DEVA Lideri Babacan: Eksik Gedik Değil, Tam Demokrasi

‘Temel Haklar Eylem Planı’nı açıklayan DEVA Lideri Babacan, Türkiye’ye esaslı bir zihniyet değişimi öneriyoruz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, tüm vatandaşlarımızı kapsayan yepyeni bir yaklaşım öneriyoruz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “DEVA Partisi’nin, bizim çok büyük ve çok net bir hedefimiz var: Hedefimiz tam demokrasi. Eksik gedik değil. Yarım porsiyon falan değil. Tam demokrasiye giden yol hak ve özgürlüklerden geçiyor. Eşit vatandaşlıktan geçiyor.”

Babacan, konuşmasının devamında, “Güçlü devlet 85 milyonun hakkını, hukukunu koruyan devlettir. Güçlü devlet; ayrımcılık yapmayan, haksızlığa tolerans göstermeyen devlettir. Güçlü devlet; insan haklarını koruyan devlettir. Güçlü devlet; gençlere kendini özgür hissettiren devlettir. Güçlü devlet; herkesin güvende yaşamasını sağlayan devlettir.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de özgürlük esas, sınırlama istisna olacak. Tereddüt halinde yorum özgürlük lehine yapılacak. 85 milyonun ifade özgürlüğünü sonuna kadar koruyacağız. Demokrasimize sahip çıkmak adına basın özgürlüğünü güçlendireceğiz.” ifadelerini kullandı.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Ali Babacan ile Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, partinin genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında DEVA Partisi’nin ‘Temel Haklar Eylem Planı’nı planını açıkladılar.

18 ana başlık ve 67 alt başlıkta ele alınan toplam 354 çözüm önerisinden oluşan eylem planı anadilde eğitimin önündeki engellerin kaldırılmasından, zorla kaybetmenin suç olarak tanımlanmasına, cemevlerinin ibadethane olarak tanınmasından Cumhurbaşkanına hakaretin suç olmaktan çıkartılmasına, din dersi zorunluluğunun bitirilmesinden bekçilerin zor ve silah kullanma yetkisinin zorlandırılmasına kadar birçok konuyu içeriyor.

Babacan: Eksik gedik değil, tam demokrasi

2 saatten uzun süren toplantıda İlk olarak konuşmaya Ali Babacan Temel Haklar Eylem Planı’yla birlikte eylem planı sayılarının 21’e ulaştığını söyledi. Babacan konuşmasında eşit vatandaşlık ve özgürlükçü laiklik mesajları verdi.

“Türkiye’ye esaslı bir zihniyet değişimi öneriyoruz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, tüm vatandaşlarımızı kapsayan yepyeni bir yaklaşım öneriyoruz” Babacan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

DEVA Partisi’nin, bizim çok büyük ve çok net bir hedefimiz var: Hedefimiz tam demokrasi. Eksik gedik değil. Yarım porsiyon falan değil. Tam demokrasiye giden yol hak ve özgürlüklerden geçiyor. Eşit vatandaşlıktan geçiyor.

Güçlü devlet 85 milyonun hakkını, hukukunu koruyan devlettir. Güçlü devlet; ayrımcılık yapmayan, haksızlığa tolerans göstermeyen devlettir. Güçlü devlet; insan haklarını koruyan devlettir. Güçlü devlet; gençlere kendini özgür hissettiren devlettir. Güçlü devlet; herkesin güvende yaşamasını sağlayan devlettir.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de özgürlük esas, sınırlama istisna olacak. Tereddüt halinde yorum özgürlük lehine yapılacak. 85 milyonun ifade özgürlüğünü sonuna kadar koruyacağız. Demokrasimize sahip çıkmak adına basın özgürlüğünü güçlendireceğiz.

Toplantı ve gösteri hakkı

“Toplantı ve gösteri hakkına sahip çıkacağız. Bakın, bu sadece muhalefette sarf edilmiş bir söz değil. İktidar hedefi olarak önümüze koyuyoruz. Milletin eleştirilerine asla kulaklarımızı tıkamayacağız. Mülki idare amirlerinin toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin düzenlenmesine ilişkin yasaklama yetkilerini kısıtlayarak kötüye kullanılmalarının önüne geçeceğiz.

Eşit vatandaşlık

Türkiye’ye esaslı bir zihniyet değişimi öneriyoruz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, tüm vatandaşlarımızı kapsayan yepyeni bir yaklaşım öneriyoruz. Toplumsal barış ve eşitlik hedefliyoruz. Türk-Kürt-Arap-Laz-Çerkes demeden, sağcı-solcu demeden, Sünni-Alevi demeden, inançlı-inançsız demeden herkesin eşit ve onurlu vatandaş olduğu bir Türkiye hedefliyoruz.”

Etnik, dini, mezhebi, kültürel tüm çeşitliliğimizi sahipleniyoruz. Türkiye’yi yepyeni bir sözleşmeye davet ediyoruz. Tam demokrasiye davet ediyoruz. Tam demokrasi sadece iyi niyetli bir söylem değildir. Ertelenemez bir beka meselesidir. Beka deyip duranlar bu ülkeyi ayrıştıranlar değil mi? Bu ülkenin bekası toplumun bazı kesimlerini yok sayarak sağlanamaz. Türkiye’nin bekası adalettir. Türkiye’nin bekası insan haklarıdır.

66. maddenin yeniden ele alınması

Daha kapsayıcı ve daha kuşatıcı yeni bir vatandaşlık anlayışının geliştirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Ülkede hiç kimsenin ayrımcılığa maruz kalmamasının temel dayanaklarından biri, güçlü bir vatandaşlık anlayışıdır. Herkesin kendini bu ülkenin eşit ve özgür bir vatandaşı hissetmesi, böylesine güçlü bir vatandaşlık anlayışının hâkim kılınmasıyla mümkündür. Bu kapsamda, anayasamızın 66. Maddesini (Türk vatandaşlığı), çağımızın gereği olarak, kapsayıcı bir anlayışla yeniden ele almayı teklif ediyoruz.

Anadilinde eğitim

Herkesin anadili, anasının ak sütü kadar helaldir. Bu topraklarda konuşulan tüm diller, bizim dilimizdir. Biz bütün bu dillere aynı yakınlıktayız. ‘Eşit mesafedeyiz’ demiyorum. ‘Aynı yakınlıktayız’ diyorum. Anayasamızın 42. maddesinin bu doğrultuda değiştirilmesini öneriyoruz. Ortak ve resmi dilimiz Türkçeye ek olarak, eğitim ve öğretimde ‘anadilinin kullanılması ve geliştirilmesi hakkı’nın anayasal güvenceye kavuşturulması gerektiğini ifade ediyoruz.

Anadilinde eğitimin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini söylüyoruz. Yerelden gelen talepler doğrultusunda, yerleşim yerlerinin isimlerini aslına döndürülmesini de önemli bir hedef olarak önümüzde durması gerektiğini ifade ediyoruz.

Zorla kaybetme fiilini suç olarak tanımlanacak

Cumartesi Annelerinin acısına kör, feryadına sağır kalmayacağız. Evladı dönsün diye kapısını gece-gündüz açık tutan ana-babaların, mezar taşına bile hasret kalan kardeşlerin, eşlerin acısına sessiz kalmayacağız. Bu karanlığın üstüne gideceğiz. Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmeyi imzalayacağız.

Ceza kanunumuzda, zorla kaybetme fiilini müstakil bir suç olarak düzenleyeceğiz ve zamanaşımı kapsamında olmayacağını da açıkça ekleyeceğiz. Bu eylemi de insanlık suçu olarak tanımlayacağız. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zamanaşımı olmaz. Hukuk devletinin onurunu kurtaracağız.

İşkence ve çıplak arama

Hukuk devletinde vatandaşın canı, devletin yüz akıdır. Cezaevlerinde yaşam hakkı ihlallerine göz yummayacağız. Kolluk gücü tarafından vatandaşlarımıza uygulanan onur kırıcı muameleye hiçbir koşulda müsamaha göstermeyeceğiz. İşkenceye, çıplak aramaya son vereceğiz. İhmali, kusuru ya da kastı bulunan sorumlular hakkında gereğini yapacağız. Neredeyse 20 yıl sonra ülkemizin aynı noktaya gelmiş olmasından hicap duyarak, yeniden ‘işkenceye sıfır tolerans’ diyeceğiz.

Din ve inanç topluluklarının örgütlenme özgürlüğü

Özgürlükçü laiklik anlayışı neyi gerektiriyorsa biz onu yapacağız. Din ve inanç topluluklarının örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engelleri kaldıracağız. Vakıflar ve dernekler mevzuatında yapacağımız düzenlemelerle, dini toplulukları keyfi müdahalelerden koruyacağız.

Hem din ve vicdan özgürlüğüne hem de dini toplulukların örgütlenme özgürlüğüne ideolojik müdahaleleri engelleyeceğiz. Aynı zamanda tüm bu grupların şeffaf ve denetlenebilir olmalarını sağlayacağız. Kamu denetimi esas olacak ve hiçbir yapıya imtiyaz tanınmayacak.

Cemevlerini ibadethane olarak tanımlanması

İbadethanelerin ibadet yeri olarak tanınmasının önündeki engellerden ciddi ölçüde rahatsızız. Herkesin inancına saygı duymak zorundayız. Bu kapsamda, Cemevlerini ibadethane olarak tanıyacağız.”

“Hakları pazarlık konusu yapmıyoruz”

Babacan sözlerini “Biz, hakları, insan haklarını, temel hakları bir pazarlık konusu yapmıyoruz. Vatandaşlarımızın özgürlüklerini doyasıya yaşayacağı bir Türkiye’nin hızla zenginleşeceğine inanıyoruz. Nefes yolları tıkanmış bir ülkenin, hiçbir alanda başarılı olamayacağını çok iyi biliyoruz.” diyerek sonlandırdı.

Ali Babacan’dan sonra Mustafa Yeneroğlu söz aldı. Eylem planının ayrıntılarını anlatan Yeneroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar da şöyle:

İnsan onurunun dokunulmazlığı

İnsan onur ve haysiyetinin korunması ve yüceltilmesini, devletin varlık sebebi olarak görüyoruz. İnsan haklarına dayanan bir devlet anlayışının gereği olarak insan onurunun dokunulmaz ve anayasal düzenin temeli olduğu ilkesini Anayasa’da açıkça düzenleyeceğiz. Devletin, insan onuruna saygı göstermek ve onu korumakla yükümlü olduğunu anayasal güvenceye kavuşturacağız.

Din dersi

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini çoğulcu bir içerikte yeniden düzenleyecek, isteyen öğrencinin herhangi bir açıklama yapmak zorunda bırakılmaksızın bu dersten muafiyet hakkını tanıyacağız.

Bekçilerin zor ve silah kullanma yetkisi

Kolluk görevlileri ile çarşı ve mahalle bekçilerinin zor ve silah kullanma yetkisini düzenleyen başta Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu’ndaki hükümler olmak üzere ilgili mevzuat hükümlerini uluslararası standartları dikkate alarak gözden geçirecek, gerekli değişiklikleri yapacağız. Çarşı ve mahalle bekçilerinin zor ve silah kullanma yetkisine son vereceğiz.

Dini bayramlarda izin

Kamu ve özel sektör çalışanları ile öğrencilere; kendi dini bayramlarında izinli sayılma imkanı tanıyacağız.

Cumhurbaşkanına hakaret

Cumhurbaşkanına hakaret suçunu kaldıracağız. Cumhurbaşkanına yönelik hakaretlerin diğer hakaret suçları gibi değerlendirilmesini sağlayacağız. Hakaret suçu için hapis cezası uygulamasına son vereceğiz. Para cezası olacak ve tazminat davası açılabilecek.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir