Merkez Bankası’nın Yıl Sonu Enflasyon Beklentisi Yüzde 64,59

Merkez Bankası, TÜFE’de artış beklentisini 12 ay sonrası için yüzde 33,28’ten 37,91’e, 24 ay sonrası için de yüzde 19,54’ten 22,04’e yükseltti. Yıl sonu dolar kuru beklentisi de 18,89 TL oldu.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) yaptığı Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre, yıl sonu Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki (TÜFE) artış beklentisi yüzde 64,59 oldu.

Merkez Bankası, reel ve finansal sektör temsilcileri ile profesyonellerden oluşan 50 katılımcıyla gerçekleştirdiği haziran ayına ilişkin “Piyasa Katılımcıları Anketi”ni yayımladı.

Geçen ay yüzde 2,97 olan haziran ayı TÜFE artışı beklentisi, bu anket döneminde yüzde 3,77’ye yükseldi. Cari yıl sonu TÜFE’deki artış beklentisi ise yüzde 57,92’den yüzde 64,59’a çıktı.

TÜFE’de artış beklentileri 12 ay sonrası için yüzde 33,28’ten 37,91’e, 24 ay sonrası için de yüzde 19,54’ten 22,04’e yükseldi.

Yıl sonu dolar kuru 18,89 TL

Katılımcıların yıl sonu dolar/TL beklentisi 18,89 olurken, 12 ay sonrası dolar/TL beklentisi ise 18,47’den 20,70’e çıktı.

Bir önceki anket döneminde 34,4 milyar dolar olan yıl sonu cari işlemler açığı beklentisi, bu dönemde 37 milyar dolara yükselirken, gelecek yıl cari işlemler açığı beklentisi 23,1 milyar dolar oldu.

– Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay beklentisi yüzde 14,00

Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) cari yıl büyüme beklentisi yüzde 3,3’ten yüzde 3,5’e yükselirken, gelecek yıl büyüme beklentisi yüzde 4’ten yüzde 3,8’e geriledi.

TCMB’nin bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına ilişkin cari ay sonu ve 3 ay sonrasına ilişkin beklentiler ise yüzde 14,00’te sabit kaldı.

Paylaşın

Cari Açık Bir Yılda Yüzde 67 Arttı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), mart ayına ilişkin ödemeler dengesi istatistiklerini açıkladı. Buna göre mart ayında cari açık geçen yılın aynı ayına göre 2 milyar 229 milyon dolar artarak (yüzde 67) 5 milyar 554 milyon dolara ulaştı. Bunun sonucunda 12 aylık cari açık 24,2 milyar dolara yükseldi.

TCMB değerlendirmesine göre, bu gelişmede, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığının 3,36 milyar dolar artarak 6,34 milyar dolara yükselmesi etkili oldu.

Geçen yılın mart ayında 314 milyon dolarlık açık oluşan altın ve enerji hariç cari işlemler hesabında, bu yılın aynı döneminde 2 milyar 480 milyon dolar fazla verildi. Bu dönemde, hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 1 milyar 472 milyon dolar artarak 2 milyar 329 milyon dolara yükseldi.

Hizmetler dengesi altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler, martta geçen yılın aynı dönemine göre 708 milyon dolar artışla 1 milyar 450 milyon dolara ulaştı. Aynı dönemde, birincil gelir dengesinden kaynaklanan net çıkışlar 174 milyon dolar artarak 1 milyar 397 milyon dolar oldu. Geçen yılın mart ayında 27 milyon dolar giriş kaydeden ikincil gelir dengesi kaleminde ise 2022’nin aynı ayında 144 milyon dolar çıkış yaşandı.

Martta 3 milyar 51 milyon dolarlık net çıkış kaydedildi

Öte yandan, şubat ayına ilişkin cari işlemler açığı 5 milyar 154 milyon dolardan 5 milyar 441 milyon dolara revize edildi. Martta doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler 296 milyon dolar oldu. Bu dönemde, portföy yatırımları 3 milyar 51 milyon dolarlık net çıkış kaydetti.

Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, martta yurt dışı yerleşikler, hisse senedi piyasasında 744 milyon dolarlık ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında 201 milyon dolarlık net satış yaptı. Yurt dışındaki tahvil ihraçlarıyla ilgili olarak, bankalar 758 milyon dolar geri ödeme, genel hükümet ise 219 milyon dolar net kullanım gerçekleştirdi.

Yurt içi bankaların yurt dışı muhabirlerindeki efektif ve mevduat varlıkları martta 2 milyar 271 milyon dolar net artış kaydetti. Yurt dışı bankaların yurt içindeki mevduatları, yabancı para cinsinden 1 milyar 493 milyon dolar artış ve Türk lirası cinsinden 178 milyon dolar azalış olmak üzere toplam net 1 milyar 315 milyon dolar arttı.

Yurt dışından sağlanan kredilerle ilgili bankalar 54 milyon dolar net geri ödeme, genel hükümet ve diğer sektörler sırasıyla 718 milyon dolar ve 943 milyon dolar net kullanım gerçekleştirdi. Resmi rezervler mart ayında net 4 milyar 506 milyon dolar azaldı.

Paylaşın

Bankaların 3 Aylık Karı 63 Milyar TL’yi Aştı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’ndan (TCMB) yüzde 14, halktan yüzde 17 faizle para toplayan bankalar, 2022 yılının ilk 3 ayında karlarını yüzde 285 artırdı ve 63,2 milyar TL elde etti.

Bankacılık sektörü 2022 yılının ilk 3 aylık sonuçlarına göre yüzde 285 artışla net kar rekoru kırdı. Bankaların rekor karı AK Parti’nin kurları sabit tutmak için başlattığı kur korumalı mevduat (KKM) modeli ile düşük faizle toplanan paraların yüzde 23’le Hazine’ye satılmasından kaynaklandı.

Toplam varlıklarını 9,2 trilyon TL’den 10,1 trilyon TL’ye çıkaran bankalar net karlılıkta ise patlama yaptı. 2021’in ilk çeyreğinde 16,4 milyar TL net kar açıklayan sektör, 2022’nin ilk çeyreğinde yüzde 285 büyüme ile 63,2 milyar TL kar elde etti. Bankaların 2021’de yıllık bazda 92,9 milyar TL kâr açıkladığı düşünüldüğünde bir yılda ettiği karın yüzde 68’ini 3 ayda yapması dikkat çekti.

Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’ın haberine göre banka karlarının artmasında net faiz geliri etkili oldu. 2021’in ilk çeyreğinde 126,7 milyar TL toplam faiz geliri elde ederken bu yılın ilk çeyreğinde bunu yüzde 82,3 artışla 231 milyar TL’ye çıkardılar. Net faiz geliri ise 2021 ilk çeyreğinde 44,2 milyar TL iken 2022 ilk çeyreğinde yüzde 162,4 artışla 116 milyar TL oldu.

Hazineye satışlar etkili oldu

Ekonomist Erol Taşdelen’e göre bankalar ikinci gelir artışını menkul değerlerden elde etti. Bankaların yüzde 14 faizle Merkez Bankası’ndan para alıp yüzde 23 faizle Hazine’ye satması kar patlamasının önemli nedenleri arasında yer aldı.

KKM etkisi

Taşdelen, yükü yurttaşlara yüklenen kur korumalı mevduat için de konuşurken, “800 milyar TL seviyesine gelen kur korumalı hesaplar (KKH) toplam vadeli hesapların yüzde 20’sine ulaştı. Bu da bankaların faiz giderlerini iyice düşürdü. Bu mevduatlar yüzde 17’de sabitlenmemiş olsa bankalar en az yüzde 5 daha fazla faiz ödeyeceklerdi.

Bu durum aylık ortalama 2,5 milyar TL faiz gideri avantajı sağlıyor” dedi. Taşdelen, “Mevduat faiz maliyeti kur korumalı mevduat sayesinde düşürülürken kredi faiz oranları üzerinde bir yaptırım olmadığı için faiz makası açıldı ve bu durum da banka karlılıklarının artmasına önemli katkı sağladı” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Cari Açık Şubat’ta 21 Milyar 845 Milyon Dolara Yükseldi

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Şubat Ödemeler Dengesi İstatistikleri’ni yayımladı. Paylaşılan verilere göre, cari işlemler açığı Şubat’ta geçen yılın aynı ayına kıyasla 2 milyar 707 milyon dolar arttı ve 5 milyar 154 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti.

Bunun sonucunda da 12 aylık cari işlemler açığı 21 milyar 845 milyon dolara yükseldi. Bu gelişmede, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığının 3 milyar 902 milyon dolar artarak 6 milyar 3 milyon dolara yükselmesi etkili oldu.

Geçen yılın Şubat ayında 624 milyon dolar olan altın ve enerji hariç cari işlemler fazlası, bu yılın aynı döneminde 2 milyar 167 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde, hizmetler dengesi kaynaklı net girişler de 874 milyon dolar artarak 1 milyar 608 milyon dolara yükseldi.

Doğrudan yatırımlar 0’lanmak üzere

Şubat’ta doğrudan yatırımlar kaynaklı 4 milyon dolarlık giriş kaydedilirken, portföy yatırımları kaynaklı 765 milyon dolarlık net çıkış gerçekleşti.

Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, Şubat’ta yurtdışı yerleşikler, hisse senedi piyasasında 228 milyon dolarlık ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında 573 milyon dolarlık net satış yaptı.

Yurtdışındaki tahvil ihraçlarıyla ilgili olarak, bankalar 551 milyon dolar geri ödeme, genel hükümet ise 1 milyar dolar net kullanım gerçekleştirdi.

Yurtiçi bankaların yurt dışı muhabirlerindeki efektif ve mevduat varlıkları 2 milyar 180 milyon dolar net artış kaydetti. Yurtdışı bankaların yurtiçindeki mevduatları, yabancı para cinsinden 495 milyon dolar ve Türk lirası cinsinden 1 milyar 981 milyon dolar olmak üzere toplam net 2 milyar 476 milyon dolar arttı.

Yurtdışından sağlanan kredilerle ilgili bankalar ve genel hükümet sırasıyla 911 milyon dolar ve 174 milyon dolar net geri ödeme, diğer sektörler ise 244 milyon dolar net kullanım gerçekleştirdi.

Rezervler de eriyor

Resmi rezervler de Şubat’ta net 2 milyar 218 milyon dolar azaldı. Net hata noksanda ise 511 milyon dolarlık çıkış yaşandı. Şubat ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 135,5 artarak 3 milyar 347 milyon dolardan, 7 milyar 881 milyon dolara yükselmişti.

Cari Açık nedir?

Ülkenin dış dünya ile olan mal ve hizmet ticaretinin sonucu cari denge olarak adlandırılır. Sadece mal ticaretinin sonucu ise dış ticaret dengesidir.

Eğer ülkenin sattığı mallar satın aldığı mallardan fazla ise dış ticaret fazlası, tersi geçerli ise dış ticaret açığı vardır. Mal ticaretinin sonucuna hizmet ticaretinin (en önemli kalem turizm)  sonucu eklenerek cari dengeye ulaşılır.

Örneğin dış ticaret açığı -60 milyar $ olan (yani mal ticaretinde – 60 milyar $ açık veren) bir ülkenin turizm gelirleri giderlerinden 20 milyar $ daha fazla ise (yani hizmet ticaretinde +20 milyar $ fazla vermişse)  cari açığı 40 milyar $ dolar olacaktır.

Cari açık ülkenin dış dünyadan dolar talebini gösterir. Bir başka deyişle bu açığın finansmanı için 40 milyar dolar bulunması gerekir.

Döviz bir ülkeye nasıl girer?

Dolar arzı yani ülkeye döviz girişi esas olarak üç kanaldan olur.

a-Doğrudan yabancı yatırımlar (yabancıların şirket satın almak, fabrika kurmak amacıyla ülkeye getirdikleri dövizler)

b-Portföy yatırımları (yani yabancıların özel şirket tahvil ve hisse senetleri ile devlet tahvillerini satın almak üzere ülkeye soktukları döviz)ve

c- Kısa ve uzun vadeli borçlanmalar.

Cari açığın finansmanı içinde portföy yatırımları ile kısa vadeli borçların payının artması ülke ekonomisinin kırılganlığının da artması demektir. Çünkü bu tür dövizler iç ve dış faktörlere bağlı olarak kolaylıkla her an ülkeyi terk edebilirler.

Cari açık ile döviz kurunun ilişkisi nedir?

Ülkenin dış dünyadan döviz talebi (cari açık) ile ülkeye döviz arzı (yukarıda belirtmiş olduğumuz kanallardan giren döviz) arasındaki farka bağlı olarak döviz kuru belirlenir. Döviz arzının talebinden fazla olması kuru düşük tutarken, tersi kurun yükselmesine yol açar. Ülkenin kırılganlığı yüksek olmasına rağmen döviz girişi devam ediyorsa kur düşük kalabilir. Ancak bu bıçak sırtı bir durumdur ve her an (iç ya dış siyasi, askeri ya da ekonomik gelişmelere bağlı olarak)  işler tersine dönebilir. Ülkeden hızlı bir döviz çıkışı başladığında önce finansal ardından reel piyasaların çöküşü kaçınılmaz olur.

İthalatla büyüme neye neden olur?

Ülkenin üretim artışı (yani büyüme) ne kadar çok dışarıdan mal ithalatını (ham madde, ara malı ve yatırım malı) gerektiriyorsa büyüme ile birlikte ithalat artışı kaçınılmazdır. İthalat artarken ihracat da aynı şekilde artıyorsa sorun yoktur. Artmıyorsa dış ticaret açığı kaçınılmazdır. Artan dış ticaret açığını turizm gelirleri finanse ediyorsa yine sorun yoktur Aksi takdirde cari açık kaçınılmazdır. Cari açık ne kadar doğrudan yabancı yatırımlar ve uzun vadeli borçlanma ile finanse ediliyorsa kırılganlık o kadar azdır. Aksi takdirde bıçak sırtı büyüme süreci ve sonunda iç ve dış faktörlere bağlı olarak ortaya çıkacak kriz kaçınılmazdır.

Peki çözüm nedir?

Yukarıdaki kısır döngüyü kıracak temel dinamik ülkenin üretim yapısının ve ihracatın bileşiminin değişimi yani ileri teknoloji ürünlerinin üretimi ve ihracatıdır. Bunun gerçekleşmesini sağlayacak temel dinamik ise teknolojik atılımdır. Teknolojik atılım uzun vadeli bir vizyon gerektiren, başta eğitim yapısının değişimi olmak üzere çok sayıda belirleyeni olan bir süreçtir. Hükümetin uygulayacağı sahici bir teşvik ve sübvansiyon politikası bu sürecin en önemli boyutlarından biridir.

Paylaşın

MB’nin Enflasyon Raporunda ‘Gıda’ Ve ‘Enerji’ Vurgusu

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın  (TCMB) ‘Aylık Fiyat Gelişmeleri Raporu’ yayımlandı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yüzde 61 olarak açıkladığı enflasyon verilerinin yorumlandığı raporda, emtia fiyatlarındaki artışın jeopolitik gelişmelerle belirginleştiğine işaret edildi. 

Haber Merkezi / Yayınlanan raporda enflasyondaki artışa en belirgin katkının enerji, gıda ve temel mal gruplarından geldiği ifade edilirken, yılın başından itibaren emtia fiyatlarında gözlenen artış eğiliminin jeopolitik gelişmelerle beraber bu dönemde ‘bir miktar’ daha belirginleştiği vurgulanan raporda, enflasyonundaki artışın alt gruplar geneline yayıldığı tespiti yapıldı.

Uluslararası enerji fiyatlarındaki artışın yurtiçi fiyatları da etkilediği belirtilen raporda, elektrik fiyatlarında kademeli tarife sisteminde yapılan düzenleme ve KDV indiriminin daha olumsuz bir görünümü sınırladığı anlatıldı.

Gıda enflasyonundaki yükseliş alt gruplar genelinde devam ederken, son dönemde aylık bazda yüksek artışlar gösteren taze meyve ve sebze fiyatlarının mart ayında görece yatay seyrettiği vurgulandı. Bunun yanısıra, gıda grubu alt kalemlerinde KDV indiriminin sarkan etkilerinin gözlenmeye devam ettiği, temel malda yıllık enflasyon giyim ve ayakkabı grubunda yatay seyrederken diğer alt gruplarda yükseldiği ifade edildi.

Raporda, enflasyondaki diğer gelişmeler için şu değerlendirme yer aldı: “Temel malda yıllık enflasyon giyim ve ayakkabı grubunda yatay seyrederken diğer alt gruplarda yükselmiştir. Bu dönemde, hizmet grubunda yıllık enflasyon alt gruplar genelinde artmış, enerji ve gıda fiyatlarındaki görünüme paralel olarak ulaştırma ve lokanta-otel öne çıkan gruplar olmaya devam etmiştir. Uluslararası emtia fiyatlarında devam eden güçlü yükseliş ve tedarik zincirlerindeki aksamalar neticesinde üretici fiyatlarındaki artışlar sürmüştür. Bu görünüm altında, B ve C göstergelerinin yıllık enflasyonlarındaki yükseliş devam etmiştir.”

Enflasyon yüzde 70lere çıkacak

Amerika Birleşik Devletleri’nin finans merkezi Wall Street’te bankalar, Türkiye’de önümüzdeki dönemde enflasyonun daha da artacağı tahmininde bulundu. Yatırım bankası JPMorgan, yıl sonunda enflasyon oranının yüzde 65 ila 70 seviyesine yükseleceğini daha sonra güçlü baz etkisi nedeniyle yüzde 40’lara gerileyeceğini öngördü.

JPMorgan müşteri notunda “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tüm dikkatini döviz kuru korumalı mevduat sistemine verdiği için tüketici fiyat endeksi (TÜFE) verileri ne kadar güçlü olursa olsun tepki verme olasılığı düşük.” değerlendirmesinde bulundu.

Bir diğer yatırım bankası Goldman Sachs ise enflasyon oranının Mayıs-Haziran döneminde yüzde 67’ye ulaşarak zirve yapacağını ve 2022 yılının büyük kısmında yüzde 65’in üzerinde kalacağını tahmin etti. Goldman Sachs da JPMorgan ile benzer şekilde yıl sonunda enflasyon oranının yüzde 45’e gerilemesini bekliyor.

Goldman Sachs “Ticari mal fiyatları ve enflasyonla mücadeleye yönelik olmayan para politikalarından kaynaklı yukarı yönlü riskler görüyoruz.” değerlendirmesi yaptı.

Enflasyon yüzde 61,14

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart 2022 verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, TÜFE Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 5,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 22,81, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,14 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde  29,88 artış gerçekleşti.

Üç haneli enflasyon

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), mart ayı enflasyonunu verilerini açıkladı. ENAG’a göre, Tüketici Fiyat Fiyat Endeksi (E-TÜFE) mart ayında yüzde 11.93 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 142.63 olarak gerçekleşti. ENAG şubat ayı enflasyon rakamlarını yıllık yüzde 123.80 oranında olduğunu duyurmuştu.

Paylaşın

Altından ‘Kur Korumalı’ TL’ye Geçişte Esaslar Belirlendi

Kur korumalı mevduat sistemi kapsamında altın varlıkların finansal sisteme kazandırılmasına ilişkin esasları belirleyen Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tebliği yayımlandı.

Uygulamaya katılmak isteyen yurt içi yerleşik gerçek ve tüzel kişiler, yani vatandaşlar ve şirketler, fiziki altınlarını, gram cinsinden has altın miktarının tespiti için yetkili kuyumcuya veya bankaya teslim edecek.

Teslim alınan altınlar işlenmek üzere yetkili rafineriye teslim edilecek. Tebliğde yer alan ayrıntılar şöyle:

  • Altın hesabına 3, 6 ve 12 ay vade
  • Altın hesabı sahipleri has altın bakiyesini, dönüşüm fiyatı üzerinden TL’ye çevirerek üç, altı ay veya bir yıl vadeli TL mevduat veya katılma hesabı açabilecek.
  • TL mevduat veya katılma hesabına dönüştürülen altınlar bankalarca dönüşüm fiyatı üzerinden Merkez Bankası’na satılacak.
  • Bankanın mevduat hesabına uygulayacağı faiz oranı Merkez Bankası’nca belirlenen bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının altında olamayacak.
  • Katılma hesabına sağlanacak getirinin Merkez Bankası’nın katılım bankalarıyla açık piyasa işlemleri kapsamında yaptığı bir hafta vadeli geri satım vaadiyle alım işlemlerinde oluşan maliyetten düşük olması halinde aradaki fark katılım bankasınca karşılanabilecek, karşılanmayan kısmı Merkez Bankası ödemeyecek.
  • Merkez Bankası, bankanın mevduat hesabına uygulayacağı azami faiz oranını belirlemeye yetkili olacak.
  • Merkez Bankası’nca bu hesaplara vade sonunda yenilenme imkânı tanınabilecek. Yenilenen hesap ilk açılışta dönüştürülen altın tutarı ve vade sonu fiyatı üzerinden destekten yararlanmaya devam edecek. Hesabın yenilenmesine ilişkin esaslar Merkez Bankası’nca belirlenecek.

İlave getiri

  • TL mevduat veya katılma hesaplarının vade sonu fiyatının dönüşüm fiyatından yüksek olması ve fiyat farkı üzerinden hesaplanan tutarın banka tarafından ödenecek faiz veya kâr payından yüksek olması durumunda, fiyat farkı üzerinden hesaplanan tutardan faiz veya kâr payı düşülerek hesaplanan tutar Merkez Bankası’nca mevduat veya katılma hesabı sahibine ödenmek üzere ilgili bankaya aktarılacak.
  • Vadeden önce çekim yapılması halinde Merkez Bankası’nca fiyat farkı ödenmeyecek.
  • Uygulama kapsamında açılan TL mevduat veya katılma hesaplarına Merkez Bankası’nca belirlenecek usul ve esaslara göre vade sonunda ilave getiri ödenebilecek. İşlenmiş ve hurda altın karşılığının TL’ye dönüştürülmesiyle açılan hesaplar da ilave getiriden yararlanabilecek.
  • Tebliğ kapsamında işlem yapan yetkili kuyumcu, yetkili rafineri ve bankalara, Merkez Bankası’nın belirleyeceği esaslar çerçevesinde komisyon veya masraf ödenebilecek.
  • Yurt içi yerleşik gerçek kişilerin 28 Aralık 2021’de, yurt içi yerleşik tüzel kişilerinse 31 Aralık 2021’de mevcut altın hesaplarının, talep edilmesi halinde dönüşüm fiyatı üzerinden TL’ye çevrilmesine de imkan tanınacak.
Paylaşın

Cari Açık, Son 4 Yılın En Yüksek Seviyesinde

Merkez Bankası’nın verilerine göre, cari açık, bir önceki yılın aynı ayına göre 5,34 milyar dolar artarak 7,11 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bunun sonucunda on iki aylık cari işlemler açığı 20,22 milyar dolar oldu. Cari denge Ocak’ta 7,11 milyar dolar açık verdi. Böylelikle 2017 Aralık ayından bu yana en yüksek cari açık kaydedilmiş oldu.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) bu gelişmeyi dış ticaret açığının artmasına bağlıyor. TCMB’nin değerlendirmesi, bu gelişmede, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığının 6,43 milyar dolar artarak 8,33 milyar dolara yükselmesinin etkili olduğu şeklinde.

Ocak ayında portföy yatırımlarında ise 766 milyon dolar tutarında net çıkış görüldü. Alt kalemler itibarıyla yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi piyasasında 352 milyon dolar net satış ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında 98 milyon dolar net satış yaptığı belirlendi.

TCMB’nin açıkladığı rakamlar, ekonomistlerin beklentileriyle de uyumlu. Piyasanın beklentisi, ortalama olarak 7 milyar 200 milyon dolar açık verileceği yönündeydi.

Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki yükseliş etkili oldu

Cari açığı azaltmak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyüme, ihracat, istihdam ve düşük faiz oranlarına ağırlık veren yeni ekonomi programının başlıca hedeflerinden biri.

TCMB, Erdoğan’ın ekonomi programı uyarınca politika faizini Eylül’den bu yana 500 baz puan indirdi. Bunun üzerine TL, geçen yıl ABD doları karşısında yüzde 44 değer kaybına uğradı.

Enflasyon da Şubat ayında yaklaşık yüzde 55’e yükseldi. Ocak ayında cari açıkta meydana gelen artışta, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali üzerine petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki yükseliş de etkili oldu.

Rusya-Ukrayna krizinin Türkiye’nin turizm gelirlerini de etkilemesi bekleniyor. Reuter ajansına görüş bildiren ekonomistler, Rusya’nın Ukrayna’ya girmesinden sonra yıl sonu beklentilerini değiştirdi.

Sekiz ekonomistin 2022 için yıllık cari açık beklentisi ortalama 29 milyar dolar düzeyinde. Hükümetin ekonomik programında ise bu açığın 18,6 milyar dolar olması öngörülüyor.

Cari açık bu yıl 30 milyar doları aşabilir

Ekonomist Haluk Bürümcekçi’nin değerlendirmesine göre Ocak ayına dair veriler, kötüleşme eğilimininin devam ettiğini yansıtıyor.

Son dönemde TL’nin değer kaybının beklenen ithalat azalışını getirmediğine dikkat çeken Bürümcekçi, buna karşılık doğal gaz ve petrol fiyatlarındaki belirgin artışla enerji ithalatı tutarlarının ciddi boyutta artarak cari açıktaki kötüleşmeyi hızlandırdığını ifade etti.

Bürümcekçi’ye göre, ilk aylardaki eğilimler korunursa bu yıl cari açık 30 milyar doları aşabilir. Tera Yatırım’dan Enver Erkan da Ukrayna’daki savaş durumu nedeniyle petrol fiyatlarındaki hızlı yükselişin enerji faturasını artıracağına dikkat çekiyor.

Bunun ağırlıklı etkisinin Mart ayından sonraki dönemde gözlemleneceğini belirten Erkan, kriz yaz aylarına doğru çözülmezse turizmden kaynaklı gelirlerin düşmesinin de hizmetler dengesi katkısını azaltacağını belirtiyor.

Erkan, yıllık bazda bakıldığında cari açık/GSYH oranının büyük olasılıkla 2020 seviyelerine doğru gerçekleşme eğiliminde olacağı yorumunu yapıyor.

Emtia fiyatlarındaki artış baskı yaratıyor

FX Pro’dan mali analist Alex Kuptsikevich de TL üzerindeki baskının Türkiye’nin buğday başta olmak üzere tarım ürünleri, gaz ve petrolde büyük ölçüde dışa bağımlı olmasından kaynaklandığını ifade ediyor.

Kuptsikevich, “Şubat ayında ve Mart başında emtia fiyatlarında daha karamsar bir tablo görüyoruz ve bunun ödemeler dengesi üzerinde daha da fazla baskı oluşturacağı kesin” diyor.

Temel emtia fiyatlarındaki artış, sanayi üretiminde düşüşe neden oluyor ve durumun önümüzdeki aylarda daha da kötüleşebileceği belirtiliyor.

Kuptsikevich’e göre bu durumda döviz kuru, müdahaleler veya ciddi sermaye kontrolleriyle yapay olarak belli bir düzeyde tutulmadığı sürece bir doğal damping mekanizması işlevini görüyor. Kuptsikevich sermaye kontrollerinin ise ekonominin zamanla duruma uyum sağlaması sürecini uzattığını söylüyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Yeni FAST Kararı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Fonların Anlık ve Sürekli Transferi (FAST) ödeme işlemlerinde yapılan para transferlerinde limitin artırılacağını duyurdu.

Haber Merkezi / TCMB tarafından yapılan açıklamada ,”FAST Sistemine gösterilen yoğun ilgi ve ödemeler ekosisteminin dinamik gereksinimleri göz önünde bulundurularak para transferlerinde 2.000 TL olan FAST işlem tutar limiti de 21 Şubat 2022 tarihi itibarıyla 5.000 TL’ye yükseltilecektir” ifadeleri kullanıldı.

Diğer yandan TCMB, FAST’a entegrasyonu tamamlanan “TR Karekod” kullanılarak gerçekleştirilecek iş yeri ödemelerinde ise tek seferde 10 bin TL’ye kadar işlem yapılabileceğini duyurdu.

TCMB’nin açıklamasında şöyle denildi:

“TR Karekod kullanılarak gerçekleştirilecek iş yeri ödemelerinde tek seferde 10.000 TL’ye kadar işlem yapılabilecektir. TR Karekod’un yaygınlaşarak hayatımıza girmesi ile birlikte vatandaşlarımız alışverişlerde iş yeri tarafından oluşturulan ödeme kare kodunu mobil uygulamaları ile okutarak FAST sistemi altyapısı ile anlık ödeme gerçekleştirebileceklerdir.

7/24 anlık para transferine olanak sağlayan FAST Sistemi aracılığıyla günlük ortalama 3,5 milyon adet ödeme gerçekleştirilmekte olup, transferler müşteri hesapları arasında bir saniyeden daha kısa sürede tamamlanmaktadır.

Ezberlenmesi ve kullanılması zor olan IBAN numaraları yerine, telefon numarası, kimlik numarası veya e-posta adresi ile kolay ve hızlı bir şekilde FAST ödemesi yapılabilmesine olanak sağlayan Kolay Adresleme Sistemine kayıt olan kullanıcı sayısı 15,5 milyona ulaşmıştır.”

Duyuruda FAST sistemine gösterilen yoğun ilgi ve ödemeler ekosisteminin dinamik gereksinimleri göz önünde bulundurularak para transferlerinde 2 bin TL olan FAST işlem tutar limitinin 21 Şubat 2022 tarihi itibarıyla 5 bin TL’ye yükseltileceği belirtildi.”

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Hazine’ye 49,3 Milyar TL Aktarılacak

Merkez Bankası, geçen yıl kârından avans ve birikmiş yedek akçenin dağıtılması yönünde karar aldı. Buna göre, ilgili mevzuat çerçevesinde; 45 milyar Türk Lirası kâr payı avans tutarının, 4,3 milyar lirası ihtiyat akçesinin hissedarlarına dağıtılacak.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), Olağanüstü Genel Kurul toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi.

Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, ”Merkez Bankası 2021 yılı dönem kârı üzerinden kâr payı avansı ödenmesine ve 2020 yılı kârından ayrılan ihtiyat akçesinin dağıtılmasına karar verilmiştir” ifadeleri yer aldı.

Yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Olağanüstü Genel Kurul toplantısı 3 Şubat 2022 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir.

Genel Kurul toplantısında, Merkez Bankası 2021 yılı dönem kârı üzerinden kâr payı avansı ödenmesine ve 2020 yılı kârından ayrılan ihtiyat akçesinin dağıtılmasına karar verilmiştir.

Bu kapsamda ve ilgili mevzuat çerçevesinde;

  • 45 milyar Türk lirası kâr payı avans tutarının,
  • 4,3 milyar Türk lirası ihtiyat akçesinin

hissedarlara dağıtımına başlanmıştır.

Kamuoyunun bilgisine sunulur.”

İhtiyat akçesi nedir?

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) saf karının yüzde 20 ‘lik kesiminin zor zamanlarda kullanmak üzere ayırması sonucu oluşan paraya ihtiyat akçesi denir.

İhtiyat akçesi, olaüanüstü durumlarda , savaş durumlarında, doğal felaketlerde kullanılması için Merkez Bankası ‘nın kenara ayırdığı paradır. İhtiyat akçesi bazı kesimler tarafından kefen parası olarak da nitelendirilir.

Genel kurul öne çekiliyor,

Son üç yıldır, Merkez Bankası’nın genel kurulları öne çekilerek, yıl kârından ortaklara dağıtılacak tutarın büyük kısmının avans olarak verilmesi kararı alınıyor.

Sembolik birkaç şahıs ve banka hissesi dışında Merkez Bankası’nın hisseleri Hazine’ye ait bulunuyor. Hazine’ye kârdan avans yanında birikmiş ihtiyat akçesinin de dağıtılması Genel Kurul gündemine alınmıştı.

Paylaşın

‘Kur Korumalı’ Hesaplarda Merkez Bankası’na Faiz Belirleme Yetkisi

Altın hesapları, döviz tevdiat hesapları ve katılım fonlarının vadeli Türk Lirası mevduat veya katılma hesaplarına dönüşümüne ilişkin yönetim maddelerine yeni bir bent eklendi. Eklenen bent ile Merkez Bankası, bankaların mevduat hesabına uygulayacağı azami faiz oranını belirlemeye yetkili kılındı.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB), döviz ve altın hesaplarından Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi hakkında tebliğlerinde yapılan değişiklikler, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yapılan değişiklik sonucu, altın hesapları, döviz tevdiat hesapları ve katılım fonlarının vadeli Türk lirası mevduat veya katılma hesaplarına dönüşümüne ilişkin maddelere yeni bir bent eklendi. Eklenen bent ile Merkez Bankası, bankaların mevduat hesabına uygulayacağı azami faiz oranını belirlemeye yetkili kılındı.

“Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ” ile “Altın Hesaplarından Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ”, altın ve döviz cinsinden mevduat ve katılım fonu hesaplarını, Türk lirası vadeli mevduat ve katılma hesaplarına dönüştüren yurt içi yerleşik gerçek kişilere sağlanacak desteğe ilişkin usul ve esasları düzenliyor.

Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye’deki bankalarda bulunan döviz hesapları da istemeleri halinde TL’ye dönüştürülebilecek. Uygulama, “TL’ye dönüşüm hesaplarında politika faizinin altında bir faiz oranı belirlenemez” kuralıyla başlamıştı.

Paylaşın