Erdoğan, Kılıçdaroğlu Üzerinden CHP’ye Yüklendi

Adana’da halka seslenen Erdoğan, “Mayıs ayında cumhurbaşkanı adayı olarak milletin önüne çıkardıkları bir zat vardı. Seçimde umduklarını bulamayınca adaylarına yükleyip kendilerini temize çıkardılar” dedi ve ekledi:

“Başkanlarını partiden öyle bir attılar ki neredeyse kedisi Şero’yu bile partiden içeri sokmayacaklar. Kazandık diyerek milletin aklı ile dalga geçiyorlardı.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Adana Mitingi’nde halka seslendi. Erdoğan, özetle şu ifadeleri kullandı:

“Adana bugün bir başka güzel. Adana’yı Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun lokomotif şehri olarak görüyoruz. Adana’nın yoldaşlığıyla iftihar duyuyoruz. Rakamı aldım şu anda Adana’da meydanda 75 bin kişi var. Adana’nın gerçek belediyeciliğe olan hasretini dindirmeye az kaldı. 31 Mart’ta Cumhur İttifakı’na verdiği destekle Adana yeni bir destan yazacak.

Adana kendi iradesini çantada keklik görenlere yol verir mi? İşte CHP başta olmak üzere muhalefetin halini görüyorsunuz. Parti içindeki iktidar kavgalarından başlarını kaldıracak fırsat bulamıyorlar.

Bunların ülkenin herhangi bir derdiyle gerçekten dertlenmediklerini görüyoruz. Şehirlerimizin sıkıntılarını çözecek bir projelerini duydunuz mu? Uluslararası meselelerde ilkeli bir duruşlarını gördünüz mü?

Şaibeli pazarlılarla seçim kazanma peşinde koşuyorlar. Seçimde umduklarını bulamayınca adaylarına yüklenip kendilerini temize çıkardılar. Başkanlarını partiden öyle bir attılar ki neredeyse kedi Şero’yu bile partiden içeri sokmayacaklar.

Kazandık diyerek milletin aklı ile dalga geçiyorlardı. Mesele ülke yönetimine talip olmak değil kendi partilerinde kimin borusunun öteceği meselesi imiş. Ana muhalefetin tek derdi koltuk.

Cennet vatanımız aziz milletimiz için her alanda mücadele ediyoruz. Tüm engellemelere rağmen vatanımıza olan minnet borcumuzu şimdiye kadar laikiyle ödedik. Vesayet güçlerinden envai çeşit terör örgütlerine kadar hepsini dize getirdik.

Uluslararası arenada devletimizin çıkarlarını milletimizin onurunu kararlılıkla savunuyoruz. Türkiye küresel bir güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Libya’da biz varız, Karabağ’da biz varız. Dış politikada artan itibarımızın gerisinde güçlü bir savunma sanayii var.

Türkiye, savunma sanayii alanında adeta destan yazıyor. Bugün 34 farklı ülkenin semalarını Türk İHA ve SİHA’ları koruyor. Dışa bağımlılığımız azaldıkça etkinliğimiz artmıştır. Şimdi uçak gemimizin bir üst segmentini yapacağız. Deniz Kuvvetleri’miz çalışmayı yürütüyor. “

Paylaşın

İYİ Parti’de Sular Durulmuyor: Adana İl Başkanı İstifa Etti

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlere “hür ve müstakil” girme kararı alan İYİ Parti’de sular durulmuyor. İYİ Parti Adana İl Başkanı Azime Kocacık, partisinden istifa ettiğini duyurdu.

Haber Merkezi / Azime Kocacık, konuya ilişkin sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada ise şu ifadelere yer verdi:

“Kıymetli Adanalı Hemşehrilerim, Adanamızın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaatlerini düşünerek yürüttüğüm Adana İl Başkanlığı görevimden lüzum görmem sebebi ile ayrılmış bulunmaktayım.

Başkanlık görevim süresince görev sadakatimi hakkaniyetle yerine getirmenin huzurunu taşıdığımı bilmenizi isterim. Bu süreçte desteklerini benden esirgemeyen Genel Başkanımız Sn.Meral Akşener’e ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”

İYİ Parti’nin milletvekili sayısı 38’e düştü

Öte yandan 14 Mayıs Genel Seçimlerinde İYİ Parti’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giren 44 milletvekilinden 1’i ihraç edilirken 5’i istifa etti. Buna göre, İYİ Parti’nin Meclis’te bulunan milletvekili sayısı 38’e düştü.

İYİ Parti’de ilk milletvekili istifası Eskişehir Milletvekili İdris Nebi Hatipoğlu’nun istifa ile başladı. Hatipoğlu, 2 Kasım 2023’te partisinden istifa ederek AK Parti’ye geçti. Hatipoğlu, AK Parti’de Eskişehir Belediye Başkan Adayı olarak gösterildi.

İYİ Parti’de ikinci istifa Ankara Milletvekili Adnan Beker’den geldi. Beker, 16 Kasım’da partisinden istifa ettiğini duyurdu. Parti’de üçüncü istifa İYİ Parti 28. Dönem İstanbul Milletvekili ve Kurucular Kurulu Üyesi Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu’ndan geldi. Yanıkömeroğlu, partisinin kuruluş amaç ve ilkelerinden bir süredir uzaklaştığını belirterek istifa ettiğini 6 Aralık’ta duyurdu.

15 Aralık’ta ise İYİ Parti İstanbul Milletvekili Salim Ensarioğlu, partisinden istifa ettiğini duyurdu. Son milletvekili istifası ise İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan’dan geldi. Arslan, 21 Aralık’ta partisinden istifa ettiğini duyurdu. 5 Aralık 2023’te ise İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır partisinden ihraç edildi. Böylelikle İYİ Parti’nin Meclis’teki vekil sayısı 38’e indi.

Son dönemde İYİ Parti’de istifa eden ve görevden alınan diğer önemli isimler ise şöyle:

“İYİ Parti Ankara İl Başkanı Yener Yıldırım (Görevden alındı),
İYİ Parti Küçükçekmece İlçe Başkanı Fatma Çolak,
İYİ Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı Hakkı Alkan,
İYİ Parti Adıyaman Kurucular Kurulu üyesi olan Mithat Solgun,
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Zeki Üçok (Görevden alındı),
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ece Güner,
İYİ Parti Niğde İl Başkanı İbrahim Uzun,

İYİ Parti İstanbul İl Teşkilatı Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kıdık,
İYİ Parti Sağlık Politikaları Başkan Yardımcısı Aylin Anıl Arslan,
İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Bahadır Erdem,
27’nci dönem İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz
İYİ Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Grup Başkanvekili İbrahim Özkan ve beraberindeki 6 Meclis üyesi,
2023 Genel seçimlerde İYİ Parti’den Hatay 2. sıra milletvekili adayı olan eski futbolcu Gökhan Zan.

Ayrıca, partide il yönetimlerdeki istifalar ise hala devam ediyor.

Paylaşın

CHP’de İstifa Furyası: Tek Amaçları Kamusal Kaynakları Yağmalamak

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlerde aday gösterilmeyen Adana Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) istifa ettiğini duyurdu.

Haber Merkezi / Akif Kemal Akay, istifasına ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Emeğe değer veren, hemen her alanda üretim yapan, ürettiğini ve diğer kaynakları en verimli şekilde kullanan, muhtaçlara yaptığı paylaşımlarda hiçbir şekilde kimlik ayrımı yapmayan, başarısı tüm kamuoyu tarafından kabul edilen bir başkana tahammül edemeyen; tek amaçları kamusal kaynakları yağmalamak olan yöneticilerin ahlak dışı yollarla işgal ettiği, 55 yıl hemen her alanında onurla ve gururla hizmet verdiğim Cumhuriyet Halk Partisi’nden istifa ediyorum. Seyhan’a ve Adana’ya, layık olduğu hizmetlere devam edeceğimi bir atasözünü anımsatarak tüm hemşehrilerime saygı ile duyuruyorum. ‘İstendiğin yere erinme, istenmediğin yere görünme!'”

Gürsel Tekin ve Soner Çetin’in istifası

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yerel seçimlerde kritik noktalarda adaylarını Parti Meclisi toplantısında belirlemişti. Toplantının ardından bugün CHP’de peş peşe istifalar yaşanmıştı. Partinin eski genel sekreteri Gürsel Tekin ile Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin istifa ettiklerini duyurmuşlardı.

Gürsel Tekin istifa kararına ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: “Hiçbir objektif koşul, liyakat ve ehliyetin olmadığı, parti içi hemşehricilik, gruplaşma, ekipleşme ilişkileri ile makam ve mevkilerin dağıtıldığı, partiye emek veren, partinin iktidar olması için çalışan insanların dışlandığı, Türkiye’de iktidar mücadelesi yerine parti içi iktidar mücadelesinin yeğ tutulduğu, parti hukukunun ve partimiz emekçilerinin haklarının yok sayıldığı, Genel Merkezin kendi açıkladığı kural ve talimatlara bile uymadığı, parti hukukuna ve açıklamalarına güvenerek emek sarf eden insanların emeklerinin gasbedildiği, ideoloji, ilke veya düşünce ile oluşan yoldaşlık ruhu yerine ahbap-çavuş, eş, dost, akraba ilişkilerinin her düzeyde belirleyici olduğu bir yapı haline dönüşmüştür.”

Soner Çetin ise istifa açıklamasında, “Önce yerelde, ardından genelde iktidarı hedeflemesi gerekirken Cumhuriyet Halk Partisi mevcut yönetiminin sadece kendi parti içi iktidarlarını korumaya yönelik taktikler geliştirmeye çalıştığını kaygıyla izlemekteyiz. Bunu son aday belirleme yöntemlerinde de net bir şekilde gördük.” demişti.

Paylaşın

CHP’de Bir İstifa Daha: Parti İçi Dar Kadrolaşmanın…

CHP’li Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, “Atatürk ilkeleri, cumhuriyet değerleri, sosyal demokrasinin evrensel kuralları gibi partinin kimliğini oluşturan kavramların göz ardı edildiği, tarafsız ve liyakate hiçbir kriterin dikkate alınmadığı, parti içi dar kadrolaşmanın ön plana çıktığı, adaylıkların ahbap-çavuş ilişkileriyle dağıtıldığı bir süreci üzülerek yaşadık” sözleriyle partisinden istifa ettiğini duyurdu.

Haber Merkezi / 31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlere sayılı günler kala, seçimlere hazırlıkların sürdüğü Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) aday gösterilmeyen isimler, partiden istifa etmeye devam ediyor. CHP’nin önemli isimlerinden Gürsel Tekin’den sonra CHP’li Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin de partisinden istifa ettiğini duyurdu. İstifasını sosyal medya hesabından duyuran Soner Çetin şu ifadelere yer verdi:

“Değerli hemşehrilerim; Çocukluğumdan itibaren Cumhuriyet Halk Partili bir ailenin içinde büyüdüm. Her zaman ifade ettiğim gibi 1923’te Cumhuriyet Halk Fırkası’nı Adana’da kuran Kuvayi Milliyeci bir dedenin torunu olmaktan dolayı her zaman gurur duydum. Gençlik Kollarından başlayarak hep partimin hizmetinde oldum, başarısı için çalıştım. 2009 yılında Adana Büyükşehir Başkan adayı gösterilip, çeşitli ayak oyunlarıyla 1 hafta sonra adaylıktan alınmamdan sonra bile partimize küsmedim, benim yerime gösterilen adayın başarısı için çalıştım.

10 yıldır da Cumhuriyet Halk Partisi’nden seçilmek suretiyle Çukurova Belediye Başkanlığı yapmaktayım. CHP’li olmaktan her zaman gurur duydum ancak Belediye Başkanlığının hizmet makamı olduğunun bilinciyle belediyeye hiçbir zaman siyaseti sokmadım. Her seçimden sonra parti rozetimi çıkardım, herkese ve her kesime eşit ve adaletli hizmet götürmenin gayreti içerisinde oldum. Bu anlayışla görevimi yaparken partimin bayrağını hep en yükseğe çıkarmayı hedefledim.

Girdiğimiz her seçimde gece gündüz demeden çalıştım, bunun karşılığını da seçim sonuçlarıyla aldık. Partimizin ve partililerimizin her zaman gururla takdim edecekleri bir yerel yönetici olmak için azami gayret gösterdim. Ancak gelinen noktada ömrümüzü verdiğimiz partimizin gasp edilmeye çalışıldığını, ilkelerinden ve değerlerinden uzaklaştırıldığını üzülerek görmekteyiz.

“Partinin kimliğini oluşturan kavramların göz ardı edildiği…”

Önce yerelde ardından genelde iktidarı hedeflemesi gerekirken, Cumhuriyet Halk Partisi mevcut yönetiminin sadece kendi parti içi iktidarlarını korumaya yönelik taktikler geliştirmeye çalıştığını kaygıyla izlemekteyiz. Bunu son aday belirleme yöntemlerinde de net bir şekilde gördük. Atatürk ilkeleri, cumhuriyet değerleri, sosyal demokrasinin evrensel kuralları gibi partinin kimliğini oluşturan kavramların göz ardı edildiği, tarafsız ve liyakate hiçbir kriterin dikkate alınmadığı, parti içi dar kadrolaşmanın ön plana çıktığı, adaylıkların ahbap-çavuş ilişkileriyle dağıtıldığı bir süreci üzülerek yaşadık.

Tanık olduğum bu kaygı verici tablo nedeniyle ömrünü Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde geçirmiş, partinin birçok kademesinde gururla görev yapmış biri olarak partimden istifa ettiğimi üzülerek açıklıyorum. Ancak… Bu hikaye burada bitmez! Kamuoyuna saygıyla duyurulur…”

Paylaşın

CHP’li Özel: Değişimi Bir Kişiyle Sınırlı Tutmak, Genel Başkanımıza Haksızlık Olur

CHP Adana İl Kongresi’nde konuşan Genel Başkan adayı Özgür Özel, “Bir değişime ihtiyaç var. Ancak, değişimi bir kişi ile sınırlı tutmak, kişiye Sayın Genel Başkanımıza doğrudan haksızlık olur. Ama değişimi sadece bir kadro ile bir ekip ile tabi tutmak bu sefer de sorunu doğru tespit etmemek olur” dedi ve ekledi:

‘Ben tüzük değiştireceğim’ demek, ipteki cambaza bakın yerdeki bizleri görmeyin demek olur. Onun için CHP’nin ikinci yüzyıla giderken tepeden tırnağa, liderden kadroya, tüzükten programa ama baştan aşağıya bir anlayış değişikliği ile iktidar umudu olmaya ihtiyacı olduğunu tespit ediyoruz.

Bunun için CHP’nin ikinci yüzyılında geçmiş yüzyılın altı ok siyasetini, tarihsel gerekliliği ile sahipleniyor; olgusal gerçekliği ile kabulleniyor, bu çağın gerekleri için aşındırmadan genişletecek siyasetimizi dünyadaki başarılı sol, sosyal demokrat hareketlerin başarı serüvenini inceleyerek; başarısızlıklardan ders alarak tarihimizdeki siyasetimizin çıkış ve düşüş noktalarını iyi analiz ederek partimizin yüzüncü kuruluş yıldönümünden günler sonra adına ‘Değişimin yüzyılı/yüzyılın değişimi’ dediğimiz tutum belgemizi paylaşarak… Bir büyük mücadeleye yelken açtık, niyet ettik.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Kongresi, ASKİ Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. CHP Genel Başkan Aday Adayı Özgür Özel’de kongrede bir konuşma gerçekleştirdi. Gazete Pencere’nin aktardığına göre Özel, kongrede şunları ifade etti:

“Yılmaz Güney’in şehrindeyim. Orhan Kemal’in, Yaşar Kemal’in şehrindeyim. Cumhuriyet’in şehrindeyim. Devrimin şehrindeyim. Büyük bir mücadele verdik. Hiç şüphe yok; 2019 yerel seçimlerinde önemli bir başarıyı elde ettik. 2019 yerel seçimlerinde 41 ilde, 247 belediye başkan adayını tanıtmış bir kardeşiniz olarak, o seçimin tamamlandığı günden itibaren, Cumhuriyet’in 100. yılının en önemli seçimine hiç ara vermeden çalıştım… Şüphe yok. Verilen emekler çok kıymetliydi. Ancak 14 Mayıs ve 28 Mayıs günlerinde yaşadığımız tablo hepimizin içini burdu. Hepimizi üzdü, hepimizi kahretti.

Cumhuriyetin 100’üncü yılına, hedef 2023 diyen Cumhuriyete, kurucu kadrolarına muhabbet değil, husumet besleyen birileri yine Türkiye’yi yönetecektir. Maalesef son dört seçimde, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday olduğu seçimdeki 52’ye 48’lik iktidar muhalefet dengesi, ne 2018 seçiminde ne 2019’da yerel seçiminin il genel meclisi oylarında ne de bu seçimde değişmemiştir. Seçimi ikinci tura bırakmayı başarmıştık. Ancak, ikinci tura geriden girmiş ve ikinci turda yine 52’ye 48’lik bir denge ile karşı karşıya kalmıştık.

Vakit, bu sorunu görmek, vakit buna karşı akılcı çözümler üretmek, vakit buna karşı Cumhuriyet Halk Partisi’nin artık bu 52’ye 48’lik dengeyi neyin oluşturduğunu görmesi, reddetmesi, akışı değiştirmesi ve bundan sonrası için Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı için yüzyıl önceki gibi hem memleketi kurtarmayı hem yeniden Aydınlanma Devrimi’nin meşalesini eline alacak, Cumhuriyet Devrimi’ni kaldığı yerden sürdürecek, karşı devrimcilerden İsmet Paşa’nın deyimiyle daha cesur olacak, siyaseti kürsüye, siyaseti salonlara, Meclis’e değil; siyaseti sokağa, meydana; büyük bir mücadeleyi başlatacak bir inanca ihtiyaç vardır.

“Genel başkanımıza haksızlık olur”

Ancak, bu süreçte CHP özeleştiri yapmalıdır. CHP, doğru analizler yapmalıdır. CHP, gençleşmenin, daha çok kadını siyasete çekmenin, toplumun tüm kesimlerine kucak açmanın, 1980 öncesi her 4 işçiden 3’ü grevli, toplu sözleşmeli sendikal hakkına sahipken bugün, yüzde 14 olan rakam, kamuyu çıkarırsanız yüzde 4,5’luk bir örgütlenme oranı olan Türkiye’de CHP’nin emek örgütlenmesinin önündeki engellerle savaşmaya, emeği örgütlemeye, sendikal mücadeleye sahip çıkmaya ve bunu sadece 1900’lerin yöntemleri ile değil; çağın gerektirdiği yöntemlerle birlikte yapmaya ihtiyacı olduğunun tespitini yaptık. Dedik ki, bir değişime ihtiyaç var. Ancak, değişimi bir kişi ile sınırlı tutmak, kişiye Sayın Genel Başkanımıza doğrudan haksızlık olur. Ama değişimi sadece bir kadro ile bir ekip ile tabi tutmak bu sefer de sorunu doğru tespit etmemek olur.

‘Ben tüzük değiştireceğim’ demek, ipteki cambaza bakın yerdeki bizleri görmeyin demek olur. Onun için CHP’nin ikinci yüzyıla giderken tepeden tırnağa, liderden kadroya, tüzükten programa ama baştan aşağıya bir anlayış değişikliği ile iktidar umudu olmaya ihtiyacı olduğunu tespit ediyoruz.

Bunun için CHP’nin ikinci yüzyılında geçmiş yüzyılın altı ok siyasetini, tarihsel gerekliliği ile sahipleniyor; olgusal gerçekliği ile kabulleniyor, bu çağın gerekleri için aşındırmadan genişletecek siyasetimizi dünyadaki başarılı sol, sosyal demokrat hareketlerin başarı serüvenini inceleyerek; başarısızlıklardan ders alarak tarihimizdeki siyasetimizin çıkış ve düşüş noktalarını iyi analiz ederek partimizin yüzüncü kuruluş yıldönümünden günler sonra adına ‘Değişimin yüzyılı/yüzyılın değişimi’ dediğimiz tutum belgemizi paylaşarak… Bir büyük mücadeleye yelken açtık, niyet ettik. İşte Adana’dan CHP’den, hepimizin baba evinden ve benim can dostlarımdan bu yürüyüşe destek istemeye, omuz vermenizi istemeye geldik.

Gelin bu partiyi birlikte değiştirelim, gelin birlikte kazanalım, gelin birlikte yönetelim. Atatürk’ün partisini yüzyıl önce olduğu gibi iktidar yapalım, yüzleri güldürelim demeye geldim. Elbette, bugüne kadar yüzde 52/48 dengesinde şu mahcubiyeti görmek durumundayız: Recep Tayyip Erdoğan’ın, ülkenin siyasetini dikine keserek, biz ve onlar siyasetine, Türkler ile Kürtler, Aleviler ile Sünniler, sağcılar ile solcular, milliler ve gayrı milliler olarak bir tarafı kesip öbür tarafı itip uzaklaştırıp kutuplaştırıp karşı kutbu şeytanlaştırıp kendi arkasını kalabalıklaştıranlara karşı en çok bildiğimiz işi yapacağız. Enine keseceğiz, herkese dokunacağız…

İnançla ve kararlılıkla, kimseden çekinmeden, tepkileri ‘meslek örgütleri versin, biz oyuna gelmeyelim’ demeden, laikliğin bu ülkenin temel teminatı olduğunu bilerek, inananın da inanç özgürlüğünü savunan ancak yaşam biçimine müdahale karşısında tek güvence olarak duran laikliğe sahip çıkmaktan korkmayan bir CHP’nin özgüvenine ihtiyaç var bugün Türkiye’de.

Esas mesele, CHP’lileri konuşturmaktır. CHP’nin örgütünü dinlemektir. Onun önseçim talebine kulak tıkamamak, onun hak ettiği sıraları hak etmeyenlere bırakmamak, CHP örgütünün alnının terinin kıymetini bilmek gerekmektedir. Yoksa CHP’liler; parti içi rekabet sırasında ne Genel Başkanlarını ya da can dostlarını incitirler, ne de Genel Başkan adına konuşan birilerinin bu partinin siyasetçilerini incitmeye, onları ihanet ile suçlamaya, onların itirazlarını sanki parti içinde yapılan bir ihanet gibi göstermeye kimsenin hakkı yoktur.

İhanet; krala olur, padişaha olur. Demokrasilerde; itiraz, tartışma, oylama, seçim delegenin kararı olur. Kimse delegeyi ‘onlar seçti, bunlar seçti; sonuç belli noktasına’ sıkıştırmaya kalkmasın. Ben bu delegeyi tanıyorum. Bu delege, Cumhuriyetin yüzüncü yılının delegesi, delegenin şah damarında vatan, millet, parti, Atatürk sevgisi atar. Bu delege kulağına üflenene değil; gözüyle gördüğüne, kulağı ile duyduğunun gereğini yapar.

Delegeyi diyecekler ki, önümüzde başka zorluklar başka seçimler var. Dele… Bu dönemi daha böyle geçirelim, delege bunu duyacak gereğini yapacak. Yok öyle şey. Delege Ankara’ya gelmeden gittiği berberin kulağının dibinde ‘değişim olmazsa millet sandığa gitmeyecek’ diyorsa bizim delege bunu duyar.

11-12 yıl milletvekilliği yaptım. Sizlerin desteği ile 8 yıl, kendi görev alanım olun Meclis’te mücadele ettim. Mücadelenin sonunda, bugün karşısına çıktığımda şunu söyleyebilecek durumdayım: Ben gözünüzün önünde büyümüş, partinizin bir evladı olarak yaptığım görevlerde; CHP Grup Başkanvekiliyken, Meclis’te başta Süleyman Soylu, Hulusi Akar, Meclis Başkanları ve Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında sizlerin başını öne eğdirecek hiçbir şey yapmadım, sizleri mahcup etmedim. Başınızı öne eğdirmedim.

Bana derseniz ki, ‘Özgür oğlum, evladım, kardeşim, yoldaşım… Bundan sonra sen hangi göreve gelirsen çalışırsın, koşarsın.’ Bu kardeşiniz sizden yol istemeye, sizle yol yürümeye, bu partiyi iktidar yapmaya geldi. Sizlerden destek istiyorum. Yol verin, bu partiyi iktidar yapalım. Güç verin, bu partiyi Türkiye’nin birinci partisi yapalım.”

Paylaşın

Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde Ödüller Sahiplerini Buldu

Türkiye sinemasının önemli etkinliklerinden biri olan ve bu yıl 30’uncusu düzenlenen Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu. ‘En İyi Film’ dalında ‘Altın Koza’yı ‘Sanki Her Şey Biraz Felaket’ kazandı.

Türkiye sinemasının efsane isimlerinden Türkan Şoray ve Kadir İnanır’a da ayrıcalıklı bir ödül verildi. İki usta oyuncu, ‘Sinemamızın Yüzü Özel Ödülü’ ile onurlandırıldı.

30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması ödülleri Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi’nde yapılan törenle sahiplerini buldu. Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen festivalin ödül töreninde sunuculuğu oyuncu Yetkin Dikinciler ve televizyon sunucusu Gülay Afşar’ın yaptı.

11 filmin yarıştığı Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda “En İyi Film” ödülünü Umut Subaşı’nın “Sanki Her Şey Biraz Felaket” filmi aldı. Subaşı aynı zamanda “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Senaryo” ödüllerini alırken, filmi ayrıca “SİYAD Cüneyt Cebenoyan En İyi Film” ödülüne de değer görüldü.

“En İyi Erkek Oyuncu Ödülü”nü “Karganın Uykusu” filmindeki performansıyla Ahmet Ağğün alırken, “En İyi Kadın Oyuncu Ödülü”nü ise “Cam Perde” filmindeki rolüyle Selen Kurtaran aldı. “Karganın Uykusu” 6 ödül alarak geceye damgasını vurdu.

“Büyük barışı mutlaka sağlayacağız”

Törende Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıldönümü olması nedeniyle verilen “Sinemanın Yüzü” ödülü, usta oyuncu Türkan Şoray ve Kadir İnanır’a verildi.

Ödülünü, 76’ncı Cannes Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu Ödülü” kazanan Merve Dizdar’ın elinden alan İnanır, “2013’ten beri benim ağzımdan barıştan başka hiçbir şey çıkmadı. Ellerimizi birleştireceğiz, kalplerimizi kucaklaştıracağız ve büyük barışı mutlaka sağlayacağız. İşte o zaman bu dünyanın en güzel ülkesi ve burada yaşayan milyonlarca insan koca ülkeyi festival alanına çevirecek. Hep bir ağızdan coşkuyla bağıracak: Yaşasın tam bağımsız Türkiye” dedi.

Ayrıca hastalığı nedeniyle tedavisi süren yapımcı Türker İnanoğlu da “Emeğe Saygı” plaketine layık görüldü.

“En İyi Belgesel” dalında “Aladağ, Bir Yürek Yangını” ile “Jüri Özel Ödülü”ne layık görülen Ersin Erçin yaptığı konuşmada, “Umarım sesinizi duyurmak yürek yangınıza bir damla su serpmiştir. Bu ödülü yangında hayatını kaybeden kız çocuklarımız, onların mücadeleyi hiç bırakmayan aileleri ve cesur avukatları adına alıyorum, özellikle şu an cezaevinde olan Can Atalay” dedi.

30. Altın Koza Film Festivali’nde prömiyeri yapılan “Suyun Üstü” filmi ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Elit İşcan, ödül konuşmasında Gezi Davası’nda tutuklu yargılanan yapımcı Çiğdem Mater ve tüm Gezi tutsaklarına selam gönderdi.

İşcan, “Beni destekleyen aileme çok teşekkür ederim. Burada olmaktan yana çok mutluyum ama içim buruk. Çünkü festivallerde canım arkadaşım Çiğdem Mater’siz olmaya alışık değilim. Buna alışmayacağım da… Bu saçmalığın en kısa zamanda sonlanmasını ve Çiğdem’in yeniden bizimle burada olmasını istiyorum” dedi.

Ödül alan filmlerin tamamı şöyle:

En İyi Film Ödülü – Sanki Her Şey Biraz Felaket (Umut Subaşı)
Adana İzleyici Ödülü – Karganın Uykusu (Tunahan Kurt)
Mansiyon Ödülü – Bir Gün, 365 Saat (Reyhan, Leyla ve Asya)
En İyi Yönetmen Ödülü – Sanki Her Şey Biraz Felaket (Umut Subaşı)
En İyi Senaryo Ödülü – Sanki Her Şey Biraz Felaket (Umut Subaşı)
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü – Selen Kurtaran/Cam Perde

En İyi Erkek Oyuncu Ödülü – Ahmet Ağgün/Karganın Uykusu
En İyi Müzik – Canset Özge Can/Karganın Uykusu
En İyi Görüntü Yönetmeni – Ziya Kasapoğlu/Karganın Uykusu
En İyi Sanat Yönetmeni – Meral Aktan/Annesinin Kuzusu
En İyi Kurgu Ödülü – Cam Perde (Fikret Reyhan)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü – Elit İşcan (Suyun Üstü), Nilay Erdönmez (Yüzleşme)

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü – Necip Memili (Annesinin Kuzusu), Okan Urun (Yüzleşme)
Umut Veren Kadın Oyuncu Ödülü – Deniz Altan (Kıyıda)
Umut Veren Erkek Oyuncu Ödülü – Eser Ağçalı (Karganın Uykusu)
Film Yönetmenleri Derneği En İyi Yönetmen Ödülü – Alpgiray M. Uğurlu (Açık Kapılar Ardında)
SİYAD Cüneyt Cebenoyan En İyi Film Ödülü – Sanki Her Şey Biraz Felaket (Umut Subaşı)
Kadir Beycioğlu Jüri Özel Ödülü – Cam Perde (Fikret Reyhan)

Yılmaz Güney Özel Ödülü – Karganın Uykusu (Tunahan Kurt)
En İyi Belgesel Mansiyon Ödülü – Flaneuse (Vahit Sarıtaş)
Jüri Özel Ödülü – Aladağ, Bir Yürek Yangını (Ersin Erçin)
En İyi Belgesel Film – Rodakis’i Ararken (Kerem Soyyılmaz)
Adana Kısa Film Ödülü – Aynalı Zırhlı
Ulusal Öğrenci Filmleri Ödülü En İyi Kurmaca Film – Karıncanın Ayak İzleri

Deneysel Kategorisi En İyi Film – Sonsuza Dek Birlikte
Canlandırma Dalında En İyi Film – Nefes
Belgesel En İyi Film – Hayallerin Ötesinde
Fikret Öz anısına Jüri Özel Ödülü – Kuşlar İşer mi? (Arif Canbolat)
Uluslararası Kısa Film Ödülü Mansiyon Ödülü – Kolaj
Jüri Özel Ödülü – Amaia’s Guests
En İyi Film – No Place For Old Men

“Sansüre hayır”

Tüm jüri üyeleri, yaptıkları kapanış konuşmasında, ödül seçiminde olabildiğince adil davranmaya özen gösterdiklerini söyledi.

Kapanış konuşmasında jüri üyelerinin ortak vurgusu ise Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin belgesel seçkisinden çıkarılan “Kanun Hükmü” filminin hakkındaki sansür tartışmaları oldu.

Jüri üyelerinden Murat Uyurkulak, Altın Portakal jürisinin, “Kanun Hükmü” filminin belgeselden çıkarılması sonrası aldığı istifa kararına göndermede bulunarak “Sansüre hayır, Antalya jürisi ile dayanışma içindeyim” diye konuştu.

Kapanış töreninde Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Altın Koza’yı marka haline getiren tüm sanatçılara teşekkür ederim. Emeğe çok önem verdiğimiz için festivale ‘Emek Ödülleri’ ile başladık. Sonra ‘Onur Ödülleri’ni verdik. Cumhuriyetimiz döneminde çok sayıda sanatçı yetişti. Atatürk’ün işaret ettiği de buydu. Adana’da çok sayıda sanatçı yetişti.

Altın Koza, bu nedenle bir marka. Cumhuriyet’in 100’üncü yılında yüz akı olan ‘Kuru Otlar Üstüne’nin galasını Adana’da yaptık. Türk kadınını dünyaya tanıttığı için Merve Dizdar’ı tebrik ediyorum. Sanatı yüceltip sanatçının yanında olmamız lazım. Atatürk’e şükranlarımı sunuyorum.”

Paylaşın

Deprem Bölgesinde Çalışan Sayısı 136 Bine Düştü

TEPAV’ın İstihdam İzleme Bülteni’ne göre, mayıs ayı itibarıyla deprem bölgesinde yer alan 11 ilin sigortalı ücretli istihdam içindeki payı yüzde 9,3 oldu. Çalışan sayısı yıllık olarak 318 bin 748’e (yüzde 17,7), aylık ise 136 bin 864’e (yüzde 8,4) düştü.

Mayıs’ta afet bölgesindeki 7 il başta olmak üzere 15 ilde istihdam yıllık olarak geriledi. Maraş 65 bin 057 (yüzde 37,3), Hatay 70 bin 839 (yüzde 36,1), Malatya ise 36 bin 735 (yüzde 30,3) çalışan kaybı ile istihdamı en yüksek oranda daralan ilk üç il oldu. Bunları 57 bin 498 ile Antep (yüzde 15,6), 9 bin 735 ile Elazığ (yüzde 11,9) izledi. Urfa (yüzde 11,3) ve Kilis (yüzde 11,1) de deprem bölgesinde olan ve istihdam kaybı yaşayan diğer iller oldu.

Kısa çalışma ödeneğinden faydalananların sayısı deprem sonrasında yaklaşık 100 bin arttı. Buna göre, işsizlik ödeneğine başvuranların sayısı Mayıs’ta 696 bin 630 iken Haziran’da 826 bin 588’e; faydalananların sayısı ise söz konusu aylarda 302 bin 81’den 362 bin 100’e yükseldi.

Diğer taraftan, kısa çalışma ödeneğinden faydalanan sayısı Ocak’ta bin 261 iken izleyen iki ayda 100 bin 217’ye yükseldi ve Temmuz itibarıyla da 1 bin 879’a geriledi. Bu çerçevede yapılan ödeme miktarı da Mayıs’ta 46 milyon 595 bin TL’den Temmuz’da 1 milyon 971 bin TL’ye düştü.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) her ay yayımladığı verilerden yola çıkartarak hazırladığı İstihdam İzleme Bülteni’nin bir yenisini yayımladı.

31 Temmuz’da yayımlanan ve Mayıs’a ait verilerden yola çıkarak hazırlanan bültene göre depremden etkilenen 7 il başta olmak üzere 15 ilde istihdam yıllık olarak geriledi. Mayıs’ta toplam sigortalı çalışan sayısı yıllık yüzde 2 (765 bin) azalırken aylık yüzde 0,3 (57 bin) arttı ve 22 milyon 475 bin olarak gerçekleşti.

Ocak- Mayıs dönemine ait kayıtlı istihdam verilerinde deprem nedeniyle önemli değişimler gözlendi. Deprem öncesine kıyasla yaklaşık 374 bin 500 istihdam kaybı yaşanırken Maraş, Malatya, Hatay ve Antep’te düşüşler yüksek seviyelerini korudu.

Ocak’ta deprem bölgesine ait istihdam bildirimlerinde yaşanan keskin düşüşler toplam kayıtlı istihdamda aylık olarak yüzde 3,4 gerilemeye neden olurken Şubat ve Mart aylarında ise sırasıyla yüzde 1 ve yüzde 0,4 artışlar kaydedildi. Nisan’da yüzde 3,6 daralırken Mayıs’ta yine artış eylemine başlayarak yüzde 0,3 olarak gerçekleşti.

Beş aylık değişim toplam istihdamda 2022 yılsonuna göre 374 bin 500 (yüzde 13,3) gerilemeye işaret ederken diğer taraftan, yıllık verilere göre Malatya, Maraş ve Hatay’da yüzde 30 ve üzeri, Elazığ, Kilis, Antep ve Urfa’da yüzde 10 ve üzeri işgücü kayıpları yaşandı. Kilis, Adana, Diyarbakır ve Osmaniye’de ise istihdamda yüzde 5 ve üzeri daralmalar gerçekleşti.

İşsizlik ödeneğine başvuranların sayısı 800 bini aştı

Kısa çalışma ödeneğinden faydalananların sayısı deprem sonrasında yaklaşık 100 bin arttı. Buna göre, işsizlik ödeneğine başvuranların sayısı Mayıs’ta 696 bin 630 iken Haziran’da 826 bin 588’e; faydalananların sayısı ise söz konusu aylarda 302 bin 81’den 362 bin 100’e yükseldi.

Diğer taraftan, kısa çalışma ödeneğinden faydalanan sayısı Ocak’ta bin 261 iken izleyen iki ayda 100 bin 217’ye yükseldi ve Temmuz itibarıyla da 1 bin 879’a geriledi. Bu çerçevede yapılan ödeme miktarı da Mayıs’ta 46 milyon 595 bin TL’den Temmuz’da 1 milyon 971 bin TL’ye düştü.

Mayıs itibarıyla deprem bölgesinde yer alan 11 ilin sigortalı ücretli istihdam içindeki payı yüzde 9,3 oldu. Çalışan sayısı yıllık olarak 318 bin 748’e (yüzde 17,7), aylık ise 136 bin 864’e (yüzde 8,4) düştü.

Mayıs’ta afet bölgesindeki 7 il başta olmak üzere 15 ilde istihdam yıllık olarak geriledi. Maraş 65 bin 057 (yüzde 37,3), Hatay 70 bin 839 (yüzde 36,1), Malatya ise 36 bin 735 (yüzde 30,3) çalışan kaybı ile istihdamı en yüksek oranda daralan ilk üç il oldu. Bunları 57 bin 498 ile Antep (yüzde 15,6), 9 bin 735 ile Elazığ (yüzde 11,9) izledi. Urfa (yüzde 11,3) ve Kilis (yüzde 11,1) de deprem bölgesinde olan ve istihdam kaybı yaşayan diğer iller oldu.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

AK Parti’de Kadro Değişimi: 6 İl Başkanlığına Atama

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla Adana, Bingöl, Bitlis, Çankırı, Hakkari ve Şanlıurfa il başkanlıklarına yeni atamalar yapıldı. Seçimler sonrası AK Parti’de farklı tarihlerde 15 yeni il başkanı atanmıştı.

Haber Merkezi / AK Parti Teşkilat Başkanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla Adana İl Başkanlığına Ozan Gülaçtı, Bingöl İl Başkanlığına Yılmaz Seven,

Bitlis İl Başkanlığına Kadir Köstekçi, Çankırı İl Başkanlığına Koray Erdoğan, Hakkari İl Başkanlığına vekaleten görev alan Zeydin Kaya, Şanlıurfa İl Başkanlığı’na vekaleten görev alan Ali İhsan Delioğlu’nun atandığı belirtildi.

Seçimlerden sonra, farklı tarihlerde olmak üzere, Tokat, Osmaniye, Gaziantep, Kilis, Ardahan, Kayseri, Samsun, Malatya, Adıyaman, Erzincan, Kars, Kırıkkale, Muğla, Niğde ve Uşak il başkanlıklarına yeni atamalar yapılmıştı:

Tokat İl Başkanlığına Ali Özer, Osmaniye İl Başkanlığına Servet Alibekiroğlu, Kayseri İl Başkanlığına Fatih Üzüm, Samsun İl Başkanlığına Mehmet Köse, Gaziantep İl Başkanlığına Murat Çetin, Kilis İl Başkanlığına Zihni Serhan Diyarbakırlı, Ardahan İl Başkanlığına Ersin Yılmaz,

Malatya İl Başkanlığına Namık Gören, Adıyaman İl Başkanlığına Emrah Erkan Bulucu, Erzincan İl Başkanlığına Mehmet Cavit Şireci, Kars İl Başkanlığına Muammer Sancar, Kırıkkale İl Başkanlığına Engin Pehlivanlı, Muğla İl Başkanlığına Gültekin Akça, Niğde İl Başkanlığına Mustafa Özdemir, Uşak İl Başkanlığına Himmet Yaşar.

14 ve  28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde başarılı olamayan il ve ilçe başkanlarının değişeceği kulislere yansımıştı.

Paylaşın

Türkiye’nin Yarısı Bankalara Borçlu: Vatandaş Borcu Borçla Kapatıyor

CHP Milletvekili Burhanettin Bulut, “Neredeyse Türkiye’nin yarısı bankalara borçlu. Borç dağları aştı. Geliri giderine yetmeyen vatandaş çareyi bankalardan kredi çekmekte buluyor. Ancak maaşı enflasyonla birlikte eridiğinden borçlarını ödeyemiyor” dedi ve ekledi:

“İktidar bozulan ekonominin yükünü, bütçe açıklarını vatandaşın sırtına yükledi. Zamlarla, ÖTV ve KDV artışlarıyla halkın üzerine kabus gibi çöktü. İktidarın art arda yaptığı fahiş zamlar zaten zor durumda olan vatandaşı daha da sıkıntıya sokacak. Önümüzdeki aylarda borçlar katlanacak, icra dairelerine dosya yağacak.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, son beş yılda bankalar tarafından kredi kartı ve/veya bireysel kredi borcu yüzünden bankalar tarafından icra takibine alınan vatandaşların sayısının 3 milyon 840 bin kişiyi geçtiğini söyledi.

Bulut, Mayıs 2023 sonu itibariyle bankalar borcunu ödeyemeyen 2 milyon 398 bin kişiyi, varlık yönetim şirketleri de 2 milyon 29 bin kişiyi icra takibinde tutmaya devam etiğini bilirdi.

38 milyon 565 bin vatandaşın bankalara ve finansman şirketlerine bireysel kredi borcu bulunduğuna dikkat çeken Bulut, bankalara kredi kartı borcu bulunanların sayısının 37 milyon 892 kişi olduğunu, 27 milyon 873 bin kişinin de kredili mevduat hesabı bulunduğunu belirtti.

Vatandaşların bankalara ve tüketici finansman şirketlerine olan bireysel kredi ile kredi kartları borçlarının 2 trilyon 228 milyar liraya kadar yükseldiğini dikkat çeken Bulut, “Yıl başından bu yana tüketici kredileri 310 milyar lira artarak 1 trilyon 430 milyar liraya, kredi kartı borçları ise 343,7 milyar lira büyüyerek 798 milyar liraya kadar çıktı” dedi.

“Vatandaş çareyi bankalardan kredi çekmekte buluyor”

Seçim sonrası zam yağmuruyla birlikte kara listeye alınan vatandaşların sayısının daha da artacağına işaret eden Bulut, “Neredeyse Türkiye’nin yarısı bankalara borçlu. Borç dağları aştı. Geliri giderine yetmeyen vatandaş çareyi bankalardan kredi çekmekte buluyor. Ancak maaşı enflasyonla birlikte eridiğinden borçlarını ödeyemiyor.

İktidar bozulan ekonominin yükünü, bütçe açıklarını vatandaşın sırtına yükledi. Zamlarla, ÖTV ve KDV artışlarıyla halkın üzerine kabus gibi çöktü. İktidarın art arda yaptığı fahiş zamlar zaten zor durumda olan vatandaşı daha da sıkıntıya sokacak. Önümüzdeki aylarda borçlar katlanacak, icra dairelerine dosya yağacak” dedi.

Paylaşın

AK Parti Adana İl Başkanı İstifa Ettiğini Duyurdu

Adalet Ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Adana İl Başkanı Mehmet Ay, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla görevinden istifa ettiğini duyurdu. 1982 doğumlu Ay, 2019’dan beri bu görevi yürütüyordu.

Haber Merkezi / Mehmet Ay, istifa gerekçesini açıklamazken, “görevden af talebim genel merkezimizle yaptığımız istişareler sonucunda uygun görülmüştür” dedi. Erdoğan’a teşekkür eden Mehmet Ay, bundan sonra da AK Parti çatısı altında “Adana için çalışmaya” devam edeceğini kaydetti.

AK P Adana İl Başkanı Mehmet Ay, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda istifasını duyurdu. Ay, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“Bu onurlu ve şerefli görevi bana yapma imkanı sağlayan Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız, liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, kıymetli bakanlarımıza ve genel merkez teşkilatımıza şükranlarımı sunuyorum. Yaklaşık 4 yıldır, bakanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız,

meclis üyelerimiz, il ve ilçe teşkilatlarımızla birlikte nasıl omuz omuza vererek, bu davanın neferi olarak hizmet ettiysek, göreve geldiğimizde söz verdiğimiz gibi bir başarı hikayesi yazdıysak, bundan sonra da aynı heyecanla partimizin çatısı altında ülkemiz ve güzel Adana’mız için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğim.”

Görevi süresince kendisine destekte bulunanlara teşekkür eden Ay, “AK Parti Adana İl Başkanlığı görevinden istifa ettiğimi ve bugünden sonra da AK Parti üyesi olarak partimizin ve liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın emrinde olacağımı tüm kamuoyuna bildiririm” ifadelerini kullandı.

Mehmet Ay Kimdir?

1982 yılında Adana’da dünyaya gelen Mehmet Ay, ilk, orta ve lise öğrenimini Adana’da tamamladı. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiren Ay, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye bölümünde yüksek lisansını tamamladı. 2007 yılından itibaren avukatlık görevini sürdüren Mehmet Ay, evli ve 2 çocuk babasıdır.

Paylaşın