Türkiye, önde gelen gelişmekte olan ülkelerin oluşturduğu BRICS grubuna katılmak için resmen başvuruda bulundu. BRICS, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika ekonomilerini kastetmek için kullanılır.
2011 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin birliğe katılmasına kadar orijinal dört üye BRIC (ya da İngilizce “the BRICs”) olarak adlandırılmıştı. Aynı yıl Çin’in Sanya kentinde düzenlenen zirveye Güney Afrika Cumhurbaşkanı Jacob Zuma’nın da katılımı ile BRIC grubu adını BRICS olarak değiştirdi. BRICS ülkeleri, bulundukları bölgelerin bölgesel ilişkileri üzerindeki önemli nüfuz potansiyeliyle tanınırlar ve beş ülkenin hepsi G20 üyesidir.
Bloomberg’in haberine göre, BRICS, ekim ayında Rusya’da düzenlenecek zirvede genişlemeyi görüşecek. Haberde, Türkiye’nin BRICS grubuna katılma girişiminin, küresel nüfuzunu artırma ve geleneksel Batılı müttefiklerinin ötesinde yeni ittifaklar kurma çabalarının bir parçası olarak görülüyor.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, bu hamle ile çok kutuplu bir dünyada hem Doğu hem de Batı ile ilişkilerini güçlendirmek istiyor.
Türkiye’nin bu yeni diplomatik hamlesi, Avrupa Birliği’ne (AB) katılma sürecindeki ilerlemenin yavaşlaması ve NATO üyesi ülkelerle yaşanan bazı gerilimler sonrasında gelirken, özellikle 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerini sürdürmesi, NATO içinde bazı çatışmalara yol açmıştı. Türkiye, BRICS üyeliği ile Rusya ve Çin gibi ülkelerle ekonomik iş birliğini artırmayı ve AB ile Asya arasında bir ticaret köprüsü olmayı hedefliyor.
BRICS, Batı’nın hâkim olduğu kurumlara, özellikle Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi kuruluşlara alternatif olarak kendini konumlandırıyor. BRICS üyeliği, Türkiye’ye bu kuruluşlar aracılığıyla finansmana erişimini, siyasi ve ticari ilişkilerini genişletme fırsatları sunabilir.
Erdoğan, Türkiye’nin hem Doğu hem de Batı ile aynı anda ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini vurgulayarak, ülkenin BRICS’e katılmasının, küresel ekonomik sistemde farklı yaklaşımlar, kimlikler ve politikalar geliştirmesine katkı sağlayacağını belirtti. Erdoğan ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde reform yapılması çağrısını yineleyerek, Türkiye’nin NATO’nun rakibi olarak görülen Şanghay İşbirliği Örgütü’ne de katılma isteğini dile getirdi.
Türkiye’nin BRICS’e katılma girişimi, ülkenin Batı ile olan ilişkilerini tamamen koparmak istemediğini, aksine bu ilişkileri daha dengeli ve çeşitlendirilmiş bir dış politika ile güçlendirmek istediğini gösteriyor. Aynı zamanda, AB ile üyelik görüşmelerini canlandırma çabaları da devam ederken, bu da stratejik hedeflerden biri olmaya devam ediyor.