Akşener: İttifak Dedikleri Manda Ve Himaye Tuzağına Geçit Vermeyeceğiz

Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Lideri Akşener, “Sıfır toplamlı ittifak düzenine karşı başlattığımız kutlu mücadele artık yeni bir aşamaya geçtik. Medya operasyonlarıyla baskılarla iftiralarla tehditlerle beslenip büyütülen iki kutuplu siyasetin karşısında Türkiye’nin demokratik milli yolculuğunu başlatmanın gurur ve mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Yerel yönetimleri rant kapısına indirgeyenlere , belediyeciliği, hizmet değil iktidar alanı olarak görenlere, kayıkçı kavgalarıyla milletimizi oyalayanlara karşı  anlamlı ve cesur bir başlangıç yaptık… Bir taraf başka türlü hakaret ediyor öbür taraf başka türlü hakaret ediyor. Otak noktaları bizim hür ve müstakil olarak seçime girmemizi engellemek. İki gündür izliyorum, yok hiçbirinin birbirinden farkı.

Akşener, konuşmasının devamında, “Belediyeleri siyasi rant mecrası görenler, milleti yolunacak kaz bilenler öfkeden düşmanlıktan beslenenler, iki yüzlü bencilliklerini erdem diye pazarlayacaklar. Ama biz bu filmi daha önce gördük biz şerbetliyiz. O nedenle de tankla da tüfekle de gelseler bize vız gelir tırıs gider… Adına ittifak dedikleri manda ve himaye tuzağına geçit vermeyeceğiz. Türk milletine ölümü gösterip sıtmaya razı eden bu maskeli baloya boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalar yaptı. Akşener’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“İYİ Parti söyleyecek sözü olan kadınların partisidir. İYİ Parti sürekli kadın konusu siyaset üstüdür deyip, boş oturanların karşısına kadınları alanların partisidir. Plazalarda cam duvarlara çarpan kadınların da, rutubetli evlerde kaderine mahkum edilen kadınların da partisidir. Kadınları çekemeyenler rahatsız olmaya devam edecekler. İktidara baskı yapıp, İstanbul Sözleşmesi’ni rafa kaldıran kadın düşmanları rahatsız olmaya devam edecekler.

Türk kadınlarının önünü açan Cumhuriyetle derdi olanlar rahatsız olamaya devam edecekler. İstedikleri kadar rahatsız olabilirler, biz burada olmaya devam edeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar, Türk kadınlarının omuzlar üzerinde yükselmesine mani olamayacaklar.

Erdoğan, 2023’te herkes enflasyonu yüzde 20’ler seviyesinde yapsın demişti. Bu hafta enflasyon açıklandı. Erdoğan’ın yüzde 20’lerde dediği enflasyon ENAG’a göre yüzde 127, İTO’ya göre yüzde 75’lere hatta TÜİK’e göre bile yüzde 62’lere dayandı. Halkımız iktidarın iş bilmezliği yüzünden enflasyon canavarıyla baş başa kaldı. Ekonomimiz tekeri patlamış kamyon misali gidiyor. İktidar çözüm üreteceği yerde yeni sorunlar üretiyor. Asgari ücret memur ve emekli maaşlarına yılda 2 defa zam yapılıyordu ama maaşlar eriyordu.

Biz zamların 4 defa yapılmasını önermiştik. İktidar ne yaptı? Erdoğan ‘Tek zamla bu iş biter’ demiş. Anlaşılan iktidar çalışanların işini bitirmeyi kafasına koymuş. Yüzde 60’ların üzerinde bir zam yapmadığınız sürece vatandaş, enflasyon altında ezilmeye mahkum. Yılda iki defa zam belirlenmesi konusunda ısrarcıyız. TÜRK-İŞ’in açıklık sınırı altında bir maaş kabul edilemez. Hiç olmazsa büyüme rakamı oranında bir refah payı da verilmeli. Ocak ayı için asgari ücret talebimiz 17 bin TL, temmuz ayı için ise 20 bin 500 TL’dir

20 yıllık AKP İktidarında yokluğa ve yoksulluğa mahkum edilen Türkiye var. İktidarın kimsesiz bıraktığı bir Türkiye var. Rantiyeleri 3 kuruş zarar etti diye dünyayı yerinden oynatırken, milletimizi borçlarla bir başına bıraktılar. Hayatınızda bir kez olsun milleti düşünün, sorumluluk alarak fedakarlık yapın. Önümüzde bütçe görüşmeleri var bir kez olsun millet için bütçe yapın.

Dolandırılan spor insanları ve kaptırdıkları milyon liraları konuşuyoruz. Fenomenlerin nasıl para akladıklarını konuşuyoruz. Aklanan paraları konuşuyoruz ama nedense parası aklananları hiç konuşmuyoruz. Dolandırılanlar konuşuyor ama nedense dolandırıcılığa yol açanlar hiç konuşulmuyor. Cambazlar konuşuluyor ama nedense sirklerin sahipleri hiç konuşulmuyor. İktidar, kayıt dışılığı ilk günden beri sorun olarak değil bir fırsat alanı olarak görüyor.

Halbuki yaşadıklarımızı bir düşünün yani bir Allah’ın kulunun her bir bireyden bahsediyorum hakikaten taşıyamayacağı oranda ağır şeyler yaşadık arkadaş kuyruğu dik tutacağız diye öldük. Azıcık mağdur olalım. Diğeri ise övünemiyoruz. Halbuki inanılmaz güzel projelerimiz var bunları anlatmamız lazım. Yani propagandanın anlamı devamlı anlatmaktır. El övmüyor kendi kendimizi övmemiz lazım. Bu eksiğimizi beraber gidereceğiz inşallah.

Büyük büyük sözler verip, ihtişamlı propaganda yönetiyorlar. Vergi almayı biliyorlar ama şehir içi ulaşımı halledemiyorlar. Özellikle büyük şehirlerimizde ulaşım hizmetlerinin başarısından söz etmek mümkün değil. Bu tablo karşısında biz, İYİ Parti olarak iyi belediyecilik vizyonuyla insanımıza yaşanabilir şehirler inşa edeceğiz. Huzurlu, güvenli ve konforlu ulaşım sağlayan, çevre ve gürültü kirliliğine neden olmayan, adil, kapsayıcı ve erişilebilir ulaşım hizmetlerini hayata geçirmeye talibiz.

“Bizi gül bahçeleri beklemiyor”

Biliyorsunuz, bugüne kadar; nice zorlu günler yaşadık. Nice saldırılara, hakaretlere, iftiralara göğüs gerdik. Nice ablukaları, ambargoları, engelleri aştık. Nitekim, açık konuşayım: bugünden sonra da bizi; gül bahçeleri beklemiyor. Tam tersine; önümüzde, dikenlerle, sırtlanlarla, haşerelerle dolu; çetin bir yol var.

Bu yolda; övgü süsü verilen, iftiralar duyacağız. Çiçek demetlerinin ardına gizlenen, tehditler alacağız. Yüzümüze gülüp; tetikçilerini, üzerimize salanları göreceğiz. Ancak şunu çok iyi biliyorum ki; dün olduğu gibi, bugün de; bunların hepsine, dişimizi sıkacak; göğsümüzü gereceğiz. Çünkü bizim için siyaset, hiçbir zaman; bir konfor alanı, bir rant kapısı olmadı. Biz hep, baskıya karşı, baş kaldıranlar olduk. Biz hep, dayatmaya karşı, direnenler olduk. Biz hep, siyaset simsarlarının tekerine, çomak sokanlar olduk. Ve biz hep; milletin yararına olanı, yılmadan savunanlar olduk.

Bu mücadeleyi başkasının yazdığı senaryoya, figüran olmadan başkalarının siyasi kariyerlerine, zıplama tahtası olmadan başkasının sevabına da, günahına da ortak olmadan; özü başımıza vereceğiz. Türkiye’nin Demokratik Millî Yükselişi’ni gerçekleştirmek için; hür ve müstakil olarak, milletimizle buluşacağız.

Sizin omuzlarınız katledilmiş bir kadının acaba bir şey mi oldu acaba kadının bir eksiği var mıydı sorusunu soranların yükünü taşımaz. O nedenle bu mücadeleyi omuzlarımızda sadece ve sadece milletimizin bize yüklediği sorumlulukla vereceğiz. Bu mücadeleyi başkasının yazdığı senaryoya figüran olmadan, başkalarının siyasi kariyerlerine zıplama tahtası olmadan, başkasının sevabına da günahına da  ortak olmadan, özü başımıza birlikte hür ve müstakil olarak vereceğiz.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir