümüzdeki 5 ile 10 yıl içerisinde III. Dünya Savaşı’nın çıkma ihtimali olduğunu düşünüyor. ABD’de bu oran yüzde 45 civarında.

Nazilerin koşulsuz teslimiyeti kabul etmesiyle Avrupa’da II. Dünya Savaşı’nın resmen sona erdiği ve sonrasında “Zafer Günü” olarak kutlanan 8 Mayıs’ın 80. yıldönümüne az bir süre kalmışken yeni bir anketin sonuçları yayımlandı.

Anket şirketi YouGov, merkezinin yer aldığı Birleşik Krallık’ın yanı sıra ABD, Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya’da bu çalışmayı gerçekleştirdi. Avrupa ülkelerinde 5-10 yıla III. Dünya Savaşı bekleyenlerin oranı yüzde 41’le 55 arasında değişti. ABD’de ise yüzde 45’i bu görüşü onayladı.

“III. Dünya Savaşı’nda nükleer silah kullanılır” cümlesini benimseyenlerin oranı yüzde 68 ila 76 olurken II. Dünya Savaşı’na kıyasla daha fazla can kaybı olacağını öngörenlerin oranları yüzde 57’yle 73 arasında değişti. Yeni bir cihan harbinde insanların çoğunun öleceğini düşünenlerse yüzde 25-44 bandında.

Yüzde 66’yla 89 arasında değişen oranlarda “Benim ülkem savaşa girer” dendi. Ancak Avrupa’da ordularının kendisini savunabileceğini düşünenler yüzde 16 ila 44’te kaldı. ABD’lilerin yüzde 71’i ordunun kendilerini koruyabileceğini savundu.

III. Dünya Savaşı’nın Rusya yüzünden çıkacağını düşünenlerin oranı yüzde 69’la 82 arasında değişti. Moskova korkusunu “İslamcı terör” izledi. Diğer yandan İspanya, Almanya ve Fransa’da çoğunluk ABD’yle yaşanan gerilimlerin küresel barışa tehdit oluşturduğunu da belirtti.

ABD’de yaşayanların yüzde 52’si, İspanya’dakilerinse yüzde 31’i Nazi Almanyası’nın işlediği türden suçların kendi ülkelerinde meydana gelmesini bizzat görmeyi beklediğini ifade etti. Diğer ülkelerin oranları bu ikisinin arasında kaldı.

Nazileri mağlup etmek için en çok kimin çaba harcadığı sorulduğunda Birleşik Krallık dışındaki ülkelerde ABD diyenler yüzde 40’la 52 arasında değişirken, Sovyetler Birliği yanıtını verenler yüzde 17 ila 28 oldu.

Birleşik Krallık’ta yüzde 41’in kendi ülkelerinin adını zikretmesi dikkat çekti. Zira diğer ülkelerde Londra’yı bu konuda etkili görenler yüzde 5’le 11 arasında değişiyor.

Almanların yüzde 46’sı, ülkelerinin 1945’ten sonra savaş hakkında iyi iş çıkardığını düşünürken yüzde 47’nin “Nazi geçmişi hakkında aşırı bilinçliyiz” dediği görüldü. Bu durumun güncel meselelerde sorun yarattığını savundular. Yüzde 24’se Almanya liderlerinin dengeyi doğru kurduğunu söylüyor.

Barışın korunmasında en çok kimin pay sahibi olduğu sorulduğunda yüzde 52’yle 66 arasında değişen oranlarda yanıt NATO oldu. Yüzde 45 ila 56 da Avrupa Birliği’nin kıtadaki barışın korunmasında etkili olduğunu düşünüyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

İsrail’den Gazze’ye Yönelik Saldırıları Genişletme Kararı

İsrail, Gazze Şeridi’n yönelik saldırılarını kademeli olarak genişletme karar aldı. İsrail, iki ay süren ateşkesin ardından mart ayında yeniden saldırılara başlamıştı.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 52 bin 535’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 118 bin 491’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

İsrail yönetimi Gazze’ye yönelik saldırıları kademeli olarak genişletme kararı aldı. İsrail kamu yayıncısı Kan, kararın Başbakanı Benyamin Netanyahu başkanlığında toplanan güvenlik kabinesinde alındığını aktardı.

