Babacan’dan İstanbul Sözleşmesi Açıklaması: Vazgeçmiyoruz

Partisinin ‘Kadın İçin Adalet Eylem Planı’nı açıklayan DEVA Lideri Babacan, konuşmasında, “Bizim ülkemizde, hatta bu şehirde imzalanmış, adımızı verdiğimiz İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz, sahip çıkıyoruz. Bu nedenle gece yarısı tek bir kişinin imzası ile çıkılan sözleşmeyi savunmaya devam edeceğiz. Çünkü kadına yönelik şiddetin öncelikle bir zihniyet sorunu olduğunu biliyoruz, bunu yüreklendirecek her türlü siyasi hamlenin karşısındayız.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Babacan, konuşmasının devamında, “Hedefimiz parite olmakla birlikte şu an partimizde %35 cinsiyet kotası var. Eşitliği sağlayana dek en az %35 ile hareket etmeyi şart koştuk. Bu, tüm siyasi partiler içindeki en yüksek kotadır. Çünkü biz kadın erkek yan yana yürüyeceğiz dedik. Siyaset sadece erkeklere bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir dedik.” dedi.

Partisinin Kurucular Kurulu üyesi, emekli asker Metin Gürcan’ın gözaltına alınmasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Babacan, “Bu gelişme eğer siyasi bir nitelikteyse, eğer hedef partimize yönelik bir tutumsa veya ülkenin bu ağır ekonomik kriz gündeminin üzerini örtmekse, bu tür girişimler DEVA kadrolarını asla yıldıramaz” ifadelerini kullandı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nda düzenlenen “Kadın İçin Adalet Eylem Planı” tanıtım toplantısında konuştu. Babacan açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

“Bakırköy Sulh Ceza Hakimliği’nin kararı üzerine bugün Metin Gürcan’ın evinde arama yapıldı. Kendisi şu anda gözaltında. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020 yılındaki bir soruşturmasına dayanarak bu işlemin yapıldığı bilgisini almış durumdayız. Söz konusu soruşturmayla ilgili bizim hukukçu arkadaşlarımız konuyu çok yakından takip ediyor. Ben eşi Senem Hanım’la telefonda görüştüm, geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Hem ailesine olan desteğimiz hem de Metin Bey’e olan hukuki desteğimiz yoğun şekilde devam ediyor.

Şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Bu gelişme eğer siyasi bir nitelikteyse, eğer hedef partimize yönelik bir tutumsa veya hedef ülkenin bu ağır ekonomik kriz gündeminin üzerini örtmekse, bu tür girişimler DEVA kadrolarını asla yıldıramaz. DEVA kadrolarını asla yolundan alıkoyamaz. Eğer bu işin arkasında bir siyasi niyet varsa, siyasi motivasyonla yapılan bir iş ise, ki bu tür gelişmeler de olabiliyor biliyorsunuz, biz yolumuza devam ediyoruz. DEVA kadrolarını asla yıldıramazlar.

Türkiye’de geleneksel olarak muhalefet dış politika ve dış güvenlik konularında muhalefet yapmazdı. Hükümet ne derse muhalefet en hafifinden sessiz kalırdı. Bizimle beraber bu gelenek değişti. Hükümetin dış politikadaki, dış güvenlik konularındaki hatalarını açık açık, ön alıcı bir şekilde işaret ediyoruz. Bu ülkenin geri dönülemez yollara girmemesi, içinden çıkılmaz sorunların içine yuvarlanmaması için gayret ediyoruz. Metin Bey de partimizde dış politika ve dış güvenlik meselelerini en keskin bir şekilde, en sivri dille eleştiren arkadaşlarımızdan bir tanesi.

Çok sayıda televizyon yayınına çıkıyordu, raporlar yazıyordu, köşe yazıları yazıyordu. Bu şekilde de tabii ister istemez bazılarının rahatını, huzurunu kaçırıyordu… Tabii şu da önemli, bu dönem DEVA Partisi’nin her geçen gün güçlendiği, her geçen gün etkisinin arttığı bir dönem… Tüm Türkiye’de adından artık en çok söz edilen, en çok takip edilen siyasi partilerden birisi oldu DEVA Partisi… Biz aynı zamanda hukuka çok saygılı, hukukun üstünlüğünü çok önemseyen bir siyasi partiyiz. Dolayısıyla meselenin sadece ve sadece hukuk çerçevesinde gidip gitmediğinin de takipçisi olacağız.

‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz’

Bizim ülkemizde, hatta bu şehirde imzalanmış, adımızı verdiğimiz İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz, sahip çıkıyoruz. Bu nedenle gece yarısı tek bir kişinin imzası ile çıkılan sözleşmeyi savunmaya devam edeceğiz. Çünkü kadına yönelik şiddetin öncelikle bir zihniyet sorunu olduğunu biliyoruz, bunu yüreklendirecek her türlü siyasi hamlenin karşısındayız.

Ülkemizdeki mevcut yönetim krizinin en ağır maliyetini kadınlar ödüyor, bunu çok iyi biliyoruz. Her hanenin geçim yükünü üstlenenler; kadınlar. Yokluğu, yoksulluğu en derinden fiilen yaşayanlar; yine onlar. Demokrasi kriziyle, eşitliğe aykırı muameleyle en çok muhatap olan onlar. Hukuk kriziyle, her alanda hukuksuzluğu iliklerine kadar yaşayan onlar. Hakkını ararken dahi ‘başında örtü var’, ‘kılığına kıyafetine bak’, ‘o saatte ne işi varmış’ gibi her türlü haksız ve hadsiz müdahaleyle karşılaşan onlar. Tüm bu krizlerin bedelini maalesef canlarıyla ödeyenler de onlar…

Partimizin programında da açıkça yazdığımız üzere toplumsal cinsiyet eşitliğine önem veriyoruz.Kadınların her alanda eşit hak ve şartlarda olması gerektiğine ve bunun için birlikte çalışmanın zorunluluk olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle; partimizde ‘kadınlar kolu’ gibi ayrı bir yapılanma bulunmuyor. kadınları ‘yardımcı güç’ veya seçimden seçime sahaya sürülecek ‘yedek kuvvet’olarak görmüyoruz. Çünkü biz tüm karar mercilerinde kadınların söz sahibi olması gerektiğini düşünüyoruz.

Hedefimiz parite olmakla birlikte şu an partimizde %35 cinsiyet kotası var. Eşitliği sağlayana dek en az %35 ile hareket etmeyi şart koştuk. Bu, tüm siyasi partiler içindeki en yüksek kotadır. Çünkü biz kadın erkek yan yana yürüyeceğiz dedik. Siyaset sadece erkeklere bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir dedik. Kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla oluşturulmuş tüm yasal düzenlemelerin etkin biçimde uygulanmasının takipçisiyiz. Her ne kadar belli bir dönemde iç hukukumuzda olumlu düzenlemeler yapılmış olsa da uygulamadan kaynaklanan sorunları biliyoruz, görüyoruz. Bu nedenle bu sorunları ortadan kaldırmak üzere gerekli her türlü tedbiri alacağız, yasal düzenlemeleri gerçekleştireceğiz. Yasaların önleyici gücünü ön plana çıkaracağız.

Aslolanın şiddet olaylarının gerçekleşmesini önlemek. Olay olduktan sonra ceza önemli ama cezanın asıl amacı biliyorsunuz caydırıcılık. Uygulamada, haksız sonuçlara yol açan ‘iyi hal indirimi’ gibi düzenlemeleri kadın hak ve özgürlüğünü koruyacak şekilde yapılandıracağız. Bir kez daha buradan, ülkemizde senelerdir yılmadan, baskılara aldırmadan mücadelesine devam eden kadın hareketine bu ülkenin bir vatandaşı olarak teşekkür ediyorum.

DEVA Partisi olarak bir ilke imza atıyoruz. Siyasi tarihimizde ilk defa, seçimlerden çok önce, iktidar olduğunda neler yapacağını detaylı olarak, madde madde, bütçesiyle, takvimiyle, eylem planları olarak açıklayan ilk partiyiz. Çünkü biz seçimlerin ardından, göreve geldiğimiz ilk dakikada dahi ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz. Eski alışkanlıklar gibi, ‘yaparız’, ‘bakarız’, ‘hele bi seçilelim’ zihniyetinde asla değiliz. İşte bu nedenle, iktidarımızın ilk 90 gününde ve ilk 360 gününde uygulamaya koyacağımız politikaları, en somut biçimiyle halkımızla paylaşıyoruz.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir