Uyuşturucudan Ölenlerin Sayısı Yüzde 17,5 Arttı

2023 Dünya Uyuşturucu Raporu’nda uyuşturucu kullanımı sonucunda hayatını kaybedenlerin sayısında gözle görülür artış yaşandığına, 2009-2019 döneminde madde bağımlılığı nedeniyle ölenlerin yüzde 17,5 arttığına dikkat çekildi.

Rapora göre, dünyada en çok kullanılan uyuşturucu esrar oldu. Raporda, uyuşturucu kullanımı nedeniyle rahatsızlıklar yaşayan ve tedavi hizmeti bekleyenlerin sayısında ciddi artış gözlemlendiği vurgulandı.

Raporda, son 10 yılda uyuşturucu kullanımının yüzde 23 arttığı, 2021’de dünya genelinde 15-64 yaş aralığındaki her 17 kişiden birinin uyuşturucu kullandığı bilgisi yer aldı.

Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC), 2023 Dünya Uyuşturucu Raporu’nu açıkladı.

Raporda, son 10 yılda uyuşturucu kullanımının yüzde 23 arttığı, 2021’de dünya genelinde 15-64 yaş aralığındaki her 17 kişiden birinin uyuşturucu kullandığı bilgisi yer aldı.

Küresel olarak 2021’de 296 milyon kişinin uyuşturucu kullandığı aktarılan raporda, 2020’de bu sayının 284 milyon olduğu, bir yılda uyuşturucu kullanma oranının da yüzde 18 arttığı kaydedildi.

İnsani krizler nedeniyle çok sayıda insanın yerinden edildiği, tedavi hizmetleri ve diğer müdahalelerin yetersiz kaldığı, “uyuşturucu enjekte eden kişilere” yönelik tahminlerin önceki yıllara oranla daha yüksek olduğu belirtildi.

Rapora göre, dünyada en çok kullanılan uyuşturucu esrar oldu: 2021’de 219 milyon kişi bu maddeyi kullandı. Bu dünya nüfusunun yüzde 4’üne tekabül ediyor. 2021 yılında 15-16 yaş aralığındakilerin de yüzde 5,3’ü (13,5 milyon genç birey) esrar kullandı.

Yaklaşık 60 milyon kişi “opioid” menşeli sentetik uyuşturucu çeşitleri, 36 milyon kişi amfetamin türü maddeler, 22 milyon kişi kokain ve 20 milyon kişi ekstazi kullandı.

Uyuşturucu kullanımı nedeniyle rahatsızlıklar yaşayan ve tedavi hizmeti bekleyenlerin sayısında ciddi artış gözlemlendiği vurgulanan rapora göre, uyuşturucu kullanımına bağlı sağlık sorunları yaşayanların oranı son 10 yılda yüzde 45 arttı, bu durumdaki kişilerin sayısı 39,5 milyona yükseldi.

Madde bağımlılığı nedeniyle çeşitli rahatsızlıklar yaşayanların ancak beşte biri tedavi imkanı bulabiliyor. COVID-19 pandemisi nedeniyle terapi ve tedavi olanakları bu dönemde daha da sınırlandı.

Rapora göre, 2021’de 13,2 milyon kişi damardan enjekte edilen uyuşturucu kullandı.

Raporda, uyuşturucu kullanımı sonucunda hayatını kaybedenlerin sayısında da gözle görülür artış yaşandığına, 2009-2019 döneminde madde bağımlılığı nedeniyle ölenlerin yüzde 17,5 arttığına dikkat çekildi:

“2019’da uyuşturucu nedeniyle yaklaşık 500 bin kişi yaşamını yitirdi. Hepatit C’nin yol açtığı karaciğer hastalıkları, uyuşturucuya bağlı ölümlerin başlıca nedenlerinden biri ve uyuşturucu kullanımına atfedilen toplam ölüm sayısının yarısından fazlasını oluşturuyor.”

Uyuşturucu üretimi ve trafiği

Dünyada, hem kokain arzında hem de talebinde belirgin artışın yaşandığına, bu durumun muhtemelen geleneksel sınırların ötesinde yeni pazarların gelişimini teşvik edeceğine işaret edilen raporda, kokainin elde edildiği koka ağacının 315,5 hektarlık bir alanda ekildiği, 2021’de 2 bin 304 ton gibi rekor seviyede kokain üretim yapıldığı bilgisi yer aldı.

Küresel kokain pazarı ABD’nin yanı sıra Batı ve Orta Avrupa’da yoğunlaşmaya devam ediyor ancak Afrika, Asya ve Güneydoğu Avrupa’daki gelişmekte olan ülkelerde de hızlı şekilde yayılıyor.

Küresel yasa dışı afyon üretiminin büyük kısmı, başta Afganistan olmak üzere sınırlı sayıda ülkede yapılıyor. 2022’de 7 bin 800 ton olan küresel üretimin yüzde 80’i, yani 6 bin 200 tonu Afganistan’da üretildi. Afganistan’ı 795 ton ile Myanmar ve 504 tonla da Meksika izliyor.

Dünya genelinde afyonun yüzde 95’i Afganistan, Myanmar ve Meksika’da üretiliyor; koka ağacı ise Kolombiya, Peru ve Bolivya’da ekiliyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Atıl İşgücü Oranı Yüzde 22,4

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 1,6 puanlık artış ile yüzde 22,4 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 15,5 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,3 olarak tahmin edildi.

Haber Merkezi / Öte yandan istihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,7 saat artarak 44,7 saat olarak gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İşgücü İstatistikleri I. Çeyrek: Ocak-Mart 2023  verilerini açıkladı.

Buna göre, Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 62 bin kişi azalarak 3 milyon 483 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puanlık azalış ile yüzde 9,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 8,2, kadınlarda yüzde 13,4 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 195 bin kişi artarak 31 milyon 558 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puanlık artış ile yüzde 48,4 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,0 iken kadınlarda yüzde 31,2 olarak gerçekleşti.

İşgücü 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 132 bin kişi artarak 35 milyon 40 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 53,7 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,8, kadınlarda ise yüzde 36,0 oldu.

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki çeyreğe göre 0,9 puanlık artış ile yüzde 19,9 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 15,6, kadınlarda ise yüzde 27,6 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre tarım sektöründe 115 bin kişi azalırken, sanayi sektöründe 51 bin kişi, inşaat sektöründe 60 bin kişi, hizmet sektöründe 198 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 14,9’u tarım, yüzde 21,5’i sanayi, yüzde 6,3’ü inşaat, yüzde 57,4’ü ise hizmet sektöründe yer aldı.

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,7 saat artarak 44,7 saat olarak gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 1,6 puanlık artış ile yüzde 22,4 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 15,5 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,3 olarak tahmin edildi.

Paylaşın

4 Ayda 585 İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

2023 yılının ilk 4 ayında 585 işçi iş kazalarında hayatını kaybederken, nisan ayında ise en az 122 işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi. Yılbaşından bugüne her gün ortalama 5 işçi iş kazalarında hayatını kaybetti.

Haber Merkezi / İş kazalarında hayatını kaybedenlerin yüzde 1’i çocuk, yüzde 21’i genç ve yüzde 25’i de emeklilik çağında ya da emekli olduğu halde çalışmak zorunda kalan yaş grubunda.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi) aylık olarak raporlaştırdığı iş cinayetlerinin Nisan bilançosunu paylaştı.

Buna göre Nisan’da en az 122 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. 2023’ün ilk 4 ayında ölen işçi sayısı 585 oldu.

Ocak’ta 120, Şubat’ta 213, Mart’ta 130 işçi çalışırken hayatını kaybetti. Yılbaşından bugüne her gün neredeyse 5 iş cinayeti yaşandı. Ölen işçilerin 46’sı kadın.

İSİG Meclisi yılın ilk 4 ayında ölen işçilerin sadece 30’unun sendikalı (yüzde 5,12) olduğunu tespit etti. Ölen 555 işçi ise sendikasız (yüzde 94,88) olarak çalışıyordu.

2023’ün ilk dört ayında en çok iş cinayeti inşaat – yol iş kolunda (yüzde 16), konaklama (yüzde 13), taşımacılık (yüzde 11) ve tarım – orman (yüzde 10) iş kolunda yaşandı.

Bu yıl inşaat işkolunda en az 92 kişi, konaklama işkolunda 22 motokuryenin de içinde olduğu 76 kişi, taşımacılık işkolunda en az 64 kişi ve çoğunluğu (45) çiftçi olmak üzere tarım, orman işkolunda çalışan en az 59 kişi öldü.

Ayrıca gıda, maden, tekstil, ağaç, çimento, metal, enerji ve tersane sektörlerinde 149 işçi de hayatını kaybetti.

İş cinayetlerinin nedeni olarak İSİG Meclisi, en çok trafik-servis kazalarını (yüzde 22), depremi (yüzde 19), ezilme-göçüğü (yüzde 13) yüksekten düşmeyi (yüzde 13) ve kalp krizini (yüzde 11) gösterdi.

Raporda, bugüne kadar deprem anında çalışırken ya da eğitim-etkinlik-görevlendirme nedenleriyle bölgede bulunan 110 işçinin ölüm tespit yer aldı.

İSİG Meclisi ayrıca Nisan’da iki kişinin meslek hastalığından hayatını kaybettiğini tespit etti. 40 yaşındaki kot kumlama işçisi Gökhan Dinler’in silikozis nedeniyle, 51 yaşındaki İbrahim Kadir Karaoğlanoğlu’nun da dokuz yıl önce Antalya’da çalıştığı otelde sivrisinek ısırması sonucu yakalandığı fil hastalığına (lenfödem) nedeniyle hayatını kaybettiğini duyurdu.

Yaş guruplarına göre dağılım

İSİG Meclisi’ne göre iş cinayetlerinde ölenlerin yüzde 1’i çocuk, yüzde 21’i genç ve yüzde 25’i de emeklilik çağında ya da emekli olduğu halde çalışmak zorunda kalan yaş grubunda.

Yine yılın ilk dört ayında en az 31 göçmen iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Ölenlerin 10’u Suriyeli, 6’sı Türkmenistanlı, 5’i Afganistanlı, 2’si Bulgaristanlı, 2’si Mısırlı, 1’i Filipinlerli, 1’i Japonyalı, 1’i Iraklı, 1’i Kolombiyalı, 1’i Rusyalı, 1’i Sudanlıydı.

Not: İSİG iş kazalarını iş cinayetleri olarak tanımlıyor.

Paylaşın

Türkiye Basın Özgürlüğünde 180 Ülke Arasında 165. Sırada

Türkiye, 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde, 180 ülke arasında 165’inci sırada yer aldı. Endeks hazırlanırken çoğulculuk, medya ortamı ve bağımsızlığı, oto-sansür ve habere yönelik müdahaleler, yasal çerçeve, şeffaflık, altyapı ve ihlallerin de aralarında bulunduğu onlarca parametre dikkate alınıyor.

Endekse göre küresel ölçekte en iyi basın özgürlüğü notunu bu yıl da, konumunu yedi yıldır koruyan Norveç aldı. Norveç’i listede İrlanda ve Danimarka izledi. ABD’nin 45 ve Rusya’nın 164’üncü sıralarda bulunduğu listenin son üç sırasında ise, sırasıyla Vietnam, Çin ve Kuzey Kore yer aldı.

21 yıldır düzenli olarak yayınlanan endeks kapsamında, basın özgürlüğünün durumunu 31 ülkede “vahim”, 42 ülkede “kötü”, 55 ülkede “sorunlu” ve 52 ülkede ise “çok iyi” veya “iyi” olarak sınıflandırılıyor. Türkiye, bu çerçevede, “sorunlu” kategorisinden “vahim” kategorisine gerilemiş bulunuyor.

Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü tarafından yayınlanan 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde, 180 ülke arasında 165’inci sırada yer aldı.

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle yayınlanan endekste, Türkiye’nin düşük notuna “gazetecilere yönelik baskıya hız verilmesi”, “özellikle Kürt gazetecilere yönelik toplu tutuklamalar” ve “medya özgürlüğünü tehdit eden sosyal faktörler” gerekçe gösterildi.

Aynı endekste 2021’de 153’üncü sırada bulunan Türkiye, 2022 yılındaki endekste ise “gazetecilerin tahliye edilmesi, tutuklama yerine adli kontrole rağbet edilmesi ve ifade özgürlüğü örgütlerinin hak aramada etkili mücadele yürütmesi” gerekçeleriyle 149’uncu sıraya yükselmişti. Ancak 2023’te 16 sıra birden gerileyen Türkiye, endekste en sert gerileme gösteren ülkelerden biri oldu.

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında endeksin 99’uncu sırasında bulunan Türkiye, 2016’da 151, 2017’de 155 ve 2018 ve 2019’da ise 157’nci sıraya kadar gerilemişti.

21 yıldır düzenli olarak yayınlanan endeks kapsamında, basın özgürlüğünün durumunu 31 ülkede “vahim”, 42 ülkede “kötü”, 55 ülkede “sorunlu” ve 52 ülkede ise “çok iyi” veya “iyi” olarak sınıflandırılıyor. Türkiye, bu çerçevede, “sorunlu” kategorisinden “vahim” kategorisine gerilemiş bulunuyor.

Gazetecilik mesleğinin ülkelerin yalnızca yüzde 30’unda “tatmin edici” biçimde yapılabildiğini kaydeden endekse göre, ülkelerin yüzde 70’inde ise gazetecilik “güçlükle” icra edilebiliyor.

Türkiye, Kuzey Kore’ye yakın

Endekse göre küresel ölçekte en iyi basın özgürlüğü notunu bu yıl da, konumunu yedi yıldır koruyan Norveç aldı. Norveç’i listede İrlanda ve Danimarka izledi. Sıralamada gazeteci Peter de Vries’in cinayete kurban gitmesi nedeniyle geçen yıl ciddi biçimde gerileyen Hollanda, bu yıl 22 sıra yükselerek 6’ncı sırada yer aldı.

ABD’nin 45 ve Rusya’nın 164’üncü sıralarda bulunduğu listenin son üç sırasında ise, sırasıyla Vietnam, Çin ve Kuzey Kore yer aldı.

RSF Genel Sekreteri Christophe Deloire, endekse ilişkin yaptığı açıklamada, listedeki istikrarsızlığa dikkat çekti.

Deloire, “Endeks, istikrarsızlıklarla birlikte önemli oynaklıkların yaşandığını doğruluyor. Sıralamadaki önemli ilerleme ve gerilemeler, örneğin Brezilya’nın 18 sıra yükselmesi veya Senegal’in 31 sıra gerilemesi, söz konusu beklenmedik değişiklikleri gösteriyor.

Bu istikrarsızlığa, birçok ülke yönetimlerinde artan agresif tutum ve gazetecilere yönelik sosyal ağlar ve fiziki alanda gözlenen düşmanlık neden oluyor. Söz konusu savrulma, habere şekil veren, dezenformasyon yayan veya buna araç sağlayan görüntü endüstrisindeki gelişmelerin bir sonucu olarak da görülebilir” diye konuştu.

Endeks hazırlanırken çoğulculuk, medya ortamı ve bağımsızlığı, oto-sansür ve habere yönelik müdahaleler, yasal çerçeve, şeffaflık, altyapı ve ihlallerin de aralarında bulunduğu onlarca parametre dikkate alınıyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Turizm Gelirleri Yılın İlk Çeyreğinde Yüzde 32,3 Arttı

Turizm gelirleri, Ocak, Şubat ve Mart aylarından oluşan birinci çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 32,3 artarak 8 milyar 690 milyon 505 bin dolar oldu. Turizm gelirinin yüzde 20,8’i yurt dışı ikametli Türk vatandaşlarından elde edildi.

Haber Merkezi / Türkiye’den çıkış yapan ziyaretçi sayısı 2023 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 26,8 artarak 8 milyon 181 bin 566 kişi oldu. Ziyaretçilerin yüzde 20,4’ünü 1 milyon 672 bin 332 kişi ile yurt dışında ikamet eden Türk vatandaşları oluşturdu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Turizm İstatistikleri, I. Çeyrek: Ocak – Mart, 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre, turizm geliri Ocak, Şubat ve Mart aylarından oluşan I. çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 32,3 artarak 8 milyar 690 milyon 505 bin dolar oldu. Turizm gelirinin yüzde 20,8’i ülkemizi ziyaret eden yurt dışı ikametli vatandaşlardan elde edildi.

Ziyaretçiler, seyahatlerini kişisel veya paket tur ile organize etmektedirler. Bu çeyrekte yapılan harcamaların 7 milyar 503 milyon 255 bin dolarını kişisel harcamalar, 1 milyar 187 milyon 249 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.

Ülkemizden çıkış yapan ziyaretçi sayısı 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 26,8 artarak 8 milyon 181 bin 566 kişi oldu. Ziyaretçilerin yüzde 20,4’ünü 1 milyon 672 bin 332 kişi ile yurt dışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu.

Bu çeyrekte ülkemizden çıkış yapan ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 84 dolar oldu. Yurt dışında ikamet eden vatandaşların gecelik ortalama harcaması ise 69 dolar oldu.

Bu çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre spor, eğitim, kültür harcaması yüzde 116,5, paket tur harcamaları (ülkemize kalan pay) yüzde 83,4, tur hizmetleri harcaması yüzde 82,1 arttı.

İkinci sırada yüzde 32,4 ile “akraba ve arkadaş ziyareti”, üçüncü sırada ise ile yüzde 8,5 ile “alışveriş” yer aldı. Yurt dışı ikametli vatandaşlar ise ülkemize yüzde 72,1 ile en çok “akraba ve arkadaş ziyareti” amacıyla geldi.

Yurt içinde ikamet edip başka ülkeleri ziyaret eden vatandaşlarımızın harcamalarından oluşan turizm gideri, geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 110,5 artarak 1 milyar 400 milyon 108 bin dolar oldu. Bunun 1 milyar 149 milyon 53 bin dolarını kişisel, 251 milyon 55 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.

Bu çeyrekte yurt dışını ziyaret eden vatandaş sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 99 artarak 2 milyon 69 bin 229 kişi oldu. Bunların kişi başı ortalama harcaması 677 dolar olarak gerçekleşti.

Paylaşın

Üç Ayda 463 İşçi ‘İş Kazaları’nda Hayatını Kaybetti

2023 yılının ilk 3 ayında 463 işçi iş kazalarında hayatını kaybederken, mart ayında ise en az 130 işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi. Bunların 3’ü çocuk, 8’i mülteci ve 3’ü kadın olurken, mart ayında en çok inşaat iş kolunda iş kazası yaşandı.

Haber Merkezi / Mart ayında iş kazalarında en fazla işçi İstanbul’da öldü. 23 işçinin hayatını kaybettiği İstanbul’u 7 işçinin ölümüyle Malatya izledi. Şanlıurfa ise 6 işçinin iş cinayetlerine kurban gitmesiyle İstanbul ve Malatya’nın ardından 3. sırada yer aldı.

Mart ayında iş kazalarının yüzde 24’ü deprem, yüzde 19’u trafik/servis kazası ve yüzde 13’ü de düşme nedeniyle gerçekleşti.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2023 yılının ilk üç ayı ile mart ayı iş kazaları (İSİG, iş kazalarını iş cinayetleri olarak tanımlıyor) raporunu yayınladı.

Buna göre, Mart ayında en az 130 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bunların 3’ü çocuk, 8’i mülteci ve 3’ü kadın olurken, mart ayında en çok inşaat iş kolunda iş kazası yaşandı. Rapora göre, Mart ayında iş cinayetlerinin yüzde 24’ü deprem, yüzde 19’u trafik/servis kazası ve yüzde 13’ü de düşme nedeniyle gerçekleşti.

İllere göre hayatını kaybeden işçi sayısını da açıklayan İSİG, Şanlıurfa’da Mart ayında 6 işçinin yaşamını yitirdiği bilgisini paylaştı.

Mart’ta iş cinayetlerinde ölen en fazla işçi İstanbul’da oldu. 23 işçinin hayatını kaybettiği İstanbul’u 7 işçinin ölümüyle Malatya izledi. Şanlıurfa ise 6 işçinin iş cinayetlerine kurban gitmesiyle İstanbul ve Malatya’nın ardından 3. sırada yer aldı.

Asbest tehlikesi

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından ortaya çıkan asbest sorununa da dikkat çeken İSİG Meclisi, Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Planı dokümanında 2012 yılında asbest ile kırsal alanda temas etmiş 1 milyon kişinin olduğu ve bunların yaklaşık yüzde 33’ünde asbest nedenli hastalıklar gelişecek ölçüde asbest ile temas olduğu ve toplamda 473 köyde asbest içerikli toprak kullanıldığı yönündeki ifadelere atıfta bulunarak, deprem bölgesindeki yıkım ve enkaz kaldırma işlerinin işçi ve halk sağlığı ile doğrudan ilintili olduğunu belirtti.

“Şu an için asbest içeren büyük bir enkaz (ki toplamının Erciyes Dağı boyutlarında olduğu tahmin ediliyor), uygun olmayan bir yıkım ve 2 enkaz kaldırma faaliyeti ile atıkların atıldığı yerlerin uygun olmadığını görüyoruz” denilen açıklamada enkazların profesyonel ekiplerce kaldırılması gerektiği belirtildi.

İSİG Meclisi, enkaz kaldırmaya ilişkin önerilerini şu şekilde sıraladı:

Uygunsuz ve aşırı toz çıkmasına yol açacak biçimde yapılan enkaz kaldırma çalışmaları engellenmelidir.

Enkaz kaldırma çalışmalarında sulama yapılması kaldırılan tozun etkisini azaltacaktır. Bu nedenle enkaz çalışmalarına sulama eşlik etmelidir.

Kaldırılan enkazın döküleceği yerler doğru ve merkezi bir planlama ile belirlenmeli, rastgele hafriyat dökülmesi engellenmelidir.

Enkaz kaldırma çalışmasına katılanların “FFP2” veya “FFP3” tipi yüksek koruyucu maske kullanması, sağlık açısından bir zorunluluktur. Bu bağlamda bu tür maskelerin bölgeye ulaştırılması gerekmektedir.

Pandemi döneminde yaygın kullanıma giren basit cerrahi maskeler bu maddelere karşı koruyucu değildir.

Paylaşın

Şampiyonlar Ligi’nde Çeyrek Final Biletini Alan Takımlar Belli Oldu

Avrupa futbolunun kulüp düzeyindeki en önemli turnuvası olan Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final bileti alan takımlar belli oldu: Bayern Münih, Benfica, Chelsea, Milan, Manchester City, Inter, Napoli ve Real Madrid.

UEFA Şampiyonlar Ligi’nde gecenin maçlarında Real Madrid, 5-2’nin rövanşında İngiltere Premier Lig takımlarından Liverpool’u Santiago Bernabeu’da konuk etti.

Fransız yıldızı Karim Benzema’nın 79’uncu dakikada attığı gol, Real Madrid’i 1-0’lık skorla bir üst tura taşımaya yetti.

Diğer maçta ise Napoli, Almanya temsilcisi Eintracht Frankfurt ile karşı karşıya geldi.

Diego Armando Maradona Stadyumu’nda oynanan maçta Napoli, rakibi karşısında 3-0 galip geldi.

İlk maçı da 2-0 kazanan Napoli’de galibiyet gollerini 45+2 ve 53. dakikalarda Vitor Osimhen ve 64. dakikada penaltıdan Piotr Zielinski kaydetti.

Napoli, bu skorla birlikte 25 gol atarak şu ana kadar en turnuvanın en fazla gol atan takımı oldu.

Salı günü oynanan maçların ilkindeyse Manchester City, bir diğer Alman takımı Leipzig’i saf dışı bırakmayı başardı.

Premier Lig ekibi, rövanşa ilk maçta elde ettiği 2-1’lik galibiyet avantajıyla çıktı.

Erling Haaland’ın dört gol kaydettiği maçta City, Leipzig’i 7-0 yendi. Haaland 10 golle gol krallığında birinci sırada.

Maçta diğer golleri İlkay Gündoğan ve Kevin De Bruyne kaydetti.

Salı gününün ikinci maçında ise Porto ile Inter 0-0 berabere kaldı. Evindeki ilk maçı 1-0 kazanan Inter, rövanş maçındaki beraberlikle çeyrek finali biletini aldı.

Geçen hafta oynanan son 16 turunun ilk rövanş maçlarında Milan, Tottenham Hotspur’u; Bayern Münih, PSG’yi; Chelsea, Borussia Dortmund’u; Benfica, Club Brugge’ü elemişti.

Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final ve yarı final eşleşmelerini belirleyecek kura çekimi 17 Mart Cuma günü yapılacak.

Çeyrek finalde ilk maçlar 11-12 Nisan 2023, ikinci maçlar ise 18-19 Nisan 2023 tarihlerinde oynanacak.

Final ise 16 Haziran’da Atatürk Olimpiyat Stadı’nda oynanacak.

Başakşehir

Türkiye’yi UEFA Konferans Ligi’nde temsil eden Başakşehir, Çarşamba akşamı evinde Gent ile karşı karşıya geldiği mücadeleyi 4-1’lik skorla kaybetti. 1-1 biten ilk maçın ardından Gent elde ettiği galibiyetle birlikte turnuvada çeyrek finale yükseldi.

Fenerbahçe ve Sivasspor

UEFA Avrupa Ligi’nde yarışan Fenerbahçe, son 16 turunda bugün Sevilla ile karşı karşıya gelecek. 2-0’ın rövanşındaki maçta Fenerbahçe’ye tur atlamak için üç farklı galibiyet gerekiyor.

UEFA Konferans Ligi’ndeki diğer bir Türk temsilcisi Sivasspor da evinde Fiorentina’yı ağırlayacak. İlk maçı 1-0 kaybeden Sivasspor’a tur için iki farklı galibiyet gerekiyor.

Maçlar TSİ 20:45’te başlayacak.

Paylaşın

31 Aralık 2022 Öncesine Ait Tüm Borçlar 48 Taksitte Ödenebilecek

Vergiler, trafik cezaları, askerlik ve otoyol cezaları ile belediyelere olan 31 Aralık 2022 öncesine ait tüm borçlar 48 taksitte ödenebilecek. Yapılandırma için başvurular 31 Mayıs’ta başlayacak, ilk taksit ödemesi ise 30 Haziran’da yapılacak.

Haber Merkezi / Ayrıca deprem bölgelerinde Temmuz ayı sonuna kadar veraset ve intikal vergisi alınmayacak. Esnafın tescil, tadil, sicil işlemlerinden Ağustos ayına kadar harç talep edilmeyecek.

Çalışanlarına maddi yardımda bulunan işverenler, 50 bin liraya kadar olan kısım için gelir vergisinden muaf tutulacak. Depremzedelerin kullanılmayacak durumdaki ev ve araçlarının üzerindeki hacizler kaldırılacak.

Türkiye’de Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), il özel idareleri, belediyeler, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları (YİKOB) ile ilgili alacaklara yapılandırma imkanı getiren “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Resmi Gazete’de yayımlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan kamu alacaklarına yönelik geniş kapsamlı borç yapılandırması paketine göre, 31 Aralık 2022 öncesine ait borçlar 48 taksit halinde ödenebilecek.

Mükelleflerce çeşitli sebeplerle eksik beyan edilmiş veya beyan dışı bırakılmış geçmiş yıl gelirlerinin belli oran ve tutarlar dahilinde beyan edilmesi sağlanacak. Borçların yapılandırması için başvurular 31 Mayıs’ta, ilk taksitlerin ödemesi ise 30 Haziran’da başlayacak.

Yapılandırılan borçların peşin ödenmesi halinde ise Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tutarının yüzde 90’ından vazgeçileceği, yapılandırılan borcun idari para cezası olması durumunda asıl alacaktan da yüzde 25 oranında indirim sağlanacağı kaydedildi.

Vergi dairelerine olan 2 bin liranın altındaki borçların yanı sıra; sürücülerin alkol, uyuşturucu, drift ve aday sürücülük halleri dışındaki ihlallere yönelik verilen ceza puanlarının da silineceği belirtildi. Düzenlemeye göre, geri alınan 10 bine yakın ehliyetin ise iadesi sağlanacak.

Depremzedelere yönelik yeni düzenlemeler

Yeni yasada, depremzedelere yönelik düzenlemeler de öngörüldü. Buna göre:

– Kurumlar vergisi mükelleflerinden tek seferlik yüzde 10 ek vergi alınması öngörülürken, depremden etkilenen illerdeki mükellefler kapsam dışında olacak.

– İşverenlerin, depremden etkilenen çalışanlarına yardım için sağladıkları menfaatler üzerinden vergi ve prim kesintisi yapılmayacak.

– Depremden etkilenenlere sahibi oldukları konutları ikamet amacıyla bedelsiz olarak tahsis eden konut sahipleri için emsal kira bedeli uygulanmayacak.

– Depremde yıkılan veya ağır hasar gören binalar ile kullanılamaz duruma gelen taşıtlara ilişkin vergi ve katkı payları ile varsa bu alacaklara ilişkin feri alacakları terkin edilecek, taşıtlar üzerindeki vergi dairelerince konulan hacizler kaldırılacak.

– Bölgede Temmuz ayı sonuna kadar veraset ve intikal vergisi alınmayacak.

– Depremzedelerin kullanılmayacak durumdaki ev ve araçlarının üzerindeki hacizler kaldırılacak.

Paylaşın

Son İki Ayda En Az 301 İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Ocak ve Şubat aylarında en az 301 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini açıkladı. İSİG Meclisi, iş kazalarını iş cinayetleri olarak yorumluyor.

Depremler nedeniyle, kurumsal ve bireysel üretenlerinin deprem bölgesinde ya da bulundukları şehirlerde dayanışma faaliyetlerine katılması nedeniyle Ocak ayı iş cinayetleri raporunu çıkarmadıklarını kaydeden İSİG Meclisi, bu depremlerde yıkılan ve hasar gören işyerlerinde gece vardiyasında çalışırken hayatını kaybeden tüm işçiler ve bölgedeki otellerde eğitim seminerleri ve geçici görevlendirme ile kalırken hayatını kaybeden işçilere ve deprem bölgesindeki işçi ve halk sağlığı sorunlarına odaklandıklarını belirtti.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), iş cinayetlerine dair hazırladığı ocak ve şubat ayı raporunu yayımladı. Rapordan öne çıkanlar şöyle:

Deprem esnasında işyerinde ya da patronun talimatıyla bölgede olan (geçici görevlendirme, seminer vb. faaliyetler nedeniyle) bütün işçilerin ölümü iş cinayeti (resmi terimle iş kazası) kapsamına girer. Bu noktada İskenderun Devlet ve Hatay Eğitim Araştırma ile Özel Akademi, Defne ve Megapark hastanelerinin veya belli bölümlerinin yıkıldığını biliyoruz. Yine yıkılan otel, lokanta, oto tamir, belediye, genel işler vb. işyerleri var. Buralarda gece vardiyasında çalışırken hayatını kaybeden tüm işçiler de yine bölgedeki otellerde eğitim seminerleri ve geçici görevlendirme ile kalırken hayatını kaybeden işçi arkadaşlarımız da iş cinayetleri kapsamındadır.

Depremde birçok işçi arkadaşımız hayatını kaybetti. Kalanlar yakınlarını kaybetti, evleri yıkıldı ve bu sürecin tüm psikolojik yüküyle karşı karşıya. Diğer yandan da geleceksizlik, güvencesizlik… Bu noktada “işe gelmeyen işçilerin işten çıkarılması”, “depremde hasar alan işyerlerinde üretime devam edilmesi”, “çalışma baskısı” gibi birçok uygulama ile karşılaştık. Hatta Kahramanmaraş’ta hasarlı bir metal fabrikasında patronun görevlendirmesiyle tencere-tabak paketlerini çıkaran işçilerin üzerine kolon ve kirişler çöktü, bir arkadaşımızı kaybettik ve dört arkadaşımız yaralandı.

Şu an yüzbinlerce insanımız çadırlarda kalmaktadır. Ancak çadırların belirli fiziki ve insani standartları bulunmalıdır:

“Her 1000 kişi için 3-4 hektar alan ayrılmalıdır. Çadırlar arasında en az 8 metre, çadırlar ile yol arasında en az 2 metre mesafe olmalıdır. Çadırlar arasındaki yollar 10 metre genişliğinde olmalıdır. Her çadır için 3,5 metrekare oturma alanı olmalıdır. Çadırlardan en az 30, en fazla 50 metre uzaklıkta, ortalama 25 kişiye bir kabin düşecek sayıda tuvalet kurulmalı, tuvaletler için lağım sistemi veya yeterli büyüklükte tuvalet çukuru açılmalıdır. Tuvaletler, el yıkama musluklarına 100 metreden uzak olmamalıdır. Kabin yerleşimlerinde kadın-erkek farklılığı ve kadınların güvenliği göz önünde bulundurulmalıdır. Tuvaletler, günlük 100 kişinin kullanabileceği düşünülerek hazırlanmalıdır. (TTB)”

Asbest ve halk sağlığı

Geçmiş yıllarda birçok açıklamamızda asbest ve sonuçlarına değindik. Burada akut bir duruma dair bazı satırbaşları ifade etmemiz gerekiyor. Şu an için asbest içeren büyük bir enkaz (ki toplamının Erciyes Dağı boyutlarında olduğu tahmin ediliyor), uygun olmayan bir yıkım ve enkaz kaldırma faaliyeti ile atıkların atıldığı yerlerin uygun olmadığını görüyoruz. İlk etapta dikkat edilmesi gereken acil husular:

“Enkazlar profesyonel ekiplerce kaldırılmalıdır. İş makinelerinin çalıştırılma şekli etrafa asbest yayılmasını azaltabilecektir. Uygunsuz ve aşırı toz çıkmasına yol açacak biçimde yapılan enkaz kaldırma çalışmaları engellenmelidir. Enkaz kaldırma çalışmalarında sulama yapılması kaldırılan tozun etkisini azaltacaktır. Bu nedenle enkaz çalışmalarına sulama eşlik etmelidir. Kaldırılan enkazın döküleceği yerler doğru ve merkezi bir planlama ile belirlenmeli, rastgele hafriyat dökülmesi engellenmelidir. Enkaz kaldırma çalışmasına katılanların “FFP2” veya “FFP3” tipi yüksek koruyucu maske kullanması, sağlık açısından bir zorunluluktur. Bu bağlamda bu tür maskelerin bölgeye ulaştırılması gerekmektedir. Pandemi döneminde yaygın kullanıma giren basit cerrahi maskeler bu maddelere karşı koruyucu değildir. (TTB)”

İskenderun Limanı’ndaki yangın

“İskenderun Limanı’nda deprem sonrası çıkan ve beş gün süren yangın Limak Holding’e ait LimakPort’un gerekli altyapı ve güvenlik önlemi olmadan kabul ettiği IMO’lu konteynerlerden kaynaklandı. Hiçbir limanın kabul etmediği tehlikeli ve yanıcı maddelerin içinde olduğu 300 IMO’lu konteynerler Hollanda ve Belçika’dan gelmişti. İçlerinde ayakkabı, giysi, kumaş, plastik yapımında kullanılan yanıcı kimyasallar bulunuyordu. Sadece LimakPort’un kabul ettiği bu konteynerlerin transit geçişi yapılıyor. Burada yükleniyor, Irak veya Suriye’de işleniyor. Tehlikeli yük taşıma faaliyetinde bulunan tüm taraflar; taşımacılığı emniyetli, güvenli ve çevreye zararsız şekilde yapmak, kazaları engellemek ve kaza olduğunda zararı olabildiğince aza indirmek için gerekli olan tüm önlemleri almak zorundadırlar.” Ancak bu yangın deprem gibi durumlarda bizi ne gibi başka tehlikelerin de beklediğinin bir habercisi oldu.

En az 301 iş cinayeti

Deprem sonucu meydana gelen yıkımın tarifi yok. Bazı bölgeler neredeyse haritadan silinmiş ve birçok çekirdek aile artık aramızda değil. Diğer yandan AFAD’ın gecikmeli ve yetersiz arama kurtarma faaliyetleri sonucu birçok canımızı da enkazdan çıkaramadık. Tam olarak kaç kişinin öldüğü, isimleri belli değil. Belli ise de devlet tarafından isim isim açıklanması gerekiyor. Bu yüzden gece vardiyasında olan kaç işçinin öldüğünü bilmiyoruz. Örneğin “11 sene önce depreme dayanıklı değildir” raporu verilen İskenderun Devlet Hastanesi’nde şu ana kadar 10 sağlık emekçisinin kmliğini tespit edebildik. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ise 4 arkadaşımızın kimlik bilgisine ulaştık. Yine Akademi, Defne, Megapark gibi yıkılan özel hastaneler mevcut. Bu noktada Sağlık Bakanlığı’nın kimlik bilgileri ile hangi hastanede kaç sağlık emekçisinin hayatını kaybettiğini açıklaması gerekiyor.

Diğer yandan gece vardiyasında çalışan otel, lokanta, belediye, oto tamir vb. tüm işçilere dair neredeyse hiçbir bilgi yok. Belirleyebildiğimiz kadarıyla eğitim faaliyetleri kapsamında Adıyaman’da Arsemas Hotel’de kalan 32 kimya işçisi ve İsias Hotel’de kalan 31 turist rehberini kaybettik. Yine geçici görevlendirme ile gelen farklı mesleklerden kaybettiğimiz sağlık emekçileri var.

Şu ana kadar depremde iş cinayeti kapsamında kaybettiğimiz 97 emekçiyi tespit edebildik. Önümüzdeki günlerde araştırmalarımız devam edecek ama devlet açıklamadığı sürece kaybettiğimiz yüzlerce emekçinin kimliklerine ulaşmamız neredeyse imkansız. (Bu noktada farklı meslek gruplarımızdan genel kayıplarımızı paylaşıyoruz. Ancak evlerinde hayatını kaybeden arkadaşlarımızı iş cinayeti kapsamında değerlendiremiyoruz. Daha genel anlamda depremdeki tüm ölümler için “sosyal cinayet” kavramını kullanabiliriz.)

Deprem bölgesindeki şçi sağlığı ve güvenliği

Deprem bölgesindeki tehlikeli kimyasallar, halk sağlığını tehdit ettiği gibi deprem bölgesinde çalışan işçileri de doğrudan etkilemekte ve ciddi sağlık riskleriyle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu noktada gerek üretim ve hizmet sürecinin gerek halk yaşamı ve sağlığı için yapılan çalışmaların işçilerin sağlığı ve güvenliğine zarar vermeyecek şekilde gerçekleştirilebilmesi için alanda temel önlemlerinin alınması elzemdir:

İşçilere, her işe uygun kişisel koruyucu donanım yeteri miktarda ve eksiksiz temin edilmelidir. İşçilerin fiziki sağlığının korunması ve işin verimli ilerleyebilmesi için işçilere barınma, ısınma ve yemek imkanlarına ulaşabilecekleri bir ortam sağlanmalıdır. Bulaşıcı hastalıklardan ve diğer maruziyetlerin sebep olabileceği hastalıklardan korunmak için işçilere hijyen malzemeleri ile duş, tuvalet, el yıkama alanlarının olduğu hijyen ortamları oluşturulmalı ve kuduz ve tetanoz aşılarının yapılması sağlanmalıdır. Çalışma saatleri mevcut duruma göre düzenlenmelidir. İşçiler ağır hasarlı hiçbir işyerine sokulmamalıdır. Verilen maddi desteklerin miktarı yükseltilmelidir. İşten atmalar yasaklanmalı (Kod-29 sürecine mahal vermeyen bir şekilde) ve yasağa aykırı hareket eden patronlara daha ağır cezalar verilmelidir.

İşçilerin fiziksel durumlarının yanında ruhsal durumları da bir o kadar ciddiye alınmalıdır. Deprem bölgesinden intihar haberleri almaktayız ve bu önümüzdeki dönem artabilir. Bu noktada psikolojik destek süreçleri geliştirilmelidir. Ancak sorun sadece psikolojik destek ile çözülemez. Mutlaka ve mutlaka toplumsal dayanışmayı güçlendirmeliyiz. Yine işçilerin ve ailelerinin yas süreçlerine saygı gösterilmelidir.

Bölgede yoğun bir inşa faaliyetine başlanmaktadır. İnşaatların hızlı bir biçimde yapılması kaçınılmaz olarak iş cinayetlerini artırmaktadır. İnşaatlardaki bu süreçlerde başta işçilerin örgütlülüğü olmak üzere bu alanda gerekli adımları atmalıyız. Yeniden inşa sürecinde kentsel yaşam, gıda hakkı, ekolojik denge, tarımsal üretim, göç süreçleri gibi birçok çalışma alanı bizi beklemektedir.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Yıl Sonu Enflasyon Beklentisi Yüzde 35,76

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 2023 yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 35,76 olurken, bankanın 2024 yılı için enflasyon beklentisi yüzde 17,18’den 18,11’e yükseldi.

Haber Merkezi /Merkez Bankası’nın 2023 yıl sonu dolar kuru beklentisi 22,84 lira olurken, 2024 yıl sonu döviz kuru beklentisi ise 23,44 liradan 23,10 liraya geriledi.

Merkez Bankası’nın yıl sonu büyüme beklentisi yüzde 4,1’den 3,6’ya inerken, gelecek yıl büyüme beklentisi yüzde 4,3’ten 4,5’e çıktı.

Bankanın yıl sonu cari işlemler açığı beklentisi, 30,6 milyar dolara geriledi. Gelecek yıl için cari işlemler açığı beklentisi ise 21,6 milyar dolar oldu.

Merkez Bankası’nın politika faizine ilişkin cari ay sonu ve 3 ay sonrasına yönelik beklentiler yüzde 9 olarak belirlendi. 12 ay sonrası için politika faizi beklentisi ise yüzde 13,94 düzeyinde oluştu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2023 yılı Şubat ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarını açıkladı: TCMB’den yapılan açıklama şöyle:

“Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 32,46 iken, bu anket döneminde yüzde 35,76 olmuştur. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 30,44 iken, bu anket döneminde yüzde 30,75 olmuştur. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 17,18 ve yüzde 18,11 olarak gerçekleşmiştir.

2023 yılı Şubat ayı anket döneminde, katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 15,63 olasılıkla yüzde 25,00 – 29,99 aralığında, yüzde 25,31 olasılıkla yüzde 30,00 – 34,99 aralığında, yüzde 35,26 olasılıkla ise yüzde 35,00 – 39,99 aralığında artış göstereceği öngörülmektedir.

Aynı anket döneminde nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre ise, katılımcıların yüzde 15,63’ünün beklentilerinin yüzde 25,00 – 29,99 aralığında, yüzde 25,00’inin beklentilerinin yüzde 30,00 – 34,99 aralığında, yüzde 31,25’inin beklentilerinin yüzde 35,00 – 39,99 aralığında olduğu gözlenmektedir.

2023 yılı Şubat ayı anket döneminde, katılımcıların 24 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 10,67 olasılıkla yüzde 9,00 – 14,99 aralığında, yüzde 55,26 olasılıkla yüzde 15,00 – 20,99 aralığında, yüzde 18,27 olasılıkla ise yüzde 21,00 – 26,99 aralığında artış göstereceği öngörülmektedir.

Aynı anket döneminde nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre, 24 ay sonrası TÜFE enflasyonu beklentileri değerlendirildiğinde, katılımcıların yüzde 14,81‘inin beklentilerinin yüzde 9,00 – 14,99 aralığında, yüzde 48,15‘inin beklentilerinin yüzde 15,00 – 20,99 aralığında, yüzde 25,93’ünün beklentilerinin yüzde 21,00 – 26,99 aralığında olduğu gözlenmektedir.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 9,08 iken, bu anket döneminde yüzde 9,00 olmuştur. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi bir önceki anket döneminde olduğu gibi bu anket döneminde de yüzde 9,00 olarak gerçekleşmiştir.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 23,12 TL iken, bu anket döneminde 22,84 TL olmuştur. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 23,43 TL iken, bu anket döneminde 23,10 TL olarak gerçekleşmiştir.

Katılımcıların GSYH 2023 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde 4,1 iken, bu anket döneminde yüzde 3,6 olarak gerçekleşmiştir. GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde 4,3 iken, bu anket döneminde yüzde 4,5 olarak gerçekleşmiştir.”

Paylaşın