Toplantı öncesinde sosyal medya hesabından paylaştığı video mesajda Netanyahu, kabine üyeleri ile Gazze savaşının “yeni aşamasını” konuşacaklarını söyledi.

Karar, İsrail ordusunun on binlerce yedek askeri göreve çağırmasından günler sonra geldi. Ordudan yapılan açıklamada, “Hamas’ı yenmek ve insanlarımızı (rehineler) eve getirmek için baskıyı artırıyoruz” denilmişti.

İsrail, iki ay süren ateşkesin ardından Mart ayında yeniden saldırılara başlamıştı.

Güvenlik kabinesinin Gazze’ye insani yardımların ulaştırılmasına dair yeni bir planı onayladığı da aktarıldı ancak yardımların geçişine ne zaman başlanacağına veya ne miktarda yardım malzemesinin girişine izin verileceğine dair detay paylaşılmadı.

İsrail iki aydan fazla süredir Gazze’ye başta gıda maddeleri olmak üzere insani yardımın girişine engel oluyor. Birçok ülke ve uluslararası örgüt İsrail’i iki milyon Filistinliye karşı açlığı bir silah olarak kullanmakla suçluyor.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 52 bin 535’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 118 bin 491’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

İsrail’in 18 Mart’ta ateşkesi bozmasının ardından yeniden yoğunlaşan saldırılarda şu ana kadar en az 2 bin 436 kişi hayatını kaybetti. Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana toplam can kaybı 52 bin 535’e, yaralı sayısı ise 118 bin 491’e ulaştı.

İsrail’in saldırıları, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği saldırıyla başlamıştı. Saldırıda çoğunluğu sivil olmak üzere yaklaşık bin 200 kişi ölmüş, 251 kişi de rehin alınmıştı.

Halihazırda Hamas’ın elinde olduğu bilinen 59 rehineden 24’ünün sağ olduğu değerlendiriliyor.

İsrail, Hamas’ı teslim olmaya zorlamak ve kalan rehinelerin geri dönüşünü kolaylaştırmak amacıyla Gazze’de şiddeti yoğunlaştırma sözü verdi. Daha fazla baskı uygulamak için tüm gıda, yakıt ve insani yardım tedariki de kesildi.

İsrail ayrıca, Hamas’tan silahsızlanmasını ve Gazze’yi terk etmesini talep etti. Hamas rehineleri ancak daha fazla Filistinli tutuklunun serbest bırakılması, kalıcı bir ateşkes ve İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesi karşılığında serbest bırakacağını belirtiyor.

Ancak Hamas silah bırakma ya da bölgeyi terk etme önermelerini reddediyor.

Paylaşın

Yüzlerce İsrailli Yazardan Benyamin Netanyahu’ya “Savaşı Bitir” Çağrısı

David Grossman, Joshua Sobol ve Zeruya Shalev gibi yazarlarında aralarında olduğu yaklaşık 350 İsrailli yazar, Gazze’de devam eden savaşın derhal sona erdirilmesini talep eden açık bir mektup yayınladı.

Haber Merkezi / İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun sert bir dille eleştirildiği mektupta, Netanyahu’nun kişisel siyasi çıkarlar uğruna savaşı uzattığı belirtildi.

Mektupta, imzacıların büyük çoğunluğunun geçmişte İsrail ordusunda görev yaptığı ve İsrail devleti ve kültürünün inşasına katkı sağladığı da vurgulanıyor.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, Hamas öncülüğündeki güçlerin 7 Ekim 2023’te İsrail’in güneyine düzenlediği ve yaklaşık 1.200 kişinin ölümüne, 250’den fazla kişinin rehin alınmasına yol açan operasyonun ardından başlamıştı.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 51 bine yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 116 bin 343’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), ateşkesin bozulduğu 18 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi’nde yaklaşık 400 bin kişinin yerinden edildiğini bildirdi.

UNRWA, sosyal medya hesabı üzerinden yayımladığı bir paylaşımda, ateşkesin derhal yenilenmesi ve insani yardım ile ticari malzemelerin kesintisiz akışının sağlanması çağrısında bulundu.

Paylaşın

İsrail’den Gazze Şeridi’ne Hava Saldırıları: En Az 400 Ölü

İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği geniş kapsamlı hava saldırılarında aralarında çok sayıda çocuğun da bulunduğu 400’den fazla Filistinli hayatını kaybetti, 100’den fazla kişi de yaralandı.

Haber Merkezi / İsrail ordu sözcüsü Avichay Adraee, “Siyasi düzeyin talimatları doğrultusunda, İsrail ordusu ve (İsrail iç istihbarat teşkilatı) Shin Bet, Gazze Şeridi genelinde Hamas’a bağlı hedeflere geniş çaplı bir saldırı başlattı” dedi.

Gazze İçişleri Bakan Yardımcısı ve bölgedeki en üst düzey Hamas güvenlik yetkilisi Mahmud Ebu Vafah’ın düzenlenen saldırılarda öldürüldüğü bildirildi.

İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan yazılı açıklamada, Başbakan Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz’ın, İsrail ordusuna Hamas’a karşı “güçlü bir eylem” talimatı verildiği belirtildi.

Saldırıların, “Hamas’ın rehinelerimizi serbest bırakmayı tekrar tekrar reddetmesinin yanı sıra ABD Başkanlık Temsilcisi Steve Witkoff ve arabuluculardan aldığı hiçbir öneriyi kabul etmemesi” üzerine gerçekleştiği kaydedildi. Buna göre saldırı planı hafta sonu onaylandı.

İsrail’in BM Büyükelçisi Danny Danon, Hamas’ı tüm rehineleri serbest bırakması konusunda uyardı ve “düşmanlarımıza merhamet göstermeyeceğiz” dedi.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, yaptığı açıklamada, Hamas’ın İsrailli esirleri serbest bırakmayı reddetmesi nedeniyle saldırıları yeniden başlattıklarını söyledi.

Katz, “Hamas esirlerin tamamını serbest bırakmazsa Gazze’de cehennemin kapıları açılacak.” ifadesini kullandı. Şiddetli saldırılar düzenleyecekleri tehdidinde bulunan Katz, hedeflerine ulaşana kadar saldırıları sürdüreceklerini kaydetti.

“İsrail rehinelerin hayatlarını tehlikeye atıyor”

Hamas yaptığı açıklamada son saldırıları kınarken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Filistinlilere karşı “provoke edilmemiş bir gerilimi yaratmaktan” sorumlu tuttu.

Telegram üzerinden yapılan açıklamada, “Gazze’ye, savunmasız sivillere ve Filistin halkımıza yönelik hain saldırının sonuçlarından suçlu Netanyahu’yu tamamen sorumlu tutuyoruz” denildi.

Hamas, saldırıların ateşkesi ihlal ettiği ve rehinelerin kaderini tehlikeye attığı uyarısında bulundu. Açıklamada, “Netanyahu ve aşırılık yanlısı hükümeti ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye ve Gazze’deki esirleri bilinmeyen bir kadere maruz bırakmaya karar verdi” denildi.

Arap ülkeleri ve İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) sorumluluklarını yerine getirerek Filistin halkının yanında yer alarak Gazze Şeridi’ne dayatılan ablukayı kırmaları talebinde bulunulan açıklamada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) de acil toplanması çağrısında bulunuldu.

Gazze Şeridi’nde 48 binden fazla Filistinli İsrail saldırılarında hayatını kaybetti. Gerçek sayının bunun çok daha üzerinde olabileceği tahmin ediliyor.

Gazze’nin 2,1 milyonluk nüfusunun çoğu birden fazla kez yerinden edildi. Binaların yaklaşık yüzde 70’i hasar gördü veya yıkıldı, sağlık, su ve hijyen sistemleri çöktü. Bölgede ağır bir yiyecek, yakıt, ilaç ve sığınak sorunu yaşanıyor.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: İsrail, Filistinlilere Karşı “Soykırım Eylemleri” Gerçekleştirdi

İsrail’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) kurucu anlaşması olan Roma Statüsü ve Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Sözleşmesi’ndeki “soykırımcı eylemler” kategorilerden biri olan “doğumları engellemeye yönelik önlemlere” başvurduğu belirtildi.

İsrail’in Cenevre’deki BM Daimi Misyonu, “temelsiz”, “ön yargılı” ve “güvenilirlikten yoksun” olduğunu iddia ettiği bu suçlamaları “kategorik olarak reddettiklerini” bildirdi. Misyonun açıklamasında, “İsrail ordusunun bu tip suistimalleri katiyen yasaklayan somut yönetmelik ve politikaları bulunmaktadır” denildi.

Birleşmiş Milletler (BM) uzmanları, İsrail’in Gazze’deki çatışmalar sırasında kadınlara yönelik sağlık tesislerini sistematik olarak tahrip ederek, Filistinlilere karşı “soykırım eylemleri” gerçekleştirdiği ve cinsel şiddeti bir savaş stratejisi olarak kullandığı kararına vardı.

BM’nin İşgal Altındaki Filistin Toprakları, Doğu Kudüs ve İsrail’e İlişkin Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu’ndan gelen raporda, İsrail güvenlik güçlerinin Ekim 2023’ten bu yana Filistinlileri cezalandırmak için zorla halk içinde soyma ve cinsel saldırı eylemlerini kullandığı ifade edildi.

Komisyonun açıklamasında, “İsrailli yetkililer, Roma Statüsü ve Soykırım Sözleşmesi’nde yer alan soykırım eylemlerinin kategorilerinden biri olan doğumları engellemeyi amaçlayan tedbirleri de uygulayarak, Gazze’deki Filistinlilerin bir grup olarak üreme kapasitelerini kısmen yok etti,” ifadeleri yer aldı.

Komisyon, bu eylemlerin, tıbbi malzemelere erişimin kısıtlanması nedeniyle anne ölümlerindeki artışa ek olarak, imha etme yoluyla insanlığa karşı suç teşkil ettiğini dile getirdi.

İsrail’den tepki: Temelsiz ve ön yargılı

İsrail’in Cenevre’deki BM Daimi Misyonu, “temelsiz”, “ön yargılı” ve “güvenilirlikten yoksun” olduğunu iddia ettiği bu suçlamaları “kategorik olarak reddettiklerini” bildirdi. Misyonun açıklamasında, “İsrail ordusunun bu tip suistimalleri katiyen yasaklayan somut yönetmelik ve politikaları bulunmaktadır” denildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise raporun bulgularını reddederek, bunların taraflı ve antisemitik olduğunu savundu. Netanyahu, “Birleşmiş Milletler, Hamas terör örgütünün işlediği insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarına odaklanmak yerine, bir kez daha İsrail devletine asılsız suçlamalarla saldırmayı tercih ediyor,” dedi.

Komisyon, Haziran 2024’te yayımladığı bir önceki raporunda, Hamas dahil Filistinli silahlı grupları 7 Ekim 2023’teki baskında işkence ve aşağılayıcı muamele gibi ciddi hak ihlalleri gerçekleştirmekle suçlamıştı.

Uluslararası Adalet Divanı Ocak 2024’te aldığı kararda, BM Soykırım Sözleşmesi’ne taraf olan İsrail’in Gazze’deki soykırım eylemlerini engellemek için önlem almasının zorunlu olduğuna hükmetmişti.

İsrail, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kurucu anlaşması olan Roma Statüsü’ne ise taraf değil. Roma Statüsü, soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili olarak bireylere yönelik dava açılabilmesi için UCM’ye yetki veriyor.

Güney Afrika, Gazze’deki eylemlerinden ötürü Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine soykırım davası açmıştı.

Hamas’ın 7 Ekim saldırısının ardından İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda, bu bölgedeki sağlık yetkililerinin verdiği bilgilere göre şu ana kadar 48 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Hamas’ın İsrail’de düzenlediği baskında yaklaşık bin 200 kişi ölürken 251 kişi de rehin alınmıştı.

Paylaşın

İsrail, Lübnan’da Beş Stratejik Yeri Elinde Tutmaya Devam Edecek

İsrail ordu sözcüsü Nadav Shoshani, İsrail ordusunun Lübnan’dan çekileceğini ancak ordunun Lübnan topraklarındaki beş stratejik noktada varlık göstermeye devam edeceğini söyledi.

İsrail güçlerinin konuşlanacağı beş nokta şöyle: Labouneh, Jabal Balat, Hunin Vadisi ile Markaba arasındaki Al-Dawawir bölgesi, Aytarun’daki Jal Al-Deir ve Jabal Al-Bat (tek nokta olarak kabul ediliyor) ve Khiam kasabası yakınlarındaki Tal Al-Hamamis.

İsrail, Hizbullah ile varılan ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak ülkeden çekilmesi için salı günü verilen son tarihe rağmen Lübnan’daki beş stratejik noktada asker bulundurmaya devam ediyor. Bu hareket, Hizbullah’ın İsrail’i şartlarını ihlal etmekle suçladığı ateşkesin kırılganlığını vurguluyor.

İsrail ordu sözcüsü Nadav Shoshani, Lübnan’da beş noktada asker bulundurmanın sınıra yakın yaşayan İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için gerekli olduğunu söyledi. Bunlardan yaklaşık 60.000’i daha önceki çatışmalar nedeniyle yerlerinden edilmiş durumda.

Shoshani, “geçici önlemin” ateşkesi izleyen ABD liderliği tarafından onaylandığını öne sürdü. Shoshani, İsrail’in askerlerini “doğru şekilde, kademeli olarak ve sivillerimizin güvenliğini koruyacak şekilde” geri çekmeye kararlı olduğunu da sözlerine ekledi.

İsrail güçlerinin konuşlanacağı beş nokta şöyle: Labouneh, Jabal Balat, Hunin Vadisi ile Markaba arasındaki Al-Dawawir bölgesi, Aytarun’daki Jal Al-Deir ve Jabal Al-Bat (tek nokta olarak kabul ediliyor) ve Khiam kasabası yakınlarındaki Tal Al-Hamamis.

İsrail, Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Naim Kasım’ın konuşması sırasında Bekaa bölgesindeki askeri mevzilere hava saldırıları düzenleyerek Hizbullah’ı hedef almaya devam etti. İsrail, Hizbullah’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçladı.

İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, ülkesinin sınırın kendi tarafında inşa edilen yeni karakollara takviye güç gönderdiğini doğrulayarak, “Kuzeydeki her topluluğa tam güvenlik sağlamaya kararlıyız,” dedi.

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile Hizbullah’a yakın meclis başkanı Nebih Berri’nin buna karşı çıktığı yönünde haberler medyaya yansımıştı.

Cumhurbaşkanı Avn, İsrail’in açıklaması öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada ateşkes anlaşmasına saygı duyulması gerektiğini belirterek “düşman İsrail’e güvenilemeyeceğini” ifade etmişti. Lübnanlı yetkililerin İsrail’in Lübnan topraklarından tamamen çekilmesini sağlamak üzere diplomatik girişimlerde bulunduklarını belirten Avn, “Tek bir İsraillinin Lübnan topraklarında kalmasını kabul etmeyeceğim” demişti.

Avn’ın ofisinden yapılan açıklamada da “İsrail’in anlaşmaya bağlı kalması, belirlenen tarihte askerlerini geri çekmesi ve esirleri iadesi için çeşitli düzeylerde temasları sürdürüyoruz. Ateşkes anlaşmasının sponsorları bize yardımcı olmak üzere sorumluluklarını yerine getirmelidir” ifadelerine yer verildi.

Hizbullah, 18 Şubat’tan itibaren Lübnan topraklarında bulunan tüm İsrail askerlerinin işgal gücü olarak görüleceğini bildirmişti.

Kasım ayında kabul edilen ateşkesin ilk şartlarına göre, güney Lübnan’daki tampon bölgede bulunan İsrail askerlerinin ocak ayı sonunda Lübnan ordusu ve BM barış gücü askerleri ile yer değiştirmesi gerekiyordu. Bu süre daha sonra 18 Şubat’a kadar uzatıldı. Hizbullah güçlerini İsrail sınırından yaklaşık 30 km uzaklıktaki Litani nehrinin kuzeyine geri çekecekti.

İsrail ile Hizbullah arasındaki düşük düzeyli çatışma 8 Ekim 2023’te İran destekli militan grubun, önceki gün İsrail’in güneyine düzenlediği saldırılarda 1.200 kişiyi öldüren Hamas’la dayanışma amacıyla komşusuna roket atmasıyla başladı.

Çatışmalar eylül ayında İsrail’in Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan çağrı cihazlarını ve telsizleri uzaktan patlatmasının ardından şiddetlendi. Nasrallah kısa bir süre sonra İsrail ordusunun Beyrut’un güneyindeki bir binayı bombalaması sonucu öldürüldü.

İsrail birlikleri 1 Ekim’de Lübnan’a girdi. Yaklaşık iki ay sonra İsrail ve Hizbullah, ABD ve Fransa’nın arabuluculuğunda bir ateşkes üzerinde anlaştı. Çatışma sırasında 4.000’den fazla Lübnanlı öldürüldü. Çatışmanın doruğa ulaştığı dönemde Lübnan’da yerinden edilen 1 milyon kişiden yaklaşık 100.000’i hala evlerine dönemedi.

Paylaşın

İsrail, Gazze’ye Yönelik Saldırı Planları Hazırlıyor

İsrail Savunma Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, sosyal medya hesabı üzerinden, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne yönelik saldırı planları hazırladığını açıkladı.

Haber Merkezi / Herzi Halevi ayrıca, İsrail’in Hamas’ın elinde bulunan rehinelerin kurtarılması konusunda kararlı olduğunu ve bunu başarmak için yoğun çaba sarf ettiğini söyledi.

Hamas bugün erken saatlerde üç İsrailli esiri Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ne (ICRC) teslim etti. İsrail ise buna karşılık, 369 Filistinli tutsağı serbest bıraktı.

Hamas şu ana kadar 19 İsrailli ve 5 Taylandlı rehineyi serbest bıraktı. Hâlâ Hamas’ın elinde olduğu düşünülen 73 rehinenin yaklaşık yarısı, İsrail makamlarına göre kayıp veya hayatını kaybetmiş bulunuyor.

ABD’de Joe Biden’ın başkan olarak geçirdiği son gün olan 19 Ocak’ta varılan anlaşmanın ilk evresi, 42 günlük bir ateşkes öngörüyor.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile görüşen ABD Başkanı Donald Trump’ın birkaç hafta önce dile getirdiği, ABD’nin Gazze Şeridi’nin kontrolünü devralıp, Filistinlileri Gazze Şeridi’nden sürüp, bölgeyi “Ortadoğu’nun rivierası” hâline getirecek şekilde yeniden inşa etmesi planları, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkenin tepkisini çekmişti.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ise insani yardım taşıyan 630’dan fazla kamyonun Gazze’ye girdiğini bildirdi. Guterres’in açıklamasına göre bunların en az 300’ü Gazze’nin kuzey kesimine gönderildi.

Güvenlik Konseyi’ni ve tüm BM üyesi devletleri ateşkesin uygulanması ve çatışmaların kalıcı olarak durdurulmasına yönelik çabaları desteklemeye çağıran Guterres, ayrıca uluslararası medyanın sahadaki durumu haberleştirmesi için Gazze’ye girmesine izin verilmesi çağrısında bulundu.

Diğer taraftan, 22 ülkeden oluşan Arap Grubu’nun BM’deki büyükelçileri, yaptıkları ortak açıklamada, Başkan Trump’ın, ABD’nin Gazze Şeridi’nin kontrolünü devralması ve Filistinliler’in başka bir yere yerleştirilmesi önerisini reddetti. Arap ülkeleri, Gazze’nin Filistinliler için yeniden inşa edildiğini görmek istediklerini ifade etti.

New York’taki BM merkezinde konuşan grubun başkanı Kuveyt’in BM Daimi Temsilcisi Tarık Albanai, Filistinliler’in Gazze’den çıkarılması önerisinin “1949 tarihli Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin, sebebi ne olursa olsun, korunan nüfusun işgal altındaki topraklardan zorla çıkarılmasını yasaklayan 49. maddesinin açık bir ihlali” anlamına geleceğini söyledi.

BM Filistin Büyükelçisi Riyad Mansur, Filistinliler’in Gazze’nin Trump’ın hayal ettiği gibi yeniden inşa edildiğini görmek istediklerini, ancak Gazze’nin sadece Filistinliler için inşa edilmesi gerektiğini dile getirdi. “Bizim Filistin’den başka vatanımız yok” diyen Mansur, Gazze Şeridi’ni ve Filistin’i yeniden inşa edeceklerini söyledi.

Mansur ayrıca grubun mevcut ateşkes anlaşmasının arkasında güçlü bir şekilde birleştiğini, bunun kalıcı hale getirilmesini ve sadece Gazze’yi değil işgal altındaki Batı Şeria’yı da kapsayacak şekilde genişletilmesini istediklerini ifade etti.

Arap Grubu ayrıca BM Güvenlik Konseyi’ni Gazze’yi ziyaret etmeye davet etti.

Paylaşın

İsrail, Golan’daki İşgalini Pekiştirmeye Mi Çalışıyor?

İsrail’in, Golan Tepeleri yakınlarında ilerleyişini ve işgali sürdürdüğü iddia ediliyor. Golan Tepeleri, bin 800 kilometrekarelik bir alana yayılıyor ve onlarca yıldır bölgenin kritik noktası konumunda yer alıyor.

Beşar Esad rejiminin geçen yıl Aralık ayında devrilmesinin ardından, güvenlik gerekçesiyle askerlerini Suriye topraklarına sokan ve burada bir tampon bölge oluşturmaya çalışan İsrail’in bölgede yayılmaya devam ettiği öne sürüldü.

İsrail ordusunun, işgal altındaki Golan Tepeleri yakınlarında bulunan Suriye köylerine ilerleyişini sürdürdüğünü aktaran Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, İsrail askerlerinin Kuneytra’nın batısındaki El-Rafid’de de görüldüğünü duyurdu.

İki gün önce de onlarca İsrail askerinin Kudna köyüne girdiği belirtilmişti. On ikiden fazla İsrail askeri aracının da Sayda Golan köyünde görüldüğü kaydedilirken askerlerin bölgede bir kontrol noktası oluşturduğu ve yoğun denetimler gerçekleştirmeye başladığı ifade edildi.

Yerel politikacılar ve bölge sakinleri İsrail’i “yeni bir gerçeklik yaratmaya çalışmakla” ve Suriye topraklarında askeri mevzi ile helikopter iniş pistleri kurmakla suçluyor. Ayrıca İsrail ordusu, bölgedeki altyapıyı ve tarım arazilerini tahrip etmekle itham ediliyor.

İsrail ordusu, Alman haber ajansı dpa’nın konuya ilişkin sorusuna cevaben, birliklerinin konumuyla ilgili yorumda bulunmayacağını belirtti.

İsrail, Suriye topraklarına yönelik askeri harekatını Hizbullah ve Hamas militanları tarafından kullanılabilecek silah depoları ve sevkiyat yollarına karşı mücadeleyle gerekçelendiriyor. Hizbullah’ın devrik lider Esad’ın müttefiki olduğunu ve artık bu tür bir gerekçeye konu olmayacağını savunan Suriye’nin yeni devlet başkanı Ahmed Şara ise İsrail’in işgal ettiği topraklardan geri çekilmesini talep ediyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın