TCDD’nin Borcu 5,5 Milyar Lirayı Aştı

26 dağıtıp makam sağlamak  olan AKP, liyakatsiz kadrolaşmalar ile TCDD’yi de borç batağına batırdı” dedi.

TCDD kadrolarının, “Demiryolu güvenliğini bile sağlamaktan aciz kadrolar” olduğunu savunan Karasu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ulaştırma Bakanlığı’nda 21/b ile kapalı kapılar ardında yapılan, eşe dosta verilen ihalelerin ardı arkası hiç kesilmiyor. TCDD Genel Müdürü olarak görev yapan, sonra ticarete atılan İsa Apaydın’ın aldığı ihaleleri hatırlayalım.

2016 yılında çıkarılan kanun ile ikiye bölünen Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), 2025 yılının ilk dört ayında borç rekoru kırdı. Bölünmenin yaşandığı 2016 yılında 1,6 milyar TL olan TCDD’nin Hazine borcunun 30 Nisan 2025 tarihi itibarıyla astronomik boyutlara ulaştığı öğrenildi.

1 Mayıs 2013 tarihinde çıkarılan, “6461 Sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleşmesi Kanunu”nun yasalaşmasından kısa bir süre sonra TCDD, ikiye bölündü. Kanun kapsamında 14 Haziran 2016’da, TCDD Taşımacılık Anonim Şirketi faaliyete başladı.

Muhalefet, “Özelleştirmenin yolunu açmak için” TCDD’nin bölündüğünü savunurken kurum, yıllar itibarıyla adeta borç batağına saplandı. 2016 yılında 1 milyar 600 milyon 773 bin TL olan TCDD’nin Hazine borcunun, 2024 yılının sonunda 4 milyar 733 milyon 197 bin TL’ye dayandığı tespit edildi. 2025’in ilk ayını 4 milyar 790 milyon 272 bin TL borç ile kapatan kurumun toplam Hazine borcu, 30 Nisan 2025 itibarıyla 5 milyar 561 milyon 806 bin TL’ye fırladı. TCDD’nin Hazine borçlarının yıllara göre dağılımı da çarpıcı tabloyu gözler önüne serdi.

2024’te 36,5 milyar TL zarar ettiği belirlenen, Nisan 2025 itibarıyla 5,5 milyar TL’lik Hazine borcuna imza atan TCDD’nin 2010-2025 döneminde ihalesiz gerçekleştirdiği alımlarım sayısı ve maliyeti de dikkati çekiyor. Muhalefetin, “AKP’nin arka bahçesi haline getirildiği” gerekçesiyle eleştirdiği kurumun, 7,5 milyar TL tutarındaki 576 bin alımı, İhale Kanunu’na tabi olmadan, doğrudan temin yöntemiyle gerçekleştirdiği belirtiliyor.

TCDD’nin Hazine borçlarının yıllara göre dağılımı da çarpıcı tabloyu gözler önüne serdi. Kurumun Hazine borcu, bazı yıllara göre şöyle sıralandı:

2016: 1 milyar 600 milyon TL
2018: 2 milyar 386 milyon TL
2020: 3 milyar 369 milyon TL
2024: 4 milyar 733 milyon TL
2025 (Ocak-Nisan): 5 milyar 561 milyon TL

“AKP borca batırdı”

CHP Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, TCDD’nin borçlarına yönelik BirGün’den Mustafa Bildircin‘e değerlendirdi. Kurumun, Cumhuriyetin en önemli kurumlarından biri olduğunun altını çizen Karasu, “Ancak kurum, AKP’nin elinde her yıl zarar eden bir kuruma dönüştü. Tek misyonu eşe dosta İhaleler dağıtıp makam sağlamak olan AKP, liyakatsiz kadrolaşmalar ile TCDD’yi de borç batağına batırdı” dedi.

TCDD kadrolarının, “Demiryolu güvenliğini bile sağlamaktan aciz kadrolar” olduğunu savunan Karasu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ulaştırma Bakanlığı’nda 21/b ile kapalı kapılar ardında yapılan, eşe dosta verilen ihalelerin ardı arkası hiç kesilmiyor. TCDD Genel Müdürü olarak görev yapan, sonra ticarete atılan İsa Apaydın’ın aldığı ihaleleri hatırlayalım.

Açılışının üzerinden geçen 14 ayda toprak kaymalarının yaşandığı Sivas YHT hattında, ‘İklim değişikliğine bağlı altyapı iyileştirmesi işi’ için 3,4 milyar TL’ye verdikleri ihaleyi hatırlayalım. Bin 80 günde bitirilecek dedikleri İzmir-Ankara YHT hattını hatırlayalım. Tam yedi bakan eskitti bu proje. Milletin cebinden milyarlar aktarıldı ama hala bitmedi. Pamukova’yı, Çorlu tren facialarını hatırlayalım. Tüm bunlarla TCDD’nin itibarını da güvenirliğini de yerle bir etti bu iktidar.”

Paylaşın

Zam Furyası Sürüyor: YHT Bilet Fiyatlarına Yüzde 25 Zam

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerin ardından başlayan zam furyası hız kesmeden devam ediyor. Son olarak Yüksek Hızlı Tren (YHT) bilet fiyatlarına yüzde 25 zam yapıldı.

Zamla birlikte Ankara – İstanbul bilet fiyatı 430 liradan 540 liraya, Ankara – Konya bilet fiyatı 200 liradan 250 liraya, Ankara – Eskişehir hattındaki bilet fiyatı 225 liradan 280 liraya yükseldi.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), Yüksek Hızlı Tren (YHT) bilet fiyatlarına yüzde 25 zam yaptı.

Zamla birlikte Ankara – İstanbul bilet fiyatı 430 liradan 540 liraya çıkarıldı. Ankara – Konya bilet fiyatı 200 liradan 250 liraya, Ankara – Eskişehir hattındaki bilet fiyatı 225 liradan 280 liraya yükseltildi.

Öte yandan, Konya – İstanbul bilet fiyatı 630 liradan 790 liraya, Konya – Eskişehir bilet fiyatı 290 liradan 390 liraya, Konya – Sivas bilet fiyatı 675 liradan 800 liraya, Konya – Karaman bilet fiyatı 110 liradan 175 liraya, Konya-İzmit hızlı tren bileti de 600 liradan 750 liraya çıkarıldı.

TCDD Taşımacılık hızlı tren fiyatlarına 2022 yılında 5 kez, 2023 yılında ise 3 kez zam yapmıştı. YHT bilet fiyatları son olarak geçtiğimiz yılın eylül ayında artış göstermişti.

Paylaşın

TCDD Borç Batağında: 11,5 Milyar Lira Zarar

TCDD’nin 2022 yılında 6 milyar 386 milyon 57 bin lira olan net dönem zararı, 31 Aralık 2023 itibarıyla 5 milyar 105 milyon 781 bin lira artarak 11 milyar 491 milyon 838 liraya yükseldi.

TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün 2022 yılında 2 milyar 955 milyon 470 bin lira olan mali borçları, 2023 yılında 3 milyar 904 milyon 272 bin liraya yükseldi. Benzer bir artış ticari borçlarda da yaşandı. 2022 yılında 5 milyar 953 milyon 359 bin lira olan TCDD’nin ticari borçları, 2023 yılında 8 milyar 535 milyon 821 bin lira olarak gerçekleşti.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün (TCDD) 2023 yılı mali raporu gecikmeli olarak açıklandı. Muhalefetin, “İktidarın arka bahçesi oldu” eleştirileri yönelttiği idarenin 2022 yılında 6 milyar 666 milyon 422 bin TL olan net dönem zararında, 2023 yılında yüzde 70 artış yaşandığı ortaya çıktı.

TCDD’nin 2022 yılında 6 milyar 386 milyon 57 bin TL olan net dönem zararında, 31 Aralık 2023 itibarıyla 5 milyar 105 milyon 781 bin TL’lik artış yaşandı. 2023 yılı sonunda imza atılan kurum zararı, öngörüleni yüzde 124 aştı.

BirGün’den Mustafa Bildirci’nin haberine göre, TCDD’nin 2023 yılına yönelik mali raporuna göre, 2023 yılında gerçekleştirilen satışlardan toplam 5 milyar 332 milyon 482 bin TL gelir elde edildi. Satışların kuruma maliyetinin ise 11 milyar 842 milyon 713 bin TL olduğu bildirildi. TCDD, satışlardan kaynaklı zararı mali kayıtlara, 6 milyar 510 milyon 231 bin TL olarak geçti. Kurumun 2022 yılında 6 milyar 386 milyon 57 bin TL olan net dönem zararı ise 2023 yılında 11 milyar 491 milyon 838 milyon TL’ye fırladı.

Borçlarda çarpıcı artış

Kurum mali ve ticari borçlarında da çarpıcı artış kaydedildi. TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün 2022 yılında 2 milyar 955 milyon 470 bin TL olan mali borçları, 2023 yılında 3 milyar 904 milyon 272 bin TL’ye yükseldi. Benzer bir artış ticari borçlarda da yaşandı. 2022 yılında 5 milyar 953 milyon 359 bin TL olan TCDD’nin ticari borçları, 2023 yılında 8 milyar 535 milyon 821 bin TL olarak gerçekleşti.

2023 yılında 11,4 milyar TL zarar eden TCDD’nin zararında yıllara göre yaşanan değişim ise şöyle sıralandı:

2018: 2 milyar 557 milyon TL
2019: 2 milyar 546 milyon TL
2020: 3 milyar 866 milyon TL
2021: 4 milyar 34 milyon TL
2022: 6 milyar 386 milyon TL

Paylaşın

KİT’lerin Hazine’ye Borçlarında Çarpıcı Artış: İki Yılda İkiye Katlandı

31 Mart itibarıyla Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin (KİT) Hazine’ye toplam borcu, 6 milyar 834 milyon liraya ulaştı. TCDD’nin borcu, dört KİT’in toplam Hazine borcunun yüzde 87’sini oluşturdu.

Hazine borcu olan KİT’ler listesinde ilk sırada yer alan TCDD’nin 5,9 milyar liralık borcunun 2,8 milyar lirasının vadesinin geçtiği belirtildi.

BOTAŞ, EÜAŞ, TEİAŞ ve TCDD’nin Hazine borcunda yıllar itibarıyla yaşanan artış da dikkati çekti.

AK Parti iktidarının çiftliğine dönüşen Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin (KİT) Hazine’ye olan borçlarında çarpıcı artış yaşandı. Yönetim kadrosunda yer alan isimler itibarıyla “AK Parti’nin arka bahçesi haline getirildi” eleştirilerinin yöneltildiği TCDD, en fazla Hazine borcu olan KİT oldu.

Birgün Gazetesi’nden Mustafa Bildircin’in haberine göre, Yalnızca TCDD’nin borcu, dört KİT’in toplam Hazine borcunun yüzde 87’sini oluşturdu. Hazine borcu olan KİT’ler listesinde ilk sırada yer alan TCDD’nin 5,9 milyar TL’lik borcunun 2,8 milyar TL’sinin vadesinin geçtiği belirtildi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 31 Mart itibarıyla Hazine Alacak Stoku verilerini açıkladı. Veriler, KİT’lerin Hazine borcunda yıllara göre yaşanan artışı bir kez daha gözler önüne serdi. TCDD, uzun süredir elinde bulundurduğu en fazla Hazine borcu olan KİT olma unvanını yine kimseye kaptırmadı.

TCDD liste başı

Bakanlığın verilerine göre, 31 Mart itibarıyla dört adet KİT’in toplam Hazine borcu, 6 milyar 834 milyon 516 bin TL’ye ulaştı. KİT’lerin Hazine borçlarına göre sıralandığı listede TCDD, 5 milyar 981 milyon 426 bin TL’lik borç ile ilk sırada yer alırken diğer KİT’lerin borç bakiyeleri şöyle sıralandı:

BOTAŞ, EÜAŞ, TEİAŞ ve TCDD’nin Hazine borcunda yıllar itibarıyla yaşanan artış da dikkati çekti. 2018 yılında 3 milyar 307 milyon 110 bin TL’lik Hazine borcu bulunan dört KİT’in, 2019-2023 (Ocak-Mart) dönemindeki borçları yıllara göre şöyle kaydedildi:

2019: 3 milyar 520 milyon lira
2020: 4 milyar 209 milyon lira
2021: 5 milyar 595 milyon lira
2022: 6 milyar 721 milyon lira
2023 (Ocak-Mart): 6 milyar 834 milyon lira

Paylaşın

TCDD’nin Borcu 5,5 Milyar Liraya Ulaştı

TCDD’nin toplam Hazine borcun da 2022 itibarıyla dramatik artış yaşandı. Ocak ayında toplam Hazine borcu 4,6 milyar TL olan idarenin nisan, haziran, ağustos ve ekim aylarındaki borçları ise sırasıyla 4,8 milyar TL, 5,1 milyar TL, 5,3 milyar TL ve 5,5 milyar TL olarak gerçekleşti.

İktidarın borçlandırarak özelleştirmeye hazırlandığı iddia edilen Türkiye Cumhuriyet Devlet Demiryolları’nın (TCDD) Hazine borcu toplamı 5,5 milyar TL’ye ulaştı. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Hazine Alacak Stoku, TCDD’nin mali yapısını da bir kez daha ortaya koymuş oldu.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre AKP’li belediyelerden gelen eski bürokratların yönetiminde yer aldığı kurumun borcu, 2022 itibarıyla hemen her ay artmaya devam etti.

TCDD, Hazine’ye borcu olan 5 Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) içinde en borçlu kuruluş olarak öne çıktı. KİT’lerin toplam 6 milyar 425 milyon 687 bin TL’lik Hazine borcunun 5 milyar 465 milyon 948 bin TL’si TCDD’ye yazıldı. İdarenin toplam 5,5 milyar TL’lik borcunun 2 milyar 583 milyon 418 bin TL’sinin vadesinin geçtiği öğrenildi.

Aylar geçtikçe borç arttı

TCDD’nin vadesi geçmiş borçlarında aylara göre yaşanan değişim dikkat çekti. 2022 Ocak itibarıyla 2,1 milyar TL’lik vadesi geçmiş borcu bulunan idarenin, bazı aylara göre vadesi geçmiş borç tutarı şöyle kaydedildi:

Mart: 2 milyar 233 milyon TL

Temmuz: 2 milyar 455 milyon TL

Ekim: 2 milyar 583milyon TL

TCDD’nin toplam Hazine borcunda da 2022 itibarıyla dramatik artış yaşandı. Ocak ayında toplam Hazine borcu 4,6 milyar TL olan idarenin nisan, haziran, ağustos ve ekim aylarındaki borçları ise sırasıyla 4,8 milyar TL, 5,1 milyar TL, 5,3 milyar TL ve 5,5 milyar TL olarak gerçekleşti.

Sayıştay, sınavsız atamalara dikkat çekmişti

Sayıştay’ın, 2020 yılı Devlet Demiryolları Raporu, TCDD’yi borç batağına saplayan uygulamalara ışık tutuyor. Raporda, TCDD bünyesinde bulunan ve sınavla atama yapılması gereken müdürlük koltuklarına sınavsız atamalar yapıldığı belirtiliyor. Raporda, TCDD’de 40 kişiden oluşan şube müdürlerinin, bulundukları konuma sınavsız yerleştiği ifade ediliyor

Paylaşın

Selahattin Demirtaş’ın ‘Leylan’ Kitabı Sürgün Gerekçesi

Edirne F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Leylan kitabını çekmecesinde bulunduran Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) çalışanının sürgün edildiği öne sürüldü.

Halk TV yazarı İsmail Saymaz köşesinde, İzmir’den Malatya’ya sürülen İ.K.’nin amiri E.K ile arasında gerginlik olduğu ve İ.K’nın Alsancak Polis Merkezi’ne gittikten sonra amiri tarafından çekmecesi açıldığını söyledi. Çekmeceyi açan amir, TCDD’nin özel güvenlik görevlisi Ö.K.’yi odaya çağırdığı ve İ.K.’nin çekmecesini göstererek, “Bak burada Demirtaş’ın kitabı var” dediği belirtildi.

Saymaz’a göre Ö.K verdiği ifadede, “Kişisel alanı karıştırmak suç. Bu kadarına gerek var mı? Ben suça karışmak istemiyorum’ dedim” dediğini ifade etti. Saymaz’ın söz konusu iddia ettiği yazısının ilgili kısmı şöyle:

“E.K., kitabı eline alarak, Personel ve Mali İşler Servis Müdürü E.U.’nın odasına koştu ve “Çekmecesinde buldum” dedi ve yasaklı yayın ele geçirdiğini ‘ihbar’ etti.

Beş kişi çekmecede Demirtaş’ın kitabının bulunduğu yönünde tutanak tutup imzaladı. Ardından E.K., Terörle Mücadele Şubesi’ni aradı ve polisi ofise çağırdı.

İ.K., olan bitenden habersiz, Alsancak Polis Merkezi’nde E.K. hakkında şikayette bulunmaktaydı. İfadesi alınırken, cep telefonu çaldı. Ofisten aranıyordu. Fakat telefondaki görevli, Terörle Mücadele Şubesi’nden olduklarını söyledi. Polis “Sizinle görüşmek istiyoruz” dedi.

İ.K., Alsancak Polis Merkezi’de olduğunu söyledi.

Polisler karakola geldi.

İ.K.:

“Çekmecemde terör suçunu barındıran kitaplar olduğuna dair ihbar aldıklarını ve aslı olup olmadığını sordular. Asılsız olduğunu belirttim.”

Üç yıl önce çıkan ‘Leylan’ hakkında toplatma kararı olmadığı için polisler bir işlem yapmadan geri döndü. Savcılık soruşturmaya açmaya gerek görmedi. İ.K., hakaret ve iftiranın yanı sıra kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirmekten de şikayetçi oldu.

E.K., ifadesinde, ‘çekmece operasyonu’nu bütün ayrıntılarıyla anlatıyor. “Bu kitabı günler öncesinden birkaç kere ve tekerrürle okuduğunu bizzat gördüm” diyor.

Şöyle devam ediyor:

“Memur olduğunu, siyasi propaganda içerebilecek kitapları ve yayınları getirmemesi gerektiğini, kendisiyle aynı odayı paylaştığımdan tarafımı ve kurumumuzu zan altında bırakacağını belirttim. Bir daha getirmeyeceğini söyleyerek, ‘Şimdilik üst çekmecemde bulunsun, öğle arası evime götüreceğim, lütfen tutanak tutma’ dedi.”

E.K., tartışmanın çıktığı gün İ.K.’nin odasının değiştirilmesi ve eşyalarının taşınması talimatının verildiğini kaydederek, “Taşınma sırasında şahsa ait kitap tarafımca fark edilmiştir. Uyarmama rağmen kitabı götürmediği ve açık alanda bıraktığı sabittir” diyor.

İ.K. baroya şikayet etti

İ.K. ayrıca İzmir Barosu’na başvurarak, E.K.’ye disiplin cezası verilmesini istedi. Dilekçesinde, “E.K.’nin arama ve tutanak eylemi gerçekleştirmesini izlediği polis dizilerine bağlamaktayım. Suç işlemiş, tutanak tutarak bu durumu tescillemiştir” diyor.

İ.K., kitabın kendisine ait olmadığını savunuyor. Ekliyor:

“Leylan’ yasaklı kitaplar arasında değildir. Nesinin suç olduğunu anlayabilmiş değilim. E.K.’nin düşünce ve ifade özgürlüğü kavramını fakülte ve meslek hayatında öğrenmediği kanaatindeyim.”

İ.K., iki ayrı suçtan şikayetçi olurken, E.K de genç meslektaşını kuruma şikayet etti. TCDD, idari soruşturma çerçevesinde, “hukuk müşavirliğinin önerisi ve hizmet gereği” dün İ.K.’yi Malatya’ya sürdü.”

Paylaşın

İstanbul: İstanbul Demiryolu Müzesi

Dünyanın en önemli kültür, turizm, sanat, finans ve ticaret merkezlerinden biri olan İstanbul, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. İstanbul Demiryolu Müzesi; İstanbul’un Fatih İlçesi, Eminönü Semti, Hocapaşa Mahallesi sınırları içerisindedir.

İstanbul Demiryolu Müzesi, Sirkeci Garı içinde 23.09.2005 tarihinde açılmıştır. 45.50 metrekarelik bir alanda hizmet veren müzede 300 adet kültür varlığı sergilenmektedir. Müze Pazar, Pazartesi ve bayram günleri dışında her gün açık olup, ücretsiz gezilebilir.

İstanbul’un kısa tarihi

İstanbul’un tarihi, Yenikapı Theodosius Limanı kazılarıyla gün ışığına çıkan Neolitik çağ yerleşimiyle, 8500 yıl geriye uzanmış, bu süreçte kentin geçirdiği kültürel, sanatsal, jeolojik değişim ve kent arkeolojisi hakkında yeni bir dönem açılmıştır. Şüphesiz, İstanbul’un tarihi ile ilgili en göze çarpan özelliği, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu gibi üç evrensel imparatorluğa başkentlik yapmış olmasıdır.

M.S. 4. yüzyılda Roma İmparatorluğu çok genişlemiş; İstanbul, stratejik konumundan dolayı, İmparator Büyük Konstantin tarafından Roma’nın yerine yeni başkent olarak seçilmiştir. Kent 6 yılı aşkın bir sürede yeniden düzenlenmiş, surlar genişletilmiş, tapınaklar, resmi binalar, saraylar, hamamlar ve hipodrom inşa edilmiştir. 330 yılında yapılan büyük merasimlerle, kentin, Roma İmparatorluğu’nun başkenti olduğu resmen açıklanmıştır.

Yakın çağın başladığı dönemde İkinci Roma ve Yeni Roma adları ile anılan kent, daha sonra “Byzantion” ve geç devirlerde Konstantinopolis olarak adlandırılmıştır. Halk arasında ise kentin adı tarih boyunca “Polis” olarak anıla gelmiştir. Büyük Konstantin’den sonraki imparatorların da şehri güzelleştirme çabalarının devam ettiği anlaşılmaktadır. Kentteki ilk kiliseler de Konstantin’den sonra inşa edilmiştir. Batı Roma İmparatorluğu’nun 5. yüzyılda çökmesi nedeniyle, İstanbul, uzun seneler Doğu Roma İmparatorluğu’nun (Bizans) başkenti olmuştur.

Bizans döneminde yeniden inşa edilen kent, surlarla tekrar genişletilmiştir. Günümüzdeki 6492 m. uzunluğundaki ihtişamlı şehir surları, İmparator Il. Theodosius tarafından yaptırılmıştır. 6. yüzyılda nüfusu yarım milyonu aşan kentte, İmparator Justinyen idaresinde bir altın çağ daha yaşanmıştır. Günümüze kadar ulaşan Ayasofya, bu dönemin bir eseridir. 726-842 yılları arasında kara bir devir olan Latin egemenliği, 4. Haçlı seferinin 1204 yılında şehri istilası ile başlamış, tüm kilise ve manastırlar ile abidelere kadar şehir yıllar boyu talan edilmiştir. 1261’de idaresi tekrar Bizanslıların eline geçen kent, eski zenginliğine tekrar kavuşamamıştır.

İstanbul, 53 günlük bir kuşatma sonrası, 1453’te Türklerin eline geçmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in savaş tarihinde ilk defa kullanılan iri boyutlardaki topları, İstanbul surlarının aşılmasının önemli bir sebebidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti buraya taşınmış, ülkenin çeşitli yerlerinden getirilen göçmenlerle şehir nüfusu arttırılmış, boş ve harap olan şehrin imar çalışmalarına başlanmıştır. Şehrin eski halkına din hürriyeti ve sosyal haklar tanınarak, yaşamlarını sürdürmeleri sağlanmıştır. Fetihten yüzyıl sonra ise Türk Sanatı şehre damgasını vurmuş, kubbeler ve minareler şehir siluetine hakim olmuştur.

16. yüzyıldan itibaren Osmanlı Sultanlarının Halife olmalarından ötürü, İstanbul tüm İslam dünyasının da merkezi olmuştur. Sultanların idaresinde şehir tamamen imar edilmiş, büyüleyici bir atmosfere bürünmüştür. Eski akropolde kurulu Sultan Sarayı, Boğaziçi’nin ve Haliç’in eşsiz manzarasına hakim kılınmıştır. 19. yüzyıldan itibaren Batı dünyası ile sıklaşan temaslar sonrası, camiler ve saraylar, Avrupa mimarisi tarzında, Boğaziçi kıyılarına inşa edilmeye başlanmıştır.

Kısa sürede inşa edilen birçok saray, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminin de sembolleridir. 20. yüzyılın başında, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun sona ermesine şahit olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu parçalanırken ve iç ve dış düşmanlar kendi payları için mücadele ederken; Mustafa Kemal Atatürk, Türk Milletinin desteğini alarak, silah arkadaşları ile birlikte, vatan toprağının kurtarılması için mücadeleye girişmiştir. Milletin iradesi ile kazanılan Kurtuluş Savaşı’nı müteakiben; Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, 1923’te Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.

Bu süreçte, başkentin Ankara’ya taşınması, İstanbul’un önemini değiştirmemiştir. Bu eşsiz şehir, büyüleyici görünümü ile dünya üzerindeki en önemli kültür-turizm-sanat-finans ve ticaret başkentlerinden biri olmayı sürdürmektedir.

Paylaşın