Niğde: Gülbaba Türbesi

Gülbaba Türbesi; Niğde’nin Merkez İlçesine bağlı Güllüce Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

1600-1700 yılları arasında yaşamıştır. Misâli Baba ve Gülbaba lakaplarıyla tanınmıştır. Büyük Türk Padişahı IV. Murat Bağdat Seferi’ne giderken Niğde Güllüce Köyü yakınlarında ordusuyla konaklar, Sadrazam ordunun yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak üzere Güllüce Köyü’nde Gülbaba’yı ziyaret eder.

Gülbaba kısıtlı bir malzemeyle askerlerin ve hayvanların yiyecek ihtiyaçlarını karşılar. Bunun üzerine padişah IV. Murat Gülbaba’yı ziyaret eder, kendisine hediyeler verir. Gülbaba’da kış ortasında göğsünden taze, beyaz bir gül çıkarıp padişaha sunar.

Bu olaydan sonra köy Güllüce Köyü, Misâli Baba da Gülbaba olarak anılır. Bu rivayet bölgede yaygın bir biçimde, halk arasında bilinmektedir.  Gülbaba Türbesi ile ilgili bir olay da (Rıfat Yüzbaşıoğlu’nun Mehmet Öncel Koç’a yaptığı açıklamada) şöyle gerçekleşmiş: Gülbaba (Misâli Baba) Türbesi ve mezarlık çevresi düzenlemesi sırasında Yalova Gülcü lük Kooperatifi’nden gül talep edilir.

Gülleri almak için Niğde’den Yalova’ya bir araç gönderilir. Kooperatif yetkilileri ellerinde sadece beyaz gül kaldığını, renkli güllerin yanlışlıkla başka bir yere gönderildiğini bildirirler. Bunun üzerine sadece beyaz güller alınıp getirilir ve türbe etrafına bu güller dikilir.

Paylaşın

Niğde: Kemal Ümmi Türbesi

Kemal Ümmi Türbesi; Niğde’nin Merkez İlçesi, Yenice Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Düzgün kesme taştan inşa edilmiştir. Kare planlı, tek kubbeli olup, türbenin içerisinde iki mezar vardır. Küçük köşe eyvanlarına kadar iç kısmının orijinalliği sıva ve badana ile tamamen kaybolmuştur.

Yalnızca köşe eyvanları ve kubbe orijinalliğini korumuştur. Dıştan ise türbede duvarlar zaman, zaman kubbe ise tamamen restore edilmiştir. Kare planlı gövde dıştan sekizgene dönüşen kaide ile kubbeye birleşmektedir. Türbeye sonradan doğu duvarına bitişik olarak bir mescit inşa edilmiştir.

Yapım tarihi hususunda bir belge temin edilememişse de inşa tekniği ve kullanılan malzeme bakımından Rahmaniye Camii(1747) ve Dörtayak (Künk başI) Camii’ne (1764-65) benzerliğinden dolayI XVIII. yy. ikinci yarısında inşa edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.

Paylaşın

Niğde: Kesikbaş Türbesi

Kesikbaş Türbesi; Niğde’nin Merkez İlçesi, Eski Saray Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Türbe; tek katlı, dikdörtgen planlı türbeler gurubundadır. Dıştan 5.40 x 9.95 m. Ölçülerinde olan yapı, doğu-batı doğrultusunda yerleştirilmiş ve inşasında sarımtırak renkte ince yonu trakit taşı kullanılmıştır. Yapı oldukça sade inşa edildiğinden süsleme öğesi görülmemektedir.

Burada kesik baş yatmaktadır. Hakkında birçok efsane ve söylentiler vardır. En kuvvetlisi burada yatan kişinin Şemsi Tebrizi olduğudur. Mehmet Önder “Mevlana” adlı eserinde ‘ Niğde’deki Kesik baş Türbesi de Şems’e mal edilir” demek suretiyle çevremizdeki inanışı, incelemelerinde tespit etmiştir.

Paylaşın

Niğde: Şah Süleyman Türbesi

Şah Süleyman Türbesi; Niğde’nin Merkez İlçesi, Şahsüleyman Mahallesi, Emin Erişingil Bulvarı üzerinde yer almaktadır.

Türbeye, şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Yapı tek katlı, eyvan tipi türbeler grubuna girer. Dıştan yaklaşık 6.10×7.50m.ölçülerinde olan türbe, kuzey-güney doğrultusunda yerleştirilmiş ve hafif meyilli arazi üzerindedir.

Duvarda ve giriş açıklığında sarımtırak ince yonu trakit taşI örtü sisteminde ise tuğla kullanılmıştır. iç mekanda ise dikdörtgen prizma şeklinde kesme taş sanduka yer alır. Üzerinde yazI ve süsleme yoktur. Türbe oldukça sade inşa edilmiştir.

Paylaşın

Niğde: Ahmet Kuddusi Türbesi

Ahmet Kuddusi Türbesi; Niğde’nin Bor İlçesi, Armutlu Mahallesi, Alparslan Türkeş Bulvarı üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Niğde’nin yetiştirdiği önemli bir divan şairidir. Şairliğinin yanında bilgeliği ile de kendisine değer verilen önemli bir zattır. Vefat ettiği gün demirci körüklerinde demirin ısınıp tav almadığı söylenir. Ve yine vasiyetine göre; “Öldüğüm zaman, defin sırasında, cemaatimi fazla bekletmeyin” deyişiyle de dikkatleri çekmektedir.

15 Temmuz 1769 tarihinde doğan Ahmet Kuddusi, hakkında en çok ilmi’ çalışma yapılan divan şairlerinden biridir. İlk tahsilini Nakşi Şeyhi olan babasından almıştır. Sonradan Kuddusi Hz. Kadiri Tarikatı’nın merkezinde önder bir veli olarak görülür. 1265 senesi Cemaziyel ahir ayında vefat etmiştir.

Paylaşın

Niğde: Esenbey Türbesi

Esenbey Türbesi; Niğde’nin Merkez İlçesi, Şahsüleyman Mahallesi Zaimoğlu Sokak üzerinde yer almaktadır.

Türbeye, şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Türbenin kare gövdesinin üzeri sivrimsi kubbe ile örtülüdür. Gövde moloz kesme taş, kubbe moloz taş malzeme ile örülmüştür. Türbe Eretna HükümdarI Gıyaseddin Mehmet Bey’in oğlu, II. Eretna’nın oğlu  Esen Bey’e aittir.

Paylaşın

Niğde: Şeref Ali Türbesi

Şeref Ali Türbesi; Niğde’nin Merkez İlçesi, Yukarı Kayabaşı Mahallesi. Şerif Ali Sokağı üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

İnşa kitabesine göre, 1865-66 M. yılında yapılmıştır. Yaptıran Hacı Said Paşa’dır. Orijinal durumunu koruyan Türbe, 1976 yılında restore edilmiş, cephe duvarlarında aşınan taşlar yenilenmiştir. Yapı tek katlı, dikdörtgen planlıdır. Dıştan, 5.90x 9.20 boyutlarında, kuzey-güney doğrultudadır.

Yapı inşasında; sarımtırak renkte ince yönü trakit taşı kullanılmış ve itinalı işçilik görülür. Yapı oldukça sade inşa edilmiştir. 1335 yılında yapılan Sungur bey türbesi ile Kesikbaş, Ağa Yusuf, Arap dede, Şah Süleyman türbeleri de Niğde ili merkezinde bulunmaktadır.

Paylaşın

Niğde: Sarı Saltuk Hazretleri

Sarı Saltuk Hazretleri; Niğde’nin Bor İlçesi, Cumhuriyet Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Ahmed Kuddusi Hz. Türbesinin karsısında, küçük bir avlu içinde doğu-batı doğrultusunda  dikdörtgen planlı, Küçük kubbeli yapı Sarı Saltuk Türbesidir Sarı Saltuk, Buharalı olup asıl adı Mehmed Buhari olup, Yesevi Tarikatı kurucusu Ahmed  Yesevi’nin müritlerindendir.

Tahminen H.560–680 yılları arasında yaşamıştır. Ahmed Yesevi Türkistan’da olduğu gibi Anadolu’da ve hatta daha uzak diyarlarda İslamiyet’i ve tarikatının yayılması için önce halifesi Hacı Bektaş-ı Veli’yi Anadolu’ya gönderir. Ardında Hacı Bektaş-ı Veli’ye yardım maksadı ile Sarı Saltuk’u Diyar-ı Rum’a gitmesi için gönderir.

Kaynaklarda anlatılan menkıbeye göre; Sarı Saltuk yanında 700 kişilik kuvvetle daha önceden Ahmet Yesevi tarafından Anadolu’ya gönderilen Hacı Bektaş-ı Veli’ye yardıma gönderilir. Ahmed Yesevi tahta kılıcını Sarı Saltuk’un beline kuşattıktan sonra O’na “Saltuk Muhammed’im: Bektaş’ım seni Rum’a göndersin Leh diyarında delalet-âyin olan Sarı Saltuk suretine girip, ol mel’unu bu tahta kılıçla katleyle.

Makedonya, Dobruca’da, yedi krallık yerde nam ve şan sahibi ol” der. Şeyhinin dediği gibi Hacı Bektaş-ı Veli Onu Dobruca’ya gönderir. Gerçekten de Türklerin ilk Rum (Avrupa) Kıtası’na geçişinde Sarı Saltuk bulunmuş ve Dobruca’nın fethedilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Sarı Saltuk’un nerede öldüğü ve kabrinin nerede olduğu kesin olarak bilinmemektedir.

Yine kaynaklarda anlatılan menkıbeye göre; Sarı Saltuk Dobruca’da vefat etmiş ve vasiyeti üzerine yedi tabut hazırlanarak müritlerince çeşitli diyarlara götürülerek türbeler yapılmıştır. Bugün Bor’da bulunan Sarı Saltuk Türbesi, Sarı Saltuk’un vasiyeti ile gönderilen yedi tabuttan birine ait olup olmadığı bilinmemektedir. Ancak genel kanı türbenin Sarı Saltuk’un kabri değil makamı olduğudur.

Sarı Saltuk’un hayatında Bor’un yerini inceleyecek olursak; 1231 yılında Baba İlyas Horasanî isyanı çıkmış ve isyan devlet tarafından bastırılmıştır. Bu sırada Sarı Saltuk’un Bor mağaralarına sığındığı anlatılır.

Yine Hacı Bektaş-ı Veli, bugünkü Nevşehir’in Hacı Bektaş ilçesinde yasaşken, Sarı Saltuk’ta bu civarda bulunmuş ve bir dönem Bor’da ikamet etmiş olma ihtimali yüksektir. Ayrıca Bor’da yasamış ve burada türbesi olan Ahmed Kuddusi’nin Sarı Saltuk’tan bahseden şiiri Bor’daki türbenin önemini göstermektedir.

Paylaşın

Niğde: Gündoğdu Türbesi

Gündoğdu Türbesi; Niğde’nin Merkez İlçesi, Yenice Mahallesi. Türbe Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Hüdavent Hatun Türbesi güney yönündedir. Türbenin inşa kitabesi yoktur. Fakat Safer Haziran 1344 M. tarihinde vefat eden Gündoğdu oğlu Ahi Bevvap adına yazılan mezar kitabesi sonradan taç kapıya yerleştirilmiştir. Buna istinaden türbe 1344 yılı civarı yapıldığı kabul görülmektedir. Yapan ve yaptıran bilinmemektedir.

Bazı onarımlarla günümüze gelen türbe, orijinal özelliğini korumaktadır. Yapı tek katlı ve kare planlı türbeler sınıfına girer. Yapının inşasında sarımtırak renkte ince yönü trakit taşı giriş açıklığı sövelerinde mermer, basık kemerlerinde kırmızı ve sarımtırak renklerde kesme taş, pencerelerin söve ve lentolarında beyaz mermer kullanılmıştır.

Türbe inşasında oldukça temiz bir işçilik görülmektedir. Kare planlı türbe dıştan;6.50×6.50 m. ölçülerindedir. Yapının alt kısmı kare planlı, cephe duvarları zeminden 2.20 m. yükseklikten itibaren birbirine bitişik 2 üçgen oluşturacak şekilde pahlanarak üst kısımda 0nikigen planlı ensiz bir kasnak meydana getirir. Bu durum türbede dıştan piramidal külahla, içtende tromplu kubbeyle kapatılmasına sebeptir.

Yapının doğu cephesinde taç kapı, kuzey ve batı cephelerinde ise birer pencere açılmıştır. Taç kapıya çift kollu ikişer basamaklı taş merdivenle çıkılır. Türbe sade inşa edilmekle birlikte, taç kapı, mihrap ve pencerelerde bezemeler dikkati çeker. Taç kapı; genişlikleri farklı iki bordür ve dört silmeyle üç yönden kuşatılmıştır. Motifler alçak kabartma tekniğindedir. Taç kapı kavsarasızdır. İçteki iki bordür, üstten kemer şeklinde kuşatılarak tahfif kemerini oluşturmuştur. İçte mihrap oldukça sade tutulmuştur.

Paylaşın

Niğde: Hudavent Hatun Turbesi

Hudavent Hatun Turbesi; Niğde’nin Merkez İlçesi, Yenice Mahallesi, Arapdede Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Taç kapısı üzerindeki inşa kitabesine göre, 1312–13 M. yılında yapılmıştır. Anadolu Selçuklu Hükümdarı IV. Rukneddin Kılıç Aslan’ın kızı Hüdavend Hatun yaptırmıştır. Günümüze bazı onarımlar görerek gelen türbe, orijinal özelliğini korumaktadır.

Yapı, tek katlı ve sekizgen planlı türbeler grubuna girer. Yapı inşasında sarımtırak renkte ince yönü trakit taşı; kapı ve pencerelerin söve, kemer ve lentolar ile kasnaktaki kuşak ve kitabelerde beyaz mermer kullanılmıştır. Kasnaktaki sivri kemerli alınlıklardaki bezemelerle, pencerelerdeki figürlü süslemelerde ve pencere şebekelerinde daha ince dokulu ve sert olan kırmızımtırak renkte taş; iç mekânın kubbe kasnağında sağır sivri kemerlerde siyah kesme taş kullanılarak oldukça zengin malzemeye yer verilmiştir.

Yapını inşasında oldukça temiz ve itinalı bir işçilik görülür.Türbe, sekiz kenarlı bir kaide üzerinde sekizgen gövde olarak yükselmekte ve üstte Onatlı kenarlı kasnağa dönüşerek içten kubbeye, dıştan da sekiz kenarlı piramidal külahla kapatılmıştır. Türbe yapı bakımından olduğu kadar, bitkisel, geometrik ve özellikle figürlü plastik bezemeleri bakımından özeldir.

Paylaşın