Babacan’dan İş Dünyasına Sert Sözler: Sus Pus Oldular, Etkileri Sıfır

İş dünyasına sert eleştirilerde bulunan DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, “Siyaset üzerinde baskı, medya üzerinde baskı, STK’lar üzerinde baskı, sanat camiası üzerinde baskı, iş dünyasını zaten sanmıyorum iş dünyası suspus… Bir zamanların en etkili kuruluşları, diyelim ki TOBB, diyelim ki TÜSİAD, bir açıklama yaparlardı baya etkili olurlardı. Şu anda sıfır etki” dedi.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi  Genel Başkanı Ali Babacan, Ekol TV’de Pınar Işık Ardor ile “Kontrol Noktası” programında gündemi değerlendirdi. Babacan, AK Parti’nin temel ilke ve değerlerinde sapmalar olduğunu vurgulayarak, yanlışın içinde ve yanında durmadıklarını, DEVA Partisi’ni kurduklarını belirtti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının İmamoğlu’na hapis ve siyasi yasak talebiyle iddianame hazırlamasına tepki gösteren Babacan, “Partimiz 9 Mart’ta tam beş yılı dolduracak. ‘Hukuksuzluğa itirazımız var’ dedik, ‘Adaletsizliğe itirazımız var’ dedik. ‘Rasyonalite dışı, akılcı olmayan ekonomi yönetimine itirazımız var’ dedik. ‘Ülkemizdeki fakir fukaralığa itirazımız var’ dedik ve DEVA Partisi’ni kurduk. Şu anda bambaşka bir yolda yürüyoruz. Türkiye’nin çözülmesi gereken sorunlarının temelinde hukuk ve adaletin olması gerektiğini düşünüyoruz. Bahsediyorsunuz ya… Acaba siyasi yasak gelir mi, şudur, budur… Adaletin tam işlediği bir ülkede, yargının tarafsız ve bağımsız çalıştığı bir ülkede aslında bu soruların olmaması lazım. İnsanların yargıya güvenmesi lazım. ‘Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin yargısına teslim olurum, eminim ki çok hızlı ve adil karar çıkar buradan’ diye insanların güvenmesi lazım. Ama şu anda böyle bir şey maalesef mümkün değil” ifadelerini kullandı.

İktidarın korku ile ülke yönetmeye çalıştığını kaydeden Babacan, “Maalesef ülkemizde giderek artan bir oranda bu baskı iklimi ağırlaşıyor. Bundan Türkiye kazanmaz, tam tersine Türkiye gittikçe gençlerin soğuduğu, gençlerin umutlarını kesmeye başladığı ve kendi ülkesindeki gençlerin başka ülkelerde hayat kurmaya hazırlandığı bir ülke haline gelir. Onun için biz çok üzülüyoruz, aynı zamanda çok kızıyoruz. Bu büyük ve güzel ülkenin çok daha iyi yönetilmeye layık olduğunu düşünüyoruz. Bir iktidar başarı üretecek ve umut verecek… Başarı üretemeyince, umut veremeyince korku ile bu ülkeyi yönetmeye çalışıyorsanız bu iktidarın artık kullanım süresi dolmuştur, miadı dolmuştur ve bir an önce bir değişim o ülkede artık şarttır” diye konuştu.

Yeni Yol oluşumuna yeni partilerin de dahil olabileceği sinyalini veren Babacan, iktidar ve muhalefete alternatif oluşturacaklarının altını çizdi. Babacan, şu ifadeleri kullandı: “AK Parti ve MHP’nin içinde olduğu ama başka partilerin de içinde olduğu bir iktidar blogu var şu anda. Bir de ana muhalefet var. Yeni Yol’un özü vatandaşlarımızı iktidar ile ana muhalefet arasına sıkıştırıp bırakmamak, Türkiye’de ‘Ya onu seçeceksin ya onu seçeceksin, başka da çaren yok’ gibi bir çaresizlikten Türkiye’yi kurtarmak. Asıl amacımız bu. Yani bir zamanlar AK Parti’ye, iktidar partisine destek vermiş ama artık onların hiçbir konuda çözüm üretemediğini gören ve artık aidiyeti azalmış milyonlarca dindar muhafazakâr vatandaşımız var Türkiye’de.

Yine merkez sağda arayışı olan insanlar var. Rahmetli Özal’ı hayırla yad eden, Rahmetli Demirel’i Menderes’i hayırla yad eden ve o günlerle ilgili güzel şeyler hatırlayan milyonlarca vatandaşımız var. Bir de gençler var. Bütün bu insanlara baktığımızda aslında bir yandan iktidar partisi ile ilgili bağlarını önemli ölçüde zayıflatmışlar. Ama elleri de CHP’nin altı okunun altına gitmiyor. Tam da bu kitle için biz diyoruz ki ‘Buradayız. Biz varız. Türkiye çaresiz değil. Türkiye bu iki kutuplu siyasete mahkûm değil. Türkiye için yeni bir yol mümkün’ diyoruz. Yeni Yol’un aslında çıkış noktası budur.”

Babacan, 2023 Mayıs seçimlerine yönelik yöneltilen bir soru üzerine de şu yanıtı verdi: “Biz DEVA Partisi olarak CHP’den gelen aşırı ısrar sonucunda ortak listelerden seçime girdik. Gidip de biz kimseden ricacı olmadık. O günkü siyasi tabloya baktı CHP. O gün Genel Başkan dedi ki, ‘Cumhurbaşkanlığı kazanabiliriz ama Meclis’te çoğunluğu sağlayamıyoruz. Çünkü bu tarafta iki parti var AK Parti, MHP seçime giren partiler açısından. Burada Altılı Masa, Altı Parti. Dolayısıyla ortak listelerden girmezsek oylar bölünüyor ve küsuratları kaybediyoruz. Mecliste çoğunluğu sağlayamıyoruz.’ Biz ısrarlı talep üzerine girdik ve milletvekillerimizin her biri hak ederek seçildi. DEVA Partisi’nin adayının olduğu her bir yerde CHP’nin önceki seçimlere göre oyu yükseldi. Dolayısıyla biz kendimiz hak ederek milletvekillerimizi kazandırmış olduk. Ve bu şekilde de Meclis’teki çalışmalarımız devam ediyor.”

Devletin harcadığı bir kuruşun bile dikkatli harcanması gerektiğini vurgulayan Babacan, aksi takdirde enflasyonu tek haneye indirmenin mümkün olmadığını söyledi. Babacan, “Mesela şu andaki en önemli sorunlardan bir tanesi israf değil mi? Bu israfı nasıl önleyeceğiz? Çok basit diyorum. 28 tane ülkenin uyguladığı bir ihale yasası var; kamu alımları yasası var. Avrupa Birliği’ne üye 28 ülke aynı mevzuatla devlet parası harcıyor. Diyorum ki tasarruf istiyorsanız getirin onu aynen Türkiye’de uygulayın. Niye uygulamıyorsunuz? Bakın uygulayın, göreceksiniz. Örnek veriyorum, 2 milyon liraya mal olan deprem konutu bugün Türkiye’de 1 milyona mal olacak. Bunu uygulayın” dedi.

İhale yasasını değiştirme çağrısını yineleyen Babacan, “Tam 33 tane fasıl vardır Avrupa Birliği müktesebatında. Bu 33 fasılın bir tanesi tamamen kamu alımlarıdır. Yani bütün ülkeler 33 konuda ortak politika uygular. Ortak politikalardan bir tanesi de kamu alımlarıdır. Yani ihale yasasıdır. Mesela Sayın Şimşek, Sayın Yılmaz bunu gayet iyi bilir Uygulayabilirler mi? Mümkün değil yani. Ellerini uzattıkları anda ellerine vururlar. Cık dokunma oraya derler. Geri çekilmek zorundalar. Neden peki? Çünkü orada büyük bir menfaat şebekesi var. Avrupa Birliği’nin ihale yasasını Türkiye’de uygulamamanın ve böyle adrese teslim, ihale vermenin oluşturduğu büyük bir menfaat şebekesi var. İyi tanıdığım iki arkadaşımız bu menfaat şebekesinin o çemberini kırıp da bir şey yapamazlar. Oralara dokunamazlar, giremezler” ifadelerini kullandı.

“İş dünyası suspus; TOBB ve TÜSİAD’in etkisi sıfır”

“Hükûmet başarı üretemiyor şu anda. Yani bu ülkeyi yöneten hükümet başta Sayın Erdoğan olmak üzere ülkenin sorunlarını çözecek kapasitesini kaybetmiş durumda. Türkiye’de şu sorun çözüldü, öyle diyorsunuz ama şurada da iyiye gidiyoruz diyebileceğimiz bir alan Türkiye’de hemen hemen kalmadı. Başarı üretemeyince artık millete başarı sunamayınca ne yapıyor, kendisine karşı çıkabilecek, rakip olabilecek, muhalefet yapabilecek kim varsa onlar üzerinde baskı üretmeye başlıyor. Ve bu baskı da gittikçe artıyor. Siyaset üzerinde baskı, medya üzerinde baskı, STK’lar üzerinde baskı, sanat camiası üzerinde baskı, iş dünyasını zaten sanmıyorum iş dünyası suspus… Bir zamanların en etkili kuruluşları, diyelim ki TOBB, diyelim ki TÜSİAD, bir açıklama yaparlardı baya etkili olurlardı. Şu anda sıfır etki…”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir