Diyarbakır’da Konuşan CHP’li Özel: Kürt Sorununu Çözmek İçin Söz Veriyoruz

Partisinin Diyarbakır İl Kongresi’nde konuşan CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel, “Haksızlıklara karşı ses yükseltmek bazen başka şekillerde yorumlanabiliyor. Anaların gözünden yaşların süzülmeyeceği, emekçinin alnının terini alacağı yarınlara birlikte yürüyeceğiz. Gaffar Okan’ı, Apê Musa’yı, Tahir Elçi’yi ve ismini anamadığım nice değerlerimizi saygıyla anıyorum. Barışa, demokrasiye, kardeşliğe, özgürlüğe dair ne varsa hepsi bizimdir ve bu talepler asla suç değildir. Diyarbakır’ın barış ve kardeşlik talebi karşısında saygıyla eğiliyorum” dedi.

“Biz Kürtlerin kimliğine, dillerine, kendilerini ifade etmelerine ve her türlü ayrımcılığa, haksızlığa karşı Kürt sorununu görüyor, biliyor ve gerçekten siyasi istismar konusu yapmaksızın çözmek üzere söz veriyoruz” diyen Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kayyım demokrasisini, demokrasiye vurulan kayyım hançerini reddediyoruz. Hangi partiye oy verirlerse versinler Diyarbakırlıların verdiği oyların eşit ve özgür oylar olduğunu biliyoruz ve temsilcilerine farklı muamelede bulunulmasını doğru bulmuyoruz. Bu kardeşiniz, partide gözünüzün önünde büyümüş bir evladınız. Süleyman Soylu’ya, Hulusi Akar’a ve Recep Tayyip Erdoğan’a karşı parlamentoda sizi hiç mahcup etmedim. ‘Sen bu partiyi yönetirsin’ derseniz, yol verirseniz ben varım. Hep beraber yürüyelim, partimizi iktidara götürülelim. Güzel günler göreceğiz, hep birlikte başaracağız.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Başkanlığı’nın 38. Olağan Kongresi, merkez Yenişehir ilçesindeki bir salonda gerçekleştirildi. CHP’nin Genel Başkan adayları Özgür Özel ile Örsan Öymen, Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, milletvekilleri ve siyasi parti temsilcilerinin katıldığı kongrede seçime blok liste ile gidildi. Kongrede tek aday olan mevcut il başkanı Abdullah Atik, yeniden il başkanı seçildi.

Kongrenin açılışı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesajının okunmasıyla başladı. Gazete Duvar’dan Ardıl Batmaz’ın aktardığına göre; Kılıçdaroğlu’nun mesajı şöyle:

“Cumhuriyet Halk Partisi’nin cesur üyeleri, değerli yol arkadaşlarım, Cumhuriyetimizin temel değerlerine gönülden bağlı, büyük Atatürk’ün hedeflediği çağdaş uygarlık seviyesini aşma doğrultusunda çalışan, siz değerli yol arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.

Büyüyen, kalkınan, bilimde ve teknolojide dünyaya meydan okuyan, bir sığınmacı deposuna dönüştürülemeyen, özgür ve adil bir Türkiye için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Çünkü bizler, kişisel çıkarlar peşinde koşanlar değil, güçlü ve mutlu Türkiye davasına inanmış insanlarız.

Bu bağlamda, bu yolda atılan her adım, demokrasi için verilen her oy, sadece çocuklarımızın geleceğini şekillendirmekle kalmayacak, tarihinin en zorlu dönemini geçiren ülkemizin geleceğini de şekillendirecek önemli bir tercih olacaktır.

Hepimiz, Cumhuriyetimizin kurucu partisi olmanın getirdiği büyük tarihi sorumluluğun bilincindeyiz. Bu doğrultuda ülkemiz ve partimiz için çalışan Cumhuriyet Halk Partililer, bugün de demokratik bir olgunlukla iradelerini ortaya koyacaktır. Hedeflerimize ulaşmak, ülkemizi aydınlığa çıkarmak için daha büyük bir güç ve azimle çalışacağınıza yürekten inanıyorum.

Bu vesileyle; şimdiye kadar görev yapan tüm yöneticilerimize emekleri ve çalışmaları için teşekkür ediyor, yeni bir heyecanla görev üstlenecek arkadaşlarıma da başarı dileklerimi iletiyorum. Kongremizin partimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”

“Partimizi gerçekten halkın partisi yapacağız”

Kılıçdaroğlu’nun mesajının okunmasının ardından divan başkanı Sezgin Tanrıkulu konuşma yaptı. “Hayatımın en büyük onurunu yaşatarak milletvekili sıfatını bana verdiniz. Sizlere binlerce kez minnet ve şükranlarımı sunuyorum” diyen Tanrıkulu, şöyle konuştu: “İnsanın geçmişini test etme fırsatı her zaman karşısına çıkmaz. Diyarbakır milletvekilliği adaylığı ve milletvekilliği sürecinde bütün geçmişimi sorgulama ve test etme imkanım oldu.

Bu süreçte Diyarbakır beni yalnız bırakmadı. Bana en büyük mirası bıraktılar. Hayatım boyunca kimseyi mahcup etmemeye çalıştım, bundan sonra da mahcup etmeyeceğim. Partimizi gerçekten halkın partisi yapacağız. Partimizi emekçilerden, yoksullardan, kadınlardan, ezilenlerden, barış ve dostluktan yana bir çizgiye taşımamız lazım. Bu halkın bizlerden büyük beklentileri var.”

“AKP’nin kurmuş olduğu dikta rejimi…”

Tanrıkulu’nun ardından söz alan CHP Genel Başkan adaylarından Örsan Öymen, 13 yılda tüm seçimlerin kaybedildiğini, belediye seçiminde göreceli olarak başarı kazanıldığını belirtti. Öymen, “Çıtayı yükseltmemiz gerekiyor. Yenilgilere alıştırılmış ruh halinden kurtulmamız gerekiyor. Partimizin oyları yüzde 22 ila 26 arasına sıkışıp kalmış. Bu artık kronikleşmiş bir sorun.

AKP’nin kurmuş olduğu dikta rejiminin baskıları burada önemli bir rol oynamıştır. Adil bir seçim değildir ama ortadan kaldırabileceğimiz şeyler vardır ve bunlardan biri parti içi demokrasinin sağlanmasıdır. Genel merkezdeki oligarşik yapının almış olduğu kararlardan ötürü birçok stratejik ve lojistik hata yapıldı. 39 milletvekilinin hediye edilmiş olması bunlardan birisi” dedi.

Öymen, parti içerisinde yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Parti içi eğitim sağlanmalı, parti içi eğitimden geçen üyeler aktif üye yapılmalı. Tüm milletvekili adayları ön seçimle belirlenmeli ve parti organları çalıştırılmalı. Çarşaf liste daha kolay bir hale getirilmeli, blok liste zorlaştırılmalı. Mahalle kongreleri demokratik hale getirilmeli, iki genel seçim kaybeden genel başkan bir daha aday olmamalı.”

Kürtçe dili ve Kürt kültürü üzerine de bir konuşma yapan Öymen, “Dil, insanın kültürünün en önemli unsurlarından biridir. ‘Kürtçe diye bir dil yok’ denilerek safsatalar uzun yıllar hakim kılındı. Kürtçe ve Kürt kültürü yok sayıldı. Bu, şu anda önemli bir ölçüde kırıldı ama baskılar kısmen de olsa devam ediyor. Kürtçe dili ve kültürünün asimilasyona uğratılması sürecine karşı önlemler alınmalı. Parti programımızda bu var ama uygulamada bir şey yok.

Gece yarısı videolar ile geçiştirilmeye çalışılıyor. Terörizme, şiddete karşı çıkarak bu asimilasyon sürecini önleyebiliriz. Hizbullah terör örgütünün buralarda ne dolaplar çevirdiğini biliyorum. 90’lı yıllarda burada meydana gelen hak ihlalleri gerçektir, inkar edilemez. Devletimizin kurumlarını hedef almak doğru değil ama bu kurumlara sızan yasadışı oluşumlar en az PKK terörü kadar bu bölgeye zarar vermiştir” diye konuştu.

Öymen, kayyım meselesi ile ilgili ise İçişleri Bakanlığının mahkeme olmadığını belirterek belediye başkanlarına kayyım atanmasının kanuna aykırı bir durum olduğunu söyledi. “Ben burada söylediğimi Ankara’da da söylerim” diyen Öymen, “Bana imzalarınızla destek vermeniz durumunda adaylığım resmileşirse kurultayda da Ankara’da da bunu ifade ederim” ifadelerini kullandı.

“Kürt sorununu görüyor, biliyor ve gerçekten…”

Öymen’in ardından söz alan Özgür Özel ise, Sezgin Tanrıkulu ile geçmişlerine dair anekdotlar aktarmasının ardından, “Haksızlıklara karşı ses yükseltmek bazen başka şekillerde yorumlanabiliyor. Anaların gözünden yaşların süzülmeyeceği, emekçinin alnının terini alacağı yarınlara birlikte yürüyeceğiz. Gaffar Okan’ı, Apê Musa’yı, Tahir Elçi’yi ve ismini anamadığım nice değerlerimizi saygıyla anıyorum. Barışa, demokrasiye, kardeşliğe, özgürlüğe dair ne varsa hepsi bizimdir ve bu talepler asla suç değildir. Diyarbakır’ın barış ve kardeşlik talebi karşısında saygıyla eğiliyorum” dedi.

“Biz Kürtlerin kimliğine, dillerine, kendilerini ifade etmelerine ve her türlü ayrımcılığa, haksızlığa karşı Kürt sorununu görüyor, biliyor ve gerçekten siyasi istismar konusu yapmaksızın çözmek üzere söz veriyoruz” diyen Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kayyım demokrasisini, demokrasiye vurulan kayyım hançerini reddediyoruz. Hangi partiye oy verirlerse versinler Diyarbakırlıların verdiği oyların eşit ve özgür oylar olduğunu biliyoruz ve temsilcilerine farklı muamelede bulunulmasını doğru bulmuyoruz. Bu kardeşiniz, partide gözünüzün önünde büyümüş bir evladınız. Süleyman Soylu’ya, Hulusi Akar’a ve Recep Tayyip Erdoğan’a karşı parlamentoda sizi hiç mahcup etmedim. ‘Sen bu partiyi yönetirsin’ derseniz, yol verirseniz ben varım. Hep beraber yürüyelim, partimizi iktidara götürülelim. Güzel günler göreceğiz, hep birlikte başaracağız.”

“Bu düzeni değiştireceğiz”

Özel’in ardından son olarak Aylin Nazlıaka konuştu. Türkiye’nin AK Parti iktidarıyla ikiye bölündüğünü belirten Nazlıaka, “Bir tarafta saray Türkiye’si, diğer tarafta halkın Türkiye’si var. Sarayda vatandaşın sorunları yok. Sarayda intihar edenlerin çığlığı duyulmuyor. Sarayın Türkiye’si vatandaştan giderek uzaklaşıyor. Sarayda oturanlar halkın elini tutamaz ve ne hissettiğini hissedemez. Biz de ‘Sarayla halk arasındaki duvarı yıkalım’ diyoruz. Sarayda beşli çete, devlete dolarla borç verenler var. İşte bu düzeni değiştireceğiz. Faili meçhuller için 26 önerge verdik ama kabul etmediler” dedi.

“Tahir Elçi’yi ve Gaffar Okkan’ı saygıyla anıyorum” diyen Nazlıaka, halkın sorunlarının giderilmesiyle ilgili sundukları hiçbir şeyin yapılmadığını söyledi. Kadın kollarının çalışmalarıyla ilgili de bilgi veren Nazlıaka, “Kadınsız siyaset olmaz. Listelerin bir erkek ve bir kadın olmasını istiyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir