Akşener: Yemin Törenini HÜDA PAR İçin Seçim Sonrasına Bıraktılar

Katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulunan İYİ Parti Lideri Akşener, “Seçilmeyi o kadar çok istiyor ki Erdoğan, o kadar alıştı ki bu güce. Bu gücü bırakmamak için bir sürü hata, kusur, muhtemelen hukuksuzluk var. Bütün bunlara bir bütün olarak baktığınızda oradan ayrılmamak için her yolu denedi” dedi ve ekledi:

“Cumhur İttifakı’nı genişletti ve kadının sahiplendirilmesinde ön gören, bunu söyleyen, dört maddenin değişmesine ilişkin talebi olan, bayrağın Türkiye bayrağı denmesine yönelik talebi olan hem Hizbullah’ın hem PKK’nın terör örgütü olmadığını düşünen bir siyasi partiyi aldı Meclis’e getirdi”

Akşener, açıklamasının devamında, “Yemin töreni ile ilgili bir problem oldu. Mazbataların geç verilmesinin sebebi seçim. Seçim öncesinde yemin töreni yapılsaydı HÜDA PAR’ın bir milletvekili bu yemini doğru bulmadığı ifade etmişti, belki de etmeyecekti. Bilmiyoruz, sonuçta bundan kaçınmak için yemin törenini seçimden sonrasına bıraktılar” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın mitinglerde izlettiği, Kemal Kılıçdaroğlu’nun hedef alındığı montaj video ile ilgili de konuşan Akşener, “Kılıçdaroğlu’nu izam eden yalan, kurgu bir video orada oynatıldı. Bir vatandaş buna inansa ve terör örgütüyle iltisaklı olarak görse ve bir saldırıda bulunsa bunun azmettiricisi Sayın Erdoğan’dır” dedi.

Akşener ayrıca AK Parti seçmenine de seslenerek Erdoğan’ın son dönemi olduğunu belirtip, “AKP’li seçmenler, Sayın Erdoğan’ı çok sevenler, bu seçimde Sayın Kılıçdaroğlu’na oy versinler ki; biz parlamenter demokrasiye geçiş yapalım ve artık şu rövanş işinden vazgeçelim” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, FOX TV’de katıldığı programda soruları yanıtladı. Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“En fazla kadınlar ve gençlerle ilgili edinilmiş haklar kaçacak. Bu ülkede nefes almak izne tabi olacak. Çünkü şartlar onu getirecek. Burada benim ısrarla üzerinde durduğum şey, sistem. Yani öznem Sayın Erdoğan değil; hep örnek veriyorum. Sizlerden birini o sistemin içine seçelim koyalım altı ay sonra ya psikiyatrik durum ortaya çıkar ya da bambaşka bir insan tipi ortaya çıkar. Dolayısıyla bir ayda Sayın Erdoğan’ın seçim olduktan sonra yaptığı atamalara dair kararları bunlar.

Şimdi, inanılmaz bir güç ve o gücün kendisine de bir ışık gibi yansıması gayreti içinde bir insan kesimi var. Öyle olunca bir günde, bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden bu sistemin başında oturan kişi vazgeçti. Böyle bir kararname ile inanılmaz atamalar yapıldı. Böyle bir kararname ile sizi aldı öbürünü koydu falan filan. Şimdi, bu Meclis’e giren, seçilmeyi o kadar çok istiyor ki Erdoğan, o kadar alıştı ki bu güce. Bu gücü bırakmamak için bir sürü hata, kusur, muhtemelen hukuksuzluk var. Bütün bunlara bir bütün olarak baktığınızda oradan ayrılmamak için her yolu denedi.

Cumhur İttifakı’nı genişletti ve kadının sahiplendirilmesinde ön gören, bunu söyleyen, dört maddenin değişmesine ilişkin talebi olan, bayrağın Türkiye bayrağı denmesine yönelik talebi olan hem Hizbullah’ın hem PKK’nın terör örgütü olmadığını düşünen bir siyasi partiyi aldı Meclis’e getirdi. Yemin töreni ile ilgili bir problem oldu. Mazbataların geç verilmesinin sebebi seçim. Seçim öncesinde yemin töreni yapılsaydı HÜDA PAR’ın bir milletvekili bu yemini doğru bulmadığı ifade etmişti, belki de etmeyecekti. Bilmiyoruz, sonuçta bundan kaçınmak için yemin törenini seçimden sonrasına bıraktılar.

‘Erdoğan’ın son dönemi’

Yasağın bol olduğu, kayırmanın çok olduğu, 82 puan alsanız dahi eğer sizin AKP bünyesinde tanıdığınız yoksa 54 puanla yakın arkadaşınız atandığı, mülakatta elendiğiniz, keyfi bir sistemin, hukukun katledildiği, yargının yok olduğu bir sistemin içinde bir nefes alamaz. Önce kadınlar, gençler sonra sıra size gelir. Bütün bunları kaybederiz. Özellikle AKP’lilere seslenmek isterim; Sayın Erdoğan’ın son dönemi. Burada da öfkenin kat be kat arttığı, yumuşak davransa onu seçenlerin onun üzerine hücum edeceği bir alan birikecek.

Sonuç itibariyle bitmeyen bir rövanş. Buradan seçilecek bir başkan da bu yetkilerin keyfini çıkara çıkara bu sefer de buradakilere karşı kullanacak. Benim demem o ki; özellikle AKP’li seçmenler, Sayın Erdoğan’ı çok sevenler, bu seçimde Sayın Kılıçdaroğlu’na oy versinler ki; biz parlamenter demokrasiye geçiş yapalım ve artık şu rövanş işinden vazgeçelim. Türkiye Cumhuriyeti kuruluş ayarlarına dönsün, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı… Kadınlarla ilgili söylüyorum en çok biz nefes alamıyoruz çünkü.

Tüm yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı’nda. Yürütme yetkisinin tamamı Cumhurbaşkanı’ndadır, bütün kararnameler ve yönetmeliklerle yönetebilir. Atama yetkilerinin tamamı Cumhurbaşkanı’nda. Bütçeyi Cumhurbaşkanı hazırlıyor. TBMM’ye sunuyor ama TBMM değiştirmede son söz hakkına sahip değil.

Dış politikayı Cumhurbaşkanı belirleyici… Bu çok tuhaf bir yetki, diyorum ki; Cumhur İttifakı Meclis’i aldı, kanun vs. konuların zaten Meclis’in işlevi yok ama işlevli hale getirmenin yolu bu yetkilere sahip Cumhurbaşkanının seçildiği andan itibaren Meclis’in tümünün yan yana gelişiyle güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçileceğine inanıyorum. Çünkü bu, denge ve denetleme mekanizması Erdoğan’ın ve arkadaşlarının hiç işine yaramayacak.

Birinci tura inandığımız için muhtemelen sarsıldık. Ama diğer taraftan ilk defa AKP, 21 yılda 2002’deki oy oranına döndü. Şimdi bu referandum haline dönüyor ve sıfır sıfır başlıyor. Kim o farka ulaşabilirse o kazanacak. Bizim burada şansımız iyi.

Sayın Oğan üçüncü bir aday olarak çıkmıştı, böyle olunca Sayın Kılıçdaroğlu bizimle görüştü, biz kendisine yetki verdik, herkesle görüşebilir. Sonuç olarak Sayın Oğan ile bir görüşme yapıldı. Sonucunda Oğan, Cumhur İttifakı’na katıldı. Özdağ, Millet İttifakı’na katıldı ve böyle baktığınız zaman o üçlük seçmen de duruyor. Benim başından beri iddiam şudur; hiçbir partinin ya da kişinin seçmeni marabası değildir. Sahipli mal da değildir. Seçmen velinimettir.

Şu anda bahsettiğim çocukların, o evlerin çocuklarının annelerinin anlattığını söyleyeyim size. Devlet okullarından bahsediyorum. Bıçak, alkol ve hap giriyor. Bütün bunlarla mücadele etmenin yolları var. Önce devlet gibi devlet olacaksınız. Devletin ciddiyetine sahip çıkacaksınız.

Kılıçdaroğlu’nu izam eden yalan, kurgu bir video orada oynatıldı. Bir vatandaş buna inansa ve terör örgütüyle iltisaklı olarak görse ve bir saldırıda bulunsa bunun azmettiricisi sayın Erdoğan’dır. Kimse ne yaptığının farkında değil. Gayrı ciddiliğin getirdiği sonuç bunlardır. Sokakta insanların birbirine olan davranış biçimi değişti bu ülkede.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir