DEM Parti’den İstanbul Açıklaması: Henüz Bir Netlik Sağlanamadı

Yerel seçimlere ilişkin değerlendirme bulunan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Yeni dönem motto’muz ‘kazandırmak kaybettirmek değil, kazanmak.’ Bizim bu seçimlerdeki alamet-i farikamız kent uzlaşısı. Bunu ön seçimde de bir yöntem olarak uyguladık” dedi ve ekledi:

“Ön seçimi yaptığımız yerler neresiydi? Ağırlıklı olarak Kürt illerinde, yani birinci parti olarak çıktığımız yerlerde yaptık ön seçimi. O illerin en geniş çeperine kadar ulaşabilecek bir delegasyon listesi oluşturmayı hedefleyerek, kent uzlaşısını hayata geçirdik. Yalnızca kendi partimizin üyelerine, yalnızca bileşenlerimizin üyelerine oy kullandırtmadık.  Kent uzlaşısının bir diğer ayağı da parti olarak birinci çıkmadığımız ama kent uzlaşısı için diğer partilerle güç birliği yapabileceğimiz iller. Biz güç birliği için bir parti adreslemedik yola çıkarken.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü ve Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, T24’ten Cansu Çamlıbel’e açıklamalarda bulundu. İstanbul için de henüz bir netliğin sağlanamadığını belirterek “Biz güç birliği için bir parti adreslemedik yola çıkarken” diyen Doğan’ın açıklamalarından bir kısmı şöyle:

“Kürt halkının Erdoğan’a mesajı”

“AKP bölgede artık yok denecek bir noktaya geldi. Kürt illeri haritasına baktığımızda, Cumhurbaşkanı Erdoğan tamamen kaybetmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın din ve muhafazakarlık üzerinden kurduğu söylemler başarılı olsaydı Kürt illerinde bu sonucu alamazlardı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde oransal olarak İzmir’i geçen bir Diyarbakır vardı. Peki bu, Kılıçdaroğlu siyasetine destek olarak mı okunmalı? Hayır elbette. Bu, Kürt halkının doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mesajıydı. Ve aynı zamanda Kürt halkının tüm Türkiye kamuoyuna mesajıydı.

“Alamet-i farikamız kent uzlaşısı”

Yeni dönem motto’muz “kazandırmak kaybettirmek değil, kazanmak.” Bizim bu seçimlerdeki alamet-i farikamız kent uzlaşısı. Bunu ön seçimde de bir yöntem olarak uyguladık. Ön seçimi yaptığımız yerler neresiydi? Ağırlıklı olarak Kürt illerinde, yani birinci parti olarak çıktığımız yerlerde yaptık ön seçimi. O illerin en geniş çeperine kadar ulaşabilecek bir delegasyon listesi oluşturmayı hedefleyerek, kent uzlaşısını hayata geçirdik. Yalnızca kendi partimizin üyelerine, yalnızca bileşenlerimizin üyelerine oy kullandırtmadık.  Kent uzlaşısının bir diğer ayağı da parti olarak birinci çıkmadığımız ama kent uzlaşısı için diğer partilerle güç birliği yapabileceğimiz iller. Biz güç birliği için bir parti adreslemedik yola çıkarken.

“Biz kınasak Kürt meselesi bitecek mi?”

Askerlerin maalesef ölüm haberinin geldiği sabah Meclis’te bütçe görüşmeleri devam ediyordu. Ben o gün Meclis kürsüsünde konuştum. O gün de söyledim, bugün bir daha söylüyorum; yürek yangınını en iyi biz biliriz. Biz böylesi acıları yaşayan bir gelenekten geliyoruz. Bu çatışmalı durum dolayısıyla bedel ödememiş insan kalmamış vaziyette, canı yanmamış insan yok. Mesela 27 Kasım’dan bu yana süren açlık grevleri var.

Yüzü aşkın cezaevinde yüzlerce siyasi tutsak, Kürt sorununa demokratik çözüm ve Öcalan’la görüşmelerin yolunun açılması için açlık grevinde. Bütün bunlar varken, hepimiz “konuşalım, bu sorunu diyalogla çözelim” derken olayı “kınadınız, kınamadınız” noktasına sıkıştırınca bir yere varılmıyor. Bunları daha önce de tecrübe ettik. Kınayarak bu sorun çözülmüyor. Mesele kınamak, kınamamak, mesafe koymak ya da koymamak değil. Biz yarın kınasak Kürt meselesi bitecek mi? Sorunu hapsedildiği bu kısır döngüden çıkarmak gerekiyor.”

Söyleşinin tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir