Merkez Bankası Faiz İndirdi; Dolar Yılın Zirvesini Gördü

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranında 100 baz puanlık faiz indirimi yaptı. Piyasa beklentilerinin aksine faizi yüzde 14’ten yüzde 13’e indirdi.

Kararın ardından dolar kuru yılın en yüksek seviyesine çıktı. Karar öncesi 17,94 seviyesinde olan kuru 18,15’e kadar yükseldi. Konuya ilişkin bir duyuru yapan Merkez Bankası, jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisinin artarak sürdüğü belirtti.

Gelecek döneme ilişkin küresel büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellenmeye devam ettiği ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu ifade eden Merkez Bankası şu açıklamayı yaptı:

“Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bununla birlikte, üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler iktisadi faaliyette bir miktar ivme kaybına işaret etmektedir.

Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 100 baz puan düşürülmesine karar vermiş, mevcut görünüm altında güncellenen politika faiz düzeyinin yeterli olduğunu değerlendirmiştir.

Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir.”

Faiz ve enflasyon ilişkisi

Faiz, enflasyon ve döviz kurları birbirinden bağımsız değil, arasında yakın bir ilişki var. Bir noktadaki dengesizlik diğerlerini etkiliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayımladığı verilere göre Temmuz’da yıllık enflasyon yüzde 79,60’a ulaştı. Aylık enflasyon da yüzde yüzde 2,37 oldu. Politika faizi ise şimdilik yüzde 13 seviyesinde.

Hükümet ve Merkez Bankası uygulayacağı politikalarla bunlar arasında bir denge kurulmaya çalışılıyor. Merkez Bankası’nın piyasadaki para arzını yönetebilmek için sahip olduğu en etkili araçsa politika faizi.

Faiz oranlarının düzeyi, bireylerin ve kurumların kaynaklarını tasarrufa ya da harcamaya yöneltmesinde belirleyici.

Genel kabul gören ekonomi teorisinde, faiz oranlarının düşük tutulmasının enflasyon yaratacağı ve enflasyonun arttığı bir dönemde de fiyat artışlarını dizginlemek için faiz artırımına gidilmesi gerektiği görüşü bulunuyor.

Paylaşın

Merkez Bankası Para Basımına Hız Verdi

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) para basımına hız verdiği ve piyasadaki 200 TL’lik ve 100 TL’lik banknot adedinin arttığı bildirildi. Enflasyon ve alım gücünün düşmesi nedeniyle, 50-20 ve 10 TL’lik para basım miktarları ise giderek azalırken, 20 TL’lik banknot adedi 253 milyona düştü.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez Yürütme Kurulu’na (MYK) da Genel Başkan Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak tarafından konuya ilişkin hazırlanan rapor sunuldu. Raporda, “Enflasyonun karşısında artık 200 TL’ler gündelik hayat ve ticari ilişkilerde yetmiyor. Yüksek kupürlü kâğıt para ihtiyacının üzerini örtmek için de 200 TL’den daha fazla, 100 TL basılmaya başlandı. Dolaşımda işlem gören banknotların toplamı 3,4 milyar adet olurken bunun üçte biri tek başına 100 TL’lik para oluşturuyor” ifadeleri yer aldı.

Sözcü’den Cem Yıldırım’ın haberine göre raporun devamında, “Toplam kağıt paralar içinde 100 TL’nin payı yüzde 35,6, 200 TL’nin payı yüzde 21,1 düzeyinde bulunuyor. İki kupürün emisyon hacmi içindeki toplam payı ise yüzde 56,7’ye ulaşıyor. 50, 20, 10 ve 5 TL’likler enflasyon nedeniyle tamamıyla anlamsız ve ihtiyaca cevap vermekten uzak hale geldi. Olağan koşullarda işleyen bir ekonomide yüksek değerli kupürlerin az erişilir olması gerekirken Türkiye’de bu oran üçte iki düzeyine çıktı” denildi.

‘Zaman kazanmak peşindeler’

CHP’li Erdoğan Toprak tarafından hazırlanan raporda verilen bilgiye göre, iktidar TL’den attığı sıfırları geri alma beceriksizliği ile anılmamak için 500 TL veya bin TL banknot basmak zorunluluğundan kaçmaya çalışıyor. Raporda, “Para piyasalarının temel ilkesi, en yüksek kupürlü paranın emisyon hacmindeki payı yüzde 50’yi aştığında bir üst değerde kupür basımına geçilmesidir. İktidar ise 200 TL basımını sınırlı miktarda tutarak ağırlığı 100 TL’ye veriyor. 100 TL’nin payı yüzde 50’yi geçtiğinde bir üst kupür olan 200 TL basımına hız vererek, payı yüzde 50’yi geçene kadar zaman kazanmak peşindeler” ifadeleri kullanıldı.

Paylaşın

Türkiye’nin Döviz Rezervinde Son Bir Yılın En Yüksek Artışı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) rezervlerinde geçen hafta son 12 ayın en yüksek artışı yaşandı. TCMB toplam döviz rezervleri 5 Ağustos ile biten haftada 7,4 milyar dolar artarak 109 milyar dolara kadar çıktı. Bloomberg’e göre bu, 12 ayın en yüksek artışı oldu.

Merkez Bankası’nın yurt dışı yerleşikler portföy hareketleri haftalık verisine göre, 5 Ağustos ile biten dönemde yabancıların 8 haftalık çıkış serisinin ardından hisselerde ve tahvillerde sınırlı giriş gözlendi. Bloomberg’in haberine göre döviz artışında Rusya’dan Akkuyu nükleer güç santrali inşaatı için gönderilen para etkili oldu.

Ekonomist Haluk Bürümcekçi, piyasa notunda toplam rezerv artışının 4,4 milyar dolarının bankalar döviz mevduatı artışı, 2 milyar dolarının swap artışı ve altın değerleme etkisinin toplamından kaynaklandığını vurguladı.

Bu yüzden Bürümcekçi de döviz rezervlerindeki artışı Rusya’dan gelen paraya bağladı:

“Banka swapları ve bankalar döviz mevduatı artışında, Rusya’nın Akkuyu nükleer santrali yatırımı için Türkiye’ye aktardığı tutar sonrası şirketler mevduatının artmasının etkili olduğunu düşünüyorum. Zira son iki haftada şirketler yabancı para (YP) mevduatı 7 milyar dolara yakın artmış durumda”.

Rosatom’dan santal için para akışı

Geçtiğimiz haftalarda Bloomberg’in üst düzey Türk yetkililere dayandırdığı haberinde, Rusya enerji firması Rosatom’ın toplamda 20 milyar dolar olarak planlanan Akkuyu nükleer santral inşası için Türkiye’ye 15 milyar dolar aktarma sürecinde olduğu belirtilmişti.

Türkiye’de bankalar gerçekleştirilen para transferlerinin bir kısmını Merkez Bankası’nda bırakmak zorunda.

Ticari alım ve satım yapan şirketler de nakitlerinin bir kısmını Merkez Bankası’nda bırakabiliyor.

Bu da direkt olarak bu tarz büyük ticari işlemlerin Merkez Bankası rezervlerine yansımasına sebep oluyor.

Geçtiğimiz günlerde Middle East Eye’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan bir yetkilinin açıklamalarına dayandırılan haberinde Suudi Arabistan’ın Türkiye’ye 20 milyar dolar yatırım yapacağı aktarıldı.

Bloomberg HT’nin dünkü haberine göre ise Birleşik Arap Emirlikleri merkezli enerji firması International Energy Holding’in (IHC) Kalyon Enerji’nin yüzde 50 hissesini 490 milyon dolara satın aldığı açıklandı.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervleri 6 Milyar 668 Milyon Dolar Arttı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı. Buna göre, 5 Ağustos itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 6 milyar 668 milyon dolar artışla 67 milyar 769 milyon dolara yükseldi. Brüt döviz rezervleri, 29 Temmuz’da 61 milyar 101 milyon dolar seviyesindeydi.

Haber Merkezi / Söz konusu dönemde altın rezervleri de 705 milyon dolar artarak 40 milyar 163 milyon dolardan 40 milyar 868 milyon dolara yükseldi. Böylece Merkez Bankası’nın toplam rezervleri, 5 Ağustos haftasında bir önceki haftaya kıyasla 7 milyar 374 milyon dolar yükselişle 101 milyar 263 milyon dolardan 108 milyar 637 milyon dolara çıktı.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervleri 2 Milyar 940 Milyon Dolar Arttı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı. Buna göre, 29 Temmuz itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 1 milyar 390 milyon dolar artışla 61 milyar 101 milyon dolara yükseldi. Brüt döviz rezervleri, 22 Temmuz’da 59 milyar 711 milyon dolar seviyesindeydi.

Haber Merkezi / Söz konusu dönemde altın rezervleri de 1 milyar 552 milyon dolar artarak 38 milyar 611 milyon dolardan 40 milyar 163 milyon dolara yükseldi. Böylece Merkez Bankası’nın toplam rezervleri, 29 Temmuz haftasında bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 940 milyon dolar yükselişle 98 milyar 323 milyon dolardan 101 milyar 263 milyon dolara çıktı.

Brüt ve net döviz rezervi nedir?

Ekonomist Mahfi Eğilmez, brüt ve net döviz rezervi arasındaki farkı şu şekilde açıklıyor: Merkez Bankası, döviz rezervlerinin tamamının sahibi değil.

TCMB’nin rezervlerinin bir bölümü bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda olduğu zorunlu karşılıklardan oluşuyor. Bunları bir çeşit emanet döviz olarak görmek mümkün.

TCMB’nin son yıllarda rezerv opsiyon mekanizması aracılığıyla, TL mevduatlar karşılığında alması gereken zorunlu karşılıkları dövizle yatırma esnekliği tanımasıyla bu döviz rezervlerindeki emanet tutarda artış oldu.

Döviz rezervlerinin bir bölümünün emanet olması nedeniyle Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin toplamı brüt döviz rezervlerini gösteriyor. Merkez Bankası’nda emanet olarak duran miktarlar düşüldüğünde net döviz rezervine ulaşılıyor.

Net döviz rezervi nasıl hesaplanıyor?

Net döviz rezervi, TCMB verilerinde aktif kısımda yer alan dış varlıklardan, pasif kısımda bulunan toplam döviz yükümlülüklerini çıkardıktan sonra elde edilen rakamın o günün kuruna bölünmesiyle hesaplanıyor.

Formül şu şekilde: Net Rezerv = (Dış Varlıklar – toplam döviz yükümlülükleri) / Dolar-TL kuru

Swap hariç net rezerv ne demek?

Ekonomist Eğilmez’e göre net rezerv miktarı, swap işlemleriyle elde edilmiş (emanet) dövizleri de kapsadığı için bu rakam tam olarak net rezervi ifade etmiyor.

Bu yüzden net döviz rezervini emanet dövizleri çıkararak görebilmek için bu miktardan swap karşılığı elde edilmiş döviz tutarını düşmek gerekiyor. Swap hariç net rezerv ise şu şekilde hesaplanabiliyor:

Swap hariç net rezerv = Net rezerv – Swap işlemleri toplamı

Uluslararası rezerv nedir?

TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) tanımına göre uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklar.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlar:

  • Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)
  • Uluslararası standartta altın
  • Özel Çekme Hakları
  • Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

TCMB, rezervleri nasıl saklıyor?

Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatine öncelik verdiğini aktarıyor. Bu amaçla, uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendiriyor.

Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için risk yönetim stratejisi uyguluyor. Ayrıca elindeki rezervlerin seviyesini, düzenli aralıklarla internet sitesinde yayımlıyor.

Paylaşın

CHP’den TCMB Raporu: 55 Milyar Dolar ‘Arka Kapı’dan Satıldı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grubu’nun ekonomi raporunda uzmanların, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) 2022 yılında “arka kapı” yöntemiyle 50 milyar dolarlık döviz satışı yaptığını hesapladıklarına dikkat çekildi.

TCMB’den geçen haftaya kadar bu hesaplamaları doğrulayan ya da yalanlayan herhangi bir açıklama gelmediğine işaret edilen raporda, TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun İstanbul Sanayi Odası’nda (İSO) yaptığı konuşmada sanayicilere yönelik kullandığı, “Savaş başladığından beri 55 milyar dolar döviz aldınız” sözleri anımsatıldı.

‘Kavcıoğlu dolaylı yoldan itiraf etti’

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın aktardığına göre raporda, “Son yıllarda tek döviz satıcısı TCMB olduğu için Kavcıoğlu, dolaylı yoldan da olsa arka kapıdan 55 milyar dolarlık bir döviz satışı yapılmış olduğunu itiraf etti” denildi.

Rapora göre, brüt döviz rezervinin 12,6 milyar dolar azaldığı yıl başından bu yana TCMB’ye ihracat reeskont kredilerinden 11,6 milyar dolar, kur korumalı mevduattan 30 milyar dolar, dövizinin yüzde 40’ını TCMB’ye satmak zorunda bırakılan ihracatçılardan ise 33 milyar dolar geldiği tahmin ediliyor.

CHP TBMM Grubu’nun raporunda bu dönemde TCMB’nin şeffaf olarak açıkladığı iki döviz gideri kaleminden biri olan enerji Kamu İktisadi Teşebbüsleri’ne (KİT) yapılan döviz satışının 18 milyar dolar, ikincisi olan Hazine adına yapılan dış borç anapara ve faiz ödemelerinin ise 13 milyar dolar olduğu kaydedildi.

“Bu tutarlar bir araya getirildiğinde 22 Temmuz itibarıyla 98,6 milyar dolar olan brüt rezervin 154 milyar dolar düzeyinde olması beklenirdi” denilen raporda, bu dönemde 55-56 milyar dolarlık bir döviz satışının “arka kapıdan” yapılmış olabileceği belirtildi.

Paylaşın

“Madeni 10, Kağıt 500 Ve 1000 Lira Geliyor” İddiası

Türk Lirası’nın değeri enflasyonla erirken, kâğıt ve madeni paraları basma maliyeti de hammadde nedeniyle uçuyor. Hükümetin madeni ve kağıt parada yeni çalışma başlattığı öne sürüldü. İddialara göre 10 TL madeni para olacak, 500 ve 1000 TL’lik banknotlar basılacak.

Cumhuriyet’ten Sefa Uyar’ın haberine göre Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Uşak Milletvekili Özkan Yalım, yüksek enflasyon, Türk Lirası’nın değer kaybı ve dövizdeki yükseliş nedeniyle artan madeni para maliyetlerinin Merkez Bankası’nı harekete geçirdiğini belirtti.

Merkez Bankası ve Darphane’nin hem madeni hem de kâğıt paralara ilişkin yeni hazırlıklar içinde olduğunu iddia eden CHP’li Yalım, şunları söyledi: “Tedavülde bulunan bozuk paraların artık hiçbir hükmü kalmadı. Bir ekmeğin 4-5 liraya satıldığı ülkemizde 1.5-10 ve 25 kuruşların tedavülden kalkması gerekiyor. MB bu paraların tedavülden kalkması, yeni 500 ve 1000 liralık kâğıt banknotların basılması, 2.5 lira, 5 lira ve 10 liranın demir para olması için çalışmalar yapıyor” dedi.

Paraların kalıplarının bile hazır olduğunu öne süren Yalım, “Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni para basımının, enflasyonun arttığına ilişkin verileri güçlendirmesinden, seçim arifesinde aleyhine kullanılmasından korkuyor” dedi.

“Özel hurdacılar türedi”

CHP’li Yalım, madeni paraların maliyetini de, içerdikleri madenlerin fiyatları üzerinden hesapladı. Buna göre, 5 kuruş için 1 lira 56 kuruş, 10 kuruş için 1 lira 70 kuruş, 25 kuruş için 2 lira 16 kuruş, 50 kuruş için 3 lira 66 kuruş ve 1 lira için 4 lira 42 kuruş ham metal harcaması yapılıyor. Son dönemde basılan demir paraların, darphaneden çıkar çıkmaz hurdacıların eline geçtiğini söyleyen Yalım, “Paralar eritiliyor ve hurdacılara satılıyor. Aslında bu bir suç” diye konuştu.

Kağıtlar da uçtu

Yalım, madeni paraların yanı sıra kâğıt paraların maliyetini de hesapladı. Buna göre, 5 Türk Lirası’nın kâğıdı 0.30 Sterlin, TL cinsinden değeri ise 6 lira 60 kuruş. 10 Türk Lirası’nın kâğıdı 0.35 sterlin, TL cinsinden değeri 7 lira 70 kuruş. 100 Türk Lirası’nın kâğıdı 0,52 sterlin, TL cinsinden 11 lira 44 kuruş. 200 Türk Lirası’nın kâğıdı 0.57 sterlin, TL cinsinden ise 12 lira 54 kuruş.

Paylaşın

Şirketlerin İlk KKM Getirisi Yüzde 32’yi Aşacak

Merkez Bankası ağustosta yoğun bir KKM mesaisi yapacak. Şirketlerin döviz mevduat dönüşüyle hak kazandıkları KKM hesaplarında 6 aylık ilk vadeler dolmaya başladı. Yoğun katılımın olduğu şubat için de ağustosta getiri ödemeleri başlayacak. Dolar/TL şubat başında 13.59 seviyesindeydi.

Düşük politika faizi ve makro ihtiyati önlemlerle dengeyi sağlama çabasındaki ekonomi yönetimi önümüzdeki haftalarda şirketlere tanınan kur korumalı TL mevduatta ilk dönüşlerin sınavını verecek. Dolar/TL son haftalarda hızlı yükselişini sürdürürken her gün yılın yeni bir zirve seviyesi görülüyor. Dün de dolar/ TL 17.89 lirayı aştı. 11 Ocak’ta şirketlere tanınan KKM hesabı 6 aylık olarak tanımlanmıştı. Ocak sonunda şirketlerin 2021 yılı son çeyrek kur farkı gelirlerine vergi istisnası sağlanmasıyla birlikte ise şubatta şirketlerden hızlı bir KKM’ye dönüş yaşanmıştı. Şubat başında 13.59 lira seviyelerinde olan dolar/TL’nin dün itibariyle gördüğü 17.91 lira seviyesi dikkate alındığında ilk KKM vadesi tamamlandığında şirketlerin 6 aylık getirisi yüzde 31,79 seviyelerinde olacak. KKM hesapları ise 15 Temmuz haftası itibariyle toplamda 1 trilyon 69 milyar 131 milyon lira seviyesine yükseldi.

Şirketler, KKM’ye döviz veya altın mevduatından TL’ye dönmeleri halinde hak kazanıyor. Şubat başında 1 milyon lira olarak KKM’ye giren şirketler o günkü kur ile 73 bin 584 dolar mevduatın çözmüş oluyordu. Dün itibariyle KKM hesabında 1 milyon lirası olan şirketler için bu mevduatın dolar karşılığı 55 bin 834 dolar oluyor.

Dünya Gazetesi’nin haberine göre, döviz mevduatından dönüş olduğu için şirketlerin KKM hesabında aradaki kur farkı Merkez Bankası tarafından karşılanacak. Bu yüzde 31,79’luk bir faiz ödeneceği anlamına geliyor. Böylece 1 milyon lira 1 milyon 317 bin 900 liraya çıkacak.

Döviz mevduatında düşüş yaşandı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 31 Aralık 2021 itibariyle şirketlerin döviz mevduatı büyüklüğü 89 milyar 101 milyon dolar seviyesindeydi. KKM uygulamaya girse de henüz vergi avantajı duyurulmadığı için ilk haftalarda yoğun bir katılım gözlenmedi. Ancak şubatla birlikte şirketlerin haftalık döviz mevduatında azalma hızlandı. Ve en ciddi katılım 18 Şubat haftasında yaşandı. Geçici vergi beyannamesi süresi uzatılınca 25 Şubat haftasında da katılımlar ivmeli sürdü. Ve mart başında şirketlerin döviz mevduatı 71 milyar 995 milyon dolara kadar indi. Yani üç ayda 16 milyar dolarlık bir çözülme gerçekleşti. 18 Şubat haftasında ise bir haftada 7 milyar dolarlık döviz mevduatı düşüş yaşandı. 14 Temmuz haftası itibariyle de şirketlerin döviz mevduatı 78 milyar 815 milyon dolar seviyesinde. Yine yıl sonuna göre 10.3 milyar dolarlık düşüş gözleniyor.

Şirketlerin döviz mevduatında yaşanan bu çözülme büyük çoğunlukla KKM hesabı olarak evrildi. Sonradan 3 aya düşürülse de vade 6 aylık olarak belirlendiği için de ağustos Merkez Bankası’nın KKM getirisi ödemelerinde oldukça yoğun bir ay olarak geçecek. Kurdaki yüksek seviyeler ve son dönemle BDDK ile Merkez Bankası’nın aldığı önlemler şirketlerin KKM hesaplarında yenileme yapıp yapmayacağına ilişkin soru işaretlerinin durmasına neden oluyor. Bireylerde KKM vadeleri yüzde 96’yı aşan oranlarda yenileniyor.

Vergi istisnası uzatıldı

Öte yandan dün kur korumalı mevduat ve katılma hesaplarında en az üç ay vadeli hesap açan kurumlara, kurumlar vergisi istisnasından yararlanma imkanı 2022 yılı sonuna kadar olan bilanço dönemleri için de uzatıldı. İlgili Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Karara yönelik verilen bilgide, “Söz konusu Karar ile, 30 Haziran 2022 tarihli bilançolarında yer alan döviz varlıklarını 2022 yılı sonuna kadar kur korumalı mevduat ve katılma hesaplarına yatırıp en az üç ay vadeli olacak şekilde bu hesaplarda değerlendiren kurumların, bu hesaplardan elde ettikleri kazançlarının da kurumlar vergisinden istisna edilmesine imkan tanındı” denildi.

Katılma hesaplarına yönelik vergi istisnası Kurumlar Vergisi Kanunu Geçici 14. Maddesinde düzenleniyor. Bu maddede, kurumların kur korumalı mevduattan elde ettikleri gelirler 31 Mart günlü bilançoları itibariyle kurumlar vergisinden istisna edilmişti. Aynı maddede Cumhurbaşkanı’na Haziran ve Eylül bilanço dönemleri için de uzatma yetkisi verilmişti. Cumhurbaşkanı bu yetkiye dayanarak süreyi her iki bilanço dönemi için uzattı.

Döviz hesabı bulundurma süresi de uzatılmıştı

Bu ay başında Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikle gerçek kişilerin sahip olduğu döviz mevduatları tarih fark etmeksizin, şirketlerin ise 30 Haziran’a kadar bankadaki mevcut döviz varlıkları kapsama alınmıştı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ’de yaptığı değişikliklere göre, yurt içi yerleşik gerçek kişilerin bankalardaki, yurt içi yerleşik tüzel kişilerin ise 31 Aralık 2021 ile 30 Haziran 2022 dönemindeki herhangi bir tarihte bankalarda mevcut olan dolar, Euro ve İngiliz sterlini cinsinden döviz tevdiat hesabı ve döviz cinsinden katılım fonu hesabı bakiyeleri, hesap sahibinin talep etmesi halinde dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilebilecek. Söz konusu tebliğ, döviz tevdiat hesapları ve döviz cinsinden katılım fonlarının Türk lirası vadeli mevduat ve katılma hesaplarına dönüşmesi halinde mevduat ve katılım fonu sahiplerine sağlanacak desteğe ilişkin usul ve esasları düzenliyor.

Paylaşın

Kamunun Döviz Satışı 3 Milyar Dolara Yaklaştı

Bankacılık kaynakları BDDK’nın geçen cuma TL kredilere döviz varlığı sınırı getirmesiyle birlikte kamu bankaları ve Merkez Bankası’nın yoğun şekilde döviz satışı yaptığını belirterek bu hafta yapılan satışın 2-3 milyar doları bulduğunu vurguladı. Merkez Bankası net uluslararası rezervleri ise 7.53 milyar dolar seviyesinde.

Türk Lirası’ndaki değer kaybını durdurmayı ve kredileri kısmayı amaçlayan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun geçen cuma aldığı karar sonrası Merkez Bankası ve kamu bankalarından yoğun döviz satışı gerçekleştirildi.

Dünya Gazetesi’nin bankacılık kaynaklarına dayandırdığı bilgiye göre, geçen hafta Cuma günü kararın açıklanmasıyla beraber başlayan ve bu hafta bireysel ve kurumsal talebi karşılamaya çalışan döviz satışı 2-3 milyar doları buldu. Merkez Bankası ise para ve banka istatistiklerinde 24 Haziran ile biten haftaya ilişkin uluslararası net rezerv verilerini açıkladı. 17 Haziran haftasında 7 milyar 380 milyon dolar ile 20 yılın en düşük seviyesine gerileyen IMF tanımla net uluslararası rezervler 24 Haziran haftasında 7 milyar 531 milyon dolar ile yine 20 yılın en düşük seviyelerinde kalmaya devam etti. Analistler bu hafta da yaşanan döviz satışlarından kaynaklı net uluslararası rezervlerde kaybın sürmesini bekliyor.

Önce bireysel sonra kurumsal talep

Geçen hafta cuma günü dolar/ TL’nin Türkiye piyasalarında günü 17.39 lira seviyelerinden tamamlamasının ardından BDDK’nın TL kredi için döviz varlığı sınırı kararını açıkladı.

BDDK’nın TL kredi kullanılıp döviz alınmasını engellemek için aldığını açıkladığı karar ilk etapta döviz varlığı sınırı aşan şirketlerin döviz satışına yol açabileceği şeklinde yorumlandı. Türkiye piyasaları kapalıyken ise dolar/ TL bu karara sert bir tepki verdi ve 16.47 liraya kadar geriledi. Pazartesi sabah Türkiye piyasaları açılana kadar 16.09 liraya kadar inen dolar/ TL, piyasalar açıldıktan sonra ise gelen yoğun bireysel talep nedeniyle 16.40 liraya yükseldi. Bankacılık kaynakları cuma kararın açıklanması ve pazartesi piyasalar açılıncaya kadar kamu bankaları ve Merkez Bankası’nın yoğun bir şekilde düşük hacimli piyasada işlem yaptığını dile getirdi.

Pazartesi günü 1 milyar dolara yaklaşan bireysel talep nedeniyle kamunun döviz satışının sürdüğünü söyleyen bankacılık kaynakları salı gününden itibaren ise dövizde kurumsal talebin ortaya çıktığını vurguladı. Bankacılık kaynakları bunu şaşırtıcı olarak yorumlarken kamunun da bu talebi karşılamak için satışlara devam ettiğini dile getirdi. Dolar/TL ise hafta boyunca 16.09-16.73 lira arasında hareket etti. Türkiye piyasaları kapalıyken ulaşılan 16.09 lira piyasalar açıkken bir daha görülemedi. Kaynakların verdiği bilgiye göre cuma günü karardan itibaren düne kadar kamunun sattığı döviz miktarının 2-3 milyar doları buldu.

Net rezervde artış 150 milyon dolar

Merkez Bankası dün ise 24 Haziran ile biten haftaya ilişkin verileri açıkladı. Buna göre Merkez Bankası’nın IMF tanımlı net uluslararası rezervleri bir önceki haftaya göre 150 milyon dolar artış ile 7 milyar 531 milyon dolar oldu. 17 Haziran ile biten haftada 7 milyar 380 milyon dolar ile 20 yılın en düşük seviyesine gerileyen rezervler geçen hafta da bu seviyelerde kalmaya devam etti.

Yüzde 40 sınırı yüzde 50’ye mi çıkarılacak?

Merkez Bankası, KKM, reeskont kredileri, ihracat gelirinin yüzde 40’ının Merkez Bankası’na satılması ve ülkeler arası swap anlaşmalarıyla rezervlerini güçlendirmeye çalışıyor. Ancak döviz piyasasına müdahale için yapılan satışlar ve BOTAŞ başta olmak üzere KİT’lere yaptığı döviz satışları ile rezervler geriliyor. Bankacılık kaynakları BDDK’nın bu son TL krediye döviz varlığı sınırı adımının da Merkez Bankası’nın talebiyle atıldığını dile getirdi. Bu adımla da bir miktar döviz satışı bekleyen Merkez Bankası’nın bir sonraki adımının ise ihracat gelirinin yüzde 40’ının değil yüzde 50’sinin Merkez Bankası’na satılması zorunluluğu olabileceğine dikkat çekildi.

Bloke kıymetin değerini Merkez belirleyecek

Bankaların Merkez Bankası’nda tutacakları bloke menkul kıymetlerin değerini Merkez Bankası belirleyecek. Yabancı para yükümlülükleri için Türk Lirası cinsinden menkul kıymet tesis edilmesine ilişkin şartları düzenleyen 10 Haziran tarihli tebliğde değişiklik yapıldı. Değişiklik yapılan tebliğ bankalara kur korumalı mevduata dönüşüm oranına göre belirli bir hedef veriyor. Bu hedefe uymayanlar için de bloke olarak menkul kıymet tesis etme şartı getiriyordu. Buna göre bankaların Merkez Bankası’nda açtıkları hesaplarda bloke olarak bulunduracakları menkul kıymetlerin değeri Merkez Bankası tarafından belirlenecek.

KKM hesapları 1 milyar lirayı aştı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haftalık verilerine göre kur korumalı mevduat 24 Haziran ile biten hafta itibariyle 1 milyar 18 milyon 197 bin liraya yükseldi. BDDK verilerine göre bankacılık sektörünün kredi hacmi, geçen hafta 40 milyar 664 milyon lira artarak 6 trilyon 344 milyar 453 milyon liraya çıktı. Bankacılık sektöründeki toplam mevduat da (bankalararası dahil), geçen hafta 26 milyar 847 milyon lira arttı. Söz konusu haftada yüzde 0,4 yükselen bankacılık sektörü toplam mevduatı, 7 trilyon 7 milyar 981 milyon lira oldu. Verilere göre, tüketici kredileri tutarı, 24 Haziran itibarıyla 9 milyar 830 milyon lira artışla 905 milyar 932 milyon liraya çıktı. Söz konusu kredilerin 345 milyar 238 milyon lirası konut, 23 milyar 308 milyon lirası taşıt ve 537 milyar 387 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu. Söz konusu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 2 milyar 315 milyon lira artarak 843 milyar 302 milyon liraya çıktı. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 3,0 artışla 276 milyar 759 milyon liraya çıktı. Bireysel kredi kartı alacaklarının 115 milyar 276 milyon lirası taksitli, 161 milyar 482 milyon lirası taksitsiz oldu. BDDK haftalık verilerine göre, bankacılık sektöründe takipteki alacaklar, 24 Haziran itibarıyla bir önceki haftaya göre 2 milyar 310 milyon lira azalarak 160 milyar 510 milyon liraya geriledi. Söz konusu takipteki alacakların 128 milyar 992 milyon lirasına özel karşılık ayrıldı.

Rezervlerin güçlendirilmesine odaklanılacak

Para Politikası Kurulu’nun (PPK) geçen hafta politika faizini sabit tutma kararı aldığı toplantının dün özetleri yayımladı. Özetlerde büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinde turizm kaynaklı iyileşmelerin yanında enerji fiyatlarından kaynaklanan riskler devam ettiği belirtilirken şu noktalara dikkat çekildi: “Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmektedir. TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmekte. Bu süreçte, politika araçlarının Türk lirası mevduat gelişiminin desteklenmesi, APİ fonlamasının teminat yapısında Türk lirası cinsi varlıkların artırılması, para takası (swap) miktarının kademeli şekilde azaltılması ve döviz rezervlerinin güçlendirilmesi istikametinde geliştirilmesine odaklanılacak.”

Yabancı TL menkul kıymet satarken yerlinin aklı dövizde

Yabancı yatırımcıların TL menkul kıymetlerinden çıkışı geçen hafta da devam etti. Merkez Bankası haftalık menkul kıymet istatistiklerine göre 24 Haziran haftasında yabancı yatırımcılar 98.4 milyon dolarlık hisse senedi, 57.7 milyon dolarlık da devlet iç borçlanma senedi sattı. Yabancı yatırımcı satış yapıp çıkarken yurtiçi yerleşik kişilerin de döviz mevduatlarını artırdı. Merkez Bankası haftalık para ve banka istatistiklerine göre parite etkisinden arındırılmış olarak döviz mevduatı 769 milyon dolar arttı. Yabancı yatırımcılar hisse senedinde son 3 haftadır DİBS’te ise 10 haftadır kesintisiz çıkış yapıyor. Yılbaşından bu yana 24 Haziran ile biten hafta itibariyle hisse senedinde 3 milyar 317,5 milyon dolar, DİBS’te 1 milyar 741,7 milyon dolar olmak üzere toplam çıkışı 5 milyar 59 milyon dolara ulaştı. Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 24 Haziran ile biten haftada hem bireyselde hem kurumsalda arttı. Bireysellerin döviz mevduatı parite etkisinden arındırılmış olarak 78 milyon dolar artarken, kurumsalların döviz mevduatı BDDK’nın yeni hamlesi öncesi 691 milyon dolar arttı.

Paylaşın

Hazine’nin Dış Borcu Önceki Aya Göre 238 Milyar Lira Arttı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) verilerini paylaşan CHP Milletvekili Süleyman Bülbül, “Hazine’nin iç ve dış borç stoku mayısta bir önceki aya göre 238,2 milyar lira daha artarak 3 trilyon 364 milyar liraya kadar yükseldi” dedi.

CHP) Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, yaptığı yazılı açıklama ile Merkez Bankası’nın verilerini paylaştı. Bankanın 17 Haziran itibariyle brüt rezervin 101 milyar dolara düştüğünü kaydeden Bülbül, “AKP iktidarının kötü ekonomi politikası sonucu; elde edilen verilerin de ortaya koyduğu üzere hem ülke hem de vatandaş borç batağına batmış durumda. Türkiye’nin uluslararası yatırım açığı nisan ayında 2,3 milyar dolar küçülerek 236,8 milyar dolara geriledi” dedi.

‘Dış borç bir önceki aya göre 238,2 milyar lira daha arttı’

“Merkez Bankası’nın, brüt rezervinde 10-17 Haziran günleri arasında, 1,5 milyar dolarlık azalış oldu. 17 Haziran itibarıyla brüt rezerv 101 milyar dolara düştü. Brüt rezerv geçen yılın sonuna göre ise 10 milyar dolar azaldı. Swap borcu dahil net rezervi ise eksi 53,8 milyar dolar oldu” diyen Bülbül, “Hazine’nin iç ve dış borç stoku mayısta bir önceki aya göre 238,2 milyar lira daha artarak 3 trilyon 364 milyar liraya kadar yükseldi” bilgisini paylaştı.

Kur korumaları mevduat hesabı açanlara verilen faiz tutarına da değinen Bülbül, “Cumhurbaşkanlığı’nın TBMM’ye sunduğu ek bütçe kanunu teklifiyle, bütçe gelirleri 1 trilyon 80 buçuk milyar lira büyütülerek 2 trilyon 883 milyar liraya çıkarılıyor. Dolayısıyla başlangıçta yaklaşık 278 buçuk milyar lira olan bütçe açığı tahmini değişmiyor. 24 Aralık 2021’de 11,67 lira olan dolar kurundan 6 ay vadeli kur korumalı mevduat hesabı açanlar 6 aylık dönemde net olarak yüzde 48,9 oranında faiz elde ettiler” dedi.

Söz konusu faizin halkın cebinden çıktığını belirten Bülbül, “Son 6 haftada vatandaşların borçlarında 91 milyar liralık artış yaşandı” diye belirtti.

İcra dosyalarındaki artış

Evrensel’in aktardığına göre icra dairelerinde bulunan dosyaların artışına da dikkat çeken CHP’li Bülbül, “İcra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı son bir yılda bir milyon 485 bin adet artarak 24 Haziran itibarıyla 23 milyon 778 bine çıktı. Çiftçi, emekli, esnaf, genç borçlu memleket borçlu. Vatandaşın alım gücü kalmadı, enflasyon yüzde 200’lere dayanmış durumda. Memleket bu durumdayken Saray ve yandaşları hayal dünyasında yaşamaya devam ediyor. Ama vatandaş bunun hesabını sandıkta soracak, tek adam rejimini sandıkta ilk seçimde gönderecek” ifadelerini kullandı.

Paylaşın