Kur’an-ı Kerim Yakma Girişimi Protestolara Neden Oldu

Hollanda’nın Arnhem kentinde aşırı sağcıların Kur’an-ı Kerim yakma girişimi protestolara neden oldu. Arnhem Belediye Başkanı Ahmed Marcouch, Kur’an-ı Kerim yakma eylemi için önceden başvuru yapıldığını ve eyleme izin verildiğini belirtti.

Hollanda’nın doğusunda yer alan Arnhem kentinde aşırı sağcıların önceden izin aldığı Kur’an-ı Kerim yakma eylemine yönelik şiddetli protestolara polis olaylara müdahale etti.

Konuyla ilgili açıklama yapan Arnhem Polisi, “Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Avrupalı Yurtseverler (Pegida)” isimli aşırı sağcı oluşumun Hollanda’daki başkanı Edwin Wagensveld’in Cumartesi günü Arnhem kent merkezinde Kur’an-ı Kerim yakmaya çalıştığını bildirdi.

Polis, bu eyleme karşı olan göstericilerin ise şiddet kullanarak Pegida’nın bu eylemine engel olmaya çalıştığını ifade ederek, göstericilerden bazılarının taşkınlık yaparak emniyet güçlerine havai fişek ve taşlarla saldırdığını aktardı. Olaylara müdahale eden polis, üç kişinin gözaltına alındığını ve Pegida’nın düzenlediği Kur’an-ı Kerim yakma eylemine ise yaklaşık on kişinin katıldığını belirtti.

Hollanda’da Kur’an-ı Kerim yakmak suç sayılmıyor ve yasaklanmış değil. Arnhem Belediye Başkanı Ahmed Marcouch, Hollanda haber ajansı ANP’ye yaptığı açıklamada, Kur’an-ı Kerim yakma eylemi için önceden başvuru yapıldığını ve eyleme izin verildiğini belirtti. Marcouch, “Kutsal bir kitabın yakılmasının uyandırdığı keder ve duyguları anlıyorum. Ancak şiddet kabul edilemez” diye konuştu.

Merkezi Almanya’nın Dresden kentinde olan Pegida’nın Hollanda kolunun başkanı Wagensveld, geçmişte Müslümanlara hakaretten hüküm giymiş, daha önceki yıllarda da Kur’an-ı Kerim’e saldırı eylemleri düzenlemişti. Wagensveld’in geçen sene yaptığı eylemlere karşı Türkiye, İran ve Pakistan’da protesto gösterileri düzenlenmişti.

Paylaşın

Hollanda’da Sandıktan “Radikal Sağ” Çıktı

Hollanda’da aşırı sağcı Geert Wilders liderliğindeki Özgürlük Partisi (PVV) erken genel seçimi açık ara önde tamamladı. Frans Timmermans’ın sol ittifakı kötümser öngörüleri yıkarak ikinci sıraya yerleşti. Dilan Yeşilgöz hayal kırıklığına uğrayarak üçüncü sıraya düştü.

Haber Merkezi / Temmuz ayı başında göç politikası konusunda yaşanan anlaşmazlık nedeniyle hükümetin dağıldığı ve erken seçim kararının alındığı Hollanda’da vatandaşlar 150 sandalyeli meclisi belirlemek için sandık başına gitti.

Seçim sandık çıkış anket sonuçlarına göre Geert Wilders’in lideri olduğu aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) 35 milletvekili çıkararak açık ara önde tamamladı.

Frans Timmermans’ın liderliğindeki İşçi Partisi (PvdA) ve Yeşil Sol (Groenlinks) ittifakı 25 milletvekili ile ikinci sırayı aldı. Dilan Yeşilgöz-Zegerius’un lideri olduğu Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) 24 milletvekili çıkararak üçüncü oldu.

Seçimlerde Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) 20 sandalye ile dördüncü sırada yer alırken Denk Partisi de 3 milletvekili çıkardı. Önceki hükümet ortaklarından sol liberal Demokratlar 66 (D66) partisi 10, Hristiyan Demokratlar (CDA) 5 ve Hristiyan Birlik (CU) partisi 3 milletvekili çıkarabildi.

Bu sonuçlara göre hiçbir parti 150 sandalyelik parlamentoda tek başına hükümeti kuracak çoğunluğa ulaşamıyor. Koalisyon için en az 76 milletvekili sayısına ulaşmak gerekiyor.

Geert Wilders, Sandık çıkış anketlerinin açıklanmasının ardından yaptığı ilk açıklamada artık göz ardı edilemeyeceklerini belirterek, “Ülkeyi biz yöneteceğiz.” dedi. Wilders ayrıca, “Hollandalılar, ülkelerini geri alabileceğini ve bizim de sığınmacılar ve göç tsunamisini azaltılmasını sağlayacağımızı umuyor” dedi.

Geert Wilders’in seçim programı Hollanda’nın Avrupa Birliği’nden ayrılması için bir referandum yapılması, sığınmacı kabulünün tamamen durdurulması ve Hollanda sınırlarında göçmenlerin geri itilmesi çağrılarını içeriyor.

Ayrıca Hollanda’nın “İslamsızlaştırılmasını” da savunuyor, ancak bu seçim kampanyası sırasında İslam konusunda geçmişe göre daha ılımlı bir tavır takındı.

VVD lideri Dilan Yeşilgöz de seçim merkezinde yaptığı açıklamada yenilgiyi kabul etti. Wilders, Timmermans ve Omtzigt’i tebrik eden Yeşilgöz, “Bizim için sonuç hayal kırıklığı yarattı. Bundan alacağımız büyük dersler var. Yeterince dinlenilmedi, yeterince uygulanabilir çözümler sunulmadı. Liderlik bizde değil. Bu bizim için yeni bir sayfa. Bugünden aldığımız derslerle inandığımız bir Hollanda inşa edeceğiz” dedi.

DENK Partisi lideri Stephan van Baarle, Wilders’in seçim galibiyetinin insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne yönelik bir tehdit olduğunu savunarak, “Bu durum “birçok insanda korkuya yol açıyor” dedi.

Van Baarle, Wilders’i seçim zaferinden dolayı tebrik etmek istemediğini belirtti ve “Korkmayacağız, ilk günden itibaren bu ülkede aşırı sağ söylemlere karşı siper olup azınlıklar için mücadele edeceğiz. Irkçılık ve ayrımcılıkla mücadelede düşünmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Dışlama ve Müslüman nefretiyle mücadele bizim DNA’mız” diye konuştu.

Paylaşın

Hollanda Ve Danimarka’dan Sonra Norveç De Ukrayna’ya F-16 Hibe Edecek

Hollanda ve Danimarka’dan sonra NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyesi Norveç de Ukrayna’ya 5 ila 10 arasında F-16 hibe etmeyi planlıyor. Norveç ayrıca, Ukrayna’ya uçaksavar füzeleri de bağışlayacağını açıkladı.

Geçtiğimiz hafta Hollanda ve Danimarka, F-16 uçağını bağışlayacaklarını açıklamıştı. Danimarka 19 uçak vereceğini söylerken Hollanda kaç uçak bağışlayacağını henüz açıklamadı.

Ukrayna’nın Rusya’nın girdiği bölgeleri tekrar ele geçirmek için geçen Haziran ayı başında başlattığı karşı taarruz devam ediyor. Kiev, son dönemde yaptığı açıklamalarda, söz konusu taarruz harekatında yaşanan zorluklar nedeniyle ilerlemenin istendiği gibi gitmediğini duyurmuştu.

Resmi ziyaret amacıyla Kiev’de bulunan Norveç Başbakanı Jonas Gahr, burada yaptığı basın toplantısında, medyada yer alan ilgili haberlerin doğru olduğunu, “uygun bir zamanda” Ukrayna’ya ne zaman ve kaç adet F-16 hibe edileceğine dair açıklamaların yapılacağını bildirdi.

Norveç haber ajansı Norsk Telegrambyra’nin (NTB) Başbakan Gahr’ın açıklamalarına dayandırdığı haberine göre Oslo, Ukrayna’ya 5 ila 10 arasında F-16 hibe etmeyi planlıyor. Fransız haber ajansı AFP’nin, Norveç Başbakanlık ofisine konunun detaylarına dair yönelttiği sorulara ise yanıt verilmedi.

F-16 savaş uçaklarının yanı sıra Norveç Ukrayna’ya, Iris-T tipi uçaksavar sistemleri ile mayın temizleme araçları hibe etmeye ve kış aylarında doğal gaz ve elektrik ihtiyacının karşılanması için yaklaşık 130 milyon euro çapında bir yardım paketi sunmaya hazırlanıyor.

Norveç hükümeti uzun zamandır F-16’ları Ukrayna’ya göndermeyi düşündüğünü söylüyordu. Norveç, sipariş ettiği 52 adet F-35’in ilk kısmını ocak ayında teslim aldı. Yeni savaş uçakları Norveç hava kuvvetlerinde eski F-16 filosunun yerini alacak.

Dünyanın en büyük varlık fonlarından birine sahip olan petrol zengini Norveç, şubat ayında da beş yıllık destek paketi kapsamında Kiev’e 7 milyar dolar hibe edeceğini açıklamış ve bu şekilde Ukrayna’nın en büyük bağışçılarından biri haline gelmişti. Para, beş yıl boyunca askeri ve insani yardım arasında eşit olarak paylaştırılacak ve yıllık 1,4 milyar dolara bölünecek.

Rusya’nın saldırısı ile başlayan savaşta topraklarını savunmaya çalışan Ukrayna’nın başbakanı Volodimir Zelenskiy ise, daha önce Kiev’e F-16 hibe edeceğini duyuran Danimarka’nın 19, Hollanda’nın ise 42 adet savaş uçağı göndereceğini dile getirdi.

Paylaşın

Ukrayna, F-16 Savaş Uçaklarına Kavuşuyor

Danimarka ve Hollanda Ukrayna’ya son teknoloji F-16 uçakları hibe edeceklerini resmen ilan etti. F-16’lar Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yapımı olduğu için uçakların Ukrayna’ya sevkiyatına Washington’ın onay vermesi gerekiyordu.

F-16 desteğinin Ukrayna ordusuna ve sivillere yeni bir motivasyon ve güven sağlayacağını belirten Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, “Ukrayna ve tüm Avrupa için yeni sonuçlar doğuracağından eminim” dedi.

Hollanda ve Danimarka Ukrayna’ya son teknoloji F-16 uçakları hibe edeceklerini resmen ilan etti. Açıklama Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin Hollanda’yı ziyareti sırasında yapıldı.

Eindhoven kentindeki hava üssünde Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile biraya gelen Zelenskiy sosyal medya hesabından “42 jet. Ve bu daha başlangıç” diye açıklama yaptı.

Rutte, uçakların teslim zamanının, Ukraynalı pilotların eğitim sürecinin tamamlanmasına bağlı olduğunu belirtti. Rutte önümüzdeki ay değil ama en kısa sürede teslimatı yapmayı umduklarını kaydetti.

F-16 desteğinn Ukrayna ordusuna ve sivillere yeni bir motivasyon ve güven sağlayacağını belirten Zelenskiy, “Ukrayna ve tüm Avrupa için yeni sonuçlar doğuracağından eminim” dedi.

Danimarka da bir açıklama yaparak Ukrayna’ya F-16 hibe etmeyi kabul ettiklerini duyurdu. Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “Danimarka diğer ülkelerin de koalisyona katılması ve Ukrayna’nın özgürlük mücadelesine katkıda bulunması için çalışacaktır” denildi.

Ukrayna’ya F-16 tedariki amacıyla Hollanda ve Danimarka’nın öncülüğündeki ülkeler, Ukraynalı pilotları NATO’da yaygın kullanılan ABD yapımı F-16 savaş uçakları için eğitmeyi Mayıs ayında kabul etmişti.

F-16’lar ABD yapımı olduğu için uçakların Ukrayna’ya sevkiyatına Washington’ın onay vermesi gerekiyordu.

Hollanda Savunma Bakanlığı, 18 Ağustos’ta Hollanda’nın Ukrayna’ya F-16 savaş uçaklarını teslim etmesinin ABD tarafından onaylandığını açıklamıştı.

Savunma Bakanı Kajsa Ollongren, yaptığı açıklamada, “ABD’nin, F-16 savaş uçaklarının Ukrayna’ya teslimatını onaylamasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu, bizim Ukraynalı pilotların eğitimini tamamlamamıza olanak tanıyor” ifadelerini kullanarak, sonraki adımlar için Avrupalı ortaklarıyla temas halinde olduklarını bildirmişti.

Ukrayna, Şubat 2022’de ülkeyi işgal eden Rusya’nın hava üstünlüğüne karşı koyabilmek için uzun süredir ABD yapımı sofistike savaş uçaklarını istiyordu.

Ukrayna’ya F-16 tedariki amacıyla Hollanda ve Danimarka’nın öncülüğündeki ülkeler, Ukraynalı pilotları NATO’da yaygın kullanılan ABD yapımı F-16 savaş uçakları için eğitmeyi mayısta kabul etmişti.

Hollanda ile Danimarka, son zamanlarda Ukraynalı pilotların F-16 kullanımı için eğitilmeleri ve Rusya’nın hava üstünlüğüne karşı koymalarına yardımcı olacak jetlerin teslimi için uluslararası çabalara öncülük ediyor.

En erken 2024 yazında

Hollanda’nın envanterinde 24’ü aktif kullanımda olmak üzere toplam 42; Danimarka’da da 30 adet F-16 uçağı bulunuyor. Daha önce eski Doğu Bloku ülkeleri tarafından, Ukrayna’ya Rus yapımı savaş uçakları teslim edilmişti.

F-16 savaş uçaklarının en erken 2024 yaz aylarında Ukrayna’ya verilebileceği belirtiliyor. Danimarka Dışişleri Bakanlığı, savaş uçaklarının teslimatı koşullarından birinin, “başarıyla seçilmiş, test edilmiş ve eğitilmiş Ukraynalı personeli” olduğunu açıkladı.

Batılı 11 ülkenin oluşturduğu koalisyon öncülüğünde Danimarka’da Ukraynalı pilot, mühendis ve teknisyenlerden oluşan hava kuvvetleri personelinin eğitimi devam ediyor.

Ukrayna İsveç ile de savaş uçakları konusunda görüşüyor. Volodimir Zelensky, eşi Olena ile birlikte Cumartesi günü Başbakanı Ulf Kristersson ile görüşmek için İsveç’e gitmişti.

Zelenskiy, Ukraynalı pilotların İsveç’in Gripen savaş uçaklarında da eğitime başladığını söyledi. İsveç hükümeti, Haziran ayında Ukraynalı pilotlara, Saab yapımı çok maksatlı ve hafif tek motorlu Gripen savaş uçaklarını test etme şansı vereceğini açıklamıştı .

Hollanda şu ana kadar Ukrayna’ya yaklaşık 2 milyar euroluk askeri yardımda bulundu. Lahey yönetimi, Almanya ile birlikte Ukrayna’ya zırhlı obüsler ile 100 adet Leopard 1 tankı ve 2 Patriot hava savunma sistemi gönderdi.

Paylaşın

Dilan Yeşilgöz, Hollanda’nın İlk Kadın Başbakanı Olabilir

Hollanda Güvenlik ve Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz-Zegerius, Demokrasi ve Özgürlük İçin Halk Partisi’nin yeni genel başkanı ve başbakan adayı oldu. Yeşilgöz, partisinin 22 Kasım’da yapılacak seçimlerden zaferle çıkması halinde Hollanda’nın ilk kadın başbakanı olacak.

12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesi Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nda (DİSK) görevli Tunceli doğumlu sendikacı Yücel Yeşilgöz’ün kızı olan Dilan Yeşilgöz, 1977 yılında Ankara’da dünyaya geldi. Ailesinin 80 darbesi sonrası Hollanda’ya iltica etmesi nedeniyle 8 yaşında Hollanda’ya yerleşen Kürt kökenli Yeşilgöz, Mart 2017’den beri VVD partisi üyesi olarak görev yapıyor.

Hollanda Güvenlik ve Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz-Zegerius, Kasım ayında yapılacak genel seçimlerin ardından aktif siyaseti bırakacağını açıklayan Başbakan Mark Rutte’nin partisi Demokrasi ve Özgürlük İçin Halk Partisi’nin yeni genel başkanı ve başbakan adayı oldu.

46 yaşındaki Türkiye kökenli politikacı Yeşilgöz-Zegerius, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda bu görevin kendisi için “büyük bir onur” olduğunu belirterek kendisine duyulan güvenden ötürü teşekkür etti.

Demokrasi ve Özgürlük İçin Halk Partisi (VVD) Merkez Yönetim Kurulu ve tüm örgütlerin oybirliğiyle genel başkanlığa aday gösterilmişti. Yeşilgöz, partisinin seçimden zaferle çıkması halinde Hollanda’nın ilk kadın başbakanı olacak. Ülkede seçimler 22 Kasım’da yapılacak.

Dilan Yeşilgöz, 12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesi Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nda (DİSK) görevli ve Tunceli doğumlu sendikacı Yücel Yeşilgöz’ün kızıdır. Babası 12 Eylül darbesinin hemen ardından, 1980 yılında Türkiye’den kaçarak Hollanda’da sığınma talebinde bulundu.

Dilan Yeşilgöz de 1984 yılında annesi ve kız kardeşiyle birlikte kaçak yolla bir tekneyle Yunanistan’ın Kos adasına geçti ve oradan bir mülteci olarak Hollanda’ya sığındı. Dilan Yeşilgöz, 1991-1997 yılları arasında, Amersfoort’taki Vallei Koleji’nde ortaöğretimini tamamladı.

Ardından sosyal ve kültürel bilimler alanında VU Üniversitesi’nde eğitim gördü ve 2003 yılında Kültür, Organizasyon ve Yönetim alanında yüksek lisans derecesi aldı. Yeşilgöz, 25 Mayıs 2021’de Hollanda Hükûmeti’nde Ekonomik İşler ve İklim Politikası Devlet Bakanı olarak atandı. 10 Ocak 2022 tarihinden itibaren Güvenlik ve Adalet bakanı olarak görev yapıyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Hakkında Tutuklama Kararı

Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama kararı çıkardı. Mahkemenin hakkında tutuklama kararı çıkardığı bir diğer isim de Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanlığı Ofisi Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Rusya Devlet Başkanı Putin’e yönelttiği suçlamalar arasında, Ukrayna’daki bazı çocukların yasa dışı şekilde Rusya’ya götürülmesi de yer alıyor.

Rusya, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraf olan ülkelerden biri değil. Bu nedenle mahkemeyi tanımıyor.

UCM’nin internet sitesinden yapılan açıklamada, soruşturmanın daha iyi şekilde yürütülmesi ve mağdurların korunması için Putin hakkındaki tutuklama kararının ve yakalama emrinin gizlice verilmesinin düşünüldüğü fakat bunun kamuoyuna açıklanması durumunda gelecekte benzer suçların önüne geçilmesi ihtimali nedeniyle kararın duyurulmasının istendiği belirtildi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Khan, tutuklama kararına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, en az yüzlerce çocuğun yetimhanelerden alındığını ve bu çocukların çoğunun Rusya Federasyonu’nda evlatlık verildiğini tespit ettiklerini söyledi.

Bu amaçla Rusya’da Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yasanın değiştirildiğini ve çocukların Rus aileler tarafından evlat edinilmesini kolaylaştırmak için Rus vatandaşlığı verilmesinin hızlandırıldığını belirtti.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Khan, “İşlenen suçlardan sorumlu olanların hesap vermesini, çocukların ailelerine teslim edilmesini sağlamalıyız. Çocukların savaş ganimeti muamelesi görmesine izin veremeyiz” dedi.

Putin hakkında çıkarılan tutuklama kararının ilk somut adım olduğunu, diğer Ukrayna soruşturmalarının devam ettiğini belirten Başsavcı, “Ukrayna karmaşık ve geniş kapsamlı uluslararası suç iddialarını barındıran bir suç mahali. Deliller gerektiğinde başka yakalama kararı talebi iletmekte tereddüt etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Yakalama kararının bir önemi yok”

Moskova bir yılı aşkın süredir devam eden Ukrayna işgalinde savaş suçu işlendiği iddialarını reddetmişti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova, “tutuklama kararının hiçbir öneminin olmadığını” savundu. Telegram kanalı üzerinden açıklama yapan Rus sözcü, “Rusya Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Roma Tüzüğü’ne taraf değil ve bu nedenle bir yükümlülüğü bulunmuyor” dedi.

Rusya’nın mahkemenin yetkisini tanımadığını belirten Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, “Bu nedenle bu tür kararların Rusya Federasyonu için hukuki açıdan geçerliliği yoktur” ifadelerini kullandı.

Kremlin sözcüsü, Putin’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni tanıyan ülkelere seyahat etmekten endişe edip etmediği sorusuna, “Bu konuda ekleyecek bir şeyim yok. Söyleyeceklerim bu kadar” yanıtını verdi.

Rusya Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Tüzüğü’nü 2000 yılında imzalamış ancak üyeliği onaylamamış ve 2016 yılında da imzasını çekmişti. Rusya o dönem Kırım’ı 2014 yılında tek taraflı ilhak etmesi sebebiyle uluslararası baskı altındaydı.

Paylaşın

“Bankalar İçin Riskler Devam Ediyor” Uyarısı

Aksiyom Alternatif Yatırımları’ndan (Axiom Alternative Investments) Jerome Legras, “Bir taraftan faizlerin yükselmesi bankalara fayda sağlarken diğer taraftan ekonomik görünümdeki belirsizlik ve batık kredi riski çok yüksek” dedi.

Merkez bankalarının faizleri yükseltmesi ile artan borçlanma maliyetleri uzun süredir bekleyişte olan Avrupalı bankaların karlılıklarına önemli katkıda bulundu fakat bu defa da ekonominin yavaşlaması riskiyle karşı karşıya kaldılar.

Amerikan Merkez Bankası Fed ve Avrupa Merkez Bankası, geçen sene 10 yıldır neredeyse sıfır düzeyinde tuttukları politika faizini yükseltmeye başladı. Bunun etkisi ilk olarak bankaların bilançolarına yansıdı.

Avrupa’nın iki önde gelen bankası İsveçli SEB ve İspanyol Sabadell 2022’de güçlü karlar açıkladı. Fakat faizlerin yükselmesi bankalar için iyi bir gelişme olsa da artan hayat pahalılığı ve savaşın etkisiyle yavaşlayan ekonomi özellikle emlak gibi şişen balonların patlamasına yol açabilir.

Reuters’e konuşan Axiom Alternative Investments’tan Jerome Legras, “Bir taraftan faizlerin yükselmesi bankalara fayda sağlarken diğer taraftan ekonomik görünümdeki belirsizlik ve batık kredi riski çok yüksek,” ifadelerini kullandı.

İsviçreli UBS, İtalyan Unicredit ve Hollandalı ING gibi Avrupa’nın en büyük bankaları 2022 performanslarını önümüzdeki günlerde açıklayacak.

Faizlerin en hızlı yükseldiği İngiltere’de ise bankalar gelecekten biraz daha umutlu. Finans kuruluşları 2023’te karlarının yükselmeye devam edeceği sinyallerini verdi.

Fakat İngiltere’de iflas eden şirket sayılarındaki artış ve 2022’nin dördüncü çeyreğinde konut fiyatlarında görülen yüzde 2,5’lik gerileme ekonominin gidişatı ile ilgili olumsuz bir tablo çiziyor.

Almanya’nın en büyük bankası Deutsche Bank da yükselen faizlerden olumlu etkilendi. Bankanın son çeyrekte de kar açıklayarak üst üste onuncu çeyrekte pozitifte olması bekleniyor.

Fakat Almanya ve Avusturya’da bankaların özellikle ticari gayrimenkul alanında aktif olmaları emlak piyasasında yaşanacak problemlerden daha fazla etkilenebilecekleri anlamına geliyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

ABD’den Ukrayna’ya “Ağır Silah” Yardımı

ABD, Ukrayna’ya zırhlı araçlar ve hava savunma sistemlerini de içeren toplam 2,5 milyar dolarlık yeni paket açıkladı. ABD, Rusya’nın Ukrayna’yı geçen yıl Şubat ayında işgal etmesinden bu yana bu ülkeye toplamda 27 milyar 400 milyon dolar güvenlik desteği yaptı.

ABD Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre Washington’un Ukrayna’ya son askeri yardım paketi içinde 59 Bradley Savaş Aracı ve 90 Stryker Zırhlı Personel Taşıyıcı yer alıyor.

Son yardıma ayrıca HIMARS roket sistemi için mühimmat, sekiz Avenger hava savunma sistemi, binlerce topçu mermisi ve yaklaşık 2 bin tanksavar roketi için ek mühimmat dahil.

Kış mevsiminin Rus güçlerine yeniden organize olma ve büyük bir saldırı başlatma fırsatı verebileceği kaygıları nedeniyle Ukrayna batıdan daha fazla silah talep ediyor.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski Aralık ayında Washington’da ABD Kongresi’ne hitaben yaptığı konuşmada Ukrayna’ya yapılan desteğin, “hayır işi” olmadığını, “demokrasiye yatırım” olduğunu söylemiş, ABD’den güvenlik alanındaki desteğini sürdürmesini istemişti.

Öte yandan Reuters haber ajansına konuşan Amerikalı bir yetkili CIA Başkanı William Burns’un yakın zamanda Ukrayna’ya gizli bir ziyaret yaptığını ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’yle biraraya geldiğini belirtti.

Haberi ilk veren Washington Post gazetesine göre ziyaret geçen haftanın sonunda gerçekleşti. Haberde Burns’un, Zelenski’yi Rusya’nın gelecek askeri planlarıyla ilgili beklentileri konusunda bilgilendirdiği belirtildi. Ayrıca Burns’un, ABD’nin desteğinin ulaşmasının bir noktada zorlaşacağını belirttiği kaydedildi.

Washington Post’un kaynaklarına dayandırdığı habere göre Zelenski ve üst düzey istihbarat yetkilileri Cumhuriyetçiler’in ABD Temsilciler Meclisi’nde az farkla çoğunluğu elde etmesinin ardından Ukrayna’nın ABD ve Batı yardımının daha ne kadar devam etmesini bekleyebileceğini tartıştı.

Öte yandan aralarında İngiltere ve Hollanda’nın da olduğu bir dizi ülke de yeni yardım paketi sözü verdi. Açıklama, Almanya’da bugün gerçekleşecek ve 50 ülkenin silah yardımlarını koordine edeceği toplantı öncesinde yapıldı.

Estonya’daki bir askeri üste bir araya gelen 11 ülkenin temsilcileri, Ukrayna’nın yeni bölgelerde hakimiyet kurması ve Rusya’nın ilerlemesinin durdurulması hedefiyle silah yardımlarını artırmaya karar verdi.

İngiltere, Polonya, Letonya, Litvanya, Danimarka, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Hollanda ve Slovakya, daha çok destek sözü verdi.

Ortak açıklamayla duyurulan yardım paketleri şunları içeriyor:

  • İngiltere: 600 Brimstone füzesi
  • Danimarka: 19 Fransız yapımı Caesar tipi obüs
  • Estonya: Havan topları, cephane, destek araçları ve tanksavar bomba atarlar
  • Letonya: Stinger hava savunma sistemleri, iki helikopter, İHA’lar
  • Litvanya: Uçaksavar ve iki helikopter
  • Polonya: : S-60 uçaksavar ve 70 bin mermi
  • Çek Cumhuriyeti: Cephanelik, havan topları ve zırhlı personel taşıyıcılar.
  • Hollanda: Yardım paketini Cuma günü duyuracak.

İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, Estonya’daki ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, “2023’te, Ukraynalıların Rusya’yı püskürtüp Ukrayna dışına çıkararak ülkede egemenliklerini yeniden tesis etmelerinin zamanı geldi” dedi.

Paylaşın

Hollanda Başbakanı, Ülkesinin Köleci Geçmişinden Dolayı Özür Diledi

Hollanda Başbakanı Mark Rutte, ülkesinin yıllarca köleciliği etkinleştirdiğini, teşvik ettiğini, sürdürdüğünü ve bundan yararlandığını vurgulayarak,  “İnsanlar metalaştırıldı. İnsan onuru ayaklar altına alındı. Bunun için özür dilerim” dedi.

Lahey kentindeki Ulusal Arşiv’de toplanan dinleyicilere hitap eden Başbakan Rutte, “Bugün Hollanda hükümeti adına Hollanda devletinin geçmişteki eylemleri için özür diliyorum” dedi.

Rutte, bu cümlesini İngilizce, Papiamento ve Sranan Tongo dillerinde tekrar etti. Bunlar halen Hollanda Krallığı’na bağlı özerk devletler olan Karayip adalarında ve 1975’te bağımsızlığını kazanan Surinam’da konuşulan diller.

“İnsanlığa karşı suç”

“Hollanda devleti köleleştirilmiş halkların ve onların torunlarının uğratıldığı büyük acıların sorumluluğunu taşımaktadır” ifadelerini kullanan Rutte “Şimdi ve burada yaşayanlar olarak biz bunu sadece tanıyabilir ve köleciliği en açık ifadelerle insanlığa karşı suç olarak kınayabiliriz” dedi.

Hollanda’nın resmi özrü, ülkenin Surinam, Curaçao ve Aruba gibi Karayipler’deki adalarda ve Endonezya gibi sömürgelerinde köleliğin kaldırılmasından yaklaşık 150 yıl sonra geldi. Hollanda 1 Temmuz 1863’te köleliği kaldırma kararı almış ancak bunun tamamen hayata geçmesi 10 yıllık bir geçiş sürecinin ardından 1873’te tamamlanabilmişti.

Rutte’nin resmi özrü, devletin bir tazminat ödememesi nedeniyle eksik bulunuyor. Hollanda Krallığı’na bağlı ada ülkesi Aruba’nın Başbakanı Evelyn Wever-Croes özrü “bir ilk adım” olarak değerlendirdiğini ve kabul ettiğini açıkladı.

Ancak Sint Maarten Başbakanı Silveria Jacobs özrü kabul etmeyeceklerini duyurdu. Jacobs “Şunu açıkça söyleyeyim danışma komitemiz bunu tartışmadan ve ülke olarak bunu tartışmadan özrü kabul etmeyeceğiz” dedi.

16’ncı ve 17’nci yüzyılda “Altın Çağ”ını yaşayan ve dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri haline gelen Hollanda’nın, köle ticareti amacıyla Güney Amerika ve Karayiplere taşıdığı Afrikalıların sayısının 600 bini geçtiği tahmin ediliyor. Sömürge imparatorluğu doruğunda iken Surinam, Güney Afrika ve Endonezya, Hollanda’nın sömürgeleri arasında yer alıyordu.

Kraliyet Ailesi”nin kölecilik geçmişi araştırılacak

Hollanda Kralı Willem-Alexander da, Kraliyet Ailesi”nin kölecilik tarihindeki rolünün araştırılması için talimat verdi. Araştırma 16. yüzyılın sonlarından sömürgecilik sonrası ve günümüze kadar olan dönemi kapsayacak ve üç yıl sürecek.

Hollanda Kralı, “Tarihsel gerçekleri ve gelişmeleri anlamak ve bunların insanlar ve topluluklar üzerindeki etkileriyle olabildiğince açık ve dürüst bir şekilde yüzleşmek için geçmişe dair derinlemesine bilgi şarttır” diyor.

Araştırmayı Leiden Üniversitesi yürütecek. Tarihçi Gert Oostindie başkanlığındaki bağımsız bir komite de araştırmayı denetleyecek. Hollandalı tüccarlar, “Altın Çağ” adı verilen 17. yüzyıldan itibaren Afrika ve Asya’dan 600 binden fazla insanı kaçırarak köleleştirdi.

Köle ticareti, Hollanda’nın refah toplumuna dönüşmesinde önemli rol oynadı. Yapılan araştırmalara göre, 17. yüzyıldaki ekonomik büyümesin en az yarısı, köle ticareti ile bağlantılı.

Paylaşın

Dünya Kupası: İkinci Yarı Finalist Arjantin

Katar’ın ev sahipliğini yaptığı FIFA 2022 Dünya Kupası çeyrek final maçında Hollanda ile Arjantin, Lusail Stadyumu’nda karşı karşıya geldi. 90 dakikası 2-2 biten karşılaşmanın uzatma bölümleri de aynı skorla sona erdi.

Haber Merkezi / Penaltı atışlarıyla rakibine 4-3 üstünlük kuran Arjantin, yarı finale yükseldi. Normal süresi 2-2 biten karşılaşmada Arjantin’in gollerini Nahuel Molina ve Lionel Messi kaydederken, Portakallar’ın gollerini Wout Weghorst kaydetti.

Arjantin, yarı finalde Brezilya’yı deviren Hırvatistan ile karşı karşıya gelecek. Mücadele 13 Aralık Salı günü TSİ 22.00’de başlayacak.

Karşılaşmadan dakikalar

22. dakikada Messi’nin ceza sahası dışından kaleye gönderdiği şutunda top kalenin üstünden auta çıkıyor. 24. dakikada Bergwijn uzaktan vurdu ancak çerçeveyi bulamadı.

34. dakikada Lionel Messi ceza yayının biraz gerisinden harika bir ara pası attı, Molina bir anda karşı karşıya kaldığı Noppert’i ayağının dışıyla yaptığı vuruşun ardından mağlup etti. Zorlu maçta Arjantin 1-0 öne geçti.

45+3. dakikada Beşiktaşlı Wout Weghorst, yedek kulübesinde itirazından dolayı sarı kart gördü. 63. dakikada Messi çok tehlikeli bir yerden frikik kullandı, barajı aşan top çok az farkla dışarı gitti.

71. dakikada Acuna sol kanattan içeri girer girmez Dumfries tarafından düşürüldü, hakem Lahoz tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. 73. dakikada beyaz noktanın başına geçen Messi skoru 2-0’a getiren golü kaydetti.

83. dakikada Beşiktaşlı Wout Weghorst sahnede… 78’de oyuna giren yıldız oyuncu Berghuis’in sağ kanattan yaptığı ortaya ön direkte iyi bir kafa vuruşu yaptı ve fileleri sarstı. Portakallar farkı 1’e indirdi.

90+10. dakikada Weghorst, Weghorst, Weghorst… Beşiktaşlı yıldız yine sahnede.. Yay üzerinden kazanılan serbest vuruşta Koopmeiners pası ceza sahası içine verdi, Weghorst döndü vurdu, fileleri sarstı. Maç uzuyor!

Arjantin’in çeyrek final serüveni

Arjantin, Katar’daki serüvenine Suudi Arabistan yenilgisiyle başlamıştı. Herkesi şoke eden o yenilgi sonrası 2-0’lık Meksika ve Polonya galibiyetleri geldi; C Grubu’nu 6 puanla lider bitirdiler.

Son 16’da rakip Avustralya’ydı. Herkes kolay bir galibiyet bekliyordu. 35’te Lionel Messi sahneye çıktı. 57’de Julian Alvarez rakip kalecinin hatasını değerlendirip 2-0 yaptı.

O andan itibaren Avustralya risk alınca Tangocular birçok pozisyon buldu ama değerlendiremedi; 77’de 2-1’i bulan Socceroos 90+7’de Garang Kuol’la 2-2’yi bulup maçı da uzatabilirdi ama başaramadı.

Hollanda’nın çeyrek final yolu

Dünya Kupası macerasına A Grubu’nda 2-0’lık Senagal galibiyetiyle başlayan Hollanda, Ekvador beraberliğinin ardından ev sahibi Katar’ı mağlup ederek 7 puanla grubu lider bitirdi. Son 16 turunda B Grubu’nun ikincisi ABD’yi 3-1’le geçen Hollanda, çeyrek finale adını yazdırmıştı.

Paylaşın