Celal Fedai Kimdir? Hayatı, Eserleri

9 Eylül 1972 yılında Kayseri’de dünyaya gelen Celal Fedai, ilk, orta ve lise öğrenimini burada tamamladı. 1995’te Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Aynı üniversiteye bağlı Sosyal Bilimler Enstitüsünde lisansüstü öğrenimine devam etti.

Haber Merkezi / 1998’de “İsmet Özel’in Hayatı, Edebî Şahsiyeti ve Şiirleri Üzerinde bir İnceleme” adlı teziyle yüksek lisansını, 2015’te “Ahmet Oktay’ın Hayatı ve Edebî Eserleri Üzerine Bir İnceleme” adlı teziyle de doktorasını tamamladı ve “doktor” unvanını aldı. Ali Ural ile birlikte Merdiven Şiir dergisinin editörlüğünü yaptı.

1996 yılından beri öğretmenlik yapmakla birlikte yazı çalışmalarını sürdürmektedir. Evli ve bir çocuk babası olan sanatçı şiirle yakından ilgilendi. Celâl Fedai, Parmak İle Boyanmış adlı şiir kitabıyla 2005 Türkiye Yazarlar Birliği Şiir Ödülü ve Şair Dağın Doruğunda Meydana Getirmenin Estetiği (2016) adlı deneme kitabıyla ESKADER 2016 Kültür Sanat Ödülü (deneme dalında) gibi ödüllerin sahibi oldu.

Celâl Fedai, 2000’li yıllarda yazı hayatına başlayarak günümüze kadar şiir, deneme, inceleme-eleştiri türlerinde kalem oynatan ve bu türlerde birçok eser vermiş bir şairdir. Kalem ürünleri; Hece, Merdiven Şiir, Kitaphaber, kitap-lık ve Dergâh gibi süreli yayınlarda belli aralıklarla yayımlanmıştır.

Sanatçı erken yaşlarda şiirde karar kılmış ve bunu “Ben bir bozkır köyünde doğdum. Başımı kaldırınca Erciyes’i, yana çevirince Kızılırmak’ı görebiliyordum. Bin yıldır Müslüman Türklerin yaşadığı bir köy… Bilge ihtiyarların gözünde biz çocuklar çok değerli idik. Bizi bir mucize gibi görür, şakalaşırlardı. Muhteşem güzellikte bir Türkçe konuşuluyordu. Çalışmak ibadetti. Her yanda tabiatın müziği insanlar içinde yaşatılıyordu. Annemin saflığı, babamın hakikate adanmış duruşunun beni şiire, müziğe yöneltmesi, bugün bakıyorum da, bu köyün şartları içinde hiç de zor değildi. Lise yıllarında bunun üzerine çok düşündüm. Bu düşünceler beni sorumluluklarıma götürdü. Sonrasını yazgı tamamlıyor. Hâsılı dünya hayatının neliğini bana şiir fark ettirdi. Bu yüzden şiir…” cümleleriyle dile getirmiştir.

Şeytanın Günlüksüz Irgadı (2001) adlı ilk şiir kitabından itibaren bu türdeki istikrarını korumuş ve kitap yayımlamayı sürdürmüştür. Bir söyleşisinde “Ben şiirin davasını güttükçe o dava da beni çekip çevirdi. Bana lütuflar verdi. Ben de onları insanlara poetik, politik yanları olan armağanlar olarak verdim. Armağanlar vereni bağlar. Ben her armağanımı en güzel şekliyle, bazısını yalınca çatarak, bazısını süsleyerek verdim. Şiirin tüm hünerlerini göstermek istedim. Beyit de yazdım dörtlük de, bir kitap dolusu bir tek şiir de yazdım iki dizecik de. Şiirle dil oyunları da yaptım; naif bir edayı takındığım da oldu politik olanı da: ‘Amacım bir savaşçı olarak savaş sanatının tüm inceliklerini göstermekti’ demeyeceğim. Ben yalnızca, şiirin davası için savaştım ve büyük harfle yazılması için dua ettiğim bir şiir yazdım. Şiir üzerimde hükmünü yürüttü.” (2004) sözleriyle hem şiire ilişkin düşüncelerini hem de şiirinin biçim ve içerik özelliklerini dile getirmiştir.

Deneme türünde de üretken olan sanatçı denemelerinde sıklıkla şiir ve şaire ilişkin düşüncelerini ele almakla birlikte İslami tefekküre ve günlük sosyal meselelere de eğilmiştir. “Şiir benim için, dünyada bulunuyor oluşumun anlamını fark ettirdiği sürece bir değer taşıyor.” cümleleri onun şiir anlayışını teşkil etmektedir. Şiirimize, poetik yaklaşımlar ve bu yaklaşımların sonuçları üzerine kafa yoran şairlerimizden olan Celal Fedai, eleştiri ve inceleme kitaplarında ise poetik fikirlerini ortaya koymuştur., Şiirle hem şair oluşuyla hem de bir edebiyatçı olarak ilgilenmiş ve bu uğraşlarını da kitap hâlinde okurlarına ulaştırmıştır.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir