Kılıçdaroğlu’ndan 14 Mayıs Yorumu: Tarihi Bir Dönemeç

14 Mayıs seçimlerinin “tarihi bir dönemeç” olabileceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “İlk kez sandık başına gidecek 5 milyon 300 bin genç seçmen özgürlük ve demokrasi istiyor. Bu bizim için, Türkiye için, üyesi olmaya çalıştığımız AB için ve ayrıca Batı medeniyeti için çok önemli” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan karşısında az farkla önde olduğunu; darboğazdaki ekonomi, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla Şubat’daki deprem felaketinden sonra hükümetin verdiği yanıtın seçmen memnuniyetsizliğini arttırdığını kaydetti.

Kılıçdaroğlu, seçmen memnuniyetsizliğini seçim zaferine dönüştürme yolunun zorluklarla dolu olduğunu da belirtti.

Wall Street Journal (WSJ, CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’yla yaptığı özel röportajı yayınladı.

Jared Malsin ve Elvan Kıvılcım imzasını taşıyan haber, “Türkiye’nin Seçimlerde Önde Gelen Rakip İsminden NATO ve AB’yle Daha Yakın Bağ Sözü” başlığıyla yayımlandı.

WSJ’ye verdiği söyleşide Kılıçdaroğlu, seçimin galibi olması durumunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “siyasi muhalifleri hapsettiği ve yüz yılın en güçlü Türk lideri olmak için devleti yeniden şekillendirdiği Türkiye’de demokratik kontrol ve denge mekanizmalarına yeniden hayat vereceğini” kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le daha yakın ilişki kurma arayışına girmesi sonrasında, Türkiye’nin NATO’nun temel yapı taşlarından biri olarak rolünü güçlendireceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin AB’ye katılma sürecini de yeniden canlandırma taahhüdünde bulundu.

“Seçmen özgürlük ve demokrasi istiyor”

14 Mayıs seçimlerinin “tarihi bir dönemeç” olabileceğini kaydeden Kılıçdaroğlu WSJ’ye Cumartesi günü düzenlenen Millet İttifakı mitinginden bir saat sonra verdiği söyleşide, “İlk kez sandık başına gidecek 5 milyon 300 bin genç seçmen özgürlük ve demokrasi istiyor. Bu bizim için, Türkiye için, üyesi olmaya çalıştığımız AB için ve ayrıca Batı medeniyeti için çok önemli” şeklinde konuştu.

WSJ, Türkiye’yi 2003’ten beri yöneten Erdoğan’ın Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında tüm taraflara oynadığını, Putin’le yakın ilişkileri korumaya çalışırken Türkiye’yi “bölgesel bir güç odağına dönüştürme amacına hizmet etmek” için Ukrayna’ya silah sattığını da hatırlatıyor.

“Putin de bunu çok iyi bilir”

Gazete, Amerika’nın itirazlarına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rus S-400 savunma sistemini satın aldığını, Washington’un da Batı yaptırımlarını ihlal etmeye çalışan Rusya’ya yardım eden Türk şirket ve kurumlarına yaptırım uygulama tehdidinde bulunduğunu vurguluyor.

Kılıçdaroğlu ise WSJ röportajında Türkiye’nin Rusya’daki yatırımlarını koruyacağını; ancak Rusya’ya yaptırım uygulama konusunda Batılı ülkelerin aldıkları kararlara uyacağını kaydederek, “Türkiye, Batı ittifakının ve NATO’nun bir üyesidir ve Putin de bunu çok iyi bilir. Türkiye, NATO tarafından alınan kararlara uymak zorundadır” dedi.

WSJ, son kamuoyu yoklamalarına göre Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan karşısında az farkla önde olduğunu; darboğazdaki ekonomi, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla Şubat’daki deprem felaketinden sonra hükümetin verdiği yanıtın seçmen memnuniyetsizliğini arttırdığını kaydetti.

Gazete, Kılıçdaroğlu’nun seçmen memnuniyetsizliğini seçim zaferine dönüştürme yolunun zorluklarla dolu olduğunu da savundu. WSJ’ye göre bunun bir nedeni, Erdoğan’ın zorlu Türk siyasetinde “Rasputin tarzı ayakta kalma becerileri” sergileyebilmesi.

Gazete Kılıçdaroğlu’nun adaylığının en zayıf noktalarından biri olarak görülen “karizma ve siyasi kurnazlık yoksunluğu” algısının üstesinden gelmek için çabaladığını, mitinglere çok sayıda seçmenin katılmasını sağladığını ve coşkulu kampanyasıyla kimilerini şaşırttığını yazdı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun hayat pahalılığını azaltma, Türkiye’yi parlamenter sisteme döndürme, Merkez Bankası gibi kurumların bağımsızlığını yeniden inşa etme ve siyasi tutukluları özgürlüklerine kavuşturma vaatleriyle kampanya yaptığını kaydeden WSJ, CHP liderinin Suriyeli ve Afgan mültecileri ülkelerine gönderme sözününse insan hakları savunucularını kaygılandırdığını belirtiyor.

“Erdoğan kazanırsa Türkiye bir tür diktatörlüğe geçmiş olur”

Kılıçdaroğlu bu konuda, “Biz ırkçı değiliz. Ancak bu insanların kendi ülkelerinde daha iyi şartlar altında yaşamlarına devam etmelerini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

WSJ haberin sonunda, HDP’nin Millet İttifakı’nın bir parçası olmamasına rağmen, “Türkiye’nin en önemli Kürt lideri” olarak tanımladığı Selahattin Demirtaş’ın Kılıçdaroğlu’na destek açıklamasında bulunmasının seçimlerin yönünü değiştirebilecek bir hamle olduğunu yazdı.

Demirtaş WSJ’ye verdiği yazılı söyleşide, Kılıçdaroğlu’nun zafer kazanmasının kendisi ve diğer siyasi tutukluların serbest bırakılmasının önünü açacağını kaydetti; “Eğer Erdoğan kazanırsa Türkiye bir tür diktatörlüğe geçmiş olur” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir