Üçüncü Dünya Savaşı Ne Kadar Uzakta?

Yaklaşık bir buçuk hafta önce Ukrayna’nın Lviv kentinde Rus füzelerinin isabet ettiği askeri eğitim merkezine düzenlenen ve 35 kişinin hayatını kaybettiği saldırı, komşu Polonya’da da yoğun biçimde hissedildi.

Rus füzeleri, sadece 20 kilometre uzaklıktaki NATO üyesi Polonya’nın topraklarına da isabet edebilirdi. Bu da NATO’nun harekete geçmesini gündeme getirebilirdi. Çünkü NATO anlaşmasının 5’inci maddesi uyarınca bir ittifak üyesine yapılan saldırı, tüm üyelere yapılmış kabul ediliyor.

Nitekim ABD Başkanı Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da bu saldırı sonrası sert bir uyarıda bulunarak ABD’nin NATO bölgesinin her santimetresini koruyacağı açıklamasını yaptı.

Nükleer saldırı korkusu

Uzmanlar,aslında olası bir üçüncü dünya savaşından bahsetmek istemiyor, ancak böyle bir korku uzun zamandır var. Biden da kısa bir süre önce “Savaş makinelerimizi, birliklerimizi, uçaklarımızı, tanklarımızı oraya gönderme fikri, kendimizi kandırmayalım, bir üçüncü dünya savaşıdır” demişti. Bu nedenle örneğin uçuşa yasak bölge ilan edilmesi ve NATO’nun savaşa doğrudan müdahale etmesine yönelik istek oldukça düşük. Nitekim bu, Rusya ile NATO’nun karşı karşıya gelme riski anlamına geliyor.

Peki yaşanmakta olan kriz böyle bir noktaya gelirse?

Böyle bir durumda iki olasılık öne çıkıyor. Birinci olasılık, muhtemel bir dünya savaşının nükleer silahlar kullanılmadan konvansiyonel olarak yürütülmesi. İkinci ve daha çok korkulan senaryoda ise nükleer silahlar devreye giriyor.

Olası bir savaşta kullanılması muhtemel iki tür nükleer silah var. Menzili daha kısa ve yıkım alanı daha dar olan taktiksel nükleer silahlar ya da menzili kıtalararası, yıkım gücü de çok daha fazla olan stratejik nükleer silahlar. Stratijik nükleer silahlar, Hiroşima ve Nagazaki’de de kullanılmıştı.

Nükleer silahlara başvurulması ise günümüz dünyasının bir moloz yığını haline gelmesi tehlikesini barındırıyor.

Putin’in ruleti

Peki Putin bu kadar ileri gidebilir mi?

Kimi uzmanlar, Rusya’nın nükleer tehditlerini bir blöf olarak görüyor, kimileri de eski bir KGB ajanının dünyanın sonunu getirme tehditlerini ciddiye alıyor.

DW’ye yaptığı değerlendirmede “Putin, NATO’nun da nükleer bir ittifak olduğunu unutmamalı” diyen Polonya’nın eski Savunma Bakanı Radek Sikorski’e göre Putin nükleer bir savaşta hayatta kalamayacağını biliyor. Sikorsi, “Putin’in nükleer silaha başvurduğu gün, hayatının son günü olacaktır” diyor.

Alman-Amerikalı tarihçi Conrad Jarausch de Putin’in stratejisini Adolf Hitler’in 1939 yılındaki taktikleriyle karşılaştırıyor. Hitler’in de bölgesel bir çatışmayı körüklediğine dikkat çeken Jarausch, Batı’yı da aynı oranda yoğun tepki vermesi durumunda üçüncü bir dünya savaşının patlak verebileceği konusunda uyarıyor.

Almanya’daki Chemnitz Teknoloji Üniversitesi’nden siyaset bilimci ve tarihçi Stefan Garsztecki ise böyle bir otomatizm olmadığını belirterek karşı önlemlerin alımasıyla gerginlik aşamasının 1939’daki benzer şekilde tırmanmayabileceğini söylüyor. Bunun Gürcistan ve Moldova’daki donmuş çatışmalara bakıldığında da görülebileceğini ifade eden Garsztecki, NATO’nun kırmızı çizgilerini net bir şekilde tanımlaması gerektiğini ifade ediyor.

Garsztecki, “Eğer Kiev ve Odessa’nın Avrupa’nın Halep’ine dönme tehlikesi varsa, o zaman yoğun bir şekilde uçuşa yasak bölge konusunda konuşulması gerekir” diyor.

Çin’in rolü belirleyici

Alman Ordusu Askeri Tarih Merkezi’nin komutanı Sven Lange de bölgesel bir çatışmanın küresel bir çatışmaya dönüşmesinin tarihte sık sık görüldüğünü ve bunun en iyi örneğinin Birinci Dünya Savaşı olduğunu belirtiyor.

Ancak bir dünya savaşı için Rusya’nın belirleyici rol oynamadığını söyleyen Lange, ABD ve Çin gibi küresel güçlerin de kendini nasıl konumlandıracaklarının önemli olduğunu ifade ediyor. Pekin’in böyle bir savaştan çıkarı olmayabileceği tahmininde bulunan Lange, “Rusya’nın Çin’den destek göreceğine inanıyorum, ancak bunun ABD ile çatışmaya yol açacak kadar büyük olacağını sanmıyorum” diyor.

Doğu Avrupa’da ise Rusya’nın Ukrayna’nın batısına saldırılarını yoğunlaştırması nedeniyle savaşın kendilerine doğru yaklaştığı endişesi büyüyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” dese de Rusya’nın NATO sınırına çok uzak olmayan bir noktaya hipersonik füze fırlatması, korkuları yatıştırmaya yetmiyor.

ABD Başkanı Joe Biden da Brüksel’deki temaslarının ardından Ukrayna’nın komşusu Polonya’ya giderek doğu Avrupa ülkeleriyle dayanışma mesajı verecek.

Çatışmanın sınırlandırılması

Ancak Doğu Avrupa ülkeleri, daha fazlasını bekliyor. Doğu Avrupalılar, NATO’nun Ukrayna’ya savaş jetleri göndermesini, hava sahasını kapatmasını, Almanya’nın Rusya’dan enerji sevkiyatını askıya almasını ve böylece Putin’in mali kaynaklarını kurutmasını istiyor.

Ukraynalı yazar Katja Petrowskaja, kısa bir süre önce Alman ikinci televizyonu ZDF’te katıldığı bir programda, Avrupalılara “Hepimiz savaşın içerisindeyiz. Tarihten ders alındıysa radikal şekilde hareket edilmediği sürece savaşı durdurulamayacağını bilmek gerekiyor” diye seslenmişti.

Bu tür talepler, Almanya’da ise soğukkanlılıkla analiz ediliyor. Berlin’deki Humboldt Üniversitesi’nden siyaset bilimci Herfried Münkler, yangının yayılmasını önlemek için çatışmanın mekansal ve zamansal olarak sınırlandırılmasının önemli olduğunu savunuyor. Katja Petrowskaja’nın söylemlerinde aksini yaptığını ifade eden Münkler, “Ukrayna’daki dehşet göz önüne alındığında bu anlaşılabilir, ancak bunlar büyük bir savaşa yol açmak anlamına gelir” diyor.

Münkler, NATO’nun tutumuna şu anda sorumluluk içinde başka bir seçenek olmadığını sözlerine ekliyor.

1939’da yaşananlar

Bazı tarihçiler, Putin’in attığı adımları, İkinci Dünya Savaşı’yla kıyaslıyor.

Stefan Garsztecki, ilhak girişimlerinin meşrulaştırılması için halk meclisleri kurulması ya da Kızıl Ordu’nun 17 Eylül 1939’da Polonya’ya ilerlemesinin, Putin’in Kırım ve Ukrayna’nın doğusunda tekrarladığı kalıplar olduğu ifade ediyor.

Herfried Münkler de “Hitler, 1938 yılından itibaren Paris Barış Anlaşması’nı gözden geçirme politikası izledi ve Putin de benzer şekilde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasının sonuçlarını sorguluyor” analizini yapıyor.

Polonyalı tarihçi Sikorski de Hitler ve Putin arasında doğrudan bir karşılaştırma yapıyor ve “Putin, Holokost’tan önce ve 1939’daki Polonya’nın işgalinden sonraki Hitler’e benziyor” ifadelerini kullanıyor.

Alman tarihçi Münkler, Hitler ve Putin’in doğrudan karşılaştırılmasına temkinli. Münkler, Hitler’in şu anda Putin’de görülmeyen ırkçı bir ideolojiyle beslendiğine dikkat çekiyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Ukrayna Neleri Başardı, Hangi Konularda Doğru Davrandı?

İşgalin başlamasından bir ay sonra, Ukrayna şimdiye kadar tüm zorluklara dayandı. Tank, asker ve uçak sayısı gibi neredeyse her açıdan Rusya’nın gerisinde olan Ukrayna kuvvetleri, gönüllü vatandaşların yardımıyla birçok yerde Rus ordusunu durdurdu.

Ukrayna, özellikle güneyde 2014 yılında Rusya’nın ilhak ettiği Kırım civarında toprak kaybetti. Ancak hızla başkent Kiev’i ve diğer büyük şehirleri ele geçirerek Ukrayna hükümetini istifaya zorlamak isteyen Moskova bu emeline ulaşamadı.

Her şey hala Ukrayna’nın aleyhine dönebilir. İlerleyen Rus kuvvetlerini durdurmak için batıdan aldıkları tanksavar veya uçaksavarların sayısı giderek azalıyor.

Ukrayna’nın doğusundaki düzenli birlikler, kuşatılma ve yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya. Ülke nüfusunun dörtte biri evlerinden kaçtı. Geride kalanlar, şehirlerinin acımasız Rus top ve roket ateşiyle harabeye dönmesini izlemek zorunda kalabilir.

Tüm bunlara rağmen, Ukrayna kuvvetleri bu savaşta bazı konularda Rus kuvvetlerinden daha iyi performans gösteriyor.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un sözcüsü John Kirby, Ukraynalıları ülkelerinin bazı bölümlerini “çok akıllıca, çok çevik ve çok yaratıcı bir şekilde” savundukları için övdü. Peki Ukraynalıların başarısının sırrı ne?

1. Yüksek motivasyon

İki ordunun morali arasında dağlar kadar fark var. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’yı “Rusya’nın yarattığı yapay bir ülke” olarak nitelemesinden dehşete düşen Ukraynalılar ülkelerinin egemen bir devlet olarak kalması için savaşıyor.

Ukrayna vatandaşları hükümetlerinin ve cumhurbaşkanlarının arkasında durdu. Daha önce askeri deneyimi olmayan Ukraynalılar, kasabalarını ve şehirlerini savunmak için silaha sarılmaktan çekinmedi.

Soğuk Savaş sırasında 35 yıl İngiliz subayı olarak Almanya’da kalan Tuğgeneral Tom Foulkes, “Ülkelerini böyle savunuyorlar. Cesaretleri hem şaşırtıcı hem de takdir uyandırıcı” dedi.

Sivillerin silaha sarılması, profesyonel askerlerin ön saflarda çarpışmak için serbest kalmasını sağladı.

Ukrayna’da savaşmaya gönderilen Rusya askerleri ise tam tersine, okuldan yeni mezun olmuş, şaşkın ve tatbikata gideceklerini sanırken kendilerini savaşta bulan mecburi askerlik hizmetini yapan gençlerden oluşuyor.

Çoğu, karşılaştıkları çatışmaların vahşetine hazırlıklı değil. Orduyu terk edenler, yiyecek sıkıntıları ve yağmacılık olduğuna dair haberler alınıyor.

2. Komuta ve kontrol

Başlangıçta sanıldığı gibi, Rusya Ukrayna’da iletişimi felce uğratacak bir siber saldırı düzenlemedi. Ukrayna bir şekilde zemin kaybettiği yerlerde bile cephelerde savaşı etkili bir şekilde koordine etmeyi başardı.

Hükümet Kiev’de kaldı ve halkın gözü önünde olmayı sürdürdü, başbakan yardımcısı bile haki tişörtle halka hitaben konuşma yaptı.

Rus ordusu ise tam tersine, farklı cephelerde fazla koordinasyon içinde değil ve birlik içinde bir liderliğe sahip olduğu izlenimi vermiyor.

Bunun Rus ordusunun moralini olumsuz etkileme olasılığı yüksek.

En az beş Rus generalinin ölümünde, birliklerini çıkmaza girmekten kurtarmak için çatışma hatlarına fazla yaklaşmalarının etkili olduğu söyleniyor.

Rusya’nın askeri doktrinine göre, daha alt düzeydeki subayların neredeyse hiç karar alma yetkisi yok, her zaman üstlerinin emrini beklemek zorundalar.

Londra’daki King’s College’dan Profesör Michael Clarke, Rusya ordusundaki astsubayların etraflarında bir sürü yolsuzluk ve beceriksizlik görüldüğünü ve komuta ettikleri askerler arasında hiç sevilmediklerini söylüyor.

3. Etkili taktikler

Ukrayna kuvvetleri sayıca Rusya kuvvetlerinden çok az, ancak araziyi ve silahlarını işgalci Ruslardan daha iyi kullandılar.

Ruslar, genellikle birbirine yakın araçlarla yavaş ilerleyen, ağır zırhlı birlikler halinde yoğunlaşırken, Ukraynalılar başarılı bir şekilde iyi planlanmış vur-kaç baskınları yaptı, gizlice yaklaşıp tanksavar füzesi atarak, Rusların karşılık vermesine fırsat vermeden ortadan kayboldu.

İşgal öncesinde ABD, İngiltere ve Kanada’dan Ukrayna’ya giden NATO eğitmenleri, burada uzun süre kalarak Javelin füzeleri, İsveç tasarımı NLAW tanksavar silahları ve Stinger uçaksavar füzesinin son modeli gibi gelişmiş silahları en iyi şekilde kullanmanın yollarını öğrettiler.

Profesör Clarke, “Ukraynalılar, Ruslardan daha akıllı davrandı” diyor ve ekliyor: “Çünkü farklı silahları bir arada kullanma yoluna gittiler, Ruslar bunu yapmadı.”

Bir arada kullanıldığında farklı silahlar, tek başına kullanılmasına göre daha etkili olabiliyor.

Sibylline adındaki danışmanlık şirketinde askeri strateji uzmanı olan Justin Crump, Ukraynalıların özellikle de tedarik konvoyları gibi Rus birliklerinin zayıf olduğu noktaları belirleyip oralara yüklenmekte başarılı olduklarını söylüyor.

Ölü ve yaralı sayılarıyla ilgili doğru bilgi edinmek güç olsa da, ABD Savunma Bakanlığı’nın ihtiyatlı tahminlerine göre bile, çatışmalarda ölen Rus askerlerinin sayısı 7 bini aşıyor. Bu da neredeyse Sovyetler Birliği’nin Afganistan’da 10 yıl süren savaşta kaybettiği asker sayısının yarısı. Oysa Ukrayna’nın işgali üzerinden daha sadece bir ay geçti.

İngiliz tuğgeneral Tom Foulkes, ön cephede ölen Rus generali sayısının yüksek olmasına başka bir açıklama getiriyor: “Bana öyle geliyor ki, özellikle Rus komuta yapısını hedef alan çok başarılı bir keskin nişancı operasyonu var.”

4. Bilgi savaşı

Bir de bilgi savaşı var ki, Kremlin’in haberlere erişimi büyük oranda elinde tuttuğu Rusya’da olmasa bile, Ukrayna dünyanın birçok yerinde bu savaşı kazanıyor.

Justin Crump, “Ukrayna, hem ülke içinde hem de uluslararası alanda enformasyon ortamını kendi lehine seferber etti” diyor.

Londra’daki King’s College’da Sovyet dönemi sonrası güvenlik konusunda ders veren öğretim üyesi Dr. Ruth Deyermond da bu görüşe katılıyor.

Deyermond, “Ukrayna hükümetinin savaşla ilgili anlatılanları kontrol etmekte çok başarılı olduğu açık” diyor.

Ancak bu, Avrupa’nın doğu sınırlarında bir aydır ölüm-kalım savaşı veren Ukrayna’yı kurtarmak için yeterli olmayabilir. Bütün sıkıntılarına rağmen Rusya ordusunun sayıca üstün olması, Ukrayna’nın çıkarına değil.

Batıdan gönderilen savunma silahları bir şekilde biterse, Ukrayna’nın daha uzun süre dayanma ihtimali az.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Rusya: Ukrayna’nın Doğusundaki Savaşa Odaklanacağız

Rusya Genelkurmay Başkanlığı Ana Harekât Dairesi Başkanı Orgeneral Sergey Rudskoy, Rusya’nın savaş gücünü Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinin “tam kurtuluşuna” odaklayacağını söyledi.

Yapılan basın toplantısında Rusya’nın “özel askeri harekat” için biri Ukrayna’nın tamamını kapsayan, diğeri Donbas’a odaklanan iki seçeneği değerlendirdiği belirtildi. Rus devletinin haber ajansları, Rusya’nın savaş hedeflerinde olası bir gerilemeye işaret ediyordu. Rusya kuvvetleri, Ukrayna’nın kuzeyinde ve Kiev çevresinde güçlü bir direnişle karşılaştı.

Sergey Rudskoy, Luhansk bölgesinin yüzde 93’ünün ve Donetsk bölgesinin yüzde 54’ünün Rus kontrolü altında olduğunu söyledi. Ayrıca Rusya’nın, Ukrayna’nın hava kuvvetlerinin ve donanmasının büyük kısmını yok ettiğini ve bunun çatışmanın ilk aşamasının başarılı bir şekilde sona erdiğini gösterdiğini belirtti.

Ancak Savunma Bakanlığı, kuşatılan Ukrayna şehirlerine yapılan saldırıları reddetmedi. Rusya’nın, Devlet Başkanı Zelenskiy’nin ısrarla istediği, Ukrayna üzerindeki hava sahasının kapatılması durumuna tepki göstereceğini ekledi.

Bakanlık ayrıca, hedeflerin ne olduğunu belirtmeden, Rusya’nın Putin tarafından belirlenen amaçlara ulaşılıncaya kadar işgale devam edeceğini söyledi.

Ukrayna: Rusya ile müzakerelerde 4 konuda anlaştığımız iddiaları doğru değil

Ukraya Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba, Rusya ile barış müzakerelerinin zor ilerlediğini söyledi, tartışıldığı öne sürülen 6 temel başlıktan 4’ünde anlaşmaya varıldığı iddialarının doğru olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün NATO Liderler Zirvesi dönüşünde basına yaptığı açıklamada Ukrayna ve Rusya yetkililerinin 4 konu üzerinde anlaşmaya vardığını, müzakerelerde ilerleme kat ettiklerini ifade etmişti. Ancak Kuleba, bunun doğru olmadığını ifade etti.

Kuleba, Facebook üzerinden yaptığı paylaşımda “4 konu üzerinde Rusya ile herhangi bir anlaşmaya varamadık. Müzakere süreci zor ilerliyor. Ukrayna’nın pozisyonu çok güçlü ve taleplerimizden vazgeçmiyoruz. İlk etapta ateşkes ilan edilmesini istiyoruz, ardından güvenlik garantileri verilmesi ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün kabul edilmesini talep ediyoruz” açıklamasını yaptı.

Rusya: Ana meselelerde ilerleme yok

Rus müzakere heyeti üyesi Vladimir Medinski’ye göre, ana siyasi meselelerde çok az ilerleme kaydedildi. Medinski, esas meselelerde iki tarafın da “yerinde saydığını” söyledi. Fakat ikincil konularda anlaşmaya yaklaştıklarını belirtti. “Müzakereler Pazartesi’den Cuma’ya video konferanslarıyla tüm hafta boyunca devam etti ve yarın da devam edecek” dedi.

Paylaşın

Ukrayna Daha Ne Kadar Direnebilir?

Savaş alanındaki gelişmeleri dışarıdan gözlemlemek oldukça zor olsa da Batılı yetkililer sahada potansiyel olarak önemli gelişmeler yaşandığına işaret ediyor. Ukrayna donanması, dün yaptığı açıklamada bir Rus çıkarma gemisini batırdığını duyurmuştu.

Euronews’ta yer alan habere göre; Rusya’nın Ukrayna’yı işgali bir ayını geride bırakırken, ‘hızlı bir zafer’ elde edemeyen Rusya Devlet Başkanı Putin’in başlattığı savaşın artık potansiyel olarak daha tehlikeli bir aşamaya yaklaştığından endişe ediliyor.

Uluslararası güvenlik stratejisi uzmanlarına göre, Rusya’nın Ukrayna’ya sevk ettiği kara birliklerini nasıl ve nereye göndereceği, Ukrayna’ya Batı’dan yapılan silah sevkıyatına yönelik saldırı düzenleyip düzenlemeyeceği bilinmezliğini korurken, en önemlisi Putin’in savaşı tırmandırıp, genişletme konusunda ne tür bir yol izleyeceği ilk akla gelen soruların başında geliyor.

Ukrayna karşısında hızlı bir zafer elde edemeyen Putin, ülke ekonomisini sarsan yaptırımlar da dahil olmak üzere uluslararası baskılar karşısında şu anda pes etmiş gözükmüyor. Batı dünyası Rusya karşısında birleşmesine rağmen Putin’in Rus halkının çoğunluğunun desteğini hala aldığı tahmin ediliyor.

ABD ve NATO’dan son yıllarda eğitim alan ancak yeterli silah donanımın olmayan Ukrayna ordusu, Rusya karşısında savaşırken, Batı’dan gelen silah sevkıyatı ve moral desteği ile ülkesini savunan Kiev yönetiminin ve halkın psikolojik olarak kendine olan güveninin de arttığı gözlemleniyor.

Rus ordusu tahmin edildiği gibi güçlü değil mi?

Rus ordusunun Ukrayna’da yaşadığı sorunlar savaşın şu ana kadar ki en önemli şoku olarak görülüyor. Son 20 yıldır aralıksız süren modernleştirme çabalarına rağmen Putin’in birliklerinin hazırlıksız, yetersiz olması ve koordinasyonsuz bir performans sergilemesi, en azından artık karşı konabilecek bir güç olarak görülmesine yol açıyor. NATO kaynaklarına göre, Rusya şu ana kadar 7 bin ila 15 bin arasında kayıp verdi.

CIA’nin eski yöneticilerinden Robert Gates, bir toplantıda yaptığı konuşmada Putin’in Rus ordusunun performansından memnun olmaması gerektiğinin altını çizerek, “Rus askerlerinin neden Ukrayna’da olduklarını tam olarak bilmediklerini, bu birliklerin gerçekte çok iyi eğitilmediğini, komuta ve kontrol ile ilgili büyük sorunlar yaşandığını, Rus ordusunun inanılmaz derecede berbat taktikler uyguladığını görüyoruz.” diyerek görüşlerini özetledi.

Ukrayna daha ne kadar direnebilir?

Savaş alanındaki gelişmeleri dışarıdan gözlemlemek oldukça zor olsa da Batılı yetkililer sahada potansiyel olarak önemli gelişmeler yaşandığına işaret ediyor.

İngiltere’nin ABD’deki savunma ataşesi Mick Smeath, İngiliz istihbaratına göre Ukrayna birliklerin Kiev’e yakın iki kasabada kontrolü tekrar ele geçirdiğini belirterek, “Büyük ihtimalle Ukrayna birliklerinin karşı saldırıları, Rus birliklerinin yeniden organize olma ve Kiev’e yeniden saldırma planlarını büyük ölçüde sekteye uğrattı.” dedi.

Ukrayna donanması, dün yaptığı açıklamada bir Rus çıkarma gemisini batırdığını duyurmuştu.

Ukrayna ordusu karşı saldırıya geçebilir mi?

Ukrayna’nın gösterdiği direnme devam ederken, Kiev yakınlarındaki bölgeleri bombalamayı sürdüren Rus birliklerinin başkent Kiev’i ele geçirme konusunda fazla ilerleme sağlayamadıkları yine gelen haberler arasında.

Pentagon, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Kiev’in etrafındaki Rus birliklerinin saldırı hazırlığı değil savunma hazırlığı içinde olduklarını rapor etti.

Atlantik Konseyi ise dün açıkladığı değerlendirme raporunda, Rus birliklerinin önemli bir saldırı gerçekleştirme olasılığının olmadığını duyurdu. Putin’in işgale başlamasından önce tahminlerde bulunan ABD askeri kaynakları, Kiev’in bir kaç gün içinde düşeceği yorumunu yapmıştı.

Putin’in savaş stratejisi ne?

Ukrayna’nın önemli şehirlerine karşı kuşatma taktiği uygulayan ancak kara birliklerini büyük ölçüde harekete geçirmeden bu kentleri bombalayan Putin’in taktikleri ise Batılı uzmanlar tarafından farklı yorumlanıyor.

Columbia Üniversitesi Dış Politika Profesörü Stephen Biddle, Putin’in yoğun çatışma içine girmektense Kiev yönetiminin yenilgiyi kabul edeceği beklentisiyle savaşı sürdürdüğünü belirterek, “Bu planın işe yaraması pek olası değil. Masum sivilleri katletmek ve evlerini ve topluluklarını yok etmek çoğunlukla Ukrayna’nın direnişini ve kararlılığını güçlendirmekten başka bir işe yaramaz.” diyerek görüşlerini açıkladı.

“Sonucu Zelensky’nin müzakere edilmiş anlaşmayı kabul etmeye istekli olup olmadığı belirleyecek”

2013 ila 2016 yılları arasında NATO’nun Avrupa’daki ordusuna komutanlık yapmış olan ABD ordusundan emekli general Philip Breedlove, Ukrayna’nın Rus ordusunun gücü hesaba katıldığında savaşı şimdi kazanma ihtimali bulunmadığını belirterek, görüşlerini şu şekilde özetledi:

“Ukrayna savaşı doğrudan kazanmayabilir, ancak sonucu Zelensky’nin müzakere edilmiş bir anlaşmayı kabul etmeye istekli olup olmadığı belirleyecek. Rusya’nın savaş alanında yenilmesi pek olası değil, çünkü Rusya’nın başvurabileceği büyük bir askeri gücü var. Ancak Ukrayna kazanmayı, Rusya’yı bir anlaşmaya varıp geri çekilmeye razı olacak kadar yüksek bir bedel ödemeye zorlamak olarak görebilir. Bence bu ihtimal oldukça fazla.”

Paylaşın

NATO’dan ‘Rusya’nın Ukrayna’daki Kaybı 40 Binin Üzerinde’ İddiası

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşının ilk ayında 40 bin kadar Rus askerinin öldürüldüğünü, yaralandığını, esir alındığını veya kaybolduğunu bildirdi.

İsmi açıklanmayan ABD’li bir NATO yetkilisi, NBC ve AP dahil olmak üzere medya kuruluşlarına verdiği demeçte, NATO’nun en son istihbarat değerlendirmesine göre, çatışmalarda 7 bin ila 15 Rus askerinin öldüğünü söyledi.

Yetkili, NATO’nun veriyi, Ukrayna makamları tarafından sağlanan bilgilere ve Rusya’dan elde edilen istihbarat bilgilerine dayanarak hesapladığını aktardı. NATO’nun bu tahmini, ABD istihbaratının yayınladığı ve ölen Rusya askeri sayısını yaklaşık 7 bin olarak belirleyen tahminle de uyumlu.

Demeci veren NATO yetkilisi Ukrayna’nın kayıpları hakkında bilgi vermezken, açıklanan istatistikler için de “Tahminlere güvenimiz düşük çünkü yerde değiliz ve göremiyoruz” diye konuştu. Aynı yetkili, Rus kuvvetlerinin birçok lojistik sorunla karşı karşıya olduğunu ve düşük moralden muzdarip olduğunu söyledi.

Hafta başında Kremlin yanlısı tabloid Komsomolskaya Pravda gazetesi çatışmalarda yaklaşık 10 bin Rus askerinin öldürüldüğünü yazmıştı. Gazete Rusya Savunma Bakanlığı’na dayandırdığı haberde 9 bin 861 Rus askerinin öldüğünü ve 16 bin 153 askerin de yaralandığını belirtmişti. Ancak haber daha sonra yayından kaldırılmıştı.

Rusya işgaline yaklaşık 190 bin askerle başlamış ancak o zamandan beri Çeçenistan, Suriye ve diğer yerlerden ek birlikler getirmişti.

İngiltere Savunma Bakanlığı’ndan dikkat çeken açıklama

Öte yandan İngiltere Savunma Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamada, elde edilen istihbarata göre, Rus kuvvetlerinin Ukrayna’daki savaşta büyük kayıplar verdiği belirtildi. Rusya’nın kayıpların önüne geçmek için yabancı paralı askerlerin kullanılacağı bildirildi.

İngiltere Savunma Bakanlığı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Rus kuvvetlerinin Ukrayna’yı işgali sırasında binlerce kayıp verdiğinin nerdeyse kesinleştiğini kaydetti.

Şarkul Avsat’ın aktardığı açıklamada, Rusya’nın yedek askerlerin yanı sıra yabancı paralı askerleri ve özel askeri şirketleri  “bu ağır kayıpların yerini alması” için seferber etmesinin muhtemel olduğu aktarıldı. Paylaşımda, bu grupların savaşın gidişatını nasıl etkileyeceğinin belirsiz olduğu kaydedildi.

Üst düzey bir Pentagon yetkilisi dün, Ukraynalıların son 24 saat içinde Rus kuvvetlerini Kiev’in 30 km doğusundan daha fazla bir mesafeye çekilmeye zorladığı ve Rus ordusunun Ukrayna’daki bir dizi cephede savunma mevzileri oluşturmaya başladığını duyurdu.

İsmini vermeyen yetkili, Ukraynalıların Rusları Kiev’in 55 km doğu ve kuzey doğusunda geri çekilmeye zorlamayı başardıklarını belirterek, bu durumun başkent çevresindeki değişikliği temsil ettiğini bildirdi.

Salı günü Pentagon, Rus kuvvetlerinin Kiev’in merkezine 15-20 km uzaklıkta konuşlandığını açıklamıştı. ABD Savunma Bakanlığı yetkilisi, “Onların saklandıklarını ve savunma pozisyonları oluşturduklarını görmeye başladık” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Rusya Ordusu, Ukrayna’da Tökezledi Mi?

Ukrayna savaşında ikinci aya girilirken Rus birliklerinin ilerlemesinin yavaşladığı, hatta yer yer durduğuna yönelik Batı kaynaklı haberler, “Rus ordusu Ukrayna’da tökezledi mi?” sorularını beraberinde getirdi.

Son olarak İngiltere Savunma Bakanlığı, Ukrayna birliklerinin başkent Kiev’in doğusundaki 35 kilometrelik alanda bulunan kent ve savunma hatlarının kontrolünü yeniden ele geçirdiğini bildirdi. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) güvenlik yetkilileri de Rusya’nın hassas güdümlü füzelerinde ciddi sorunlar bulunduğunu belirtiyor. Reuters haber ajansına konuşan üç ABD’li yetkili, yüksek teknolojili füzelerde isabet oranının yüzde 40’lara kadar düştüğünü belirtti.

Dün gece de Ukrayna’da Cumhurbaşkanı danışmanı Oleksey Arestoviç, Rus birliklerinde Kiev’in kuzeybatısından kent merkezine doğru hareketliliğin durduğunu belirterek Ukrayna ordusunun karadan ve havadan saldırıları püskürttüğünü kaydetti.

Moskova’dan, askeri operasyonun önceden planlandığı gibi ilerlediği yönünde ısrarlı açıklamalar gelse de tarafların verilerini bağımsız kaynaklarca teyit etme imkanı son derece sınırlı.

Bazı savunma uzmanları, yıllardır ABD ve NATO tarafından eğitilen ve son dönemde artan askeri yardımlarla moral kazanan Ukrayna ordusunun yeni bir özgüven kazandığı görüşünde. Yirmi yıllık bir süreçte ordu modernizasyonu, yüksek teknolojili silahlar ve profesyonelleşmeye milyarlarca dolar yatırım yapan Rus ordusunun Ukrayna savaşına hazırlıklı olmadığının ortaya çıktığı, Rus ordusunun koordinasyon ve tedarik sorunları yaşadığı ve askerlerin moralinin düşük olduğu yönündeki değerlendirmeler de sık sık duyulur oldu. NATO’nun hesaplamalarına göre Ukrayna’da bir ayda 7 bin ila 15 bin Rus askerinin öldüğü tahmin ediliyor.

“Putin büyük hayal kırıklığı içinde”

Geçmişte Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA) başkanlığı ve savunma bakanlığı görevlerinde bulunmuş olan Robert Gates, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, ordusunun Ukrayna’daki performansı konusunda “akıllara durgunluk verecek bir hayal kırıklığı içinde olduğu” tahmininde bulunuyor. Gates, Rus ordusunun durumuyla ilgili olarak, “Ukrayna’da niye orada olduklarını bilmeyen, çok iyi eğitim almamış askerler, komuta ve kontrolde büyük sorunlar ve inanılmaz derecede berbat taktikler görüyoruz” değerlendirmesi yaptı.

İngiltere’nin ABD’deki savunma ataşesi Mick Smeath de Ukrayna birliklerinin bazı bölgeleri geri aldığına dair haberlere işaret ederek “Ukrayna’nın başarılı karşı saldırılarının Rus birliklerinin yeniden organize olma ve Kiev’e yönelik taarruzu yeniden başlatma kabiliyetini sekteye uğratması olası” görüşünü dile getirdi. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon da Çarşamba günü, Rus birliklerinin Kiev’e doğru ilerleyişi durdurduğu ve savunma pozisyonuna geçtiği tespitinde bulunmuştu.

Rusya’nın “özel askeri operasyon” adını verdiği işgal 24 Şubat’ta başlamış, Rusya’nın hedefinin hızlı bir taarruzla başkent Kiev’i ele geçirip hükümeti devirmeyi amaçladığı konusunda yaygın bir kanı oluşmuştu. Pek çok savunma uzmanı da Kiev’in birkaç gün içinde ele geçirileceği ve Ukrayna ordusunun birkaç hafta içinde dağıtılabileceği öngörüsünde bulunmuştu.

Kuşatma taktiği işe yarar mı?

Putin’in başlangıçta, işgal öncesi Ukrayna sınırına yığdığı 150 bin askerin küçük bir bölümünü Ukrayna’ya göndermesi, savaş uçaklarını yoğun olarak devreye sokmaması, elektronik savaş ve siber saldırı olanaklarını kullanmaması, kendisinin de başlangıçta savaştan hızla sonuç alacağına inandığı şeklinde değerlendiriliyor. Batılı askeri kaynaklar, Putin’in şimdi de kilit önemdeki kentleri kuşatma ve birliklerini büyük ölçüde geride tutarak uzaktan bombalama taktiği izlediğini belirtiyor.

Columbia Üniversitesinden uluslararası ilişkiler profesörü Stephen Biddle’a göre, Putin’in bu taktikle umudu, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin ölüm ve tahribata izin vermektense pes etme kararı alması. Ancak Biddle bu taktiğin işe yaracağına inanmıyor. ABD’li uzman, “Bu planın işlemesi muhtemel değil. Masum sivilleri katletmek, evlerini, mahallelerini tahrip etmek daha ziyade Ukrayna direnişini ve kararlılığını daha da güçlendirecektir” diyor.

“Ukrayna müzakerelerde elini güçlendirebilir”

Ancak Batı’dan hızlanan askeri yardımlara rağmen Ukrayna ordusunun işi kolay görünmüyor. 2013-2016 yılları arasında NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Komutanı olarak görev yapan Philip Breedlove, Ukrayna’nın savaşı toptan kazanamayacağını, ancak Zelenskiy’nin müzakere masasında elinin güçlenebileceğini belirtiyor.

Breedlove, “Rusya’nın cephede yenilgiye uğratılması son derece ihtimal dışı. Rusya’nın takviye alabileceği büyük bir asker rezervi var. Ancak Ukrayna Rusya’nın büyük bir bedel ödemektense anlaşmaya yanaşıp geri çekilmesini sağlayabilirse bu bir kazanç olur” söyleminde bulunuyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Rusya’nın Ukrayna’daki Kayıpları ‘Binlerle’ Sayılıyor

İngiltere Savunma Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamada, elde edilen istihbarata göre, Rus kuvvetlerinin Ukrayna’daki savaşta büyük kayıplar verdiği belirtildi. Rusya’nın kayıpların önüne geçmek için yabancı paralı askerlerin kullanılacağı bildirildi.

İngiltere Savunma Bakanlığı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Rus kuvvetlerinin Ukrayna’yı işgali sırasında binlerce kayıp verdiğinin nerdeyse kesinleştiğini kaydetti.

Şarkul Avsat’ın aktardığı açıklamada, Rusya’nın yedek askerlerin yanı sıra yabancı paralı askerleri ve özel askeri şirketleri  “bu ağır kayıpların yerini alması” için seferber etmesinin muhtemel olduğu aktarıldı.

Paylaşımda, bu grupların savaşın gidişatını nasıl etkileyeceğinin belirsiz olduğu kaydedildi.

Üst düzey bir Pentagon yetkilisi dün, Ukraynalıların son 24 saat içinde Rus kuvvetlerini Kiev’in 30 km doğusundan daha fazla bir mesafeye çekilmeye zorladığı ve Rus ordusunun Ukrayna’daki bir dizi cephede savunma mevzileri oluşturmaya başladığını duyurdu.

İsmini vermeyen yetkili, Ukraynalıların Rusları Kiev’in 55 km doğu ve kuzey doğusunda geri çekilmeye zorlamayı başardıklarını belirterek, bu durumun başkent çevresindeki değişikliği temsil ettiğini bildirdi.

Salı günü Pentagon, Rus kuvvetlerinin Kiev’in merkezine 15-20 km uzaklıkta konuşlandığını açıklamıştı. ABD Savunma Bakanlığı yetkilisi, “Onların saklandıklarını ve savunma pozisyonları oluşturduklarını görmeye başladık” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

ABD Başkanı Biden: Rusya G20’den Çıkartılmalı

ABD Başkanı Joe Biden, Rusya’nın G20’den çıkartılması gerektiğini savundu. Brüksel’de düzenlenen NATO liderler zirvesi sonrası konuşan Biden, Moskova G20’den çıkartılmalı mı sorusunu, “Cevabım evet, G20’ye bağlı” şeklinde yanıtladı.

Biden, konuyu Perşembe günü diğer liderlerle gerçekleştirilen toplantıda da gündeme getirdiğini ifade etti. ABD Başkanı, Endonezya ve diğer ülkelerin gruptan Rusya’nın çıkartılmaması yönünde görüş bildirmesi durumunda ise Ukrayna’nın G20 zirvelerine katılmasına izin verilmesi gerektiğini savundu.

ABD’den Rusya’ya yeni yaptırımlar

Washington, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle aralarında devlete ait Tactical Missiles Corporation’ın ve ona bağlı 28 şirketin de olduğu 40’tan fazla Rus savunma şirketinin yanı sıra, yüzlerce Rus milletvekiline ve ülkenin en büyük bankasına yeni yaptırımlar uygulanacağını duyurdu.

ABD Başkanı Biden, Twitter hesabından, “400’den fazla Rus elitine, milletvekiline ve savunma şirketine Putin’in Ukrayna’da savaşı seçmesi nedeniyle ek yaptırımları açıklıyorum” diye yazdı. Biden, söz konusu şirket ve kişilerin Kremlin’in politikalarından kazançlı çıktıklarını, şimdi de bu politikalardan kaynaklanan acıyı paylaşmaları gerektiğini savundu.

Paylaşın

NATO, Ukrayna’ya Daha Fazla Destek Konusunda Anlaştı

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi’nin ardından basın toplantısı düzenledi. Stoltenberg, NATO liderlerinin Ukrayna’ya daha fazla yardım sağlanması konusunda anlaşmaya vardığını söyledi.

Stoltenberg, “Rusya’ya eşi görülmemiş maliyetler yüklemeye devam edeceğiz, müttefiklerin caydırıcılığını ve savunmasını güçlendireceğiz.” diye konuştu.

Zirvede Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Slovakya’da 4 yeni NATO savaş grubunun konuşlandırılması kararı alındığını aktaran Stoltenberg, böylelikle Baltık Denizi’nden Karadeniz’e kadar NATO’nun çok uluslu savaş grubu sayısının 8’e çıkarıldığını söyledi.

Stoltenberg, Avrupa’da ABD’nin NATO’yu desteklemek için 100 bin askeri olduğunu belirterek, Avrupalı müttefiklerin de çoğunluğu NATO’nun doğu kanadında olmak üzere 40 bin askerinin olduğu bilgisini paylaştı.

Daha güçlü NATO vurgusu

Stoltenberg, NATO’nun yeni bir güvenlik gerçeği ile karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, karada özellikle ittifakın doğu kanadında daha fazla ekipman ve malzemeyle NATO’nun varlığını güçlendireceğini dile getirdi.

Havada ise daha fazla jeti konuşlandıracaklarını ve entegre savunma füzelerini güçlendireceklerini anlatan Stoltenberg, denizde ise denizaltıları artıracaklarını ve kalıcı bazda ve ciddi anlamda savaş gemilerine sahip olacaklarını ifade etti.

Stoltenberg, NATO’nun siber savunmasını ve ittifakın ortak savunmasını güçlendireceklerini belirtti.

“Ukrayna’ya daha fazla destek vereceğiz”

“Bugün müttefik ülke liderleri, Ukrayna’ya daha fazla destek verme konusunda anlaştı.” diyen Stoltenberg, Ukrayna’nın temel hakkı olan kendini savunma hakkına yardım edeceklerini vurguladı.

Stoltenberg, müttefiklerin ayrıca Ukrayna’yı önemli askeri malzemelerle donattığını aktararak, bunlara “etkisi oldukça kanıtlanmış” tanksavar ve hava savunma sistemleri ve insansız hava araçlarının dahil olduğunu kaydetti.

Ukrayna’ya önemli miktarda mali ve insani yardım sağlayacaklarını belirten Stoltenberg, “Ukrayna’ya biyolojik, kimyasal, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı koruma sağlamak için siber güvenlik ve ekipman yardımı yapma kararı aldık.” diye konuştu.

Çin’e “Rusya’ya destek vermeyin” çağrısı

Stoltenberg, Ukrayna’daki savaşın daha fazla tırmanmaması için sorumlulukları olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

“Çünkü bu daha tehlikeli ve daha yıkıcı olur. Müttefikler, Rus tehditleri ve müdahaleleri nedeniyle risk altındaki diğer ortaklara desteğimizi artırmamız gerektiği konusunda anlaştılar. Bunlara Gürcistan ve Bosna Hersek de dahil.”

Stoltenberg, zirvede, Pekin’in krizdeki rolüne de değindiklerini vurgulayarak, “Bugün, müttefik liderler, Çin’i Rusya’nın savaş çabalarını desteklemekten kaçınmaya çağırdı. Çin, Rus işgaline ekonomik veya askeri destek sağlamamalıdır. Bunun yerine Pekin, acil ve barışçıl bir çözümü teşvik için Rusya üzerindeki önemli etkisini kullanmalıdır.” dedi.

Kimyasal silah uyarısı

“Kimyasal silahların herhangi bir şekilde kullanımı çatışmanın doğasını tamamen değiştirir. Bunun geniş kapsamlı sonuçları olacaktır ve elbette çok tehlikeli olacaktır.” diyen Stoltenberg, “Rusya’nın kendi muhalefetine karşı kimyasal maddeler kullandığını, Suriye’deki Beşşar Esed rejiminin kendi halkına karşı kimyasal silah kullanmasını desteklediğini ve kolaylaştırdığını bildiklerini” söyleyerek, savaşı bir an önce bitirmenin önemine işaret etti.

Stoltenberg, şöyle devam etti:

“Ukrayna’ya biyolojik, kimyasal, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı koruma sağlamak için siber güvenlik ve ekipman yardımı yapma kararı aldık. Bu, tespit, ekipman koruma ve tıbbi desteğin yanı sıra özelleştirme ve süreç yönetimi eğitimini içerebilir. Ayrıca müttefiklerin kimyasal, biyolojik ve nükleer olaylara karşı hazırlıklarını da geliştiriyoruz.”

“Çatışmanın savaşa dönüşmesini engellememiz lazım”

Stoltenberg, NATO müttefiklerinin Ukrayna’ya önemli destek sağladığının altını çizerek, Ukrayna’ya sağlanan sistemlere ilişkin operasyonel nedenlerle ayrıntıya girmeyeceğini belirtti.

NATO müttefikleri ile Ukrayna arasında yakın temas olduğuna değinen Stoltenberg, şunları kaydetti:

“Ancak şunu söyleyebilirim ki; müttefikler, Ukrayna’yı silahlarla desteklemek için ellerinden geleni yapıyor. Aynı zamanda bu çatışmanın Avrupa’da sadece Ukrayna ve Rusya’yı değil, NATO müttefikleri ve Rusya’yı da içeren, daha tehlikeli ve daha yıkıcı olacak tam teşekküllü bir savaşa dönüşmesini önleme sorumluluğumuz var.”

Paylaşın

Zelenskiy, NATO Zirvesinde Konuştu: Sınırsız Askeri Yardım Talep Etti

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Brüksel’de düzenlenen Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesine video konferans yoluyla bağlanarak, İttifak’tan daha fazla silah desteği talebinde bulundu.

Rusya’nın var olan tüm cephaneliğini kullandığına dikkat çeken Zelenskiy, ülkesinin de “sınırsız askeri desteğe ihtiyaç duyduğunu” söyledi.

NATO’ya seslenen Zelenskiy, “Tüm uçaklarınızın yüzde 1’ini ve tüm tanklarınızın yüzde 1’ini Ukrayna’ya gönderin” çağrısı yaptı. “Bütün bunları satın alamayız” diyen Ukrayna Devlet Başkanı, “Bunlara sahip olduğumuzda, bize aynı size sağladığı gibi, yüzde 100 güvenlik sağlayacak” diye konuştu.

Kiev’in aynı zamanda acilen çok namlulu roketatar sistemleri, gemisavarlar ve hava savunma sistemlerine ihtiyaç duyduğunu belirten Zelenskiy, “Böyle bir savaşta bunlar olmadan hayatta kalmak mümkün mü?” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın çocuklar da dahil sivilleri öldürdüğünün savunan Zelenskiy, “Bir savaş sırasında en korkutucu olanı yardım çağrınıza net cevaplar alamamanız” diye konuştu.

ABD: Gemisavar füze yardımını görüşüyoruz

Washington, Zelenskiy’nin Batı’ya daha önce yaptığı Ukrayna hava sahasını uçuşa yasak bölge ilan etme çağrısını ve NATO üyeliği taleplerini ise tekrarlamadığını belirtti.

Üst düzey bir ABD’li yetkili, ülkesinin müttefiklerle birlikte Kiev’e gemisavar füze yardımı üzerinde çalıştığını ifade etti. NATO zirvesinde konu üzerine istişarelerde bulunulduğunu belirten yetkili, “bazı teknik zorlukların olabileceğini, ancak bunları aşmak için çalıştıklarını” kaydetti.

ABD’li yetkili, Başkan Joe Biden’ın kapalı oturumda NATO’nun doğu kanadına daha fazla birlik gönderilmesinden yana görüş bildirdiğini de belirtti.

Paylaşın