Milyonlarca Yurttaş “Tatil Ve Dinlenme” Hakkını Kullanamıyor

Tüketicilerin tatil tercihlerine ilişkin yaptığı kamuoyu araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu Başkanı Yunus Emre Bitmez, “Geçtiğimiz yıl tatile gidemeyenlerin sayısı, bu yıl daha da arttı” dedi.

Elde edilen verilerin ülke ekonomisindeki olumsuzluğun etkisini gösterdiğini söyleyen Bitmez, “Tüketiciler zorunlu gereksinimlerini karşılamak için çabalamakta, enflasyon ve kurdaki artış nedeniyle tatile çıkmak, çok sayıdaki tüketici için hayale dönüşmüş bulunmaktadır.

Oysaki tatil ve dinlenme, her çalışan için Anayasal bir haktır. Anayasa’nın 50. maddesinde, ‘dinlenmek, çalışanlar için haktır’ düzenlemesi ile buna işaret edilmektedir. Milyonlarca yurttaşın Anayasal hakkını kullanamıyor olması, yaygın bir hak ihlâli niteliğindedir.” ifadelerini kullandı.

Tüketici Birliği Federasyonu (TBF), tüketicilerin tatil tercihlerine ilişkin yaptığı kamuoyu araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Tüketici Birliği Federasyonu Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu tarafından yapılan “Gemliğe doğru” adlı araştırmaya göre, 2022 yılında tatile gidemeyecek durumda olan tüketicilerin oranı yüzde 60,90 iken, 2023 yılındaki araştırmada bu oran yüzde 61,18’e çıktı.

Tatil için yeterli bütçesi olmadığın belirten tüketicilerin oranı bu yıl yüzde 2 artarak yüzde 71,76’ya yükseldi. Bu oran 2022 yılında yüzde 69,70 olarak ölçülmüştü.

Bu yıl tatilini yurt dışında geçirmeyi planlayanların sayısı da azaldı. Geçen yıl yurt dışında tatil planlanlayanların oranı yüzde 41 iken, 2023 yılında bu oran yüzde 3,13’e geriledi.

“Tatile gidemeyenlerin sayısı, bu yıl daha da arttı”

Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu Başkanı Yunus Emre Bitmez, “Geçtiğimiz yıl tatile gidemeyenlerin sayısı, bu yıl daha da arttı” dedi. Elde edilen verilerin ülke ekonomisindeki olumsuzluğun etkisini gösterdiğini söyleyen Bitmez şöyle konuştu:

“Tüketiciler zorunlu gereksinimlerini karşılamak için çabalamakta, enflasyon ve kurdaki artış nedeniyle tatile çıkmak, çok sayıdaki tüketici için hayale dönüşmüş bulunmaktadır. Oysaki tatil ve dinlenme, her çalışan için Anayasal bir haktır. Anayasa’nın 50. maddesinde, ‘dinlenmek, çalışanlar için haktır’ düzenlemesi ile buna işaret edilmektedir. Milyonlarca yurttaşın Anayasal hakkını kullanamıyor olması, yaygın bir hak ihlâli niteliğindedir.”

Tüketici Birliği Federasyonu geçen yıl da “Yaşasın tatil mi?” araştırmasıyla tüketicilerin tatil eğilimleriyle ilgili bir araştırma yapmıştı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Vatandaşın Bankalara Toplam Borcu 1 Trilyon 537 Milyar Lira

Yayınlanan resmi verilere göre tüketici kredileri yaklaşık 1 trilyon 85 milyar liraya ulaşırken bunun 674,8 milyar lirasını ihtiyaç kredileri oluşturdu. Kredi kartları borçları ise 452,5 milyar liraya ulaştı. Böylece vatandaşın bankalara toplam borcu 1 trilyon 537 milyar lirayı buldu.

Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz, yüksek enflasyon ve özellikle gıda, iletişim, ulaşım, enerji gibi zorunlu giderlerde yaşanan anormal fiyat artışlarının, tüketiciyi yaşamak ve ayakta kalabilmek için borçlanma araçlarını kullanmak zorunda bıraktığını söylüyor.

Enflasyon farkı dikkate alındığında dahi tüketicinin borç stokunun yaklaşık 1,6 trilyon seviyesinde olmasının toplumsal bir sorun olduğuna işaret eden Deniz, “Bu yüksek borç stokunu ödemekle yükümlü olan milyonlarca tüketicinin, süreç bu şekilde ilerlediği sürece yasal takibe düşmesi kaçınılmaz. Bu durum milyonlarca tüketicinin ekonomi dışında kalması ve toplumsal barışın daha da bozulması sonucunu doğuracaktır” diyor.

AK Parti’nin Eylül 2021’den bu yana uyguladığı düşük faiz yüksek kur stratejisine dayanan yeni ekonomi modeli borçlarda ciddi yükselişe yol açtı. Son bir yılda vatandaşların da şirketlerin de bankalara olan borcu 1’er trilyon lirayı geçti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) dün açıkladığı Aralık 2022 verilerine göre bankalara olan toplam borç (bireysel ve ticari) 2021’deki 1 trilyon 788 milyar lira seviyesinden 2022’de 2 trilyon 751 milyar liraya yükseldi. Yani borçlar bir yılda 963,1 milyar lira -yaklaşık 1 trilyon lira- arttı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz oranlarını yüzde 19’dan yüzde 9’a düşürme kararlılığı, TL’nin 2022’de dolara karşı yüzde 30 gerilemesine yol açarken, enflasyon Ekim 2022’de yüzde 85,51 ile 24 yılın zirvesine çıkmıştı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı resmi verilere göre Aralık 2022 itibarıyla enflasyon yüzde 64,27, gıda enflasyonu yüzde 77,87 düzeyinde bulunuyor. Reel gelirlerde yaşanan ciddi boyuttaki erime ise hanehalkı borcuna yansıyor.

Yayınlanan resmi verilere göre tüketici kredileri yaklaşık 1 trilyon 85 milyar liraya ulaşırken bunun 674,8 milyar lirasını ihtiyaç kredileri oluşturdu. Kredi kartları borçları ise 452,5 milyar liraya ulaştı. Böylece vatandaşın bankalara toplam borcu 1 trilyon 537 milyar lirayı buldu.

“Tüketici yaşamak için borçlanıyor”

DW Türkçe’den Pelin Ünker’e konuşan Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Avukat Mehmet Bülent Deniz, yüksek enflasyon ve özellikle gıda, iletişim, ulaşım, enerji gibi zorunlu giderlerde yaşanan anormal fiyat artışlarının, tüketiciyi yaşamak ve ayakta kalabilmek için borçlanma araçlarını kullanmak zorunda bıraktığını söylüyor.

Enflasyon farkı dikkate alındığında dahi tüketicinin borç stokunun yaklaşık 1,6 trilyon seviyesinde olmasının toplumsal bir sorun olduğuna işaret eden Deniz, “Bu yüksek borç stokunu ödemekle yükümlü olan milyonlarca tüketicinin, süreç bu şekilde ilerlediği sürece yasal takibe düşmesi kaçınılmaz. Bu durum milyonlarca tüketicinin ekonomi dışında kalması ve toplumsal barışın daha da bozulması sonucunu doğuracaktır” diyor.

Kredi kartında iki kat artış

Önceki yıl vatandaşın bankalara borcu 986,7 milyar liraydı. Tüketici kredileri 776,7 milyar lira olurken, bunun 464,7 milyar lirasını ihtiyaç kredileri oluşturuyordu. Kredi kartları borçları ise 209,9 milyar lira seviyesindeydi. Buna göre kredi kartı borçları son bir yılda iki katından fazla arttı.

Kredi kartı borcunun asgari tutarını ödeyerek veya yeniden yapılandırarak günü kurtarmaya çalışan çok büyük bir kitle olduğunu ifade eden Mehmet Bülent Deniz, Federasyon olarak yaptıkları kamuoyu araştırmasına göre tüketicilerin yüzde 33’ünün kredi kart hesap özetinin tamamını ödeyemediğini, 36 milyon kredi kartının limitinin dönem bitmeden tükendiğini, sağlık, kasap, manav, bakkal, market ve hatta semt pazarlarındaki alışverişlerin dahi kredi kartı ile yapıldığını aktarıyor.

“Şirketler tehlike altında”

Şirketler açısından da durum değişmedi. Taksitli ticari krediler ve kurumsal kredi kartları borçları toplamda 1 trilyon 214 milyar lirayı buldu.  Bu, 2021’deki 801 milyar 161 milyon lira seviyesinden yaklaşık 413 milyar liralık bir artış anlamına geliyor.

İhtiyaç kredilerindeki artışın genel tüketici kredilerindeki payının yüksek olduğunu, bunun da vatandaşın zorlandığını gösterdiğini vurgulayan iktisatçı Prof. Dr. Mehmet Şişman asıl tehlikenin ise şirket borçlanmaları tarafında olduğu görüşünde.

Prof. Şişman, ticari kredilerdeki artışın enflasyonun üzerinde olduğuna işaret ederek, “Merkez Bankası’nın verileri de bunu gösteriyor. Bu sene şirket gelir ve karları seçim öncesi veya sonrasında düşerse bu alanda sorun çıkar” diyor.

Merkez Bankası’nın 20 Ocak’ta yayınladığı haftalık para istatistiklerine göre TL kredilerin yıllık bazda yüzde 138 arttığını dile getiren Şişman, “Taksitli ticari kredilerde taşıt geçen yıla göre yüzde 202 artmış. Konut kredileri yüzde 109, takipteki kredi kartları yüzde 67 artmış. Bunlar kötü sinyal” ifadelerini kullanıyor.

Mevcut gelirleriyle borçlanma imkânı bulamayan vatandaşların oranının da yüksek olduğuna dikkat çeken Şişman, “Eğer enflasyon yükselmeye devam eder, reel gelirler düşerse vatandaş bu tüketici kredilerini ödemekte daha da zorlanır” diye ekliyor.

66 milyar lira takibe girdi

Verilere göre ödenemeyen borçlardan dolayı bankalarda takipteki alacaklar da arttı. Vatandaşların ve şirketlerin bankalara ödeyemediği borçlar 66,6 milyar lirayı buldu. 2021’de tüketici kredileri ve bireysel kredi kartlarında takipteki alacaklar 24,4 milyar lira seviyesindeyken 2022’de bu rakam 29,8 milyar liraya çıktı. Bu alanda artış 5,4 milyar lira oldu.

Mehmet Bülent Deniz, verilerin tüketicinin borcunun çevrilebilir olma sınırını geçtiğini gösterdiğini vurgulayarak 90 günlük takip süresinin 2023 Aralık dönemine kadar 180 gün olarak uygulanması ve tüketicinin borç stokunun eritilmesi için de borçlarına yapılandırma imkânı getirilmesi çağrısı yapıyor.

Ticari krediler ve kurumsal kredi kartlarında ise takipteki alacaklar 2021’deki 39 milyar 285 milyon seviyesinden, 2022’de 36 milyar 855 milyon lira seviyesine indi.

Borçlar beş yılda üçe katlandı

Veriler son beş yılda borçlarda keskin bir artışa işaret ediyor. Şirketlerin ve vatandaşların bankalara olan toplam borçları 2018’de 889 milyar lira seviyesindeydi. Buna göre borç miktarı beş yılda üç katına çıktı. Tüketici kredileri ve bireysel kredi kartı özelinde borçlar ise beş yılda ikiye katlandı. Aralık 2018’de toplam 504,2 milyar liralık tüketici kredisi ve bireysel kredi kartı borcu bulunuyordu.

Aynı dönemde taksitli ticari krediler ve kurumsal kredi kartı borçları da 384,8 milyar lira seviyesindeydi. Bu alandaki beş yıllık artış üç katı geçti. Bankalara ödenemeyen ve yasal takibe giren borçlar ise 2018’de 43,8 milyar lira seviyesindeydi. Geçen beş yılda bu alanda yaklaşık 23 milyar liralık artış yaşandı.

Paylaşın

Kira Artışına Getirilen Yüzde 25 Sınırlaması Kağıt Üzerinde Kaldı

Tüketici Birliği Federasyonu Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu Başkanı Merve Kazancı, “Yüzde 25’in adı var” başlığı ile yaptığı açıklamada, “2022 Eylül ayından bu yana ülke ekonomisinde yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle konut kiraları ve satım bedellerinde olağandışı yükselişler yaşanmış; kira bedellerindeki bu hareketlilik bir yandan ödenebilir kira bedeli ile kiralık konut bulma sorununa yol açmış, diğer yandan kiralayan-kiracı ilişkilerinde gerilim hattı oluşturarak, toplumsal barışı zedeleyecek seviyeye ulaşmıştır” ifadelerini kullandı.

Kazancı, açıklamasının devamında, “Ekonomi yönetimi tarafından yaşanan bu yakıcı sorunun giderilmesi amacıyla toplu konut projeleri devreye sokulmuş, öncesinde 11 Haziran 2022 – 1 Temmuz 2023 tarihleri arasında yenilenecek kira sözleşmeleri için kira artış oranı yüzde 25 ile sınırlandırılmıştır” dedi ve ekledi:

“Ancak getirilen bu sınırlandırma, yaşanan sorunu gidermemiş; bir yandan kira ilişkisinden kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklar mahkemelerde yığılmaya başlamış, diğer yandan kiralayan – kiracı ilişkilerinde yaşanan olumsuzluk olumsuzluk daha da artmıştır.”

Tüketici Birliği Federasyonu, konut kiralarında yaşanan sorunlara ilişkin kamuoyu araştırmasının sonuçlarını açıkladı.

2022 Ekim ayında, Tüketici Birliği Federasyonu Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu tarafından gerçekleştirilen “BA-RI-NA-MI-YO-RUZ!” başlıklı araştırma ile yaşanan ekonomik kriz sürecinde tüketicilerin barınma sorunu ilişkin veriler yer aldı.

Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu Başkanı Merve Kazancı araştırma ile ilgili internet sitesinde “Yüzde 25’in adı var” başlığı ile yaptığı açıklamada, “2022 Eylül ayından bu yana ülke ekonomisinde yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle konut kiraları ve satım bedellerinde olağandışı yükselişler yaşanmış; kira bedellerindeki bu hareketlilik bir yandan ödenebilir kira bedeli ile kiralık konut bulma sorununa yol açmış, diğer yandan kiralayan-kiracı ilişkilerinde gerilim hattı oluşturarak, toplumsal barışı zedeleyecek seviyeye ulaşmıştır” dedi.

 

“Kira artışına getirilen yasal sınır kâğıt üzerinde kaldı” diyen Kazancı şunları söyledi:

Ekonomi yönetimi tarafından yaşanan bu yakıcı sorunun giderilmesi amacıyla toplu konut projeleri devreye sokulmuş, öncesinde 11 Haziran 2022 – 1 Temmuz 2023 tarihleri arasında yenilenecek kira sözleşmeleri için kira artış oranı yüzde 25 ile sınırlandırılmıştır.

Ancak getirilen bu sınırlandırma, yaşanan sorunu gidermemiş; bir yandan kira ilişkisinden kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklar mahkemelerde yığılmaya başlamış, diğer yandan kiralayan – kiracı ilişkilerinde yaşanan olumsuzluk olumsuzluk daha da artmıştır.

Araştırmanın sonuçlarında ise bilgiler yer aldı:

“Kiracıların yüzde 65’inin, son bir yıl içinde kiralayan ile sorun yaşadıklarını, sorun yaşayan kiracıların yüzde 40’ının da, yasal sınırların çok üzerinde, yüzde 75 – 100 oranında kira artışı talebiyle karşı karşıya kaldıklarını göstermektedir.

Ortaya çıkan önemli sonuçlardan biri, kiralayan ile kira artışı nedeniyle sorun yaşayan kiracıların yüzde 58’inin, istenilen kira artışını yapmak zorunda kalmış olmalarıdır.

Getirilen yüzde 25 oranındaki artış sınırlaması, kiracıların neredeyse tamamı tarafından bilindiği halde yüzde 73.6’sı kiraya verenin baskı ve tacizi nedeniyle bu haklarını kullanamamışlardır.

Araştırma ile elde edilen çarpıcı sonuçlardan bir diğeri, hane halkının toplam gelirinin yarısına yakınının kira için ayrılmak zorunda olmasıdır.”

Paylaşın

Tarım Kredi Kooperatifleri İndirimi Etkisiz Kaldı

Tüketici Birliği Federasyonu’nun her ay yayımladığı market endeks verilerine göre, ağustosta, Tarım Kredi Kooperatifleri’nde başlayan indirim, diğer marketlere yansımadı. Sadece çamaşır suyunda yüzde 9.68, mercimekte yüzde 9.30 oranında fiyat düşüşü görüldü.

Tüketici Birliği Federasyonu, Ağustos ayı TBF Market Endeksi verilerini açıkladı. Dünya Gazetesi‘nde yer alan habere göre, Tüketici Birliği Federasyonu’nca yapılan açıklamada Tarım Kredi Kooperatifleri’ne bağlı marketlerde yaklaşık 30 üründe yapılan indirimin diğer marketlere yansımadığını görüldü.

İndirim yapılan ürünlerde ise sadece çamaşır suyunda yüzde 9,68, mercimekte ise yüzde 9,30 oranında fiyat düşüşü gerçekleşti. Diğer yandan temmuz ayında 1.264,72 TL’ye dolan market sepetinin ağustos ayında 1.337,62 TL’ye dolduğunu açıklayan Tüketici Birliği Federasyonu, market sepetindeki bir aylık ortalama artışın yüzde 5,49 olduğu açıkladı.

Ocak 2022’den itibaren üç farklı ilde, yedi ayrı markette, paketlenmiş gıda, temizlik ve hijyen ürünlerinden oluşan 37 ürün grubunda yer alan 208 ürün üzerinde yaptıklarını kaydeden Tüketici Birliği Federasyonu Market Endeksi Çalışma Grubu Başkanı Aygül Öner, oluşturdukları TBF Market Endeksi verilerinin sonuçlarını her ay kamuoyu ile paylaştıklarını duyurdu.

Tarım Kredi Kooperatifleri’nde başlayan indirimin, diğer marketlere yansımadığını belirten Aygül Öner, Tarım Kredi Kooperatifleri indiriminin etkisiz kaldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Tarım Kredi Kooperatifleri’ne bağlı marketlerde yaklaşık 30 üründe indirime gidildiğini hatırlatan Aygül Öner, “Bu indirim ile birlikte diğer zincir marketlerde de fiyatların düşeceği öne sürülmüştü. Tarım Kredi Kooperatifleri marketlerinde indirim uygulanan ürün grupları ile TBF Market Endeksi verileri kapsamındaki zincir marketlerdeki ürün fiyatları karşılaştırdığımızda; sadece çamaşır suyunda yüzde 9,68, mercimekte yüzde 9,30 oranında fiyat düşüşünün gerçekleşti. Bulgur, çay, makarna, nohut, süt, şeker, Türk kahvesi ve unda fiyat değişikliği olmadığı. Aksine ayçiçek yağında yüzde 2,90, bulaşık deterjanında yüzde 4,1, çamaşır deterjanında yüzde 10,7, fasulyede yüzde 29,9, peçetede yüzde 10,8, peynirde yüzde 11,1, pirinçte yüzde 16,5, salçada yüzde 22,2, tavukta yüzde 10, yumurtada yüzde 21,5, zeytinde yüzde 25,5 oranında artış gerçekleşti. Bu veriler ışığında, Tarım Kredi Kooperatifleri’ne bağlı marketlerdeki indirimin, sektörün diğer paydaşlarını etkilemediği, zincir marketlerdeki fiyatların aşağı inmesini sağlamadığı görüldü” dedi.

8 aylık fiyat artışı yüzde 182,2

Bu yılın Ocak-Eylül döneminde fiyat artışının yüzde 182,20 olduğunu aktaran Aygül Öner, oranındaki artış baz alınarak yıl sonu için yapılan simülasyonda, Tüketici Birliği Federasyonu Market Endeksindeki artışın yüzde 223,20 civarında olacağı öngörüldüğünü bildirdi.

Paylaşın

Vatandaş Kredi Kartı Borcunun Tamamını Ödeyemiyor

Tüketici Birliği Federasyonu’nun, ‘Cüzdanımızda Ne Var?’ başlıklı temmuz ayı raporu yayımlandı. Araştırmaya göre, tüketicilerin yüzde 33’ü kredi kart hesap özetinin tamamını ödeyemiyor. Borcunu öteleyen tüketiciler 20 milyonu bulurken üç aydır bu sayıda artış yaşanıyor.

Haber Merkezi / Geçen ay yapılan araştırma sonuçlarını değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, “36 milyon kredi kartının limiti dönem bitmeden dolmaktadır. Semt pazarlarında dahi kredi kartı kullanımının arttığı tespit edildi. Bu sonuç, kredi kartı harcamalarının büyük oranda tüketicinin yaşamını sürdürmesi için zorunlu olarak satın almak zorunda olduğu kalemlerde gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Geçen hafta Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısında konunun ele alınacağı duyurulmuş, ancak toplantı sonrası açıklama yapılmamıştır” dedi.

Acil önlem uyarısı yapan Deniz, aksi takdirde yasal takipte olan 750 bin tüketiciye, milyonlarca kişinin eklenmesinin kaçınılmaz olacağına dikkat çekti. Deniz, yasal takip süresinin 90 günden salgın dönemindeki gibi 180 güne veya daha fazla süreye çıkarılması, yasal takibe düşen kredi kartı borçlarının yanı sıra hesap özeti kısmi olarak ödenerek ötelenen borçlara da yapılandırma olanağı getirilmesi çağrısı yaptı.

Öte yandan araştırmaya göre yurttaşların yüzde 33’ü kredi artı borcunu ödeyemezken; bu grupta yer alanlar daha çok düşük gelir grupları, öğrenciler, ücretli çalışanlar, çalışmayanlar ve kirada oturanlar oldu. Kredi kartı borcunu hiç ödeyemediğini söyleyenler arasında emekli, öğrenci ve ücretli çalışanlar dışında profesyonel meslek sahibi kişiler de yer aldı.

Araştırma, kronik olarak kredi kartı borcunu kısmi ödeyenlere son 3 ay içinde yüzde 10 oranında yeni bir grup yurttaş eklendiğini gösterdi. Araştırmaya göre, kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin yüzde 60’ı nakit avans çekiyor. Üstelik, bir zamanlar nakit ödemenin tercih edildiği manav, bakkal, kasap ödemelerinde kredi kart kullanımının yüzde 20’lerden yüzde 70’lere çıktığı görülüyor.

Borç yüküne 120,8 milyar eklendi

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) haftalık verilerine göre 29 Temmuz itibarıyla bireylere ait kredi kartı kullanımı 294 milyar 611 milyon TL’ye ulaşmış durumda. Bu tutar son bir yılda yüzde 70’lik hızlı bir artışa işaret ediyor. Yurttaşın kartlara yüklenmesiyle 12 ayda borç yüküne 120 milyar 800 milyon TL daha eklendiği görülüyor.

Araştırmada öne çıkan bulgular

Araştırmada, kredi kartı borçlarını ödeyemediği için takibe düşenler ile ilgili öne çıkan bazı bulgular şöyle:

  • Bekarlar içinde takibe düşme oranı ise açık ara fazla.
  • Z kuşağı (18-24) yaş arası takibe düşme oranı daha yüksek; bu yaş grubunu 25-34 ve 35-44 yaş grupları takip ediyor.
  • Kirada oturanlar arasında takibe düşme oranı daha yüksek.
  • Kredi takibine düşenlerin yüzde 53’ü kartlarından nakit avans çekiyor.
  • BDDK verilerine göre takibe düşen bireysel kredi kartı borcu 6,9 milyar TL’yi buluyor.
Paylaşın