Suriye’deki Çatışmalarda Sivil Can Kaybı Bin 500’e Ulaştı

Suriye’nin Lazkiye ve Tartus vilayetleri ile Hama kırsalındaki saldırılarda, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az bin 500 sivil hayatını kaybetti.

Haber Merkezi / Heyet Tahrir Şam’a (HTŞ) bağlı 125 güvenlik gücü mensubunun yanı sıra devrik lider Beşar Esad’ı destekleyen 148 militanın da çatışmalarda öldüğü belirtildi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), 6 Mart’ta Suriye’nin sahil kentlerinde sivillere dönük başlayan ve hala devam eden saldırılarda, hayatını kaybedenlerin sayısının bin 500’e ulaştığını duyurdu. SOHR’a göre, çok sayıda sivil sokaklarda, evlerde ve tarlalarda katledildi.

Ne olmuştu?

Suriye’de 8 Aralık 2024’te Esad ailesinin 53 yıllık yönetimi ve Baas Partisi’nin 61 yıllık hâkimiyetinin sona ermesinin ardından, Alevi ve Şiilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde sivillere yönelik saldırılar ve cinayetler artış gösterdi.

Ülke nüfusunun yüzde 10-13’ünü (yaklaşık 2 ila 3 milyon kişiyi) oluşturan Aleviler, ülkenin batısında “sahil bölgesi” olarak bilinen Lazkiye ve Tartus vilayetlerinde yoğun olarak yaşıyor. Ayrıca, Humus ve Hama vilayetleri ile başkent Şam’ın bazı bölgeleri de önemli Alevi nüfusuna ev sahipliği yapıyor.

Artan saldırılar ve HTŞ öncülüğünde başlatılan “güvenlik operasyonları,” bölge halkının güvenliği üzerinde ciddi bir tehdit oluştururken, Alevi toplumu, bu saldırıların durdurulması ve bölgedeki güvenliğin sağlanması için yetkililere acil çağrıda bulunuyor.

Son olarak, Suriye’de yeni yönetime bağlı güvenlik güçleri, Lazkiye kırsalında eski Suriye ordusu unsurları ile 6 Mart’ta yaşanan çatışmaların ardından, bölgede yaşayan Alevilere yönelik intikam saldırıları başlattı.

Suriye’de genel durum

Esad’ı deviren silahlı güçlerin başını çeken İslamcı Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) grubu ülkede bir geçiş yönetimi kurdu. Geçiş dönemi başkanlığına HTŞ lideri Ahmet eş-Şara atandı.

Şubat sonunda ülkenin yol haritasını belirlemek için bir “Ulusal Diyalog Konferansı” düzenlendi. Konferans, yeterince kapsayıcı olmadığı gerekçesiyle başta Suriye’deki Kürtler olmak üzere azınlıklar tarafından eleştirildi.

Ülkenin kuzeydoğu vilayetleri, omurgasını Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolü altında. Türkiye, iki grubu da PKK’nın uzantısı “terör örgütü” olarak kabul ediyor.

SDG ve Şam arasında grubun yeni kurulan Suriye Ordusu’na katılması ve kuzeydoğu topraklarının Şam yönetimine verilmesi üzerine müzakereler yürütülüyor. SDG ve Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu’na (SMO) bağlı gruplar Aralık 2024’ten bu yana çatışmayı sürdürüyor.

Son olarak 7 Mart’ta SDG ve SMO arasındaki bölgede kalan Tişrin Barajı’nda da iki grup arasında çatışmalar yaşandığına dair haberler geldi.Ankara, SMO unsurlarına silah bırakıp Şam’ın kurduğu orduya katılma çağrısı yaptı.

Bazı grupların bu çağrıya uyduğuna dair haber ve açıklamalar mevcut, ancak entegrasyon sürecinin nasıl ilerleyeceğine dair net bir yol haritası yok. Ülkenin güneyindeyse İsrail ordusu, işgal altındaki Golan Tepeleri’nden Suriye topraklarına girerek başkent Şam’a 20 kilometre uzağa kadar geldi.

İsrail, Şam yönetimini tanımadıklarını duyuran ve başkentte güvenlik güçleriyle çatışmalara giren Dürzi grupları destekliyor. Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı İsrail Katz, İsrail ordusuna gerekirse Dürzi grupları korumak üzere teyakkuzda olma emri verdi.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir