Ekrem İmamoğlu: Sahada Güçlü Bir İttifak Görüyorum

Yerel seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Ben yüksek bir toplumsal sempati görüyorum. Güçlü bir ittifak görüyorum sahada. Öyle 6-7 parti değil yani, hani, çok güçlü ittifak görüyorum. Çok pozitif bir hava görüyorum. Eleştirip önerisini söyleyen insanlarda da bize, bizim yönetimimizden memnuniyet görüyorum” dedi ve ekledi:

“Çünkü eleştiriyorlar, önerilerini sunuyorlar, talep ediyorlar. Daha önce çok kopuk, sistemin vatandaşla iç içe olmadığı bir nitelik vardı İstanbul Büyükşehir Belediyesinde. Şu andaki gibi demokratik usüllerle bir belediye başkanı ile İstanbulluların yüz yüze geldiğini düşünmüyorum. İstatistikler de var, geçmiş hafızada da bu var. Ben en az bir ilçeye 20-25 kez gitmişim. Ne kadar çok çalıştığımızın bugün sahada karşılığını görmek insanların pozitif yaklaşımını görmek, hem de çok yüksek oranda görmek memnuniyet verici.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Evrensel yazarı Fatih Polat’a açıklamalarda bulundu. Polat’ın yönelttiği sorular ve İmamoğlu’nun bunlara verdiği yanıtlar şöyle:

İstanbul’u bir dönem yönettiniz. Geriye baktığınızda, ‘Şunları yapmak istiyordum ama şu nedenle yapamadım’ dediğiniz şeyler var mı?

Büyük bir şehri yönetiyoruz ve bunun cevabı oldukça fazla olabilir. Çünkü, 100 kreş açtık, niçin 50 tane daha yetiştiremedik diyebilirim. En basitinden. Ama belirli imza gecikmeleri vs. gerçekten bu Sefaköy-Beylikdüzü metro hattında biz en az 8-10 ay önce temel atabilirdik, ama sadece bir imzayı bekliyor olmak… Bu bir istatistik imzası, ne bir kefillik, ne başka bir şey.

Bu merkezden mi kaynaklanıyor?

Evet, Cumhurbaşkanlığının yatırım onayının olmaması benim canımı çok sıkıyor. Bir kişi bir imzasıyla 3.5 milyon İstanbulluya ihanet ediyor. Daha önce 16 milyon İstanbulluya ihanet ettiğini söylediği sürece devam ediyor. Bence çok acı. Üzüldüğüm işlerden birisi o. Ama elbette daha fazlasını yapabilirdim diye hayıflandığım şeyler var.

Bugün Esenyurt’taki konuşmanızda Murat Kurum’a eleştirilerinizi dile getirirken Erdoğan’ı da eleştirdiniz. Buna daha önce de tanıklık ettik. Bu, aslında Erdoğan ile yarıştığınıza dair bir duygudan mı kaynaklanıyor?

Yani şöyle, Sayın Cumhurbaşkanının belki seçim dönemine girdiğimizden bu yana sanırım en az 20 kez bana dönük sözleri olmuştur. İncitici, tabiri caizse dalga geçen ifadeleri olmuştur. Ben aslında bana gönderme yaptığı cümlelerine cevap veriyorum. Yoksa ben Sayın Cumhurbaşkanına laf yetiştirmiyorum. Öyle bir derdim de yok. Ha, İstanbul’da bir aday var mı ya da aday atanmış bir aday mı, ya da dersini çalışmamış bir ithal aday mı zaten takdirini milletimiz görüyordur. Bu manada ben düşüncemi zaten dile getiriyorum ama milletimizin de benimle aynı takdiri kullanacağına inanıyorum büyük çoğunlukla.

Önceki yerel seçim dönemi ile bu dönemi kıyasladığınızda, sahaya ve genel havaya ilişkin ne görüyorsunuz?

Ben yüksek bir toplumsal sempati görüyorum. Güçlü bir ittifak görüyorum sahada. Öyle 6-7 parti değil yani, hani, çok güçlü ittifak görüyorum. Çok pozitif bir hava görüyorum. Eleştirip önerisini söyleyen insanlarda da bize, bizim yönetimimizden memnuniyet görüyorum. Çünkü eleştiriyorlar, önerilerini sunuyorlar, talep ediyorlar. Daha önce çok kopuk, sistemin vatandaşla iç içe olmadığı bir nitelik vardı İstanbul Büyükşehir Belediyesinde. Şu andaki gibi demokratik usüllerle bir belediye başkanı ile İstanbulluların yüz yüze geldiğini düşünmüyorum. İstatistikler de var, geçmiş hafızada da bu var. Ben en az bir ilçeye 20-25 kez gitmişim. Ne kadar çok çalıştığımızın bugün sahada karşılığını görmek insanların pozitif yaklaşımını görmek, hem de çok yüksek oranda görmek memnuniyet verici.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) gelir ve yaşam koşulları araştırması 2023 yılı sonuçları, gelir dağılımındaki adaletsizliğin ve buna bağlı yoksulluğun daha da derinleştiğini teyit etti. Elbette ekonomi, merkezi iktidar ve sisteme dair bir sorun ama siz, Türkiye’nin en fazla nüfusa sahip kentini yöneten Belediye Başkanı olarak, eğer kazanırsanız kent yoksullarının hayatlarını kolaylaştırmak için neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Şu an en büyük problem kent yoksulluğu. Sosyal yardım, sosyal destek bütçesinin neredeyse altı kata yakın çıktığı dönemler olması tesadüf değil. İhtiyaca dönük artırmak zorunda kalıyoruz. Bu tabii büyük bir sorun, büyük bir konu İstanbul açısından. Tabii sadece İstanbul’un değil, bütün Türkiye’nin sorunu. Emekliler, öğrenciler, çocuklar, genç anneler, birçok toplum katmanı büyük sorunlar içerisinde. Biz buna dair çok ciddi bir sosyal yardım, sosyal destek hazırlığı yaptık önümüzdeki beş yıl için.

Çok aşaması var bunun. Direkt düzenli hane desteğinde artıştan tutun, yeni evlenecek çiftlere ya da işte bir sahada insanların kentsel dönüşüm sürecinde bize duyduğu ihtiyaçta kira desteğinden tutun, gücü olmayan dar gelirli ailelerin ya da dar gelirli emeklilerin kentsel dönüşüm bütçelerinin yüzde 65’ini karşılamaya varıncaya kadar çok yönlü destek paketimiz var. Bence bizim önümüzdeki beş yıl en çok zaman harcayacağımız, en çok kaynak harcayacağımız mesele kent yoksulluğu. Buna da hazırız.

Erdoğan, 1994 yerel seçimleri sonucunda İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı oldu ve onu yıllar sonra bugünkü koltuğunda gördük. Sizin, bu seçimi de kazanmanız halinde geleceğin favori cumhurbaşkanı adayı olacağınıza dair yorumlara ne diyorsunuz?

Çok coşkulu, icracı bir beş yıl yaşadım. Ve önümüzdeki beş yıl içinde çok coşkulu İstanbul hayallerim var. Buna hazırlık içerisindeyiz. Şunu söyleyeyim. Ben ‘Allah bilir’ diye bir cevap verdim. 2019 seçiminden sonra. 3 yıl boyunca neredeyse ne zaman cumhurbaşkanı oluyorum diye her akşam televizyonlarda konuşuldu. Sonra ne yazık ki genel seçimi kaybettik, partimle ilgili bir değişim sürecinin olması gerektiğini ifade ettim.

Her gün, Ekrem İmamoğlu ne zaman genel başkan oluyor diye yayın yaptılar. İkisi de olmadı. Günün sonunda ben şu anda çok odaklı bir biçimde İstanbul’a çalışıyorum. Hayallerim var. Sonrası artık toplumun kanaati, insanların sağlığı, başta benim sağlığım, yaşamın uzunluğu belirler. Ben hiçbir zaman kariyer planı yapmadım. Şu anda Türkiye’nin İstanbul’u kazanmaya, İstanbul’da iyi işler başarmaya çok ihtiyacı var.

Esenyurt’taki konuşmanızda Murat Kurum’a eleştirilerinizi dile getirirken Erdoğan’ı da eleştirdiniz. Buna daha önce de tanıklık ettik. Bu, aslında Erdoğan ile yarıştığınıza dair bir duygudan mı kaynaklanıyor?

Yani şöyle, Sayın Cumhurbaşkanının belki seçim dönemine girdiğimizden bu yana sanırım en az 20 kez bana dönük sözleri olmuştur. İncitici, tabiri caizse dalga geçen ifadeleri olmuştur. Ben aslında bana gönderme yaptığı cümlelerine cevap veriyorum. Yoksa ben Sayın Cumhurbaşkanına laf yetiştirmiyorum. Öyle bir derdim de yok. Ha, İstanbul’da bir aday var mı ya da aday atanmış bir aday mı, ya da dersini çalışmamış bir ithal aday mı zaten takdirini milletimiz görüyordur. Bu manada ben düşüncemi zaten dile getiriyorum ama milletimizin de benimle aynı takdiri kullanacağına inanıyorum büyük çoğunlukla.

Röportajın tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir