Şimşek’ten Seçim Sonrası İlk Mesaj: Kararlılıkla Devam Edeceğiz

Seçim sonrası ilk açıklamasını yapan Mehmet Şimşek, “Eylül 2023’te açıkladığımız Orta Vadeli Programımızı (OVP) güçlendirerek kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz” dedi.

Haber Merkezi / Mehmet Şimşek, açıklamasının devamında, “OVP’de açıklanan takvime uygun olarak hayata geçireceğimiz yapısal reformlar ile ekonomide dönüşümü gerçekleştirerek verimlilik ve rekabet gücü artışı sağlayacağız. Böylece sürdürülebilir büyüme amacımıza ulaşarak sağlayacağımız kalıcı refah artışı toplumun tüm kesimlerince paylaşılacaktır” ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Şimşek, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Mahalli seçim sonuçları milletimiz ve ülkemiz için hayırlı olsun. Eylül 2023’te açıkladığımız Orta Vadeli Programımızı (OVP) güçlendirerek kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Ana hedefimiz olan enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmek için sıkı para, seçici kredi ve gelirler politikasına ilaveten kamuda harcama kontrolü yaparak tasarrufu ön planda tutacağız.

OVP’de açıklanan takvime uygun olarak hayata geçireceğimiz yapısal reformlar ile ekonomide dönüşümü gerçekleştirerek verimlilik ve rekabet gücü artışı sağlayacağız. Böylece sürdürülebilir büyüme amacımıza ulaşarak sağlayacağımız kalıcı refah artışı toplumun tüm kesimlerince paylaşılacaktır. Başarıya giden yol azim, kararlılık ve sabır ister. Azimliyiz, kararlıyız, başaracağız.”

TÜSİAD VE TOBB’dan hükümete “ekonomi ve yapısal reformları odaklanılması” çağrısı

Öte yandan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nden (TÜSİAD), yapılan yazılı açıklamada, Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin sonuçlarına ilişkin değerlendirmeler yer aldı.

Demokrasinin temel unsurlarından yerel yönetim seçimlerinin geride bırakıldığı belirtilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Görevlerine başlayacak belediye başkanlarımızı ve yerel yöneticilerimizi kutluyoruz. Yerel yönetimlere kentlerde tüm vatandaşlarımız için yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, iyi yönetişim ve etkin hizmet sunumuna yönelik çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Başta afet yönetimi olmak üzere tüm konularda merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında işbirliğinin güçlendiği bir dönem olmasını temenni ediyoruz. Yerel seçimlerin ardından ekonomimizi, demokrasimizi ve hukuk sistemimizi güçlendirecek yapısal reformlara hızla odaklanarak daha gelişmiş, saygın, adil ve çevreci Türkiye hedefine ulaşmak üzere el birliğiyle çalışmalıyız.”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yaptığı yazılı açıklamayla Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin sonuçlarını değerlendirdi.

Sonuçların ülke ve millete hayırlı olmasını temenni eden Hisarcıklıoğlu, “Yerel seçimlerin geride kalmasıyla, 4 yıllık seçimsiz bir dönem ülkemiz için önemli bir fırsattır. Ekonomide atılacak çok adım, yapılacak çok iş var, tüm gücümüzle enflasyonla mücadeleye odaklanmalıyız. Enflasyonla mücadele, para ve maliye politikası eş güdümünde daha başarılı olacaktır. Fiyat istikrarı ve finansal istikrar ile öngörülebilirlik güçlenecektir. Böylece teknoloji içeriği ve katma değeri yüksek yatırımlar artacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Hisarcıklıoğlu, ülkenin üretim gücünün korunması ve firmaların sürdürülebilirliğinin zarar görmemesinin önemine işaret ederek, yapısal reformlar konusunda etkin ve kararlı adımlar atılması gerektiğini aktardı.

Paylaşın

TÜSİAD’dan İktidara, ‘Yapısal Reformlara Hızla Odaklanmalı’ Çağrısı

Seçim sonuçlarına ilişkin açıklama yapan TÜSİAD, açıklamasında, “Ekonomimizi, demokrasimizi ve hukuk sistemimizi güçlendirecek yapısal reformlara hızla odaklanarak daha gelişmiş, saygın, adil ve çevreci Türkiye hedefine ulaşmak üzere elbirliğiyle çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Yerel seçimlerin tamamlanması sonrası Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden (TOBB), iktidara ekonomi ve yapısal reformlara odaklanılması için çağrıda bulunuldu.

TÜSİAD’dan yapılan yazılı açıklamada, Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin sonuçlarına ilişkin değerlendirmeler yer aldı. Demokrasinin temel unsurlarından yerel yönetim seçimlerinin geride bırakıldığı belirtilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

“Görevlerine başlayacak belediye başkanlarımızı ve yerel yöneticilerimizi kutluyoruz. Yerel yönetimlere kentlerde tüm vatandaşlarımız için yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, iyi yönetişim ve etkin hizmet sunumuna yönelik çalışmalarında başarılar diliyoruz. Başta afet yönetimi olmak üzere tüm konularda merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında işbirliğinin güçlendiği bir dönem olmasını temenni ediyoruz. Yerel seçimlerin ardından ekonomimizi, demokrasimizi ve hukuk sistemimizi güçlendirecek yapısal reformlara hızla odaklanarak daha gelişmiş, saygın, adil ve çevreci Türkiye hedefine ulaşmak üzere el birliğiyle çalışmalıyız.”

TOBB: Türkiye için fırsat

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yaptığı yazılı açıklama ile seçim sonuçlarını değerlendirdi. Hisarcıklıoğlu, açıklamasında şunları kaydetti:

“31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimleri tamamlandı. Sonuçları ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. Öncelikle, sandığa gidip oyunu kullanan, ülkemizin geleceğine ve demokrasiye sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum. Seçilen Belediye Başkanlarını tebrik ediyorum. Yerel seçimlerin geride kalmasıyla, 4 yıllık seçimsiz bir dönem ülkemiz için önemli bir fırsattır.

Ekonomide atılacak çok adım, yapılacak çok iş var. Tüm gücümüzle enflasyonla mücadeleye odaklanmalıyız. Enflasyonla mücadele para ve maliye politikası eşgüdümünde daha başarılı olacaktır. Fiyat istikrarı ve finansal istikrar ile öngörülebilirlik güçlenecektir. Böylece teknoloji içeriği ve katma değeri yüksek yatırımlar artacaktır.

Ülkemizin üretim gücünün korunması ve firmaların sürdürülebilirliğinin zarar görmemesi de önem arz ediyor. Yapısal reformlar konusunda etkin ve kararlı adımlar atmalıyız. Mesleki eğitim, istihdam politikaları, vergi reformu, yargının operasyonel etkinliğinin artırılması, kurumsal altyapının güçlendirilmesi, şehirlerimizin depreme direncinin artırılması, yeni sanayi havzalarının oluşturulması, kilit teknolojilerin ülkemize kazandırılması, yeşil ve dijital dönüşüme ülkemizin hazırlanması gibi birçok alanda reformlar bizi bekliyor.

Şimdi siyasi görüşümüz ne olursa olsun, milletimizin kararına saygı duyup, 86 milyon el birliği, akıl birliği ile aydınlık geleceğimize birlik ve beraberlik içinde yürüme zamanıdır.

Cumhuriyetimizin ilk yüzyılında ürün ve pazar çeşitliliğinde en üst lige çıktık. Şimdi ikinci yüzyılında daha huzurlu, daha mutlu ve daha müreffeh bir Türkiye için daha çok çalışma zamanı. İş dünyası olarak daha fazla üretim, yatırım, istihdam ve ihracat için çalışacağız.”

Mehmet Şimşek: Programa devam edeceğiz

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, seçim sonrası ilk mesajını verdi. Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Mahalli seçim sonuçları milletimiz ve ülkemiz için hayırlı olsun. Eylül 2023’te açıkladığımız Orta Vadeli Programımızı (OVP) güçlendirerek kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Ana hedefimiz olan enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmek için sıkı para, seçici kredi ve gelirler politikasına ilaveten kamuda harcama kontrolü yaparak tasarrufu ön planda tutacağız.

OVP’de açıklanan takvime uygun olarak hayata geçireceğimiz yapısal reformlar ile ekonomide dönüşümü gerçekleştirerek verimlilik ve rekabet gücü artışı sağlayacağız. Böylece sürdürülebilir büyüme amacımıza ulaşarak sağlayacağımız kalıcı refah artışı toplumun tüm kesimlerince paylaşılacaktır. Başarıya giden yol azim, kararlılık ve sabır ister. Azimliyiz, kararlıyız, başaracağız.”

Paylaşın

Türkiye, AK Parti Döneminde Faize 563 Milyar Dolar Ödedi

Türkiye’nin faiz giderleri giderek artarken, 2003-2023 arasında faize 563 milyar dolar ödedi. 2023’teki 28,4 milyar dolar faiz ödemesi 2011 yılından bu yana yıllık en yüksek değer oldu.

2023’te iktidarın topladığı 100 lira verginin 15 lirası faize giderken, 2024 yılında toplanacak vergilerin de en az 17 lirası faize gidecek.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 50’ye çıkarırken tüketici ve ticaret kredileri faiz oranları da rekor üstüne rekor kırıyor. İhtiyaç, taşıt ve konut kredisi ağırlıklı ortalamasını yansıtan tüketici kredisi faiz oranı 31 Mart yerel seçimleri öncesinde yüzde 77’ye kadar çıktı. AK Parti’nin iktidara geldiği Kasım 2002’de bu oran yüzde 50 idi. Böylece tüketici kredisi faiz oranı AK Parti iktidarında en yüksek seviyeye ulaştı. Aynı durum ticari krediler faiz oranları için de geçerli.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde “24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz.” vaadinde bulunduğunda tüketici kredisi faiz oranı yüzde 19 idi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) açıkladığı bu oran; ihtiyaç, taşıt ve konut kredisi ağırlıklı ortalamasını gösteriyor.

2020 yılının nisan ayında tüketici kredisi faiz oran yüzde 8’e kadar geriledi. Ancak sonra işler tüketiciler açısından hiç de yolunda gitmedi. Faiz oranı kademeli olarak yükselmeye başladı. Ancak yine de bu seneye gelinceye kadar yüzde 34’ü aşmadı. Temmuz 2022’de yüzde 34 oranı görüldü. 2023 yılı mart ayı başında yüzde 25’e kadar yeniden düştü.

14-28 Mayıs 2023 seçimlerinden sonra ise tüketici kredisi faiz oranı hızla yükselmeye başladı. Mart 2024 sonunda yüzde 77’ye kadar çıktı.

TCMB verilerine göre AK Parti iktidara geldiğinde tüketici kredisi faiz oranı yüzde 50 idi. Nisan 2023’te faiz oranı yüzde 55’ye kadar çıkmıştı. Eylül 2023’e kadar yüzde 55’in üstü görülmemişti. Eylül 2023’ün ikinci haftasında yüzde 58’i aşarak AK Parti döneminin en yüksek oranı görüldü. Bu tarihten sonra kademeli yükseliş sürerken 22 Mart 2024 haftasında yüzde tüketici kredisi faiz oranı yüzde 77’ye ulaştı.

Kasım 2002’de ticari kredi faiz oranı yüzde 40 idi. Nisan 2023’te yüzde 48 ile rekor kırarken bu tarihten sonra kademeli düşüş başladı. Faizler 2020 yılında yüzde 9’a kadar geriledi. Mart 2023’te yüzde 15 olan ticari krediler faiz oranı Ekim 2023’te yüzde 49’la AK Parti iktidarının en yüksek seviyesine ulaştı. Mart 2024’te faiz oranı yüzde 63’e ulaştı.

Öte yandan Türkiye’nin faiz giderleri giderek artıyor. Türkiye 2003-2023 arasında faize 563 milyar dolar ödedi. 2023’teki 28,4 milyar dolar faiz ödemesi 2011 yılından bu yana yıllık en yüksek değer oldu. 2023’te iktidarın topladığı 100 lira verginin 15 lirası faize gitti. 2024 yılında toplanacak vergilerin de en az 17 lirası faize gidecek.

Merkez Bankası politika faizini yüzde 50’ye çıkardı

TCMB’nin açıkladığı politika faizi 24 Haziran 2018 seçimlerinden hemen önce yüzde 17,75 idi. 2010 yılından bu yana politika faizinde rekor 2019 yılında yüzde 24 ile kırılmıştı. 14-28 Mayıs seçimlerinin ardından Ağustos 2023’te politika faizi ile 25 ile rekor kırdı. Ancak artan enflasyon ve döviz kurunun hızla yükselmesiyle Merkez Bankası faizi sürekli arttırdı ve son olarak yüzde 50’ye kadar çıkardı.

İhtiyaç kredisi, konut kredisi gibi tüketici kredilerinin yükselmesi halkı derinden etkiliyor. Kredi kartı faiz oranları TCMB’nin kararından sonra yükseliyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Ekonomik Kriz, Dar Gelirlinin Nefesini Kesti

CHP Bolu Milletvekili Türker Ateş, “Faiz artışları enflasyonu ve dövizin ateşini düşürmediği gibi, diğer taraftan dar gelirlinin nefesini kesiyor. İnsanlar her geçen gün borçlarını ödemekte daha da çok zorlanıyor” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bolu Milletvekili ve Sanayi ve Ticaret Komisyonu üyesi Türker Ateş, takibe düşen kredi kartı borçlarındaki hızlı artışa dikkat çekti.

Sol Haber’in aktardığına göre; Merkez Bankası’nın faiz artışlarının en çok dar gelirlileri zora soktuğuna dikkat çeken Ateş, “Sadece mart ayında 1,5 milyar liralık kredi kartı borcu, ödenemediği için takibe düştü. Yılbaşından beri takibe düşen kredi kartı borcu 5,8 milyar lirayı aştı” dedi.

Seçimden sonra kredi kartlarına getirilecek kısıtlamaların yoksullaşmayı daha da vahim boyutlara taşıyacağını ifade eden Ateş şöyle konuştu: “İktidar yoldan çıkardığı ekonomiyi, rayına oturtamadıkça işin kolayına kaçıp faturayı dar gelirliye kesmeye kalkıyor.

2023 sonunda 15 milyar 392 milyon lira olan takibe düşen kredi kartı borcu, 21 milyar 247 milyon liraya yükseldi. Sadece 3 ayda 5,8 milyar liralık kredi kartı borcu takibe düştü. Mart ayının ilk üç haftasında takibe düşen kredi kartı borcu 1 milyar 491 milyon lira. Faiz artışları enflasyonu ve dövizin ateşini düşürmediği gibi, diğer taraftan dar gelirlinin nefesini kesiyor. İnsanlar her geçen gün borçlarını ödemekte daha da çok zorlanıyor.”

‘Batık tüketici kredileri yılbaşından beri hızla artıyor’

Sorunun sadece kredi kartlarında olmadığını ifade eden Ateş, tüketici kredilerindeki batık oranının da yılbaşından beri hızla arttığına işaret etti. 2023 yılı sonunda, 29 milyar 443 milyon lira olan takibe düşen tüketici kredilerinin, daha üç ay dolmadan 33 milyar 887 milyon liraya ulaştığını belirten Ateş şunları söyledi:

“Yılbaşından beri daha üç ay geçmeden batık tüketici kredileri 3 milyar 444 milyon lira yükseldi. Faiz artışları enflasyonu ve dövizin ateşini düşürmediği gibi, diğer taraftan dar gelirlinin soluğunu kesiyor.”

Paylaşın

Goldman Sachs’tan Dikkat Çeken Enflasyon Ve TL Analizi

Yerel seçimler öncesi son Türkiye raporunu yayınlayan Goldman Sachs, raporunda, “Seçim sonuçlarından bağımsız olarak hem parasal hem de mali politikanın devamını ve rezervlerin yanı sıra TL’nin üzerindeki baskının da yatışmasını bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.

Raporda ayrıca, “Olumsuz baz etkisi nedeniyle de martta enflasyonun yıllık bazda yüzde 68,5’e yükseleceğini tahmin ediyoruz” denildi.

ABD merkezli çok uluslu yatırım bankası Goldman Sachs, 31 Mart Pazar günü gerçekleştirilecek yerel seçimler öncesi son Türkiye raporunu yayınladı.

Raporda, “Seçim sonuçlarından bağımsız olarak hem parasal hem de mali politikanın devamını ve rezervlerin yanı sıra TL’nin üzerindeki baskının da yatışmasını bekliyoruz. Bütçe gelirlerinin uzun dönemli ortalamasına ulaşmasından dolayı seçimlerin ardından geçen yıla benzer vergi artışları beklemiyor ve harcama yönlü baskıların da azalacağını düşünüyoruz” ifadesi kullanıldı.

Yıl sonu enflasyon tahminine de yer verilen raporda, “Enflasyonun mayısta zirveye çıkacağını ve oradan olumlu baz etkileriyle birlikte yıl sonuna kadar yüzde 33’e kadar keskin bir düşüşe başlayacağını tahmin ediyoruz” değerlendirmesinde bulunuldu.

Raporda, döviz talebine ilişkin olarak, “Türk halkının seçimlerden sonra TL’nin aşırı değer kaybedeceğine yönelik düşüncelerinden kaynaklı artan döviz talebi var ancak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) politika faizinde geçen hafta 500 baz puan artışa gitmesinin böyle bir değer kaybı olasılığının düşük olduğuna dair güçlü bir sinyal gönderdiğini düşünüyoruz” ifadesine yer verildi.

“Enflasyon yüzde 68,5’e yükseleceğini tahmin ediyoruz”

Ramazanın bu yıl mart ayına denk gelmesi nedeniyle artan gıda ve hizmet enflasyonuyla birlikte enflasyonun bu dönemde yüksek seyretmeye devam edeceği öngörüsüne yer verilen raporda, “Olumsuz baz etkisi nedeniyle de martta enflasyonun yıllık bazda yüzde 68,5’e yükseleceğini tahmin ediyoruz” denildi.

Raporda, aylık bazda döviz kurundaki zayıflık nedeniyle yükselen çekirdek mal enflasyonuna karşılık diğer Tüketici Fiyat Endeksi alt kalemlerinde yavaşlama beklendiğine işaret edilerek, mevcut enflasyon ortamında ücret artışları ve ramazan ayının enflasyon üzerindeki toplam etkisini hesaplamanın zorluğu nedeniyle tahminler üzerinde bir belirsizlik olduğu kaydedildi.

Paylaşın

Bakan Şimşek Açıkladı: Dünya Bankası’ndan 1,5 Milyar Dolar Kredi Aldık

Türkiye’nin dış kaynak akışına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Türkiye’nin ekonomi yol haritasına duyulan güven, dış kaynak akışının bu yıl da tüm hızıyla sürmesini sağladı” dedi ve ekledi:

“Dünya Bankası ile yürüttüğümüz verimli işbirliği kapsamında 3 ayrı proje finansmanı için 1,5 milyar dolar temin ettik. Söz konusu kaynak, Türkiye’nin enerji arz güvenliğinin sağlanması ve işletmelerin yeşil dönüşüm sürecinin desteklenmesi amaçları için kullanılacak.”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin dış kaynak akışına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gazete Pencere’nin aktardığına göre; Dış finansman kuruluşlarından, ülkedeki kurumlara proje finansmanı kapsamında kaynak sağlamaya devam ettiklerini vurgulayan Şimşek, son olarak Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının (EBRD) deprem bölgesi için açıkladığı 1,5 milyar Euroluk finansman paketi kapsamında 500 milyon Euroluk desteğe yönelik mutabakat zaptının imzalandığını anımsattı.

EBRD’nin ardından Dünya Bankasından da 3 proje için destek sağlandığı bilgisini veren Şimşek, “Türkiye’nin ekonomi yol haritasına duyulan güven, dış kaynak akışının bu yıl da tüm hızıyla sürmesini sağladı. Dünya Bankası ile yürüttüğümüz verimli işbirliği kapsamında 3 ayrı proje finansmanı için 1,5 milyar dolar temin ettik. Söz konusu kaynak, Türkiye’nin enerji arz güvenliğinin sağlanması ve işletmelerin yeşil dönüşüm sürecinin desteklenmesi amaçları için kullanılacak.” diye konuştu.

Şimşek, finansmanı Dünya Bankasından sağlanacak yaklaşık 1,5 milyar dolar tutarındaki 3 projenin Bankanın İcra Direktörleri Kurulu tarafından onaylandığına dikkati çekerek söz konusu projelere ilişkin bilgi verdi.

Bu kapsamda ilk olarak Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası AŞ (TKYB) ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası AŞ (TSKB) tarafından yürütülecek “Türkiye Dağıtık Enerji İçin Piyasa Geçişinin Hızlandırılması Projesi” kapsamında TKYB ve TSKB’ye yaklaşık 697 milyon dolar kaynak sağlanacağını belirten Şimşek, “Projeyle şirketlerin güneş panelleri ve batarya yoluyla elektrik depolama sistemlerine yönelik yatırımları desteklenecek. Böylece oluşturulacak ekonomik büyüklüğün 1 milyar doları geçmesi bekleniyor.” ifadesini kullandı.

Şimşek, böylece yenilenebilir enerji yatırımlarının teşvik edilerek Türkiye’nin enerji arz güvenliğinin destekleneceğine dikkati çekerek, “İkinci olarak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından kalkınma ajansları aracılığıyla yürütülecek ‘Türkiye Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş Projesi’ için yaklaşık 400 milyon dolar tutarında kredi sağlanacak. Projeyle yeşil geçişten olumsuz etkilenmesi beklenen sektörlerin desteklenmesi hedefleniyor.” dedi.

“416,7 milyon dolar kredi sağlanacak”

Bakan Şimşek, son olarak TKYB tarafından yürütülecek “Türkiye Endüstriyel Emisyon Azaltım Projesi” için TKYB’ye 200 milyon Euro ve 200 milyon dolar olmak üzere yaklaşık 416,7 milyon dolar tutarında kredi sağlanacağını bildirdi. Şimşek, şunları kaydetti:

“Projeyle KOBİ’lere uygun koşullu finansman sağlanarak daha yeşil üretim sistemlerine geçişleri desteklenecek. Ülkemizin 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedefleri doğrultusunda gerekli enerji dönüşümünün gerçekleştirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması ve kapsayıcı yeşil dönüşümün sağlanması için Dünya Bankası ile güçlü işbirliğimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Cari dengeyi gözetirken kaynaklarımızı daha üretken ve verimli alanlara yönlendirmeye devam edeceğiz.”

Öte yandan, Şimşek, geçen yıl uluslararası kuruluşlar, hükümet kuruluşları, ihracat kredi kuruluşları ve ticari kreditörlerden Türkiye’deki çeşitli sektörlere sağlanan dış kaynak tutarının 8,8 milyar dolara ulaştığını belirterek, “Sağlanan bu kaynaklar, hem Türkiye’ye hem de şeffaflık, tutarlılık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkelerini esas alan programımıza duyulan güvenin bir göstergesidir” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın

İki Aylık Dış Ticaret Açığı 13 Milyar Dolar

2024 yılı Ocak – Şubat döneminde ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,5 artarak 41 milyar 78 milyon dolar, ithalat yüzde 16,0 azalarak 54 milyar 33 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

Haber Merkezi / Öte yandan şubat ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,6 artarak 21 milyar 82 milyon dolar, ithalat yüzde 9,2 azalarak 27 milyar 853 milyon dolar oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Dış Ticaret İstatistikleri Şubat 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat şubat ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,6 artarak 21 milyar 82 milyon dolar, ithalat yüzde 9,2 azalarak 27 milyar 853 milyon dolar oldu.

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2024 yılının ilk iki ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,5 artarak 41 milyar 78 milyon dolar, ithalat yüzde 16,0 azalarak 54 milyar 33 milyon dolar oldu.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, şubat ayında yüzde 12,3 artarak 17 milyar 438 milyon dolardan, 19 milyar 589 milyon dolara yükseldi. Şubat ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 5,2 artarak 19 milyar 958 milyon dolardan, 20 milyar 989 milyon dolara yükseldi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı şubat ayında 1 milyar 400 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 8,5 artarak 40 milyar 578 milyon dolar, söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 93,3 oldu.

Şubat ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 44,2 azalarak 12 milyar 130 milyon dolardan, 6 milyar 771 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Şubat ayında yüzde 60,5 iken, 2024 Şubat ayında yüzde 75,7’ye yükseldi.

2024 yılının ilk iki ayında dış ticaret açığı yüzde 51,0 azalarak 26 milyar 419 milyon dolardan, 12 milyar 955 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı geçen yılın aynı döneminde yüzde 58,9 iken, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 76,0’a yükseldi.

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, şubat ayında imalat sanayinin payı yüzde 94,0, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4,2, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,4 oldu. Ocak-Şubat döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 93,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4,5, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, şubat ayında ara mallarının payı yüzde 68,8, sermaye mallarının payı yüzde 15,8 ve tüketim mallarının payı yüzde 15,3 oldu. İthalatta, 2024 Ocak-Şubat döneminde ara mallarının payı yüzde 70,9, sermaye mallarının payı yüzde 14,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 14,0 oldu

İhracatta Almanya, ithalatta Rusya ilk sırada

Şubat ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 722 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 332 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 158 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 73 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 66 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,1’ini oluşturdu.

Ocak – Şubat döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 3 milyar 484 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 2 milyar 536 milyon dolar ile ABD, 2 milyar 169 milyon dolar ile Irak, 2 milyar 156 milyon dolar ile İtalya ve 2 milyar 88 milyon dolar ile Birleşik Krallık takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 30,3’ünü oluşturdu.

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Şubat ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 4 milyar 27 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 434 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 218 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 543 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 337 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 45,1’ini oluşturdu.

2024 yılının ilk iki ayında ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 8 milyar 352 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 6 milyar 327 milyon dolar ile Çin, 4 milyar 135 milyon dolar ile Almanya, 2 milyar 739 milyon dolar ile ABD, 2 milyar 730 milyon dolar ile İtalya izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 44,9’unu oluşturdu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; Şubat ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 2,1, ithalat yüzde 4,9 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2024 yılı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 10,2 artarken, ithalat yüzde 12,7 azaldı.

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Şubat ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,0’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 2,7’dir. Ocak-Şubat döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 93,5’dir. Ocak-Şubat döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,1’dir.

Şubat ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 79,6’dır. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 12,5’dir. Ocak-Şubat döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 77,6’dır. Ocak-Şubat döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 12,1’dir.

Özel ticaret sistemine göre, şubat ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,2 artarak 19 milyar 241 milyon dolar, ithalat yüzde 9,0 azalarak 26 milyar 298 milyon dolar olarak gerçekleşti. Şubat ayında dış ticaret açığı yüzde 40,7 azalarak 11 milyar 895 milyon dolardan, 7 milyar 57 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 Şubat ayında yüzde 58,8 iken, 2024 Şubat ayında yüzde 73,2’e yükseldi.

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2024 yılının ilk iki ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,8 artarak 37 milyar 174 milyon dolar, ithalat yüzde 15,9 azalarak 51 milyar 69 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2024 yılının ilk iki ayında dış ticaret açığı yüzde 47,0 azalarak 26 milyar 239 milyon dolardan, 13 milyar 895 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı geçen yılın aynı döneminde yüzde 56,8 iken, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 72,8’e yükseldi.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Hizmet Üretici Enflasyonu Yüzde 83,02

Hizmet üretici enflasyonu, şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,94, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 18,64, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 83,02 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 77,02 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) Şubat 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Hizmet üretici enflasyonu, şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 2,94, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 18,64, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 83,02 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 77,02 arttı.

Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 76,49, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 90,16, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 87,64, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 76,70, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 87,23, idari ve destek hizmetlerde yüzde 94,52 arttı.

Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 1,77, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 4,63, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 6,88, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 0,88, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 2,01, idari ve destek hizmetlerde yüzde 3,69 arttı.

Paylaşın

Emekli Ve Yaşlılar Sosyal Yardımlarla Ayakta Kalıyor!

Sosyal koruma harcamaları 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 60,2 artış göstererek 1 trilyon 291 milyar 77 milyon lira oldu. Bu harcamaların yüzde 98,2’sini 1 trilyon 267 milyar 924 milyon lira ile sosyal koruma yardımları oluşturdu.

Haber Merkezi / Sosyal koruma yardımlarında ise en büyük harcama 567 milyar 450 milyon lira ile emekli/yaşlılara yapılan harcamalar oldu. Bunu 396 milyar 993 milyon lira ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları takip etti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Sosyal Koruma İstatistikleri 2000 – 2022 verilerini açıkladı. Buna göre; Sosyal koruma harcamaları 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 60,2 artış göstererek 1 trilyon 291 milyar 77 milyon lira oldu.

Bu harcamaların yüzde 98,2’sini 1 trilyon 267 milyar 924 milyon lira ile sosyal koruma yardımları oluşturdu. Sosyal koruma yardımlarında ise en büyük harcama 567 milyar 450 milyon lira ile emekli/yaşlılara yapılan harcamalar oldu. Bunu 396 milyar 993 milyon lira ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları takip etti.

Sosyal koruma harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payı 2022 yılında yüzde 8,6 oldu. Sosyal koruma yardımlarının GSYH içindeki payı ise yüzde 8,4 olarak gerçekleşti.

Risk/ihtiyaç grupları bazında bakıldığında, emekli/yaşlılara yapılan harcamaların yüzde 3,8 ile en büyük paya sahip olduğu görüldü. Bunu, yüzde 2,6 ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları ve yüzde 1,0 ile dul/yetim harcamaları takip etti.

Şartlı yardımlar içinde en büyük payı yüzde 47,5 ile aile/çocuk yardımları oluşturdu. Bunu yüzde 20,4 ile engelli/malul yardımları ve yüzde 13,9 ile hastalık/sağlık bakımı yardımları takip etti.

Nakdi yardımlarda en büyük payı yüzde 71,2 ile emekli/yaşlılara yapılan yardımlar oluşturdu. Bunu yüzde 18,6 ile dul/yetim yardımları ve yüzde 4,5 ile aile/çocuk yardımları takip etti.

Sosyal koruma gelirlerinin yüzde 41,4’ünü devlet katkıları, %28,4’ünü işveren sosyal katkıları ve yüzde 23,1’ini koruma kapsamındaki bireyler tarafından yapılan sosyal katkılar oluşturdu.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Ekonomik Güven Endeksi 100’e Yükseldi

Ekonomik güven endeksi şubat ayında 99 iken, mart ayında yüzde 1 oranında artarak 100 değerini aldı. Endeksin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekonomik Güven Endeksi Şubat 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Ekonomik güven endeksi Şubat ayında 99,0 iken, Mart ayında yüzde 1,0 oranında artarak 100,0 değerini aldı.

Bir önceki aya göre Mart ayında tüketici güven endeksi yüzde 0,02 oranında artarak 79,4 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 1,5 oranında artarak 103,5 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 1,5 oranında artarak 120,4 değerini aldı.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,0 oranında azalarak 113,3 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 3,6 oranında azalarak 88,6 değerini aldı.

Ekonomik güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Ekonomik güven endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endekstir.

Endeks, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endekslerinin alt endekslerinin ağırlıklandırılarak birleştirilmesinden oluşmaktadır.

Ekonomik güven endeksi hesaplamasında, her bir sektörün ağırlığı o sektörün normalleştirilmiş alt endekslerine eşit dağıtılarak uygulanmakta, güven endekslerine doğrudan uygulanmamaktadır.

Bu kapsamda tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerine ait toplam 20 alt endeks hesaplamada kullanılmaktadır. Ekonomik güven endeksinin hesaplamasında kullanılan alt endeksler her ayın ilk iki haftasında derlenen veriler kullanılarak hesaplanmaktadır.

Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği göstermektedir.

Paylaşın