Meral Akşener: Bu Ülkenin Hak Edilmiş Başbakanı Olacağım

Partisinin ‘100 Bininci Üye Katılım Programı’nda konuşan İYİ Parti Lideri Akşener, “Bu aziz milletin helal oylarıyla inşallah birinci parti çıkacağız. Ben de o iktidarın hak edilmiş, pazarlık yok, hak edilmiş birinci çıkmış partisinin elbette hak edilmiş başbakanı olacağım inşallah” dedi.

Haber Merkezi / Akşener, açıklamasının devamında, “Kurulduğumuz günden beri tuzak üzerine tuzak, iftira üzerine iftira, engel üstüne engel, çengel üstüne çengelle karşılaştık. Vız geldi, tırıs gitti. Dolayısıyla bundan sonra daha da çoğalacak… Bundan sonraki engeller, çengeller, tuzaklar, onlar, bunlar hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Şimdi sizden bir şey istiyorum. Bir, her şehirde 1. parti çıkacağız. İki, seçime hazır olacağız. Üç, seçmenin oyunu namusumuz bileceğiz” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Lideri Akşener, “Şu an gözlerinizi kapatın, bu ülkede bu iyi ve cesur insanların iradesi, kararı olmayıp İYİ Parti kurulmamış olsaydı bugün ülkemizde ne konuşuluyor olacaktı? Bugün Türkiye’de bir umut varsa, 13. Cumhurbaşkanı’nın Millet İttifakı’nın adayı olacağına benim gibi herkes inanıyorsa, bu partili cumhurbaşkanlığı sisteminin Türkiye’yi uçurumun eşiğine getirmiş bu sistemin bir seçimde gideceğine inanıyorsa, bu umudu sağlayan sizlersiniz” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin İstanbul’daki üye sayısının 100 bine ulaşmasından dolayı Yenikapı’da düzenlenen ‘Omuz Omuza 100.000 Üye’ programına katıldı. Akşener’in konuşmasından satırbaşları şöyle:

“‘Ben yurtdışında yaşamak istiyorum. Korkuyorum. Bu ülkede sokakta yürümekten korkuyorum’ diyen genç kızlarımızın, yüreği titreyen o çocuklarımızın, ‘Ben ülkemde kalacağım, ülkemi seviyorum. Ülkemde umudum var, hayallerim var’ demelerini Allah bize sağlamayı nasip etsin.

25 Ekim 2017’de olamaz denileni yapmış, yapılamaz denileni başarmış, iyi ve cesur insanlar. Bir karar verdik ve İstanbul teşkilatımız bir hedef koydu. ‘İstanbul’da 100 bin üyemiz olacak’ dedi. Önce güldüler. Allah’ımıza şükür 100 bin üyeyi geçtik. İstanbul’da yazılı, çizili, nüfusa kayıtlı 100 bin kişilik bir aileyiz.

Bugün burada 32 bin sandık görevlimizin temsilcileri var. Bugün burada mahalle başkanlarımız var. Bugün burada 100 bin üyeyi kapı kapı dolaşıp, İYİ Parti’ye kazandıran teşkilat mensuplarımız var. Allah onlardan razı olsun.

20 Ocak 2020’de arkadaşlarımla birlikte bir karar verdik. İl il, ilçe ilçe, esnaf esnaf bu ülkeyi gezme kararı verdik. Çünkü bir kayıkçı kavgası ile meşgul Türk siyaseti ‘sen bunu dedin, sen şunu dedin’ ama gerçek dertlerin konuşulmadığı, insanların birbirlerini itekleyerek mutlu olduğu ama gerçeğe dair, derde dair, probleme dair hiçbir kelamın edilmediği; dert bilinmediği için de çözümün üretilmediği bir Türkiye’yi değiştireceğiz dedik.

Bugün geldiğimiz noktada 2 buçuk yıl gezdik, dolaştık. Milletimizle el ele verdik. O esnaf dükkanlarında bu ülkenin acı hikayelerini; bu milletin mensubu olmaktan bu memlekette yaşamaktan bize mutluluk veren iyi hikayelerini de dinledik.

Esnafımızın, çiftçimizin, besicilerimizin, atanamayan öğretmenin, EYT’linin, gece tencere kaynatamayacak durumda olan annenin, 92 puanla atanamamış 58 puanla yanındaki arkadaşının atandığını görmüş ve evden dışarıya çıkmak istemeyen 24 yaşındaki gençlerin annelerinin babalarının acılarını şahit olduk. Onlarla ilgili çözümler ürettik, kamuoyunun bilgisine sunduk.

Ve ne kadar kaçmak isteseler de, bugün Türkiye’de somut problemler konuşulabiliyorsa, bugün dertler konuşuluyorsa, bu dertler üzerinden rekabet anlayışı küçük küçük ortaya çıkmışsa, bunun sebebi sizsiniz. Hep beraber yaptığımız yoğun çalışmadır.

Benim ter içindeki fotoğrafımı gösterdiniz. O fotoğraf Ordu’da çekildi. Aynı ter Müsavat Dervişoğlu’nun gömleğinde de vardı. Ona benzer fotoğraflar pek çok yerde çekildi. Ona benzer fotoğrafların benimle beraber çalışan arkadaşlarımızın gömleklerinde de aynı alın terinin var olduğunu bildiğimiz için bugün buradayız.

Allah gayret edenleri, nefsini ezenleri, kul hakkına dikkat edenleri mükafatlandırır. Ama kul hakkına el uzatanları, aç uyuyanlara, ‘Ben açım’ diyenlere hakaret edenleri, ‘Tarlama tohum atamadım’ diyenleri teröristlikle suçlayanları ve saraylardan burnunu uzatmayıp, Türkiye’nin her bir yerini saraydaki şatafatla yaşıyor zannedenleri de önce bu millet helal oylarıyla sandıkta attaya gönderir; elbet Cenabı Hak da bugün olmasa da mahşerde bu kul hakkının hesabını sorar.

Böyle bir Türkiye’den, bugün umut eden, bu ucube sistemi değiştireceğine inanan bir Türkiye’ye; umut içinde ‘Biz bu işi başarırız’ diyen bir Türkiye’ye gelinmişse altını çize çize tekrarlıyorum; bunun sebebi sizsiniz, biziz.

İstanbul’da 100 bin kişilik bir aileyiz. Bu 100 bin kişinin oluşmasıyla ilgili emek sahipleri burada. Türkiye’yi gezdiğimiz dönemde ve hala olduğu gibi; bir de Anlat İstanbul projesi ile her hafta sonu, Türkiye’nin her yerinden seçilmiş milletvekillerimiz, bütün partililerimiz, GİK üyelerimiz, genel başkan yardımcılarımız, kurucularımızın da gelip mahalle mahalle, sokak sokak, ev ev apartman zili çalmak kaydıyla yaptıkları çalışmanın neticesinde de; iddia ediyorum İstanbul’da birinci parti olacağız.

“Türkiye’de de birinci parti, İstanbul’da da birinci parti olacağız biz”

Ben sizi tanıyorum, ben bizi tanıyorum. 2019 Haziran ayında Antalya’da; ‘Parlamenter sisteme geçeceğiz inşallah’ dedik. Onu dediğimiz zaman ben söyledim, beraberce kararlaştırdık. O zaman hatırlayın anket şirketleri parlamenter sistem adına soru sormuyorlardı.

Yani bu ucube sistemin ilelebet devam edeceğine yönelik bir kanaat oluşmuştu. Bunu özel olarak anlatıyorum. Çok güçlüsünüz, çok güçlüyüz. Bu gücün farkında olmak gerekiyor. Bunu anladığımız zaman Türkiye’de de birinci parti, İstanbul’da da birinci parti olacağız biz.

Bir vaka analizi olarak hatırlatıyorum. İlk defa söyledim. Sonra tekrar tekrar etmeye başladınız. Arkadaşlarıma ‘Biz bunu bir çalışalım’ dedim. Aradan 4 ay geçti, anket şirketleri ‘Parlamenter sisteme dönülsün mü?’, ‘Bu ucube sistemde kalınsın mı?’ diye soru sormaya başladılar.

Bunu duyuran, bu tartıştıran biziz, sadece İYİ Parti. Sonra bu anket şirketlerinin sorularında ‘İyileştirilmiş-Güçlendirilmiş’ adını verdiğimiz bu sistem öne çıkmaya başladı. Muhalefette yer alan siyasi partiler, parlamenter sisteme dair çalışmalar yapmaya başladı. Bu arada Millet İttifakı genişledi ve 6’lı masa ortaya çıktı.

6’lı masada bir araya gelindi, bütün siyasi partilerin yaptığı çalışmalar birleştirildi ve 6’lı masada genel başkanların, genel başkan yardımcılarının oluşturduğu o metin bizim partimizde GİK’ten geçti, milletvekillerinden geçti, il başkanlarından geçti. Hepimiz en ufak teferruatı ile tartıştık, onayladık.

Sonuç olarak o tek metin, partimizin de kararı olarak, o 6’lı masanın sonucu olarak, 28 Şubat günü kamuoyu ile paylaşıldı. Yıl 2019, Antalya, Haziran ayı; yıl 2022, 28 Şubat. 3 yılın sonunda muhalefette bulunan 6 siyasi partinin onayıyla, fikirlerinin birleşmesiyle, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş imza altına alınmışsa, bunun anlamı şudur: Siz isterseniz, siz inanırsanız; İstanbul’da birinci parti olmak, Türkiye’de birinci parti olmak hepimiz için çocuk oyuncağıdır.

Unutulmuş bir kavramı hatırlatıp, vatandaşımızı, milletimizi ikna edip ve onun üzerinde ortaklaştık. Bunun ne olduğunu idrak ettiğimiz gün, gerçekten inanarak söylüyorum; bu ülkeyi yönetme ehliyeti bizde var. Bu ülkeyi yönetme hakkını, bu ülkeyi yönetme yetkisini bu aziz millet bize verecektir.

Çalışmak zorundayız. İster 1 yıl sonra ister daha önce yapılacak bir seçime kadar, çalışmak, çalışmak, çalışmak zorundayız. Bu ucube sistemden, bu istibdat sisteminden ülkemizi kurtarmak istiyorsak çalışmak, çalışmak, çalışmak zorundayız. Yorulmamak durumundayız. Yılmamak, yıkılmamak mecburiyetindeyiz. Eğer ‘Bu ucube sistemi de alıp gidecekler’ diyorsak -ki diyoruz, bu irade bizde var. Sandıkta geldiler, sandıkta gidecekler.

1 yılın sonunda bu çalışmamızın neticesinde, bu ülkenin, bu aziz milletin helal oyları ile inşallah birinci parti çıkacağız. Ben de o iktidarın hak edilmiş birinci çıkmış partisinin hak edilmiş başbakanı olacağım inşallah.

Kurulduğumuz günden beri tuzak üzerine tuzak, iftira üzerine iftira, engel üstüne engel, çengel üstüne çengelle karşılaştık. Vız geldi, tırıs gitti. Dolayısıyla bundan sonra daha da çoğalacak… Bundan sonraki engeller, çengeller, tuzaklar, onlar, bunlar hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.

“İktidar mızıkçılık yapmak için her şeyi yapıyor”

Şimdi sizden bir şey istiyorum. Bir, her şehirde 1. parti çıkacağız. İki, seçime hazır olacağız. Üç, seçmenin oyunu namusumuz bileceğiz. Sizden bir şey istiyorum. Bir, birinci parti çıkacağız her şehirde ve Türkiye genelinde birinci parti; iki, seçime hazır ve nazır olacağız; üç, seçmenin oyunu namusumuz bileceğiz, namusumuz.

O sandığa atılan oya halel getirtmeyeceğiz. İktidar mızıkçılık yapmak için her şeyi yapıyor. Seçim yapılacak efendiler.

Milli iradeye el uzatanın başına neler geldiğini daha yakın zamanda, İstanbul’da ikinci seçimde İstanbullu belediye seçimlerinde gösterdi. Biz haktan yana hakikatten yana, cesur olarak milletimizin kullandığı oyları namusumuz bilerek, namusumuza emanet olarak kabul edip, sandık başında da seçim süresi içerisinde sandıktaki oylar açılıp ıslak imzalı tutanaklar alınıncaya kadar orada beklemek suretiyle üzerimize düşeni yerine getireceğimize buradan sizin adınıza, hepimiz adına söz veriyorum aziz milletimize.

Şimdi onlar düşünsün. Biz kararlıyız, şimdi onlar düşünsün. Kavga çıkarmak isteyecekler, uymayacaksınız. Kutuplaşma çıkarmak isteyecekler, uymayacaksınız. Biz hedefe ayarlı bir ok gibi o hedefe seçim gününe ve İYİ Partiyi birinci parti etmeye odaklı olacağız.

Yeni üyelerimize sesleniyorum: İYİ parti ailesinin mensuplarısınız. Rozetlerinizi ister yakanızda, ister cebinizde, ister çantanızda taşıyınız. Ama o rozetler sizin kimliğinizdir. Bu partinin mensubu olarak, bulunduğunuz her yerde partimizin politikalarını, iddialarını anlatacaksınız. Partimizi savunacaksınız, iftiraların karşısında iftiraların işlemesine müsaade etmeyeceksiniz.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir